Page 5 of 8

Posted: Wed Nov 01, 2006 4:11 am
by Tolga Girici
Maci izleyemedim, ama gercekten de puan alacagimiz yonunde umutluydum, cunku kadromuz oturmustu, eldeki imkanlar icinde ideal dizilis elde edilmeye baslanmisti. Ama demek ki hayal etmekle olmuyormus. Bu noktadan sonra sahadakileri suclamanin bir anlami yok bence. Bu sene sampiyonlar ligi olimpiyat stadinda kaybedildi. Carruscaya 2.5 milyon dolar bonservis verilecegine o paranin beste biri ASY'ye harcansaydi su anda Bordo'dan 3 puan, PSV'den de hic olmazsa 1 puan alinmisti. Bizimkiler hala devlete beles stad yaptirmak icin taklalar atadursun.

Maci seyretmedim, ama ben Gerets'in takimina yeteri kadar inanmadigini dusunuyorum. Bu is biraz da inanc meselesi. Ama gercekci olmak gerekirse kendi evinde galip gelemeyen takimin deplasmanda galip gelmesini beklemek pek gercekci degil. Gecen seneki Fenerbahce bile, ki bu seneki GS'dan cok daha saglam bir takimdi, kendi evinde 3-0 yendigi PSV karsisinda orada caresiz duruma dusmustu, pozisyon bulmakta bile zorlanmisti. Neyse artik, belki Bordo'yu yeneriz. Olmayacak sey degil.

Yonetimin on libero konusundaki politikasi kabak tadi verdi artik. Bu is Ayhan'la Inamoto'yla bir yere kadar. Tamam, Gerets yerine Lucescu olsa belki onlarla da takimi basarili yapardi, ama once yonetim gorevini yapacak. Ulker'den gelen 5 milyon dolarla iyi bir on libero almak bu kadar mi zor. Hala Arjantin'de adam ariyorlar. Hangi mantikla bunu yapiyorlar anlamakta zorlaniyorum. Bizim isimsiz futbolcuya ihtiyacimiz yok ki. Elimizde zaten bir dolu gelecek vadeden genc var. Bizim ihtiyacimiz takimi orta sahada yonetecek, tercihen frikik, korner de atabilecek tecrubeli bir oyuncu. Kac senedir soyleniyor bu forumda, butun Turkiye soyluyor, ama bu yonetimdekilerin ne yapmaya calistigi belli degil. Belki de bu maglubiyetlere sevinmek lazim, yoksa basimizdan gitmeyecekler.

Posted: Wed Nov 01, 2006 6:36 am
by Cengiz Akgun
Tolga Girici wrote: ...
Bu sene sampiyonlar ligi olimpiyat stadinda kaybedildi. Carruscaya 2.5 milyon dolar bonservis verilecegine o paranin beste biri ASY'ye harcansaydi su anda Bordo'dan 3 puan, PSV'den de hic olmazsa 1 puan alinmisti. Bizimkiler hala devlete beles stad yaptirmak icin taklalar atadursun.
...
Bak $imdi neler diyorsun yahu. Duymadin mi sen bu sene transferleri bedavaya getirmi$ler ya. Adnan bey para yerine opucuk vermi$. Hani sorulunca nasil bedava aldiniz dediklerinde meslek sirrim demi$ti ya.

Posted: Wed Nov 01, 2006 7:12 am
by Tolga Girici
Cengiz Akgun wrote:
Tolga Girici wrote: ...
Bu sene sampiyonlar ligi olimpiyat stadinda kaybedildi. Carruscaya 2.5 milyon dolar bonservis verilecegine o paranin beste biri ASY'ye harcansaydi su anda Bordo'dan 3 puan, PSV'den de hic olmazsa 1 puan alinmisti. Bizimkiler hala devlete beles stad yaptirmak icin taklalar atadursun.
...
Bak $imdi neler diyorsun yahu. Duymadin mi sen bu sene transferleri bedavaya getirmi$ler ya. Adnan bey para yerine opucuk vermi$. Hani sorulunca nasil bedava aldiniz dediklerinde meslek sirrim demi$ti ya.
Bu adamlar kendi islerini nasil yonetebiliyorlar, anlayamiyorum. Allahim gunahimiz neydi de bu adamlari basimiza sardin?

Durun asagiya Sinan Kalpakcioglu-internetspor roportajini ekleyeyim de biraz daha sinir olalim. Kendisi tekerlekli sandalye basket takimini kurmus haberiniz var miydi? Bu arada kulubu el birligiyle tekerlekli sandalyeye mahkum ettiler, bu da onemsiz bir ayrinti.

http://www.internetspor.com/v3/haber.php?haberID=35456
Bugüne kadar basına hiç konuşmayan G.Saray İcra Komitesi Koordinatörü Sinan Kalpakçıoğlu, Yazarımız Selim Benezra'ya çok çarpıcı açıklamalarda bulundu:



Sayın Sinan Kalpakçıoğlu (İcra Komitesi Koordinatörü)

Selim Benezra : Sinan bey dedeniz Galatasaray'ın 3 kurucusundan biri. Siz kaç yıldır kulüptesiniz.

Sinan Kalpakçıoğlu : Aslında kendimi bildim bileli bu kulüpteyim ama profesyonel anlamda 10 yıldır kulüpte çalışıyorum.

S.B. : Sinan bey size ilk sormak istediğim soru Song'un menajeri ile son durum nedir?

S.K.: Song'un menajeri ile daha bugün son olarak bir anlaşmaya varabildik. Menajer Bruno'ya 50.000 Euro'su peşin olmak üzere 550.000 Euro ödeyeceğiz ve FIFA'ya uzlaştığımızı bildirdik. Artık Song'un hiçbir sorunu yok. Sanırım o da burada kalmak istiyor.

S.B. : Ribery'nin parasını ne zaman alırız?

S.K. : Ribery olayı CAS'a gitti. Sanırım 6-8 ay içinde alırız.

S.B. : Sinan bey Galatasaray'ın borcu dillere pelesenk olan bir konu. Bu konuda neler diyeceksiniz?

S.K: Öncelikle bilinmelidir ki bu kulüpte hiç kimsenin tek kuruþu kalmadı ve kalmaz. Bizim yapımız buna uygun değil. Bugüne dek hiç bir yöneticinin cebinden verdiği para kulüpte kalmadı ve hepsi geri ödendi. Bugün itibarı ile kulübün şahıslara olan cüzi bir rakam borcun büyük bir kısmı Başkan Canaydın'dadır. Onları da sana göstereyim (Burada kime ne kadar borcun olduğuna dair belgeyi gösteriyor)

Herkes Galatasaray'ın devlete olan vergi borçlarını dolamış diline gidiyor. Ama kimse kayıtlarımıza bakmayı aklına getirmiyor. Evet Galatasaray'ın borcu vardır ama;

Bz yaklaşık 7 aydır tüm borçlarımızı düzenli olarak ödüyoruz. Başkana olan borcumuzu da ben kendisine geri ödeyeceğimizi söyledim. Galatasaray büyük kulüptür. Kimsenin parasıyla iş yapmaz.

31 Aralık 2002'de Sportif A.Ş.'yi kurdum. Ben o dönem Genel Sekreterlik, İcra Kurulu Koordinatörlüğü, Futbol A.Ş. Genel Müdürü ve Finansman Direktörlüðü, Futbol A.Ş. Hukuk Müşavirliği görevlerini tek başıma yapıyordum. Ama daha sonra bu görevlerimi bıraktım.

S.B.: Neden bıraktınız?

S.K.: Bunu sana başka zaman uzun uzun anlatırım...

S.B.: Geçen yıl kazanılan şampiyonluğa gelelim. Bu şampiyonluk gelmeden önce futbolcuların para konusundan bir tavrı vardı. Nasıl oldu da bu tavır engellendi ve herşey yoluna girdi?

S.K.: Denizbank'tan futbolculara ödemek için 10.000.000 Dolar kredi aldım. O parayı ödemesek şampiyonluk falan hayaldi. O parayı bankadan alır almaz futbolculara ödedik ve herkes rahatladı.

S.B.: Kulüp adına alınan kredilerde hiç şahsi imzanız var mı?

S.K.: Önemli olan şahıslar değil Galatasaray kulübüdür. O yüzden benim imzam olsun olmasın fark etmez. Önemli olan atılan imzanın Galatasaray'a kazandırdıklarıdır.

S.B.: Peki Seyrantepe projesinde ne durumdayız?

S.K. : Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan evraka imza atmıþtır (İmzalanmış belgeyi de gösteriyor) Eğer bir sapma olmazsa Ocak 2007'de veya ona çok yakın bir tarihte ilk kazmayı vuracağız. Burada tam tarihte söylemek istemiyorum zira devlet işleri bazen düşündüğümüzden fazla zaman alınca bu sefer basýn ayağa kalkıyor Ocak demişiniz hala ortada bir şey yok diye. O yüzden ben diyorum ki 2007 sene başında bu işe başlıyoruz.

S.B.: Peki Sami Yen arazisi?

S.K.: Onu TOKI'ye devredip karşılığndaa cebimizden tek kuruş çıkmadan 52.000 kişilik yeni stadımızı ve buna ek olarak bir eğlence merkezi alacağız. Ayrıca Sami Yen'in yanındaki çadır arazimizi vermedik. 2.200 m2'lik alan hala bize ait. Biz oraya yapılacak projeye baktıktan sonra bunu da verebiliriz. Tabi ki gelecek teklife göre.

S.B.: Peki hakkınızda neden bu kadar konuşuluyor? Basında çıkan Galatasaray haberlerinin kıyısında köşesinde muhakkak isminiz geçiyor. Hakkınızda bir sürü spekülasyon var. Bu kadar yazııana rağmen neden hiç çıkıp konuşmadınız?

S.K.: Öncelikle bilmelisin ki benim dedem Galatasaray'ýn 3 kurucusundan biri. Ben böyle bir terbiye alarak büyümüþ biriyim. Üstelik yaptıklarım doğru şeyler. Bazılarının hortumunu kesince beni kötü adam diye lanse ediyorlar. Ama benim içim rahat çünkü ne yaptığımı çok iyi biliyorum. Hakkımda söylenenleri sor ben açık gönülle hepsini cevaplarım.

S.B. : Örneğin Anadolu yakasındaki ev kiranızın 7.000 Dolar olduğu ve bunun kulüp tarafından ödendiği söyleniyor.

S.K.: Öncelikle ben Baltalimanı'nda oturuyorum. Evimin kirasıda o söylediğin rakamın çok çok altında. Bekle biraz (diyor ve önündeki bilgisayarı karıştırmaya başlıyor ve bir kağıt basıyor) İşte bu da benim ev kiram. Bak bakalı kira kontratı kimin adına? Kaç para?
(Aynen söylediği gibi rakam)

S.B. : Peki sizin kulübe gelen şeref Tribün'ü biletlerini sattığınız da söyleniyor.

S.K. : Bu kadarına artık gülüyorum. Bak Selim, kulübe gelen bilet sayısı bellidir. Ve bu kuüpte bu tip dedikodulara yol açmamak için Başkan, seçildiği günden beri bu biletleri kendi alır ve gereken kişilere verir. Verilen kişilere kendi de dahildir. Yani Başkan o biletle maça girer.

S.B. : Sinan bey biraz da Riva projesini konuşalım mı?

S.K. : Tabi ki. Sana en başından ne istersen sorabilirsin demiştim. Öncelikle bilinmelidir ki Alarko şirketi bize hiç bir zaman bir teklifte bulunmamıştır. Basında hep bu konu yazıldı ama böyle bir teklif bize hiç gelmedi. Şu an için görüşmede olduğum çok ciddi 2 teklif var. Bunlar daha görüşme aşamasında olduğu için detaylarını anlatamam. Ama Riva projesi için bugüne dek Galatasaray'a yapılan en iyi teklif bu ikisi. Yakında sonucu çıkar o zaman sana bildiririm.

Riva projesi çok kapsamlı bir projedir. (Diyor ve bana kocaman, kalın bir dosya veriyor. Dosyanın içinde yapılan tüm tahliller var. Oradaki arazilerin m2 fiyatından, yapılan ve satılmakta olan binaların fiyatlarından tutun da bugüne dek alınan tüm teklifler bu dosyada var) İşte sana açıkça hepsini gösterdim. Galatasaray Riva projesinden en karlı şekilde çıkacak. Bundan hiç ama hiç kimsenin şüphesi olmasın. Arazimin bize getirisi günümüz şartlarına oranla çok iyi olacak.

S.B.: Sinan bey Galatasaray tekerlekli sandalye takımını sizin kurduğunuzu biliyorum. Bu konuda bilgi verirmisiniz?

S.K. : O takım benim gözbebeğim. Mükemmel bir iş yaptık bu takımı kurmakla. Kulübün içinde olduğu maddi darboğazı düşününce bu fikrimi ilk anlattığımda pek kabul görmedi. Ama ben kulüp kasasından tek kuruş çıkmadan bu takımı kurdum.

Yavuz Kocaömer benim çok sevdiğim bir ağabeyimdir. Bana Beşiktaş takım kurdu siz niye kurmuyorsunuz deyince bu işi yapacağım dedim. Sedat İncesu'yu getirdik. Kendisi Fenerbahçe'li idi artık Galatasaray'lı oldu (gülüyor). Ve ilk yılımızda şampiyon olduk. Herşey çok iyi gidiyor. Milli takımımız Balkan şampiyonu oldu ve takımdaki 12 kişiden 7'si bizim takımdan. Ben her maça gidiyorum. Bu takımın geçen yılki maliyeti herşey dahil 150.000 Dolar'dı. Bu yıl bu rakam 300.000 dolara çıktı. Denizbank sponsorumuz oldu. Türkiye'de ilk kez yabancı bir oyuncu transfer ettik. Çek Cumhuriyetinden 2.07'lik bir yabancı getirdik. Hedefimiz Avrupa şampiyonluğu.

Takımda Ferit Gümüş adında bir çocuk var. Kendisi Doğu Anadolu'da bir aşiret reisinin torunu. Çocuk engelli doğmuş, dedesi de bu şeytan,öldürün bunu deyince annesi İzmir'e kaçırmış. Özsu takımında oynarken transfer ettik onu. Her maça İzmir'den geliyor. Orada işi ve ailesi var. Şimdi onu buraya almanın yolunu arıyoruz.

Sağolsun Taner Aşkın bu takıma 102 milyar ve Denizbank 50.000 dolar verdi.

Eğer bağış yapmak isteyen olursa ;
Denizbank Gayrettepe Şubesi Euro hesabı 100840-355
Denizbank Gayrettepe Şubesi YTL hesabı 100-840-354.

S.B. : Sinan bey peki Galatasaray Basketbol takımı?

S.K.: Yaptığımız Cafe Crown anlaşmamız var biliyorsun. Bu anlaşma iki tarafı da mutlu ederse ki şimdilik öyle, uzatılması düşünülebilir. Basketbol için kombine kart satışı yapma fikrim vardı ama şu anda basketbolla ilgilenmiyorum.

S.B. : Sinan bey yine futbola dönelim. Mesela size bazı futbolcuların maliyetlerini sorsam?

S.K.: Tabi sor.

S.B. : İlk günden beri merak ederim. Galatasaray'da oynaması için Hagi için Barcelona'ya hiç bonservis ücreti verilmedi mi?

S.K.: 600.000 Dolar bonservis bedeli verdik. Sen teker teker sorup yorulma, bu listeyi al. İçinde 1995-96 sezonundan bugüne kadar kime ne vermişiz ne almışız hepsi kayıtlı (diyor ve satın alınan, önderilen, kiralanan,kiraya verilen tüm futbolcuların maliyetlerini ve aynı sezondan günümüze kadar hangi menajere ne kadar ödendiğinin listesini veriyor). Ne yazık ki giderimiz gelirimizin neredeyse iki katı.

S.B. : Sinan bey son sorum ise Liverpool maçı ile ilgili olarak yazmış olduğum bir yazı vardı.

S.K.: Evet okudum. Sana o bilgilerin kimden geldiğini biliyorum ama bunları anlatan kişi neden acaba 100. yılda kulübe verdiği zararı anlatmıyor çok merak ediyorum. Bak o kiþi ile 100.yýl balomuzla ilgili olan bir olayı anlataşım sana. Bunu istersen git kendisine de sor bakalım ne diyecek (diyor ve bu konu ile ilgili off the record bir olay anlatıyor)

S.B. : Sinan bey bana ayırdığınız zamana, gösterdiğiniz ilgiye ve paylaştığığız tüm belegeler için size teşekkür ederim. Ayrıca bugüne kadar basına hiç konuşmamıp Sinan Kalpakçıoğlu'nun bana konuşmasından dolayı da ayrıca çok teşekkür ediyorum.

S.K.: Ben teşekkür ederim

Sayın okurlar,
Sinan beyle röportajımız çok uzun sürdü ve kendisine bir çok konuda sorular sordum. Hepsini bilgi ve belgeleri ile anlattı, gösterdi. Bazı konuları burada yazmayacağıma dair kendisine bir söz verdim ve o sözümü de tutuyorum. O da bana eğer okurlarından etrafta konuşulan konular ile ilgili sorusu olan varsa kulübe seninle birlikte gelip bana istediğini sorabilir dedi. Elçiye zeval olmaz dostlar, bana söylenen bu. Gidip konuşmak isteyen varsa kendisinin kapısı herkese açık...
Herkese kapisi cikmis. Burada cok basit sorular soruldugunda neredeydi?

Aslinda Adnan Polat zamaninda dogru teshis koyup Sinan Kalpakcioglu'nu gorevden uzaklastirmisti, (sonra baska gorevlere geldi, o ayri konu) ama bu A.S.Y. konusu ve Ulker'den gelen paralarla bir turlu duzgun bir on libero alinamamasiyla fena cuvalladi.

Posted: Wed Nov 01, 2006 11:05 am
by Kenan Atak
Ozan Ersoy wrote:Ikinciyi de yedik. Sol kanatta Inamato'nun buyuk hatasi, Kone aldi, Mondiyi calimladi, kaleye mihladi.

CL tarihinde iki takimin iki mac kala bir ust turu garantiledigi olmus mudur bilmem. Iki takim 10 puanda, diger iki takim 1 puanda.

Ozan Ersoy
Eger rakiplerden biri Özhan abinin GS'i ise olur. Mac öncesi idmanda olaylar cikiyor Gerets tartaklaniyor takimin basinda araki birisini bulasin. Yönetici yok, baskan yok. Kafada kukuletalar zongur zongur uyuyorlar. Yazik! Dilimizde tuy bitti sen kalk GS icin maddi manevi buyuk önem tasiyan CL öncesi icin en ufak bir strateji belirleme, oyuncu arama, uc ay boyunca görmemisin oglu gibi anneler kupasi ile gumbede gumbede göbek at sonra böyle bir puanla kicinin ustune civi gibi cakarlar. Iyi bir oyuncu 2-3 milyon dolarsa senelerdir sacma sapan Kukunku, Marek vs gibi adamlara bu paralari heba et sonra VHS'den izledigin Capusko'lu kadronla CL'de bu kadar iste.

Bu saatten sonra GS maddi manevi yokus asagi. Görun de bakin. Tribunler bosalir zaten gidenin aklina edeyim, zira ortalikta hela otopark mafyasi taraftar diye kol geziyor. Eh CL iddiasi da bitti. Bordeaux da cakar hic merak etmeyin. Özhan Canaydin'in Avrupa karnesi balikci takimi ve CL rezaletleri ile dolu. Iki sene degil 12 sene daha baskanliga oyna Özhan abi. Aslantepe'yi falan ruyanizda görursunuz artik. Zaten olacagi yokdu ya! Benim icin GS finito! Sinirlerini yipratmak istemeyen bu bastakiler gidene kadar GS'i TV'den bile izlemez haberlerine bile bakmaz. Bu kadar antipatik bu kadar sinir bozucu bir yönetimle gelinen nokta bu. Sadece GS'i bitirmediler samimi söyluyorum GS'i sevenleri sinir hastasi ettiler, bunlarin yuzleri aklima gelince midem gurulduyor. Kabus yahu kabus bunlar! Elm sokaginda terorden beter. Hem de ne kabus! Bu hafta Butragueneo mektup yollar mi? Yollar yollar! Avrupa'dan defteri uzuuuunn yillar silinmis bir GS. Oh iyi olsun, beter olsunlar bunlara oy verip secim aksami Osssann abi sak sak sak diye tezahurat yapan 1615 dusunsun simdi. Simdi iki sene boyunca 5-6 bin kisiye top oynarlar. Bu öngörude yanilacagimi hic sanmiyorum bu yaz basi olacaklara deginmistim. Evet CL'de bir puan. UEFA'ya gitsen ne yazar orda da Dinyeper diye bir takim cikar essek gibi teper bunlari. Gerci daha Bordeaux var durun bakalim bir de onlar caksin bir puanla grup kapansin. Grup lideri ingiliz liginde tel tel dökulen Liverpool. Hey GS dört senede nerden nereye geldin. Bir futbol sevgimiz vardi, bir sali carsamba aksamlarimiz vardi zevkle CL maclarina baktigimiz onlar da gitti.

Posted: Wed Nov 01, 2006 1:33 pm
by Ismail Gezer
Sakin olun gençler ve kendini her daim genç hissedenler :)

Takımı beğendim hemde çoook beğendim. GS'nin en iyi döneminde avrupanın en dandik takımlarına deplasmanda rezil rüsva olduğu çok maç vardır. 10 kişi kaldıktan sonra bile uzun süre Mondragona top gelmedi. Forvet hattına gelene kadar gayet iyiydik. Herkes olan gücüyle mücadele etti. Tomas'a o pozisyonla ilgili ne diyeceğiz anlamadım! Takım kötü yakalandı orda, ne yapmalıydı ki? Gerets'in hatası ikinci yarıya aynı 10 kişiyle, üstelik Arda sol bekte debelenecek şekilde başlamak oldu. Adam'ın 60'dan sonrasını çıkaramadığını cümle alem biliyor ama Gerets onu orda 15-20 dakka oynatmakta ısrar etti. İlk golün oluşumunada böylece zemin hazırladı. İkinci hata Necati! Hakanda da bir numara yok belli, bence Carrusca alında NEcatiden daha faydalı olabilirdi.

Bordo'yu orda yeneriz kardeşim işte o kadar :D
Liverpool'un zaten hiç sansı yok :D

Posted: Wed Nov 01, 2006 7:52 pm
by Ozan Ersoy
Mert Tokman wrote:Para kazanamamak acisindan puanlari boyle 3'er 3'er dagitmak kotu ama hedef grup 3.lugu ise Bordeaux kotunun kotusu olarak bize yardim ediyor... Liverpool 2-0 yapti... ve 3-0...
UEFA artik tek hedef olduguna gore, GS'in kendini cabuk toparlayip bu hedefe kitlenmesi gerekiyor. GS kotu futbol oynamiyor. Liverpool macinin ikinci yarisi, ilk PSV macinin ilk yarisi, ikinci mac kirmizi kart gorene kadar ki oynanan futbol kotu degil. Elbetteki sonuca etki etmedikten sonra bir sey ifade etmiyor, zaten 1 puan da bunu gosteriyor ama ilersi icin bir sey ifade ediyor.

Yanilmiyorsam, UEFA kupasini kazandigimiz senede de 4 macta 1 puan kazanabilmis ama son iki maci alarak 7 puanla grupta ucuncu olmustuk. Buradan yine "UEFA kupasini kazanabiliriz" gibi aptalca bir sonuc cikarmiyorum. Ama bu duruma daha once de dusulmustu, iki mac iki mactir, elde edilecek cok sey var. O sene birakmis olsaydik butun o kazanilacaklar gitmis olacakti.

Bu sefer ne var kazanilacak?

Avrupa'da puan. GS'in toplamda 60 puani olsa, buyuk bir olasilikla ikinci torbada yer alacak. Cok buyuk avantaj. 5 senelik puanlar toplaniyor. Sene basina 12 puan demektir bu. Su anda 5.42 puanimiz var

CL bitene kadar 7-8 puana cikabilirsek, UEFA'ya kalip, orada da 2 mac kazanirsak, 12 puana cikariz tahmininde bulunuyorum.

Ikincisi FB ve BJK'den zerre kadar hayir gelmeyecegini de dusunursek, ulke puanimiz iyice dusecek ve bir kac seneye Avrupa'ya gidecek takim sayimiz azalacak. Bu da Turkiye ligi icin felaket bir sonuc olur.

Yani ortada kaybedilecek/kazanilacak cok sey var.

Bordo'yu ASY'de seyrettim, kotu takim. Kalemize dahi gelemedi. Ki o macta daha yeni gelmis Topal ve Inamato ayrica Ilic Necati falan oynamistik. Bu PSV karsisina cikana benzer bir takim Bordo'dan puan veya puanlar alabilecek gucte. Koeman "isimiz bitmedi, akilli oynayip grup birinciligini kazanmaliyiz" demis. Bu demek Bordo'nun PSV'den Hollanda'da puan almasi imkansiz gibi bir sey. Bu da evimizde Liverpool'dan puan ya da puan alirsak UEFA'ya kaliriz demektir. Hatta Bordo'yla berabere kalsak veya yensek, Liverpool macinin sonucu hic onemli olmayabilir, averajla UEFA'ya kalabiliriz.

Yani koyulan hedef de cok asiri ucuk bir hedef degil. GS'in bir once toparlanip, ne olursa olsun kazanmak icin caba gostermesi gerekiyor.

Ozan Ersoy

Posted: Wed Nov 01, 2006 8:18 pm
by Deniz Selman
CL icin yetersiz oldugumuzu sanirim hepimiz biliyorduk bu sene. Her zaman hayal etmek lazim, yoksa bir tadi tuzu yok CL'nin, ama gercekten yetersizdik bu sene. Tabii...Fleurquin, Victoria, ve Bulent Akin'da yetersizdi, ama o sene bir acaipdi.

Neyse Bordeaux'nun bizden baya kotu olduguna inaniyorum--o maci cok cok ciddiye alirsak kazanmamiz lazim. Zaten o maci kazanan bir takim olursa son maclari beklemeden uefa'yi garantilemis olacak. Ancak berabere biterse son maclarin anlami olacak, o durumdada ya ikili yada toplu averajdan biz avantajli gibi gozukuyoruz...uefa'ya gidip orada azicik puan toplamak bile baya onemli ileri yillar icin...ilk bahir'a azicik heycanda getirmis olur...

gecmis olsun.
Deniz

Posted: Wed Nov 01, 2006 8:28 pm
by Ali Gursel
Ozan Ersoy wrote: Bordo'yu ASY'de seyrettim,
Ozan Ersoy
Hayir Ozan, seyretmedin, Olimpiyat Stadi'nda seyretmissindir, ama sen de haklisin, Freudian slip, gonul ASY'de seyretmek isterdi tabii. Ben bes dakika izleyebildim Bordeaux'yu, toplam dort bucuk saat bir arabanin icinde gecirip, hakikaten iyi takim degil gibi duruyorlardi, belki de ucuncu torbadan gelebilecek en zayif takimmis. Liverpool'da birinci torba takimlari icinde zayifti, PSV ise orta seker diyelim. Bu gruptan bir puan skandali ile cikacagiz muhtemelen, baskanimiz siritip gruptan Liverpool ile cikariz dedikten sonra (kimse de agaca mi cikiyorsun ulan diye sormadi adama).

Buna ragmen donduk mu maclarin su bolumunde iyi oynadik diye alinan maglubiyetlerde teselli aramaya?

Bugun hangi profesyonel takim cikip tum enerjisini ilk 30 dakikada harcarsa rakibi karsisinda o 30 dakika iyi gozukur, ikinci yarida da madara olur. GS'a ilk PSV macinda olan budur, GS'in iyi oynadigini degil, hocasinin caresizlikten basvurdugu kumarlari gosteriyor bence.

Liverpool macinin ilk 15 dakikasinda mac 2-0 oldu, 47de de 3-0, o saatten sonra iyi futbolu bu forumdan cikan bir 11de oynar.

Gercekci olalim, ne kadar ekmek o kadar kofte, bu kadroyla 30 dakika ya da 3-0dan sonra oynadiklari icin tesekkur edelim. Bir 5-10 sene sonra da belki yine iyi bir jenerasyon yakalariz, o zamana kadar Avrupa'da esmer gunlere devam.

Posted: Wed Nov 01, 2006 8:37 pm
by Murat Biricik
GS mızın istedigi sonucu almadıgı maclardan sonraki gun hatta gunler, ister iste ister evde olsun gun boyunca ne moralim olur ne de nesem. Bu sene masallah CL de dort macta uc yenilgi bir beraberlik ile bu taraftarlık isine kendimi fazla kaptırmamayı deniyorum. Pek yol aldıgım soylenemez.

Ne yazık ki Avrupa nın averaj kalitesindeki bir takımına her iki mactada ustunluk saglayamadık. CL de averaj ustu bir takımın forveti PSV nin yakaladıgı pozisyonları cok daha iyi bir verimlilik ile degerlendirir, bizde besleyip donerdik. Sag bek ve sol bekimiz zaten yok. Olu topları degerlendirebilecek bir oyuncu eksikligi ise asikar.

Realite su ki, eksikleri olan kadromuz ile CL de buraya kadar. UEFA kupasında mutlaka devam etmemiz ve puan kazanmamız gerekiyor. Oynanan dort mac sonucunda grubumuzdaki takımların UEFA 2006-2007 coefficient ları, Ozan Ersoy un verdigi linkte su sekilde

Liverpool... 12.3925
PSV........... 11.3905
Bordo..........5.6085
GS .............5.4190

Bordoyu Fransa da yenmemiz UEFA Cup ı garantilememiz demek. Son macta ise Liverpool dan bir beraberlik almamız mukemmel olur. Bir galibiyet ve bir beraberlik tahmin ediyorum CL de grupta katsayımızı 10 nun uzerine cıkar. Dort macta uc yenilgi, bir beraberlik alan takımdan bu beklenirmi, zor gozukse de basarmak durumundayız.

Orta ve uzun vadede beklentilerimizi karsılayacak bir takımımız ve cekirdek kadro var. Bunun icin mutlaka bu kadroyu Avrupa da sıfırdan degil mumkun oldugu kadar avantajlı bir pozisyondan baslatacak bir katsayıya ihtiyac var.

Mehmet Guven & Oguz ikilisi hem teknik, hem beceri hem tempo yonunden onumuzdeki senelerde CL ve UEFA Cup ta kora kor oynayıp, oyuna etki yapabilecek genclerimiz. Bu iki genc oyuncumuzu mutlaka ama mutlaka Fortis Kupasında denemege baslamalıyız. Dısarından bu bolge icin oyuncu bakmaga gerek yok; iyi olanlar zaten el yakıyor. Bu iki oyuncumuza ek kiralık oynayan Ugur Erdogan ve Cafercan dan ben bir hayli umitliyim. Ozgurcan her gecen gun daha iyi oynuyor, kendini gelistiriyor. Aydın nın cok calısması lazım. Hem elimizdeki kadro hem PAF lar goz onune alındıgında sol kanat icin iyi bir bek ve acıga ihtiyacımız var.

Ne PAF takımımızdan ne Super Ligden ne de yurt dısından Song un kalitesinde total bir oyuncunun takıma katılımı olası gozukuyor. Song takımımıza alıstı ve katkısı tartısılmaz; ne yapıp edip transferde onceligi bu oyuncuya vermeliyiz.

Kısa donemde hedef UEFA CUP a katılım, Mehmet Guven – Oguz ikilisinin orta sahamıza katılımı/monte edilmesi.

Posted: Wed Nov 01, 2006 10:55 pm
by Murat Biricik
Ilk PSV macı sonrası, 19 Ekim de Kemal Belgin nin yazısından alıntı:
...Geçen sezon F.Bahçe’nin ikramı, şansı ve de futbolcularının özverisiyle şampiyonluk apoleti takan Gerets, dün akşam ligdeki genel çuvallamasını çift ön liberoyla doğruya yanaştırdı ama oyunun ikinci yarısında Hakan Şükür dışında yanlış değişiklikler yaparak kazanılabilecek bir maçı daha ziyan etti.
G.Saray çift ön liberoyla İliç’i daha verimli kullanabileceğini bu oyuncunun golüyle gösteriyordu. İlk yarıda topa da büyük bölümde doğru tertiple sahip olan G.Saray soyunma odasından döndüğünde hiçbir şey yapmayan ve fizik zaafiyeti yüzünden ilk yarının sonlarına doğru PSV savunmasını da oyuna davet eden Ümit’in çıkmasını bekliyordum.
Ama iddiam o dur ki; Gerets dünkü maçı da seyretmiyordu. PSV her bölgede basıp savunmasını da yavaş yavaş maçı kurtarma adına ileri sürerken; Arda, Aydın ve Ümit Karan artık sürünür hale gelmişlerdi.
Gerets bu durumda ne yaptı?
Tuttu uzun zamandır oynamayan Cihan’la Necati’yi oyuna sokuverdi. Hakan Şükür ise girişi ile PSV’ye rahatsızlık veriyordu ama G.Saray bir kere arsa futbolcusu İnamoto’yla birlikte 8 kişiye çoktan düşmüştü.
Bu da PSV deplasmanı sonrasi Kemal Belgin nin 1 Kasım da yazdıgı makale:
G.Saray’ın kağıt üzerinde en kolay gruplardan birine düşüp de dördüncü maç sonrası 1 puanda kalışının faturası, iç saha maçları için Olimpiyat’ı seçen yönetimle, uluslararası bu önemli platformda Hakan Şükür’ü düşünmeyen Gerets’e aittir. Dün akşamki olmak veya olmamak maçlarından birinde, yine Ümit Karan’la tek santrfor oynamayı yeğleyen bir teknik direktör, bu platformda takım yönetmeye layık değildir. En azından fizik zafiyeti çeken Ümit Karan’ın, PSV tandemi tarafından ezilişini seyrederken vicdanı sızlamış mıdır?
G.Saray rakibiyle başa baş boğuşurken, hatta bazı bölümlerde etkili de olurken, çok önemli bir hücum olgusundan hep mahrum kaldı. O da, PSV ceza sahası yakınlarına gelen topların tutulamayışı, kontrol edilerek arkadan çıkanlara kullanılamaması yüzünden pozisyon sıkıntısı çekildi. Ümit, tek bir topu dahi kontrol edemezken, Hasan, Arda ve Ayhan’ın geriden yaptıkları deparlar hem boşuna oldu, hem de bu oyuncuların fizik gücü kaybına çanak tuttu. Tomas da oyundan atılınca, G.Saray takımının oyuncuları birer buçuk oynama zorunluluğuna itilirken, Ümit’in bir sivrisinek vızıltısı halinde kalışı sebebiyle de ikişer kişilik varolma savaşı gibi altından kalkılamayacak bir mesaiye yakalanıldı. Gerets, eskilerin deyimiyle Üsküdar’da sabah olduktan sonra Hakan’ı oyuna alışıyla bana göre en çok Mondragon’u kızdırmıştır. Çünkü, İstanbul’daki ilk maçta yediği hatalı golün affını muhteşem kurtarışlarla sağlayan Mondragon, bunların karşılığının böyle bir sonuç olmasına herhalde içerlemiştir. PSV, G.Saray’dan çekinerek oynadığı bir maçı savunmasındaki olağanüstü huzur ve güven ortamı sayesinde dakika dakika G.Saray kalesine taşıma cesaretini göstermiş ve gruptan çıkmayı garantilemiştir.
Yazık!..
Ali Sami Yen’i futbolcularına böyle bir uluslararası müsabaka trafiğinde adeta yasaklayan yönetimle, elindeki en etkili silahı kullanmayan teknik direktör, bunun hesabını nasıl vereceklerdir?
Yukarıdaki iki makalenin ısıgında PAF ta Ozgurcan ı seyrederken yapamadıklarından ziyade ne derece Hakan dan ve Karan dan dogruları alıp oyununa ekliyor, gozlemenizi oneririm.

Aynı sekilde Song un uzun donem GS forması giymesi, tecrube ve bilgisini paylasması defanstaki genclerimiz icin buyuk bir sanstır.

Posted: Wed Nov 01, 2006 11:24 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Murat Biricik wrote:Yukarıdaki iki makalenin ısıgında PAF ta Ozgurcan ı seyrederken yapamadıklarından ziyade ne derece Hakan dan ve Karan dan dogruları alıp oyununa ekliyor, gozlemenizi oneririm.
Way anasini sayin seyirciler! Butun PSV maclarinin sorumlulugu, Hakan yerine Umit Karan'in tercih edilmesi yuzundenmis yani, ha?! Bu sayin yazarimiz, 3-2'lik Liverpool macindan sonra ne yazmis, merak etmedim degil isin dogrusu. Sevgili Hasan'la pek iyi anlasacaklar gibi! :)

Murat Hocam, kusura bakma, asil sen Ozgurcan'i vurgulamak istemissin herhalde, yazilari ana noktasindan kaydirmak istemem ama, butun olayi da, "Hakan en etkili silah, Gerets onu kullanamadi" noktasina getirmek, bana hic de anlamli, mantikli gelmiyor, Sayin Belgin kusura bakmasin!

Posted: Thu Nov 02, 2006 12:19 am
by Cengiz Akgun
Murat Biricik wrote: ...Yukarıdaki iki makalenin ısıgında PAF ta Ozgurcan ı seyrederken yapamadıklarından ziyade ne derece Hakan dan ve Karan dan dogruları alıp oyununa ekliyor, gozlemenizi oneririm.
.
Belgin bu i$i bu kadar iyi biliyorsa gazeteciligi birakip TD kurslarindan sonra kendine bir lisans cikarsin ve gecsin bu takimin ba$ina. Ha ben maclari seyretmedim ama goz var izan var ve arada da daglar var PSV ile GS arasinda. Ikincisi Gerets hiyar vaganundan du$medi. Bu adamin kariyerinde oynarken 1988'de mi ne Avrupa $ampiyon Klupler kupasi, TD iken PSV ile iki kere Hollanda lig $ampiyonlugu ve Lierse ve de Brugge (ha kasaba takimi idi degil mi bu) ile de iki Belcika lig $ampiyonlugu var. Bu boku Belgin'den daha iyi bilecegine dair bilgi birikimi fazla kusura bakmasin konu futbol olunca. Herifin eline boyle uctum kactim Ayhan'la Hasan'la Imamotu ile takim verilip sonrada hadi bakalim $L ses getir derseniz o da kici ile guler. Ha anladim bir de Lucescu bilmem kimlerle neler yapti hikayesi var. O zaman Halep ordaysa ar$in da burda. Bakin bakalim Shakhter Donesk ile neler yapmakta bugunlerde wizard Lucescu elindeki cerezlerle. Annemin kadinlik bir gunluge mahsus olsa idi ne guller kondururdum dedigi gibi TD'likte GS'da yaptigi bir bucuk senelik TD'lik ile olmuyor.

I$te herifin resumesi:

Eric Gerets (born May 15, 1954 in Rekem, Belgium) was a successful Belgian football defender and is now the coach of Turkish team Galatasaray SK of Istanbul.

As a defender, he played for Rekem, Standard de Liège, AC Milan, MVV Maastricht and PSV Eindhoven, winning among others the 1987-88 European Cup, two Belgian championships and six Dutch championships. He is with 86 appearances the second most capped player for the Belgium national football team, scoring twice.

As a manager, he worked successively for Lierse SK, Club Brugge, PSV Eindhoven, 1. FC Kaiserslautern, and VfL Wolfsburg before joining the Turkish side at the end of the 2004-2005 season. In the season 1996-1997 he won the Belgian championships with Lierse, reprising the feat in the season 1998-1999 with Club Brugge. He won the Dutch championships twice (seasons 1999-2000 and 2000-2001) with PSV Eindhoven. In the season 2005-2006, he won the Turkish Premier Super League with Galatasaray SK.


Kemal Belgin bugune kadar futbol bilgisini ortaya dokucek ne halt etmi$ gazete ko$esinde cart curt etmekten ba$ka. Varsa yazsin bu boku ben daha iyi bilirim $u ve $u sebebler yuzunden diye biz de anlayalim Kemal bey bu i$i iyi bilir diye.

Posted: Thu Nov 02, 2006 12:50 am
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote: Herifin eline boyle uctum kactim Ayhan'la Hasan'la Imamotu ile takim verilip sonrada hadi bakalim $L ses getir derseniz o da kici ile guler. Ha anladim bir de Lucescu bilmem kimlerle neler yapti hikayesi var. O zaman Halep ordaysa ar$in da burda. Bakin bakalim Shakhter Donesk ile neler yapmakta bugunlerde wizard Lucescu elindeki cerezlerle. Annemin kadinlik bir gunluge mahsus olsa idi ne guller kondururdum dedigi gibi TD'likte GS'da yaptigi bir bucuk senelik TD'lik ile olmuyor.
Bakalim Lucescu Shaktar Donesk le ne yapmis.

kaynak

Code: Select all

                           02/03 	03/04 	04/05 	05/06 	06/07 	   rank07
54 	Shakhtar Donetsk    3.4025 	1.6085 	12.6730 	12.8975 	6.4025 	36.984 
Lucescu'nun Shaktar'a gitmesi 04/05 sezonu. Ondan once Shaktar 3.4 ile 1.6 puan toplayabilmis. Lucescu geldikten sonra 12.67 ile 12.89. Bu sene de hala bir ust tura cikma sansi var. GS'in yok. GS siralamada 93. sirada, Shaktar 54. sirada. Ha bu arada unutmadan, Dinamo Kiev onunde kazandigi iki sampiyonlugu var. Shaktar kim Kiv kim? Tabii GS'la Fleurquin, Victoria, Bulent Akin'la CL'den 15 puan topladigi da var. Onu da unutmamak lazim. Ne oldu, Imamotlu takimdan eksik veya fazla tarafini goremiyorum ben.

Gerets'in balikcilara elenmekle, CL'de 1 puan toplamakdan fazla bir seyi yok henuz.

Bilmem bu tablo yeterli mi "su kadro Lucescu'nun elinde olsa, GS cok daha iyi yerde olurdu" demek icin. 3 sene daha devam etsin Shaktar Lucescu'yla CL'de ikinci torbaya yukselir. GS icin temenni ancak o isler.

Ama sizler onu da begenmezdiniz. Surada iki kisiydik Lucescu'yu destekleyen, o gunleri de hatirlariz pek ala.

Ozan Ersoy

Posted: Thu Nov 02, 2006 1:01 am
by Ismail Gezer
Cengiz Abi?

Gerets'in futbol bilgisine bu kadar güvendiğini bilmiyordum :)

K. Belgin konusunda söylediklerine katılıyorum..

Ben maçları seyrettim. Arada dağlar kadar fark yok. Amma avrupa futbolunu takip etmeyen bir ademoğlu olarak benim bile aşina olduğum isimler vardı. Yani karşımızda PSV'nin alt yapısıyla kurulmuş genç bir takım falan yoktu. Gayet bilindik isimlerde vardı. Arada dağlar kadar fark var derken kadrolarımı kıyasladın yoksa futbolumu bilmiyorum. Futbol olarak kesinlikle yoktu öyle bir fark.

Bence GS bu sene CL'de belli bir standartta futbol oynadı. Liverpoll maçının ilk 20 dakkası hariç sahada saçmalamadı. Hep iyi mücadele etti bazen iyide oynadı. Ama asla 2 dakkada 1 pozisyon vererek oynamadı. Ben Terim döneminde de Lucescu döneminden de çok rezil maçlar hatırlıyorum. Gerets beklemediğim şekilde daha istikrarlı bir futbol oynattı. Hatta gittikçe bu futbolun daha iyiye gittiği bile söylenebilir. Herşey bitmişte değil. UEFA'ya kalalım o bize yeter :) O yüzden Bordo maçı 6 maç içindeki en önemli maç olacak. Affı telafisi olmayan bir maç. Onu kazansınlar canımı yesinler. Kazanamazlarsa işte o zaman küserim :)
Cengiz Akgun wrote:
Belgin bu i$i bu kadar iyi biliyorsa gazeteciligi birakip TD kurslarindan sonra kendine bir lisans cikarsin ve gecsin bu takimin ba$ina. Ha ben maclari seyretmedim ama goz var izan var ve arada da daglar var PSV ile GS arasinda. Ikincisi Gerets hiyar vaganundan du$medi. Bu adamin kariyerinde oynarken 1988'de mi ne Avrupa $ampiyon Klupler kupasi, TD iken PSV'de iken iki kere Hollanda lig $ampiyonlu ve Lierse ve de Brugge (ha kasaba takimi idi degil mi bu) ile de iki Belcika lig $ampiyonlugu var. Bu boku Belgin'den daha iyi bilecegine dair bilgi birikimi fazla kusura bakmasin konu futbol olunca. Herifin eline boyle uctum kactim Ayhan'la Hasan'la Imamotu ile takim verilip sonrada hadi bakalim $L ses getir derseniz o da kici ile guler. Ha anladim bir de Lucescu bilmem kimlerle neler yapti hikayesi var. O zaman Halep ordaysa ar$in da burda. Bakin bakalim Shakhter Donesk ile neler yapmakta bugunlerde wizard Lucescu elindeki cerezlerle. Annemin kadinlik bir gunluge mahsus olsa idi ne guller kondururdum dedigi gibi TD'likte GS'da yaptigi bir bucuk senelik TD'lik ile olmuyor.

Kemal Belgin bugune kadar futbol bilgisini ortaya dokucek ne halt etmi$ gazete ko$esinde cart curt etmekten ba$ka. Varsa yazsin bu boku ben daha iyi bilirim $u ve $u sebebler yuzunden diye biz de anlayalim Kemal bey bu i$i iyi bilir diye.

Posted: Thu Nov 02, 2006 1:04 am
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote: Bakalim Lucescu Shaktar Donesk le ne yapmis.

kaynak

Code: Select all

                           02/03 	03/04 	04/05 	05/06 	06/07 	   rank07
54 	Shakhtar Donetsk    3.4025 	1.6085 	12.6730 	12.8975 	6.4025 	36.984 

Bak UEFA tabelasinda dunku mac sonuclari sonunda grup siralamasinda ne yaziyor:

Code: Select all

Group D
Clubs     Pld W D L GF GA Pts 
Valencia   4 3 1 0 10  5  10 
Roma       4 2 1 1  7  3   7 
Olympiacos 4 0 2 2  5  8   2 
Shakhtar   4 0 2 2  4 10   2 
Bana Lucescu Avrupa devleri ile mac yapiyor deme lutfen.Sen bu gruptan cikacagini saniyor musun? Dun Yunanlilarin evinde berabere kaldigi Roma'dan 4 yemi$