Page 1 of 3

TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray 1-2 (Sabri ve Arda)

Posted: Mon Nov 02, 2009 10:53 pm
by Salih Bora
Diyarbakırspor takımının maça çıkıp çıkmayacağı konuşuluyor.
Kendilerini PKK ile özdeşleştiren sloganlardan isyan etmişler. Adamlar haklı.
Diyarbakır gol atar, evsahibi tribünlerden ses yükselir: "Pkk dışarı..."
Maç biter, bu kez dönerler konuk Diyarbakır seyircisine, imalı imalı: "Kahrolsun PKK..."
Federasyon'un umurunda mı?
Hakem hatalarına da veryansın etmişler... Kasıtlı yapıldığını iddia ediyorlar. Orasını bilemem artık.
Tek bildiğim, bu maçın oynanmasının gerektiği.
Oynanmalı bu maç... Aksi halde G.Saray havadan 3 puanı alır ve spor kamuoyu önünde "hazırlopçu" durumuna düşer.
Tabii bir de Diyarbakır'ın ligden çekilip çekilmeme polemiği var.
Türk toplumundaki ırkçı yükseliş o boyutlarda ki, insanlar Diyarbakırspor'a ve Diyarbakırspor taraftarına "terörist" gözüyle bakmaya başladı.
Siyaset elini nereden çekmiş ki spordan çeksin...

Eğer maç oynanırsa, Rijkaard tıpkı Sivas maçının formatında çıkarmalı takımı sahaya. Yani 4-3-2-1 sistemiyle.
Ayhan-Barış-Linderoth üçlüsü ortada oynar.
Sağda Arda, solda Kewell, ilerde tek santrfor Nonda... Tıpkı Sivas maçındaki gibi.
Fakat tek sorunumuz sol bekte. Hakan Balta eskisi gibi değil. Gerek defansta gerek ofansta müthiş bir dağınıklık içinde.
Teknik Ekip o mevkiye Caner'i oturtmayı denedi ama bu çaba olumlu bir sonuca ermedi.
Acaba bir kez daha Uğur Uçar'a sol bek'te yer vermek sorunlarımıza ilaç olur mu?
Kadro ve sistem seçimini merakla bekliyorum...

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Mon Nov 02, 2009 11:33 pm
by Omer K. KOCAOGLU
Herkesin fikrine saygi vardir.
Ben Diyarbakir'in bu ligde yeri olmadigini dusunuyorum.
Nedeni ise sehirden PKK'ya gelen korkunc destek.
Bu sadece Diyarbakir icin degil, meclise bugun DTP'li olan butun bagimsiz milletvekillerini gonderen sehirler icin gecerli.
Acin en son secim sonuclarina bakin.Bagimsiz adaylar partilerden fazla oy aldilar.
Bugun hepsi DTP'de.
PKK bugun onlarin yuzunden mecliste.
O kadar eskiye gitmeyelim.Bir kac hafta onceki teslim olan PKK'lilarin karsilama torenlerini hatirlayin.
Diyarbakir'in nufusu kac?
Sehrin yarisi karsilama toreninde.Cok belliki esnaf dukkani kapatmis, memur isci isine gitmemis, ellerinde PKK bayraklari, uzerlerinde PKK renkleri karsilama torenindeler.
Sen yari sehir terorist karsilamaya gidersen, Turkiye'nin heryerinde de bu tepki coook normal.
Cocuklar ellerinde oyuncak silahlar, catisma olursa asker oldureceklermis.

Bir arkadas yazmis.Madem bu kadar aliniyorlar bu soylemlerden, ciksalardi bugune kadar futbolcular PKK'yi teroru lanetleyen pankartlarla.herseyin uzerine bir cizgi cekselerdi.Neden yapamiyorlar? Cunku popo yok.

Yillardir yasadigim icin soyluyorum,
ABD'de zenciler nasil sorunsa, Turkiye'de PKK destekleyen Kurt halkida aynidir.
Her boka irkcilik.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Mon Nov 02, 2009 11:44 pm
by Salih Bora
Omer K. KOCAOGLU wrote:Yillardir yasadigim icin soyluyorum,
ABD'de zenciler nasil sorunsa, Turkiye'de PKK destekleyen Kurt halkida aynidir.
Her boka irkcilik.
Son seçimlerde ABD'de bir zenci, Başkan oldu.
O halde yukarıdaki önermeden yola çıkacak düz mantıkla Apo'nun Çankaya Köşkü'ne kapağı atması an meselesi demektir.
Bu işin şaka tarafı.
Aslına bakarsanız, "PKK dışarı" sloganlarının beni kızdıran tarafı, bu sloganı söyleyenlerin amaçladıkları "belaltı vurma" taktiği.
PKK'yı bırak, Diyarbakır iliyle dahi alakası olmayan futbolcu ve teknik kadroyu PKK ile eş tutmak, herşeyden önce çok büyük haksızlık.
İkincisi, ben Diyarbakırspor taraftarlarının da PKK yandaşlığını kabul edeceklerini pek zannetmiyorum.
Ama PKK karşıtıysa bile bunu bas bas bağırarak deklare etmek istemeyebilirler. Şehirde dengeler hassas. Diyarbakıspor'a zaten "Devlet'in takımı" olduğu yönünde eleştiriler var bazı kesimlerden.
Ama beni üzen olay, milliyetçiliğiyle ünlü illerde tribünlerin içlerindeki Kürt nefretini Diyarbakırspor'a kusarak rahatlamaya çalışmaları.
Sanırım bu olaylar en çok İzmir'de, Trabzon'da, Adana'da, Bursa'da yaşanıyor.
DTP'ye PKK'ya kızıyor, şehrine çalışmaya gelen mevsimlik işçi Kürt'e kızıyor, Diyarbakırspor'a patlıyor.
Bu kabul edilebilecek bir olay değil.
...
Başlık içinde siyasi konulara değindik ama ister istemez oluyor. Spor siyasetten bağımsız değil ne yazık ki.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Tue Nov 03, 2009 12:33 am
by Cengiz Akgun
Omer K. KOCAOGLU wrote:...
Yillardir yasadigim icin soyluyorum,
ABD'de zenciler nasil sorunsa, Turkiye'de PKK destekleyen Kurt halkida aynidir.
Her boka irkcilik.
Bunlar cok cetrefilli konular. Sen birilerinin meclise girmesine engel olmak icin boyle baraj filan koyarsan onlarda baraji boyle delerler. Diyarbakir'a darbeden once gittiginde dagda tasta "Kurdistan'in bas sehrine hos geldinizden" kalkip Kurtce konusmak yasak filan diye anayasaya koyarsan bugunlere gelirsin. Onun icin PKK'yi bahane edip Diyarbakirspor ile bu sekilde ugrasildiginda adamlarin eline oynanir. Bugun NTV'de kayitlardan dinledim. Olay zaten seyircinintepkisine degil hakemin ters kararina bakarak baslatilmis. Ziya Dogan'da isin icinde alet edilmis. Halbuki GS da su son gunlerde hakem isine iyice daldi. Apo GS'li diye mi acaba?

Bu hakem ve federasyon konusunda kluplerin birlik olup bu isi bir yoluna koymalari elzem oldu. Ama nedense herkez isine gelince eyvallah isine gelmeyince yangin var diye ortaya cikiyor.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Tue Nov 03, 2009 6:47 pm
by Alpay Dedeoglu
Salih Bora wrote:
Omer K. KOCAOGLU wrote:Yillardir yasadigim icin soyluyorum,
ABD'de zenciler nasil sorunsa, Turkiye'de PKK destekleyen Kurt halkida aynidir.
Her boka irkcilik.
Son seçimlerde ABD'de bir zenci, Başkan oldu.
..................
Aslına bakarsanız, "PKK dışarı" sloganlarının beni kızdıran tarafı, bu sloganı söyleyenlerin amaçladıkları "belaltı vurma" taktiği.
PKK'yı bırak, Diyarbakır iliyle dahi alakası olmayan futbolcu ve teknik kadroyu PKK ile eş tutmak, herşeyden önce çok büyük haksızlık.


İkincisi, ben Diyarbakırspor taraftarlarının da PKK yandaşlığını kabul edeceklerini pek zannetmiyorum.
Ama PKK karşıtıysa bile bunu bas bas bağırarak deklare etmek istemeyebilirler. Şehirde dengeler hassas. Diyarbakıspor'a zaten "Devlet'in takımı" olduğu yönünde eleştiriler var bazı kesimlerden.
Ama beni üzen olay, milliyetçiliğiyle ünlü illerde tribünlerin içlerindeki Kürt nefretini Diyarbakırspor'a kusarak rahatlamaya çalışmaları.
Sanırım bu olaylar en çok İzmir'de, Trabzon'da, Adana'da, Bursa'da yaşanıyor.
DTP'ye PKK'ya kızıyor, şehrine çalışmaya gelen mevsimlik işçi Kürt'e kızıyor, Diyarbakırspor'a patlıyor.
Bu kabul edilebilecek bir olay değil.
...
Başlık içinde siyasi konulara değindik ama ister istemez oluyor. Spor siyasetten bağımsız değil ne yazık ki.
Birincisi Obamadan cok önce, 20 sene evvel, Kurt asilli bir Basbakan ve Cumhurbaskani oldu. Butun ulasilabilir devlet noktalarina Kurtler asillilar gelebildi. Tarihinde hicbir zaman zencilere gecmiste yapilan ayirimlar yapilmadi Turkiyede. Analoji yaparken bilgi dahilinde yapalim..Evet Baska turlu eziyetlere ve haksizliklara ugratildilar, ama TC devleti bu konuda maasallah butun yurt sathinda oyle veya boyle kendi vatandaslarinin canini yakmistir, ustelik hic olmazsa Guney dogudakiler onemli sayilacak bir vergi odeyip, devlet butcesine katki yapmiyorlar. Diger bolgelerdeki insanlar parasiyla rezil olmaktadir. Birde Cumhuriyet tarihinde 20 kusur defa ayaklandilar ve Turkiyeye karsi herhangi bir yabanci gucun taseronlugunu itirazsiz kabul ettiler. Ingiltere, Rusya, Iran, Suriye, Fransa, hep Turkiyeye karsi kullandilar ve bunuda gonullu kabul ettiler.

Ikincisi:1985'ten itibaren defalarca Diyarbakira gittim. Kentte Ezici Buyuk cogunluk , PKK yanlisidir.Tek fark, bir kismi, cikar sebebiyle ikili oynar. Agalarin, asiretlerin, korucularin,malzeme satanlarin, bedava elektrik kullananlarin cek salterini bak hepsi nasil ayaklanir.Net soyluyorum, Diyarbakirli sadece sureli satin alinabilir, yoksa biz Turkiyelilerin baktigi ortak ideal ve amaclar umurlarinda degildir. Saygi duyulabilir, ama kimse onay vermemizi bekleyemez. Yani Diyarbakirspor'un DNA'sina DSI spor kadar saf olmasada, PKK nosyonu islemistir. Diyarbakirsporun bagliligi devlet kaynaklari aktarilarak satin alinmistir. Hala akitilmaktadir, onlar daha fazlasini istemektedir. Butun kopan tantana budur
Kimse kimseyi kandirmasin, gidin 1 hafta kalin Diyarbakirda, bunun boyle oldugunu herkes gorur. Kimse Cihangir barlarindan mazlum halk muhabbeti yapmasin gitsin gorsun.

Ucuncusu yalniz milliyetci illerde degil, buyuk sehirlerdede bu yapilmistir ve bu kufur niyetine yapilmistir, can yakmak icin yapilmistir. ''Burasi les gibi hamsi kokuyor'' ve saat 12 espirleri Trabzona, En buyuk Cimbomlu Imralida ve Ermeni Baskanina.... tezahuratlari Galatasaraya, Esrarkes ve Bulent Ersoy/Zeki Muren alaylari Besiktasa, 16 Bursa ve Bursada i...dolu tezahuratlari Bursaya, Riza Efendi ''2 ekmek 1 sut'' eskisehire vs... yapilirken pek mizahi ve komik bulunuyordu. Acilim hassasiyeti yuzunden buna tepki gosteriliyor ve yukarida yazdiklarima kiyasla cok fazla dogruluk yani vardir bu Diyarbakir-PKK iliskisinde. Kimse kendini kandirmasin, onlar lafla degil, eylemle PKK ile bagini ve destegini reddetmedigi surece bu boyle devam edecektir. Tribunde 20 tane Doguda askerligini yapmis kisi, veya bir arkadaslarini Guneydoguda kaybetmis mahallenin gencleri birarada oturuldugunda, veya Kurt gaspci, sahte cekci, kapkacci, sehir eskiyasi, mafya ,gosterici, terorist tarafindan zarar gormus insanlar biraraya geldiginde bu tepkiyi verecektir. Polisiye tedbirle bunu onleyemezsiniz Diyarbakirlinin kendisi samimi birseyler yapmadigi surece. Istanbulun, Izmirin varoslarinda artik tam bir ayrisma ve gizli cekisme soz konusudur. Kimse dis destekli ''Irkcilik'' lafiyla veya Cihangir entel bari agziyla insanlarin her gun onlarca defa test ettigi bu karsitligi degistiremez.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Tue Nov 03, 2009 7:05 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Alpay yazina ek olarak.

Yillarca Galatasaray Diyarbakirsporla kardes takim statusunde tutulmustur.
Hatta kurtlerin sari-kirmizi renge olan tutkularina dem vurulmustur.
Ayrica bir baska gercek daha vardir. Sadece Diyarbakir degil guneydogunun bir cok yerinde
Galatasaray birinci takimdir. Yani aslinda Kurtlerin cogunlugu Galatasaray taraftaridir deyisi cok yanlis bir kanaat degil. Bilimsel olarak yapilan bir anket var mi bilmem ama yapilirsa bu sonucun cikacagini dusunuyorum.

Yine yillarca devlet eliyle Diyarbakirspor'un 1.lige cikarilmasi yada orada tutulmasi olayinin da dogru oldugunu dusunuyorum. Futbol bir uyusturucu gibi dusunuluyor. Bu Ispanya'nin 3F si gibi.

Diyarbakir'da kimler yasiyor. Kurtler ve tayinle gelen memurlar, askerler. Bunu soylemek boluculuk mu bilmem ama Diyarbakir halkinin PKK'ya sempati duymadgini soylemek bence gercekten buyuk hata olur. Bu Hakkari' Cukurca ve Yuksekova da boyledir. 93-94'te Hakkari Tugayina yapilan kalkisma (bunun askeri terminelojide adi budur) tum ilcenin ortak hareketi ile yapilmis bir eylemdir.

Diyarbakirspor'un PKK'yi disla(ya)mamasi ve bu yonde kamuoyunu aydinlatmamasi DTP'nin PKK'yi yillarca terorist bir orgut olarak tanimamasi ile ayni durumdur. Isterseniz bunlari birer sivil toplum orgutleri olarak gorebilirsiniz. Ancak hizmet ettikleri kurum/yapi/ideoloji aynidir. Birisi parlementoda digeri kitlesel olarak daha populer bir spor dalinda temsil edilmektedir. Ben kendimi bu konuda bir taraf olarak gordugumden daha keskin yorumlardan kacinmaya calisiyorum.

Neyse konumuz spor ve futbol, neyi ve kimi temsil ederse etsinler bizim 3 puan almamiz gereken bir mactir. Isleri daha fazla dallandirip budaklandirmadan biz oynadigimiz futbola konsantre olmaliyiz.

Acikcasi cok iyi futbol oynamiyoruz.

Cok calismaliyiz.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Wed Nov 04, 2009 2:02 am
by Salih Bora
Alpay Dedeoglu wrote:Kimse Cihangir barlarindan mazlum halk muhabbeti yapmasin gitsin gorsun.
...
Cihangir entel bari agziyla insanlarin her gun onlarca defa test ettigi bu karsitligi degistiremez.
Emin misiniz?
Cihangir barlarına takılanlar seçimlerde silme CHP'ye oy veriyor.
Sandıkta CHP'ye çıkan oyların sınıfsal analizi yapıldığı zaman bu siyasal görüşün hangi ilçelerde destek bulduğu malum.
Bilmeyenler için sayayım.
İstanbul'da Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy, Şişli (başkanı CHP kökenli).
Ankara'da Çankaya'nın Kavaklıdere'si, Çayyolu, Ümitköy, Batıkent, Gaziosmanpaşa.
Cumhuriyet mitingleri'ne otobüs kaldıranlar çoğunlukla nerelerden?
Cihangir barlarına takılsaydım herhalde ben de "Atam Atam kalksana" edebiyatı yapıyor olurdum bu durumda.

En çok da, yoksulluğu ve sefaleti kişilerin çalışmamalarında arayan klasik liberal iktisatçısı görüşler bende reaksiyon yaratıyor.
Sosyal-demokrat geçinenlerin bile zihniyeti aynı.
Eh... Olacak o kadar. Etiler'de oturan "sosyal-demokrat"ın iktisadi görüşü de öyle olur.
(Kastedilen Alpay veya forumdaki herhangi birisi değil genel zihniyettir)
Buna göre, Güneydoğu illerinde yaşayanlar vergi ödemez, hırsızlık yapar, mafya oluşturur, dağa çıkar vs...
Bu anlayışa göre, bu insanların yoksul kalmalarının sebebi cahil, tembel ve de bedavacı olmalarındandır.
("Asalak sürüsü halk" gerçekleri görse de "göbeğini kaşımayıp adam gibi oy verse" ne güzel olacaktır ama nerdeeee...)
Koca bir bölgeyi piyasa mekanizmasının insafına bırakan egemen zihniyetin ise hiçbir suçu yoktur.

İkinci yaygın söylem de, Kürtlerin de bu ülkede cumhurbaşkanı vs. olabilmesi...
Verilen örnekler bellidir ve açıkçası biraz matraktır da.
İlk olarak İsmet İnönü'yü örnek verirler. Anlatmaya gerek yok.
İkinci örnek, 1960 darbesi'nin kudretli Cemal Aga'sıdır.
Üçüncü olarak da, Turgut Özal.
Hayatında "Ben Kürdüm" dememiş insanlar.
Evet, Kürt kökenli biri cumhurbaşkanı olabilir fakat resmi ideolojinin çizdiği "Türklüğü kabul" sınırlarını ihlal etmemek şartıyla.
Sözgelimi, Hasip Kaplan'ın cumhurbaşkanı olabilmesi mümkün müdür bu ülkede?
Olabildiğince ılımlı bir adam.
En büyük muhalefet Cihangir barları tayfasından gelir, söyleyeyim.

Not: Bu satırları, bir spor başlığında siyasi tartışmayı uzatmak maksadıyla yazmadım. Neden yazdım peki? Ben de bilmiyorum. Ne Kürtlerin avukatıyım ne de Alpay arkadaşımızla bir sorunum var. Karşılıklı fikir teatisinde bulunmak için yazmış olabilirim. Seviyeli ve dostça tartışmadan zarar gelmez.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Wed Nov 04, 2009 3:40 pm
by Alpay Dedeoglu
Yazmadigim ve kastetmedigim seyleri anlam carpitmasi olarak yazmasak,
metne ve kelimelere sadik kalabilirsek daha saglikli bir gorus alisverisi olur
Eger gazetelere gore konusacaksak , Cihangir barlarinda Taraf, Sabah,
vs.. gibi gazeteleri okuyanlardan bahsediyorum. Yasemin Congar, Orhan Pamuk,Turkone,
Altan family takimindan. Onlar daha ziyade '' hadi Neo Ottoman olalim, bu orduyu lav edip
yeni Nizami Cedit kuralim, ay Ataturk ne kadar pejoratif ve banal'' diye tatli atraksiyonlara giriyorlar..

Yalniz Kurtler icin degil, diger kokenlilerde bunu bas bas bagirmadilar cesitli noktalara giderken cunku bir Turkluk (Boyle yazilsada anlasilan ve kastedilen ortak paydasi Turkiyeliliktir aslinda)semsiyesi altinda birlesiliyordu. Kaldiki Amerika analojisi yaparken , Obamanin annesinin beyaz oldugu, beyaz anneannesi ve buyukbabasi tarafindan yetistirildigi, beyaz davranis kaliplarinin icinde kalip sosyal ortamlarda buyudugu, ayrica secilmedigi bir nevi kamuoyu hazirlanarak 5-10 yil öncesinden atandigini unutmayalim. Turgut Ozal Kurttur ve kor topalda olsa demokrasi ile secilmistir.
Hasip kaplan olamiyor ama kokeninde Ermeni oldugu ihtimali yuksek olan baska bir ilimli Cumhurbaskani olabiliyor, olabilmelidir de.
Tabii Ataturkun Amerikadan daha once kadinlara secme ve secilme hakki verdiginide soylemeyelim, cok ayip , Kemalist diye asagilarlar, ne banal oyle Turkum, Ataturkcuyum falan demek degil mi?.

Bu konudaki ekonomik bakis acim teorik ve bahsettiginiz akima bagli degil, daha ziyade 85'ten beri Diyarbakira gitmis, is yapmis ve yapmakta olan, bu kokenli calisan istihdam etmis, Istanbulun varoslarinda neler olup bittigine dair bilgiye acik isimden dolayi oluyor.
yani bol sosyolojik gozlem icerir.

Koca bir bolgeyi piyasa mekanizmasinin insafina birakmak cok ezbere bir laftir. Bir kere
gerek GAP projesi(Turkiyenin en buyuk aptalligi), gerek PKK teroru, gerek tesvikler ve toplanamayan vergiler sebebiyle
son 25 yilin Turkiyenin geri kalmasina sebep olan devletin ''hani sizin begenmediginiz'' hesapsiz devletci politikalaridir. O kadar yatırm soz gelimi bir Trakyaya yapilsaydi simdi hem karsiligi fazlasiyla alirdi devlet, hemde muthis bir refah olusurdu. Kaldiki Trakyanin dag koylerindeki yoksulluk Diyarbakirdan fazladir. Avrupada hicbir ulke bir bolgesine bu kadar karsiligini almadan olcusuz kaynak ayirilmamistir. Guney Italyanin bile aldigi payi daha az, katkisi daha fazladir. Bizden baska komsu 5 ulkede daha kurtler vardir, ekonomik ve sosyal duzeyi en olan yuksek bizimkilerdir. Onlarda 2o kusur defa ayaklanarak ve bu kadar zarar vererek bu iyiligin karsiligini fazlasiyla odemislerdir .

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Wed Nov 04, 2009 10:59 pm
by Cengiz Akgun
Bir devletin icindeki bir azinlik bagimsizlik istedi diye bolunmesine izin verecegini sanmak ve bu olmaz ise daga cikarak yapilacagini inanmak elbette aptallikgin daniskasi. Bunu Turkiyedeki Turkler akil edecek olmalarina ragmen distan gelen etkilerle Kurtulusun savasinin sonunda Ingilizlerin ayni Arplarla denedigi oyunlara alet olmalari bu kan dokulmesinin baslica sebebi. Ayni oyunu Ingilizler Hindistan'in bagimsizliginda da oynayip bir Pakistan Hindistan ayrimciligina gittiklerini ve bunun bugun bile nelere mal oldugunu gormek istemeyen Kurt aydinlarinin gafleti. Elbette Kurt milliyetcilgini gudenler orta doguda oradan buradan kapacagi topraklarla bir Kurt devleti kurmak istemis ve isteyecektir. Turkiye Cumhuriyetinin Kurtlere olan tavri bu milliyetciligin sonunu bastan sezip bunu engelleme yoluna gitmek icin yapilmasi hata olan isleride yapip bunlarin eline oynamistir. Ama Kimse Turkiyede yasayan Kurtleri Amerikada yasayan Zencilerin esareten kurtulmasi ile es tutamaz. Devletin okulunda universitesinde bir kurus vermeden okuyana hatta dis ulkelere devlet bursu ile yollanan Kurt kokenli ogrenci arkadaslarim olmus ve bunlarin agzindan TC karsi olan ofkelerini birinci elden dinlemis biriyim. Ben de ABD'ye devlet bursu ile geldim. Hepimiz ayni sinavlara girdik eger esitsizlik yapilsa dedikleriniz dogru olsa idi burada ne isiniz olabilirdi dedigimde yoksulluktan, geri burakilmadan, cekilen eza cefadan dem vururlardi. M. Kemal bizi aldatti lafini cok severler. Dusmani birlikte kovduk ortak bir devlet kurmaya soz vermisti ama bize kazik atti lafi agizlarindan dusmez. Ben de sadece sizi kandirsa iyi, butun yassi kafalari "hilafet elden gidyor Hirant basiniza vali olacak Panos dan kadi yapacaklar seriat elden gidecek" diye camilerde hutbe verip az buz adam kandirmadi derdim. Yine de derim. Peki geldiginiz yorede kendini Turk sayanlar sizden daha mi iyi yasiyorlardi dendiginde verecekleri cevap olmazdi. Bu isler "Halklara Ozgurluk" adi altinda kaynatilan kazanin bir sonucuydu. Arkasindan gelen Evren ve yandaslari kazani devririm sandi ama altindaki atesi yere sacip Ocalan gibilerini hakli cikardilar. 12 Eylulden nasibini alanlar sadece Kurtler olsa hicap duyardim. Ama her darbede insan gibi yasamak isteyen insan olama hakkini kullanmak isteyenlerde ayni terore tabi tutuldular. Sonrasi malum. Bugun Turkiyenin batisina yerlesip hali vakti yerinde olan bir Kurtun dogdugu buyudugu yere bir agac diktigini duyaniniz var mi o topraklar bizim diye geri isterken.

Bugune kadar Kurt halkini ezen aga ve asiret reislerini bunlarla sonra ugrasiriz diye bir kenara koyup Diyarbakir'i bas sehir ilan ederek once federasyon sonrasi Allah kerim ile yatip kalkan Ahmet Turk gibi asiret agalari mi Kurtlere acilim getirecek. Once kendi bir acilsin hele. Acilimdi sacilimdi diye hicbir azinliga taninmayacak ozerklikler vermek Turkiye Cumhuriyeti devletinin dibine dinamit koymaktan farki olamaz. Bugun kendine Turkum diyebilen bu ulusun bir ferdi olmayi kabul etmis her TC ne kaninda ne de etnik kokeninde Orta Asya'dan gelme bir Turkluk vardir. Osmanlinin corbasinda birbirine karisip her telden calan bir gen havuzunda kelle avciligi yapmak isteyenler oldu baslarda ama gorduler ki ortada koyduklari teoriye uyan hicbir bulgu yok.

Iste Amerikada okullarda sabah soyletilenler (kurandaki meali gibi parentez icinde de yorumunu da vermisler):
I pledge allegiance"
(I promise to be true)

"to the flag"
(to the symbol of our country)


"of the United States of America"
(each state that has joined to make our country)

"and to the Republic"
(a republic is a country where the people choose others to make laws for them -- the government is for the people)

"for which it stands,"
(the flag means the country)

"one Nation"
(a single country)

"under God,"
(the people believe in a supreme being)

"indivisible,"
(the country cannot be split into parts)

"with liberty and justice"
(with freedom and fairness)

"for all."
(for each person in the country...you and me!)


Turkcesi:

Bayragin simgesi uzerine Amerika Birlesik Devletleriine ve Cumhuriyetine tek ve bolunmez olarak tanriya inanan hur ve adil bir ulusa olan bagliligimi ilan ediyorum.



Kelimeleri egip bugmege luzum yok. Mealinde aciklamislar Toroglunun dedigi gibi akillarda birseyler kalmasin diye. Tek ve bolunemez ulus dedigi Amerikan ulusu. Bu ise mendeburlugu sokmak isteyenlerin iddasindaki gibi cok ulus mulus asla degil; . Bunu yazarlarken Afrikali Amerikali, Italyan Amerikali, Irlandali Amerikali, Hispanik Amerikali gibi kavramlari filan asla dusunmemisler. Adamlar yekten ayni Turkiyede yasayanlarin Turk olacaginin kabul edilmesindeki gibi Amerikan Ulusundan bahsediyor "One nation" derken. Kimdir bu tek ulusu belirleyen? ABD sinirlari icinde vatandasi oldugunu kabul edilmesi icin coluga cocuga bu yemini hergun ettirterek soyletenler. Var mi icinde ABD vatandasi lafi? Yok. Ikincisi bu ulusun bolunemeyecegini de kabul ve ilan etmeni istiyorlar. Yani kalkip ama benim kokenim suydu buydu diye hizipcilik yaparsan alacgin cevapta ortada.

Ne farki var bunun "Turkiye Turklerindir" demekten. Yani sonradan tureyen bu Afrikali Amerikali, Latino Amerikali lafi Kurtlerin ozenerek istedigi seyler. Yani onlara da Kurdo Turk filan denecek herhalde bu acilim sonunda. Olur gorursem soylerim

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Thu Nov 05, 2009 10:11 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Simdiden kivirip cevirmeye baslamislar. Once cikmayacaklarini acikladilar. Simdi cikip cikmayacaklari konusunda aciklama yapacaklarmis. Bu Tupcunun "PAF takimi ile cikariz" beyanatina benziyor.

Adam sa sozunden donmez maca cikmaz :D
Bizimkilerde yorulmamis olur.

http://www.htspor.com/Futbol/spor-haber ... pacak.aspx

Bir tuzuk kanun ve nizam var. Maca cikmayanin cezasi defterde yaziyor. Galatasaray macina cikmaz ise bir sonrakine mi cikacak ? Sahadan cekilmenin bile kurallari var. Guvenlik problemi, doga olaylari, mazeretli gecikmeler (toplu ishal, Allah Korusun trafik kazasi felan)...

Diyarbakir seve seve sahaya cikacak.
Ben ters tepki yapip bize karsi kastirmalarindan korkuyorum.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Thu Nov 05, 2009 4:45 pm
by Selim Ugur
Salih Bora wrote:Diyarbakırspor takımının maça çıkıp çıkmayacağı konuşuluyor.
Kendilerini PKK ile özdeşleştiren sloganlardan isyan etmişler. Adamlar haklı.
Diyarbakır gol atar, evsahibi tribünlerden ses yükselir: "Pkk dışarı..."
Maç biter, bu kez dönerler konuk Diyarbakır seyircisine, imalı imalı: "Kahrolsun PKK..."
Federasyon'un umurunda mı?
...
Bence bu isin cozumu cok basit..

Diyarbakir baskani cikacak diyecek ki.. "Diyarbakirspor'a gore PKK terorist bir orguttur, yapmis olduklari butun eylemleri kiniyoruz, lutfen bizi PKK ile iliskilendirmesinler"..

Bunu dedigi an bir daha Diyarbakirspor alehine kimse bagirmaz..

Ama adam bunu diyebilir mi size?

Bu arada hafta icindeki takimi cekerim, maca cikmayiz tarzinda ortaligi germe ve tehdit iceren aciklamalarindan oturu federasyon ceza vermeli.. Verirler mi? Tabii ki veremezler.. Federasyon baskanimiz Ercan Saatci ile yemek yemekle mesgul su aralar..

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Fri Nov 06, 2009 1:00 am
by Salih Bora
Selim Ugur wrote:Bence bu isin cozumu cok basit..

Diyarbakir baskani cikacak diyecek ki.. "Diyarbakirspor'a gore PKK terorist bir orguttur, yapmis olduklari butun eylemleri kiniyoruz, lutfen bizi PKK ile iliskilendirmesinler"..

Bunu dedigi an bir daha Diyarbakirspor alehine kimse bagirmaz..
İnsanların bu tür bir zorunluluk içerisinde bırakılmasını doğru bulmuyorum ben.
"PKK dışarı" sloganı üzerinden şantaj yapmak da hiç şık değil.
Diyarbakıspor kulübü bu şekilde anılmak istemediğini çeşitli kereler ifade etmiştir.
Bunun üstüne bir de senet imzalatır gibi yemin ettirmenin bir anlamı yok.
Kaldı ki, bir spor kulübünün, PKK hakkında kurumsal (yani bütün kulübü bağlayan) bir görüşü olması şart mı?
Bunun için Genel Kurul mu düzenlemeleri gerekiyor acaba?
"PKK'nın terörist olup olmadığına karar verme kongresi".
Benim görüşüm şu: Futbol sahasında futbolu ilgilendirmeyen hiçbir slogan atılmamalı.
Denebilir ki: "- Vatan, millet, Atatürk, cumhuriyet vs. sloganı da mı atılmasın milli bayramlarda?"
Evet... Futbol dışında hiçbir şey girmemeli. Girdiği anda iş siyasi yöne dönüyor çünkü.
İnsanlar PKK aleyhtarı sloganlarını da dışarıda dile getirmeliler. Doğru olan bu.
Aramızda yabancı memleketlerde yaşamını sürdüren arkadaşlar var... Örneğin 11 Eylül saldırıları sonrasında ABD'de bir beyzbol maçında tribünlerden "Kahrolsun El-Kaide" sloganı atıldığına şahit olmuşlar mı?
Terör karşıtı sloganların yeri alanlardır, meydanlardır.
Ülkenin geldiği duruma tepki göstermek isteyen milliyetçi gençler neden mitinglerde tepkilerini dile getirmezler? Bunlar oldukça apolitik bir kitle. Vatan-millet bir tek stadyumda akıllarına geliyor.
Fikrim bu işte. Futbolu ilgilendirmeyen sloganların futbol alanında yeri olmamalı.
Hele ki karanlık güçlerin spor izleyicisi tribünleri galeyana getirerek kitle desteği yaratma planlarının yıllardır yürürlükte olduğu bir ortamda...

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Fri Nov 06, 2009 1:31 am
by Cengiz Akgun
Salih Bora wrote: ... Örneğin 11 Eylül saldırıları sonrasında ABD'de bir beyzbol maçında tribünlerden "Kahrolsun El-Kaide" sloganı atıldığına şahit olmuşlar mı?
Terör karşıtı sloganların yeri alanlardır, meydanlardır.
...
Dogru ama eksik. ABD de takimlar profesyonel ve sahipleri var. Takim yonetimlerinin taraftari Turkiyedeki gibi sanki takimin asil sahibiymis gibi kelege getirme taktigi de yok. Taraftar sadece taraftar. Takim yenilince bunu namus meselesi filan yapmiyor. Bir spor musabakasinda yenmek ve yenilmenin gayet normal bir sonuc oldugunun bilincinde. Tuttugum takim benim yasam felsefemi yansitir gibi banal, yuzey, ve aptalca saplantilari yok buradaki insanlarin. Takima haksizlik yapildiginda bunu kendisine yapilmis oldugu hissini hic tasimiyor. Cunku bu durumda boyle bir sey varsa takimin sahibi ve parayla tutulmus yoneticleri ise el koyup olayi bu sporu idare eden kendilerininde uyesi oldugu organizasyonda cozduruyorlar.

Yani arada fark okyanuslar kadar. Bir tarafta ilkel bir kafa yapisi ve takim tutuyorum diye karsi tarafa sovup sayan bir mahlukat obur tarafta bu isten zevk olmak icin takimini destekleyen ama gucu yetmediginde karsi tarafida alkislayip evine ugurlayan insan zumresi var. Bunlar parasini verdim ben buraya eglenmek icin geldim diye stadtaki koltuguna caluk cocuk esi ya da arkadas grubu ile yamisiyor, birasini icip sosisli sandovicini, hamburger, pataes kizartmasini ve misir patlagini yiyor. Ben buraya bosalmaya geldim diye agzindan kopuk sacarak kufur edip, yumruk sallayarak onla bunla dalasmiyor, sahaya eline ne gecerse atmiyor.

Evet 11 Eylul odugu sirada ve arkasindan belli bir sure Filistinlilerin cogunlukta olduklari yerlerde bunlar meydana dokulup zil calip oynadi. Arada sirada bir iki tek tuk bunlara girismek isteyen Kizil-boyun denen Red-Neck'ler arabalarina daha dogrusu kamyonetlerine Amerikan bayragi asip bu mahallere girenlerde oldu. Ama asla kan govdeyi goturmedi. Sonunda olaylar yatisti.

Yalniz Diyarbakirspor'dan PKK'yi telin etmesi icin ozel muamele cekilmesi fikrine karsi olmakta haklisin. Onlarda tribunlerde PKK destekler bir slogon ve pankartlarla gelmedikce her deplasmanda "soyleyin bakalim siz PKK'nin takimi misiniz" diye statda mactan once, mac sirasinda, ve sonrasinda ifade almak kimsenin haddi degil.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Fri Nov 06, 2009 2:09 pm
by Selim Ugur
Tabii ki Amerika ile Turkiye'deki futbola bakis acisi cok farkli. Acikca ben Amerika'daki anlayisin Turkiye'de olmasini, kulubumun bir patrona ait olmasini kendime yediremem. Bu oldugu taktirde "taraftar" olmanin anlami da kalmiyor haliyle.

Ben kendimi tamamen Galatasaray'a ait hissediyorum. Bazilari icin bu is sadece Pazar eglencesinden ibaret olabilir ama benim icin degil, cunku Galatasaray sadece bir futbol takimi, sadece bir spor kulubu degil cok buyuk bir camia. Lisesi, Universitesi, Egitim Vakfi, Yurt ici ve Yurtdisi temsilcilikleri ile buyuk bir "community". Ailemizin bir cok ferdi bu kurumlardan yetismis, bu kurumlar sayesinde cok iyi egitim alip hayat icersinde guzel yerlere gelmis kisiler.

Dunku maci Kalamis Tesislerinde seyrettik. Kulubumuze ait lokalde. Lokantanin icinde buyuk ekran karsisinda, devre arasinda disari ciktik Tarihi Yarimada manzarasi ile kahvemizi ictik, Pazar gunu GS Adasinda Diyarbakir macini seyredecegiz buyuk ihtimalle. Amerika'da bir kulubun taraftari olup kulubu ile bu kadar icice yasamanin imkani var mi acaba? Mac seyreder sosisli sandvic yer donersiniz evinize..

Aksam yegenimle konustuk, GS Universitesinde haftasonlari yabanci dil kurslari var, dayi beni kayit ettirir misin dedi, olur dedik. Iste Galatasaray bu yuzden cok farkli bir camia, bu yuzden hayatimizin bir parcasi..

Bu yuzden takim Romanya'ya gittiginde havameydaninda karsilaniyor, mac oncesi Romanya Galatasaraylilar Dernegi gecesi duzenleniyor, baskan ve yonetim kurulu geceye katiliyor,kulubun kurek subesine yardim yapiliyor v.s v.s...

Galatasaray gercekten cok buyuk bir topluluk, bunun farkinda olup kiymetini bilmek lazim.

Re: TSL 12. HAFTA: D.Bakır-G.Saray (8 Kasım, 20:00)

Posted: Fri Nov 06, 2009 11:22 pm
by Cengiz Akgun
Selim Ugur wrote:Tabii ki Amerika ile Turkiye'deki futbola bakis acisi cok farkli. Acikca ben Amerika'daki anlayisin Turkiye'de olmasini, kulubumun bir patrona ait olmasini kendime yediremem. Bu oldugu taktirde "taraftar" olmanin anlami da kalmiyor haliyle.
...
Sahiplik konusunda taraftar acisindan benim buradaki New York Giants futbol klubu ile GS arasinda nasil bir fark olabilir ki? Burada takimin bir sahibi var. O birini genel manager yapiyor ve GM'e de sirket yonetimi ile takimi yonetiriyorlar. GS klubu de zaten AS olmaya calisiyor ya. Yakinda bu duruma girecekler guya ama devleti utmek tatli geliyor arazi kapatarak stad mtad yaptirtarak. Bugun ise kongrede secilen parali ve nufuslu bir baskan ve onun sectigi yonetim kurulu ile yonetilmekte. Teme olarak ayni. Hic olmazsa burada GM ve yonteim sacmalarsa sirketin sahibi sadece kovmakla kalmiyor hesapta soruyor. Turkiyede kluplerin baskanlari ve yonetim lurulunun yaptiklari yanina kaldigi gibi bak su kadar para harcadim bana su kadar borclusunuz diye bir de klubu cirak cikartiyorlar.

Guya ortada bir kongre var. Buna uye olmak herkese acik degil. Belli bir kriterlerden gecip uye olunuyor. Uye olunuyor da sonra ne oluyor? Hemen hemen hic. Ortada bir Divan kurulu var Koydeki ihtiyarlar heyeti gibi. Bunlardan icazet alanlar baskanliga aday oluyorlar. Sonra uye sayisi kagit uzerinde 8-9 bin olan kongrenin (aidatini filan duzgun vermisler belkide uc de biri filan oysa) Mart ayinda GS lisesinin Tevfik Fikret solununa giden 1000-1500 kisinin oyu iki senede bir baskan seciliyor. Secim zaten formalite. Secimin sonunda kimin kazanacagi belli. Tam anlami ile danisikli dogus ve benim adlandirdigim bir gugus.

Simdi takimin yonetimi bu iken taraftar olarak takim yonetiminde stada gelen 30-40 bin kisi ile Turkiye capinda 15-20M ksinin klubun aldigi kararlar yaptigi transferler ve yaptigi islerde ne etkisi ya da katkisi varki bu klubu kendilerinin sayaiyorlar.. Bir tek yapabildikleri isler sarpa sardiginda stadta kufuru basmanin yaninda klup tesislerine ya da klup binasina gidip hir gur cikarmak. Burada da ustlerine polisi saliyorlar. Bun disinda taraftarlik konusunda ozel bir sahisin mali olan bir kluple kucuk bir zumrenin mali olan klub arasinda ne far olabilir ki?

Yarin GS tam anlami ile AS oldugunda (zaten olududa ortada hala bir abidik gubidik var) GS tam bir sirket olacak. Basinda bir Genel Mudur olacak baskan yerine. Hisseleri de sirketin gercek durumunu yansitacak. Amerikada klupler ozel sirket ve Turkiyede ise genel sirket durmuna gecmek istiyorlar . Elbette yine ellerine gozlerine bulastiracaklar.

Ne ABD'da ne Turkiyedeki modelde senin yukarda anlattigin gibi takimin yonetimine etki edebilecek bu takim benimdir diyebilecek bir taraftar kitlesi olamaz. Var diyen kendini kandiranlar.

Mac gunu olan tanatana kismin da ise Turkiyedekiler yine yaya kalir. Burada guzel havada (kar tipi ya da etrafi sel alan bir yagmur yoksa yani. Bunun disinda soguk ya da sicak islemiyor0)stadin park alaninda izgaralar kurulur arabanin arkasindaki sogutucuya doldurulmus ickilerle taraftarlar "tail-gate" partisi yaparlar. Acik havada hem yenir hem icilir. Ondan sonra iceri girip maclarini seyrederler pasa pasa. Kudurmadan saga sola saldirmadan. Takim yenilince sunun bunun istifasi pek istenmez. Her sey gelire ve paraya dayandigi icin klubu yonetenler o isi taraftara birakmadan hal ederler.