Page 1 of 1

Anlamakta Gucluk cektigim seyler

Posted: Wed Jun 02, 2010 1:25 am
by Cengiz Akgun
Ayni kultur ve ayni yorede kardesce yasayamamalari icin hicbir sebeb yokken disardaki guclerin kuklasi olarak kendi hirs ve bagnazligi ile irkcilik guden ve karsisindaki benden degil diye gozunu kirpmadan oldurmege hatta oldurmeden once de en agir zulmu reva gorenler nasil kabul gorurler kendilerini diye hep dusunmusumdur. Bunlar bu isi hep Allah aski icin yaptiklarini soylerler. Kin ve nefretin gozleri dondurmesi ile goze goz dise dis diye tuturup karsisindaki yanlisi birkac misli ile iade etmeye calisan nasil makbul olur?

Osmanli devrindeki devsirme olayi yuzunden, son zamanlarindaki agir vergiler ve gordugu asagilama yuzunden aradan yuz yil gecsede Osmamlinin yikilindan gerekli hazi bulamayip hala Turklere olan kinini yenemeyen Rumlar ve Ermeniler, hala Turkiyeyi bir kasik su da bogmaya calisma derdindelerdir. Ayni sekilde simdilerde bize haksizlik edildi diye kendi dogdugu buyudugu yere bir cam agaci bile dikmedigi halde eline silah tutusturup kaybedecgi birseyi olmayanlari daga cikartan Kurt zengin ve aydinlarinin hesap soruyoruz ayagi ile ne idugu belirsiz bir kavga icinde tek yedigi ictigi ayri giden iki halkin gozunu kirpmadan gencecik insanlari hedef almasi gibi olayinda altini cizeyim. Neyi paylasimiyoruz ulan dediginde TC kurulusunda yedigi kazigi gosterenlerdir bunlar. Semdinli Sakik'in dedigi gibi hapishanede bugun elde edilenlere bakiyorumda TRT'de gumbur gumbur Kurtce programi dinlemenin hayal oldugunu sanirdim sahi oldu artik nedir yapilmak istenen, benim de anlamam zorlasti dedigini de okudum. Bugun Orta Dogu'da uzak Dogu'da donen dolaplari kimlerin yaptigi bilmezcesine hala kopek gibi birbirini yemekten medet umanlar hic de az degil. Bunlar surpriz de degil.

Orta Dogu'da kokleri ayni buyukbaba olan Hz. Ibrahim peygambere giden iki kardes kavmin birbirine ettikleri de ayni cinsten. Sami irki denen Semetik bir irktan gelip dili dini birbirine cok yakin Yahudi ve Arap'lar 1947'den beri birbirlerini yemekle mesguller. Bunlardan en zararli cikan ise Filistindeki garibanlar. Araplarin elinde piyon olarak kullanilip Israel hukumetlerinin vur abaliya politikasi ile hayatlari birer iskenceye donusunu ise iki disi kalmis canavar kayitsizca seyretmekte ve utanmadan da niye hala teror var diye sormakta.

Biliyorum dinamit gibi bir konu bu ve bunu burada Yahudi dusmanligina cevirecekler tetikte beklemekteler. Dayanamdim affiniza siginip birkac sey soylemem lazim. Kendi ulkesinde Filistinli kadar ac yardima muhtac ve onlardan beter surunen medeniyetin hicbir nimetini tatmamis yas meyva nedir bilmiyen magrada yasayan once koy dururken (su bizim Guney Anadoludaki Hakkari, Siirt, Tunceli gibi yerlerin koylerinden bahsediyorum. ) birilerinin kalkip Filistinlilerin yaralarina melhem olmaya calismalari kimseye garip gelmedigi belli. Once can sonra canan demisler halbuki. Ayrani yok icmege misali tonlarca yardim malzemsi sarilip sarmalaniyor. Iclerinde yapi malzemesi de var ustelik. Sanki benim soyledigim bu yerlerde oturanlar saglikli bir yuaya kavusturulmus gibi bunlar Filistinliye yardim derdindeler. Elbette ben Filistinliye yardim yapmayin demiyorum ama sanki ulkemizde bu tur insanlik ayibi yokmus gibi bu bonkorluk neyin nesidir? Elbette bizim bu insanlar abluka altinda degiller. Butun suclari yanlis yerlerde dogmalari herhalde. Devlet kapisinda iktidar olunca bal tutan parmak yalar diye hamudu ile goturenler icin yok sayilan ac bi-ilac ciplak dolanip sonra daga cikti diye ayiplananlardan bahsediyorum. Madem bu IHH midir ya da Insanlik Yardim vakfi midir ne ise boyle bir gucu vardi da. neden Guneydogu'ya yapi malzemesi yollamayi akil etmedi acaba? Bunlarin akillari ise din karsinca gelmekte muhakkak. Is din olunca Bosna'ya filan da yardim etmisler ama kendi din kardesi oldugu halde su yukarda saydigim yerleri es gecip Filistindeki coluk cocuga oyuncak goturmeye kalkmasin da capanoglu aramak en dogal hakkim. Bu gemiye Israel'den once TC el koyup bu mallari Guneydagu Anadoluya yollamaliydi. Belki kursagina ilk defa meyve giren, sut tozundan yapilan sutten icen, yumurtayi yiyip Allah razi olsun demeyecekler mi idi bu insanlar? Onun icin bana kimse masal anlatmasin. Ortada koskoca Saudi krali varken Abu Dabi'de Dubai'de kayalardan Manhattatan yaratan hayvanat dururken sen bu ulkenin kaynagini kendi ac ve aciktakine sunmadan Filistinlilere arka cikmak Turkiyenin gorevi mi idi? Ha keyfim misin Guneydogu yerine Filistinliye verecem dediginde ne yapalim bizimkiler alisik zaten acliga mi denecekti. Bu olayin benim acimdan can alici noktasi burasi. Gelelim Israel'e

Israel hukumetleri elbette kantarin topuzunu kacirali cok oldu. Dunyayi kendi cikarlari icin atese vermeleri elbette Iran'dan Kuzey Koreden once bunlardan beklenmelidir. Buna hic itirazim olmaz. Cunku Sharon gibi bir kasabin ve Natenyahu gibi bir alcagin Israel'in guvenligi ayagi adi altinda girdigi kanin haddi hesabi yok. Sharon bunu 1980'lerde Filistin kamplarinda; Karadic'in ve Polonyadaki Geto denen tecrit edilen gecokondu bolgesindeki baskini yapan Nazilerin bile yuzunu kizartacak sekilde hem de, yapti. General iken Filistinlilerin uzerine onca uyariya ragmen Falanjist Araplari eline silah tutusturup surup karsidan dogranmalarini keyifle seyrettigini unutmak mumkun degil. Bugun 1915'lerde bir ic savasta tecrit etmeyi imkansizliklar icinde yapmaya calisip olum kalim savasi verme yuzunden basaramayanlari soy kirimi ile suclamaya kalkanlar bunu hesabini bu alcaktan hic sormadilar ve bu herifin elini basbakan iken rahatlikla siktilar. Bunlar gerektiginde nukler silahlari gozlerini kirpmadan atesleyecek tiplerdir. Ama bunlari bahane edip Israel halkina dusman olmak Hitler'in yarim biraktigini bitirmek lazim gibi kin ve zehirle soylenenlerle butun bir ulusu ayni kaba koymak da ayni alcakligi kabul etmek demektir. Her ulusun ve irkin icinde boyle alcaklar cikmistir ve cikacaktir.

Beni uzen ise Dunyada demokrasi ve insanlik icin herkezden cok calismis su Musevi irkinin (cunku Musevilik bir dinden cok irk olarak kabul edilir kendi aralarinda. Cocuk Musevi anadan dogdugu muddetce babasi hangi irk ve dinden olursa olsun otomatik olarak Musevi sayilir) bunlari nasil kabul ve hazm ettigidir. Netanyahu denen hoyrat kendini begenmis ama kendini bilmez irkcinin nasil olupta Dunyada zulumlerin en buyugunu gormuslerin simdiki cocuklari tarafindan Israel hukumetine layik gorulup secilmistir sorusu Turkiyede AKP iktidari gibi bir paradoksa paraleldir. Rabin olduruldugunde karisi cenaze toreninde elini sikmak isteyen bu alcagin yuzune tukurmedigi kalmisti. Kadin itin gotune sokmustu elini havada burakarak ve "sayenizde topraga veriyorum kocami ve sen ne yuzle buradasin" demisti yuzune. Bunu da hic unutmamak lazim

Simdi gelelim olaya. Elbette Israel hukumetinin yaptigi ortada. Bugun tamamen tecrit edilmis durumda. Ama gerek Turkiyede gerekse diger musluman ulkelerinde Yahudi dusmanligini tirmandirmak icin firsat kollayanlarin devamli comak soktuklari bir ozlem bu tur olaylar nedense. Hele Turkiyede koku kurutulan azinliklarin can cekisen bir kolu olan Musevi vatandaslarin kilina helal gelmesi af edemeyecegim bir alcaklik olur.

Pazartesi sabahi olayi duyurmaya baslayan Amerikan basini ozellikle CNN ve Fox, Istanbuldan sahneler gostermege basladi. Taksim meydanininda toplanan guruh cemberli sakalli ve turbanli yuzu ile ates puskurmekte idi. Gosterilen manzaralara baksaniz Taksim aniti olmasa burasi Istanbul olamaz Tahranda ticaniler galeyana gelmisler diyesim geldi. Bu devirde bu cesit bir yasam tarzini kendine secenler elbette burada boyle kalmayacaklar. Keske yine bati basinin pustluklarindan bu goruntuleri ozel olarak sectiler, cunku artik Kubilay'in basini kesen bu yaratiklar bu ulkede kaybolan bir azinlik diyebilsem. Ama diyemiyorum.

Yine pazartesi sabahi Hurriyet'in WEBTV dedigi yerde saldiri yapilmadan once Insan Haklari Vakfi kisvesine burunen koyun postundaki bu vakfin basi ile yapilmis TV cekimli soylesini "olaydan onceki son roportaj" diye asmislar. Orada bu herife soruyorlar (herif diyorum adi Bulet Yildirim mi ne? Cunku bu serefsiz onca kisinin hayatini hice saymaga kararli o anda. Yaptigi isin nereye varacagiin farkinda olmadan sacmaliyor ama yime de fetvayi veren bu) Israel savas gemileri devamli uyarilar yapiyorlar rotanizi degistirin diye ve bir saldiri olma ihtimali konusunda ne yapmayi dusunuyorsunuz diyor Ingilizce soran TV muhabiri. Kafasi turbanli tarafindan Turkceye cevrilen soru karsisinda Mavi Marmara'da bu herifin verdigi cevap geldikleri gibi gonderilirler oluyor. Once siritip Israel'i koseye sIkIstirdik diyor. Sonra bu gemideki bunca insan onlari geri gonderecektir diyor. Yani kafa yapisi bu bugun biz gelen askerlere dokunmadik diyenlerin ve onun akil hocasinin.

http://webtv.hurriyet.com.tr/category.a ... d=14893720

Ayni sekilde Israel hukumetinin gosterdigi videolarda askerler teker teker geminin kaptan kosku civarina inerken elinde sopa ile bekleyip iyice bir dayak atip ilk birkac askeri guverteye atanlarda gozukuyor. Yani bu herifin aklina uyanlar (kendi oluler arasinda yok. Cunku boyleleri girmez boyle isin icine. Aptallari one surerler) sadece yardimi filan dusunuyor degiller.

Simdi denecek ki hirsizin hicbir sucu yok mu diye Elbette var. Ama sen elinde sopa ile gelen askere vurdugunda ve bicakladiginda mermiyi alinina yemegi kabul etmissin demektir. Onun icin utanmadan bir suru yalana ne luzum var? Biz asla ates etmedik gelen askerlerle catismadik diye. Bunlar bile bile lades. Yani su olenlerin cogu gelen askerlerle catismis olanlardir. Ha, kopek gibi kuyruklarina bacaklari arasina alip onlerinde ayaklarina kapanmadilar iste denecekse o zaman boyle biz saldirmadik filan gibi durust olmayan seyleri simdi soylemek ancak ahmaklari kandirir.

Ortada olenler bok yoluna gitmistir. Asker vur denince ates eder. Hele arkadasini boyle sopalarla iyice benzetip guverteden asaga atarsan kim olsa vurur. Iki yuzluluk yapmadan uluslararasi sularda gemiye saldiran guce elbette karsi koyacaktik demek varken simdi boyle nana gibi kivirtip Israel askeri gemiye iner inmez acimasizca ates acti diyerek boyle yalan dolan ile onu bunu sucluyarak etrafa mazlum rolu oynamaya kalkamanin hicbir anlami olmaz

Eger Turk hukumeti hakikaten bu isin pesini birakmayacaksa gemiye tam techizatli askerler ciktiginda elindeki tas ve sopa, caki bicak ile bu insanlari olume and ictirenlerden de hesap soracaksin. Ama bunlar su anda birer kahraman. Dedigim gibi yuzunde bir karis sakal Israli sIkIstirdik diye siritip ve gelirlerse gorecekleri var diyen ama tabanlari yaglayan serefsizden de hesap sormak gerekir bu olenlerin kani hakikaten hesapla alinacaksa.

Son soyleyeceklerim de sunlar Ortada sunlar bunlar ayaklarini denk alsinlar diye atip tutuluyor. Onca Arap ulkesi dururken hele uclerinde bunca para ve ihtisama ragmen Filistinlileri kurdun onune atmislar varken Filistin icin vela deli vela akilliyi ortaya surup Israil ile kapismyi umit edenler de neye hizmet ettikleri bilinmeli. Acik acik soylemelerinin zamani geldi. Istedikleri buydu o da oldu. Turklerin elinde oldugu halde M. Kemal'in ileri gorusu ile tarihe gomulen halifeligi hortlatmak istiyorlarsa onlarda ayaklarini denk almak zorundalar.

Bu konuda tartismak isteyen olursa tartisalim ama bu konuyu dinamit kabul edip burada isi kavgaya dondurmege calisan olursa suclu benim ve malasef bu konuyu silecegim.

Re: Anlamakta Gucluk cektigim seyler

Posted: Wed Jun 02, 2010 2:34 pm
by Mehmet Marsan
Turk bayrakli baska gemilerde yoldaymis. Bu is bayagi uzayacaga benziyor.

Biraksalar eski Filistin topraklarinda ki Yahuduler Araplari sifirlayacak, isler ters donse Araplar Yahudileri denize dokecek. Baris istiyen, iki tarafada insanca yasama hakki saglanmasi istiyenler sinmis durumdalar. Ciliz baris sesleri her iki tarafta basari ile susturuluyor,

Tanidigim koyu Israil taraftarlari Erdogan'i One minute olayina kadar cok seviyorlardi. Cok buyuk adam muhabeti yapiyorlardi. Simdi mos morlar.

Re: Anlamakta Gucluk cektigim seyler

Posted: Wed Jun 02, 2010 5:44 pm
by Cengiz Akgun
Bugun NYT'da bir Israil'inin OP-ED altinda yazdigini gordum. Herkez kor ve sagir degil.

http://www.nytimes.com/2010/06/02/opinion/02oz.html?hp

Re: Anlamakta Gucluk cektigim seyler

Posted: Wed Jun 02, 2010 6:54 pm
by Mehmet Marsan
Gecenlerde Orta Dogu hakkinda asagidaki kitabi okudum.

Dining with al-Qaeda: Three Decades Exploring the Many Worlds of the Middle East by Hugh Pope

Kitabin en ilgimi ceken yani Amerikanin en onde gelen yayinlarina Israili tenkit eden veya Filistin tarafli yazilarin ne kadar zor yer bulduklari kismiydi. Yukarda Cengiz’in verdigi kaynak Hugh Pope’un bahsetigi zorluklari asmis NYTde yer bulmus olmasi guzel. Ama bu kiylarda kimsenin kulak astigini sanmiyorum.

Aslinda bu konudan cok beni uzen Korfezde ki petrol pisligi. Guzelim denizin icine sonsuz enerji talebi yuzuden sicildi.

Calismalari canli seyretmek icin:

http://www.bp.com/liveassets/bp_interne ... tream.html

Re: Anlamakta Gucluk cektigim seyler

Posted: Wed Jun 02, 2010 8:42 pm
by Cengiz Akgun
Korsanlik, denizde Hapis Cevirimi (Blockade), Uluslararasi Denizilik kanunlari. Turkiye su anda Davutoglu ve onun arkasindaki bir iki uzman ile bunlari one surmekte. Bu konularda karar verecek babalar kim. ABD ve Ingiltere gibi bu taktiklari denemis uygulamis Dunyanin polisligine soyunmuslar (biri 19. yuzyilda oburu hala bugun). Acik sularda ne yapilir ne yapilmaz konusunda her kafadan bir ses cikmakta. Guc kuvvet kimde ise hakli olan da odur kurali hala islevligini surdurmekte.

Gecenlerde Amerikanin Kuba misil krizi ile ilgili "13 gun" gibi bir film izlemistim. Kevin Costner oynuyordu. Bunun yaninda da PBS filan gibi yerlerde bu konuda birkac dokumanter yapitlarida hatirliyorum. Bilindigi uzere eski SSCB'nin Amerikaya misileme amaci ile Kuba'ya nukleer baslikli fuzeler yerlestirmeye calistigini Amerikan casus ucaklari kesf eder. Aslinda neresinden bakarsaniz bakin Rusya'nin Amerikanin Avrupaya ve ozellikle Turkiyeye yerlestirdigi nukleer fuzelerle bu hakki dogmustur. Amerika zaten Domuzlar korfezindeki basarisizlik sonucunda Fidel'e olan kini had safhada iken Khrushchev'in bu oyununa fena halde icerler.

Once ozel kanallarla durum politburo ve Sovyetlerin patronuna durumdan haberdar olduklari bildirilir. Bunlar ilk once boyle bir sey olmadigina Kuba'da yaptiklarinin Kuba'nin savunmasi ile ilgili olan birsey oldugu yalanini bukerler. Kennedy ve kabinesi askeri kanatla durumu inceler. Askerlerin verdigi rapor bu fuze rampalarinin islemeye baslamadan yerle bir edilmesi tavsiyesidir. Bu sirada da Sovyet ticari gemilerinde fuze parcalarinin monte edilmek uzere yola ciktigi haberi gelir. Olay 13 gun icinde bu filmde anlatilmaktadir. Kennedy kardesi ile birlikte basta genelkurmay baskani olmak uzere Amerikan generallerine guvenmemektedir. Elbette generaller de bunlara hic guvenmemektedirler. Yani aslinda Turkiyedeki gibi sivil ve askeri kanatta bir catisma soz konusudur Amerikanin gelecegi konusunda kimin karar vermesi gerektigi konusunda. Kennedy bunlarin ucuncu Dunya savasini cikarmak iuzere tetigi cekmek icin pusuda oldugunu bilir. Her ne kadar bunlar emrederseniz baskanim filan deseler bile bunlarin eline herhangi bir tutanak vermeme cabasinda kalirlar. Costner'da Kennedy'nin secilmesinde onemli bir rol oynayan ve Beyaz Sarayda baskana bas danisman olarak calisan biridir. O da durumun farkindadir. Toplantilara girer durumu gozler. Ama Kennedy'nin birseyler yapmasi gerektigi bu durumun kabul edilmez bir durum oldugu acikca ortadadir. Kabine ve danismanlar beyaz Saray'da yatip kalkmaya baslarlar. Cunku cikacak bir nukleer savasta en emin yer baskanla birlikte olunacak yerdir. Sonunda zaten olayin kokusunu alan basina ve halka durum duyurulur.

Kennedy cozum olarak Kuba'yi cevreleyen uluslararasi sularda Amerikan savas gemileri ile orulecek bir deniz blokade olarak bildirir. Bundan sonra nefesler tutularak Rus sileplerinin bu cizilen cizgiye gelmeleri beklenmeye baslar. Bu arada Kennedy'e verilen cozum careleri icinde Turkiyedeki misillerden vaz gecme caresi de vardir. Kennedy bunu ciddi ciddi dusunurken Costner buna siddetle karsi cikar. Sovyetlere boyle bir firsati verirsek yani mutefiklerimizi darda kaldigimizda harcama gelenek haline gelirse bu Dunyada yandasimiz kalmaz. Uzak Doguda halimiz harap olur ve Turkiye'ye bunu yapamazsiniz diye kardesi Robert'e de durumu aciklar. Bu sirada ilk konvoy denizde cizilen ilk sinira ulasir ama gemiler tam surat Kuba'ya dogru yol almaya devam ederler. Amerikan savas gemilerini kumanda eden eden Deniz kuvvetleri amrirali ile kumanda odasinda olan savunma bakani Robert McNamara olayi izlemektedir. Amerikada meshur basta Baskan olmak uzere sivil yonetim savasa karar verir ve askeri komuta bunlardan emir alirlar nakarati vardir. McNamara Kennedy ile konusurken Deniz kuvvetleri komutani cizilen cizgiye gecen ilk silebe uyari atisi yapilmasini emirini verir. Kurallara gore once geminin onune sonra uzerinden olmak uzere uyari atisi yapilmasi gerekir eger bir sonuc alinmaz ise savas gemisi ticari gemiye bordo yaparak durdurup iceri asker sokmaya calisir ve bunlarda olmaz ise silep batirilir seklindedir. Durumu kavrayan genc McNamara amirale telefon acikken ve amiralin altindaki dusuk rutbeli deniz subaylari onunde fircasini ceker. Sen Baskan ates et demeden ates acamazsin. Ikincisi baskan olmasa bile ben senden daha yetkiliyim ve emrim olmadan da acamazsin derhal emri geri al der. Amiral dedigini yapar ve hisimla odadan cikar. Bunun uzerine telefondaki baskan savas gemilerini komuta eden amiral ile direk baglanti kurulmasini ister. Istegi yerine getirilir. Baskan amirale benden ates emri gelmeden hicbir sekilde ates edilmiyecek der. Bunun uzerine silepler arkada ve onde Amerikan savas gemileri esliginde Kubaya dogru yola devam ederler. Bu arada Amerikan savas gemileri birkac Rus denizaltisinin kendilerini takip ettigini de tespit ederler.

Ucuncu Dunya savasina cikmasina artik saatler kalmistir. Bu arada Amerikada yasayan bir Rus ki casus oldugu sanilir ama pek dokunulmaz cunku Khrushchev'in sinif arkadasidir. Bu adam hukumetten olmayan bir burakratla Khrushchev'in bu sorunu cozme istedigini bildirir. Hemen arastirirlar ve hakikaten bu adamin Khrushcev'le baglantisinin saglam oldugunu bulurlar. Bu adamla burakrat gizlice bulusur. Adam Khrushchev'in ucuncu Dunya savasini cikarmak amacinda olmadigini ama buyuk baskilar altinda oldugunu soyleyerek en azindan Turkiyedeki nukleer silahlarin cekilmesi isteginde oldugunu bildirir. Ona da bunun bir ihtimal olacagini ama kesin hicbir taviz verilmiyecegi soylenir. Silepleri durdurun denir. Bunun uzerine Kennedy'e Khrushcev'den gerginligi dusuren bir mektup gelir. Sileplerde hizlarini dusurmusler ve cok yavaslamislardir. Yanlis hatirlamiyorsam Kennedy'de cevap verir ama bu havanin isinma durumunun aksine birden irtibat kesilir. Basina ve halka duyuruldugu gibi kriz bitti Ruslar anlasmaya calisiyorlar haberi havada kalir. Korkulan Moskovada bir darbe girisimi ile Khrushcev'in devrildigi sanisidir. Bu arada Amrikan hava kuvvetlerine Kuba uzerinde misil rampalarina cok yakin bir kesif yaptirlmasi gerekmektedir. Film bu ya. Costner bu kesifi yapacak hava albayina adam ucaga binmeden erisir. Cok onemli bir gorevi oldugunu ama baskanin ve kendisin albaydan ozel bir istegi oldugunu soyler. Ne olursa olsun dusmemege bak ve sana ve emridekilere ates acilirsa da bildirme der. Birkac ucaklik filo Floridan kalkip ada ustune bir iki dakikada ulasirlar. Yerden ates acilir. Ucaklar fotograflarla geri doner. Albay durumun farkindadir. Ucak atolyesindeki personale de emir verir. Ucaklarda acilan deliklerden bahsedilmez. Hava kuvvetleri komutani sadece misil rampalarinin yerli yerinde oldugu ve neredeyse tamamlanmak uzere olduklari raporu verilir.

Kennedy durumu gorerek iki gun icinde adanin bombalanmasina hazirlik emri vermek zorunda kalir. Bir anda isler yine ters donmustur. Silepler ikinci daireye gelmek uzeredirler. Bunun uzerine gizli olarak JFK kardesini Costner'la beraber gece gec saatlerde Rus buyuk elciligine yollar. Rus buyukelci de zaten ulkeden ayrilmaya hazirlanmaktadir. Costner buyukelcinin yanina girmez. Robert Kennedy elciye durumu tum acikligi ile anlatir. Amerikanin fuze rampalarini yok edecegini ve sileplerin basina gelecekleri soyler. Bundan sonrasi size kalmistir der. Yalniz Baskanin Khrushcev'e ozel bir mesaji var der. Kendisinin ne durumda oldugunu tahmin ediyoruz bu yuzden de gizli kalmak sarti ile 6 ay icinde zaten demode olan nukleer silahlari Turkiyeden cekecegiz ve yerine yenilerini yerlestirmek istemiyoruz. Eger bu konu aciga cikartilip propaganda amaci gudulurse bu sozlerimi yalanliyacagima ve boyle bir teklif asla yapmadigimizi dunyaya duyaracagimiza ve ustune ustluk Turkiyeye elimizdeki en son nukleer baslikli fuzeleri yerlestirecegimize size acik olarak soyluyorum der. Elci cok memnun olur. Bizde sizden boyle bir davranis bekliyorduk. Ben de size soz veriyorum elimdeki butun imkanlari kullanarak hemen bu mesaji Khrushcev'e ozel olrak bildirecegim der. O sirada son kere kesif ucaklari yine kuba semalarinda gorunur ve Kubali/Sovyet ucak savarlari birini dusururler. Ertesi gunu Khrushcev bir basin toplantisi yaparak Kuba'daki rampalarin sokulme emrini verdigini ve sileplerinde Rusya donmesi icin gerekli bilgilerin kaptanlara bildirildigini soyler. Silepler ters yone donus yaparak Amerikan savas gemilerindeki denizcilerin cigliklari arasinda evlerine dogru yol almaya baslarlar. Rota degismistir. Rusya bu konuda Amerikadan ne aldigini hicbir zaman acikca soylemedi ama sagir sultan duydu. Bu savas olsaydi bugun Turkiyede nasibini Japonlar gibi alacakti. Kore savasinda verdigimiz sehitler ve gazilerin lafi bile olmayacakti olenler ve seneler sonra bile radyasyon yemis insanlarin izdirabini yasamis olacaktik. Biz Amerika ile boylse seruvenlere girmis bir muttefikiz. Gun gelmis Amerika Kibris durumu icin butun bu yapilanlari unutup Turkiyeye ambargo koymustur. Bugunden yarinin ne olacagini kestirmek icin muneccim olmak bile yetmez.

Bunlari neden mi anlattim. Belinde gucu olan uluslararasi su mu dinlemeden basbayagi blokade yapma hakkini kendilerine gorur. Koskoca Atlantik ortasinda genis bir dairede cikarlarima aykiri diye Kuba'yi izole etmeye kalkmistir. ABD kimseye uluslararasis uda korsanlik yapiyorsun demez. Yarin nereyi cevirecegini kendileri bile bilmemektedir. Amerikandan Israil'i kina filan gibi seyler istemek abesle istigal olur. Ayni sey Avrupalilar icinde gecerlidir. 1962'de Turkiye Amerikanin cikari icin feda edilmistir.

Ona buna guvenip efelenmek, kuru siki atip yiyemeyecegi boku yer gibi gostermek yalanci pehlivanliga soyunmak demektir. Blofunu gorurlerse ya karizmayi cizdirirsin ya da ulkeni kendi gururun icin ezdirirsin. Onun icin Inonun II. Dunya savasinda neler yaptigina bakip arkasindan urumek yerine gidip mezari basinda celenk koymak gerekmektedir.

Bunun icin Israil yaptigi gibi dolari bastirip onun bunun yarim yamalak sattigi silahi almak yerine kendine guvenip silahin en iyisini yapmak bu konuda kimseye agiz egmemek gerekmektedir. Yani Israil bunu coktan gormus ve elindeki en gelismis teknoloji ile bu isi ABD filan dinlemeden yapmaktadir. Bazi konularda ters yonde teknology akimi bile olusmustur. Yani Israil ABD'den destek ve yardim goruyorum diye agzini poyraza bizimkiler gibi senelerdir acmamis yarin obur gun gun doner devran doner bugunku dost dusman olur diyerek kendi gobegimizi kendimiz kesmeliyiz kafasinda bu konuda en dogru isi yapmaktadir. ABD'den ucak alip bu ucagin comand ve contol "CC" yazilimini bilemiyen icin o ulke ile savas aninda o ucagin sadece ucan bir metal mekanizmasi olmasinin bilincinde olup bu ucaklara kendi yazilimlarini koymaktadir ve hatta kendi ucagini kendisi yapmaktadir. Bugun biz de uretiyoruz denilen F-16'lerin CC hakkinda Turkiye'ye hicbir hak taninmamistir. Ucak montaji olarak baslayip mekanik parca yapiminda yuzde artirilma ile ogunulmektedir. Yarin Israil ile ABD bu ucaklari jam etse elindekiler ile kumda oynanir. Israil bu ucaklara kendi yazilimini koyma hakki almistir. Bugun bu konuda Israil'den teknik yardim alip bu yazilim konusunda ortak isler yapmaya kalkismis durumdayiz. Bu bilgi alis verisi ne derecededir elbette bilme imkanim yok. Ama biz asariz biz keseriz, dusmanligimiz fena olur ile ancak ahmaklardan oy alinir. Onun icin olayi her yonunden degerlendirmek gerekiyor. Kocatepeyi nasil sulara gomdugumuzu unutmayin kendi ucaklarimizla.