Page 1 of 1
Kasaplar ve Adnan Polat'ın açıklamaları
Posted: Tue Feb 09, 2010 12:48 pm
by Can Ergun
Çok ama çok ilginç bir milletiz gerçekten.Okuduğumuzu,gördüğümüzü anlamakla ilgili ciddi bir problem var.Adnan Polat'ın açıklamalarının ANAFİKRİ neydi bir hatırlayalım :
Futbolculara kasıtlı olarak kontrolsüz,sakatlamaya yönelik hareketlere hakemler,futbol kuralları dahilinde cezasını versin."Mücadele" adı altında oyuncuları sakatlayacak hareketler müsade edilmesin.
Ama basın ve aslında öz be öz futbol düşmanı Türk insanı bunu :
Sadece yıldız oyuncular korunsun ,
hakemler GS yıldızlarını korusun ,
hakemler GS'a penaltı çalsın ,
rakiplere en ufak bir müdahalelerinde kırmızı kart göstersin vesaire diye anlayıp,
2 gün önce göklere çıkardıkları transferleri daha bir tane 90 dk oynadıktan sonra yerden yere vurup, Adnan Polat başarısızlıklara kılıf uyduruyor dendi.
Bir lafı çarpıtmada ben bu kadar ustalık, kötü niyette bu kadar ısrar görmedim.Sırf muhalif olmak için konuşan insanların beyin kusmuğu aslında bunlar ama malesef bu kusmukları afiyetle yiyenler var.Afiyet olsun...
Medya mensupları bir zahmet işlerini yapıp,bu adam neye dayanarak bunları söyledi diye bir zahmet araştırma yapıp oynanan maçlardan sakatlanma veya sakatlamaya yönelik pozisyonları çıkarıp analiz etseler bu sefer "aaaaa ne kadar haklı" diyecekler.
Bu kadar haysiyetsiz bir topluluk bu.Sergen'in den Rıdvan'ına ,Ahmet'in den Doberman'ına kadar alayı.Daha ne konuştuklarının farkında değiller. Bi tanesi dün çıkmış Türkiye'de futbol o kadar da sert değil dedikten 30sn sonra Türkiye'de sakatlamaya yönelik çok faul oluyor,özellikle Anadolu kulüplerinde oynayan oyuncular falan diyebiliyor...
Millette bunları adam sınıfına koyup dinliyor TV ekranında diye.
LigTV istese tüm bu öküzleme faullerden film yapar ama özetlerde bile özenle kesip göster(e)miyorlar bu pozisyonları.Burada ellerinde bu görüntüler olan kim varsa görev ona düşüyor.Bir zahmet çıkart kesip biçsin videoları ve milletin gözüne soksun bu öküzleri.Bakın ondan sonra nasıl artıyor futbol kalitesi.En güzel örnek Roberto Carlos sahtekarı,Brezilyada ilk maçında yedi kırmızıyı daha 10.dk olmadan...
Tabii bunu yapamamalarının altında özellikle papazın çayırındaki maçlarda fb'nin nasıl kayırıldığı ortaya çıkacağı için işlerine gelmiyor olabilir.Yalçın denen futbol kasabının "esas kasaplar büyük takımlarda" demesinin altında da bu yatıyor olabilir.
Başka bir mantıklı açıklama bulamıyorum.
Akıl fikir...
Re: Kasaplar ve Adnan Polat'ın açıklamaları
Posted: Tue Feb 09, 2010 6:45 pm
by Alpay Dedeoglu
Burada unutulan nokta su: Digiturk,ana para, KDVsi , federasyon payi falan derken
400 milyon dolar gibi bir parayi her yil verecekse,su 3 tane gruba muhtac.
Türkiyede yüzlerce istatiskle en fazla taraftar grubuna sahip oldugu defalarca belgelenen GSliler, cogunluktaki yurt disindaki GSli gurbetciler , ve de en cok taninan marka olarak GS'nin bilindigi diger 3. ulkelerdeki tarafsiz futbolseverler.
Dolayisiyla hem GS'nin kafaya oynamasi gerekiyor, hemde futbolun, kasaplardan arindirilip,
dogru durust zeminlerde, domestik kayirmalardan ve cekismelerden uzak, gorsel zevki
yuksek sekilde oynanmasi gerekiyor. Yoksa o 400 milyon dolar adami fena zorlar , ustelik zamlanarak artarak 4 yil boyunca. Bu yuzden hali hazirdaki abone sayisinin artmasi hayati onemdedir, bunun icinde Galatasaray'a, Galatasaraylilara ve oynanan futbolun kasaplardan arinip hizlanip güzellesmesine ihtiyaclari vardir.
Burada GS'nin ilk muhatabi Digiturktur, daha da onemlisi Cukurovanin sahibi Karamehmettir.Mahmut Ozgener'e direk Digiturk ustunden gitmeli. Adnan Polat ,isim vermeden kasap ve marka degeri laflarini beraber kullandi, hemen tutustular.
Adnan Polat hep bu kanaldan islemeli, hicbirisiyle (medya, diger kulp yoneticileri) muhatap olmadan.
Herkes Aziz Yildirim, Kayseri, IBB baskanlari ve Gokceklerin beraber hareket ederek Dobermani yolladiklarini soyluyor ve bu olusuma pay cikariyor.
Ama benim kanim, agzi bozuk ve maco soylemleriyle , GS dusmanligi,
tutarsiz yorumculugu, vede herseyden onemlisi vurmali kirmali soylemleriyle Turk futbolunun kordogus haline gelmesini saglayarak
bircok insani ekrandan kaciran Toramanin isini Digiturk bitirdi.
Herkes ekmegini Digiturkten yiyor, bu kurum parayi veriyor, dudugude calar.
Su zamana kadar GS icinde bulundugu maddi problemden oturu diretemiyordu.
Fakat yeni stadla birlikte yaklasik 50 milyon dolar stad geliri +40 milyon dolar Digiturk +10 milyon dolar reklam+kredi karti +mobil telefon + store gelirleri (yazdiklarim minimum beklentidir) ile birlikte eli rahatliyor.
Sirketlesmeyi yaptiginda su an borclandigi gozuktugu ASyi icine alarak temettu alacaklarinida indirecek. Florya ve Riva gelirleri ile birlikte daha da guclenecek.
Dolayisiyla dahada rahatlayacak, Ulker ve Acibadem gibi FB ile icice girmis sponsorlardan arinip , daha uluslararasi markalara yonelecektir..
Birde tabii unutulan baska bir konu, buyukler arasinda GS su anda en genc yas ortalamasina sahip. Alt yapi uretiyor, bonservis bedeli dikkat edilirse sadece
22 yas altindakilere (o da cuzzi) odeniyor (Topal, Baris, Caner, Musa, Serkanlar, vs..),
25 yas ustu Turk oyuncular ise sifir bonservis ile aliniyor (Sarp, Ali Turan, Gokhan Zan vs..). Uzun lafin kisasi onumuzdeki yillarda FB ve BJKnin takim yenileme bedelleri cok yuksek olacak GS'den cunku takimlari daha yasli. Kaldiki her ikisininde bir sistemi yoktur, günü kurtaran teknik adamlari vardir. Bosque ve Aragonesle yapmayi denediler fakat olmadi.
Aziz Yildirimin yuksek sekerinin zoruyla ortaya koydugu 3 yillik sampiyonluk sozu FBnin bu kadar gerilim , baski, ve agresyon dolu politikasini belirlemistir. Tamamen gerilimi arttirarak yuksek adrenalin ve mucadele ile sampiyonlugu amaclamaktadirlar. Azizin bu kavga dovus dolu baskiyi seven stilini cok iyi bilen Daum fizik gucu yuksek, muhtemelen bol yabanci mama takviyeli, bir gerilim futbolu benimsemektedir. Bu teror ortamindan oturu her yabanci futbolcu cuvalla para kazandiklari halde FB'den ayrildiktan sonra kin kusmaktadir.
Sürekli öfke ve siddet, bir takima bir sure basarili sonuclar aldirsada icten ice yer. Bu zararlar muthis bir hukumet ve medya destegiyle ortbas edilmekle beraber, takimi icten bitirmaktedir. Zico gibi yumusak huylu teknik direktorler belki bir derece dengeleyici olabilirler ama Daum, Aziz Yildirim, AYkut Kocaman gibi sert mizacli insanlar gerilimi korukluyor. Bu yuzden ise iyi giderken asiriliklar (kelepce partileri, ev kazalari, araba kazalari, gazeteci dovmeler.. ) olurken, takim birden dusus gosterdiginde ise daha buyuk kopmalar oluyor.
Bu yuzden GS, butun bu patirti gurultuden uzak durmali, ozellikle Rijkard ve futbolculari
bu hengameye bulastirilmamalidir. Adnanlar ve Haldun U. seyrek fakat etkili demeclerle bilumum les kargasinin dikkkatini ve saldirilarini kendi uzerlerine cekip, bu saldirilari futbol subesinden uzak tutmalidirlar. Rijkard ve ekibi yerli medyaya uzak ve kapali,kisa vade basaridan cok takimin sistemini oturtup eksikleri duzeltmeyi, bol rotasyonla olabildigince herkesi efektif kullanmayi, bedeli ne olursa olsun bol pasli ve kanat akinli seyir zevki yuksek anlayisi ve takimi genclestirmeyi hedefleyen politikalarindan sapmamalidir. Ben bu yil sampiyonluk falan beklemiyorum, olursa ne ala. Bu gunluk medya gurultusunden, ortaliktaki teror havasindan uzak tutulup daha onceden yapilan planina bagli kalmalidir GS.
Körler Ülkesinde ki Kasaphane
Posted: Tue Feb 09, 2010 11:41 pm
by Hakan Can
KÖRLER ÜKLESİNDE Kİ KASAPHANE
Türk Futbolu’nda devrim yapmak isteyenler engelleniyor. Marka değeri peşinden koşanların atladığı ya da görmezden geldiği, Skibbe’yle başlayan Rijkaard’la devam eden, pasa dayalı modern futbol anlayışının oturmasını, Galatasaray’ın başarılı olmasını, Galatasaray’ın Türk Futbolu’na kazandıracaklarını istemeyenler var, güzel futboldan nefret edenler.
Pehlivan bir santrfor, kasap orta saha ve savunma oyuncularıyla, iyi mücadele ettiğine inanılan takımlar var hâlâ. Bileğe, ayağa, dize gelen sert müdahaleleri isteyen teknik adamlar var. Bunları televizyon ekranlarında alkışlayan, destekleyen yorumcular var. Bu yıldırma futboluna göz yuman hakemler var.
Artık yeter!
Futbol oynamak istiyoruz, sahada! Futbol oynamaya, pas yapmaya, sakatlık yaşamamaya uygun, adaletli bir ortam istiyoruz!
Haksızlığa karşı durma zamanı, Hagi ruhuyla! Arda’nın gerçekten kaptan olduğunu algılamasının zamanı, Metin gibi oynamanın, yenilmekten korkmamanın!
Galatasaray olduğumuzu hatırlamanın zamanı, Adnan Polat’tan Kapalı’sına!
Size sesleniyoruz Galatasaray sevgisini yüreğinde taşıyan herkese, sesinizi duyurun, isyan ateşine bir odun da siz koyun!
Güzel futbol oynamak için, haykırın, bağırın, çağırın, yazın!
Türk Futbolu’nu, marka değerini, izlemek ve içinde yer almak istediğimiz bu ortamı kirletenlerden arındırmak adına, sessiz kalmayın!
Kasap futbolcuları, buna prim tanıyan hakemleri, teknik adamları, alkışlayan yorumcuları yuhlayın!
Artık yeter!
Futbol oynamak istiyoruz, sahada! Futbol oynamaya, pas yapmaya, sakatlık yaşamamaya uygun, adaletli bir ortam istiyoruz!
Re: Körler Ülkesinde ki Kasaphane
Posted: Wed Feb 10, 2010 12:06 am
by Cengiz Akgun
Can Ergun'un actigi konu ile bu yazinin ana konusu ortusuyor. Mumkunse o yazinin altina assaniz. Iki ayri konu da benzer seyler tartisilinca sonunda biri one cikinca oburunde yazilanlar geri kalip kayniyor.
Re: Körler Ülkesinde ki Kasaphane
Posted: Wed Feb 10, 2010 1:16 am
by Mehmet Gorgen
Re: Körler Ülkesinde ki Kasaphane
Posted: Wed Feb 10, 2010 11:31 am
by Hasan Tezcan
Bu listede neden GS'dan bir oyuncu olmasin...
Futbol katlediyor sözune katilmiyorum. Sahada isteyen, cani basi ile oynayan takimlar var, ve digerleri. GS'i "digerleri" kategorisine sokuyorum, gerci son mac biraz "balls" gösterdi takim ama neyse. Bakin, futbol erkek oyunudur, sertlige sertlik ile cevap verevbilmelisin, kurallar icinde tabii. Ikili mucadelere Mehmet Topal gibi ayak parmagini uzatarak girmemelisin. Caner gibi duser dusmez hakemler ile ugrasmamalisin. Emre Gungör nasil oynuyor bir bakin. Her oyuncuda o mucadele anlayisi olsaydi baska yerlerde olurduk. Elano ona keza, tatli sert oyuncu degil, sert oyuncu. Elanor hic degil. Stamina ve endurance lazim. Bunu, "orta saha yok, top ceviremiyoruzun" ana sebebi olarak görmekteyim.
GS göze hos futbolda sergilemiyor. Adnan Polat ve ekibi istedigi kadar aksini iddia etsin. Sisirme toplar, kisisel beceriye dayali pozisyon uretmeler...oyun bu. Oturmus bir sistem var diyebilirmisiniz....oyuncularin sakatligi sebeptir demeyin lutfen. Nonda'yi yolladilar, ne olacagi belli olmayan Harry jest olarak takimda tutuldu...Frank'in rizasi ile ustelik. Haldun bey cikip "bunu Harry'e yapamazdik" diyor ayrica...inanmasi guc ama gercek, okudugumda cok sinirlendigimi hatirliyorum. Gecmiste hangi GS'li oyuncu bu muameleyi gördu, soruyorum sizlere
Sorumsuzca davranan bir insan sakatliklari bahane edemez. Hareket alanini daraltan sen degilmisin.
Sorumsuz insanin köru topali yok, sorumsuz sorumsuzdur. Allah akil fikir versin bu insanlara.
Re: Körler Ülkesinde ki Kasaphane
Posted: Wed Feb 10, 2010 11:34 am
by Can Ergun
Tüh ilk 15'te oyuncumuz yok.Diyorum işte bi tane 3.ligden,güreşçiden bozma adam alacaksın,bedava oynar. Son 10 dk oyuna alıp bacak kırdırtmaya oynayacaksın eğer sahada kasap varsa. İlerleyen zamanda hakemler,federasyon,Ligtv vs düzeltmezse bu kepazeliği,herkesin anladığı dilden konuşmak lazım.