Page 1 of 2

Haluk Ulusoy'a 11 yıl hapis davası

Posted: Thu Oct 26, 2006 1:51 pm
by Ismail Gezer
Haluk Ulusoy'a 11 yıl hapis davası

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "hizmet nedeniyle emniyeti suistimal ettikleri" gerekçesiyle, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, eski başkan vekilleri Ata Aksu ve Orhan Saka ile eski Mali İşler Koordinatörü Haldun Kozakoğlu hakkında, 1 yıl 9’ar aydan 11 yıl 3’er aya kadar hapis istemiyle dava açtı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçlarını Soruşturma Bürosu savcılarından Abdullah Ayhan Şan, Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığının ihbarı üzerine başlattığı soruşturmayı tamamlayarak, iddianame hazırladı. İddianame, Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, Futbol Federasyonu Başkanı Ulusoy, eski başkan vekilleri Ata Aksu, Orhan Saka ve eski Mali İşler Koordinatörü Haldun Kozakoğlu’nun, "kendilerine teslim edilen kurum parasını, 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile usulünce yürürlüğü talimatlara, yönetim kurulu kararlarına ve iç genelgelere aykırı biçimde, kendileri veya başkalarının çıkarı için sarf ettikleri" kaydedildi.
İddianamede ayrıca, Trabzon’da yapılan inşaatın kontrolörlük görevini gerçekleştiren Cahit Erdem ile Sayım Adanur’un da "asli-maddi fail" sıfatıyla suçlara iştirak ettikleri belirtildi.
Sanıklar Haluk Ulusoy, Ata Aksu, Orhan Saka ve Haldun Kozakoğlu’nun, lehlerine olan 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 510, 522 ve 80.
maddeleri uyarınca 1 yıl 9’ar aydan 11 yıl 3’er aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Cahit Erdem ve Sayım Adanur hakkında da yine eski TCK’nın 510. ve 522. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.

MİLLİYET

Posted: Thu Oct 26, 2006 4:05 pm
by Mehmet Marsan
Konu kirliligi olmasin diye basindan alinan yazinin altina asiyorum. Konularin alakasi yok.

Hincal yazicak konu meth edilecek lokanta bulamayinca AY ye laf ediyor.

Bugunku SABAH dan
Aziz Yıldırım kimliği ve Fenerbahçe!..

Bu ülkede spor gerçekten güzel bir rekabet içinde yapılır, bunun en güzelini de "ezeli" sıfatı ile Fenerbahçe ve Galatasaray sergilerken, ki ben bu devre yetiştim, hava nasıl değişti, "Rekabet" sözcüğünün yerini, nasıl sporda asla olmaması gereken "düşman" kelimesi aldı, iyi düşünmek gerek..
Ben çocukken, Kadıköy'de "FenerbahçeGalatasaray Bayramı" yapılırdı.. Olimpik.. Yığınla sporda, sarı lacivert ve sarı kırmızı formalar yarışırdı.. Atletizm, yüzme, kürek, yelken başta.. Her iki kulübün taraftarları, gerçekten bayram havası içinde izlerlerdi, yarışmaları..
Bugün, geçiniz bayramı, bir FenerGalatasaray maç günü, üzerinde, ya da arabanda sarı kırmızı renkle Kadıköy'de dolaşmak insanı hastanelik edebilir..
Mesele sadece FenerbahçeGalatasaray ilişkilerinde olsa, bir ölçüde anlamak mümkün.. Ne var ki, düşmanlık, özellikle Fenerbahçe düşmanlığı nerdeyse bütün kentleri sarmış..
Fenerbahçe her gittiği stada ağır baskı altında kalıyor ve oynuyor. Taraftarları kent sokaklarında rahat dolaşamıyor..
Neden?.. "Düşman" sözcüğünü spor sözlüklerine, Fenerbahçe'nin bir önceki başkanı soktu ilk.. "Fenerbahçe düşmanları.. Fenerbahçe düşmanları.." tekrarlarını dilinden düşürmeyerek ilk tohumları ekti.. Ektiği sadece sözcük değildi. Konuşmaları, tavrı, tutumu ile öylesi nefret toplamaya başladı ki, hayalinde yarattığı "Fenerbahçe düşmanları" giderek gerçek olmaya başladı.
Onun ardından gelen Aziz Yıldırım döneminde ise Fenerbahçe düşmanlığı en ücra köşelere kadar yayıldı.
Niye başka kulüp değil de Fenerbahçe?..
Bugün ülkedeki Fenerbahçe nefretinin baş kahramanları Aziz Yıldırım, onun tetikçileri ve emrindeki Kutsal İttifak medyasıdır..
Bu tetikçiler ve medyanın, Fenerbahçe'nin de üstüne çıkardığı Aziz Yıldırım Kimliği, yurt çapında Fenerbahçe nefreti yaratıyorlar ve körüklüyorlar. Tetikçilerin adını anmaya gerek yok.. Aziz Yıldırım onları kullanıyor ve çöpe atıyor. Kutsal İttifak medyasını bu köşeyi okuyanlar zaten biliyor ve tanıyorlar. Bu yazının konusu onlar da değil. Bugün Aziz Yıldırım kimliği üzerinde durmak istiyorum..

Geçen hafta GalatasarayFenerbahçe voleybol maçından bir fotoğraf.. Aziz Yıldırım orada.. Bu güzel bir şey.. O gün kulübünün voleybol maçının olduğundan dahi habersiz Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın'la mukayese ederseniz, hatta harika bir örnek, Yıldırım'ın minik, pespaye bir voleybol salonunda olması.. Hele günümüzde, FenerGalatasaray maçı olur da, olay olmaz mı?.. Gene ufak bir olay ve bakıyorsunuz Aziz Yıldırım, şeref tribününden kalkmış, kendisini olayların içine atmış.. Bu ilk mi?..
Hayır!.
Hangi Fener maçında olay varsa, Yıldırım olayın içinde.. Hatta polislerin görev yapmasını engelleyerek, onlara bağırıp çağırarak, emirler yağdırarak..
Neden?. Sen güvenlik sorumlusu musun?. Komiser misin?.. Bir kulüp, hem de Fenerbahçe gibi bir kulüp başkanı olmanın vekarı içinde gelsen ve gitsen olmaz mı?..,
Olmaz.. Çünkü tribünde popülizm var. Kendini kaldırıp oraya atarsan, holigan Fenerlilerin gözüne girersin.
Burası önemli.. Çünkü holigan çeteler kulüpte çok etkili.. Her kulüpte çok etkili ne yazık ki.. Holiganlara "Bakın sizinleyim" şovu yapmak, Aziz Yıldırım kongrelerinde çok yarar sağlar.. Peki bu durumlarda polisin gerçekten Yıldırım'a Emniyet Müdürü muamelesi yapmasına ne demeli?.

Geçen hafta Aziz Yıldırım bir başka olayla da manşetlere çıktı. Resmen eşek muamelesi yaptığı iki yönetici, başkanın kendisinden başkasını tanımaz, adam yerine koymaz, despot, tiran tutumuna daha fazla dayanamayıp istifa ettiler.. İlhan Ekşioğlu ve Rahmi Eyüpoğlu, hem de haksız yere, hem de herkesin içinde ilkokul öğrencileri gibi azarlanmayı gururlarına yediremediler ve gittiler..
Daha doğrusu "Gidenler kervanı"na eklendiler.. Türkiye Gazetesi "Yıldırım Değirmeni" diyor.. 40 kişiyi öğütmüş bugüne dek.. İçlerinde bu kulübün en sevilen, en sayılan, en tanınan isimleri var..
Uğur Dündar, Atilla Kıyat, Gürbüz Refioğlu, Sadettin Saran, Hakan Bilal Kutlualp, Orhan Eyüpoğlu.. Şadan Kalkavan, Selim Soydan, Ertuğrul Hataylı, Tahir Kıran, Murat Aşık, Hamdi Akın.. Daha kimler kimler..
8 yılda sıraya girenler sadece yöneticiler değil.. Tam 11 teknik direktör de nasibini almış Yıldırım'dan, takımı şampiyon yapanlar dahil..
Bariç, Cemşir Muratoğlu, Löw, Rıdvan Dilmen, Zeman, Turan Sofuoğlu, Mustafa Denizli, Lorant, Oğuz Çetin, Tamer Güney, Daum!.
40 yönetici, 11 teknik direktör.. Hepsi hatalı, hepsi yanlış, bir tek Aziz Yıldırım doğru.. Mümkün mü?..
Kutsal İttifak medyası Aziz Yıldırım'ı göklere çıkarmak için durmadan kaçak, yasadışı, ruhsatsız yapılan inşaat işlerini ileri sürüyor. Çünkü sportif başarı yok..
Sokağa atılan milyonlarca dolar karşılığında bu sekiz yıl içinde uluslararası alanda tek Fenerbahçe başarısı kayıtlı değil.. Türkiye standartlarının çok üzerinde fiyatlarla kurulan futbol takımları Avrupa'nın şamar oğlanı..

Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'nin başında olması ve kalması, sadece kulübü değil, Türk sporu için de bir talihsizliktir.

Posted: Wed Nov 15, 2006 6:50 am
by Eren Aykın
Haberin Fanatik'teki verilis tarzi da tam amigolara yakisacak sekilde:

Simdi ne olacak?
Teftis ve Denetleme Kurulu, Ulusoy ve arkadaslarinin olaganustu kongre karari almasini tavsiye etti. “Olumsuz rapor gelirse yetkimi kullanirim” diyen Bakan Sahin’in genel kurulu toplamasi bekleniyor. Federasyon aciklama yapmiyor. Kurallar acik... 80 delege oy verirse, Genel Kurul yakin...
Teftis Kurulu acikladi
Ve Turk Futbolu’nda beklenen oldu!.. Basbakanlik Teftis ve Denetleme Kurulu, Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’nin 10 yila varan hapis istemiyle dava actigi Haluk Ulusoy ve arkadaslarinin olaganustu kongre karari almasini onerdi. Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’nin Haluk Ulusoy, Ata Aksu, Orhan Saka ve Haldun Kozakoglu hakkinda ‘Federasyon’un parasini kendileri veya baskalarinin cikari icin sarf ettikleri’ gerekcesiyle dava acilmasinin ardindan dun de Basbakanlik Teftis Kurulu, Federasyon’un olaganustu kongreye gitmesini tavsiye etti.
...
Adaylar belli gibi...
‘Genel Kurul toplansin’ demesi beklenen Bakan’in gundem belirleme yetkisi bulunmuyor. Bu nedenle ya TFF Yonetim Kurulu secim onerisinde bulunacak ya da 80 delege secim amacli onerge verecek. FIFA ile de ‘Futbola siyaset karismasi’ konusunda sikinti yasanacagi kesin gibi gozukuyor... Secim yapilmasi halinde ise Turkiye Futbol Federasyonu’nun yeni baskanligi icin adaylar da yavas yavas one cikmaya basliyor... Kulislerde konusulmaya, isimleri anilmaya baslayan ilk adaylar; Mehmet Ali Yilmaz, Ayhan Bermek, Hasan Dogan, Levent Kizil, Mahmut Ozgener ve Hamdi Akin...
Sadettin Saran: Once Fener
Haluk Ulusoy’a acilan dava nedeniyle olasi Futbol Federasyonu Baskanlik secimlerinde adaylar arasinda ismi gecen Sadettin Saran’in bu gorevi simdilik dusunmedigi ortaya cikti. Yakin cevresine su an tek hedefinin Fenerbahce Baskanligi oldugunu dile getiren basarili isadaminin “Turk futboluna tabii ki hizmet etmek isterim, ediyorum da. Futbol Federasyonu Baskanligi’ni bana layik gorenler demek ki beni o koltugu yakistiriyor. Bir cok Anadolu kulubunden de buyuk destek var. Belki bir gun o gorevi de basariyla yaparim ancak oncelikle Fenerbahce’nin basinda buyuk basarilar kazanmak istiyorum” dedigi ogrenildi.


"Sonunda beklenen oldu, 80 imzaya bu is tamamdir" havasinda verdikleri haberin sonuna bir de "FIFA ile sorun yasanacagina kesin gozuyle bakiliyor" lafini eklemisler. Nedenini nicinini arastirmak, boyle bir kararin siyasal ve etik acidan uygunlugunu irdelemek yok. Olur artik o kadar, Turk futbolu zaten dususte bir de FIFA'yla sorun yasamak o kadar da yipratmaz, onemli olan: "Once Fener"

Posted: Wed Dec 20, 2006 8:41 pm
by Levent Guntay
Hurriyet'ten.

2004-2005 sezonu ile ilgili iddialar konusunda Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendirdiğini hatırlatan Şahin şöyle devam etti: "Rapor elime çok yeni geldi. Şu anda iş başında bulunan federasyonun bazı iddiaların üstüne gitmeyerek savsakladığı yönünde ve özellikle geçen sezon oynanan Denizlispor-F.Bahçe maçı öncesi ve sonrası ile ilgili de kusurlu olduklarını gösteren bir rapor var. Önümde Genel Kurul’un olağanüstü toplantıya çağrılması lüzumunu gösteren 2 ayrı rapor bulunuyor."

Haberin tumu.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/5645365.asp?gid=53

Bakan Sahin Haluk Ulusoy'dan rahatsiz oldugunu ifade etmis ve ciddi olaylarin uzerine gitmedigini soyleyip ozellikle de Denizli-Fenerbahce macini vurgulamis. Bakanin kimi sucladigi anlasilmiyor, bu macin tartismasinin uzerinden oldukca gecti, bir bilen varsa aydinlatirsa sevinirim. Iddialar kimin uzerinde, oyuncular mi, hakem mi, kulup baskani mi, baska kulupler mi, Fenerbahce tarafi mi, Denizli tarafi mi?

Teknik olarak sampiyon olmak zorunda olan bir takim ile, ligde kalmak icin puana ihtiyaci olan bir takim arasindaki macta nasil ciddi sike iddiasi olur hafsalam almiyor. Olsa olsa macin bilincli olarak uzatilmasi sozkonusudur. Denizli baskani da bunu gundeme getirmis. Benim hatirladigim kadariyla, butun maclar uzamisti, fakat Denizli maci diger maclar bittikten sonra bir 3-4 dakika daha fazla oynandi. Iste o 3-4 dakikada Fener'e yatmaliydi Denizli. Yatmadi, beraberligi birakmadi simdi bunun bedelini oduyor.

Fenerbahce hakkinda sike ve tesvik primi iddialari bangir bangir gundemdeyken, gecen seneki Denizli-Fenerbahce macini gundeme getirmek milletle dalga gecmektir, ortami sulandirmaktir. Bence, Fener mazlum durumuna konulmak isteniyor, tum olan bu.

Posted: Fri Jan 05, 2007 11:22 am
by Savas Macun
Bugun gazetelerde carsaf carsaf aciklamasi var, insanlari tehdit etmekle sucluyor, baski kurmakla sucluyor.Bir nevi Aziz Yildirim'in kendisi ve ahalisi icin su sike davasindan sonra soylediklerini cagiristiriyor..AY ne demisti " TFF'de bu pisligin icince"..HU'da "Devlet'te bu pisligin icinde" demeye getiriyor lafi.

Imdiiii, TFF 1 sene basti cezayi sonra 5 aya indi, Peki bu nursuz hayirsiza cezayi kim nasil verecek?Veya "kendisi bize hic sayiyor, saygi duymuyor"derken kendi yaptigina ne diyecek??


Selamlar
Savas

Posted: Fri Jan 05, 2007 1:09 pm
by Ali Gursel
Savas Macun wrote:Bugun gazetelerde carsaf carsaf aciklamasi var, insanlari tehdit etmekle sucluyor, baski kurmakla sucluyor.Bir nevi Aziz Yildirim'in kendisi ve ahalisi icin su sike davasindan sonra soylediklerini cagiristiriyor..AY ne demisti " TFF'de bu pisligin icince"..HU'da "Devlet'te bu pisligin icinde" demeye getiriyor lafi.

Imdiiii, TFF 1 sene basti cezayi sonra 5 aya indi, Peki bu nursuz hayirsiza cezayi kim nasil verecek?Veya "kendisi bize hic sayiyor, saygi duymuyor"derken kendi yaptigina ne diyecek??


Selamlar
Savas
Birine herhangi bir konuda devletin ceza vermesi icin ilk once o kisinin bir suctan hukum giymesi gerekir (Patagonya'da bile). AY bir yonetmeligi bir maddeyi cignemis, HU neyi cignemis bu sozleriyle?

Taraftar gruplari birini nursuz buldu falan diye devlet ceza vermiyor, oyle olsaydi kimler iceride olurdu, tahmin edersin.

Ben sahsen Haluk Ulusoy'un devlet ve baskilar karsisinda dimdik durusuna bayiliyorum. Ayrica Ulusoy tam herkese adamina gore muamele yapan bir kisi, neka ekmek oka kofte bu adamda, gercekten harika.

Ali

Posted: Fri Jan 05, 2007 1:13 pm
by Hasan Tezcan
Herkes hizaya gelsin. AY birak TFF'yi kulupler birligini hice saymakta. Sadece
o mu dogruyu biliyor? Kapris yapmasin, hizaya gelsin. FB herseyin ustunde
degil.

Posted: Fri Jan 05, 2007 2:34 pm
by Savas Macun
Hasan Tezcan wrote:Herkes hizaya gelsin. AY birak TFF'yi kulupler birligini hice saymakta. Sadece
o mu dogruyu biliyor? Kapris yapmasin, hizaya gelsin. FB herseyin ustunde
degil.
Bir kere TFF Kulupler Birliginden daha ustun olmak zorunda kurum olarak.Kulupler Birliginin hic bir yaptirimi veya icraati yok.

Ikincisi KB'nin ne oldugu olmadigi tek bir toplantida ortaya cikti, FB bas bas bagirirken herkes sucladi ama simdi cikar catismaslari FB ekseninden cikinca herkesin iki yuzlulugu ortaya cikti.Kapatalim diyenler bile var, e peki adama sormazlar mi ne hakla bunca yildir FB ve AY laf ettiniz diye?Garibim Ozhan Canaydin'da devlete mi HU'a mi yaranayim derken iki ates arasinda kaldi ama o bilir isini, elbet siyrilir bundan da.

Bu hizaya gelme lafi da cok komik, hani insanlar vardir ya devlet insan icin mi insan devlet icin mi.Kimse kimseyi hizaya sokmak durumunda degil, hak ve hukukun oldugu ve adil dagiltildigi yerlerde boyle beyazit'ta uc-bes kisiyi sallandiralim ve hizaya gelin mantigi sokmez.


Selamlar
Savas

Posted: Fri Jan 05, 2007 5:04 pm
by Hasan Tezcan
Savas Macun wrote:Bu hizaya gelme lafi da cok komik, hani insanlar vardir ya devlet insan icin mi insan devlet icin mi.Kimse kimseyi hizaya sokmak durumunda degil, hak ve hukukun oldugu ve adil dagiltildigi yerlerde boyle beyazit'ta uc-bes kisiyi sallandiralim ve hizaya gelin mantigi sokmez.


Selamlar
Savas
'Kendini bir mok zannetme' demek istemistim sen olayi nerelere cektin.
FB USA kafa yapisina burunmus daglari taslari dövuyor farkinda degil.
Beraber olup daha saglikli bir ortam yaratmak yerine kendi cikarlarini
savunmak ile mesgul. Bu tavir yapici degil, bir konfrontasyon politikasidir.
KB ile neden barisik degil bugune kadar anlamis degilim mesela. Neden
TFF ile barisik degil, bunu da anlamiyorum.

Posted: Fri Jan 05, 2007 5:20 pm
by Ali Gursel
Hasan Tezcan wrote:'Kendini bir mok zannetme' demek istemistim sen olayi nerelere cektin.
FB USA kafa yapisina burunmus daglari taslari dövuyor farkinda degil.
Beraber olup daha saglikli bir ortam yaratmak yerine kendi cikarlarini
savunmak ile mesgul. Bu tavir yapici degil, bir konfrontasyon politikasidir.
KB ile neden barisik degil bugune kadar anlamis degilim mesela. Neden
TFF ile barisik degil, bunu da anlamiyorum.
Cunku disariya karsi kapanmis, kendi icinde alternatif bir gerceklik uretmis, herkes bize dusman, biz harika muthisiz, korkuncuz, herkese kapak taktik, herkes ise bizimle ugrasiyor tipi bir soylem uretmis kisacasi bir kismi paranoyaklasmis bir grup insandan bahsediyorsun.

Boyle ortamlarda kimse ozelestiri yapmaz, kurumun kendi icinden elestiri gelmez, yanlis giden hersey ama hersey disarida birilerine yuklenir. Sen mesela alti ayda bir son derece kariyerli hocalari kovarsin, takimin sacmalar, suclusu TFFdir, Avrupa'da sacmalarsin, bu sefer hakemler ve TFFdir. Yaptigin tum iyi seylerin kredisi senindir, kotu giden isler ise disarinin sucudur.

Elestiri yapmaya kalkan falan olursa, ya da yapilan islerde hakki olup bunu ifade eden olursa tasfiye edilirler (tek adam modelinde boyle hareketlere tahammul olmaz). Etrafindan bir suru insan ismi kirlenerek uzaklastirilir, ne Kutlualp, ne Saadettin Saran kalir, bunun gibi bir suru insan tu kaka olur.

Bu ideoloji surekli kavga ve disarida yaratilacak dusman ister, ha bir de bunu takip edecek kadar elestiri duygusunu yitirmis bir fanatiklik. Savas da o da bende var zaten diyor. Yanlislik AY'den gelirse "adamina gore muamele eden yuce lider" baskasindan gelirse elestiri mevzuu olur.

Eger futbolla gunluk problemlerinin caresi olarak ilgileniyorsan ve tatmine ihtiyacin varsa guzel ideoloji, ha futbolun icine eder, ama o kimin umurunda.

Ali

Posted: Fri Jan 05, 2007 5:33 pm
by Savas Macun
Hasan Tezcan wrote:
'Kendini bir mok zannetme' demek istemistim sen olayi nerelere cektin.
FB USA kafa yapisina burunmus daglari taslari dövuyor farkinda degil.
Beraber olup daha saglikli bir ortam yaratmak yerine kendi cikarlarini
savunmak ile mesgul. Bu tavir yapici degil, bir konfrontasyon politikasidir.
KB ile neden barisik degil bugune kadar anlamis degilim mesela. Neden
TFF ile barisik degil, bunu da anlamiyorum.
1) FB tabii ki kendi cikarlarini savunacak, sonucta bir CHARITY degil.Varolmasi ve yasamasi icin belli basli cikarlarini gozetmekle yukumlu, tipki diger Kulupler gibi.

2) FB'nin KB'ne karsi cikmasinin cok basit bir temel sebebi var.Aslinda bu sorun FB'nin degil tum 4 buyuklerindi.Cavcav baskanken, 4 buyuklere danismadan emrivaki ile yayin gelirleri konusunda TFF'na KB adina bir karar bildirildi.Bunu yaparken de 4 buyuklere danisilmadi ve oldu bittiye getirildi.Bunun da bas aktorleri Cavcav ve Cemal Aydin'di.Bunun uzerine 4 buyuk kulup aralarinda anlasarak tavir aldilar ve daha da onemlisi DAVA ACTILAR.Ancak baska hesaplar isin icinde girince diger 3 buyukler geri adim atti ve bir anda Ozhan Canaydin baskan secildi.KB'nin asil amaci TFF'a baski kurarak kuluplerin isteklerini ve ihtiyaclarini halletmekti.Ancak birlik kendi icinde birlik olamayinca-bunun bir cok ornekleri mevcut,gecen haftaya bakmakta yarar var-FB "ben bu birlige inanmiyorum ve tavrimi da takiniyorum dedi.Bundan daha dogal bir sey olabilir mi?

3)TFF'na karsi olmasinin sebebi cok basit.Kimse unutmasin ki CINE 5 zamaninda havuz konusunda Ali Sen tavir almis ve FB maclarini yayinlattirmiyordu, AY baskan olur olmaz HU ile bulustu ve uzlasarak cozum saglanmasina katkida bulunmustu.Bunu kimse hatirlamiyor veya isine gelmiyor tabii.

TFF ise ipin ucunu coktan kacirdi ve gene FB tavir aliyor,muhalefet ediyor vesaire.Bunada sonuna kadar hakki var.

Biliyorsunuz Kupa maclarinin tarihi bir anda degisti.Bunun da seebebi 3 buyuklere verilen cezalarin infazini ayarlmakti, halbuki diger kulupler hice sayildi.Bursa bas bas bagirdi.Kamp donemini ona gore ayarladik, ozel turnuvaya katilmadik ve 300 bin YTL'den olduk diye.Bunlar somut.Oysa TFF ise biz kuluplere danistik 11 tanesi olumlu cevap verdi diyerek isin icinden siyrildi.Simdi zaten kutuplasma mevcut, Halukcular ve olmayanlar seklinde ikiyer ayrildi.En atesli savunucu ve akraba BJK bile cikip bize kimse bir sey sormadi dedi.

Bunun gibi bin tane uygulama var keyfi olarak yapilan.

Yukarida dedigim gibi, AY TFF icin ne dediyse HU'da kalkip onune gelene soyledi.Hadi AY tu kaka, yanlis yapti saygisiz davrandi ve cezasi kesildi.Peki bu adama cezasi nasil kesilecek, hangi talimat veya yonetmelik cezayi kesecek buna.Hadi diyelim magdur olan HU, e o zaman magdur olma hakki yok mu FB veya AY'in? Cok subjektif bunlar ve FB'nin subjektif olma hakki var, herkesin var ama TFF'in veya HU'un yok boyle bir hakki.


Selamlar
Savas

Posted: Sat Jan 06, 2007 3:32 am
by Can Baysan
Zamanlar değişiyor, mekanlar değişiyor, görüntüler değişiyor. Böyle olunca tabii insan da değişiyor... Bundan üç yıl öncesinde bana Haluk Ulusoy'la ilgili -şu veya bu sebeple- tek bir olumlu cümle sarfedeceğim söylenseydi ya düşüm bayılırdım ya da karşımdakini tokatlardım herhalde...

Herkes olayın bir cephesinden bakış fırlatmaya çalışıyor ama en önemli püf noktası ihmal ediliyor.

Şu sıralarda Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy'la Fenerbahçe Kulübü arasında alevlendiği zannedilen; bir adalet ve hakkaniyet çekişmesi değil, meşru kuvvetlerle meşru olmayan kuvvetlerin çeşitli perde arkası kulis mekanizmalarını faaliyete geçirerek birbirine sürekli ateş sıktıkları ya da cephe aldıkları bir komplolar bütünüdür.

Haluk Ulusoy'un kişi olarak Fenerbahçe'ye hoşnutluk beslediğini söylemek mümkün değil. Gerekmiyor da zaten. Kişioğlu, istediği varlığı kendi özgür iradesine göre sevip sevmemekte serbest. Bu kavgada ise, birilerinin şikayet mevzuu yaptığı, Türk futbolunun en büyük koltuğunda oturan kişinin kulüplerarası yaklaşımlarının, tarafsızlık ilkesi çöpe atılmış bir mesafeye oturduğu ve bazı kulüplerin bundan olumlu istifade ederek kayırıldığı, bazılarınınsa gerek saha gerek sahadışı zeminlerde her seferde haksızlığa uğratıldığı şüphesi...

Tespitleri ortaya koyarken gerçekçi ve nesnel bir bakış açısı seçmekte yarar var: Aziz Yıldırım kişisi, lig şampiyonluklarının sahada değil başka mecralarda kazanıldığını öğrendiğinden beri Türk futbolunu avucunun içine alıp yönetmek istiyor! Bu amaca yürürken seçtiği yol, beklendiği gibi kulüp başkanlığından istifasını verip ilk seçimde Federasyon'un birinci adamlığına adaylığını açıklamak filan değil... Yıldırım'ın kafasında; Türk futbolunun iplerini elinde tutarken eşzamanlı olarak Fenerbahçe Kulübü içinde de elinde tuttuğu mevzileri sonuna kadar koruyup kollama planı var, Fenerbahçe'ye bu yolla "daha çok faydalı" olabileceğine inanıyor; Levent Bıçakcı örneğinde de öyle olmamış mıydı: Yönetim Kuruluna azılı bir militan, Milli Takımlar Sorumluluğuna bir başka "has adam", Disiplin ve Tahkim Kurullarına kendisinin komutasından çıkmayacak birer emir kulu... Bu kadrolaşma sayesinde Bıçakcı döneminin Fenerbahçesi her cephede el bebek kollanıp güle oynaya şampiyonluklara yürümemiş miydi, arkasında bıraktığı onca gözü yaşlı Anadolu takımı, hakkı yenmiş mağdur insanlar bırakarak?..

Aziz Yıldırım'ın amacı bellidir ve acımasızdır; Futbol Federasyonu'nun başına diğer bazı federasyonlara yaptığı gibi (Örneğin Yüzme) Fenerbahçe kayyumu atamak, böylece her alanda cepheleşerek, sahaiçinde kaybetme ihtimali bulundurduğu olası şampiyonlukları dışardan birtakım müdahalelerle tescil ettirmek!

İnanınız ki; yaptıkları, yapacaklarının garantisidir.

Haluk Ulusoy, her türlü baskı, yalan, iftira, saldırıya rağmen, Fenerbahçe Başkanı'nın bu sinsi niyetine vargücüyle direndiği için Galatasaray taraftarının takdirini kazanmıştır.

Şimdi burada ne olduğu anlaşılamayan bazı menfaatlerle Yıldırım'ın arkasından gidip Ulusoy'u koltuğundan indirme manevralarına başlayan Anadolu kulüplerinin başkanlarına şaşıyorum. Fenerbahçe bu ülkede tiranlığını ilan ettiğinde, enselerine vurulup ağızlarındaki lokmalar alınacak olanlar onlar değil mi? Yok eğer, niyetleri F.Bahçe'nin arkasından değil yalnızca Ulusoy'un kellesini koparmaksa, bunu "iş işten geçmeden" açıklığa kavuşturup, kamuoyuna "gerçekten tarafsız başkan" özlemlerini bildirmeleri için zaman gelmiştir.

Ve eğer mukadderat kendini belli etmiş, Ulusoy döneminin bitiş gongları onu tarihin tozlu sayfalarına kaldırmak üzere ortalığı çangır çangır titretmeye başlamışsa; sanmayın ki Galatasaray'ın birinci adamlığı pozisyonunu işgal eden zat kendini siper edip bu gidişin önüne geçebilir; yorgan gidip kavga bittikten sonra herkes dağılır, Galatasaray da bunun üstüne bir bardak soğuk su içer!

Posted: Mon Jan 08, 2007 12:40 pm
by Soner Özaltındere
Hedeflerine ulaşmak için her yolu mübah sayan zihniyetlerin ne kadar vahşileşebildiklerinin, çirkefleşebildiklerinin bariz örneklerinden birisine daha şahit olmaktayız. Son TFF yönetimi daha göreve gelipte ciddi anlamda bir icraat gerçekleştiremeden, bazı kesimlerin sırtını sıvazlamadığı, dümen suyuna girmediğinden dolayı hedef tahtası haline getiriliverdiler. Kimseyi savunmak ne haddim, ne de vazifem.Fakat burada bazı arkadaşların, birilerinin başkalarının hakkını gasp etmeye çalışmasını hak aramak, hak görmek zannetmesi garip olduğu kadar enteresan da aynı zamanda. Recep Tayyip Erdoğan destekli, Aziz Yıldırım güdümlü bir federasyonun geçen sezon neler yaptığını hep beraber görmedik mi? Boks, yüzme, kürek ve bilmem her ne kadar federasyon varsa hepsine kancayı takıp yönetimlerini ele almaya çalışan bir faşizan zihniyetten ancak böylesi umulurdu zaten. Bundan sonra acaba sıra Fenerlilerin kafataslarını ölçmeye mi gelir acaba, kimbilir? Böylece saf Fenerli ırkını da yaratmış olabilir belki zat-ı muhterem. Bu adamın kendini Türk sporunun çobanı sanmasına birilerinin artık dur demesi lazım. Artık çayın suyu boynunu aşmak üzere...

Posted: Mon Jan 08, 2007 1:17 pm
by Can Baysan
7 imza da G.Saray'dan

Futbol Federasyonu'nu Olağanüstü Genel Kurul'a çağırmak için delegelerden toplanan imzalar bugün federasyona veriliyor. F.Bahçe'den sonra G.Saray'ın da 7 imza vermesiyle toplam sayının 110'a ulaştığı bildirildi. Sarı kırmızılı takımda dün yapılan yönetim toplantısı sonrası toplanan 7 imza başkan Özhan Canaydın'a sunuldu. Başkan da bugün bu imzaları Bursaspor Başkanı Levent Kızıl'a verecek. İstanbul'da bulunan Kızıl, Olağanüstü Genel Kurulla ilgili şu aşamada konuşmak istemediğini belirterek, "İmzaları yarın (bugün) federasyona vereceğiz. Bunu da bir basın toplantısı ile duyuracağız" ifadesini kullandı. (Sabah/8 Ocak)
Türk futbolunun temeline dinamit koyacak, G.Saray'ın geleceğini karartacak böyle bir ihanet kararının altına G.Saray yönetimi imza atıyor. Başkanlık koltuğundaki zat, adaletin şalterlerini kendi elleriyle çekiyor. Galatasaray'a yapılmış en büyük Brutüs'lüğü, G.Saray tarihinin en başarısız yönetimi koşa koşa gerçekleştiriyor. Biz burda ne söylesek boşuna...

Posted: Wed Jan 10, 2007 5:00 am
by Savas Macun
Kuluplerin bir an once duzgun bir aday veya olusum icin calismasi lazim artik.Dun Mehmet Demirkol'un yazisinda okudum veya gayet guzel ve ilginc geldi.

La Liga'da ornegin kulupler birligi sirket kurmus ve bu sirket ligin tum isleriyle ilgileniyormus sadece.Boylece Federasyon sadece Milli Takim ve altyapi ile ilgieniyormus.

Kulupler birligi bos islerle ugrasip kutuplasmalara neden olacagina boyle bir icraatlar uzerinde calissa cok daha iyi olur.

Ne bileyim veya TFF delegeleri federasyonda calisamaz, calisirsa oy kullanamaz gibi basit kurallar getirilsin.Bugun HU'un kurdugu saltanatin nedeni belli, bircok delege TFF bankamatik memurlari gibi.Hal boyle olunca kimsede kalkip ekmek yedigi yeri pisletmez oyle degil mi?

Yok mu herkesin uzerinde uzlasma saglayacagi adam gibi bir isim ve aday.Eminim isteseler 1 saat'de boyle birini bulurlar.Yeter ki niyet etsinler.

Selamlar
Savas