Page 1 of 1

Fransa/Gumruk

Posted: Thu Dec 15, 2011 10:04 pm
by Cengiz Akgun
Su Ermeni katilami olayini bu devlet hakli oldugu halde eline yuzune bulastirmakta devam ediyor. ABD'ye gelene kadar benim de pek haberim yoktu. Ermenileri Istanbul'a ait sanirdim. Dogdum belde yazlik yeri idi. Bugun Kurdistan'dan farki yok. Kurtleri asagiladigimdan degil. Ama Diyarbakiri Guneydogu Anadoluyu filan Kurdistan ilan etmeye calisan dingilleredir sozum. Her neyse. Bir zamanlar uzum baglari, zeytinlikleri, temiz havasi yuzunden sanatoryum yeri bile secilen Yakacik, ayazmasi ile ulu cinarli carsi ile yazin Istanbullu Rum, Yahudi, ve Erminlerle dolar tasardi. bunlar yazlik tutarlardi. Hepsi de zarif insanlardi. Zenginleri Adalara yazliga gider orta hallileri ise Yakacikta toplasirlardi. Orta ouklda iken mi ne bizim orta kati bir Ermeni ailesine kiraya vermistik. Istanbulda Beyoglun'da terzilik ve konfeksiyonculuk yaparlardi. Ilginc kismi cocuklarin cok duzgun Turkce konusmalari yaninda ana ve babalarinin hala Ermenice'den gelen bir aksanlari olusu idi. Ama o zaman farkina vardigim tek sey anneane'in tam bir Anadolu kadini gibi konusmasi idi ki Sivasli imis. Kucuk oglanin akli Kanadaya yerlesmis agabeysinin yanina kapagi atmakta idi. Boylece Anadolu'da vaktiyle epey bir Ermeni nufusu yasadiginin farkina varmistim. Kadin beni ve kardesimi pek sevmisti. Sizler tam bir istanbul efendisisiniz derdi. Arada sirada kurabiye yapar balkondan bize de seslenir hadi gelin cay icelim derdi. bazen tesekkur ederdik bazen de giderdik. Sivas'in eski halini filan anlatirdi. Bilmeseniz Ermeni diyemezdiniz. Agzindan hakli olarak hicbiz zaman ulen bizi kestiniz soyle yaptiniz filan lafi duymadi idik hakli olarak. Oyle dusunse bile soylemezdi.

ABD geldigimde bu 1980'lerde ASALA isleri baslayinca ve buradaki sonradan buyuyup etme kin ile yugrulmus olanlari gorunce olayin vahemeti anlasilmisti. Elbette ne diyecegimizi sasirmistik buradaki Turkler olarak. Kurtulus savasinda Dasnaklari filan okumustuk ama bunlar acaba 1915'in hincini mi almaya kalkmislardi diye dusunmemek elde degildi. Derken USENET denilen simdiki internet'in agababasi olan ve sadece UNIX komputerlarinin universite ve arastirma merkezlerini bagladigi networkte once bir Middeleast, arkasindan da Greek kultur gruplari acilinca oraya Boston'dan Davidian denen bir pezevenk dadandi. Propoganda makinesi gibi hergun sayfalarca Ermenileri Turklerin nasil kestigini bati kaynaklarindan alintilarla yazip cizerken o zaman AT&T Bell Lab'in Chicago civarinda Indian Hill merkezinden bir yigit cikti. Kulaklari cinlasin. Adi Hasan Mutlu idi. Sonradan Turk grubuda kuruldu. Bunun nalina mihina o zaman Ermenilerin Kafkaslarda Turklere yaptigi vahseti ve arkasindan tek tek Yunanlilarin, Sirplarin, Kosova'nin. Bulgaristanin kurulmasi ile o topraklardan surulen Turk denen aslinda cogunlugu oradan devsirilip musluman olanlarin durumunu gorup bunlarin 1900'lerde kurduklari cetelerle Doguda PKK'ya parmak isirtiracak dehseti salmalarinin arkasindan da Ruslarin onune dusup Kars, Ardihan, ve Van'in dusmesindeki rollerini anlatmaya baslayinca isin rengi degisti. Davidian kudurmus gibi Talat'in telgraflari yayinlarken Hasan Mutlu bu telgraflari yayinlayan Andonyan'in nasil bir sahtekar oldugunu Turk tarihcilerinin verdigi tarihlerde (ki Osmanli 1900'lerde bir Hicri takvimde bir degisiklik yapmis. Simdi hatirlayamayacagim ama bu degisiklikten sonra Osmanli takvimi ile Araplarin kullandigi Hicri takvimde fark etmis) Andonyanin attigi tarihlerin uydurma oldugu cunku o tarihlerin olaylari tutmadigini ispat etmisler. Galiba bu konuda Bilal Simsir diye doktorali bir tarihci bu telgraflarin birer birer duzmece oldugunu ispat eden kitap da yazmis. Ortada ap acik bir isyan ve o gune kadar yan yana yasamis iki halkin bir anda ic savasa suruklenis trajedisi var. Elbette Ruslar Bolsevik isyani yuzunden (ki bizim Canakkaleden gecmek istiyen Ingiliz donanmasinin hedefi de onlar olacakti) Osmanli ile anlasip geri cekilince boyle ortada sipsivri kalan Ermenileri o zamanki Ittihadcilar hakli olarak Dogu anadoludan surup Suriye civarina yerlestirmek istemisler. Kendi ordusunu Sarikamista donduranlarin yapacagi elbette o gunun sartlarinda o kadar olmus. Talat ic isleri bakani iken verdigi emirlerle Ermenileri evlerinden barklarinda sokup bir kismini trenlerle bir kismini da kagnilarla goc ettirmisler. Yahu boyle sey olur mu derseniz Pearl Harbor baskinindan sonra Amerikalilarin Hawaii adalarindaki Japon asilli vatandaslarini Minnesota'daki kamplara nasil goc ettirdiklerine bakabilirsiniz. Bu Japonlar Amerikalilar tek bir kursun sikmamis iken hem de. Elbette bu kervanlara cogunlugu Kurtler olmak uzere bir suru baskinlar olmus ve epey bir zayiatla Osmanli'in Ermeni vatandaslari Suriye'ye colu asarak varmislar. Duzgun tarihcilere gore 600-750 bin arasinda bu donemde olen Ermeni sayisi var. Osmanli'in en iyi yaptigi sey nufus sayimlari. Vergi alacaklar ya. Bu kayitlari iyi tutmuslar. Ayni donemde bu olaylarin gectigi yerlerde olen musluman sayisi ermenilerin uc kati. Avrupa yakasindan surulup gelenlerin verdigi zayiat ise cok daha korkunc. O gunlerde Osmanlilar Avrupadan gelenleri ermenilerden actiklari yerlere yerlestirmeye calismislar. Ortada bir trajedi oldugunu kimse inkar etmiyor. Ama su Yugoslavya da 10 sene once olan ve Hitler Almanyasinda yapildigi gibi Osmanli bir gun uyanip ulan butun basimiza ne geldiyse su Ermenilerden geldi bu pezevenklerin kokunu kazimaz isek daha da neler gelecek diye sistematik olarak bu insanlari oldurmege kalmalarini ve bunu da planli ve programli bir sekilde yaptiklarini iddia etmek (ee nasil da Turk ulusculuguna baglayacaksin olayi degilse) ancak Orhan Pamuk ve Hasan Cemal gibi dingillerin inanacagi cinsten bir hikaye. Hele Hasan Cemal tam bir pust. Her sene ABD geliyor Ermeni derneklerinden para alip panellere katilip bunu da marifet gibi Milliyette yaziyor.

Simdi gelelim Fransizlara. bunlar kadar adi millet az olur zaten. Amerikalilar gibi yemedikleri bok kalmamis Dunyada. Taa Indo China ve Vietnema kadar ulasmislar. Kuzey Afrikada yaptiklari da ortada. Yok elcini cekecekmisin de bilmem ne yapacakmisin. Donduruverirsin ticaretini olur biter. Paran varsa alacagin cok yer bulursun. Sicmisim Renault'un da bilmem neninde agzina. Italati kessinler onlarda bu aciklarini Ermenistanla ticaret yaparak kapasinlar $orololar. Fransada da Ermeni soykirimi yapildi dersin. Ne olur. Yapildi derken goz kirparsin olur biter. Sarkozy gibi bir boynuzludan dost olsa ne olacak dusman olsa ne olacak. Asil pandominoyu Fransaya giden tarihcilere yaptirirsin. Onlar yok desinler atsinlar iceri mahkemede de yapsinlar savunmalarini bak bakalim kim zararli cikiyor.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Thu Dec 15, 2011 10:51 pm
by Selcuk Samli
Cengiz Abi selam,

Bilal Simsir'in kitabini seneler once okudum,cok guzel yazilmis bir kitap firsatin olursa muhakkak oku.Yasanmis bir trajedi var ama bu kesinlikle bir soykirim degil.Bu iddialar ilk ortaya atildigi yillarda bizim devlet ve sivil toplum orgutleri sessiz kalmis;onlar da meydani bos bulunca olayi diledikleri gibi sekillendirmisler.Uyumusuz maalesef.
Ermenileri ben de severim.Atlanta'da bakkali olan,ailesi Kayseri'li, Kaya abi vardi "Rocky" derdik ona.Turk gida maddeleri getirirdi,biz de gider alisveris ederdik.Uzulurdu bu saptirmalara.Istanbul'da en iyi tas ustalari(kuyum) Ermenilerdir, arkadaslarim surekli is yaparlar onlarla.Bu problemler beni uzer, ortaya cikaranlara da kizarim.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Fri Dec 16, 2011 3:32 pm
by Selcuk Samli

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Sat Dec 17, 2011 9:14 pm
by Cengiz Akgun
Elbette Simsir'in Malta surgunleri kitabini ben de okudum. Nereye koydumsa kime verdimse bulamiyorum. O kitapta bile Ingilizlerin isgal altindaki Istanbulda turlu iftira ve yalan dolanla bir iki kisiyi astirtip bugun Ermenilerin soykiriminin mimarlari dedikleri Ittihadcilari Maltaya surmeleri ve bunlarinda kisa surede salinmalari olay konusunda yeterli acikligi getiriyor. Benim asil kizdigim bu yaygaranin Bati tarafindan siyasi bir degnek yapilmasini es gecip bizimkiler soykirimi yapmis ve ustunu ortmus diyen aydin gecinen salaklar. Siz olsaydiniz ne yapardiniz Doguyu Ermenilere mi verirdiniz deseler bu esekoglu esekler verirlerdi nasil bugun madem bu kadar istiyorlarsa diyerek Guneydogu'yu Kurt'lere vermeye kalktiklari gibi. Maksat libos gonuller sen olsun. Kibris'I da verin.

http://en.m.wikipedia.org/wiki/Turkish_ ... %80%931920

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Tue Dec 20, 2011 7:40 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Hersey bu kendini Bonaparte zanneden kisa boylu pezevenk yuzunden oluyor.

Sarkozy secim telasinda.
Amerikalilarin ve hatta U2 nin de dedigi gibi " year of election"

Cantona for Preisdent diyen MGC :)

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Tue Dec 20, 2011 8:45 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Hersey bu kendini Bonaparte zanneden kisa boylu pezevenk yuzunden oluyor.

Sarkozy secim telasinda.
Amerikalilarin ve hatta U2 nin de dedigi gibi " year of election"

Cantona for Preisdent diyen MGC :)
Bak o verdigim referansta suclu arasinda gosterilip sonra salinan Cemal Pasa'da var. Sonra Talat'i olduren (ki bir kisi olarak Almanyada yargilaniyor ama o zamanki ASALA gibi intikam icin bunlari avlamaya cikan) Ermeni suikastcileri onunda pesine dusuyor. Cemal Pasa kim mi? Hasan Cemal'in dedesi.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Tue Dec 20, 2011 11:59 pm
by Mert Tokman
LEGISLATING HISTORY
By Dr. Yılmaz ARGÜDEN

Recently various Parliaments throughout the world have gotten into the business of legislating history!! As Tip O’Neill has succinctly put it, “All politics is local.” However, currently the US Congress is under pressure to consider a resolution about the events of 1915. This is being done to satisfy the requests of Armenian minorities within their electoral districts, but , such an approach is causing a serious dismay to millions of people whose voice is not heard just because they happen not to be living in these districts. More importantly, such parliamentary actions are outside their competence, in pure conflict with the principle of due process, and limiting to some basic freedoms.
A case in point is the French Parliament’s recent initiative that conflicts with freedom of thought and speech regarding prohibition of denying the Armenian claim of identifying the events of 1914-1916 as “genocide” which Turkey and Turkish people vehemently oppose.
The Armenian stance has gained familiarity with tremendous lobbying efforts throughout the world as well as through the publication of more than 20,000 books supporting their claims. On the other hand, the Turkish side has not been well understood, due to an inadequate amount of share of voice. Less than a hundred books are available supporting the Turkish stance!! Yet, in any court of justice predominant repetition of claims is not sufficient for a verdict, as repetition does not increase validity. A case should stand on its merits. To prevent injustice, it is important not to overlook these basic facts.
One of the reasons for such an imbalance in the way public opinion is being formed is the totally different attitude of Armenians and Turks. There are great artists, businessmen, politicians of Armenian descent in many countries. Unfortunately, many of them have been raised with one sided views of the tragic events at the beginning of last century. Almost a century later, they continue to reflect animosity against Turkey in their work and relationships. On the other hand, for a century Turks have been raised ignorant to these events. After establishing her independence in 1923, Turkey decided to look forward and not to dwell on the sufferings of the previous period regardless of whether the subjects were Turks, Armenians, or others in order to adopt the dictum “Peace at home, peace in the world”.
History is full of tragedies. Neither Turkish history nor that of Armenians is an exception. Armenians allege Ottoman Turks committed “genocide” against them. Turks say that this is an unwarranted description of what has really transpired. Armenians accuse Turks of denying genocide. Turks accuse Armenians of defaming them.
There is no doubt that what happened in 1915-16 amounts to a tragedy in which a great number of people, including a large number of Armenians perished. Arnold Toynbee said once that the most painful event in history is the dissolution of an empire, probably having witnessed the demise of the Ottoman Empire. Armenian tragedy is an integral part of that greater tragedy. The main dispute between Turks and Armenians is how to denominate the event.
“Genocide” is a crime codified by the ‘Convention for the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide’, signed in 1948. Article 2 of the Convention defines “genocide” as a crime committed against “national, racial, religious or ethnic groups”. Political groups are specifically excluded from the statement because they have political ends such as autonomy, independence, land or ideological revolution. During 1914-16 Armenians constituted a political group par excellence. In fact, the Russian Commander Count Varantzoff Dachkoff made a proposal in which he promised an independence covering six Ottoman provinces if the Armenians had collaborated with the Russians in war. The Armenians responded by preventing the access of Ottoman troops to Baku oil reserves and by delaying the entrance of Enver Pasha to the Sarıkamış front where the harsh weather conditions, caused the death of 30,000 Turkish soldiers. During the Paris Peace Conference, the head of the Armenian National Delegation, Boghos Nubar Pasha, clearly stated their aspiration to independence on one fourth of the Turkish territory where Armenians constituted only 17 % of the population. This is a clear indication of the attitude of the Armenians against the majority Turkish population, whose demise was clearly targeted. Without such an action, this Armenian goal would be unachievable.
Prof. William Shabas, a renowned jurist, says: “Genocide is, by nature, a collective crime... The organizers and planners must necessarily have a racist or discriminatory motive, genocidal motive... Where this is lacking, the crime cannot be genocide.” Motive of genocide is to extinguish a race for what that group is and not what that group is doing. Armenians claimed genocide predominantly because, the tremendous attention this claim has on world public opinion seemed a feasible way to legitimize their cause for a political end.
In none of the extensive studies relying on the historical archives, any authentic documentation indicating intent to destroy the Armenians has been unearthed. Ottoman archives in Turkey are open for any historian for research. By contrast, Armenian archives still are not. Furthermore, the Turkish Government has formally called for a joint commission of Turkish, Armenian and independent researchers to go through the Ottoman, Armenian, and third country archives to conduct an independent research for the tragic events of 1914-1916.
At the end of World War I, when the victorious British had access to all Ottoman archives, 144 Turks who were called to war crimes court and the British Crown Prosecutor was asked to try them in Malta. However, the British Prosecutor General discharged all the allegations due to lack of evidence, despite the fact that the British diplomats had the authority to investigate all Ottoman archives. He specifically said in his report dated 29 July 1921 that he “… does not feel that he is in a position to express any opinion as to the prospects of success in any of the cases submitted for his consideration”.
Armenians wish to characterize the fact that they were moved away from where Ottoman - Russian fighting took place to other locations within the Empire as `deportation.` Turks would define it as `relocation,` as they were not sent out of the Empire, but were moved within the Empire. For example, during World War II, the US Supreme Court decided on the Korematsu case on 18 December 1942 that 112,000 people be transferred to another place due to the grounds to prevent espionage and sabotages, American jurists calling it a ‘presumption of disloyalty.’ Where as the Ottomans faced `outright treason’ by its Armenian citizens and were obliged to relocate them. Armenian citizens of the Empire were clearly involved in the Ottoman – Russian conflict on the side of the Russians. On legal grounds, Article 17 of the II Protocol of the Convention states that a ‘civilian population’ can be displaced on the basis of imperative military grounds. As a matter of fact, Gregorian Armenians of the Orthodox sect, who collaborated with the Russians, were relocated, while Catholic and Protestant Armenians were not subjected to relocation, nor were Armenians living in other parts of the Empire.
The documents show that the Ottomans approached the problems in a relatively humane manner and showed extra effort to minimize the occurrence of any problems during relocation, although not with much success under the conditions at that time. The Ottomans punished their 500-600 officers who failed to take necessary precautions to protect the population who was being relocated. Indeed, it is apparent that the Ottomans had no will of genocide.
The number of casualties is not strictly relevant in qualifying an event as genocide. The International Criminal Court for the Former Yugoslavia, called the Srebrenitsa massacres of 1995 `genocide’, despite the fact that only 8,000 people were killed. However, the number of losses has an impact on forming a public opinion and there is a dispute about the statistical facts between the Armenian and Turkish claims. While the Armenian side claims that 2.5 million Armenians (The Armenian Delegation in Paris Peace Conference claimed 2.250 million) living within the Ottoman borders before World War I, the Ottoman statistics just before the war states the Armenian population to be 1.3 million. The French Yellow Book states the number to be 1.555 million, while the Britannica indicated 1.5 million. Since the Ottomans recorded these numbers to levy taxes and one of the founding directors of the Statistics Department was an Armenian, they should be closer to the truth. A document of the US State Department declassified in 1958 cites the number of Anatolian Armenians in November 1921 as 1.2 million based on information from the British Embassy and Near East Relief Society. On the basis of these facts, the Ottoman records indicate that 100,000 Armenians lost their lives during the events, while if the French and British statistics are taken as the basis, the losses would be approximately 300,000. Clearly, more research is needed in this area. As for the causes of losses, the Head of the Armenian National Delegation to the Paris Peace Conference, Boghos Nubar, stated ‘epidemics, scarcity of food, inadequacy of medicine and hospital personnel” as major causes of Armenian deaths.
While loss of any human life is a great loss to humanity, regardless of which group he/she belongs, the number of losses from one side does not, in any way, justify any loss from the other. It should also be emphasized that during the 1912-13 first Balkan War, 1.4 million Turkish civilians were killed; 410,000 were relocated from the Balkans to Anatolia. During World War I, 2.5 million Turkish civilians were killed more than half of which were in Eastern Anatolia. According to the Ottoman archives, Armenian gangs killed 523,000 Ottomans.
The Armenian Diaspora in many countries has acted politically to achieve what they could not on legal grounds. The attempt of various politicians to legislate history, based on this pressure, not only ignores their legal mandates and democratic principles such as freedom of speech, but also creates an environment of animosity between cultures. Article 6 of the Convention stipulates that “only competent tribunals can try these persons”. In other words, laws and resolutions passed by parliaments, commemorative declarations issued by presidents, or any other political decisions that describe Armenian events as `genocide’ are devoid of legal meaning and effect.
What we need today is reconciliation of these feelings and an effort to work together to bring prosperity to the people of Eastern Anatolia and Armenia. At a time where humanity needs peace and mutual respect, trying to legislate history is not helpful in building common understanding and bridges between people who have great potential to bring mutual prosperity.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Wed Dec 21, 2011 7:25 pm
by Cengiz Akgun
Yilmaz Arguden kimdir diye baktim. Yazdiklari iyi guzel de bu sorunu 1980'den beri eveleyip geveleyenler (ki asil olay 1970'lerin basinda Los Angles'da iki diplomatimizi yemege davet edip olduren yasli bir Ermeni ile baslamisti) hala daha orda burda olay parlementoya geldiginde boyle batililarin zirva diye ustune dusmiyecegi tehditlerle bas edecegini sananlar hala ortada. ASALA bu Los Angles'daki olaydan ilham alip seri sekilde bizim 20-30 diplomati oldurdu. Bizimkilerin buna cevabi 1990'larda bu Catli matli gibi haydutlari ASALA'nin pesine takmakla buldu. Malum Tansu Ciller salaginin Susurluk olayindan sonra Catli icin soylediklerine. Devlet adina kursun sikmislara dil uzatiyorsunuz gibi zirvalari var. Bu hayvan Ankarada bes alti solcu gence de evlerini basip gozlerini baglayip kafalarina kursun sikmisti. Devletin kimlerden medet umduklari ortada. Boyle mafya usulu orda burda kistirip oldurduler ASALA'nin ele baslarini. Ama bunun cozum olmayacagini bir turlu kavrayamadilar.

Bu is bilimsel olarak ortaya konup herkes etegindeki tasi dokmeden cozulmiyecek. Boyle kimse ulan davarlar madem bu kadar kendinize guveniyorsunuz artik Avrupada mi olur Amerikada mi olur yoksa Turkiyede mi olur iyi bir universitede de buyuk bir sempozyum duzenlersiniz bunlara birakalim dediginiz tarihciler oraya toplayip enine boyuna 15 gun tartisilsin diyemiyorsan arsivleri actik zirvasi ile kimi kandiriyorsunuz. Madem isi tarihcilere birakacaksiniz bu isi de organize etmek lazim. Bu devlet eliyle direk olmaz. Tarihci denilen bilim adamlarinin eliyle olur. Verirsiniz adamlara parayi onlarda duzenlerler boyle bilgi alisverisi olacak toplantilari uluslararasi duzeyde. Lobi sirketine milyonlarca dolari kaptirip agzindan peyniri dusuren karga gibi bakacaginiza parayi bu ise harcarsiniz. Ama icinizden Ermenilerin savini benimsiyenler ya da savunanlar cikinca da arkasina savciyi hakimi dusurmezsiniz. Kalk sen Fransayi ifade ozgurlugu yok diye sucla ama Hirant Dink'i katline seyirci kal, adami mahkemelerde surundur ve kurda kusa yem ettir, Orhan Pamuk'u kahraman yaptir bu pezevenklerin gozunde. Kimi kandiriyorsunuz sizler? Turkiyede ifade ozgurlugu filan var mi? Devleti ve hukumeti elestirip de arkasina savci hakim dusmemis insan var mi Turkiyede. Hatta sucu bile kanitlanmadan ve ne oldugu acikca soylenmeden kodeste iddianameyi bekleyen onca aydin ve gazeteci insan varken adama host derler boyle. caart diye gecirirverirler parlementodan. Ne yapacaksiniz. Renault fabrikasini mi kapatacaksiniz?

Kac kisi olmus nasil olmus elinizde tezler ve bilgiler var. Adamlar iftira atiyorsa koyarsin onune bulgunu onlarda koyar kaynaklarini ortaya, kim uyduruyor kimin kaniti var cikar ortaya. Yarin bu isi Almanyada da yapacaklar Avusturyada da. Her sene ABD'de yapiyorlar. Bak 2015 geliyor. Hala Gul 5 yil icin mi secildi 7 yil icin mi secildi diye birbirinizi itelemeye duduklemeye devam edin hirbolar sizi.

Biraz Kerem vari oldu ama bicak kemige dayandi birader. Idare edin.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Thu Dec 22, 2011 6:33 pm
by Cengiz Akgun
Sarkozy korktu Gul'un telefonuna cikmadi. Bunu basinda soylemeyen kalmamis. Insanin gotu ile gulesi geliyor hallerine. Boyle bok olmadan kokup kendini dev aynasinda gormek herhalde sorunlari.

Herif bunu dupeduz hakaret icin yapiyor. Gul de aklinca bir sorun varsa hal ederiz havasinda onurunu ayaklar altina alip telefon ediyor. Herif nefret ediyor bunlarin dunya sahnesinde rol alma heveslerine.

Hoslanmadiginiz biri telefonla arayip onun aleyhine olan bir calisma konusunda arasa cikarmisiniz telefona mavra dinlemeye. Yok dedirtirsiniz olur biter. Neymis nezaket kurali imis. Koskoca cumhurbaskani ariyormus. Adamin seni akrani bir guc gormeyip her dakika asagilamak icin firsat kolladigi ortada iken ikiye bir telefon etmenin anlami var mi? Sarkozy Merkel'e ya da Obama'ya ayni seyi yapabilir mi? Onlardan korkar ama sana mesgulum kuyruguma anlat derdini dedirtir boyle ve hakaret eder.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Thu Dec 22, 2011 7:37 pm
by Kenan Atak
Cengiz abi senatodan döner zaten bu karar. Asil Turkiye'ye 'daha kendi insanlarinizi, gazetecileri profesörleri kanitsiz, hukum bile giymeden uc sene icerde tutup bir de hucreye tikiyorsunuz, daha ne dikleniyorsunuz' deseler burda kimse cevap bile veremez ne ulkeyi yönetenler, ne vurdumduymaz yasayip fener cimbom hi ho muhabbeti ile gun gecirip, vicdansizligin ve vurdumduymazligin, cehaletin zirvesine ulasan bu halk.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Thu Dec 22, 2011 8:39 pm
by Cengiz Akgun
Kerem Tezic wrote:Cengiz abi senatodan döner zaten bu karar. Asil Turkiye'ye 'daha kendi insanlarinizi, gazetecileri profesörleri kanitsiz, hukum bile giymeden uc sene icerde tutup bir de hucreye tikiyorsunuz, daha ne dikleniyorsunuz' deseler burda kimse cevap bile veremez ne ulkeyi yönetenler, ne vurdumduymaz yasayip fener cimbom hi ho muhabbeti ile gun gecirip, vicdansizligin ve vurdumduymazligin, cehaletin zirvesine ulasan bu halk.
Bunu akli basinda herkez biliyor. Sarkozy Gul'den Tayyip'den neden tirssin? Bunu iddia etmek komik dedim ben. Once siz kendinize bakin demeye bile luzum gormemis birakin hirlasinlar diyor iste bir bok yapamazlar ne yapabilirler ki dedi cikti kenera..

Cikartsinlar Senato'dan da gecsin. Dogu Perincek'in Isvecre'te yaptigi gibi Ermeni soykirimi yoktur diyebilecek devlet erkani cikar herhalde. Bakalim o zaman ne bok yiyecekler goruruz. Yok mu Fransa'da bir uluslararasi toplanti onumuzdeki gunlerde. Cikar Disisleri bakani mi olur Tayyip mi olur Gul mu olur onemli degil, inadina bunu soyler. Biz Ermeni soykirimini tanimiyoruz. Bir isyan sonucu Ermeniler goc etmege zorlanmislar bu arada sucsuzlarda olmus. Uzgunuz elbette ama ayni yorede Ermenilerin sebeb oldugu ic ve dis savaslarda olenlerimiz Ermeni kayiplarindan fazla olmasi gercegini degistirmez. O gunku Osmanli hukumeti elindeki olanaklarla ancak bu cozumu getirebilmistir der cikarlar kenera. Aynisini Isvicre'de de soylersin. Soylemediklari hata.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Sat Dec 24, 2011 9:33 am
by Cengiz Akgun
Taha Akyol'u pek tutmam. Badem biyiklillara olan sevgisi ve saygisindan olsa gerek. !2 Eylul'un sagdan icerialdiklarindanmis. Yeni ogrendim. Ama bilim ve arastirmadan anlar. Asagida Andonya pezevenginin nasil tarihleri carptirdigini anlatmis. Candar ve Hasan Cemal hala sayiklasinlar. Ben BilalSimsir demistim ama dogru referanslaria vermis. Sinasi Orel'di Bilal Simsir degildi bu salagin ipligini pazara cikaran. Aklimda yanlis kalmis. Ista Akyol'un yazisi:

Tarih Savasi
FRANSA Meclisi’nde konuşan Patrick Deveciyan’a göre “Türk Başbakanı” 22 Eylül 1915’te Halep Valisi’ne gönderdiği telgrafta “beşikteki çocukların dahi beşiklerinde kalmamasını” emretmişti! Dolayısıyla “bir soykırım oldu mu, olmadı mı diye öğrenmek için tarihçileri bir araya getirmeye gerek yok”tu!


Türkiye’nin “tarihçiler tartışsın” tezine karşı söylüyor bunları.

Deveciyan’ın bahsettiği “belge”nin kaynağı, Aram Andonyan’ın 1920’de, evvela Fransızca, sonra İngilizce yayınladığı Naim Bey’in Anıları adlı kitaptır.

Naim Bey, Halep’teki Tehcir Komitesi’nin başkâtibidir, İstanbul’dan gelen şifreli katliam telgraflarını böyle saklamış ve orada bulunan Aram Andonyan’a vermiş, o da yayınlamış...

Soykırım iddialarının temel birkaç dayanağından biridir bu kitap.

‘Belge’ uydurmak

Andonyan’ın kitabındaki “belge”ye göre, Talat Paşa, 22 Eylül’de Halep Valisi Mustafa Abdülhaluk Bey’e bu telgrafı çekmişti. Halbuki o tarihte Halep Valisi Bekir Sami Bey’dir, Mustafa Abdülhaluk Bey 10 Ekim 1915’te Halep Valisi olacaktır! Andonyan, Halep Valisi olarak Abdülhaluk Bey’i tanıdığı için telgrafı da ona hitaben uydurmuştur!

O sırada Talat Paşa da başbakan değil içişleri bakanıdır!

Andonyan kitabının Fransızca baskısında kendi görüşü olarak yazdığı satırları, İngilizce baskısında, tabii daha etkili olsun diye, Türk yetkililerinin, mesela Talat Paşa’nın emirleri gibi göstermiş, ona göre tarih ve isimler icat etmiştir! Rumi ve Miladi takvimler arasındaki farkı iyi bilmediğinden birçok tarihleme hatası yapmıştır.

Andonyan’ın bahsettiği belgeler ortada yoktur; yazmıştır da hiç olmazsa bazılarını niye saklamamıştır?!

Andonyan’ın kitabındaki belgelerin sahteliği konusunda iki kaynak tavsiye edeceğim: Biri Şinasi Orel ve Süreyya Yuca’nın Talat Paşa Telgrafları adlı kitap, öbürü Amerikalı Tarihçi Guenther Lewy’nin Tartışmalı Soykırım adlı kitabı...

Belge sahtekârlığı

Bir örnek de Vahakn Dadrian’la Taner Akçam’ın yazdığı Taktil ve Tehcir adlı kitaptan... Dadrian, Teşkilatı Mahsusa’nın gizli planlarını Talat Paşa’nın yaptığını yazıyor. Kanıt olarak Galip Vardar’ın İttihat ve Terakki İçinde Dönenler adlı kitabının 102. sayfasını gösteriyor.

Açıyorsunuz Vardar’ın kitabının 102. sayfasını, tam tersine, Teşkilatı Mahsusa’nın planlarını yapma yetkisinin kesin olarak Enver Paşa’ya ait olduğunu, Enver’le Talat’ın kavgalarını anlatıyor!

Dadrian, gösterdiği kaynağın tam tersine, Teşkilatı Mahsusa’da Enver’in yerine Talat’ı koymuştur! Çünkü soykırım iddiası Talat Paşa’ya odaklanmıştır, Talat Paşa’nın Teşkilatı Mahsusa’nın operasyonlarını idare eden adam olduğunu ‘kanıtlamak’ lazımdır! Madem kanıt yok, Türkçe bir eseri kaynak gösterip tahrif ederek üretirsiniz ‘kanıt’ı!

Amerika’da, Avrupa’da kim araştıracak öyle mi diye?!

Bunlar 1915’te Ermenilere hiçbir şey yapılmadığı anlamına gelmiyor. “Soykırım”ın geçerli olması için ortada siyasi bir karar, devletin bir soyu yok etme politikası falan lazımdır. Belge sahtekârlıkları bu noktada yapılıyor.

Küçük adam

Büyük faciaların yaşandığı kaotik dönemler daima tartışmalara açıktır, daima araştırılması gereken yönler mevcuttur. Çirkin olan ‘şöyledir’ diye kanun zoruyla tarih tertip etmektir.

Sarkozy bunu yapıyor.

Sarkozy dün “Türkiye bizim görüşümüze saygı duysun” buyurmuş! Sarkozy’nin yaptığı “görüş açıklamak” değildir. Türkiye’ye karşı tarihi politik savaş aleti olarak kullanmaktır.

Bu küçük adam, küçük adamlara mahsus fanatizmle her fırsatta Türkiye düşmanlığı yapıyor. Boykot falan gibi kendimize de zarar verecek olanların dışında, her tepkiyi destekliyorum.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Sat Dec 24, 2011 5:11 pm
by Selcuk Samli
Oncelikle 2 "link" vermek istiyorum:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilal_%C5%9Eim%C5%9Fir

http://eastbook.eu/en/2011/09/topic-en/ ... th-turkey/

Cengiz Abi, benim bahsettigim kitap Simsir"in "Ermeni Meselesi" adli kitabiydi,okumadiysan tavsiye ederim.Dun bir gazetede Sarkozy'nin Aznavour'a soz verdigi ve o yuzden boyle bir kararin ciktigi seklinde bir haber okudum;haber de Alman basininda cikmis.Pek inanmadim
cunku Aznavour olaya yapici bir sekilde yaklasiyor.Bunu verdigim linkte de gorebilirsiniz.
(Portal'i yazan kisi "extermination" lafini kullanmis.Madem boyle bir haber yapiyorsun neden extermination gibi bir kelime kullaniyorsun?)

http://www.8sutun.com/Ermeni-patri%C4%9 ... 22123.html

Vizyonsuz,ve kotu niyetli politikacilarin,liderlerin dunyaya ve insanliga verdigi zarari hicbir sey veremez.Ermenilerle aramiz bazi entrikalarla acilmis,problemler dogmus ve cozulememistir.
80'li yillarda da provokasyonlar ve saldirilarla problemler doruga cikmistir.O yillarin Ermeni-Turk iliskilerinde actigi yarayi iyilestirmek kolay degil.Bu olaylarin sorumlulari halklar arasinda, sogukluk yaratti demek de pek yanlis olmaz. Ben Ermenilere sevgi ve sempatiyle yaklasabiliyorsam bu annem sayesinde olmustur.Istanbul'da okudugu ve Ermenileri iyi tanidigi icin onlar hakkinda hep iyi seyler anlatti bana.Ben sansliydim cunku annem beni dogru yonlendirmisti.Peki daha az sansli insanlar ne yapti? Olumsuz yonde etkilendi,hatta belki dusman oldu.

Dunyanin iyi niyetli,ve vizyon sahibi liderlere ihtiyaci var.Araki bulasin...

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Sat Dec 24, 2011 8:57 pm
by Cengiz Akgun
Ben Kabatas'da okurken Ortakoy'de Ermeni nufusu bir hayli vardi sinifimizda Kirkor Kucukutucu diye bir arkadas vardi. Sinamamizda cocukken girip yer gosteren Koko'muz vardi. Onunda adi Kirkor idi. Kadikoy'de altiyola yakin hala durur Turkmen magzasi vardir konfeksiyon uzerine. Annem hepimizin ustumuzu basimiz oradan alirdi. Bizim Koko'da oraya girip yukselmisti. Sahibi vardi Herman agabey derdi. Magzada annemi gorunce hemen tezgaha gecer annem daha pazalik yapmadan bunu begendiler fiyat konusunda ne lazimsa yapin derdi adam. Bir kalp krizi ile gittigini annem duydugunda gozleri doldu idi. Boyle kaynasilmis idi ve hala da oyledir. Ne soykirimi ne de arada bir kotu laf ne de bir yan bakis.

Herman yakisikli adamdi. Sen onu bir de gencliginde gorecektin derdi. Kadikoy'un Tyrone Power'i derlerdi. Birak Ermeni kizlarini Turk kizlarinin ici giderdi derdi kadin. Ben bunlari soyluyorum ama benim Turkiyedeki tek bir Ermei i;esorunum olmadi. Sozlerim bu diaspora denilen isi kinleri yuzunden kahpelige dondurenlere kizdigim icin. Degilse Orhan Dink'in dedigi gibi her iki tarafta zamanla tedavi edilmisler. Elbette ki isterim hersey ortaya dokulsun ve gercek ortaya ciksin. Masumun kani dokuldugu gibi kalmasin.

Re: Fransa/Gumruk

Posted: Sat Dec 24, 2011 9:07 pm
by Cengiz Akgun
Bilal Simsir'in kitab vardi bende demistim. Malta surgunlerini anlatir. Andonyan'in uydurdugu telgraflari orada okudugumu sandim. Ama dogrusunu Tha Akyol yazinca hatirladim.

Sarl Aznavur'u TRT yillarca calmistir. Ben Turkiyeden ayrilmadan once cok iyi bilinir ve taninirdi. 1980'den sonra o da hali ile kesik yemistir. Dogruyu soylemis adam. Gelsin Turkiye'ye onu layik oldugu gibi agirlasinlar.