Page 4 of 4
Posted: Mon Feb 06, 2006 6:55 pm
by Tolga Girici
Ozan Ersoy wrote:
Bunun cozumu yok bu takimla. Saidou seken toplari daha iyi kapabildigi icin ve basmada Volkan'dan iyi oldugu icin biraz daha az acik veriyorduk. Saidou'nun yaninda oynayan Ilic'in ofansif acidan cok daha iyi olmasi lazim. Bunu da elli kere bahsettik, arkadaslar kiziyorlar bana. Ilic iyi futbolcu yaniliyorsun diyerekten. Yarinin sonlarina dogru iyi bir ritm bulmustu simdi o da gitmis basladigi noktaya geri donmus. Benim icin kabus bir orta saha oyuncusu bu. Hic bir topa girmeyen, kapamayan, cit kirildim. Paslari yanlis ya da yan pas, 20 dakika geciyor adi bile duyulmuyor. Pofff...
Ozan Ersoy
Hazir Volkan form tutmaya baslamisken orta sahada Saidou, Volkan ikilisini dusunebiliriz belki, Ilic'in yerine. Volkan'da Gerets'in istedigi dikine ve tek pas oyunu goruyorum ben. Cok hata yapiyor, ama niyeti dogru. Saidou normal pozisyonunda, Volkan da forvet arkasinda oynarsa belki iyi olur. Hem fizik gucumuz de artar.
Bizim asil problemimiz kanatlardan isabetli orta gelmemesi, Aydin'a cok guvenmedikleri icin ona fazla pas vermiyorlar, Sabri zaten orta yapamiyor, Hasan Sas da kanatta oynayacagina ortaya geliyor. Isabetli orta gelse guzel kafa vuracak adamlarimiz var.
Posted: Mon Feb 06, 2006 6:57 pm
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:Hakan'in bugun oynadigi dakikalar kabzeden calinana dakikalar lafina bende katiliyorum. Bugun bu adamin yeri klubedir. Iyi demi$ sirtinda 9 numara gecirip sadece 3 golun varsa otur bakayim yanima dediginde TD leppik diyememesi lazim. Gecen sene Umit karan'i az daha harcatiyordu.
Hakan Sukur'un GS'da ve diger oynadigi takimlardaki futbol gecmisi boyunca kaleci ile karsi karsiya gole cevirdigi pozisyonlarin orani toplam girdigi pozisyona göre kac merak ediyorum. Benim hatirladigim bir Rustu'ye 2-0 lik macta atmisti. Buna 'Kral' diyorlar. Ben genelde Hakan kaleci ile karsi karsiya kaldiginda kafami ceviriyorum zira artik bakmak istemiyorum nasil kaciracak diye. Ama su bir gercek ki gelecegin futbolcularina buyuk katkisi olabilir. Hakan'in kacirdigi pozisyonlari yeni forvet adaylarina göstersinler 'yapilmayacak haraketler' diye gelecegin forvetleri yetisir. Hatirladigim tek dogru duzgun forvet Tanju idi. Kabze'de bir forvet olarak iyi nitelikler göruyorum örnegin firsat kokluyor, tek vuruslari iyi, hafif bencil (bu bencillik iyi bir sey forvet icin) oynarsa cok acilir diye dusunuyorum. Diger özellikler, bosa kacip alan bosaltma, defans uzerine baski kurma falan zamanla gelisecek özellikler. Necati ise forvet olarak facia. Gecen sene Hakan'la beraber takimi sampiyonlar liginden ettiler. Umit Karan'a gelince hem cok istikrarsiz hem de maalesef kafayi calistirmadan oynuyor. Bu baglamda vakit betmeden Özgurcan ve Kabze'nin ustunde durulmasi sart eger yillar kaybedilmek istenmiyorsa. CL seneye zaten garanti daha dogrusu eleme turlari. Bu acidan GS'in önunde buyuk firsat var. Önumuzdeki senenin CL'i planlanmali. Takima alinacak yeni forvet simdiden secilmeli (söyle Henke Larsson tipi girdigi pozisyonu kacirmayan gercek bir golcu). Gerets de bence biraksin bu luzumsuz sacma sapan bebeler liginde sampiyonlugu falan bence bu iki oyuncunun ustunde dursun. Tek basina sampiyonlugun GS'a hicbir katkisi yok. Iste FB'i göruyoruz her sene sampiyon olup Bagdat caddesinde halaylar cekip, horonlar tepip kirk pare top atisi yapiyorlar, sonra CL'de sonuncu olup Ekim ayinda anneler ligine tesrif ediyorlar. GS'in kurtulusu para kampanyalari falan degil asil CL'e girip orada tutunmak.
Posted: Mon Feb 06, 2006 9:32 pm
by Fatih Mutlu
"ozgurcan kabze uzerinde durulsun, gelecek senenin takimi kurulsun, sampiyonluk luzumsuz" gibi onermelerin cok fazla utopik oldugunu dusunuyorum. bir kere galatasaray ne olursa olsun, "sampiyonluk luzumsuz" ya da "benim bu yil sampiyonluk beklentim yok" deme luksune sahip degildir su asamada. sampiyonluk cok onemlidir, ve sonuna kadar da kovalanmalidir. bir kere galatasarayin buyuklugune taban tabana zit boyle bir kabullenmislik. bunun yanisira, ortada fenerbahcenin olasi bir 3. ust uste sampiyonlugu var, ve belki de yakaladiklari havaya 100. yil ruzgarini da kapip, bir 4. sampiyonluk. galatasarayin en azindan mucadele olarak buna dur demesi lazim.
bunun da otesinde, gencleri oynatalim yarim sezon, tecrube kazansinlar, seneye de sampiyonlar liginden tutunuruz, ya da ligde bizi bu gencler goturur gibi tezler sadece bir varsayimdan ibaret. bu tezin hafif abartili hali "doldur gencleri takima bir sezon, tecrube kazansinlar, sonraki sezon da ortaligin tozunu attirirlar." mantalitesi. yok boyle birsey. galatasaray, uzun vadeli hesaplari oldugu kadar, kisa vadeli hedefleri ve beklentileri de surekli olan, olmasi gereken bir kulup. bu kadar genc yastaki cocuklarin uzerine tum bu beklentileri yikmak herseyden once onlara haksizlik. bu sekilde agabeylerinin yaninda, yavas yavas, sure ala ala pisecekler. zaten aralarinda cok iyi olan varsa, cok yetenekli olan varsa 17sinde de ilk 11 cikar, 18inde de. ozgurcan iyiyse hakani da keser, umiti de, necatiyi de. kabze iyiyse, 17lik 18lik cocuklar oynama firsati bulurken o da bulur. ama demek ki, belki de o kadar dusundugumuz kadar iyi degil. yoksa gerets icin tabu degil ya. hakan sukuru kulubeye oturtan adam, umit karani kulubede bekleten adam, elbet kabze iyi olsa necatiyi de ceker kulubeye kabzeyi oynatir. tum bunlari zaten hoca gorur, degerlendirir. (elbette ki hocanin her karari dogrudur diye birsey yok. ama bunca para ona verildigine gore, bunca sorumluluk da ona yuklenilmis olduguna gore, kararlarina da saygi duymak gerekir.)
bu tur yaklasimlarin, potansiyel bir zarari da futbolcularin psikolojisi uzerindeki etkisi: eger bir takimda kaliteli 4 forvet varsa, arkalarinda da bir genc ve umit vadeden isim varsa, bunlarin en az ikisi ya da ucu disarida kalacak, bu kesin. ayni sey diger mevkiler icin de gecerli. bu durumda yapilacak en kolay is, bu secimi yapan kisiyi elestirmektir. "niye a kenarda da b oynadi" sorulacak en kolay sorudur. ama bu tur elestirilerin sayisi arttikca, ve artik teknik direktor hep hata yapiyormus gibi bu elestiriler soyleniyorsa, bir noktadan sonra o teknik direktorun otoritesi zarar gormeye baslar. artik o kenarda oturan a da kenarda oturmasinin sorumlulugunu kendinde arayip takima girmek icin daha cok calismak, gayret etmek, kendini gelistirmek yerine hocaya kuser, takima kuser, motivasyonunu kaybeder. otoritesi sarsilan, futbolcusunun guvenini kaybeden hoca, bir de bu tip problemlerle ilgilenmek zorunda kalacaktir. su anda gorunen o ki, hasan kabze bunun tipik bir ornegini sergiliyor. iste dunku macin sonuna dogru oyuna giren kabzeyi maci seyredenler gormustur. burda pek bahsi gecmemis ama o eski kabze gitmis ismi kalmis yadigar sanki. bir tek olumlu hareketi yoktu macta.
Posted: Tue Feb 07, 2006 12:06 am
by Ozan Ersoy
Fatih Mutlu wrote: iste dunku macin sonuna dogru oyuna giren kabzeyi maci seyredenler gormustur. burda pek bahsi gecmemis ama o eski kabze gitmis ismi kalmis yadigar sanki. bir tek olumlu hareketi yoktu macta.
Fatih, o kadar yazmissin, eline saglik, daha ilk satirlarini okurken verecegim cevap aklimdaydi. Hoop bir baktim son cumlende kendi kendine benim verecegim cevabi vermissin. Ustunu tazeleyim pekismis olsun bari.
Evet Kabze'nin olumlu hareketi yoktu. Neden? Cunku cocugun oynadigi en son mac 2 ay once Malatya'daki Kupa maci. Onda da fuze gibi bir sutla nefis bir gol atti. Gecen hafta ASY de Giresun'la kupa maci var, Hakan ilk 11 de. Cikana kadar ruh gibi dolasti sahada. Yani olacak is mi bu? Mac eksigi diye bir laf var. Hepiniz en azindan amatorce oynamissinizdir. Benim fiziksel acidan en iyi zamanimda form tutmam en az 5-6 tam saha maci alirdi. O da uyduruk liglerde.
Ikinci olay Kabze nerede oynadi? Forvet arkasinda serbest. Alti pasin icinde Hakan var cunku. Orta saha dustugu icin, forveti de Hakan kapladigi icin, cocuk orta sahaya destek oldu, kaleye bile yaklasamadi.
Bizim dedigimiz yaslandi, yasi bu oldu hadi gitsin degil. Bu is performans isi. Shearer dun rekor kirdi, adam sezonun yarisinda sakatti ameliyat oldu ona ragmen 9-10 golu var bu sezon. Yani sen yilda 20 gol atabiliyorsan, istersen 45 yasinda ol.
*****
Sampiyonluk konusunda Hakan'a ihtiyacimiz oldugunu zerre kadar dusunmuyorum. Hakan'in performansina bakip soyluyorum bunu. Onun yaptiginin fazlasiyla butun forvetler yapabilir.
Ayriica Feldkamp gencecik bir takimla sampiyon oldu. Hatta sampiyon olmasinin en buyuk sebebi eskilerden vaz gecip, takima Okani, Arifi, Hakan'i, Tugay'i, Mustafa'yi vs koymasi oldu. Hep soyluyorum 3-4 sene once Koeman 20 yas alti bir takimla CL'de yari final oynadi. Ornekler cok. Bu demek degil ki, sen PAF takimini cikar sampiyon olursun. Tabii ki degil. Ama performansi dusen adamin yerine genc oyuncuya firsat ver. Wenger Arsenal gibi bir takimda Fabregas'i orta sahanin gobeginde oynatirken salak mi oluyor? Fabregas'la kac kere karsi karsiya oynadi bu cocuklar, kendi agizlarindan dinliyoruz Arda'nin Zafer'in. Ben daha iyi iyiyim. Yeter ki firsat verilsin diyorlar.
Bugun dunku macta oynayan herkes yatmis, bir tek Kabze calismis digerleriyle. Canini disine takarak da calisiyor.
Unutmayalim... Hakan ilk geldigi sene Tanju'nun yerine, 9 gol atmisti. Sonrasini biliyorsunuz. Bu isler boyledir. Kabze oynayacak 9-10 atacak, seneye 15, sonra belki 20-25.
Yasa degil performansa bakacaksin. Bir golcunun de perfomansi girdigi pozisyonlari gole cevirmesiyle olculur. Yok presi, hava topunu indirmesi falanla degil. Bunu anladigimiz zaman Hakan'in Avrupa'da neden hic tutulmadigini anlariz.
Ozan Ersoy
Posted: Tue Feb 07, 2006 9:41 am
by Oltunc Özgür
Lucescu-Terim tartismasi basladiginda, saglamci futbolu ve sansi sebebiyle yerden yere vurmustuk adami, BJK'de sansi ve taktigi tutmustu aslinda sans demek haksizlik olur, bu butceler ve imkanlar ile Lucescu gibi birinden baska secenegi yok turk takimlarinin, Terim ve Luce arasindaki fark 7 kisi kalip 1-0 yenilen takim ile 11'e 10 6-0 yenilen takim kadar aciktir. Terim'im takima tahminmce 40-50 milyon euroluk zarar macerasi ile baslayan bu cokusu dusunuyorumda, n'olurdu sanki bugun Cadiz'de top kostura Fleurquin ve Marsilya'dan sonra akibetini bilmedigimiz sempatik fransiz Perez ile yola devam etseydik, uc on paralara romanya'da getirilen Radu Niculescu'nun Liverpool'a attigi gol geiyordsa aklima sanki Lucescu guce paraya karsi tek ilacmis gibi geliyor dedigimiz gibi gerisi tras ve hayal...
Neden hep filmlerdeki klise son insanoglunu bekler, sonuna kadar inat ve husran ve sonucta dogruyu bulma..
Saygilar
Posted: Tue Feb 07, 2006 10:24 am
by Tolga Girici
Oltunc Özgür wrote:Lucescu-Terim tartismasi basladiginda, saglamci futbolu ve sansi sebebiyle yerden yere vurmustuk adami, BJK'de sansi ve taktigi tutmustu aslinda sans demek haksizlik olur, bu butceler ve imkanlar ile Lucescu gibi birinden baska secenegi yok turk takimlarinin, Terim ve Luce arasindaki fark 7 kisi kalip 1-0 yenilen takim ile 11'e 10 6-0 yenilen takim kadar aciktir. Terim'im takima tahminmce 40-50 milyon euroluk zarar macerasi ile baslayan bu cokusu dusunuyorumda, n'olurdu sanki bugun Cadiz'de top kostura Fleurquin ve Marsilya'dan sonra akibetini bilmedigimiz sempatik fransiz Perez ile yola devam etseydik, uc on paralara romanya'da getirilen Radu Niculescu'nun Liverpool'a attigi gol geiyordsa aklima sanki Lucescu guce paraya karsi tek ilacmis gibi geliyor dedigimiz gibi gerisi tras ve hayal...
Neden hep filmlerdeki klise son insanoglunu bekler, sonuna kadar inat ve husran ve sonucta dogruyu bulma..
Saygilar
Su anda baktigimiz zaman Lucescu sanki kalsa daha iyi olurmus gibi geliyor ama o zamanki takimin durumuna bakarsak gelecek pek parlak gozukmuyordu. Yabanci oyuncular isimsiz ve kiralikti. Yerli oyuncular yaslaniyor ve basariya doyuyordu. Futbol takiminin taktigi karsi takima oyun oynatmamak uzerine kuruluydu. Bir nevi osmanli'nin duraklama devri gibiydi yani. Butun CL maclarini berabere tamamliyorduk. Takim oyuna hukmetme ve goze hos gelen hucum futbolu yetenegini kaybetme noktasina gelmisti. Takimdaki yerli oyuncularin buyuk bolumu dunya kupasinda oynadi ve fazla dinlenmeden 2002-2003 sezonu basladi. Muhtemelen o sezon Lucescu olsaydi yine ani bir dusus gozlenirdi gibi geliyor bana.
Ozhan Canaydin faktorunu de kucumsememek gerek. "Beklenen Baskan" olarak basa gecen Canaydin'in mukemmel otesi ve iddiali imaji Lucescu'dan cok Fatih Terim'in iddiali imaji ile ortusuyordu. Ama sonradan anlasildi ki Canaydin'in 10 senede 7 sampiyonluk , her sene 3 yildiz gibi vaatleri , asli astari, hic bir mantiksal temeli olmayan bol keseden vaatlermis. Canaydin kulup yonetmenin cok kolay oldugunu zannediyormus. Futbolculari transfer et (ki transfer edilenler, asil transfer edilmek istenenlerin bir gomlek alti oldu hep, Nuno Gomez, Rui Costa deniyordu ilk baslarda), sonra her seyi Terim'e birak , keyfine bak, diye dusunuyordu herhalde. Simdi bakiyoruz ki Canaydin gibi eli cebine gitmeyen , icraat yapma ozurlu bir yoneticiye Lucescu gibi kendi yaginda kavrulan bir hoca daha iyi gidermis.
Sonuc olarak bunlari yasamamiz gerekiyordu diye dusunuyorum. Fatih Terim'i bir daha deneyip olup olmadigini gormek gerekiyordu. Ben de bazi umutsuz anlarda Lucescu'yu dusunuyorum, ama ayni hocayi ikinci defa getirmenin artik anlami yok. Gerets iyi bence. BIraz daha genclere onem verse daha da iyi olacak.
Posted: Tue Feb 07, 2006 11:22 am
by Kenan Atak
Ozan benim diyeceklerimi demis zaten. Ayrica anlamiyorum neden beyaz'in alternatifi diye yazinca hemen siyah anlasiliyor. Ben Gerets PAF'i takima doldursun demedim ki. GS'a Blackburn'de yedek kalip döndukten sonra hic bir sey vermeyen Hakan'in yerine, gol becerisi felaket kötu Necati ve istikrarla yakindan uzaktan alakasi olmayan Umit'in yerine alternatifler dusunulmeli dedim. Hatta Fatih arkadasimiz dikkatli okuduysa Henrik Larsson demisim. Henke 32 yasinda hala Barcelona'da oynadigi her mac gol atiyor ve Eto'nun yedegi. Bu mu simdi benim verdigim örnekten anlasilan? Ben futbolda yasa bakan bir insan degilim. Ama GS'in artik Hakan Sukur'u sirtinda tasima luksu yok. Koca sezonda 3 gol. Gecen sene ayni sey, sac bas yolduran gol kacirma rekortmenligi. Ama ne yapsa, hatta sahanin ortasina bagdas kurup otursa etrafinda kendisini savunup nefis pres yapti diyen bir suru yorumcu dahi ve taraftar var. Yok iste GS'in belki de en buyuk eksigi forvet. Senelerdir bu böyle. Bunu cözemedikleri zaman iste böyle 2 ileri 3 geri gelir gider takim. Kabze ve Özgurcan GS ve milli takimlar performansi nedeniyle kumasi iyi oyuncular, bos oyuncular degiller. Benim görusum ustlerine cok ciddi ve sistemli egilinmesi gerektigi. Fizik var, gol vurusu, firsat koklama hepsi var. Sirf genc olsun takima konsun demedigim apacik.
Posted: Tue Feb 07, 2006 5:10 pm
by Fatih Mutlu
elbette ki sizin "takim paf'a donsun" dedigini soylemedim kerem bey. dikkat ederseniz, o sizin tezinizin belki bir ileri asamasidir diye aciklama yapmistim. benim vurgu yaptigim nokta, "sampiyonluk muhim degil, cl muhim, o da zaten garanti, bu yuzden su kalan zamani kumasi iyi adamlara yatirim yaparak gecirelim" seklinde ozetleyebilecegim gorusunuzle ilgili.
kabze ornegini verirken, boyle bir cevabin gelecegini bekliyordum. ama kabzenin yuzune biraz dikkatli bakan herkes farkedebilir ki, kabzedeki mac eksikliginden ote, bir kusmusluk psikolojisi. bunun da tercumesi sudur: ben hakediyorum, ama hoca oynatmiyor. bundan varabilecegimiz sonuc ise kabzenin hocanin otoritesine, karar verme yetenegine guvenmedigi. tabii ki, turkiyede milyonlarca futbol ulemasi olunca, hocanin elinde de 4 forvet olup asagi yukari 10 tane alternatif forvet tertibi olunca (C(4,2) + C(4,3) =10), icinde kabze bulunmayan forvet tertiplerini mutlaka elestiren bir grup olacak. kabzenin de haliyle bu elestirilerden etkilendigini dusunuyorum. oysa ki, kabze hocasinin kararina saygi duymali, madem yetenekli oldugunun kendi de farkinda, daha cok calismali, kendini gelistirmeli, en azindan oynama gayreti icinde oldugunu hissettirmeli. ozan'in yazdigi notta vardi, dun herkes dinlenirken calismis. gercekten aferin. iste boyle gayret etsin, savassin, azmini gostersin, muhakkak alir formayi. digerleri geretsin babasinin oglu degil ya.
herkesin, asagi yukari, birlestigi bir nokta var: muhim olan yas degil, performans (*). ben hakanin ya da necatinin ya da baska birisinin yasi geregi, ya da elinde tapusu oldugu icin 11e girdigini, mac oynadigini dusunmuyorum. kabul edebilecegim birsey var: belki geretsin hakan'a, hasan'a ilic'e ve benzeri baska oyunculara hakettiklerinden fazla dakika verdigi iddiasinin bir olcude dogruluk payi vardir. belki hoca, kariyerlerine, tecrubelerine ve potansiyellerine bakarak onlari biraz daha sahada tutuyor olabilir. ornegin belki sahada hem hakan hem sabri olumsuz performans gosteriyorsa, o an deigsiklik hakkini sabriyi oyundan alarak kullanabilir. ya da mac kilitlenmisse, sonlara gelirken kotu oynuyor da olsa, belki bir asist yapar dusuncesiyle ilice tahammul ediyor olabilir. ancak, bu tarz dusuncelerin dahi geretsin sahaya futbolcuyu surerken kullandigi kriterler icinde cok fazla agirligi olmadigini dusunuyorum. her mantikli hoca gibi o da performans, potansiyel, gayret ve sampiyonluk mucadelesinin stresini kaldirabilecek guc ve tecrube gibi kriterleri daha cok goz onunde bulunduruyordur mutlaka. demek ki hakan'da bu tip ozellikler kabzeye gore su an daha agir basiyor ki kabze degil hakan oynuyor, ya da ozgurcan degil necati oynuyor.
ozetle, yas degil performans onemli gorusune katiliyorum; ama ayni goruse geretsin de katildigini ve kararlarini asagi yukari bu gorus cercevesinde verdigini dusunuyorum.
(*) yas degil performans onemli derken bir serh dusmeden edemeyecegim. ozellikle sampiyonlugu hedefleyen takimlarda, lig gibi uzun soluklu maratonlarda; takim icinde (hem sahada hem kulubede) boyle stresleri daha once yasamis ve bunu kaldirabilemyi ogrenmis, ve bu konuda yas ve tecrube olarak yetenekli genclerden daha olgun futbolculara mutlaka ihtiyac vardir.