Page 4 of 5

Posted: Mon Nov 05, 2007 3:29 pm
by Murat Kara
Celal Gürcüoglu wrote:(bende inanmak istemiyorum ama)
...
Takimin kimyasini bozmak Hakan icin cok zor degil.
...
Evet Hakan'a gicigim,
Bu paragrafi ciddiye almak mumkun degil elbette (sonu basina uymuyor) ama ortaya cikan sonuc Kalli'nin kafasinin karisik oldugunu gosteriyor. Eger Hakan vs.nin olaya bir etkisi varsa TD'nin on etkisi olur. Ipler TD'nin elinde.

Kalli'nin, sakatliklar nedeniyle oyuncularin form durumlari bozulunca, ne yapacagini sasirmis bir hali var. Zaten oyuna mudahaleleri zayif ve sana bakip beni goruyor bu konuda, uzerine bir de ilk onbiri kurarken sacmalamasi eklenince durum vahim hale geliyor.

Bu maclarda form durumu kotu de olsa sakatligi gecen kaliteli oyunculari oynatmasi lazim. Yoksa nasil form kazanacak o adamlar.

Posted: Mon Nov 05, 2007 3:51 pm
by Murat Biricik
Ilk calıstıgım sirkette PaineWeber den ayrılma Dallas, TX lı patronumdan su anda calıstıgım firmaya kadar benden senior pozisyonda olanların devamli dillendirdikleri "KISS" principle vardır.

"Keep It Simple Stupid". Cokta dogrudur.

Sakat varmıs, formsuz oyuncu varmıs, acaba onu burda denesek ne kadar verim alabiliriz, ve envayi cesit Zihni Sinir poreceler. Hepsini geciniz, bu fikirleri mumkunse bir torbaya doldurunuz, Sarayburnundan denize sallayınız. Nereye giderse gitsin.

Sion da, Denizli macında ve Antep macında yapmaları gereken buydu. Keep It Simple Stupid. KISS principle. Bu kadar!

Posted: Mon Nov 05, 2007 3:52 pm
by Celal Gürcüoglu
Ciddiye alinmayacak oyle seyler var ki aslinda gercek olan. Neyse Hakan meselesini daha cok budaklandirmiycam. Bu arada Hasan Tezcan'in da hakkini vermek istiyorum. Umit Karan icin dediklerine katilmazken simdi hakli oldugunu goruyorum. Gerci Umit'in hala son vuruslari cok iyi yapan bir golcu oldugunu dusunsemde, bu seneki formunu neye borclu oldugunu cok merak ediyorum. Bir futbolcu cok iyi olabilir ama takima faydasi ile onun iyiligini olcmek lazim. Bence Lincoln Alex'den daha iyi futbolcu ama Alex'in takimina faydasi daha cok. Umit iyi olsa ne yazar. Takima faydasi (penalti kazandirmalarini saymazsak) bu sene hemen hemen hic yok gibi. Ustelik Hakan'da sakat iken. Takimda sakatliklarin etkisi dususe etken belki ama ahengin bozuldugunuda saniyorum herkes hissediyordur. GS'da oynayan kimse kotu futbolcu olamaz. Linderoth yoksa onun yerine oynayan adamin en az onun kadar oynamasi lazim. 10'da birini oynamazsa hocayada cok kabahat bulmak pek dogru gelmiyor bana. Tamam Kalli'de son zamanlarda sendelemis durumda ama herseyi onun ustune yikiyormus gibi hava olmasinida anlamiyorum.

Posted: Mon Nov 05, 2007 3:52 pm
by Hasan Tezcan
Kalli pirskalasin, bedelini Hakan Sukur ödesin, insaf :D

Dunku cikardigi kadro öncelikle dengesizdi, bilahassa orta saha gucsuz ve
beceriksizdi. Forvette bir isim var zaten Allahlik. Arda o benim bildigim Arda,
her gecen hafta daha kötu oynuyor. Lincoln tutuk gözuktu. Lincoln'e fazla
yuklenmemek lazim, ki bunu yapacak benim bildigim Kalli. Bu yanlis bir hareket
olur kanimca. Takimdan keserim falan derse iste görun o zaman cumbusu...

Kalli takimla oynamayi biraksin. Ugur, Baris ve Mehmet Topal bu macta
banko oynamalari gerekirdi. Hasan Sas, Arda bu takim icin luks. Ismail'e
haksizlik yapmis oluyor, farkinda degil...son sözum Serkan'a olacak...delidolu
oynamayi birak biraz akilli ol, gucunu suratini ekonomik kullan, diri ol, topa
sahip cik...bircok topu carcur ediyorsun, Pinto gibi oynamayi birak artik...

Posted: Mon Nov 05, 2007 4:04 pm
by Celal Gürcüoglu
Hakan konusunu kapatalim dedik ama yine laf gelmis :) Ben Hakan boyle yapti demiyorum. Yapmis olabilir diyorum. Onceleri yaptigini biliyorum. Yapabilecek gucunun oldugunu biliyorum. Yapti dersen inanirim diyorum. Dususun cezadan sonraya denk gelmeside bu dusuncelerin tuzu biberi oluyor tabii :) Dogrudur, Hakan'i sevmem ama ciksin oynasin takir takir sustursun o zaman. Bunu yapamaycak ise biraksin artik. Isin suyunu cikarmaya ne gerek var. Kendi egolari icin takima zarar vermeye ne gerek var? Neyse "TIP" diyorum son kez Hakan icin...

Posted: Mon Nov 05, 2007 9:34 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Takimdaki dususu itinayla bu Hakan-Lincoln cezasina baglamak isteyenler var, medyada da. Simdi Halil Ozer mesela LigTV haberlerinde ayni seyi soyluyor (Bagimsiz bir konuda: Gokhan Unal'in da bir yil daha sozlesmesi varmis bu arada, TFF sayfalari yanlismis bu konuda).

Yanlis mi hatirliyorum diye, simdi tekrar baktim: Cezanin verildigi GS-BJK macinin tarihi 29 Eylul. Sion'a ASY'de 5 cektigimiz, hepimizin agzinin sularini akitip, Bayern'i filan gozumuze kestirdigimiz macin tarihi 4 Ekim.

Tutup da, Hakan ve/veya Lincoln tavir koymak yolunda verdikleri karari, o mac icin askiya mi almislardi? Ben inanmiyorum o turlu komplo teorilerine... Medyanin boyle hikayeleri ballandirmak, uzatmak daha isine gelir ama, biz taraftar olarak, elimizde somut birsey olmadikca gaza gelmemeliyiz diye dusunuyorum...

***

Maca gelirsek, evet, Linderoth iyilesmisken, Sabri, Baris, M.Topal elinin altindayken, tepki ceken, varlik gosteremeyen Bouzid'le baslamak, direk Kalli'ye yazilacak bir eksi puandi. Ama ote yandan, tutup da, Lincoln'le de baslamasa, bir eksi puan daha verecektik degil mi? Ama gorduk ki, sahada hayalet modundaydi Lincoln (sadece dizilis nedeniyle boyle pasifti iddiasini da pesin pesin reddetmis olayim)... Demeye calistigim, "su oynamaliydi, bu oynamamaliydi" demek kolay, ama, elimize bir zaman makinasi alip da, geriye sarip sarip, muhtemel 11'leri deneyemedikce, bu elestirilerin dozunu biraz daha dengeli tutmak lazim diyorum (ama, evet yine de Kalli'nin "butun oyuncularimi hazir ve de degisik mevkilerde oynayabilir tutma" planini, Bouizid gibi oyuncular icin, kupa maclarinda, milli takim molalarinda ayarlanacak hazirlik maclarinda uygulamali diyorum).

Karan'i yine herkes yerden yere vurmus ama, son 2-3 macina gore, ben bu macta daha gayretli, ve citkirildimligini azaltmis bir Karan gormustum. Cabuk dusuyorlugunun elestirileri ise yaramaya baslamis herhalde diye dusundum. Hatta, daha da iyilestirmek icin, Kalli yerinde olsam, "bacagin kirilmadikca, 3 pozisyonda yere dustugun gibi degistirecegim seni" filan gibi tehditlerle sahaya surerdim.

Ridvan'in futbol analizlerine saygi duysam da, Hasan Sas'in sagbek olayina hala cok kiziyor degilim. Obur turlu orta sahada oynayip da, toplari ezdikce bizi cileden cikardigini unutmayin.

Bouzid, ve Lincoln'un yaninda, Volkan, ve Hakan Balta da normal formlarini aratan oyuncular konumundaydilar. Burda genel kani olarak yazilan, kotu oynayanlar listesine Karan'i da eklersek, 11'de 5 kotu oynuyorken, "hurraa Kalli'yi asalim" linc tayfasina katilmak icin 2-3 mac daha bekleyecegim ben sahsen...

Posted: Tue Nov 06, 2007 9:55 am
by Ali Erdogan
Mac hakkinda hicbirsey yazmak istemiyorum.. Pazar aksami sinirden delirdim, o gunden beri saskinim.. Hala diyor musunuz bu adam buyuk hoca, disiplin abidesi, dinc, dinamik vs vs vs?.. Daha once yazdim, "kalli yi savunmaya calisanlar, isiniz cok zor, bu adam sacmalamaya devam edecek, siz de nasil savunacaginizi bilemeyeceksiniz" diye..

Inanamiyorum.. Boylesi bir hata nasil yapilir?.. Bu adamin geldigi durumun kimse farkina varamadi mi?.. Bu kadar yatirim boyle bir adama nasil teslim edildi?.. Yasi zaten belli.. Kesin Alzheimer belirtileri var bu adamda.. Yani bunama.. Ben kac haftadir yasina dem vurunca, ayrimci oldum, onyargili oldum vs vs.. Ama belirtiler vardi benim gozlemledigim.. Yoksa ben niye onyargili olacakmisim GS teknik direktorune?.. Yillar once beni cok cok sevindrimis bir adama.. Gordugum belirtileri de acikca yazdim.. Baska yerde bu isleri az cok bilen bir arkadas ufak bir arastirma yapti.. Buyrun okuyun.. Lutfen ozellikle kirmizi bolumleri okurken Kalli nin yaptiklarini da bir hatirlayiverin..
"Alzheimer nasıl bir hastalık?
Zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan, ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Beyin hücrelerinin doğrudan doğruya hastalanmasına bağlı ortaya çıkar.
Bu hastalıkta hafıza, konuşma, yön bulma, insanı tanıma gibi konularda sorunlar yaşanır. Günlük işler yerine getirilemez ve davranış bozuklukları görülebilir. Bunama yaratan 70-75 tane hastalık var. İşte alzheimer bunamanın en sık rastlanan nedenidir. Her üç bunama hastasından ikisinde bunama nedeni alzheimerdir."

Alzheimer'e yakalanan 2 kendi akrabam disinda bir suru alzheimer'li insanla da calistim. Doktorami yaparken akil hastanesinde ve de burada "halfway house" denilen kuruluslarda 5 sene calistim. Halfway house'lar akli sorunlari olan insanlardan, alzheimer'den depresyona kadar toplumda kendi basina yasama sorunu olan insanlarin kaldigi grup evleri. Ya surekli orada kaliyorlar ya da durumu iyidir damgasi yiyip topluma tekrar saliniyorlar.

Turkce "amansiz hastalik"in tibbi adi nasil kanserse, rast gele kullanilan "bunama" sozunun de tibbi karsiligi genelde Alzheimer hastaligidir. Oyle bir gece yatip da sabah kalkinca zirt diye yakalanan bir hastalik da degildir, bulasici bir hastalik da degildir.

Birine Alzheimer'i var deyince nasil hakaret edilmis oluyor pek anlamadim. Geceyarisi corbacida surati kipkirmizi, iki duzgun adim atamayan, agzi surcen adama nasil sarhos herhalde diyebiliyorsam, hastanede gordugum yuzu gozu her yeri sararmis adama nasil herhalde sarilik olmus diyebiliyorsam, ayni sekilde de Kalli'ye Alzheimer herhalde diyebiliyorum. Birisi kanser mi acaba, astimi mi var demekle

Asagiya Turkce bir tanimini ekleyip, bazi yerleri kirmiziyla isaretliyorum:

"Unutkanlık, Alzheimer, Bunama

Zihinsel ve günlük yaşamdaki işlev bozukluklarının yanı sıra kişilik değişikliği de yaşayıp hırçınlaşan hastaların kafası özellikle akşama doğru daha da karışır..

ÖZGÜR GÖKMEN ÇELENK (Arşivi)
Alzheimer sadece beynin yapısını ve fonksiyonlarını değil, kişiliği de etkiliyor. İleri yaşta görülen hırçınlaşma, aşırı sinirlilik ve kişilik değişimleri, alzheimere işaret edebilir. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, belirtileri anlattı.

Alzheimerin belirtileri neler?
Klinik belirtileri üç grupta topluyoruz: Bir, zihinsel işlevlerdeki bozukluklar, iki, kişilik bozuklukları, üç, günlük yaşamdaki işlev bozuklukları. Genellikle yavaş ilerleyen, ancak geri dönüşsüz bir hastalıktır. Başlangıcında fazla belirti vermez.

Zihinsel işlev bozukluklarında ilk ortaya çıkan şikâyet bellek bozukluğu, unutkanlıktır. Bu da yavaş yavaş ortaya çıkan kelime bulma güçlüğü, cümlelerde takılma, cümleye başlayıp ortasında kalma, istediği kelimeyi çıkaramama, giderek söylenen şeyi, özellikle karışık bir cümleyse anlayamama, dikkatini toparlayamama biçiminde kendini gösterir. Hasta giderek yaptığı hareketin doğuracağı sonuçları kestirememeye başlar, öngörüsünü yitirir.
Kişi zamanla isimleri, yolları, tarihleri unutma veya karıştırma, eşyalarını sık sık kaybetme gibi belirtilerle devam eder. Hasta aynı soruları tekrar tekrar sorar, bazen sorulara anlamsız cevaplar verebilir.

Zihinsel işlevlerde böyle bir sırayla giden bozukluk var. Sonunda alzheimer hastalarının tüm zihinsel işlevleri çöker. Ama bu 7-10 sene içinde olur.

Sonunda hasta hiçbir şeyi hatırlayamaz noktaya gelir. Genellikle çocukluk hatıraları canlanır. Mesela hâlâ annesinin yaşadığını düşünerek 'Annem beni bekliyor, eve gitmeliyim' diye tutturur.

Buna karşılık yakın geçmişteki olaylar silinir. Kişi sabah ne yediğini, bir önceki gün eve kimlerin geldiğini anımsayamaz.

Peki kişilik bozuklukları belirtileri?
Bunlar çok çeşitlidir. Mesela hasta hayaller görebilir. Odada kimse olmamasına rağmen 'Burada çocuklar oturuyor, bunlar kim?' der. Hezeyanlar ortaya çıkabilir. Mesela eşyasını bulamayınca birinin çaldığını iddia eder. Sıklıkla da eve gelen bakıcı kadını, bazen de yakınlarını suçlar. Bazen kıskançlık hezeyanları olabilir. 80 yaşındaki biri 'Eşim beni aldatıyor ' veya 'Kapıcı eşime göz koydu' gibi olmayacak şeyler söyleyebilir. Bütün bunların yanı sıra hasta hırçın ve sinirli olur. Ama genellikle durup dururken sinirlenmezler. Agresyon bir hırlaşmayla doğar. Akşama doğru alzheimer hastalarının kafaları daha çok karışır.
Çoğunlukla da şöyle bir sorun gerginlik yaratır: Hasta 'Annem beni bekliyor, gideceğim, burası benim evim değil' der. Yakınlarından 'Burası senin 30 yıldır evin, annen de öldü' cevabını alınca 'Hayır gideceğim' diye tutturur. Bu tür durumlarda da itişme, kakışma, sözel agresyon olur.

Eskiden çok sakin olmalarına rağmen hastalar çok çabuk parlarlar. Bir diğer sorun da uyku bozukluğudur. Alzheimer hastaları uykuya dalamazlar ya da sık sık uyanırlar. Uykularını kâbuslar böler.

Günlük yaşamdaki işlev bozuklukları nasıldır?
Bu belirtilerde de belli bir sıra vardır. İlk bozulmaya başlayanlar para hesapları, vergi iadelerinin doldurulması, fatura takipleri gibi daha karmaşık işlerdir. Zamanla mevsimler karıştırılır. Hasta daha az elbise değiştirmeye başlar. 'Üşütürüm, yıkanmayacağım' diye banyo sıklığını azaltır.

Yaşam beklentisi ne kadardır?
Alzehimer hastalığı ölümcül bir hastalık değil. Ama hastayı korumasız bırakır. Mesela bir alzheimer hastası kendi vücudunda olan değişikliklerin farkında değildir. Kırgınlığının, ateşinin daha geç farkına varır. Başlamakta olan bir zatürrenin işaretlerini, idrar enfeksiyonunu anlayamaz.
Kendine iyi bakamadığı için vücudu daha düşkün olur. Bu yüzden de alzheimer hastaları genellikle akciğer enfeksiyonu, beslenme bozukluklarından kaybedilirler.
Eğer siz beslenmesi, bakımı ve temizliğini iyi yaparsanız uzun yıllar yaşatabilirsiniz. Ama hastalığın genelde başlangıcından sonuna kadar olan süreç yedi-sekiz yıldır. Bu süreç hızlı da, yavaş da gidebilir.

Alzheimerin görülme sıklığı nedir?
Tüm dünyada kadın ve erkek, yaklaşık 20 milyon kişiyi etkileyen bu hastalık, 65 yaşın üzerinde her 20 kişiden birinde, 90 yaşın üzerinde ise her iki kişiden birinde ortaya çıkar. Bulaşıcı bir hastalık olmamakla birlikte yaşlılarda en sık karşılaşılan dördüncü hastalıktır. Türkiye'de 250 bin alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor.

Hep yaşlılarda mı görülür?
65 yaş öncesinde nadirdir. Ancak ailevi alzheimer dediğimiz genetiğe bağlı tipinde 40'lı hatta 30'lu yaşlarda bile çıkabilir.

Alzheimer nasıl teşhis edilir?
Orta yaşın üzerindeki hastalarda belirtilerle karşılaşıldığında, bu durumun yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğu düşünülmemeli. Uyarıcı belirtilerin varlığında hekim kesin tanı için bazı tetkikler isteyebilir. Bazı testler, kan tahlilleri ve beyin filmleri çekilmesini gerekli görebilir.

Dokuz uyarıcı belirti
# Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık. Özellikle yakın tarihli olayları ve insan isimlerini anımsayamama.
# Alışveriş, yemek pişirme ya da basit bir aleti çalıştırma gibi günlük işleri yerine getirmekte güçlük çekme.
# Sözcükleri bulmakta zorlanma.
# Tarihleri ve bilinen yolları unutma. Basit konularda karar verme güçlüğü. Örneğin giysi seçimi.
# Hesap ya da planlama yapma gibi pratik düşünme becerilerinin azalması.
# Eşyaları yanlış yerlere koyma (buzdolabına ayakkabı çekeceği
koyma gibi).
# Ruh hali ve davranışlarda değişiklik (kolayca ağlama ya da sinirlenme gibi).
# Kişilik değişiklikleri (çevredeki değişiklikleri suçlama gibi).
# Sorumluluktan kaçma.Yukarıdaki belirtilerden biri ya da birkaçını kendinizde ya da bir yakınınızda fark ettiyseniz, zaman geçirmeden bir hekime başvurmalısınız."

Yukaridaki tanim en basitinden yapilmis bir tanim, daha detaylilarini Internetten bulabilirsiniz herhalde.

Adam surekli ayni hatalari yapiyor, mac kenarinda surekli hasta gibi duruyor, kilik kiyafeti berbat, saclarini en son kim bilir ne zaman kestirmis, bir dedigi digerini tutmuyor, mac sirasinda kenarda durup dururken garip hareketler yapiyor ya da yapmasi gerektigi zaman elleri cebinde, ha macta ha televizyonda sinirli sinirli tavirlarda bulunup, ondan sonra bir anda gozleri dolmus dalgin bir halde kafasi baska alemlere gidiyor, kafasi ceketinin icine cokmus sekilde hic bir sey yapmiyor. Ugura filan inanmam, disipline ve cok calismaya inanirim diyor ve de ondan sonra ugurlu diye sirf siyah kiyafet giyiyor (yukarida kirmizi kisim). Mantik disi kadro secimleri yapiyor, sonuc kotu olduktan sonra gidip ayni secimi tekrar yapiyor. Mactan sonra direk birilerini sucluyor, yok kaleciler kotuymus, yok bu kotuymus. En son Linderoth'u sucladi. 10 sene evvelki Kalli'yi hatirlayanlar varsa tek bir oyuncuyu bir kere bile suclamadigini da hatirlarlar. Zar zor berabere kaldigimiz, kaybetmemiz gereken maclarda bile cok memnunum seklinde demecler veriyor, durup dururken aptalca bir sebepten, dunyada hic bir hocanin yapmayacagi sekilde Lincoln ve Hakan'i cezalandiriyor, sonra da 2-3 gun boyunca bir aciklama bile yapamiyor. Hayatinda defansa yatmamis adam, acik ara ustun oynadigimiz maclarda oyunu defansa donduruyor, acizce kararlar aliyor. Bouzid'i kendi getirdi ya, yollamamak icin surekli maclara koymaya basliyor ki belki kendini kanitlar filan ben de kotu gozukmem diye. Emre'yi, Necati'yi, Ferhat'i, Anil'i yolluyor, Balta alinmadan once defansa alternatif sadece Okan ve Bouzid varken, 15 tane orta saha oyuncusu tutuyor ve de hala utanmadan orta sahaya adam istiyorum diyor. Eski Kalli bunlarin hic birini yapmadi ve de akli yerinde olsa yine de yapmazdi. Daha ne diyeyim?

Yukaridaki paragrafi uydurdugumu sananlar, 15 sene once Kalli'yi hatirlayamayanlar, yasi kucuk olanlar, o zamanlarda futbolla ilgilenmeyenler, internetten veya kutuphaneden haber arsivleri bulup o zamanki Kalli'yle simdiki Kalli arasinda kendiniz bir karsilastirma yapabilirsiniz. Adamin ismi ve de saci disinda tek bir benzerlik bulamazsiniz.

Ilk bir kac hafta pek garip bir seyler yapmadi ama ne yaptiysa zaten ondan sonra yapti ve de hala da yapmaya devam ediyor. Yonetim istedigi kadar konussa da bence su anda icinde bulundugumuz durum kontrol altina alinabilecek bir durum degil. Bildigini okumaya devam edecek nasilsa.
Aslinda yazilanlari okuyunca goruluyor, herkes az cok farkinda olaylarin.. GS in teknik direktorune bu hastaligi kondurmak zor geliyor.. Bu adam hasta buyuk ihtimalle (tibbi olarak), belirtilere bakinca baska birsey aklima gelmiyor.. Bizim acimizdan bakinca fiyasko, rezalet.. Ama bir an once bir sekilde, cok gec kalmadan, hatadan geri donulmesi lazim.. Yoksa cok daha kotu gunler bekliyor bizleri..

Posted: Tue Nov 06, 2007 1:24 pm
by Tan Erten
Televizyondan tercume edilen konusmasini izlediginiz bir adama, futbol macindaki oyuncu tercihlerlerini dogru bulmuyorsunuz diye internetten uzerinden tibbi teshis koyma gibi bir garip durum icerisindesiniz. Onca garip ve dramatik semptomlar arasindan (Mesela hâlâ annesinin yaşadığını düşünerek 'Annem beni bekliyor, eve gitmeliyim' diye tutturur. ), genel gecer bazi cumleleri kirmiziyla isaretleyerek, bir insani kendinizce hasta ilan etmeniz hem komiktir, hem de o kisiye -ve dolayisiyla kulube- yapilan buyuk bir haksizliktir.

Posted: Tue Nov 06, 2007 4:31 pm
by Ali Erdogan
Tan Erten wrote:Televizyondan tercume edilen konusmasini izlediginiz bir adama, futbol macindaki oyuncu tercihlerlerini dogru bulmuyorsunuz diye internetten uzerinden tibbi teshis koyma gibi bir garip durum icerisindesiniz. Onca garip ve dramatik semptomlar arasindan (Mesela hâlâ annesinin yaşadığını düşünerek 'Annem beni bekliyor, eve gitmeliyim' diye tutturur. ), genel gecer bazi cumleleri kirmiziyla isaretleyerek, bir insani kendinizce hasta ilan etmeniz hem komiktir, hem de o kisiye -ve dolayisiyla kulube- yapilan buyuk bir haksizliktir.
Neyi neden yazdigimi, belirtileri, yapilanlari daha once de yazdim.. Ben doktor degilim, belli isaretlerden tahmin yurutuyorum.. Kalli yi alip doktora goturup tetkikler yaptiracak gucum yok.. Yapilan bunca hata, bunca celiski, bunca sacmalik ne Kalli nin kariyeri ile ne de herhangi bir mantikla bagdasiyor.. Ya boyle bir rahatsizligi soz konusu ya da GS i yerle bir etmek icin tutulmus bir ajan.. Her iki durumda cok kotu..

Bahsi gecen kirmizi yerler benim isaretlerim degil ama aklima yatan yerler.. Sizce garipse, komikse buyrun gulun..

Kalli icin "kara ciger rahatsizligi var surati kipkirmizi oluyor" demekle, "alzheimer sanirim belirtiler goruyorum" demenin arasinda hicbir fark yok..

Sorun insanlarin bu hastaligi, tibbi bir sorun olarak degil de, hakaret olarak algilamasinda.. Baska da birsey degil..
Takim rezil bir oyun oynadi dun. Mac sirasinda laptoptan foruma yorum yazmayi dusundum, ama forum kurallarinin disina cikan kelimeler kullanacagimi anladigim icin yazmadim. Iste dunun rezil 3'lusu:

Kalli: Bu adama neler oldu anlamak mumkun degil. Takimi maca hazirlamamis, kadro berbat, oyuncu degisikligi yok. Rezil bir Kalli kisacasi....

Aykut: Takimin oyununu katletti. Elindeki toplari sacma salak yerlere degaj atarak takimin hucum sansini bastan sifirladi. Bir kac tanesi direk taca gitti. Bu cocugun herhangi bir futbol zekasi oldugundan supheliyim. Orkun'un begenilmemesini anlarim ancak lutfen sanki ondan cok iyiymis gibi "Aykut da Aykut" denmesin. Madem ikisi de iyi degil, yabanci kaleci alinsin.
Siz muhtemelen hakarete varan kelimeleri kullanmayi dusunun, son anda vazgecin, "rezil" deyin, onemli degil, ben hastalik tahmininde bulundum diye "komik" ve "garip" olayim.. Hayir o rezillige ben de katiliyorum ama kendimce sebeplerim var, siz de ondan da yok.. Belli bir dusunceniz yok, olana da sayginiz yok.. Gariplik burda iste..

Posted: Tue Nov 06, 2007 8:05 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Ali Erdogan wrote:Neyi neden yazdigimi, belirtileri, yapilanlari daha once de yazdim.. Ben doktor degilim, belli isaretlerden tahmin yurutuyorum.. Kalli yi alip doktora goturup tetkikler yaptiracak gucum yok.. Yapilan bunca hata, bunca celiski, bunca sacmalik ne Kalli nin kariyeri ile ne de herhangi bir mantikla bagdasiyor.. Ya boyle bir rahatsizligi soz konusu ya da GS i yerle bir etmek icin tutulmus bir ajan.. Her iki durumda cok kotu..

Bahsi gecen kirmizi yerler benim isaretlerim degil ama aklima yatan yerler.. Sizce garipse, komikse buyrun gulun..

Kalli icin "kara ciger rahatsizligi var surati kipkirmizi oluyor" demekle, "alzheimer sanirim belirtiler goruyorum" demenin arasinda hicbir fark yok..

Sorun insanlarin bu hastaligi, tibbi bir sorun olarak degil de, hakaret olarak algilamasinda.. Baska da birsey degil..
Ali Hocam,

Kimbilir GS'dan gonderilmenin $okunu/moral bozuklugunu yasayan Necati'yi aday kadroya cagirmak, takiminda daha antrenman yapmamis, ya da 1-2 tane anca yapmis Tumer'i cagirip, oyuna da sokmak gibi "dahiyane" (bunama mi diyoruz ya da direk?) dusuncelerde bulunan Milli Takimlar Teknik Direktorumuz Fatih Terim icin de bir tibbi tani rica etsek sizden?? Yoksa, o sacini guzel guzel italyan stil tariyor diye, muaf mi kaliyor bu gibi tanilardan?

Ben sizin yerinize bulunayim ya da, FT icin de, Kalli icinde bir tani da: Kotuyus Teknikus Direktorus... Turkcesi "Kotu Teknik Direktorluk"...

Sizin o yukarda siraladiginiz kirmiziyla vurguladiginiz noktalari, az biraz hircin diye dusunulen, belli maclarda/donemde kotu kararlar vermis her teknik direktore rahatca uygulayabiliriz sanirim. (Bkz sekil 2-a, FT'nin 2. GS seferi).

Pardon gerci, sizde de, bu alinti yaptiginiz arkadasta da, kiligina kiyafetine, sacina bir takinti var gibi gorunuyor... O konuda da, "Ahhh Luce, ahhh, soyle guzel guzel fon cekip saclarina, jon gibi cikacaktin takimin basina Italyan dizaynli takimlarla, daha ne sampiyonlar ligi turlari atlar, kulubun zor maddi donemlerini, gule oynaya gecirirdik ahhh".. diyorum...

Posted: Tue Nov 06, 2007 8:22 pm
by Cengiz Akgun
Gerets de Alzheimer idi. Zaten GS'ya kim gelirse gelsin bunuyor. Var bir bit yenigi.

Posted: Tue Nov 06, 2007 11:35 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Ali Erdogan wrote:Hasta giderek yaptığı hareketin doğuracağı sonuçları kestirememeye başlar, öngörüsünü yitirir.
Kişi zamanla isimleri, yolları, tarihleri unutma veya karıştırma, eşyalarını sık sık kaybetme gibi belirtilerle devam eder. Hasta aynı soruları tekrar tekrar sorar, bazen sorulara anlamsız cevaplar verebilir.
Ali, sonra yazdik mi kiziyorsun. Aslinda Kalli icin Alzheimer iddian tamamen "yoklukla malul" ve hicbir cevabi hak etmiyor ama o zaman da yazdiginin dogru oldugu hissine kapilma tehliken var.

O kirmizi ile yazdiklarin arazlarin neredeyse hepsi bende var (giysi secmeyi hic bilmem) bu ulkeyi son 60 yonetenlerde ise o arazlarin daha fazlasi var.
Nedir derdin? Sansasyonel bir fikir yumurtlayip ileride muhtemel bir Kalli basarisizligi halinde emsal olmak mi?

Soylediklerin en hafifinden asagilama. Bu hastalik hakkinda hicbir bilgin olmadigi halde 5 paralik bir internet alintisiyla fikir uretimi yapiyorsun.

Oyuncu secimleri mi? Ben Hasan Sas'in sagbek olmasi dahil hepsinin dogru oldugunu dusunuyorum. Hasan bu pozisyonda 3 kere denendi, 2'sinde cok iyi oynadi, birinde vasat. Futbolda yas olarak olgunlasmis adamlardan defans oyuncusu yaratmak yeni bir yontem degil; Ozkan Sumer gol kralindan sagbek; Gordon da sagbekten gol krali yaratmisti zamaninda (bin kere yazildi).

Bu sezon 17 macin sadece 1'inde total olarak kotu oynadik. Adam Alzheimer oldu.

Iyi ki Besiktasli degilsin ve zamaninda Del Bosque icin birseyler yazman gerekmedi; "Yenikoy Kasabi" literaturune kimbilir ne parlak katkilarda bulunurdun.

not: Alintiyi ozellikle sunun icin yaptim; Kalli'ye gelene kadar, bu saydiklarina kelime kelime sahip bir adamin tum Turkiye dun aksam saat 21.00 itibariyle agzinin icine bakti. Ginger'dan dusen, kraker yerken bogulan, Irak'i niye isgal ettigini hatirlayamayan bir adamin agzinin icine...

Posted: Tue Nov 06, 2007 11:50 pm
by Murat Biricik
Gerets de Alzheimer idi. Zaten GS'ya kim gelirse gelsin bunuyor. Var bir bit yenigi.
Karayip adalarının verdigi nese ve enerji ile yazılmıs ayın sozu. Bir bit yenigi oldugu ise dogru gozlem. Cengiz Abi; Allah saglıgınızı ala, nesenizi daim, yaptıgınız en averaj seyahatinizi 70.000 tonluk takada Karayiplere yaptırsın.

Gel gelelim, bit yenigine. Bit yenigini yerinde gozlemlemek icin ASY ne insallah gidiyorum. Camurunu, duzensiz sırasını, kapkaccısını, izdihamını, kofte kokularını, abuk sabuk bagırısmaları bayagı ozlemistim.

Hatırlıyorum, Cengiz Abi bana oglum GERETS e ama taktın turunden uyarıda bulunmustu. Kalli bana Sion macı sonrası son bir ayda yaptıkları ile laflarımı fena yedirtti.

Aklı selim GS ı duzlege cıkarır, UEFA gruplarına 1. olarak cıkmayı kovalarız, ligde yolumuza favori konumunda devam ederiz. Macera bizi gercek maceraya surukler. Kalli ban ogretilen ve her zaman tavsiye edilen KISS ı uygulasın yeter!

Posted: Wed Nov 07, 2007 12:13 am
by Mehmet Cirak
Kalli Alzheimer, Ertugrul Saglam'in erectile dysfunction problemi var. Aslinda Zico da diabetic. Gerets ise alkolik idi. Terim'in saclar dokulmese en iyisi o olurdu.

Yonetimin yapmasi gereken Arnold Schwarzenneger gibi bir adami hoca olarak getirmek...

Posted: Wed Nov 07, 2007 12:24 am
by Cengiz Akgun
Mehmet Cirak wrote:..
Yonetimin yapmasi gereken Arnold Schwarzenneger gibi bir adami hoca olarak getirmek...
O saglam mi sanki Mehmet? Aldigi ya da vurdurdugu streoid katkilar kalbini, orasin ve de burasinii filan bozmadi mi saniyorsun? GS'da yonetimde hasta aslinda. baskan Canaydin dan tut cayciya kadar bir suru maraz var.

Evet bugunlerde Murat Biricik'in dedigi gibi bir hafta sicak denizlerin tuzlu havasi iyi geldiginden nesem yarinde. Bir de kirdigim, kizdirdiklarim, kuskunluklerini yenseler daha da nesem yerine gelecek.