forum.cimbom.org

Doğrusunu isterseniz hiç umudum yok.
Savunmadan ayrı umutsuzum, hücumdan ayrı umutsuzum. Zaten ikisinin ayarsızlığı birbirini etkiliyor.
3'ten aşağı yemeyiz.
Yine de, 10 senelik galibiyet özlemini sona erdirmek hiç fena olmaz.
Takımımıza başarılar dilerim.

Hic saka yapmiyorum, duygusal felan da degilim.

Bu durum bir Totem olamayacak kadar kotu.

FB gununde olursa kafadan 5 yeriz. Oyle rotasyon ,total futbol, sistem oturtuyoruz felan yemez.

Savunma yapmayi ogretememis - ogrenememis TD ve oyuncuya FB'den fark yiyince "olsun biz onumuzdeki yillara yatirim yapiyoruz" diyecek taraftar bilinci daha olusmadi bu klupte.

Soyle bir teorim var;
Rijkaard ici foseptik dolu bir cukurun ustunde zipliyor ,
Cukurun ustunu kapatan esit ebatta bes adet kalas var.
Kalasin bir tanesi bu FB maci...
Dort hatta uc kalas bile bir insani tasir.

Allah vere de Alex oynamasa...

Merhaba,

Mehmet Gurdal Cetin wrote:.

Allah vere de Alex oynamasa...

Yanlis hatirlamiyorsam gecen sene 4 yedigimiz macta da oynamamisti

Aman abi oynasin, hem de takir takir oynasin...

Saka bir yana, bu hafta her sene oldugu gibi umudum pek fazla yok. Nasil da olsun ki, son on senede on maglubiyet

Sanki yine ayni filmi görecegiz gibime geliyor.

Kadiköy'den puan veya punalarla nasil döneriz:

1.Ilk 30 dakika gol yememeliyiz!

Son senelerde su Kadiköy'de ilk yarim saatte gol yeme hastaligini bir yenebilsek, puan alma sansimiz olabilir (bakiniz 0-0 biten kupa maci).

2. Inanilmaz ve fevkalade üstün performans ve hirs

3. $ans, $ans, $ans

Allahim yarabbim $ans bir kere olsun yanimzda olsun ya . Kendi kalemize attigimiz goller, karambolden yedigimz goller, son dakikalarda yedigimiz goller, direkten dönen toplar, verilmeyen goller vs. vs.

4. Top rakibi degil, bizi sevecek (bakiniz 3.)

Yukarida saydigim unsurlardan hepsi bir arada paket olarak gerceklesirse, i$te o zaman belki yenilmeden cikariz o lanet stad'dan.

Ölme e$$egim ölme..

Neyse, elbette bir gün gelecek, oradan galibiyetle ayrilacagiz, galip getiren teknik direktörün de Kadiköyde heykelini dikecegiz

Selam

Aydin

Fenerbahçe kendi sahasında bize karşı üstüste bir galibiyet serisi yakalaması ne yazık ki
kendi taraftarımızı bile mağlubiyete koşullandırmış.Bu maçtan bu kadar da ümitsiz
olunmasını anlayamıyorum alt tarafı Fenerbahçe ile oynayacağız, Real Madrid'le değil.Çok
kolay gol yeme hastalığımız olduğu bir gerçek ama Fenerbahçe de öyle kusursuz bir takım
değil.

Madem bize karşı bu kadar psikolojik üstünlükleri var o zaman neden bizim gibi korkmadan,
kendi sahasına kapanmayıp,cesurca ve kompleksizce oynamıyorlar.
Biz mağlup durumda da olsak, galip durumda da olsak hücum etmekten geri kalmıyoruz.

Fenerbahçe bu maçın başında da(kendi sahasında oynamasına rağmen) önce defans
deyip,biz hücum ederken kontra ataktan bir gol bulmaya çalışacaktır.Çoğu maçta işte
tam da bu zamanda gol yememiz oyunumuzu, moral ve motivasyonumuzu olumsuz
etkiliyor. Fenerbahçe'ye ise özgüven sağlıyor.6-0 biten maç ise Fatih Terim'in artistliğine
kurban gitmemiz diye düşünüyorum.

Ben bu maçta eğer erken de gol bulursak Fenerbahçe'yi kendi sahasında farklı
yeneceğimize inanıyorum ve biraz kendimize güvenelim diyorum.Kendi taraftarımızın
böylesine mağlubiyeti baştan kabullenmesinin, geçmişte aldığımız sonuçlardan daha kötü
bir durum olduğunu düşünüyorum.

*** Hafta boyunca medyayi takip etmeyin.
*** FB forumlarindan uzak durun.
*** FB'li dost, arkadas ve tanidiklarinizla 1 haftaligina iliskilerinizi kesin.
*** Maci hafta boyunca dusunmemeye calisin.
*** Olur olur mac akliniza gelirse "Iste o sene, bu sene" mantalitesini kafaniza yerlestirin.
*** Lig TV'nin yayinladigi "Ezeli Rekabette Son 9 Yil" programini gorur gormez es gecin.

Bu maçtan galip çıkmamızın tek bir yolu var o da topu fenerbahçe yarı sahasında oynamak. Gerisini hücum oyuncularımız halleder. Bunu başarabilmek için mutlak orta saha hakimiyeti gerek.orta saha hakimiyetini ele geçirebilmek için savaşçı, çok koşan birine ihtiyacımız var. Linderoth seçeneğini mecburen es geçerek barışa gelmek istiyorum. oyunu çok yönlü okuma kabiliyeti ne kadar yeterli bilemem ama mücadele gücü en yüksek oyunculardan biri olduğunu söyleyebiliriz. bana göre üzerinde düşünülecek alternatiflerden biri barış-ayhan ikilisi. Tabi üzerinde tartışılabilir.

Orta saha hakimiyeti elimizde olduğu taktirde oyunun büyük bölümü fener yarı sahasında oynanacaktır. söz konusu kadro,

-----------------------------leo franco----------------------------

--sabri--------------gökhan-----------servet---------------hakan--

--------------------------barış-----ayhan--------------------------

keita---------------------------arda-----------------------kewell---

-------------------------------baroş-------------------------------

Biz hep kendi tarafımızdan bakıp stres yapıyoruz. Peki biraz da fenerin gözüyle bakalım maça. futbolcular kendine güvenli, gayet rahatlar. İçten içe bu maçı öyle yada böyle alırız diye düşünüyorlar. Bu bana göre onlar için avantaj (bizim takım üstündeki baskıyı atsa aslında dezavantaj ama bugüne kadar hep avantaj olmuştur.)

fenerbahçe teknik heyetinin gözüyle bakmaya çalışalım şimdi. Takımın özgüveni yerinde, alex maça yetişir gayet güzel ama akıllarını bulandıran birkaç soru var. arda? keita? kewell? bunlar hakkındaki korkularını tahmin etmeye çalışalım;

1- carlos keitayla baş edebilecek mi? edemezse bu herif 3 kere inse sıfıra biri gol olur valla.
2- kewellı boş bırakmaya gelmez, herif tecrübeli kaleyi karşısında gördümü volkanın işi zor.
3- arda tam bir muamma, bu adamın sağı solu belli olmaz öyle bir asist yaparki tüm takım bakakalırız.
4- valla olur mu olur bi bakmışsın 3 tane yemişiz futbol bu istatistik falan dinlemez abi.

unutmayalım değerli arkadaşlar onlarında korkuları var. biz geçen hafta 6 puan aldık zaten, onlar düşünsün.

turgut uyar wrote:Ben bu maçta eğer erken de gol bulursak Fenerbahçe'yi kendi sahasında farklı yeneceğimize inanıyorum ve biraz kendimize güvenelim diyorum.Kendi taraftarımızın böylesine mağlubiyeti baştan kabullenmesinin, geçmişte aldığımız sonuçlardan daha kötü bir durum olduğunu düşünüyorum.

Aynen, benim düsüncelerimde böyle. Kazanacagimiza inaniyorum. Ki Fenerbahce Süper Lig'de oynayan kac takimdan sadece biri. Arti: bana göre onlarin problemleri bize göre, ufacikta olsa, daha cok.

fb-gs rekabeti bahsedilirken nedense son 10 yılda sadece fb sahasında oynanan maçlar esas alınıyor,o yüzden bu hıyarların (ligtv,fotomaç vs ) evirip çevirip önümüze istatistik diye koyduğu bilgiyi sallamıyorum.

Son 10 yılda orda oynanan maçlar teker teker analiz edilsin bakalım topla oynama oranları,gol pozisyonu ve hatalı hakem kararları gibi konularda neler çıkacak.

Geçen yıl 4-1 yenildiğimiz maçı hatırlayın...

Goller şöyleydi :
-Emre Aşık kendi kalesine kayarak
-Selçuk kornerden 100kere denese 3 kere geçecek bir yerden geçen attığı top
-Carlos'un serbest vuruşu ve tek kişilik baraj kurduran kaleci,seken top,lugano...
-Deivid'in ceza sahası dışından vuruşu...

Adamlar organize bir atakla ceza sahasına girmeden 4 gol attılar,Lincoln'ün serbest vuruşu sayılmadı endirekt diye,endirekt olduğu tartışılır,ortasahada top alan oyunculara arkadan yapılan fauller es geçildi vs...

O stada gelmeden önce medya,ordayken de seyirci etkisinde kalınıyor,özellikle hakemler.tek istediğim kapanıp dana gibi faul yapacak olan Selçuk,Emre,Lugano gibi tipler konusunda hakemler adil olabilsin,hiç ümidim yok bu konuda,önceki sezonlarda ve bu sezon yapılanlara bakınca.

Benim pek çekincem yok,fb genel olarak iyi oynamıyor,mental açıdan da rahatsızlar...
Onlar düşünsün.

Hakem Bunyamin Gezer
Hayirli olsun bakalim.

Hakem Bunyamin Gezer

Baktığımız zaman,sçtk...

Can Ergun wrote:

Hakem Bunyamin Gezer

Baktığımız zaman,sçtk...

Azicik hirslandirayim sizi.
Okuyup gaza gelin. Yazarlarini bilmenize gerek yok sanirim.

Neden F.Bahçe?

Nihayet beklenen hafta geldi çattı. Derbinin ilk ayağı Kadıköy'de. Hafta içinde defalarca sorulacak olan "Kim kazanır?" sorusunun yanıtını ilk önce sizlerle paylaşayım. Banko Fenerbahçe. 'Peki neden?' derseniz aşağıda sıralayacağım 4 faktöre göz atmanızı öneririm. 1- Kadıköy faktörü: Şükrü Saracoğlu'nda özellikle G.Saray maçlarında yaşanan atmosferi anlatmaya gerek yok. 10 yıldır G.Saraylı futbolcuların bu atmosferden nasıl etkilendiği zaten alınan skorlarla ortada. Bu faktörü tartışmak yersiz. 2- Teknik adam faktörü: 'Daum mu Rijkaard mı?' sorusunun yanıtı ortada. Fenerbahçe-G.Saray maçını ilk defa yaşayacak olan Rijkaard'a karşı bu maçların havasını defalarca solumuş olan Daum. Herhalde bu da önemli bir faktör. 3- Sistem faktörü: G.Saray'ın ofansif ayakları iyi ve yetenekli fakat karşılarında ligimizde savunmayı en iyi yapan futbolcular var. Buna karşılık G.Saray savunmada büyük açıklar veriyor. Az pozisyon bulsa da bunları değerlendirecek futbolcular Fenerbahçe'de fazlasıyla mevcut. 4- Final maçları faktörü: Eğer bu hafta Fenerbahçe yense G.Saray yenilse ve puan farkı 8'e çıksaydı favorim G.Saray olurdu. Ama şu anda fark iki. G.Saray yenerse lider olacak. Yani maç bir final havasına büründü. Şükrü Saracoğlu Stadı açıldığından beri final niteliğine bürünen bütün G.Saray maçlarını Fenerbahçe kazanmıştır. İstatistikler böyle söylüyor. Elbette yukarıda belirttiklerim Fenerbahçe'nin sahaya tam kadro çıkmasıyla ilişkilidir. Eğer böyle olursa kazanan taraf kesinlikle sarı-lacivertliler olacaktır.
========================================================

Tarih değişir mi?

G.Saray 9 yıldır Saracoğlu'nda kazanamıyor. Geçen yıl favori geldiler, yine skor değişmedi Çünkü F.Bahçeli oyuncular derbileri farklı oynuyor. Rijkaard da pazar günü bunu görecek


Tam dokuz yıldır Galatasaray, Saracoğlu'nda galip gelememiş. Pazar günü de sonuç değişmezse, 10. yılı kutlayacaklar. Geçen sene 4-1 biten maçın kesin favorisiydi Galatasaray. Derbinin ertesinde bizim servisimizdeki 'iyi' bir Galatasaraylı dert yanıyordu bana: "Abi Temel fıkrasına döndük. Hani Temel yolda yürürken muz kabuğu görüp (yine düşeceğim) demiş ya, bizim takım da Boğaz Köprüsü'nden geçerken (yine yenileceğiz) diyor, öyle kös kös dönüyoruz." Gerçekten de garip bir durum var. Bu 10 yıllık süreç, Rijkaard'ın dediği gibi 'istatistik' değil. Bence tarihi bir gerçek.
Çünkü geçen seneki maç öncesinde, aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu birçok kişi, maçı Fenerbahçe'nin kazanmasının pek mümkün olmadığını düşünüyordu. Benfica'yı deplasmanda paralamış bir Galatasaray geliyordu Kadıköy'e. Fenerbahçe'nin ise hali malum. Daha üçüncü dakikada öne geçtiler. Ama tarihi süreç yaşandı maç sonunda. Pazar gününe bakarken, Galatasaray haberlerini okurken, yönetici veya futbolcuların sözleri ile taraftarların yaklaşımlarını dinlerken, 'tarihin değişebileceği' yönünde cesaret buluyoruz. Çünkü benzer bir durum söz konusu. Fenerbahçe, Gaziantep'te yürümemiş bile. Sonunda yenilmiş. Galatasaray ise Trabzonspor karşısında şov yapmış. Akıllarında bu iki takımın karşılaşacağını sanıyorlar. Bizim geçen sene yaptığımız hata gibi. Saracoğlu'nda kimsenin aklında olmayan bir Fenerbahçe olacak. Dokuz yıldır süregeldiği gibi. Ve Galatasaray takımı, Kadıköy atmosferinin altından kalkmaya çalışacak. O tribünler, maçın renkleri, rakiplerinin hırsı, bugüne kadar oynadıkları gibi olmayacak. Rijkaard da bunu görecek, Saracoğlu'na kendisi gibi ilk defa gelen yardımcıları da. Saatlerimizi geri alacağımız 25 Ekim sabahında, bakalım Galatasaray'ın balans ayarı değişecek mi?
===================================================

Valla gazetelere falan bakmadım ama biri s.yula diğeri de e.saatçi, bariz...

Daha önce de söylemiştim,fb denilince benim aklıma filmlerde falan gördüğümüz, şişman,kızıl saçlı,kısa pantalonlu,her ilgisini çeken objeyi babasına aldırmak isteyen ve bunu bağıra çağıra yapan,şımarık bir çocuk geliyor.

gazete demeye 1000 şahit isteyen bu paçavralarda yazan bu şahıslar da bu zihniyetin vücud bulmuş halleri olarak görülebilir...

Can Ergun wrote:Valla gazetelere falan bakmadım ama biri s.yula diğeri de e.saatçi, bariz...

Daha önce de söylemiştim,fb denilince benim aklıma filmlerde falan gördüğümüz, şişman,kızıl saçlı,kısa pantalonlu,her ilgisini çeken objeyi babasına aldırmak isteyen ve bunu bağıra çağıra yapan,şımarık bir çocuk geliyor.

gazete demeye 1000 şahit isteyen bu paçavralarda yazan bu şahıslar da bu zihniyetin vücud bulmuş halleri olarak görülebilir...

Fifti fifti tutturmussun Can.
Usttekini bilmissin Selcuk Yula. Digeri ise Gurcan Bilgic.
Bosanmadan olsa gerek damadin pek sesi cikmiyor. Macla ilgili beste calismalari yapiyordur.

Sunlara bir caksak haber bile olmayacak. Hurriyet Milliyet simdiler RTE ve kurt acilimi ile mesgul.

Eski Genel Kurmay Baskani da bu alevli gunlerde tribunlerde pek sevinemez.

Maci kaybedersek memlekette gundemle baglantili olarak zafer bayrami kutlanacak sanki.

Herkes Turk Bayragini alip gelsin felan der bunlar simdi,
Macta pkk disari diye bagirirlarsa sasirmayin.

Erman Toroglu Hurriyet'den sutlandi mi? Artik yazilarini goremiyorumda orada. Merak ettim. Bir bilen varsa aciklarsa sevinirim. Hani tatil zamani filan da degil tatilde denecek bir durumda yok ortada.