Page 6 of 7

Posted: Thu Jun 07, 2007 10:40 am
by Ufuk Sezekkaplan
Oray Egin'e gore de tavsiye Fethullah Cemaatinden geliyor. Hatta Feldkamp'in gecmiste Alzheimer tedavisi gordugunu de iddia etmis.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=797 ... 06.06.2007

Posted: Thu Jun 07, 2007 11:06 am
by Savas Macun
Bir baska haber de bugunlerde Guy Roux ile ilgiliydi.Lens ile anlasmi 68 yasindaki teknik direktor.2005'de Auxerre'i birakmis ve emeklilige ayrilmisti sonra TV'de yorumculuk yapmis.Iki yillik anlasma yapmis ancak kagit uzerinde head coach olamiyormush cunku Fransa'da 65 yas siniri varmis.

Ilginc.

Selamlar
Savas

Posted: Thu Jun 07, 2007 11:26 am
by Ufuk Sezekkaplan
Ona bakarsaniz bizim noterlerin de o tip yetkileri var.

Noterlik Kanunu Yönetmeliği maddde 91 : ilgilinin yaşlılık, hastalık veya dış görünüşü itibariyle yeteneğinden şüphe edilmesi veya bu konuda ihbar ve şikayet bulunması hallerinde temyiz kudretinin varlığı doktor raporu ile saptanır.

Yani kulubun hocayla yapacagi sozlesme noter onayindan gececekse noter, hoca sirf yasli diye heyet raporu isteme hakkina sahip (saka degil).

Posted: Thu Jun 07, 2007 1:53 pm
by Tan Erten
Ufuk Sezekkaplan wrote:Yani kulubun hocayla yapacagi sozlesme noter onayindan gececekse noter, hoca sirf yasli diye heyet raporu isteme hakkina sahip (saka degil).
Hoca sirf yasli diye noter heyet raporu isteyemez. "Yaslilik... itibariyle yeteneginden suphe edilmesi halinde" diyor. Kalli yasina gore zipkin gibi. Adamin hareket ve konusmalarinda suphe olusturacak hic bir durum yok.

Posted: Thu Jun 07, 2007 2:17 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Tan Erten wrote: Hoca sirf yasli diye noter heyet raporu isteyemez. "Yaslilik... itibariyle yeteneginden suphe edilmesi halinde" diyor. Kalli yasina gore zipkin gibi. Adamin hareket ve konusmalarinda suphe olusturacak hic bir durum yok.
Cok haklisiniz. Ama cumlenin virgulle kesildigi yer kafami kafami karistirdi.

Soyle ki yaslilik basli basina bir alt baslik gibi sayilip, virgulden sonra gelenler (hastalik veya dıs gorunus) süphe doğurucu durumlara sebep kabul edilebilirse, yorum farkli yere gidiyor.

Uygulamada -sizin dediginiz gibi- bizim noterler adamin yuzune gozune bakip durumu takdir ediyorlar. Ama 90 yasinda olup da akli yerinde olan bir adamdan sirf ihtiyar diye rapor istendigini biliyorum.

Feldkamp icin zaten boyle birsey olmayacak. Kismetse yakin gelecekte belki Canaydin icin gundeme getirebiliriz.

Posted: Thu Jun 07, 2007 4:11 pm
by Ozan Ersoy
Ufuk Sezekkaplan wrote:Oray Egin'e gore de tavsiye Fethullah Cemaatinden geliyor. Hatta Feldkamp'in gecmiste Alzheimer tedavisi gordugunu de iddia etmis.
GS'daki anti-Canaydin muhaliflerinin borazancisinin dedigine bakin siz. Bu salak mi bir zamanlar burada yaziyordu?

Hadi gectim elin Hristiyanini Fettos'un adami yapmasina ve bu yuzden GS'a geldigini iddia etmesine, Alzheimer'dan tedavi edildigini iddia etmesine ne demeli. Insan utanir da biraz arastirir Alzheimer'in nasil bir hastalik oldugunu. Alzheimer su anda dunyada var olan en kotu hastaliklardan biri. AIDS'den de kotu. Olmeden mezara girmek gibi bir sey. Insanin beyini, butun hafizasi, onu o yapan gecmisi resmen yavas yavas kendine ve etrafindakilere aci vererek eriyor. Hic bir tedavisi yok. Sozde yavaslattigi iddia edilen ilaclarin da ancak minimal bir etkisi var. Hepsi yalan yani. Allah dusmanima vermesin denilecek bir hastalik. Alzheimeri olan adam 2 saat once ne yedigini hatirlamaz. Altini pisler kendi evinde tuvaletini bulamadigi icin. Yakinlari fiziksel olarak herseyi saglam ama bir pelteye donmus ici bos o adami her gorduklerinde perisan olurlar. Birakin soylesi vermeyi falan.

Alzheimer

"There is currently no cure for Alzheimer's disease. Currently available medications offer relatively small symptomatic benefit for some patients but do not slow disease progression. It helps a little for the memory. The American Association for Geriatric Psychiatry published a consensus statement on Alzheimer's treatment in 2006".

Iste size bu tetikci basinin gozunun ne kadar dondugunu gosteren ispat. Camur at izi kalsin, kim bilir Alzheimer nedir? Bir de GS'li olacak adi herif. Kimden para aliyorsun Cansun'dan mi, Yigit Sardan'dan mi, Ustunel'den mi yoksa Aziz Yildirim'dan mi? Sen onu acikla once.

Sana hakaret bile az. Sabah sabah okkali bir kufur ettirdi bana.

Ozan Ersoy

Posted: Thu Jun 07, 2007 4:52 pm
by Tolga Girici
Ozan Ersoy wrote:
Ufuk Sezekkaplan wrote:Oray Egin'e gore de tavsiye Fethullah Cemaatinden geliyor. Hatta Feldkamp'in gecmiste Alzheimer tedavisi gordugunu de iddia etmis.
GS'daki anti-Canaydin muhaliflerinin borazancisinin dedigine bakin siz. Bu salak mi bir zamanlar burada yaziyordu?

Hadi gectim elin Hristiyanini Fettos'un adami yapmasina ve bu yuzden GS'a geldigini iddia etmesine,
Ozan Ersoy
Ozan abi, zaten hristiyan oldugu icin mecburen dinlerarasi diyalog diye bir sey uydurmus. Onemli temsilcilerinden biriymis, peh peh peh! Tipik bir Oray Egin yazisi. Camur at izi kalsin, hic bir kanit , belge sunmadan serbest cagrisimla yazmis yine.

"Türkiye’de bulunduğu süre içinde dinlerarası diyaloğun önemli isimlerinden biriydi. "

Feldkamp'in Zaman'da yazmasi suc degil, ayrica zaman spor servisi belki Turkiye'nin en iyi spor servislerinden biridir. Son yillarda Zaman gazetesi Turkiye'de eskiden cALismis ve basarili olmus yabanci teknik adam ve futbolculara sahip cikmak gibi bir misyon edindi. Mesela Lucescu da Zaman'da yazdi bir ara, o da mi dinlerarasi diyalog yapiyor? Onun disinda her sene verdikleri spor odullerine PIontek gibi adamlari cagirirlar. Aksiyon dergisinde Prekazi roportajlarini okuruz, sohretler maclari organize ederler vs.. Diger gazeteler boyle aktivitelerin arkasinda bir artniyet arayacaklarina onda biri kadar is yapsalar cok daha guzel olur.

Posted: Thu Jun 07, 2007 5:26 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Diger yandan da sevinilecek bir durum. Kalli'nin saglikli oldugu fazlasiyla ortada olduguna gore, bu tur yazilar katalizor gorevi goruyor. Yazanlarin da bir sure sonra ciddiye alinmamasi icin faydali olur.

Bu bir tarafa, Kalli eski oyuncularla calisacak mi calismayacak mi ? Benim merak ettigim ve bu sezon icin belirleyici olan bu. Hakan Sukur'lu bir takim her bakimdan sıkıntı verecektir.

Kalli'nin yardimciligi konusunda benim tahminim, Ahmet Akcan'la idare edecegi; sistemi oturtup, cekirdek kadroyu da kurduktan sonra bir iki sene icinde takimi tanidigi bir Alman hocaya devredecegi.

Tipki zamaninda Hollman'i sapkadan cikarttigi gibi. Ki Hollmann aslinda Galatasaray'da cok basarili bir cizgideyken, hatta takimi sampiyon yaptiktan sonra sutlanmisti. Sutlayani hatirlayan var mi bilmiyorum (Saftig tercihi nedeniyle Adnan Polat). Takimi sampiyon yaptigi halde sutlanan ilk hocamiz Lucescu degil yani.

Hersey yolunda giderse benim ilerideki Hoca tahminim de Falco Goetz. Iyi de olur hani.

Posted: Thu Jun 07, 2007 5:50 pm
by Ismail Gezer
Oray yine ortalığı karıştırmış..

"Ilımlı futbol" saçmalığını gördükten sonra , yazının kalan kısmını daha bir ciddiyetle okumuştum şahsen :D

Dedikodu yapmayı seviyor..

Posted: Thu Jun 07, 2007 9:56 pm
by Hakan Bakircioglu
Ozan Ersoy wrote: GS'daki anti-Canaydin muhaliflerinin borazancisinin dedigine bakin siz. Bu salak mi bir zamanlar burada yaziyordu?
Ben de gecenlerde sans eseri farkettim bir ara cimbom.org'da yazdigini. Ilginc bir tip. Kafasina gore magazin, sanat/kultur, politika, spor, vs. yazarligi yapmaya, ona buna satasarak gundem yaratmaya calisiyor surekli. Neyse...

Adnan Polat gecen gun verdigi demeclerden birinde GS altyapisinda bircok genc antrenor oldugundan, Kalli'nin onlari da yetistireceginden bahsediyordu. Adamcagiza oyle bir yuk veriliyor ki, hem genc futbolculari degerlendirip gelecegin takimini olusturacak, hem arkasindan antrenor yetistirecek, hem de Roberto Carlos'lu Alex'li Kezman'li rakibiyle bogusacak. Hadi hayirlisi.

Hakan

Posted: Thu Jun 07, 2007 11:07 pm
by Cengiz Akgun
Hakan Bakircioglu wrote: ..
Adamcagiza oyle bir yuk veriliyor ki, hem genc futbolculari degerlendirip gelecegin takimini olusturacak, hem arkasindan antrenor yetistirecek, hem de Roberto Carlos'lu Alex'li Kezman'li rakibiyle bogusacak. Hadi hayirlisi.

Hakan
Aleks gider artik. Ona bu kadar para vermezler. Tumer var.

Posted: Thu Jun 14, 2007 4:39 pm
by Ozan Ersoy
Sanirim bu baslikta Kalli'nin ozellikle Hakan hakkinda verdigi ilk demeclere bozulanlar vardi. Ben de "durun bunlar hep politik, bastan savma demecleri, soze degil eyleme bakacaksiniz" demistim.

Dun bir Alman dergisine demec vermis.

Papa da 80 yasinda ne var yani?

Samimi konusmus. Alman'cam cok iyi degil ama uc asagi bes yukari dediklerini cikarabiliyorum. Almanca bilen veya google'dan tercume edip ne dedigini daha iyi anlayabilen bir arkadas varsa buyursun.

Turkiye'de ne tersinize gidiyor? sorusuna mesela "Almanya'da hersey bir plan programa gore yurutulur, kontrata bir sey yazilmissa, bir saatte bulusulacaksa tutulur. Orada randevu saatlerine ve verilen sozlere uymak keyfe gore" gisinden bir sey demis.

Turkiye'nin AT'ye girmesinin ve kabul edilmesinin cok zor oldugunu ama diyalogun devam etmesi gerektigini soylemis. Ayrica Turkiye Istanbul degil demis, Irak veya Suriye sinirina gittigimizde orada yapilacak cok seylerin oldugunu anliyorsunuz demis.

Futbol konusunda ise. Burasi ilginc... Kalli'nin nasil bir adam oldugunu ve takima neler yapacagini bilemeyen ve bu konuda supheleri olan arkadas ve abilerim icin yardimci olacaktir. Genc takim da kursam, yeni 10 tane adam da getirsem, GS'dan sampiyon olmasi istenecektir bu farketmez demis.

"Wenn sie es nicht zur EM 2008 schafft, dann ist die Türkei sportlich in Europa und bei der Fifa nur Mittelmaß. Die Medien üben einen zu großen Einfluss aus. Schon in den Vereinen braucht es einen starken Trainer, der nach sportlichen Gesichtspunkten aufstellt. Ein Beispiel: Halil Altintop war damals in Kaiserslautern Torschützenkönig, der traf den Ball blind und saß im Nationalteam doch nur auf der Bank.

Medyanin takima cok fazla etkisi oldugunu soylemis. Hocanin cok kuvvetli olmasi gerektigini soylemis. Mesela Halil Altintop Kaiser'de gol kraliydi ve gozu kapali gol atiyordu ama milli takimda kulubedeydi surekli diye de ornek vermis. Yani Terim'i Hakan'i oynattigi ve hakedene formaya vermedigi icin elestirmis.

Gelecek sene Hakan Sukur oynar mi oynamaz mi en azindan Gerets gibi mi davranir, siz cikarin bir seyler artik buradan.

Ozan Ersoy

Posted: Thu Jun 14, 2007 6:19 pm
by Savas Macun
Biraz almanca calisalim.Uzun zaman oldu.

GZ: gazeteci
KHF: Kalli


Herr Feldkamp, Sie könnten als erfolgreicher Trainer Ihren Ruhestand genießen, wagen sich aber mit 73 zu Galatasaray Istanbul als Nachfolger von Erik Gerets…

GZ:Bay Feldkamp, basarili bir hoca olarak emekliginizin tadini cikartabilirdiniz, ancak 73 yasinda GS'a gidiyorsunuz Erik Gerets'in halefi olarak


Sepp Blatter ist mit 71 für vier Jahre bei der Fifa gewählt worden, der Papst ist auch schon 80. Es ist doch eine herrliche Aufgabe, mit Galatasaray den neuen Weg zu gehen. Viele Vertrauenspersonen haben mir bestätigt, dass ich absolut fit bin.

KFH-Sepp Blatter 71 yasinda 4 yilligina Fifa'da secildi, Papa'da 80 yasinda oldu.Harika bir gorev Galatasaray ile yeni yolda yuruyecek olmak.Bir cok guvenilir insan bunun icin saglikli oldugumu soyledi.


Was ist denn unter dem von Ihnen propagierten „neuen Weg“ zu verstehen?

GZ:Propagandasini yaptiginiz "Yeni yol"'dan ne anlamali

Das heißt im Telegrammstil: neues Stadion, neue Werbepartner, neues wirtschaftliches Konzept, das finanzierbare Investitionen vorsieht und den eigenen Nachwuchs stark einbezieht.


KFH-Yeni stad,yeni sponsor,yeni finansal konsept, finanse edilecek yatirimlari ongorup sonuclarini almak.


Und Sie müssen nicht Meister werden?

GZ-Sampiyon olmaniz gerekmiyor(mu)?

Natürlich, das ist für Galatasaray selbstverständlich. Das aber sagen auch Fenerbahce, Besiktas und Trabzon. Das Konzept steht und fällt mit unserem sportlichen Erfolg. Galatasaray will Meister werden, ob ich jetzt eine A-Jugend aufstelle oder ob ich zehn Neue einbaue.

KFH-Dogal olarak, bu GS icin dogal bir sey.Bunu sadece bizim icin gecerli degil FB,TS ve BJK da oyle.Bu konsept sportif basarilardan dolayi kaynaklaniyor.GS sampiyon olacaktir, ha bir tane A-Genc ile veya 10 yeni ile.


Nicht alle waren bei Galatasaray begeistert über Ihre Verpflichtung.

GZ-GS'da herkes mutlu olmadi gelisinizle

Wenn drei oder vier von 15 Vorstandsmitgliedern dagegen sind, finde ich das nicht dramatisch. In einem solch gigantisch großen Verein hätte kommen können, wer wollte, es hätte immer Druck für den Präsidenten gegeben. Außerdem schätze ich Offenheit.

KFH-15 kisiden olusan bir tartisma ortaminda 3-4 kisinin karsi olmasini daramtik bulmuyorum.Bu tarz buyuk kulupte her zaman baskanlar uzerinde baski vardi.Bunun disinda ben durustluk olarak goruyorum bu durumu.



Letzteres war in den vergangenen Monaten in der italienischen Liga der Fall. In der Türkei vermisse ich aber tatsächlich die Fanarbeit der Vereine. Da gibt es keine Fanbetreuer, da fehlen Leute, die Fanprojekte planen und anbieten, die von Vereinen und dem türkischen Fußballverband mitgetragen werden. Dass zum Beispiel Fans von Fenerbahce bei Besiktas nicht rein durften und umgekehrt, ist eine unannehmbare Ausgrenzung, die nur noch mehr Gewalt provoziert.

KFH-Gecen yil Italya'da futbolun cokusunu gorduk.Ben Turkiye'de kesinlikle taraftar calismalarini goremiyorum kulupler tarafindan.Burada taraftar temsilcileri yok, burada eksik olan insanlar,taraftar projelerini planlama ve talepler; kulupler ve federasyon tarafindan saglanmasi gereken.Mesela FB taraftarlari Besiktas macina sokulmadi ve ayni sekilde de karsi taraf icin oldu.Bu sadece siddeti provoke eder.

Auch politisch wirkt die Türkei nicht gerade stabil.

GZ-Politik olarak da Turkiye su anda istikrarli degil.


Das war sie auch von 1992 bis 1994 nicht, als ich das erste Mal bei Galatasaray gearbeitet habe. Aber es gibt so viele positive Dinge in der Türkei, dass nichts dagegen spricht, dort zu leben und zu arbeiten.

KFH-92'den 94'e kadar olan donemde de boyleydi ilk Gs donemimde.Ancak o kadar cok olumlu sey var ki Turkiye'de yasanmasi ve calisilmasi icin karsi soylencek bir sey yok.

Wie erleben Sie die Türkei mit den unterschiedlichen europäischen und orientalischen Einflüssen?

GZ-Turkiye'de farklilik gosteren bati tarzi ile dogu kulturunu nasil yasiyorsunuz.

Wenn Sie die Diskussionen um den EU-Beitritt meinen, kann ich Ihnen sagen, dass auch die Türken intensiv diskutieren. Ich spüre noch große Distanzen. Mit dem üblichen Korsett, das die EU einem Staat auferlegt, wird es schwer sein, dieses riesige Land einzubinden. Bemerkenswert sind die offenen Diskussionen in der Türkei über Dinge, die geändert werden müssen.

KFH-Eger AB'ye giris tartismalarindan bahsediyorsaniz, size soyleyebilirim ki Turkler de yogun olarak tartisiyorlar.Bu kadar buyuk bir cografyayi EU'nun istedigi sekle sokmak cok zor olacak.Dikkat cekici konu Turkiye'de yapilan tartismalarin konulari degismesi gereken unsurlar uzerine oldugu.


Es ist ungewöhnlich, dass sich ein deutscher Fußball-Trainer zu politischen Dingen wie etwa dem EU-Beitritt äußert...

GZ-Alman bir hocanin politik olaylara girmesi alisilmis degil..


Vorerst konzentriere ich mich darauf, den beruflichen Einstieg positiv zu gestalten. Wenn mir das gelingt, bekomme ich auch wieder gesellschaftlich mehr Informationen und kann Einfluss nehmen.



Sie sehen sich als Mittler zwischen den Ländern und Kulturen?

GZ-Ulkeler ve kulturlerin elcisi gibi mi goruyorsunuz kendinizi?

Ich hatte von 1992 bis 1994 immer engen Kontakt zur deutschen Botschaft, in die Zeit fielen die Anschläge in Mölln und Solingen…

KFH-92'den 94'e kadar buyukelcilikle yakin bir iletisimim vardi, Molln ve Sollingen olaylarinin oldugu...

…bei denen im November 1992 und Mai 1993 acht Frauen türkischer Herkunft starben…

Kasim 92'de ve Mayis 93'de sekiz turk kadinin oldugu...


Ich habe vom damaligen Botschafter gehört, dass die Solidarität, die wir in dieser Zeit als Familie Feldkamp in den Medien der Türkei öffentlich gezeigt haben, sehr viele mehr erreicht hat als jedes politische Wort.

KFH-O zamanki buyukelciden duyduguma gore Feldkamp ailesi Turk medyasinda gostermis oldugumuz birlestirici rolumuz soylenen her politik sozden daha etkili oldu.

Mit welchen Problemen werden Sie denn im Alltag in der Türkei konfrontiert?

GZ-Gunluk yasantinizda ne tur rahatsizliklarla karsilasiyorsunuz Turkiye'de?

Wir Westeuropäer haben dies ultimative Vertrauen, Zeitpläne einzuhalten. Abgesprochene Geschäftsbedingungen werden eingehalten. In der Türkei gibt es das auch, nur ist die zeitliche Erfüllung eine andere. Und, die Türkei ist nicht nur Istanbul. Wenn ich mir vorstelle, dass wir an der syrischen oder irakischen Grenze plötzlich mit EU-Vorschriften kommen, beneide ich Politiker nicht, die in diesem Sinne etwas Positives für ihr Land erreichen wollen.

KFH-Biz bati avrupalilar guveni ve zaman ayarlamasini on planda tutariz.Ancak TR'de zaman kavrami farkli ve de TR Istanbul degil.Kurguladigim zaman, bir anda Irak ve Suriye sinirinda EU kurallariyla gelindiginde insanlarin ulkeleri icin olumlu bir sey yapmalarindan politik olarak kiskanclik duymuyorum.

Welche Regeln gelten denn für Sie und Ihre Frau?

GZ-Esiniz ve sizin icin hangi kurallar gecerli?

Wir erleben Istanbul wie jede andere Großstadt, hier mit dem interessanten orientalischen Beigeschmack.

KFh-Istanbul'u her buyuk sehir gibi yasiyoruz ilginc oriental tadiyla.

Wie sieht die sportliche Perspektive der Türkei aus?

GZ-Turkiye sportif acidan nasil goruyorsunuz?


Wenn sie es nicht zur EM 2008 schafft, dann ist die Türkei sportlich in Europa und bei der Fifa nur Mittelmaß. Die Medien üben einen zu großen Einfluss aus. Schon in den Vereinen braucht es einen starken Trainer, der nach sportlichen Gesichtspunkten aufstellt. Ein Beispiel: Halil Altintop war damals in Kaiserslautern Torschützenkönig, der traf den Ball blind und saß im Nationalteam doch nur auf der Bank.

KFH_2008 EC olmazsa Turkiye Fifa ve Avrupa'da siradan bir ulke olur.Media buyuk bir etki kurmak istiyor, daha kulupler bazinda guclu bir TD ihtiyac var sportif basariya odaklanmis.Mesela Altintop o zamanlar KS'da gol kraliydi ve gozu kapali gol atarken kendini Milli takimda yedekte buldu.

Zur Vorbereitung auf die neue Saison werden Sie nach Deutschland kommen?

GZ-Sezon hazirligi icin Almanya'ya mi geleceksiniz?

In Düsseldorf sitzt Galatasaray Europa, die vermarkten den Verein international. Wir spielen in Zürich ein Turnier mit Dortmund und Anderlecht, dann gegen Bochum und Köln und vielleicht in der LTU-Arena. Die wollen wir sehen, weil der Verein ein ähnliches Projekt anstrebt, denn Galatasaray ist der einzige Verein in Istanbul, der kein neues Stadion hat. Am 10. August beginnt die Saison und am 15. steht die Qualifikation für den Uefa-Cup auf dem Programm.

KFH-Dusseldorfta GS Avrupa var, kulubun enternasyonal destekleyen.Zurich'de bir turnuvada Dortmund ve Anderlech ile oynacagiz, sonra Bochum ve Koln'e karsi bir ihtimal LTU-Arena'da.Orayi gormek istiyoruz cunku kulup benzer bir proje yurutuyor cunku GS su anda Istanbul'da yeni stadi olmayan tek kulup.10 Aug'da sezon basliyor ve de 15 Aug'da Uefa icin eleminasyonlar gozukuyor programda.

In der Türkei hat man sie einst den „grauen Fuchs“ genannt…

GZ-Size bir zamanlar gri Tilki diyorlardi...

Wenn am Ende der kommenden Saison der Satz steht: „Der graue Fuchs hat wieder zugeschlagen“, bin ich zufrieden.


KFH-Onumuzdeki sezon sonunda ayni cumle kalirsa:"gri tilki tekrar geri vurdu", o zaman mutlu olurum.

Posted: Thu Jun 14, 2007 6:33 pm
by Tolga Girici
Savas cok tesekkurler tercume icin.

Posted: Thu Jun 14, 2007 6:57 pm
by Ozan Ersoy
Savas Macun wrote: Wenn sie es nicht zur EM 2008 schafft, dann ist die Türkei sportlich in Europa und bei der Fifa nur Mittelmaß. Die Medien üben einen zu großen Einfluss aus. Schon in den Vereinen braucht es einen starken Trainer, der nach sportlichen Gesichtspunkten aufstellt. Ein Beispiel: Halil Altintop war damals in Kaiserslautern Torschützenkönig, der traf den Ball blind und saß im Nationalteam doch nur auf der Bank.

KFH_2008 EC olmazsa Turkiye Fifa ve Avrupa'da siradan bir ulke olur.Media buyuk bir etki kurmak istiyor, daha kulupler bazinda guclu bir TD ihtiyac var sportif basariya odaklanmis.Mesela Altintop o zamanlar KS'da gol kraliydi ve gozu kapali gol atarken kendini Milli takimda yedekte buldu.
Savas, zahmet etmissin, tesekkurler. Yanliz "Die medien uben einen zu grossen Einfluss aus" cumlesini "media has too much influence" diye cevirdim ben. Etki kurmak istiyor degil. Gereginden fazla karisiyorlar diyor ve ustu kapali Terim'i Halil gibi Almanya gol krali varken Hakan'i oynatmasinda medyanin ve spor disi guclerin parmagi oldugunu soyluyor.

Ilk gunden dedigim gibi Kalli'nin gelmesinde Hakan'in falan alakasi yok. Ben adim gibi eminim, Hakan kendi de biliyordur, bu sene GS'da oynamasinin cok zor oldugunu.

Ozan Ersoy