Page 1 of 1
Gercek Kral
Posted: Mon Jan 08, 2007 3:15 pm
by Kenan Atak
Dun 35 yasinda transfer oldugu Man. Utd'da ilk macta ilk golunu atti. Hic sasirmadim. Bu adamin, Henrik Larsson'un ozel hayraniyim. PSV'de kraldi. Celtic'de kraldi. En agir sakatliklari gecirdi, bitti dendi, döndu gollerini atti. Barca'ya gitti. Yedek kalir kicinin killari agirmis dendi. Hemen her mac gollerini yazdi. Yedek kaldi. Gikini cikartmadi. Gene sakatlandi. Bir sene sahalardan uzaklasti. Döndu en kritik macta sans verildi gene gollerini yazdi. Emekli oldu Helsingborg'a dondu. Manchester yedek golcuye ihtiyaci oldugu icin 35 yasinda transfer etti. Dun ilk maci kupa maci idi. Villa'ya ilk golu o atti, 2-1 aldilar. Sakatlanir, gikini cikartmaz, yedek kalir gikini cikartmaz. Icabinda baska mevkide oynar gikini cikartmaz gorevini yapar. Presini de yapar, alan da bosaltir, ama golunu de yazar. Bizim ulkemizde ne kolay insanlar imparator, kral, padisah olurlar. Su Henke'ye kimse sifat takmadi Isvec'te. Ama davranislariyla, profesyonelligi ile gercek kral gozumde. Boyle oyuncular TR'den cikmiyorsa bu tamamen ulkemizin vicik vicik sosyal sartlarindan bence. Iste Henke, kucucuk ve futbolun yari amator oldugu bir ulkeden geliyor, dunyanin en buyuk kluplerinde oynuyor. Sadece takimi icin oynuyor, mutevazi ve herkes takdir ediyor, gollerini tikir tikir atiyor. Hic te saga sola cikip konustugunu gormedim.
Posted: Mon Jan 08, 2007 3:46 pm
by Hasan Tezcan
Cesario Evora'nin memleketi Cap Verde'den geliyor, babasi veya annesi
orali. Futbolculuguna gelince, favorim degil. PSV'li gunlerini pek
hatirlamiyorum...orada tutunabildi ama kral degildi bence. Celtic'te kral bende
olurdum
Adamlar her mac tek kale oynuyor. Barca dan mirasi CL finalinde
yaptigi assist var. Oyuna girdi ve öyle bir assist yapti ki görmeye deger...
bilerek mi yapti yoksa topu ayagindan mi kacirdi bilemiyoru...bence kacirdi...
hayrani degilim, top teknigi, fizigi zayif. Ver kaclarda biraz etkili, iyi kafasi
var ama overall ciliz bir oyuncu.
Posted: Thu Jan 11, 2007 5:24 am
by Ugur Sahin
"Bizim ulkemizde ne kolay insanlar imparator, kral, padisah olurlar." deyip Henrik Larsson'dan kral çıkarmak nasıl ironik olmuş, kelimelere dökemiyorum.
Futbolculuk hayatının çok büyük bir kısmını başaltı Avrupa takımlarında( 4 sene Feyenoord, 7 sene Celtic; PSV'de oynamadı) geçirdi, o "her maç gol atan" imajını da dünyanın en çekişmeli liglerinden olan
İskoç Ligi'nde edindi. Feyenoord'da 101 maçta 26 gol, Barcelona'da 33 maçta 12 gol atmış. (
Wikipedia, nickname'ler kısmına gelince de gülümsersiniz herhalde. Valla ben dokunmadım
)
"Larsson kralsa, Etoo Allah mı, Drogba mesih mi, Shevchenko Kofi Annan mı?" soruları hemen akıllara gelse de, ben 2. en popüler soruyu sormak istiyorum, "Larsson'un kral olduğu yerde Hakan Şükür'e nasıl bir pozisyon uygun gelir?" (yoksa Hakan yazmasa mıydım?
)
Öyle Hakan Şükür'ün büyük hayranı falan değilim, çok seviyorum bile denemez ama, bir yerde de göz var izan var. Larsson nedir yahu?
Ugur
Posted: Thu Jan 11, 2007 12:20 pm
by Kenan Atak
Ugur Sahin wrote:"Bizim ulkemizde ne kolay insanlar imparator, kral, padisah olurlar." deyip Henrik Larsson'dan kral çıkarmak nasıl ironik olmuş, kelimelere dökemiyorum.
Futbolculuk hayatının çok büyük bir kısmını başaltı Avrupa takımlarında( 4 sene Feyenoord, 7 sene Celtic; PSV'de oynamadı) geçirdi, o "her maç gol atan" imajını da dünyanın en çekişmeli liglerinden olan
İskoç Ligi'nde edindi. Feyenoord'da 101 maçta 26 gol, Barcelona'da 33 maçta 12 gol atmış. (
Wikipedia, nickname'ler kısmına gelince de gülümsersiniz herhalde. Valla ben dokunmadım
)
"Larsson kralsa, Etoo Allah mı, Drogba mesih mi, Shevchenko Kofi Annan mı?" soruları hemen akıllara gelse de, ben 2. en popüler soruyu sormak istiyorum, "Larsson'un kral olduğu yerde Hakan Şükür'e nasıl bir pozisyon uygun gelir?" (yoksa Hakan yazmasa mıydım?
)
Öyle Hakan Şükür'ün büyük hayranı falan değilim, çok seviyorum bile denemez ama, bir yerde de göz var izan var. Larsson nedir yahu?
Ugur
Tamam Ugur haddimi bildirdin sagol varol. Aman futbolcularin muhafizi olun tek elestiri getirtmeyin getirenin hakkindan gelin hemen haddini bildirin. Bu yuzden futbolumuz yerlerde surunuyor. Ben Larsson'u neden begeniyorum pek iyi anlasilmamis galiba. Larsson mutevazi bir ligten gelip, futbolun ve futbolcularin Turkiye'deki gibi yuceltilmedigi bir ligten gelip Avrupa'nin en gözde takimlarinda, onca sakatliga, bitti denilmesine ragmen yilmayip geri dönmesi kendisine her ihtiyac duyuldugunda cikip tikir tikir hem gollerini atmasi hem de fazla konusmadan isini yapmasi ile hayranligimi kazaniyor. Kendisine 35 yasina gelmesine ragmen United'tan cagri yapilmasi bu yuzden. Sence Hakan'i neden cagirmamis ta Larsson'u cagirmis United? Kac Turk futbolcusu Avrupa'nin sayili takimlarinda oynuyor: 0. Yazi ile sifir. Su ufacik Isvec su anda Inter, Arsenal, Manchester United, Chelsea, Roma gibi takimlarda takir takir oyuncularini oynatiyor. Her dunya kupasinda, Avrupa kupasinda varlar. Hakan Sukur'u görduk Parma, Bolton gibi siradan takimlarda. Turk futbolu uyduruktan dunya ucunculugu disinda kac dunya ve avrupa kupasina katilmis. Sence neden iyi bir dusunun yazana had bildirmek yerine. Cok rahatsiz oluyorum boyle alayci bir tonda had bildirme mesajlarina. Varsa bir itirazin uygarca kendi dusunduklerini katilmadigin noktalarla yazarsin. Anneler ligini ve bu ligin futbolcularini cok buyutuyorsunuz bence. Kimsenin kaale aldigi yok bizim anneler ligini ve bu ligin futbolcularini.
Posted: Thu Jan 11, 2007 1:26 pm
by Alpay Dedeoglu
Ters gelen bir fikrin aciklamasina karsin kisisellesen ironik elestiri hakikaten hos degil, bir de tabii tam olarak indirek olarak soylenen sey tam anlasilmamissa. Bunu zaman zaman bende dahil hepimiz yapiyoruz ama yanlis. Tabii birde burada unutulan bazilarimiz birbirlerini kisisel olarak tanidiklarindan dolayi boyle ironik ve kisisellesen elestirilerde bulunabiliyorlar samimiyete guvenerek. Bunun formun genel normu olarak algilamasak daha iyi olabilir. (Ha tabii istisnai durum, FB'lilerle kafa yapmak -mesela Sevgili Savas Macun- serbest, ben bizim Beyoglu Mufutusune sordum, mubahmis, konuyla ilgili olumlu fetva verdi:-)).
Gerci bir taraf ''Kendi degerimizi hemen kucultuyoruz, baksaniza Hakan Sukur'un istatistiklerine, Larsson'a 5 basar'' demekteyken, ki boyle okuyunca hakli gozukuyor, obur taraftanda ''Larsson daha kisitli yetenekleriyle, gittigi her yerde basarili oluyor, sakat kalsa yedek beklese bile bunu sorun etmiyor, gene cikiyor bunu basariyor, fakat HS yuksek kapasitesine ragmen sadece Turk formalar altinda basarili oldu, disarida bunu yapamadi, buyuk mantal eksikliklerine ragmen onu cok abartiyoruz'' diye okundugu zamanda hakli yani var.
Bende derimki tas yerinde agir, Larson bu sureyi Turkiyede gecirse idi, bu ulkenin kotu sartlari icinde Hakan Sukur'un basarisinin yarisina bile ulasamazdi, fakat Hakanda onun cesitli ulkelerde elde ettigi istikrara ulasamayip, cogu takimda sezon sonunu getiremezdi. Yani biri bizim ''Alaturka kralımızken'', öbürü dünya capinda istikrarli bir profesyonel. Hangisini daha iyi bulup bastaci yapariz biraz kisinin gecmisi ve kafa yapisi ile ilgili bir durum. Yani bayagi subjektif ve kisisel bir degerlendirme.
Posted: Thu Jan 11, 2007 2:05 pm
by Hasan Tezcan
Isvec yurtdisina neden daha cok oyuncu veriyor sorusunun cevabini bilmen
gerekiyor Kerem. Pazarlama olayi ve yakinlik. Ingilizler Isvec'lilere, ve Isvec'liler
Ingilizlere yakinlik hissederler. Italya'da ve diger ulkelerde varliklari eskilere
dayanir. Isvec'li oyuncular oralarda epeydir sinav vermistir.
Eskiden FA cok tutucu bir tavir takinmisti. önce yurtdisindan transfere karsi
cikmis, sonra yumusayip avrupa birligi disinda ki ulkelerden transferlere
hayir demisti. Simdi transfer yelpazesi tamamen acildi. Tugay ve Emre
icerdeler. Önumuzde ki seneler Turk futbolcusunun Ingiltere de varligi
yoklugu onlara bagli.
Bir baska etken Isvec milli takiminin daha istikrarli gidiyor olmasi, ama kulup
futbolu TR den beter. Bugun cepten yiyorlar gibi me geliyor. Yeni jenerasyon
cikarmalari zaman alacak, yanlis tercih yapmaktalar...
Posted: Thu Jan 11, 2007 2:46 pm
by Kenan Atak
Hasan Tezcan wrote:Isvec yurtdisina neden daha cok oyuncu veriyor sorusunun cevabini bilmen
gerekiyor Kerem. Pazarlama olayi ve yakinlik. Ingilizler Isvec'lilere, ve Isvec'liler
Ingilizlere yakinlik hissederler. Italya'da ve diger ulkelerde varliklari eskilere
dayanir. Isvec'li oyuncular oralarda epeydir sinav vermistir.
Eskiden FA cok tutucu bir tavir takinmisti. önce yurtdisindan transfere karsi
cikmis, sonra yumusayip avrupa birligi disinda ki ulkelerden transferlere
hayir demisti. Simdi transfer yelpazesi tamamen acildi. Tugay ve Emre
icerdeler. Önumuzde ki seneler Turk futbolcusunun Ingiltere de varligi
yoklugu onlara bagli.
Bir baska etken Isvec milli takiminin daha istikrarli gidiyor olmasi, ama kulup
futbolu TR den beter. Bugun cepten yiyorlar gibi me geliyor. Yeni jenerasyon
cikarmalari zaman alacak, yanlis tercih yapmaktalar...
Emre pek iyi sinav vermiyor gibi. En son irkciliktan basi derde girdi diye yaziyordu gazeteler. Gene orda burda 'ben adam oldum gordum gecirdim tavirlari ile cikip konusuyormus, saglik icin spor yapmiyoruz diyormus. Kapasitesi var ama hemen hepsi ne oldum delisi Hasan. Bir Tugay tutturdu ki o da ahim sahim bir takim degil. Gene de sapka cikarmak lazim etrafa bulbul gibi demec vermiyor basinin kendisini kullanmasina izin vermiyor ve hem Iskocya hem Ingiltere'de sevildi. GS'da iken de boyleydi ve bence takimin da en renkli kisisiydi hem sahada hem saha disinda. Sahada en begendigim oyunculardandi oynarken. Bizim o meshur 2000 takimi bile dikis tutturamadi. Arif gitti geldi. Unsal giti geldi. Hakan Sukur iki kere gitti geldi. Okan Buruk keza oyle. Fatih Terim ise Milan'da buyuk firsati kacirdi bence. Akli Turkiye'de pazartesileri Istanbul'a gelecegine Milan'a odaklansa simdi baska yerlerde olurdu. En cok ona yandim. Fiorentina'da gercekten cok guzel isler yapmisti. Alpay Almanya'da ve Ingiltere'de karakolluk oldu nerdeyse kendi takim arkadaslari ile basi derde girdi.
Bir de Kim Källström'u unuttum. Lyon'da cok basarili. Yasi daha genc. Daha Elmander geliyor Toulouse'da simdi. Gelecegin en parlak forvet oyuncularindan. Seri imalat biciminde cikariyorlar futbol gelenekleri var.
Posted: Thu Jan 11, 2007 3:12 pm
by Murat Kara
Alpay Dedeoglu wrote:''Alaturka kral...''
Su lafi one cikarayim da arada kaynamasin.
Posted: Thu Jan 11, 2007 4:58 pm
by Hasan Tezcan
Kerem Tezic wrote:Bir de Kim Källström'u unuttum. Lyon'da cok basarili. Yasi daha genc. Daha Elmander geliyor Toulouse'da simdi. Gelecegin en parlak forvet oyuncularindan. Seri imalat biciminde cikariyorlar futbol gelenekleri var.
Bu oyuncalara diyecegim yok, Elmander'i bilhassa cok iyi buluyorum. Kim
Lyon'a gitti ama ilkonbirde kendisine yer buluyor mu bilmiyorum, o kadar
takip etmiyorum...Turk futbolcusunun en buyuk zaafi egitimsiz ve
ne oldum budalasi olmasi...Hasan Sas bir örnek sizlere. Istikrar bilincli
ve planli bir calismanin urunudur. Meslegini severek ve inandigim icin yapacaksin...
para kazanman bunun kucuk bir parcasi.
Not: Bu iki oyuncu milli takimda ilk tercih degil malesef...tercih hatasi demem
buradan kaynaklaniyor...
Posted: Thu Jan 11, 2007 6:06 pm
by Osman Kiciman
Aslında Turk futbolcusunun Avrupa'daki başarısını güncel Türkiye ABye girebilir mi konusuna bile bağlayabiliriz...
Genel olarak Türk futbolcularının kırsal kesimden geldiğini, şehirde ikamet edenlerin de daha çok kenar semtlerden, köylerden ya da düşük gelirli ailelerden olduklarını görüyoruz. Hani eskiler futbol maçlarının da çok daha centilmen geçtiğini söylerler ya, "iyi de o zaman futbol şehirli elit bir zümre tarafından oynanıyor ve hatta izleniyor, Anadolu'ya ve orta sınıfa henüz yayılmadı ki bozulsun!" demek lazım onlara... Yani futbol tüm Türkiye'ye malolduktan sonra upuzun eliminasyon sürecinden çıkabilenler çoğunlukla hem aile hem okuldan az eğitimli topçular, bir de Almancılar diye adlandırabileceğimiz gittikleri ülkelerde 3. nesilde dahi uyum sorunu yaşayan gurbetçiler... Bu arada bu ülkede okumakla topçu olmak arasında bir ters oran var, her ne kadar son dönemde en azından liseyi bitirmeye başlanmış olsa da! Tabi nasıl bitirdiklerini de biliyoruz. Lise, üniversite daha doğrusu spor akademisi okuyanlar devam problemi olmaksızın genellikle torpille tamamlıyor bu süreci...
Hani burada acımasızca her futbolcuyu eleştiriyoruz ama superligde sürekli oynayan bir oyuncu olmak için ne aşamalardan geçmek gerekiyor? 10’lu yaşlarda futbola başlandığını düşünürsek, A takıma kadar en aşağı altı farklı takımda, bir sürü farklı oyuncu ve hoca ile oynuyorsunuz. Bir çok oyuncu sakatlık ve okul durumundan bırakıyor. Geriye babadan “oğlum topçu olacak” diyenlerle, harbi yetenekli olup simsarların dikkatini bir şekilde çekenler kalıyor... Amatörden gelip üst ligde oynama oranı kaçtır acaba? Kabaca 400 bin futbolcu var ülkemizde. En üst ligde oynayan sayısı da 400 dersek, % 0,1 (Binde 1)...
Ama oraya gelmekten de önemlisi orada kalabilmek! Bugün en iyi para kazandıran mesleklerden birisi futbol. Ortalama bir futbolcu birkaç yılda, en üst gelir grubunu göz ardı edersek, bir insanın tüm çalışma süresi boyunca kazanacağını kazanıyor. Tabi bu paranın, futbolcuların çevresine nasıl bir aç güruhu çektiğini düşünün: Manken, model, komisyoncu, scout, teknik adam, işadamı vs bu pastadan pay kapma peşinde. Bir de başta bahsettiğim altyapı noksanlığı olunca da Türk futbolcusunun hali ortaya çıkıyor. Hakan Şükür en azından bu ülkede bunca zaman tepede kalmayı başarmış ama bunda en büyük pay da babası
Tabi Hakan öyle uç bir örnek ki, takımdaki eskilerin birbirine arka çıkması, topların hep Hakan’a atılması, sistemin Hakan’a göre kurulması vs Hakan’ın içerde başarılı, dışarda başarısız olmasına gerekçe gösterilebilir... Ancak Hakan’ın ulusal maçlardaki başarısını da atlamayalım...
Posted: Thu Jan 11, 2007 6:19 pm
by Hasan Tezcan
Hakan en önemlisi bir ISTIKRAR abidesi...milli takimlarda basarisi kayda
deger. Kirilmasi yakin zaman icinde zor gözuken rekorlari elinde tutuyor.
Posted: Thu Jan 11, 2007 9:54 pm
by Ugur Sahin
Kerem Tezic wrote:Ugur Sahin wrote:"Bizim ulkemizde ne kolay insanlar imparator, kral, padisah olurlar." deyip Henrik Larsson'dan kral çıkarmak nasıl ironik olmuş, kelimelere dökemiyorum.
Futbolculuk hayatının çok büyük bir kısmını başaltı Avrupa takımlarında( 4 sene Feyenoord, 7 sene Celtic; PSV'de oynamadı) geçirdi, o "her maç gol atan" imajını da dünyanın en çekişmeli liglerinden olan
İskoç Ligi'nde edindi. Feyenoord'da 101 maçta 26 gol, Barcelona'da 33 maçta 12 gol atmış. (
Wikipedia, nickname'ler kısmına gelince de gülümsersiniz herhalde. Valla ben dokunmadım
)
"Larsson kralsa, Etoo Allah mı, Drogba mesih mi, Shevchenko Kofi Annan mı?" soruları hemen akıllara gelse de, ben 2. en popüler soruyu sormak istiyorum, "Larsson'un kral olduğu yerde Hakan Şükür'e nasıl bir pozisyon uygun gelir?" (yoksa Hakan yazmasa mıydım?
)
Öyle Hakan Şükür'ün büyük hayranı falan değilim, çok seviyorum bile denemez ama, bir yerde de göz var izan var. Larsson nedir yahu?
Ugur
Tamam Ugur haddimi bildirdin sagol varol. Aman futbolcularin muhafizi olun tek elestiri getirtmeyin getirenin hakkindan gelin hemen haddini bildirin. Bu yuzden futbolumuz yerlerde surunuyor. Ben Larsson'u neden begeniyorum pek iyi anlasilmamis galiba. Larsson mutevazi bir ligten gelip, futbolun ve futbolcularin Turkiye'deki gibi yuceltilmedigi bir ligten gelip Avrupa'nin en gözde takimlarinda, onca sakatliga, bitti denilmesine ragmen yilmayip geri dönmesi kendisine her ihtiyac duyuldugunda cikip tikir tikir hem gollerini atmasi hem de fazla konusmadan isini yapmasi ile hayranligimi kazaniyor. Kendisine 35 yasina gelmesine ragmen United'tan cagri yapilmasi bu yuzden. Sence Hakan'i neden cagirmamis ta Larsson'u cagirmis United? Kac Turk futbolcusu Avrupa'nin sayili takimlarinda oynuyor: 0. Yazi ile sifir. Su ufacik Isvec su anda Inter, Arsenal, Manchester United, Chelsea, Roma gibi takimlarda takir takir oyuncularini oynatiyor. Her dunya kupasinda, Avrupa kupasinda varlar. Hakan Sukur'u görduk Parma, Bolton gibi siradan takimlarda. Turk futbolu uyduruktan dunya ucunculugu disinda kac dunya ve avrupa kupasina katilmis. Sence neden iyi bir dusunun yazana had bildirmek yerine. Cok rahatsiz oluyorum boyle alayci bir tonda had bildirme mesajlarina. Varsa bir itirazin uygarca kendi dusunduklerini katilmadigin noktalarla yazarsin. Anneler ligini ve bu ligin futbolcularini cok buyutuyorsunuz bence. Kimsenin kaale aldigi yok bizim anneler ligini ve bu ligin futbolcularini.
Estağfurullah yahu, had bildirmek falan ne haddimize.
Bilmiyorum yazdığım yazıları okuyup mu bu karara vardınız veya şu az üstteki yazıdan tümevararak mı ama, öyle "futbolcuyu koruyayım, taraftara laf getirtmeyeyim" taraklarında pek bezim yoktur.
Hakan'ın eleştirilecek çok yönü olabilir, vardır da. Ama "Bak Larsson neler yapıyor, sen neden yapamıyorsun / yapamadın" eleştirisini son derece manasız buluyorum. Biri forumda bana gelip "Bak X ne güzel yazılar yazıyor, sen yazamıyorsun" dese "ee" derim en fazla. Hakan Şükür'ün dünyadaki en süpersonik forvet olma zorunda olduğu kanısına, veya onu geçtim Larsson'dan daha iyi bir futbolcu olması gerektiği kanısına nasıl vardınız, onu anlamıyorum. Bu tarz bir eleştiriyi bağcıyı dövmek için "Fransa'da şahane üzüm yetişiyor, sen neden yetiştirmiyorsun" diye bahane yaratmaya benzetiyorum.
Hakan bence Larsson'dan daha kötü futbolcu değildir, ama velev ki olsun, ee? Hakan teknik yetenekleri kısıtlı olan bir futbolcudur, küçük yaştan itibaren de altyapı alanında maalesef ileri olmayan bir ülkede yetişmiştir. Bütün bunlara rağmen yine de dünya çapında bir isim yapmıştır. (Türkiye kısmını tartışmıyor bile.)
İlk mesajımda da değinmiştim, arada kaynamış sanırım. Larsson'un oynadığı Avrupa'nın en gözde takımları nedir? Futbolculuk yaşamının 11 yılını geçirdiği Celtic/Feyenoord mu? Hakan'ın oynadığı Parma/Inter/Blackburn/Bolton sıradan da bu takımlar Avrupa'da başa mı güreşiyor? Bunlardan hangisi Galatasaray'dan daha önde gelen kulüplerdir, hele hele o zamanlar? Barcelona ile 30 küsür, Manchester'la 1 maça çıktı diye mi söyleniyor bunlar?
Hakan'ın kusurları vardır elbet, bir kısmı kendi karakterinden kaynaklansa da çoğunun asıl kabahatlisi sosyal etmenlerdir. Altyapı sorunu varsa bunun da mı sorumlusu Hakan?
Bunları dedikten sonra, bir kaç şey eklemek istiyorum. Tartışma üslubundan falan bahsediyorsunuz ama "ağza laf yapıştırma/straw man" sizin bu üslupda kendine kalıcı bir yer edinmiş sanırım. Ben "Bizim lig dünyada kendine şahane bir yer edinmiştir, Türk futbolu süper enfes, Türk takımları Avrupa'nın sayılı takımlarını parsellediler, Kimse futbolcuları eleştirmesin, Dünya Türk olsun" vb. gibi iddialarda bulunmadım, ama sağolun belki bir gün bulunurum diye cevaplarını şimdiden vermişsiniz. (Yine biraz sarkastik oldu, Allah beni kahretmesin
)
Cevabımızda müstehzi bir üslup hakimdi elbette, ama cevabın "uygarca olmadığını" iddia ederseniz (ki ediyorsunuz sanırım), kimin kime haddini bildirmeye kalktığını tekrar düşünün derim.
Sevgiler,
Ugur
Posted: Fri Jan 12, 2007 1:19 am
by Kenan Atak
Tamam Ugur kusura bakma ben yanlis anlamisim. Yanlis anlamanin da etkisi ile ben de dokundurma yaptim biraz. Kapatalim gitsin.
Bu arada Roma'ya bir Isvecli daha gitti. Christian "Chippen" Wilhelmsson Roma'ya Nantes'dan kiralik gitti. Yahu resmen kiskaniyorum su tahta bacaklari. Bu herifler sadece pazarlama ve iliskilerle gitmiyorlar, nasil oluyor da bu kadar berbat bir lig dunyanin en iyi takimlarina oyuncular veriyor sasiriyorum. Hasan sen bunu aciklayabiliyormusun? Ben aciklayamiyorum. Yoksa tahta bacak kavraminda mutabikiz.
Ha bu arada Osman'in dediklerine de katiliyorum. Bakin basketcilerimiz genelde cok daha egitimli bir tabakadan geliyorlar. Zaten yuzlerine de yansiyor. Yani Bizim Hasan Sas, Umit Karan falan gibi 'ölu balik' gibi bön bön bakmiyorlar. Cogu da Avrupa ve ABD'de önemli takimlarda oynuyorlar. Zaten ben baskette yakin zamanda bir Avrupa sampiyonlugu bekliyorum ve inanin basket beni daha cok heyecanlandiriyor artik.