1997 yılından beri, israrla (veya sapiklikla) ayni yere tatile gidiyoruz, Antalya'dan 100 km civari ileride Cirali köyüne. Bu köy (Olympos ile bilinir) yakin zamana kadar bir doga harikasiydi. Carretta'larin Turkiye'de yumurta bırakma yeri olarak sectigi 12 sahadan biri, Unesco tarafindan dunya varligi ilan edilmis bir plaj (galiba araliksiz 4.5 km) 2 ayri tepesinde binlerce yillardir yandigi soylenen taslik bolge (Chimeria), agac, orman, yatay yapilasma ve tam bir koy hayati.
Ilk kez 1997 yilinda burayi kesfettigimizde cep telefonlari cekmiyordu, gazeteler saat 12.00 civarinda geliyordu ve her gazete gelemiyordu. Internet yoktu, alisveris sadece 1 bakkaldan saglaniyorken televizyon da muhtemelen 1-2 kanali cekiyordu.
Ancak kimsenin televizyon seyretmesine gerek duyulmayan bir yerdi. Aksam bahcede acik havada yildizlarin altinda yemek yedikten ve bir tek attiktan sonra sadece cekirdek citlemesi ve circirbocegi sesi ile uykudan geberip yatiyordunuz. Acik havada yeteri kadar hamak bulunuyordu ve odalarda da klima yoktu ha.
Köyün 7 kilometrelik yolunun yukarisinda Ulupinar köyü vardi, bu köy adi ile uygun, bir selalenin dagdan denize kavustugu bir yerde kurulmus. Bir yemekte, ayaklarimiz sudayken av hayvani ikram ettiklerini hatirliyorum.
10 yilda neler degisti?
Once bir hiyarin "agac evi" ile gazetelere dustu.
Sonra Istanbullu ayilar burayi kesfetti. Hurriyetin meshur orr....usu (
orrtam gur
usu ) konu hakkinda 2 yazi attirdi.
Koylu, kacak bina yapmaya basladi. Odalar yikildi, daha buyuk bungalowlar yapilmaya baslandi. Klimalar konuldu.
Bakkal, market oldu. Bahcelere televizyon geldi, arkasindan okey takimlari, sonra acentelerle anlasmalar ve toplu turist kafileleri.
Artik aksam 9.00'da yemegini yiyen ya okeye oturuyor veya televizyonda aptal Turk dizilerine yaziliyor. Herkesin elinde surekli cep telefonu, internet wireless oldugu icin 3 adimda bir laptoplu tatil yapan adamlar, tam bir goruntu kirliligi.
Yukarida Ulupinar'da da herhalde 15 restaurant olmustur. Fiyatlar Istanbul'dan pahali ve basit bir gozleme + ayran, hediyesi 5.000.-YTL.
Carrettalarin yumurta biraktigi plaj hele pazar gunleri tam bir batakhane, komurde mangalini alan Antalya'li, araba teybinden Ankara'lı Durgut esliginde piknik yapiyor. Tuhaf bir Pakistan gibi.
Cirali elden gitmis durumda.
Fethiye'nin, Marmaris'in, yolu bir zamanlar efsane olan (hatta Bodrum'a deniz motoru ile gitmenin daha makul oldugu) Datca'nin, Turunc'un, Alacati'nin, Karadeniz'in yaylalarinin bittigi gibi.
Ben Kerem'e katiliyorum. Ozumuzde gocebelik genleri oldugu icin talan ederek yayilan bir toplum genetigine sahibiz. Insanlar sadece kuru bir mulkiyet takintisinin pesinde omur geciriyorlar.
Bunu acimasizca elestirmekten bizi hicbirsey alikoymamali. Baska ulkelerde de benzer uygulamalar olmasi bana saglam bir gerekce gibi gelmiyor. Paris'te, binanin dis duvarinin mulkiyeti Devlete aittir ve balkonunuza ciceklik koymak icin Belediye'den izin almaniz ustune de okkali bir vergi odemeniz gerekir.
Turkiye'de nefes alma alanlari hizla azaliyor ve mulkiyet talani bir kultur ve sistem olarak benimsenmis durumda. Dikkat edin, Turkiye'de her koalisyon iktidari kuruldugunda en buyuk kavga Bayindirlik ve Iskan Bakanligi'nin kimde olacagi konusunda olur. Iktidar degistiginde Yuce Divanlik olunan dosyalarin cogunlugu da ayni Bakanliktir.
Bu sene Cirali'ys son kez gidecegim ve esimi ikna edersem gelecek sene ilk hedefim Yunan adalari.