Page 1 of 2

Türk Futbolu ve Hakem Sorunu

Posted: Fri Feb 13, 2009 7:32 pm
by Ali Gursel
Bugün Ali Koç ve Şekip Mosturoğlu ortak bir basın toplatısı düzenlediler. Tamamını ızleyemedim ama Ali Koç toplantının başında üstüne basa basa Türk hakemleri Türk futbolunun gerisinde kalmışlardır dedi.

FB ve GS maalesef refleks olarak işbirliği yapabilme yeteneğine sahip değiller. FB hakemler hakkında böyle düşünse de GS için iyi olacak bir harekete girmektense kötü hakemlere katlanmayı tercih edecektir muhtemelen. Aynı şey yine üzülerek söylüyorum bizim için de doğru.

O yüzden işbirliği konusunda çok iyimser olamadan yönetim ve Adnan Polat'ın hafta içindeki hakem açıklamaları ile ilgili düşüncelerimi yazıyorum (Ozan'ın çağrısına uyup bir başka topicteki yazımı birkaç ekle kopyalayarak):

Baskanin aciklamalarinda tabii benim merakimi tatmin eden seyler oldu. GS bu sezonu dayak ve tekme yiyerek acti. Hakemler islerini yapmiyorlardi, bir-iki mac haric rakip takim her maci 11 kisi bitiriyor, biz de yedigimiz tekmelerle kaliyorduk. Ben o aralar madem hakemler islerini yapmiyorlar, Bouzid'i falan tutup saha icinde biz bir iki bacak kirip cezasini kendimiz kesseydik yazdim.

Tabii yonetim benim gibi heyecanli olmayip daha sakin ve akli basinda oldugundan boyle yapmamis, bu konuda iceriye sessizce mesaj vermis. Mesajin icerigini bilemiyorum ama birkac mac icin ise de yaradi gibi gozuktu (Polat'in tarih vererek TFF baskani ile gorusmelerinin icerigini aciklamasi bundan ve bence cok onemli). Ankara deplasman maclarimiz ornektir. Fauller azaldi, GS'in maclari da hafiften genc takimlarla A takim maclarina benzemeye basladi. Birkac hafta 10 dakika icinde bitirdi GS maclarini, fubol farki cok acik goruldu.

Sonra ne oldu bilemem, ama tekme ve anti-futbol geri dondugu gibi buna bir de GS'li oyunculari sudan sebeplerle sahadan atma eklendi (GSli oyuncularin bazilari disiplinsiz, benim buna lafim yok, ama bunun cok daha buyuk sebebi sahada maruz kaldiklari futbol disi hareketlerin her hafta tekrarlanmasi ve cezasiz kalmasi). Bunlarin bazilari Karan ve Lincoln'un ki gibi acikca hicbir dayanagi olmayan, sebebi sonradan raporlarda degistirilen atilmalar falan.

Lincoln'un karti konusunda Sarvan'in aciklamasi herhangi bir kurumun yonetimi icin yillarca utanc abidesi olarak kalir. Yuksek kademelerdeki kisilerin kamuoyunu aldatmaya calismasi, gozun gordugunu carpitmaya ugrasmasi, dogrudan yazilani ama o gecerli degil diye yoksaymaya calismasi cok kotu falsolardir, adamin hali neredeyse uzucu idi.

Neyse, sonunda GS yonetimi bu iceriden sorunu halletme yonteminin basarisiz oldugunu gordu ve basinda yazili oldugu uzere baltayi topraktan cikardi. MHK ve hakemler o kadar kotuler ki, GS savas acmadan da sallaniyorlardi. Su anda tek sanslari GS'i izole etmek, onun bile isleyip islemeyecegi belli olmaz, yani izole etseler dahi yikilabilirler. Zaten o izole etme isi de zor. BJK kizgin, FB kizgin olmaya cok hazir. Sivas ise bu zihniyetin yarattigi Frankenstein: zeminden biz de sikayetciyiz diyerek, ardindan o zeminde cikip tekme tokat adam doverek sampiyon olma hayali icinde. Eger bu hayalleri cabuk kaybederse ozellikle sair hocalari kendini yaratanlara cok cabuk saldiracaktir.

Buradan GS icin iki cikis var:

1) Yabanci hakem. Bence bu dogru cozum. Hakemlerimizin hakemlik yapamadigi UEFA ve FIFA tarafindan tescillenmis. Antalya'da seminer yapmakla, goz boyamakla hakem olunmuyor. Adamlara mac yok iste, en kiytirik turnuvanin en kiytirik macini dahi vermiyorlar. Cok net, lami cimi yok. Ben basin mensubu olsam her basin toplantisinda sorarim: Turk hakemleri ne zaman uluslararasi mac yonetebilecekler, bu rezaleti nasil mideniz kaldiriyor diye.

Yurt disinda ameliyattan men edilmis bir cerrah Turkiye'de sizin bir yakininizi ameliyat etmeye kalksa, bunu da bilseniz ne derdiniz? Durum aynen odur. Ehliyetleri yok, durum tescillenmis ama bizim takimlarin maclarini yonetiyorlar.

Ama yabanci hakem icin calismalara simdi baslasalar, onumuzdeki sezona dahi yetismez sanirim. GS Lincoln, Baros, Kewell ile bir sezon daha bulamayabilir, bu sezon ne olacak? Yani dogru cocum icin su anda cok gec.

2) Cozum sanilan ama mumkun olmayan cozum: Dogru duzgun mac yonetsinler. Mumkun degil, o kabiliyet yok, pozisyona yakin olamiyor, gordugunu yorumlayamiyor, sacmaladikca sacmaliyorlar, sahada oyuncu isyan ettikce de kotu yonetimlerini disiplin ile ortmek ugruna kartlara sariliyor. Turkcell Super Ligi tekmeye kart olmayan ama her cesit itiraza dogrudan kart cikararak tekme atani koruyan bir lig oldu. Ben yarin cikip duzgun mac yonetemem, kapasitem yok, bunlar da edemez, neredeyse hic biri edemez. UEFA o yuzden mac vermiyor. Bunun olacagini beklemek hata, hayal, zirva. Statukoyu devam ettirir.

3) Bu mumkun olan, ideal olmayan ama pratik cozum: Hepsini toplarsin, en ufak sertlikte karti basacaksin, bir konuda cok cok emin degilsen FB-GS (BJK ve TS eklenebilir buna) aleyhine kirmizi kart, penalti falan gibi karar vermeyeceksin. Bunlara uymazsan hakemlik hayatin biter. Bir mac daha goremezsin denecek.

Bu insanlarin adalet duygusuna rahatsizlik verse de, kisa vadede mumkun olan tek cozum. Hakemlerimiz basarili, ha simdi iyi yonettiler ha simdi iyi yonetecekler laflarina kesinlikle aldanmamak lazim. Bugunku futbol guresi ve "Ben Sivas ve Trabzon maclarindan cok zevk aliyorum" diyerek Erman ve Sansal'in yaymaya calistigi ideolojinin parcasidir o muhabbet. Turkiye'yi hem klup hem de milli takimlar seviyesinde 1970-80lere goturur uluslararasi karsilasmalarda.

Gercegi kabul edeceksin, bir lig oynaniyor ve dogru duzgun mac yonetebilecek bir tane hakem yok. Fahis, korkunc hatalar yapilacak bu kesin, tekme tokat atandan yana olmaktansa kadrosu guclu, futbol oynayandan yana hata yapilmali.

Ideal olmayan cozumler icinde en iyisi budur. Ideali aramak durumu daha da kotuye goturur (mukemmel iyinin dusmanidir lafi var ya, o iste, Premiership gibi hakemlerimiz olsun diye beklersek futbolda magara devrine donecegiz).

Ama sonra hakemlerimiz nasil duzelecek martavallarini falan da bosverin. Bir .ok olacaklari yok 50 sene de beklesek, her cesit teknolojiyi de versek.

GS yonetimi almasi gereken durusu almistir. Bunda israrli ve kararli olmalidir. MHK ve hakemleri zaten bir darbe ile yikilacak durumda, GS ile inatlasirsa GS sallamaya devam etmelidir. Hakemleri mahkemelere vermek, kararlari UEFA ve CAS'a kadar goturmek, basinda surekli savasmak ve ilk firsat dogdugunda BJK FB ile isbirligi yaparak (o konuda karamsarlığıma rağman denenmeli) darbe vurmak. GS'a, uc buyuklere ragmen futbol yonetilemez, duser giderler.

Oguz Sarvan kim GS'la inatlasacak yahu, Oguz Sarvan kim, GS kim? Lincoln'e verilen kartlar dogruymus. Hadi oradan, kendini bilmez, herkesi aptal sanir adam.

Bir isi yapamamak ayip degildir. Ama yapamadigi halde israrla devam edip kisilere, kurumlara zarar vermek, emek ve yatirimlari baltalamak ayiptir. Bitsin artik bu tiyatro, Trabzon Avrupa'da yok, Turkiye kupasindan daha ilk macta cekilmis (kıs kıs gulerek), milli takimda bir oyuncusu mu ne var, aylardir haftada bir mac yapiyorlar, Sansal ve Erman hocam bak Ersun hocanin takimlarinda hic sakat yok muhabbetindeler. Babam bizim evde dehic sakat yok, ama hic mac yapan da yok. Oynasinalr bir-iki cephede daha, gorurum kac sakatlari var.

GS ligde, kupada, UEFA'da oynasin, milli takimin yarisini versin, her mac tekme tokat yesin, sakatliktan takim kuramasin, hakemler sahada bunu seyretsin, ardindan piskin cikip Lincoln'e verilen kart dogru desin. Ne yapacakti GS yonetimi, seyretmeye devam mi edecekti? O zaman o yonetimin MHK'dan farki mi kalir?

Ya islerini ellerinden geldigince (yukarida 3. secenek) yaparlar, ya giderler. GS durusunda israrli ve kararli olmali.

Ha, bununla beraber derhal mümkünse 2009-10 sezonu için o olmuyorsa 2010-11 sezonu için yabancı hakem çalışmaları başlamalı.

Sivas sampiyon olacaksa futbol oynayarak olmali, bu sekilde degil. Gecenlerde yazdigimi tekrar edeyim, duzgun zeminlerde, adam gibi hakemler mac yonetirken Sivas ve GS 19ar mac oynayip GS Sivas'in 4 puan gerisinde olamaz. Bin kere 19ar mac yapsalar bir kere olamaz.

Alman liginin üçüncüsünü Almaya'da, Portekiz liginin ikincisini Portekiz'de, Yunan ligi şampiyonunu İstanbul'da yenen takıma Sıvas'ta buz üstünde tekme tokat maç kaybettirip, 6 Sıvas'lıya sarı gösterken kırmızısız bitirten zihniyetten GS hesap sormalıdır, utandıra utandıra, rezil ede ede. Klübe verilen 100,000 TLlik cezanın sebebi MHK'nın saygınlığına gölge düşürülmesiymiş. Alay mı ediyorsunuz yahu, hangi saygınlığı, tek bir hakeminize maç vermeyen UEFA'ya ceza verin, sizin saygınlığınızı, ehliyetinizi belirleyen merci orası.

GS seneye bilmem kaç milyonluk stad açmaya hazırlanıyor, bir takım adamların saçmalıkları yüzünden bunun gelişimini tehlikeye atamaz, atmamalı.


Ali

Posted: Fri Feb 13, 2009 7:55 pm
by Cengiz Akgun
GS yonetimi hakemlerin maas fonuna 100bin TL yatirimda bulunmus. Hayirli olsun. Artik bu para ile iyi hakem tutmazlarsa ayip ederler. Insallah nasil olsa yolunu bulduk diyerek bir bildiri daha astirtirsak bir 100bin TL daha gelir ve gelecek sene seminer parasi cikar gibi sacma sapan bir mantik yurutmezler.

Posted: Fri Feb 13, 2009 9:01 pm
by Tolga Kurtoglu
Ali,

Dediklerinin cogunda hemfikirim de (3. madde haric), bilmedigimden soruyorum bu yurtdisindan hakem getirtmenin yasanmis bir ornegi var midir?

Posted: Fri Feb 13, 2009 9:05 pm
by Alpay Dedeoglu
Bizde kendimize gore birseyler yazalim:

Futbolcular iyi kotu yurt disinda birseyler yapabilmisken,
hakemlerin uluslararasi ve iceride bu kadar basarisiz olabilmesi
bana gore 3 temel sebebi var.

A-) Hakemlik muessesinin kurulus kulturu
B-) Turk populer spor yonetiminin isindeki yetersizligini
sonucu etkileyerek telafi etme istegi
C-) Hakemlik sonrasi kariyer

A-)Hakemler, ne yazikki, askeri itaate dayanan, kayitsiz boyun egme mantiginda,yakin zaman kadar yorumun ve sorgulamanin yer almadigi
duzende yetistirildiler. Yukselmek yetenekle degil, zamanla alinan kidem ve itaatle oldu. Ozelikle pasalarin oyuncagi olarak kurulan yapilarindan hala kurtulamadilar. Siviller bile bunu boyle ogrendi ve devam ettirdi yillar boyunca. Akli basinda sivil bir takim yoneticileri olmasina ragmen zaman zaman, bu kolluk kuvvetlerinin golgesi ve mantigindan hala kurtulamadilar.
Ornegin Umit Karan'a kart gosterip odullendirilen Ankarali yan hakemin bir pasa cocugu oldugu biliniyor ve korundu , korunmakta. Yapilmasi gereken ilk hareket gozlemci, hakem, yonetici, vs..
kadrosunda yolu her turlu kolluk kuvvetiyle zamaninda kesismis kim varsa kapinin onune koymak, hemn , istisnasiz, tam temizlik. Cunku temel mantiklari olumune uste itaat, cezalandirmak, yildirmak, korkutmak. Baris icinde rekabet mantigi yok, tahammul yok. VArsa yoksa otorite gosterisi ve cezalandirma.
Savas ve teror ortaminin meslek gruplari. Ama ortada bariscil ve populer (her turlu elestiriye acik) bir gosteri organizasyonu (futbol maci yonetimi)var. Onemli olan onu devam ettirmek, seyirci ilgisini ayakta tutup, bu aktivitenin devamini saglamak . Bu resmi daha yeni goruyorlar ama formasyonlari engel oluyor. Tamamen farkli bir mantalite gerekiyor. Yillarca yalnis formasyonlu ve felsefedeki adamlara yanlis isi yonettirdiniz. Birde tabii Turkiyenin darbe aliskanligindan gelen rahatlikla dunyadaki butun darbe yapmis askeri diktatorlerin yaptigi gibi futbola mudahale aliskanligi/hobisi var.Ozellikle 80lerden sonra siyasi hayatta manevra alani daralinca futbol gerek ihalelerle , gerek hakemlerle uzun bir sure etki alani ve pasa hobisi oldu. Ama bir seye bu kadar uzun sure mudahale edip baski yaparsaniz, onun gelismesini onlersiniz. 12 Eylulun son kaziklarindan biridir bu olusmus hakem ve gozlemci yonetme kulturu.

Birde buna tabii ki turlu ve derneklerde sandalyeler icin birbirinin altini oyan hakemlerarasi dusmanliklar sonucu bir saf tutma zorunlulugu gelirse bugunku basarisizligi daha rahat aciklariz. Birde ustune hicbir meslekte olmayan babadan ogula gecme durumu varki komedi otesi.

Ve israrlada hakem yoneticileri ve kurul uyeleri bu kotu kulturden yetismis adamlardan seciliyor. Adamin bildigi yonetim sekli yanlis iste, niye hala don dolas ayni adamlar? Ayni adamlar olmadigi durumdada Kemal Dincer gibi FB Basketbol takiminin eski oyuncusu, forma askiyla savasarak oyunuyla taninan , daha sonra FB futbol klubu menajeri olupta sahaya atilan sustaliyi saklamasi ile unlu tarafliligi bariz, bunun disinda hicbir yonetici vasfi olmayan adamlar gozlemci kurulu baskani yapiliyor.

Bana kalsa futbolla alakasi olmayan , hatta futbolu sevmeyen (kadin olabilir, yabanci olabilir) ama stres altindaki genis ekipleri yonetme tecrubesi ve basarisina sahip profesyonel yoneticileri bulup getiririm. ''Futbolun yonetiminde hem oyuncu hemde hakem olarak gecmisi olan insanlarin bulunmasi lazim'' lafi cok yanlis ve bu ise yaramaz adam surusune istihdam yaratmak icin ortaya atilmis propaganda sacmalari. Goruyoruz iste yillarin futbolcularini ve de hakemlerini televizyonda kurallar hakkinda sacmalarken?
Alti ustu 50 sayfa kural ve bir o kadarda ictihatli karar. Mesela profesyonel hukukcular icin 2-3 saatte okunup halledilebilecek leblebi cekirdek. Adamlar binlerce sayfalik kanunlara hakim oluyorlar cok daha fazla degisken varken. Bilgisayar programcisi eglence niyetine ogrenir cok kisa zamanda. Bu capsizlara koltuk verip istihdam yaratacagiz derken yuzmilyonlar donen dolarlik bir sektor cigirindan cikariliyor

Devami yarin.....

Posted: Fri Feb 13, 2009 9:07 pm
by Ali Gursel
Tolga Kurtoglu wrote:Ali,

Dediklerinin cogunda hemfikirim de (3. madde haric), bilmedigimden soruyorum bu yurtdisindan hakem getirtmenin yasanmis bir ornegi var midir?
Tolga,

Üçüncü madde ile hemfikir olmamak bugünkü düzene eywallah demek, tabii benim düşünemediğim alternatif çözümler yoksa, çünkü yabancı hakem işinin en azından bu sezon olması imkansız. Yani bizim şimdiki adamlar maçları yönetmeye ve katletmeye devam edecekler. Tek sorun katlederken kendilerine yön verilip verilmeyeceği. Yön vermezsen ya da şu anda verilmiş yön devam ederse bizim derdimiz çözülmez.

Sorun ise çok güzel, benim bildiğim örneği yok ama içimden bir ses geçmişte mutlaka bir yerlerde olmuştur diyor, Türkiye dahi olabilir.

Ali

Posted: Fri Feb 13, 2009 10:14 pm
by Cengiz Akgun
Tolga Kurtoglu wrote:Ali,

Dediklerinin cogunda hemfikirim de (3. madde haric), bilmedigimden soruyorum bu yurtdisindan hakem getirtmenin yasanmis bir ornegi var midir?
"Yurt disindan hakem getirmenin yasanmis bir ornegi var mi?" sorusu goreceli. Zaman olarak ne kastediliyor bilmiyorum. 1960'larda Turkiyede bugun derbi denilen Istanbul uc buyuklerinin maclarini yabanci hakemler yonetirdi. Almanya'dan Avusturyadan Schmidt Mibit adi ile gelirlerdi. Macaristandan Rusyadan hatta Bulgaristandan filan gelenler maci yonetir giderlerdi.

Luzum var mi idi? Bence o zaman futbol seyircisinin adam gibi oldugu kluplerin adam gibi yonetildigini dusunursek yok idi. Vaktiyle burada yazanlardan maca kravatla takim elbise ve fotr sapka ile gidildigini okuyanlar bu isi bu kadar ciddiye alip vurun kirin diyenlerin sayisinin cok az oldugunu tahmin eder.

Turk hakemleri yetistiler ama her zaman bu hakem konusu ortaya geldi malasef. Turk hakemleri Turk futbolu yerlerde surunurken Avrupa ve Dunya sahnesine ciktilar. Bunun en iyi ornegi Dogan Babacan'dir. Ben sahsen kendisini sevmezdim. Fb'li sanirdim megerse BJK'li imis. Yasin'in bir keresinde degajda cizgi disina ciktigini gorup bir frikik vermis ve o zaman FB'de Mersinden gelen Osman'in Didi'den ogrendigi "yaprak dusumu" frikik atisinda 1-0'dan maci 1-1 gelmesini hala unutmam. Ama Babacan maca cikti mi "sifirci Cavit" matematik hocasi gibi sahadaki futbolcular kendilerine bir baska ceki duzen verirlerdi. GS'yi bu hali ile yakalasa hicbir maci normal surede bitmiyecegi ve hukmen maglup olacagi ortada. Boyle cikip onune kararlarina itiraz filan edecekler. Zaten akillarina gelmezdi ya gelse de BJK-Samsun maci gibi 7 kisinin altina duserler ve maclari tamamlayamazlardi.

Cakar'i Makari bilmem ben. Sonralardan Turk futbolunun basina turemis olmali. Erman da benim gencligimde Ankaragucun de yeteneksiz bir futbolcu idi. Futbolculugu ne idi ki hakemligi o olsun dedirtmistir.

Babacan hakkinda bilgi:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fan_Babacan


Burada anlatilan Silili oyuncu Ayala adinda o zaman saclari omzunda biri idi. Babacan onu afili bir sekilde Dunya seyrederken oyundan atti. Herif bir kasaplik yapti. Babacan dudugu calip o zaman tekmeyi yiyen takimin ve diger oyunculari guzelce bir yatistirdi. Ayala ile hic ilgilenmiyordu bile. Yirttik iste galiba diyen Ayala'yi bir iki dakika suren bu yatistirma sonunda yanina gayet sakin bir sekilde cagirdi. Ayala da cok saygili elleri arkasinda onunde sut dokmus kedi gibi durdu. Babacan cebinden kirmizi karti cikarip Ayala'nin alnina yapistirdi (soz gelisi elbette). Stadda sessizlik bir anda alkisa donustu. Epeyce arkasindan bu tiyatro konusuldu.

Posted: Fri Feb 13, 2009 10:22 pm
by Mehmet Daskiran
Bakin Kanadadaki okul koclari ve oyunculara hakemler konusunda ne ogutler veriliyormus. Merak edenler kalanini su linkten okuyabilirler;

http://www.ucs.mun.ca/~dgraham/lotg/dl/law05.rtf

Ayrica ikinci maddenin 5. bendinden sonra 6. ya gecmeden Ali'nin tavsiye ettigi (Bouzid gibi) bazi uygulamalar (rakibe degil dogrudan hakeme ama) yerlestirilebilir saniyorum :lol:
Mehmet

5.21 I am respectful toward referees and acknowledge they usually know more about the LOTG than I do, but there's no getting around the conclusion that this ref's a bozo. He's killing the enjoyment even when he's not killing our team (and sometimes our opponent) with bad judgment, bad calls from out of position, poor game management, and occasionally, ignorance or misinterpretation of the rules. What can I constructively do?

Rule No. 1 is never argue with a bad referee, since you expose yourself to the real chance of getting tossed out for dissent and, even if you get away with arguing, you probably will just make the referee worse. Remember, newer refs who are already nervous will make even more mistakes when you yell, and stupid ones ( :lol: ) aren't going to bother to read the rules just because of your griping. Unless it's something as bad as allowing a retake of a PK because your goalkeeper moved along the line, it's probably not worth the risk to even politely challenge the referee's knowledge of the rules. About all that you can constructively do is to ask -- politely -- for clarification: "Sorry, ref, I wasn't watching; what was the call, please?" A bit more aggressive is something like "Sir, I am not dissenting from the call, but just asking, did you see the [insert alleged infraction here] and take it into consideration?". However, you'd better have a charming personality to pull this off, and not try it too often.
You can complain or appeal to league or tournament authorities after the game about referees who are truly awful and in over their heads at that level of play, but remember: the referee is final judge of facts, and you won't win arguments about factual interpretations, and your complaints will carry more weight if you are the winning team.
If the referee is making systematic errors, such as not knowing this year's law changes, you can factor that in to your team's tactics -- for instance avoid the offside trap if the referee or linesman doesn't seem to know the offside law.
You might look at the referee's badge and see if it is for the current year. But even if it is, not all referees attend clinics as part of their recertification, and they don't all read the lawbook. Remember too that there are refs who simply don't agree with some recent law changes or official interpretations and are reluctant to enforce them.

5.22 Same question as 5.21, except that this time the referee's bad judgment and game management is literally killing your team - the game is getting unacceptably rough and out of hand, and you're afraid someone may get badly hurt. What can you constructively do?

This is a very difficult issue. First, it helps if you haven't been whining all along to the ref about every instance where one of your players was charged or tackled, thereby demonstrating your palpable ignorance of the rules and SOTG about allowable physical contact in what is after all, a contact sport. Second, it will help if the opposing coach feels the same way; send an emissary (unless perhaps the rough stuff by the other team appears a deliberate strategy encouraged by their coach). Third, this is one time you may have a duty to speak up to the referee that you are concerned for the safety of the players on both teams (not: "That was a horrible no-call on that last tackle!"). Fourth, you can try having your team deliberately kick the ball out of play very often to simply try to slow the game down for awhile. Fifth, send someone to get the referee assignor or some league official over to observe what's going on, if possible. Sixth, if all else fails, you have a tough decision: is this bad enough that in good conscience, you really must pull your team off the field for their safety? If so, quickly poll your players' parents about what they want to do (get them on record as behind you), and know that this is a major decision, falling on your sword for the good of everyone involved. NOTE: There's probably a league rule suspending coaches who pull their teams out of games, and you should be aware that pulling your team off the field may have serious consequences for you personally.

Posted: Fri Feb 13, 2009 10:40 pm
by Ali Gursel
Cengiz Akgun wrote:Babacan hakkinda bilgi:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fan_Babacan


Burada anlatilan Silili oyuncu Ayala adinda o zaman saclari omzunda biri idi. Babacan onu afili bir sekilde Dunya seyrederken oyundan atti. Herif bir kasaplik yapti. Babacan dudugu calip o zaman tekmeyi yiyen takimin ve diger oyunculari guzelce bir yatistirdi. Yirttik iste galiba diyen Ayala'yi bir iki dakika suren bu yatistirma sonunda yanina gayet sakin bir sekilde cagirdi. Ayala da cok saygili elleri arkasinda onunde sut dokmus kedi gibi durdu. Babacan cebinden kirmizi karti cikarip Ayala'nin alnina yapistirdi (soz gelisi elbette). Stadda sessizlik bir anda alkisa donustu. Epeyce arkasindan bu tiyatro konusuldu.
Zannedersem bu kırmızı kart (ihraç) olan ilk Dünya Kupası, yine yanılmıyorsam bu da Dünya Kupaları'nda çıkan ya ilk kırmızı kart ya da ilklerden biri.

Babacan'ın çok sonunu yakaladım ben.

1960larda yapılan iş dogrusuymuş. Bir işi içeride yapamıyorsan dışarıdan getirtmekte zarar yok. Tekila da yapmıyoruz, ithal ediyoruz, sorun ne? :lol:

Posted: Fri Feb 13, 2009 11:19 pm
by Ozan Ersoy
Taniyi (teshis) dogru koyabilirseniz <b>ancak</b>, iyilestirme yontemi (tedavi) uzerine kafa patlatabilirsiniz.

Bu lige siyaset bulasmis durumda. Bulasmayi birak yonetiyorlar.

Bu ligde medyanin anlasilmaz bir gucu var. Mac takvimini onlar yapiyorlar, derbilerin tarihinden, maclarin oynanacagi gune saate kadar onlar karar veriyorlar. Ligin son haftalara kadar cekismeli gitmesi onlarin isine geliyor. Medyada kosebasini tutmus adamlar son derece igrenc ve kotu sekilde futbolun nasil oynanacagina karar veriyorlar.

Bu lige mafya bulasmis durumda. Hem de okkali, kokunden, taaa dibinden bir sekilde.

Bu uc madde icin bir degil bir cok ornek gosterebilirim. Bunlarin oldugu yerde egitim megitimden bahsetmek cok zor.

Cikis yonu konusulacaksa bu kosullari bilip konusmak gerekiyor.

Ozan Ersoy

Posted: Sat Feb 14, 2009 8:12 am
by Murat Kara
Olaya derinden (buyuk olcekli baksan) bir dert, yuzeysel baksan baska bir dert. Derinligi belirledik diyelim, bu sefer de bakis acisini ayarlamak dert.

Bu dertlerden kurtulmanin (daha dogrusu kurtuldugunu sanmanin) bir yolu siddet uygulamak. O zaman derinlik, aci filan gibi zor islere girmeden, onune geleni yikarak ve diledigini kurarak isin icinde cikma eglimi oluyor. Yikmak elbette olayin kolay kismi. Sorun ise bu (siddet uygulayarak) isin kolayina kacan zihniyet, is yapici hamleler yaparak tekrar birseyler kurma asamasina gelince kacip gitme egilimi gostermeleri. Isin kolayina kacmaya alisik zihniyetten, zor seyler yapmalarini beklemek saflik olur.

Sevgili Ali isteyerek yada istemeyerek isin kolayini oneriyorsun, disaridan hakem getirelim deyince. Aslinda onerdigin yabanci hakem olayinin icinde ilerici bir taraf var ama o bunu on plana cikartmak yerine, yerli hakemlere derslerini verme cizgisinde konusuyorsun. Yani bir nevi intikam filan gibi bir resim cikiyor ortaya. Turk hakemlerine yurt disindan rekabet getirerek, onlarin burnunu surtme gibi bir hava olusuyor yazdiklarinda. Belki amacin bu degil ama anlasilan bu.

Halbuki yurt disindan hakem getirilerek, Turk hakemlerine yardimci olunabilir. Haksiz rekabet yaratmadan ve sadece buyuk takimlarin maclarina yabanci hakem atanmadan yapilirsa, o zaman yapici bir tarafi olacaktir. Sadece kaliteli hakemlerin getirildigini farzedersek, Turk hakemleri o hakemlerden ogrenecekler (tipki futbolcularin ogrendigi gibi) ve Turk hakemliginde bir ilerleme olacaktir. Eger butun maclara yabanci hakem atanirsa, o zaman Turk hakemligi mefta olur. Eger sadece 'onemli maclara' yabanci hakem atanirsa haksizlik olur. Ayrica Turk hakemleri onemli mac tecrubesi kazanamazlar.

Ozetle apprenticeship denen ciraklik sistemi icersinde olacaksa bu yabanci hakem olayi o zaman yararli olabilir. Yoksa cok zararli olacaktir.

Tabii olayin bir de butce tarafi var. Bildigim kadariyla MHK devletten para aliyor. Ozel degil. O durumda kimin parasini kime vereceksin sorusu cikiyor ortaya.

Siddetin temelinde caresizlik yatar. Su anda durum ne caresiz, ne de vahim. Surada biraz deginmistim bu konuya onceden:
http://www.cimbom.org/forum/viewtopic.p ... 9607e0938f

Ote yandan olaya Ozan'in dedigi gibi buyuk acidan bakilirsa elbette cok buyuk bir curume var toplumda. Sadece Turkiye'de degil butun dunyada. O nedenle bu bozukluklarin kokleri orada. Bu durumun analizine girilirse, futbol konusmaktan uzaklasilir. Zaten temelde bu sorunlari cozmek icin de futboldan uzaklasmak lazim. Zira futboldan uzaklasmadan futbolun icinde bulundugu ortami incelemek mumkun degil. Once ortamin haritasini cikartmak ve futbolun o harita icersinde nerede oldugunu gostermek lazim. O ortam da futboldan uzaklasmadan aciklanamaz.

Yani bu forumun fonksiyonu bu sorunu konusmaya yetmez.

Posted: Sat Feb 14, 2009 12:44 pm
by Ali Gursel
Murat,

Seni her okuduğumda hayata Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson yaklaşımlar arasındaki farkı bir daha düşünüyorum.

Şu hakemler hakkında ne yapalım derken bir bakmışız yine toplumu kurtarıyoruz, başlık biraz daha devam etse hakemleri falan boşverin, tek yol devrime varacağız. :D

Ben yine pragmatik Anglo-Sakson yaklaşımındna bahsedeyim. Daha mütevazı bir hedef belirleyelim, sadece hakemleri düzeltelim.

Yabancı hakem getirmeyi bizimkilere ders verme amacıyla önerdiğimi söylemişsin. İnan hiç öyle bir derdim yok,bizimkilere hayatta başarılar, sonsuz mutluluklar, dolu dolu, sıhhatli, huzurlu hayatlar dilerim. Ama bizim futbol zevkimizin içine etmesinler. Benim umurumda değil kimin neden ne ders alacağı, gerçekten bu konuda tek arzum maçlarımızın daha iyi (ya da çok daha iyi) yönetilmesi.

Sen de belirtmişsin, yabancı futbolcu var, takımın yarısından çoğu yabancı olabiliyor ama hakem olamıyor. Mantığı ne bunun, her takımın sağ beki yerli olacak diye kural olsa ne derdik (GSlılar için cevap, yaşasın Sabri var :lol: ), hakem de oyunu hem sonuç hem de zevk açısından doğrudan etkileyen bir oyuncu, neden yerli olmak zorunda?

Diğer yazdıklarının bazılarına ben de zaten katılıyorum (aksini de hiç yazmadım). Ben de olsam yabancı hakem getirirken maksadım yerli doğru düzgün hakem yetiştirmek olurdu.

Bu nesilden düzgün hakem falan çıkmaz, ama BankAsya'da falan belki vardır. Önce her hakem yabancı başlarsın, sonra genç ve ümit vaadedenleri dışarıda kursa falan yollar, mümkünse lisan öğretir profesyonel yapar burada yabancılarla maçlara vermeye başlarsın.

O zaman herkese bu hakemlerimizin arkasında durun dersin.

Şimdi bir muhabbet, hakemlerimizin arkasında duralım, bu lig bu hakemlerle bitecek falan, duyan da zannedecek ki bu hakemler bizim alın yazımız. Daha doğrusu bu hava yaratılmaya çalışılıyor. Neden yahu, kötünün, beceriksizin, iş bilmeyenin neden arkasında durulsun?

Durulsun çünkü onları daha iyi manipüle edebiliyoruz, her çeşit futbolla alakasız işe futbolu alet ederken bize mahkumlar, istediğimiz gibi yönetiyoruz. Ne iyi iş.

GS Karan'a küfür etti diyen hakemi mahkemeye vermeli. Hakaret davası, hakeme küfür falan etmedim, bu klübe ve oyuncuya hakarettir, delil diye yayıncı kuruluştan al kasetleri dudakları okut, adamın kabak gibi formanın ıslandığını belirten jestini izlet, kazanmak kazanmamak önemli değil, maksat bu adamlara biz bu rezalete sessiz kalmayacağız demek.

Lincoln'ün iptal edilmeyen kartı için CASa mı gideceksin, nereye gideceksen git, bunları sürekli basına malzeme et. En sonunda kapına gelirler, tekrar sorayım, Oğuz Sarvan kim GS kim?

Bir başka fikir de İngiltere, İtalya, İspanya, Almanya gibi ülkelerden emekli hakem gözlemcileri bul, evinde pineklemekten sıkılmış, seyahat imkanı olsa severek yapacak. Getir her maç şeref tribününe oturt. Gözlemcilerin notu açıklamadan sen akşam internet sitenden tam sayfa "Alman Gözlemcinin Notu" diye hakemin notunu açıkla, Alman hakem gözlemcisi 10 üzerinden 6 verdi, ondan sonra bizimkiler 9 verince de yap basın toplantını, bas kahkahayı. Buna da mı ceza verecekler, Metin Tokat yazıyor hakem eleştirisi, herkesin hakkı vardır herhalde.

Her basın toplantında ne zaman dışarıda adam gibi bir maç yönetecekler de. Final yarı final falan değil, herhangi bir manası olan bir maç.

Sıvas içn GS'ı harcayamazsınızı anlatana kadar yap bunları. Sıkar ondan sonra her maç bir GSlı atıp kartlar haklı demek. Bak yeni bir gün, yeni bir patates tarlası bekliyor GS'ı, akşama hazır olun ama saha her iki takım için de aynı diye başlarlar.

Ali

Posted: Sat Feb 14, 2009 2:40 pm
by Alpay Dedeoglu
Gelelim eldeki malzeme yetersizse sonuca dış etkenlerle mudahale ederek basari kazanma kulturune.

Yoneticiler veya yerel politikacilar takimi nitelik ve toplu oyun felsefesi/uyum duzleminde daha iyi hale getiremezse , hakemle ve diger yan yonetim kararlariyla basarisizligi telafi edip sonuc olarak skora etkiyi hedefliyorlar. Kotu bina veya mal yapmasina ragmen maddi cikar ve iliskiler sayesinde devlet ihalelerinden para kazanan mutehait isadami , yonetici koltuguna oturdugundada ayni yonetim sekline devam eder. Yine Yerel politikaci ise kalici proje ve cozumler yerine komur dagitarak, devleteli istihdami sisirerek, para dagitarak, kanaat onderlerini besleyerek oy aliyorsa , yonetici koltuguna gecsede veya gecmese bile ayni yontemle basariyi kovalar. Sehir planlamacisi olmadan belediye yonetip oy alirsa, Spor/Medya/pazarlama gecmisi ve bilgisi olmadanda sonuca adil olmayan yontemlerle mudahale ederek skor dolayisiyla oy, popularite ve un elde eder. Herseyde kisa vadede degerlendirildigi icin, gunu kurtarmak yetmekte.

Butun yonetim tarzi hakemlere mudahaleyi gerektiriryorki adamlar zaten kotu ortamda yetisiyor, birde kuvvetli odaklardan mudahale onlarin dengesini oldukca bozuyor.

Bu baskıyla veya cıkarla sonucu etkileme doğu ve akdeniz kulturlerinde cok yaygin. Bunu duzeltecek en onemli degisiklik bunun tam bir batı serbest pazar ugrasi haline getirilip musteri tarafindan satin alinmasi icin mal kalitesini saglama zorunlulugunun standart ve surdurebilir hale sokulmasidir .

Devami sonra...

Posted: Sat Feb 14, 2009 2:58 pm
by Murat Kara
Ali Gursel wrote:Şu hakemler hakkında ne yapalım derken bir bakmışız yine toplumu kurtarıyoruz, başlık biraz daha devam etse hakemleri falan boşverin, tek yol devrime varacağız. :D

Ben yine pragmatik Anglo-Sakson yaklaşımındna bahsedeyim. Daha mütevazı bir hedef belirleyelim, sadece hakemleri düzeltelim.
Ali, cok matrak adamsin vesselam. Demek "benim keyfimin icine edenlere hersey mustahak" seklinde hafif mesrep bir tavir takinmayanlar devrimci! Sen simdi buradakilerin yuzde doksanini devrimci yaptin yahu! :)

Temelde anlasiyoruz bu ithal hakem konusunda ama olayin oyle kolay olmadigini da kabul etmek gerekiyor. Bir kere hakemlik burokratik bir kurum ve bu burokrasiler genelde 'milli' damarlara ve dahi siyasi, ticari vs kanallara bagli. Hakemligi ticari bir kurum haline getirmek mumkun belki ama oyle bir kararla olacak is degil. Sen o burokrasiyi yikamazsan, ithal hakemi de unut. Eskiden, futbol yesersin ulkede diye yabanci hakem getirmisler caresiz kalinca ama su anda dunya 3.su olmus bir ulkedeyiz artik! Bu brokrasilerin burnundan kil aldiracagini dusunuyorsan, saflik yapiyorsun derim sana. Bunlarin arkasinda siyasetciler var, mafyasi var, var oglu var. Yabanci hakeme nasil rusvet yada emir verecek adam! Gidip uluslararasi mafya ile anlasmalar filan yapmasi gerekecek, olme essegim olme. Iste ne guzel, 'milli' burokrasinin kanina girerek herseyi halletmek mumkun.

Simdi yine toplum karisti isin icine diyeceksin ama hakem konusu ne yazik ki TV ekranindan biraz daha buyuk. Olay siyah/beyaz degil. Gri yerleri de cok. Sen de biliyorsun bunlari ve Ozan da yazmis zaten yukarida. Ama hafif mesrep takilmanin da tatli bir yani var degil mi?

Posted: Mon Feb 16, 2009 12:19 am
by Ufuk Sezekkaplan
Hakem sorunun Türkiye'ye özel olduğunu kabul ediyorsak (Belçika'da veya İtalya'da mesela hakem hocalarının yorumculuğu sözkonusu değildir diye tahmin ediyorum) şöyle bir tespitle işe başlayabilir miyiz: Türkiye'de hakem hatalarının konuşulması isteniyor çünkü bunda ayrı bir rant var.

Bu rant, kelli felli holdinglerin naklen yayın ihalesine anormal paralar koymasını sağlıyor. Ben mesela Fortis yerinde olsam el altından hakem hatalarını ve büyük tartışmaları iteklerim. Prime time'da reklamın saniyesi bilmem kaç bin dolar, bu saatte bile hakem hataları konuşulurken saatlerce kafamıza Turkcell çakılıyor.

Hakem hataları ve spekülasyonları kalkarsa bu programlar % 70 güç kaybederler. Çünkü maç kaybeden seyirci televizyon seyretmez. Onu televizyona çekmenin tek cazibe noktasıdır hakem hatası (Aragones mesela FB taraftarını ilgilendirir, Selçuk Dereli ise 5 kulüp taraftarlarının tamamını).

Üstelik bu verimli bir alan da. Pazar gecesi bittikten sonra en az 3-4 gün gazetelere konu sağlıyor ve ne oyuncular ne hocalar ne de yöneticiler konu bu kadar geniş kitleler için tartışmaya açık değil.

Ben teknolojik imkanlarla, hakemlerin hata seviyesinin sıfıra düşürüleceğine eminim. Basketboldaki masa hakemliği kurgulanabilir rahatlıkla. Zaten tartışma yaratan belli başlı 3-4 pozisyon tipi var; ofsayt çizgisi, ceza sahasında ayağa temas, topun çizgileri geçip geçmemesi...

Bunların kameradan tespit edilip 2 saniyede hakeme kulaklığına bildirilmesi rahatlıkla mümkün olabilir.

Ama bu istenmiyor. Herhalde FIFA falan da bunu istemiyor orada da belki bizdeki gibi değil ama ayrı bir kitlesi var bu işin. Maradona'nın meşhur İngiltere golü, İngiltere'nin 1966 dünya kupasındaki çizgi golü mesela. Bunlar için sadece DVD sektörü bile ne paralar kazanmıştır.

Sorunun idealist manada çözülmek istenmeyeceği görüşümü yazdıktan sonra bize dönersek, neler yapmalıyıza bence şöyle bakabiliriz:

1) Maalesef ne olursa olsun, başa Federasyonun başına evliya hazretleri de gelse, kulüp yönetimlerimizin peşin destek mesajları yanlış. Daha doğrusu Türkiye şartlarına göre bu bir zayıflık. İlle bir destek mesajı verilecekse mesafeli ve pay bırakan bir mesaj vermek gerekiyor. Yoksa aleyhe kullanılıyor.

2) Kadroda mutlaka bir Bouzid olmalı (Ali Gürsel'in görüşü). Bu rakibi özel olarak, gerekirse sindirmek için.

Buna ilave Filipescu'nun ve Bülent Korkmaz'ın caydırıcılığına ihtiyacımız var. Bu da genel caydırıcılık için. Bunlar doğrudan hakem hatalarını önlemez belki ama karşı takımların belli adamlarını hizaya sokar. Çünkü 5 hafta sürecek bir sakatlık yerine göre 30-40 milyon Euro'yu yerinden oynatabilir. Kaldı ki genel caydırıcılığın hakemlik durumlarda azalma da yaratacağı kanaatindeyim.

Antipatik Sabri -bu alanda grammy verilse 16 yıl aralıksız alırdı- sadece ileri çıktığında yerini boş bırakmıyor sadece; yeterince güçlü ve sert değil. Kabadayı olmak, her itiş kakışa bulaşmak değil kastım. Filipescu olmak.

3) Camilarda kimin ne olduğunu herkes biliyordur. Oğuz Sarvan veya Özgener yeni mamul adamlar değil. Özellikle Sarvan hakkında bu olaylar olmadan kamuoyu yaratılmalı ve testi kırılmadan uyarılar yapılmalıydı.

4) İyi bir kaptan lazım. Bir takımda 7 kaptan olmaz. Kaptan, hakem ilişkisinde terslikleri azaltabilir. Sakatlığı olmasa benim için ideal kaptan adayı Kewell ve bunun dışında bizim takımda Cüneyt Tanman gibi kaptanlık karizması olan birini göremiyorum. Bu kişisel görüşüm, yanılıyor olabilirim.

5) Yabancı hakem dile getirilsin elbette ama bunun olmayacağı malum. Bu da bir ideal. Salt çözüme yönelik düşünülüyorsa teknik imkanlarla hakemlerin kararlarını doğru ve kolay vermesi daha rahat dile getirilebilir.

Gerçi FIFA'da 8 hakemli maç yönetimi gibi çalışmalar da var ama ben hala, daha basit yöntemlerle bu işin kolaylaşacağını ama bunun istenmediğini sanıyorum.

6) Hakemlerin asker-polis gelme kültüründen geldikleri çok doğru, bir de dışişleri gibi hakemlik de Türkiye'de babadan oğula geçiyor. Ben biraz eski nesil olduğum için Ertuğrul Dilek'ten Sadık Deda'ya, Hilmi Ok'tan, İhsan Türe'ye çoğunu hatırlıyorum ve geçmişte (1970'lerden bugüne) hakemlik Türkiye'de hep kötüydü.

Erman mesela, bizim bir Antep maçında kendi sahamızdan fırlayan bir oyuncumuzun golünü ofsayt diye vermedi. Maç sonrasında utanmadan "futbolcu nasıl hata yaprsa, hakem de yapabilir" dedi, kestirdi, attı. Ki Okan Buruk'un ayağı kırıldığı maçtaki rezilliği hala hakemlik tarihinde özel bir sayfadır.

Bu geleneğin dünden bugüne değişmesi imkansız. Kötü Talat Tokat'ın oğlu Metin Tokat'tan iyi hakem olmaz, olmadı da. Şimdi de kötü bir yönetici.

Kendimizi kurtaramaya bakacağız, o nedenle yönetimin bugün için yaptığı hem mecburi hem gerçekçi gözüküyor. Bilmiyorum başka somut çözüm önerileri olan var mı?

Posted: Mon Feb 16, 2009 1:40 am
by Cengiz Akgun
FIFA hakem hatasini en dusuk seviyeye inidrecek teknolojik duzeni getirmek istemiyor. Bu fikre karsi. Bunun sebebini de fakir ulkelerde veya gelismekte olan ulkelerin fakir bolgelerinde TV kamerasindan olayin degerlendirilemiyecegi gorusunde. Ikinci bir oneri olarak hakem hatasinin oyunun bir parcasi olarak goruyor. Kasitli hakem hatasi yapilmyacagi ya da buna izin verilmiyecegi gorusundeler. Yapan olursa bu isi onlara yaptirmayarak onleyeceklerini sanmaktalar. Bu da pek aptalca bir dusunce degil. Hakem hatalarinin dagilisina bakildiginda ortada kotu niyet olmadigi surece olay dengeleniyor. Yapilmasi gereken hakem muessesinin yipratilmadan hakemlerin egitimine onem vermeleri. Bu yuzdende gelismis ulkelerde hakem hatalarina odaklanmis spor programlari yapilmiyor. Cunku hakemin o karari geri oynat ileri oynat diye bir luksu olmadan saniyenin kesirlerinde verme yukumlulugunde oldugunu 7 den 70'e herkez biliyor. Aradaki fark bu.