forum.cimbom.org

Bu mac kaybedilirse lig sampiyonluguna havlu atma durumu biraz daha kesinlesecek. TS kondisyonu iyi ve kendi seyircisi onunde. Hagi yine beraberlige oynayacak gibi. Kontra ataklarla belki bir gol bulurum umidine sarilacak. TS yenmek ise Hagi'ya olan guveni tazeler. Beraberlik GS icin iyi sonuc olur.

TS su anda Türkiye Liginde en iyi ve en dengeli takım bana göre.
Bursadan en az 2 boy önde. FB ve BJKyi yendiler. Olursa Ligte tek haklı yenilgimiz olur,
adamlar takım olarak bariz üstün bizden. (tek tek oyuncu olarak değil, takım)

Zaten takım değeride fena değil, 70 milyon euro civarı, yani bizden biraz düşük.
Bizimki 100'ün üstü.

1-)Özellikle tek yönlü ön libero mevkiini kaldırırak orta sahasının ortasında
2 tane hem savunma , hem hücumu aynı derecede iyi ve dengeli oynayan
adam olması müthiş bir avantaj. Selçuk-Colman ikilisi müthiş bir avantaj.
Savunma yaptıkları gibi oyunu organize etme, gol atma, top taşıma,
uzaktan şut atma gibi işleri çok iyi yapıyorlar. Bir nevi Xavi-İniesta
durumu. Paslaşarak bilinçli şekilde karşı sahaya iniyorlar.

2-) Burak gibi kanatta çok iyi top taşıyan ve ceza sahasında etkili olan
bir adam var.
Büyük takımlarda tutunamayıp, TSde kendini bulan adam.
Bunun dışında bek Serkan Balcı 2. baharını yaşıyor ve ligin en
çok gol assisti yapan oyuncularından biri.


3-) Forvet bölgeleride çok iyi. Umut ve Jaja iyi oyuncular.
Gerçi biraz Jardeli anımsatan gol makinası fakat sorunlu
Teofiloyu çıldırtıp kaçırttılar ama forvet güçleri hala sağlam.

4-) Bunun dışında taktik zenginlikte kullanılabilecek
tam önlibero milli Ceyhun, yetenekli Alanzinho, sihirbaz Yattara,
deli asabi fakat çok yetenekli Engin ,
sol bek Cale vs.. gibi oyuncular var.

Golün her türlüsünü dengeli olarak atıyorlar. Ortadan delme, uzaktan şut, kişisel beceri,
kenar orta, ve de tabiiki duran top uygulamaları.

Problemli gözüken yer savunmaları. Çok yetenekli fakat tecrübesiz
Onur mükemmel maçlar çıkarıp ,tek maçta çok bariz bir hata yapabiliyor.
O da milli kaleci fakat eskiden Ümit Millide Ufuk'un yedegi imiş.
Oynaya oynaya onu geçti.
TS'de göbekte Egemen ve genç Mustafa ikilisi genel kalitenin altında.
Glowacki diye harika bir Polonyalı tandem almışlardı fakat adam
sakat. Serkan ve Cale'ninde savunmada ileri çıkan bekler olması sorun yaratıyor.



Şenol Güneşte şu anda en iyi Türk Teknik direktör.
Hagi ile iyi bir taktik savaşı olacak.

Başkanları Şener ise Türkiyenin en iyi başkanı. Bizde olsa fark atardık diğer takımlara son 5 yılda .Şöyle anlatayım. Aziz Yıldırımı, Demiröreni, Polatı toplayın 3le çarpın,
bir Sadri Şener etmez; zeki, analitik, akıllı, sade fakat rasyonel,
ve de inanılmaz mizahi bir adam.

Bizde tahmini takım:
Ufuk
Sabri Neill Servet(ne yazıkki) Çağrı (TS alt yapısının sonyıllarda çıkardığı en yetenekli oyuncu)
Elano Cana Barış Ayhan
Misi
Pino
Kewell, Insua, Batdal, Ali Turhan, Emre, cem duruma göre girebilir.

Her teknik direktörün kafayı taktığı, oynatmadığı bir adam oluyor her ne kadar biz anlamasak da...

Rijkaard, orta üçlüde Arda ve Elanoyu asla kullanmamıştı,hatta Elano'yu oynatmıyordu çoğu zaman,Cana'yı yedek oturttuğu gibi.Bu heriflerin oyun kurma ve pas özellikleri takımın 2 kat falan üstündeyken hem de. M.Sarp,Barış,Ayhan'ı izledik aylarca orta sahada.Barça Barça diye yırtındı millet istenilen futbol adına ama Xavi'nin oyun özelliklerine en yakın 2 adamı asla onun bölgesinde oynatmadı,kendi başını yedi.

Hagi de Insua'ya taktı heralde. 2 maçta sadece Antalya maçında 20 dk falan oynattı çocuğu,yabancı sınırlaması olmadığı halde.Bence harika bir futbolcu ve sol bek.Bir tane akılsızca hareketini görmediğim gibi,hızlı ve yetenekli biri,sol açık olarak da gayet rahat oynayabilecek özellikleri var.inşallah ben abartıyorumdur da bu maçta artık ilk 11 de görürüz kendisini. Ben de bir kadro kurayım belki Hagi bakıyodur buraya =)

--------------Ufuk-----------------

--Sabri----Neill-------Servet----Hakan

----------Cana----Barış-----------

----Elano---Misimovic-----Insua

-------------Pino--------------

Duruma göre de Kewell ve Aydın,Ayhan oyuna girebilir ama asla böyle bir kadro çıkacağını sanmıyorum.

Ben bu maçtan umutluyum. Favori Trabzon ama 3 puanı biz alırsak benim için sürpriz olmaz.
Peki ama nasıl kazanabiliriz?
Bize bugün galibiyet için Lucescu'vari bir taktik gerekiyor.
Yani ana hedef olarak 1 puanı kapmayı ön plana alacak, oyunu rölantide tuttuktan sonra son 30 dakikada rakibe ölümcül darbeyi vurup 3 puanı sökecek.
Maçın Trabzon'da oynanıyor olması, Trabzonlu oyuncular üzerinde de bir baskı doğuruyor. Eğer 65-70'li dakikalara başabaş veya biraz üstün bir oyunla girersek, taraftar çoğunluğunun desteği kesilecek ve aleyhe dönecektir.
Ne yapmalı? Bir kere mutlaka orta saha nazik oyunculardan değil çatır çatır kavga edecek cengaverlerden kurulmalı.
Galatasaray takımının senelerden beri deplasmanlarda çektiği azabın sebebi, rakibin sert oyunu karşısında sinerek teslim bayrağı çekmesiydi.
Cana başta olmak üzere olabilecek en kavgası oyuncular 11'e seçilmeli.
İkinci önemli faktör, oyun zekası faktörü... Ki bu alanda takımın sıkıntı içerisinde olduğu söylenebilir. Yıllardır süregelen transfer tercihleri bugün kadroyu zeka bakımından zavallı bir duruma düşürdü.
Hem çataçat oynayacak, hem ayağa iyi pas yapacak orta saha oyuncuları bulmak bu kadar zor değil halbuki.
O halde... Bu maç için Barış ve Sarp gibi oyun zekası düşük tiplere gerek yok. Bir diğer oyun zekası düşük Sabri ise hız ve dinamizm gibi etkenler dolayısıyla tercih edilebilir.
İkinci olarak... Savunmanın arkasına sarkmaya meyilli Umut gibi oyuncuların yaratacağı potansiyel tehlike ile başetmek üzere savunma hattı ileri çıkmamalı.
Üçüncü olarak... Arda, Baros gibi çelimsizgiller iyileşmişlerse bile 11'de başlamamalı.
Hagi satranç oyuncu gibi kademe kademe hamle yaparak, son 20 dakikada, yorgun Trabzon'un üzerine bu ikiliyi sokup son darbeyi vurabilir.
Ve tabii ki oyuncuların mental yeterlilikleri de derbi maçları kazanmak için her zaman gereklidir. Rijkaard döneminde ne yazık ki bütün oyuncular bireysel olarak çökmüş, takımdaki birlik-beraberlik bitmiş, oyuncular her açıdan inanç ve azimlerini kaybetmişlerdi.
Hagi-Tugay ekibi ise ilk aşıyı buraya vurdu. Trabzon karşısına umutlu çıkıyorsak bunda en büyük sebebin bu olduğunu söyleyebiliriz.
Takımdaki sinerji yükseldikçe, Rijkaard denen terminatör'ün dibe vurdurduğu bireysel form performansları da yükselecektir.

Takim gene "solid" futbol oynuyor, zevk aliyorum oyundan. Oyuncular elinden geleni yapiyorlar. TS paslasma, kendi oyununu oynama anlaminda zorlanmakta. Defansimiz iyi su ana kadar, ufak tefek sahsi hatalar var.

2. yari fiziki bir dusus ihtimal, ama GS'in yedek kulubesi heyecan veriyor.

Kisisel hata neticesinde GS golu yedi, dk 74, gol Umut sanirim.

Boylece Hadi da ilk yenilgisini alacak. bundan sonrasi zor elbette,

Umut 2. golunu atti, macin son saniyelerinde. Bunu takim dagildi anlaminda yazmadim. Takim ve teknik heyet gerekeni yapti bence.

Hasan Tezcan wrote:Umut 2. golunu atti, macin son saniyelerinde. Bunu takim dagildi anlaminda yazmadim. Takim ve teknik heyet gerekeni yapti bence.

76. dakikaya kadar gol yemeyip maci 2-0 bitirirsen takim da teknik heyet de dagilmis demektir Hasan. TS iyi calistirilip macin sonuna kadar dagilmadan skor icin kosan bir takim oldugunu soylemistim. Pil bitince GS bu sekilde dagiliyor,

Takim, ismi olup cismi olmayan bazi oyunculara ragmen iyi mucadele gosterip, duzgun oyun oynadi. Paslasmalar yerindeydi. Ikinci yari TS'un yukselen temposuna ayak uyduramadik. Cana yerine Sarp'in oyundan cikmasini dilerdim.

Bana gore macin kirilma noktasi Pino'nun ceza sahasi icinde topu iskalamasiydi. Atabilse TS elimize duserdi. Gecmis olsun.

Insua'yi bir iki hatasina ragmen yine de begeniyorum. Ataga katildigi zaman poziyon yaratabilen, Balta'dan daha cabuk dusunup karar verebilen, diri ve kaliteli bir futbolcu.

Ilerleyen haftalarda solda Kewell/Arda'nin oynayip, Misimovic'i ortanin ortasinda Sarp ya da Ayhan'in yerine gormeyi bekliyorum. Bence daha cok verim alabiliriz.

Bence takimin acil kondisyona ihtiyaci var. Ikinci golde Sabri'nin artik hali yoktu. Gol vurusunu seyretti.

Acaba Baros'un donmesiyle Hagi iki forvet'li varyeteler dener mi?

Maçtan önce Hagi'yle aynı şeyi düşünmüşüz.
Birkaç mesaj üstte yazdıklarımın tümü gerçekleşti. Ama galibiyete yetmedi. Bunun birkaç sebebi var. Bunları ana sebepler ve yan sebepler olarak sınıflandırabiliriz.
Savunma hattının geride kurulması gerektiğine değinmiştim. Çünkü arkaya atılan toplarda ağır tandemimizin adam kaçıracağından korkuyordum. Neyse ki böyle birşey olmadı. Ama Servet'in ağır bir oyuncu olması Trabzon'a gol kazandırdı.
Sadece ağır olmasından kaynaklanmıyor sorun. Aynı zamanda, auta çıkmayan topu vurarak uzaklaştırmayı düşünebilecek kapasitede bir zekası olmamasından kaynaklanıyor.
Aynı zeka yoksunluğu yüzündendir ki birçok sıkıntılı maçta son dakikalarda ileri gidip gol arıyor. Boyundan büyük işlere kalkışıyor.
Ama golde bütün faturayı Servet'e kesmek yanlış olur. Çünkü bir kalecilik skandalı da yaşandı pozisyonda.
Euro 2008'de Hırvatistan maçında 119. dakikada yediğimiz golü hatırlayın... Rüştü gaza gelip kalesini boşaltınca, Klasnic boş kaleye topu kafayla yollamıştı.
Bugünkü pozisyonda da Ufuk amatörlük yapıp kalesini boşalttı. Kaleci önce kalesini dolduracak. Macera aramayacak... Boşalttı ve Umut boş kaleye tıngır mıngır gönderdi.

Onun dışında genel tabloya baktığımızda Trabzon deplasmanında nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadı takım. Yani Hagi taktik ve takım dizilişi olarak 10 numara takım çıkardı.
Galatasaray, Hagi'li dönemde koşuyor, savaşıyor, yer yer sertliğe de başvurarak rakibini boğuyor. Bütün bunlar özlediğimiz görüntülerdi.
Peki ofansif anlamda nispeten zayıf gözükmemiz nereden kaynaklanıyor?
Pino sağa sola deplase olarak sahayı dolduruyor. Elano sağ çizgide varlığını hissettiriyor. Ayhan maestroluk yapıyor. Cana mümkün olduğunda topu olumlu kullanıyor. Mustafa Sarp pek inisiyatif almasa bile eskisi kadar yaka silktirmiyor.
Oyuncuların hareketli ve gezici oynamaları da olumlu.
Sıkıntı, Pino'nun ileride yalnız kalması. Misi ve Elano tarafından desteklenememesi.
Çünkü Misi-Elano ileri çıkarlarsa, boş bıraktıkları yerler diğer arkadaşları tarafından doldurulmuyor. Takım henüz organizasyon açısından bu düzeyde değil.
Hızlı paslaşarak kademe kademe ileri çıkmak... Çıkan oyuncunun boşluğunun bir başka oyuncu tarafından doldurulması... Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si de son dönemde bunu oturtmaya çalışıyor; tabii orada kadro kalitesi daha üstdüzey olduğundan ötürü iç saha maçlarında zorluk çekmiyorlar.
Ben Hagi'nin de bunu başaracağından emin olmak istiyorum.

Elbette onun da bazı hataları var... Mesela 55. dakikada Cana'yı oyundan alması ve Barış gibi bir idiot'u sokması kabul edilebilir gibi değildi.
Daha sonra Misi-Kewell değişikliği gerçekleşti. Bence Hagi, Kewell'ı forvete koymalı, Pino'yu kanada çekmeliydi. Burada biraz tutucu davrandı.
Takımın fizik kondüsyonu son yarım saatte çöktü. Burada sevgili eski hocalarımız Skibbe ve Rijkaard'a sevgilerimi göndermek istiyorum. "Futbolcular koşmasın, topu koştursunlar" anlayışı her seferinde G.Saray'a zorluk çıkartıyor. Takımdaki fiziki yetersizlik kendini belli ediyor.
Nitekim oyuncular belli bir dakikadan sonra yoruldu ve bu da son bölümlerde rakibi boğmamızı engelledi. Yenen kelepir gol de moralleri bozdu ve takımı etkiledi.

Pino çalışkan bir oyuncu. Son vuruşlarda ise güven vermiyor ne yazık ki. Bugün ıskaladığı top maçın kaderini değiştirdi.
Hagi'den bundan sonra benim beklediğim, oyun zekası düşük idiot'ları olabildiğince elemesi ve takımı organize hücum organize defans düsturu altında taktiksel açıdan yükseltmesi.
Ayrıca Insua üzerinde ısrar etmesi lazım.

Bosuna uzun uzun analize giriyorsunuz. GS beraberlik icin gitti ama TS FB olmayip tempoyu dusurmeyince yendi gecti gitti. Bu durum oynanmadan da biliniyordu. Su bunu yapti filan bana gore hikaye. O sunun bunu yapacagini her zaman yaptigi icin biliyoruz. Ortada degisen bir sey yok. Ispanyadan gelen kondisyoner yan gelip yatmis iste. Olay bu.

Salih Bey özetlemiş ama esas oyuncu seçimleri bu maçı kaybettirdi diye düşünüyorum. Cana ve testlerde en dayanıklı çıkan Misimovic kesinlikle 90 dk sahada olmalıydı.İlk 11 oynamaması gereken M.Sarp malesef 90 dk oyundaydı.Ayhan iyi değildi,çok kritik yerlerde pas yanlışı yaptı ve top kaptırdı.Elano veya Misimovic orta sahada oynayabilir,illa kanatta oynamalarına gerek yok,özellikle de Kewell varken...

Neill,Insua,Pino,Cana,Elano(Kewell),Misimovic 6 isim birden sahada olabiliridi ama Barış,Ayhan ve Sarp'ı izledik bunların yerine ve sonuç ortada. Servet ve Sarp Ocakta hemen yollanır umarım.İkisi de rezalet.

Daha sezon bitmedi, sonunda ne olur bilinmez ama su andaki gidisat hic iyi degil... 11. hafta sonunda liderden 10 puan geride 9. siradayiz. Bu sezon ligi ilk 2 sirada bitirmemiz cok zor gozukuyor. Ligi bu sekilde bitirirsek CL'ye katilma sansimiz yine olmayacak ve CL'ye katilamadigimiz 5. sezon olacak... 1988-89 sezonunda o zamanki adıyla Avrupa Sampiyon Klupler Kupasinda yari final oynadigimizdan beri bu kupadan bu kadar uzun sure ayri kalmamistik.

Ayrica bu sezon da ligde ilk 2 sirayi alamazsak bu ust uste 3. kez olmus olacak(2009'da 5., 2010'da ise 3. olduk) Bu rezalette bizim 26 senedir yasamadigimiz bir durum... 14 sene sampiyon olamadigimiz donemde 1980-85 arasinda 6 sezon boyunca ligde ilk 2 sirayi alamamisiz ama ondan sonra 3 kere sadece ikiser sezon ust uste ilk 2 sirayi alamadigimiz olmus(1988 ve 89, 1991 ve 92 ile 2004 ve 2005 sezonları) O zamandan beri ust uste 3 sezon boyle basarisizlik yasamadik. Bu gidisle yeni stadimiza tasindigimiz bu sezon bunu da gormus olacagiz.

Bunun ne onemi var diye soranlar olabilir ama yasi benden daha buyuk olanlar taraftar sayisi olarak Bjk ile ayni hatta onun bile gerisinde oldugumuz donemleri hatirlayacaktir. Gs taraftar sayisindaki inanilmaz artisin sebebi Gs'nin son 20-25 senede ligde surekli basa oynayip ortalama neredeyse 2 sezonda bir sampiyon olup, Avrupa kupalarinda yasadigi emsalsiz basarilardir. Bu basarili donemler sayesinde ulke nufusunun yarisini olusturan 30 yas alti yeni nesilin onemli bir kismi Gs'li oldu...

Can Ergun wrote: Cana ve testlerde en dayanıklı çıkan Misimovic kesinlikle 90 dk sahada olmalıydı.

Gecenlerde Misimovic'in resmini astim buraya gordun mu? Kocaman gobegi vardi, formayi patlatacak gibiydi. Kosarken inanilmaz zorlaniyordu. Cana da Turkiye'ye cok kilolu geldi. En az 5-6 kilo fazlasi vardi geldiginde.

Skibbe'den beri takim 60'dan sonra dusuyor. Pas futboluna odaklanip kondusyonu salan rahat ve medeni hocalarin sonucu bu. Feldkamp zamaninda niye boyle olmuyordu. Kafalarina odunla vura vura calistiriyordu cunku.

Futbolcularin uzerine yonetim ve Rijkaard baski kurmamis. Yabancilar da Turkiye'ye yiyip icip eglenmeye gelmisler. Rijkaard "profesyonel oyuncu kendine bakmasini bilir" havalarindaydi. Ispanyol kondisyoner de Cengiz abinin dedigi gibi yatmis. Aynen imam-cemaat iliskisi. Iki senedir tum teknik kadro ve oyuncular Raki-balik-siskebap ucgeninde donmusler. Sonuclari da ortada. Supelig'in en cok sakat veren, ikinci yari sahada fizik olarak en cok dusen takimi huzurlarinizda. Bu takim 90'larda Lig+Avrupa+Kupa'yi mukemmel idare ediyordu. Simdi fizik guc haftada bir oynadigi Anadolu takimlarina bile yetmiyor.