Page 1 of 1

KUSURSUZ ULAŞIM AĞI: KAN DAMARLARI

Posted: Sat Feb 02, 2008 6:38 pm
by HAKAN AYDIN
Yüz trilyon evi, geniş bir alana yerleştirdiğinizi ve daha önceki örneğimizde olduğu gibi onların arasına bir su tesisatı döşediğinizi düşünün. Kuşkusuz bu oldukça zahmetli ve zor bir iş olacaktır. Yine de bunu başardığınızı varsayalım. Ama ne yaparsanız yapın, meydana getirdiğiniz bu tesisat ağı için çok geniş bir alana ihtiyaç duyarsınız. Peki benzer bir tesisatı, en minyatür hali ile insan bedeni büyüklüğünde bir alana yerleştirebilir misiniz? Ya da soruyu şu şekilde soralım, yaklaşık 100.000 kilometrelik (96.600 km) bir ağı şekilden şekle sokarak, insanın yaşaması için en gerekli, insan bedenine sığacak kadar hesaplı, 100 trilyon hücrenin her birine uğrayacak kadar kapsamlı bir şekilde döşeyebilir misiniz? Bunu yapmanız imkansızdır. Sizin oluşturamayacağınız böyle bir dolaşım ağı sizin için vücudunuzda hazır edilmiştir. Henüz siz dünyada değilken sizin için yaratılmış ve tüm hücrelerinize hayat vermiştir. Bu sistem, bedeninizde mükemmel yaratılış harikalarından bir diğerini taşıdığınızın en önemli delillerdendir. İnsan bedenindeki dolaşım ağının böylesine mucizevi bir yapıya sahip olması, Allah'a iman etmek için başlı başına yeterli bir sebeptir.

Kalp, 96.560 km'lik bir damar ağına hiç durmadan kan pompalar. Bu uzunluk, dünyayı ekvatordan itibaren iki defa çevirebilecek bir uzunluktur.97 Bir insan bedeni içine yerleştirilmiş böyle bir ağ, elbette hayret vericidir. Bu mucizeyi daha detaylandırmak için birkaç matematiksel bilgi daha verelim. Vücutta bulunan ve kimisi ancak mikroskop altında görülebilen kılcal damarların uzunluğu toplam 60.000 km'dir.98 Bu damarların toplam yüzey büyüklükleri ise 8000 m2'yi (8 km2) bulur. Sadece akciğerlerde ise 300 milyon kılcal damar bulunmaktadır. Bunlar eğer uç uca eklenseler, 2400 km'lik bir uzunluğa ulaşabilirler.99 Beyne ait olan kılcalların uzunluğu ise yaklaşık 650 km.'dir. Bu da, Amerika'nın iki farklı eyaletinde bulunan iki şehrin örneğin Boston ile Washington DC'nin arasındaki uzaklık kadardır.100

Verilen bu bilgiler, bir insan bedeninde tesadüflere yer olamayacağını gösteren sayısız delilden birkaçıdır. Bu konunun mucizevi olan bir başka yönü de 100 trilyon hücreye uzanan binlerce kilometrelik bu muhteşem ağın çoğu zaman farkında bile olunmasıdır. Ne aynaya baktığımızda bunun bir belirtisini görürüz, ne bu dinmeyen hareketi hissederiz, ne de sistemin çalışırken çıkardığı yoğun gürültünün farkına varırız. Sistem öyle mükemmel bir şekilde yaratılmıştır ki, bir aksama meydana gelmediği için yaşamımızı son derece sorunsuz geçirir, ufak tefek aksamalar haberimiz bile olmadan tamir edildiği için bunların farkına bile varmayız. Yeryüzünde hiçbir insan, hiçbir topluluk, hiçbir teknoloji, böylesine dar bir alanda bu derece muhteşem, kusursuz, esnek ve aynı zamanda canlı bir yaşam ağını meydana getirme gücüne sahip değildir. Bu muhteşem sanat, herşeyi kusursuz yaratan, kerem ve ikram sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'ın eseridir.

"100 trilyon hücreye ulaşan" diye belirttiğimiz bu damar ağını çok daha detaylı düşünmek gerekmektedir. Göz kapağımızdan, ayak parmaklarımıza kadar, saç diplerimizden kirpiklerimize kadar bu mükemmel yapı her noktamızı kaplamıştır. Eğer bu ağ, tek bir bölgeye veya tek bir organa ulaşmazsa o organ çürüyüp gidecektir. Tekrar hatırlatmak gerekir ki, kan olmadan vücut nefes alamaz, yani ölür.

Vücuttaki bu hatasız dağıtım nasıl yapılır? Tesadüf iddialarının asılsızlığını görmek için bu dağıtım sisteminin detaylarını bilmek oldukça önemlidir. Vücuttaki dolaşım ağı, üç ayrı görev için biraraya gelmiş üç farklı tipte damardan oluşmaktadır.

Küçük Alyuvar Hücresinin Yolculuğu

Kemik iliğinde üretilen bir alyuvar hücresinin dolaşım sistemine katılabilmek için ulaşacağı ilk yer, kalbin sol kulakçığıdır. Burası temiz kanın biriktiği, oksijen ve besin bakımından son derece zengin olan bir bölümüdür. Alyuvar hücresinin burada bulunma amacı da budur: Oksijeni yüklenmek ve vücudun diğer hücrelerine ulaştırmak. Alyuvar, dolaşım sistemine katılabilmek için önce sol kulakçıktan ayrılır. Bunun için karşısına çıkan ilk şey dev bir kapıdır. Kapıdan geçtikten sonra, artık geri dönüş yoktur. Şimdi çok daha geniş bir bölmeye ulaşmıştır. Burada kendisi gibi pek çok hücre bulunur ve kan oksijence son derece zengindir. Bu büyük bölmede oldukça güçlü bir pompa sayesinde bir kapıdan daha geçer ve dar bir tünelin içine girer.

Artık küçük alyuvar hücresi dolaşımın içindedir. Bu, vücudun "büyük dolaşımı" ya da diğer anlamı ile "sistemik dolaşımdır". Büyük dolaşım ile küçük hücremiz, akciğerler dışında bedenin tümünü turlayan bir tünel sisteminin içine girmiştir. Alyuvar hücresinin dolaşmak için girdiği ilk tünel, vücudun en güçlü damarı olan aort atardamarıdır.

Posted: Sat Feb 02, 2008 8:29 pm
by Mehmet Gorgen
Sn. Arkadaşım,
bu konu futbol dışı bir konu olduğundan bunu kilitliyorum. Ne amaçladığını da anlayamadım. Burası din misyonerliği yapılacak yer değil.Yanlış adrestesin.

Böyle bir off-topic başlığımız zaten var. Oraya yazmak isteyebilirsin.

Belki Özgür bu yazıyı ya siler ya da başka tarafa taşır.