U-2 360 derece İstanbul Konseri
Posted: Tue Sep 07, 2010 1:28 pm
U-2'ya hiç bayılmadığım halde hem hanım cok istiyor,
hemde meraktan gidelim dedik. Ama kombinasyon felaket:
Hafta içi akşam, yağmur ve de olimpiyat stadı.
Yıllardır insan hakları ihlali yüzünden TR'ye gelmeyen ama düzeldiğine karar veren Bono,
Zulumpiyat stadının insan hakları ihlallerinden biri olduğunu görmüştür artık.
Heyhat acar muhabiriniz evden altıda çıkıp, saat yarımda eve dönerek kıskanılacak bir iş başarmıştır Olimpiyat stadı lojistik rekorları alanında.
GS'li olmak bir ayrıcalıktır lafı somutlaşmış oldu bir anlamda. Ecnebiler ve beyaz türkler gidiş ve gelişte zulüm gördülerki işte biz bu yere zulumpiyat stadı diyoruz bu yüzden.
Tahmini 50-ila 80 bin kişi arası geldi. Ama stad yalnız ulaşım açısından değil, büyüklük açısından yanlış seçim . Oranın U2 uluslararası standardında ful dolu olması demek saha ile birlikte 150.000 kişi en az ki her tarafı felç eder.
Zaten Bono gene geleceğim dedi, merak etme gelirsin Aslantepeye,
GS forması giyip Sami Yende konser veren Eros Ramazotti gibi kendi ruhuna uygun,
medeni bir yerde verirsin bir dahaki sefere konseri.
Gelelim konseri. Ben10'teki (Burası erkek çocuğu olanlar için açıklayıcı) veya Star Wars 'taki metal canavarlar gibi dört ayak üstünde
yükselen metal (yaklaşık 30-40 metre) bir örümcek düsünün. Örümceğin kafası yerine aşağıya dört taraflı hunimsi,
bir mozaik led ekran düşününki arkasındaki makaslarla bitişip ayrışmak suretiyle uzuyor ve kısalıyor. Hem ortadaki yuvarlak sahnenin çevresinde ayakların içinde kalacak halka şeklinde bir yürüme yolu ki iç sahne halkasıyla dış halka arasında raylı sürekli hareket eden 2 köprüden oluşuyor. Bateristi dahil adamlar sürekli olarak bu sahne- köprüler-iç halkada yürüdü durdu.
Acar muhabiriniz sahnede en ön sırada olduğu için konuya hakim oldu. Dört ayağın içinden dağcı güvenlik halatları bağlayarak yukarı çıkan adamlar konseri koca ekrana , yani dört tarafa ,
dvd kalitesinde seyrettirdiler. Ayrıca Bononun konuştukları Türkçeye çevrilip alt yazı ile ekrana verildi. Müzik sistemi kalitesi çok iyiydi, shane dibinden Rock konseri dinlediğim halde akşam kulağımda çınlama olmadı ve çok netti. Bu arad örümceğin en tepeside deniz feneri gibi olup ışık yayıyordu, ışık gösterileride çok iyiydi. Gördüğüm açık ara en iyi konser teknik,show, ve görsel alt yapısı idi.
40 milletten adam vardı, özellikte Balkanlardan otobüslerle gelmişler. Hırvatlar, Bulgarlar, Yunanlılar ,Lübnanlılar, Sırplar, İranlılar gibi yakın coğrafyadan gelen çoktu. Giriş kuyruğunda Türkçe duyamadığımız zaman oldu. En az 25.000 yabancı vardı.Hatta hediyelik esya sırasında hispanik tipli biri cep telefonuylaönce ispanyolca konuştu, sonra kalabalığı yardı ve Türkçe: ''Ağğğğbijjim,ekstra larjjj, mankenin üstündeki, neyyyooolur ,taaa Mekjjjikadan geldim'' dedi derdini anlatamayınca , bu sefer İngilizce konuştu. Ne oldu dedim kendi kendime Bunuel'in sürrealist filmlerinden birinin ortasına mı düştüm diye. Ramazana rağmen çatır çatır bira satıldı ve içildi , fakat dağıtanlar ecnebilerdi , bu da enteresan. Mavi saçlı adamlar, bebekli ve çocuklu ecnebi çiftler, konserde sevgilisiyle öpüşen türbanlı kız , vs..gibi çok renkli görüntüler vardı.
Konserden önce yağmurda yağdı. Askılı tişörtle yağmuru ve geceyi geçiren ecnebilere Zulumpiyat stadı gerçeğini öğrettik. Kızım orası ayrı bir iklim kuşağı.
İlk önce ön grup Snow Patrol çıktı ki hanım ''Bu adamlarda bilindik'' dedi. Hiç duymamıştım adamları hayatımda ne söyleyeyim. Solistleri rock solistinden daha çok efendi tipli bir adam , zaten jest olsun diye kırmızı gömlek, beyaz kravatla çıktı (Ki çok kötü bir kombinasyon, tersini deneseydin güzel kardeşim).
Adamın sesi güzel, çift baterist kullanıyorlar, bana enteresan geldi. Bir şarkıyı 25 konserlik dünya turunun en son ayağını bitiren bütün teknik çalışanlarıyla söyledi. Hatta sahne teknik gibi müdürü gibi duran, bermuda şortlu ağbinin seside bayağı iyiydi. Gerçi o ses düzeniyle, ekipmanı taşıyan tır şoförlerininde sesi güzel çıkabilirdi. Diğerleride sahnede yere yattı, şarkıya eşlik etti.
Artık yazmaktan yoruldum, Bono ile devam ederiz efemdim daha sonra....
hemde meraktan gidelim dedik. Ama kombinasyon felaket:
Hafta içi akşam, yağmur ve de olimpiyat stadı.
Yıllardır insan hakları ihlali yüzünden TR'ye gelmeyen ama düzeldiğine karar veren Bono,
Zulumpiyat stadının insan hakları ihlallerinden biri olduğunu görmüştür artık.
Heyhat acar muhabiriniz evden altıda çıkıp, saat yarımda eve dönerek kıskanılacak bir iş başarmıştır Olimpiyat stadı lojistik rekorları alanında.
GS'li olmak bir ayrıcalıktır lafı somutlaşmış oldu bir anlamda. Ecnebiler ve beyaz türkler gidiş ve gelişte zulüm gördülerki işte biz bu yere zulumpiyat stadı diyoruz bu yüzden.
Tahmini 50-ila 80 bin kişi arası geldi. Ama stad yalnız ulaşım açısından değil, büyüklük açısından yanlış seçim . Oranın U2 uluslararası standardında ful dolu olması demek saha ile birlikte 150.000 kişi en az ki her tarafı felç eder.
Zaten Bono gene geleceğim dedi, merak etme gelirsin Aslantepeye,
GS forması giyip Sami Yende konser veren Eros Ramazotti gibi kendi ruhuna uygun,
medeni bir yerde verirsin bir dahaki sefere konseri.
Gelelim konseri. Ben10'teki (Burası erkek çocuğu olanlar için açıklayıcı) veya Star Wars 'taki metal canavarlar gibi dört ayak üstünde
yükselen metal (yaklaşık 30-40 metre) bir örümcek düsünün. Örümceğin kafası yerine aşağıya dört taraflı hunimsi,
bir mozaik led ekran düşününki arkasındaki makaslarla bitişip ayrışmak suretiyle uzuyor ve kısalıyor. Hem ortadaki yuvarlak sahnenin çevresinde ayakların içinde kalacak halka şeklinde bir yürüme yolu ki iç sahne halkasıyla dış halka arasında raylı sürekli hareket eden 2 köprüden oluşuyor. Bateristi dahil adamlar sürekli olarak bu sahne- köprüler-iç halkada yürüdü durdu.
Acar muhabiriniz sahnede en ön sırada olduğu için konuya hakim oldu. Dört ayağın içinden dağcı güvenlik halatları bağlayarak yukarı çıkan adamlar konseri koca ekrana , yani dört tarafa ,
dvd kalitesinde seyrettirdiler. Ayrıca Bononun konuştukları Türkçeye çevrilip alt yazı ile ekrana verildi. Müzik sistemi kalitesi çok iyiydi, shane dibinden Rock konseri dinlediğim halde akşam kulağımda çınlama olmadı ve çok netti. Bu arad örümceğin en tepeside deniz feneri gibi olup ışık yayıyordu, ışık gösterileride çok iyiydi. Gördüğüm açık ara en iyi konser teknik,show, ve görsel alt yapısı idi.
40 milletten adam vardı, özellikte Balkanlardan otobüslerle gelmişler. Hırvatlar, Bulgarlar, Yunanlılar ,Lübnanlılar, Sırplar, İranlılar gibi yakın coğrafyadan gelen çoktu. Giriş kuyruğunda Türkçe duyamadığımız zaman oldu. En az 25.000 yabancı vardı.Hatta hediyelik esya sırasında hispanik tipli biri cep telefonuylaönce ispanyolca konuştu, sonra kalabalığı yardı ve Türkçe: ''Ağğğğbijjim,ekstra larjjj, mankenin üstündeki, neyyyooolur ,taaa Mekjjjikadan geldim'' dedi derdini anlatamayınca , bu sefer İngilizce konuştu. Ne oldu dedim kendi kendime Bunuel'in sürrealist filmlerinden birinin ortasına mı düştüm diye. Ramazana rağmen çatır çatır bira satıldı ve içildi , fakat dağıtanlar ecnebilerdi , bu da enteresan. Mavi saçlı adamlar, bebekli ve çocuklu ecnebi çiftler, konserde sevgilisiyle öpüşen türbanlı kız , vs..gibi çok renkli görüntüler vardı.
Konserden önce yağmurda yağdı. Askılı tişörtle yağmuru ve geceyi geçiren ecnebilere Zulumpiyat stadı gerçeğini öğrettik. Kızım orası ayrı bir iklim kuşağı.
İlk önce ön grup Snow Patrol çıktı ki hanım ''Bu adamlarda bilindik'' dedi. Hiç duymamıştım adamları hayatımda ne söyleyeyim. Solistleri rock solistinden daha çok efendi tipli bir adam , zaten jest olsun diye kırmızı gömlek, beyaz kravatla çıktı (Ki çok kötü bir kombinasyon, tersini deneseydin güzel kardeşim).
Adamın sesi güzel, çift baterist kullanıyorlar, bana enteresan geldi. Bir şarkıyı 25 konserlik dünya turunun en son ayağını bitiren bütün teknik çalışanlarıyla söyledi. Hatta sahne teknik gibi müdürü gibi duran, bermuda şortlu ağbinin seside bayağı iyiydi. Gerçi o ses düzeniyle, ekipmanı taşıyan tır şoförlerininde sesi güzel çıkabilirdi. Diğerleride sahnede yere yattı, şarkıya eşlik etti.
Artık yazmaktan yoruldum, Bono ile devam ederiz efemdim daha sonra....