Page 4 of 5
Posted: Wed Feb 08, 2006 12:19 am
by Murat Fahrioglu
6 mac bayagi ilginc bir sayi. Yani elemelerin evimizde oynayacagimiz tum maclari. Yabanci sahada hem de seyircisiz. Ozan'in dedigi gibi Turkiye'ye gelmek istemiyorlarsa baska ulkede seyircili oynatsalardi, Isvicre macinda bizim seyirci ne yapmis ki? Hava alaninda ve diger yerlerde olan olaylar icin zaten maclari yabanci sahaya almissin, seyircisiz oynamanin ne alemi var.
Saniyorum maclari ayrica forma giymeden yalnizca kilot atlet ile oynamak zorundaymisiz. Yabanci takimlar bizim formayi ve ay yildizi da gorunce huylaniyorlarmis. Macin oynanacagi ulkeye de deniz ve karayolu ile gitmek zorundaymisiz, ucak alanlarinda cok taskinlik olmus.
Neden acaba cezayi aciklamak icin Avrupa guruplarinin olusmasi beklendi, umarim bizim rakiplerin kararda etkisi olmamistir!!
Posted: Wed Feb 08, 2006 12:45 am
by Cengiz Akgun
Hukukta ornek gostermek diye bir kural var. Okuz degiller ya Ozan'in dedigi gibi GS yapilanlari videolari ile itiraz ettikleri kurula gosterir burada verilen cezalar bunlar idi bizim videolarda bunlar kar$ila4tirin verin cezasini dersin. Yok biri UEFA idi oburu FIFA olmaz. Futbol yani futbol insan ayni insan. degilse arada fark oldugunu soylesinler bizde bilelim.
Posted: Wed Feb 08, 2006 12:47 am
by Ozan Ersoy
Murat Fahrioglu wrote:6 mac bayagi ilginc bir sayi. Yani elemelerin evimizde oynayacagimiz tum maclari.
Murat, bunun sebebi diger takimlara iltimas gecilmesin diye. Hepsine gecelim bari demisler. Simdi 4 mac verseler, Yunan diyecek ben seyircisiz oynayacagim, Norvec diyecek ben ben. Olmaz. 4'e dusurseler bile seyircili maclarimiz Bosna ve Malta maclari olur bak gorursun.
Oyle bir kumpas ki buna girmeyeceksin hic bastan. Avrupa kupasi Isvicre'de orada olmamiz cok kotu koyar bunlara. Ihrac etmek de yememis, cunku ornegi yok kupa tarihinde boyle bir seyin.
Ama bunlar bilmiyorlar ki Turk'un akli bu durumlarda calisir. Simdi %99.99 eminim ki o kupaya katilacagiz. Ceza almasaydik, %70 derdim. Simdi katilmama sansimiz cok az. Yunanistan'i da, Norvec'i de yenecegiz. Yenmek de yetmeyecek, oraya gidip, Avrupa'nin gobeginde o kupayi kaldiracagiz. Kaldiramazsak da sahada yenemeyecekler bizi. Tarih her zaman yineler kendini.
Ozan Ersoy
Posted: Wed Feb 08, 2006 12:51 am
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote:Capello'nun Yasin hocanin sacindan tutup yerlere firlatmasindan farkini soyleyebilir mi?
...
Ozan Ersoy
Bu galiba Yasin degil Eser hoca olacakti herhalde. Onemli degil anladikta dikkatli okudugumuzu gostermek istedik.
Posted: Wed Feb 08, 2006 1:01 am
by Deniz Selman
7 takimlik degil 8 takimlik grupta olsaydik ceza 7 mac olurdu, sanirim bundan kura'yi beklediler...
***
Seyircinin ne yaptigini anlatsinlar tamamen siyasi bir karar olmadigini kanitlamak istiyorlarsa.
Milli takim'in etrafinda dolasan pislik adam cok, basin'a yapilan aciklamalar cok sacmaydi tum Isvicre olaylari sirasinda, ve duzeltilmesi gereken bir bakis acisi var Turk futbolunun ve Turk seyircisinin...
...ama bu karar inanilmaz sekilde agir ve FIFA'nin ayni karari Italya veya Fransa olsa yapma olasiliklarinin olmadigi cok acikca belli. Boylece FIFA yapmak istemesi gereken seyin tam tersini yapmis oluyor: Turk taraftari ve Turk insani dahada ateslenecek, dahada ezilmis hissedecek kendini, HAKLI olarak "bize haksizlik yapiliyor Turkuz diye" diyebilecek, ve bunun devaminda kendini bilmezlerin dahada buyuk pisliklere yol acma olasiliklari artacaktir. FIFA'nin yapmak istemesi GEREKEN sey bunun tam tersi, ders verip bu tur olaylarin bir daha olmamasina yol acmak olmali, ama asil amaclari sanki bu degil. Asil amaclari Turklerin, ONLARIN (FIFA ve Avrupa'nin) bekledigi Turkler'in (atesli, pislik yaratan Turkler) gercek Turklerle ayni sekilde davranmasi. Buna ulasmanin yoluda Turkleri ateslendirmek.
Euro 2008'in Isvicre ve Avusturya'da oynanacak olmasi da ilginc. Bu olaylardaki ulke ve Blatter'in ulkesi biri, Turkiye'yi AB'den uzak tutmaya calisan bir numarali ulke oburu.
Ben bile hep "kendi yanlislarimiza bakmak lazim" diyenlerden olmama ragmen ateslendim, hadi gidelim su kupaya gosterelim heriflere Turkleri hangi statlardan uzak tutabileceklerini gorsunler falan diye dusunuyorum...
Boyle olmamasi lazimdi. Yazik.
Deniz
Posted: Wed Feb 08, 2006 8:02 am
by Burak Fenercioglu
Ceza agir mi bilemiyorum ama yanlis oldugu kesin. Taraftar yerine sorumlu tutulan yonetici, teknik ekip ve futbolculara verilmesi gereken bir ceza olmaliydi. Katiliyorum...
Bana gore tum bunlarin merkezinde gelecek itirazlar sonucu ceza dusecek. 1-2 mac seyircisiz oynadiktan sonra iyi halden 3-4'e dusururler. Maclar Ali Sami Yen'de olursa eski acik ile numaralinin birlestigi yerde 1500 kisinin rahatlikla stada girmeden hem maci izleyebilecekleri, hem de takimi destekleyebilecekleri bir bosluk mevcut. Zorlasan 2000 kisilik olur orasi. O da yeter simdilik...
Posted: Wed Feb 08, 2006 9:50 am
by Ufuk Sezekkaplan
Cezanin seyirci ile ilgili bolumune herkes gibi ben de katiliyorum. Seyirci bakimindan verilen ceza haksiz ama herhalde bozulmayacak.
Burada 3 sey dikkatimi cekti, biri dun Levent Bicakci basin toplantisinda bu olaylarin sorumlusu soruldugunda acikca "bir onceki Federasyon" diyerek sucu ustune aldi. Zaten Spordan sorumlu Bakan da olaylar ilk ciktiginda Federasyonu hedef gostermisti.
İkincisi, Ulusoy "mevcut durum karsisinda Fatih Terim ile yeniden gorusulecegini" soyledi. Galiba Terim ile kontrat yenilenmesi icin bu karar bekleniyordu.
Son olarak dun Senes Erzik'İn soyledikleri cok ciddiydi : "İhractan donduk, cunku bunun bir ust cezasi kupadan ihrac edilmektir".
Olaylarla ilgili olarak hep FIFA'nin cezalarini konusuyoruz ama acaba bizim kurumlarimiz ve kamuoyu ustune duseni yapti mi ?
1) Bicakci sorumlulugu ustlendi. O donemde Federasyonda olan herkesin de ustlenmesi gerekirdi. Goruyoruz ki bircogu yeni yonetimde piskin piskin oturuyorlar (Basketbolcu Lütfü Aribogan gibi).
2) Bu olayda Terim'in ve psikolog Acar Baltas'in Turk kamuoyundan ve gerekli yerlerden ceza almasi lazim.
Biri 2006'ya milli takimi goturecegim dedi, Milli takimin basindaki hocayi 4 mac kala gorevinden aldirdi, basaramadi. Ustelik 2006 derken 2008'i zora soktu ve Turkiye'nin itibari ile oynadi.
Digeri gorevini kotuye kullandi. Kotuye kullandi diyorum cunku Acar Baltas'in ozellikle milli takim oyuncularina ters motivasyon yaparak isi cigrindan cikardigini biliyorum.
Ki bu adamlar bu isi profesyonel esaslara gore yapiyorlar, milli takim, ulusal takim ayagina Terim ayda 110 milyar TL aliyor, primler konusuluyor, bircok vasifsiz adamlara da kadro aciliyor. Acar Baltas da ha keza. Spor programlarina cikip ahkam keserken, 70 milyona kendini spordan sorumlu psikolog diye reklam yaparken iyi, o zaman adama bunun hesabini da sorarlar.
Bu macin basinda o cok elestirdigimiz Ersun Yanal olsaydı ve mac bu sonuc ile bitseydi bu olaylar cikar miydi ? Veya Mustafa Denizli, Senol Gunes, Tinaz Tirpan, akla kim gelirse. Terim disinda olayları bu raddeye tirmandiracak baska bir hoca Turk spor camiasinda var midir ?
3) Savcilarin Davut Disli hakkinda ceza davasi acmasi , Istanbul Emniyet Muduru, Bakirkoy Emniyet Muduru ve Havaalaninin Guvenlikten Sorumlu İdari personelleri hakkinda da dava acmak icin idari girisimlerde bulunmasi lazimdi.
Isvicrelilerin, Turk Emniyetinin sorumluluk sahasi olan ucak koruklerinin agzinda, onceden organize edilmis bir topluluk ile ve taciz edilerek karsilanmasi her yerde agir bir suctur. Ustelik bu eylem onceden planlandigi icin taammuden bir eylemdir. Yani kimse burada tahrik kavramina siginamaz.
O sahaya, ancak onceden planlanmis bir eylemle ve gorevliler goz yumarsa girebilirsiniz. O gorevlilerin her duzeyde teshir edilmesi ve cezalandirilmasi Vatan borcudur.
4) Olaylara karisan tum futbolcular bizim tarafimizdan da cezalandirilmali, karismayanlar odullendirilmelidir. Niye bu olaylarin altindan hep Belozoglu, Alpay cikiyor ve mesela Nihat Kahveci cikmiyor ?
Ben kendi adima bu olaylarda herseye ragmen sadece bir avuc insanin adam gibi davrandigini dusunuyorum. Levent Bicakci da yaptigi tum yanlislara ragmen son kertede adam gibi davranmayi bildi.
Ayrica Ersun Yanal'a da agir haksizlik edildigi kanaatindeyim. Bu forumda da adam sirf Fenerbahceli zanni hep yerden yere vurulmustu.
Herkese sevgiler.
Posted: Thu Feb 09, 2006 4:55 am
by Savas Macun
Fifa tarafli karar verdi, zaten ellerine firsat gecse en ufak tereddutu olmadan ceza vermeye musaitler.Herseye tamam.
Ancak canak tuttuk, iclerinde o tekmeyi her kim attiysa, onu korumak ugruna cezayi toptan kestirdik, kurunun yaninda yas da yandi yani.
Fatih Terim ceza almadigi surece bu olaylardan adalet yerini bulmayacak.
Tez elden istifa etsin.Bir daha da Milli Takimin ve milliyetciligin adini agzina almasin.Kimsenin kitlelerin milli duygularini kendi emelleri ugruna yanlis yonlendirmeye hakki yok.
Birde su meshur Conrad Otelindeki toplanityi aciklasin Medya ki herkes ne olup bittigini anlasin, aba altindan sopa gostermesinler, mesaj falan da yollamasinlar aciklasinlar da halk neyin ne oldugunu ogrensin.Yoksa biz birbirimizi yiyecegiz gene renkler ugruna.
Selamlar
Savas
Posted: Thu Feb 09, 2006 5:05 am
by Mustafa Dogan
İçinize oturmuştur! Merak etmeyin Ulusoy amcanız gereğini yapacak, Terim gider! İçinizdeki Terim kompleksi bambaşka!
Savas Macun wrote:
Fatih Terim ceza almadigi surece bu olaylardan adalet yerini bulmayacak.
Savas
...............
Şu rezil hadiseyi bile şahsi menfaati adına kullanmaya kalkan bir TFF başkanı: "Başbakanımızla görüşeceem"
Git el etek öp bakalım paçayı kurtarabilecekmisin bu bahaneyle!
Terim gider dertler biter
Posted: Thu Feb 09, 2006 10:56 am
by Zafer Yazici
Mustafa Dogan wrote:İçinize oturmuştur! Merak etmeyin Ulusoy amcanız gereğini yapacak, Terim gider! İçinizdeki Terim kompleksi bambaşka!
Savas Macun wrote:
Fatih Terim ceza almadigi surece bu olaylardan adalet yerini bulmayacak.
Savas
...............
Şu rezil hadiseyi bile şahsi menfaati adına kullanmaya kalkan bir TFF başkanı: "Başbakanımızla görüşeceem"
Git el etek öp bakalım paçayı kurtarabilecekmisin bu bahaneyle!
İsviçre Maçı dolayısıyla verilen cezalar kısaca 2008 Arupa Şampiyonası
İsviçre'de biz sizi burada istemiyoruz anlamında bir cezadır.
Olayda FİİLİ olarak hareket edenlerin hepsi zaten gereklicezaları almıştır.Mehmet Özdilek, Alpay,Emre ama seyirci ne yapmıştır.Seyirci sahayamı girmiştir.Futbolcu mu dövmüştür.TD direktör mü hırpılamıştır.Aksine o kadar stresse ve üzüntüye rağmen bence sakin davranmıştır.Seyircisiz olarak verilen maç cezasında politiktir.Bilinmektedir ki Almanya olsun Hollanda olsun Avusturya olsun Milli Takım nerede oynarsa oynasın cezalı maçlarında dahi tribunler dolacaktır.O baskı yine kurulacaktır.Bu adamların alayı şerefsizdir.Bakınız Galatasaray Neuchatel maçında bir bozuk para yüzünden 5-0 gibi tarihi bir skoru ve emeği bir kalemde silecek kadar şerefsizdirler.O zamanda takım İsviçre takımıdı.Tezgah aynı tezgah.
Isviçre tur atladığı için benim ülkemde değil kendi ülkesinde sevinsin var mı böyle bir şey ya gelene paşam gidene paşam kim bize yapıyor.Onlar ellerinden gelen rezilliği yağıyor havaalanlarında saatlerce süründürüyor bekletiyor biz yaptı mı kabahat kusur oluyor.
Psikolojik olarak futbolda herşey mübah.Millet Terim'e laf sokup duruyo deminden beri ama bakınız o yapıda olan Chealsea TD geçen senelerde hakemşlere veryansın etmedi mi rus mafyasından tehditler alıyorum diye hakem görevin, bırakmadımı ne ceza aldılar?
Bu cezayı göz önüne aldığınız zaman heyselde yaşananlardean sonra İngilizlerin hiçbir kupaya sonsuza kadar takım yollamama cezası alması lazımda ya onlarca kişi öldü 5 yılla yırttılar.Roma'da galatasaraya daha ağırı yapıldı 3 maç seyircisiz aldılar.
Neden?
Çünkü Medyasıda bir oluyo spor adamıda bir oluyor böyle bir olay karşısında.Topyekün mücadele ediyorlar.Biz ise bu olayda söyle kusurumuz var böyle kusurumuz var aşağıladaık dırdık kendimizi ya bırakın bunları.Yemeyelim birbirimizi.Var mı doğru bir TD milli takımı bu saatten sonra çalıştıracak.Mustafa denizlinin filan başarılı oalcağına inanıyomusun.?En iyisi dedikleri en bilimseli dedikleri Ersun Yanal'ı gördünüz işte.
Zaman birlik olma zamanıdır?Milli takım 12 maçı dılarıda oynayarak bu gruptan çok rahat çıkar çıkacaktır.Ve İsviçre'ye de gidecektir.Bu adamlara bizim orada olmamız en büyük cezadır 2008 te.Futbolcumuzla seyircimizle basınımızla.
Bu karar yüz karası bir karardır.
FIFA güvenilriliğini yitirmiştir.Bu karar Şenez eRZİKİ ASLINDA NE KADAR PASİF olduğunun göstergesidir.UEFA ya başkan olma hevesi yüzünden ülkesini pas geçmiştir onada helal..
Posted: Thu Feb 09, 2006 1:48 pm
by Kenan Atak
Alttaki (kaynak Aksam gazetesi) haberi okurken kasiklarinizi tutun derim. Tabi aglanacak haber ama artik o kadar aptalca ki gulmekten baska yapilacak yok. Bahsedilen Hasan Dogan da su TFF baskanligi icin iktidardan tam destek alan kisi galiba. Turk sporunun hali ibretliktir bu ligte sampiyon olsan ne yazar diyoruz o yuzden. Hic bakmayin TV'den futbola falan cunku magara kanunlari egemen olmus futbolun basina. Benim en hosuma giden kisim denizden cikartma oldu. Keske hucum botu falan da dusunselermis.
----------------------------------------------------------------------------
İsviçre’deki maçı 2-0 kaybetmişiz. Ertesi gün İstanbul’a dönüş ve hemen üç gün sonra rövanş maçına çıkacağız.
THY’nin Milli Takım’ı Zürih’ten getiren uçağında büyük bir sessizlik hakim. Moraller sıfır. Ama herkes türlü türlü planlar içinde. “Ne yaparız ederiz de bu İsviçre’yi eleriz, Almanya’ya gideriz.” Çeşit çeşit fikirler ortaya atılıyor. Derken uçak Yeşilköy Havaalanı’na iniyor, federasyonun seyahat organizasyonlarından sorumlu bir bayan (Bir federasyon yetkilisinin direktifi doğrultusunda) ayağa kalkıyor, Hasan Doğan, Davut Dişli ve Fatih Terim’in bulunduğu yere gelerek, “Conrad Oteli’nde bir durum değerlendirmesi yapılacak, lütfen alandan direkt oraya geçelim” diyor.
Kafile alandan ayrıldıktan sonra otele geliyor ve bu isimler 853 numaralı odaya çıkıyor. Ve o meşhur toplantı başlıyor.
Yani “Türk futbolunun dibine dinamit koyan”, “Dünya’ya rezil eden”, her fırsatta barbar Türkler naraları atan “Avrupalı’nın arayıp da bulamadığı fırsatı büyük bir koz olarak eline veren” o meşhur toplantı.
Belki bu toplantıya katılanlar hepsi iyi niyetli ama, alınan kararların Türkiye’ye ileride vereceği zararı kimse hesaplayamıyor. Onlar kimler mi? Onlar Türk futbolunun en önde gelen isimleri.
Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, İkinci Başkan Hasan Doğan, Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Atalay, İstanbul Emniyeti’ni temsilen bir emniyet müdürü, Teknik Direktör Fatih Terim.
Toplantıda ana fikir şu:
“İsviçreliler dün akşam bizi 2-0 yenebilmek için her yolu denedi. Biz de bunun karşılığını çok iyi organize olarak vermeliyiz. Onlar 2-0 yeniyorsa biz de saha içi ve dışı faktörler bir arada onlara 3 fark atmalıyız.” Toplantıdaki ilk görüş rakibi kuralların izin verdiği nizami ölçülerde baskı altında tutmak... Fakat işin boyutu daha sonra değişiyor.
TOPLANTIDAN PASAJLAR
Davut Dişli, Emniyet’i temsilen toplantıya katılan yetkiliye diyor ki:
“Adamları daha pasaport kontrolünden itibaren psikolojik baskı altına almamız lazım.”
Emniyet yetkilisi şaşırıyor, Dişli devam ediyor:
“Biraz pasaport kontrolünde bekletmek yasa dışı mı? Ne olur yani İsviçreliler biraz kuyrukta beklese de ülkeye 2-3 saat geç giriş yapsa.”
Gerçekten de İsviçre Milli Takımı İstanbul’a 3 saat süren bir pasaport kontrolüyle giriş yapabiliyor. Daha körükten girişte, ellerinde Türk bayraklı yer hizmetleri görevlileri oyuncuların burnunun dibinde slogan atıp tacize başlıyor. Gümrüklü alan geçişinde ise para ile tutulduğu belli bazı kişiler İsviçreli oyuncu ve teknik adamlara ağır küfürler savuruyor. Bu fanatiklere tek polis memuru bile müdahale etmiyor.
Tekrar toplantıya dönüyoruz.
Hasan Doğan söz alıyor:
“Otele giderlerken de rahat bırakmayalım. Sahilyolu üzerinde bir kaza olsa da otobüsleri biraz beklese fena mı olur?... “
Emniyet yetkilisi yine şaşırıyor:
“Ne kazası, efendim nasıl olur?...
Hasan Doğan:
“İstediğin bir kaza olsun. Hem, o otobüsün önünde iki arabanın hafif bir kazası çok mu imkansız. Burası Türkiye burada çok sık trafik kazası olur ve ekipler gelene kadar da araçlar yerinden kımıldamaz...”
Gerçekten de ertesi gün Çırağan’a E 5’ten değil de Sahilyolu üzerinden giden İsviçre milli takımı otobüsü tacize uğruyor. Kaza olmuyor ama trafiğin her sıkıştığı an, nereden çıktığı belli olmayan Milli Takım taraftarları tarafından yumurta yağmuruna tutuluyor. Ve bu görüntüler dünya TV’lerinde yayınlanıyor.
Toplantıda saha içi taciz de konuşuluyor.
Davut Dişli, Başkan Bıçakcı’ya dönerek şu ifadeleri kullanıyor:
“Başkanım emredin, sahaya şişe yağdıralım. Pet şişe yağmuru gibisi yoktur.”
Başkan Bıçakcı’nın cevabı, “Sen ne diyorsun Davut, olur mu hiç ? Sahamız kapatılır” oluyor.
Ama Dişli üsteliyor:
“Merak etme başkan, en çok bir maç ceza gelir o da seneye sahamızdaki ilk maça. Önemli olan şu maçı alıp Almanya’ya ulaşmak.”
DENİZDEN DE TACİZ
Toplantı geç saatlere kadar sürüyor. Levent Bıçakcı’nın, emniyet yetkilisinin karşı çıkışlarına rağmen, alınan kararlar İsviçre Türkiye’ye ayak basar basmaz uygulanmaya başlıyor, maç sonunda yaşanan olaylarla son buluyor.
Gümrük eziyeti, yumurta yağmuru ile başlayan İsviçre’ye karşı baskı kurma operasyonu, rakip takımın kaldığı Çırağan Oteli’nde de devam ediyor. Özel tekneler tutuluyor, ses düzenleri kuruluyor, davullarla, zurnalarla, denizden Çırağan Oteli’ne taciz atışları yapılıyor. İşin garip yanı, havaalanında ve yollarda yaşanan yumurta olayında polisin müdahil olmaması gibi, Sahil Güvenlik de denizdeki bu olaylara hiç karışmıyor.
Sonrasında ise maç bitimindeki, artık tüm dünyanın bildiği vahim olaylar. Tekmeler, yumruklar... Soyunma odası koridorlarında yaşananlar. Grichting’in hastanelik olması, hakem kapısının kırılması, korkudan ağladığı iddia edilen hakem Bleeckere’yi bizim futbolcularımızın hışmından Serhat ile Fatih Akyel’in kurtarması.
Sözün özü, “Kötü yazılmış, kötü uygulanmış bir senaryo” Türkiye’nin başına telafisi mümkün olmayan olaylar açtı. İşte bunların ve aldığımız cezanın da suçlusu Conrad Oteli zirvesine katılan, bu organizasyonları planlayan isimler.
FIFA kararını verirken “sorumluların bulunmaması” nedeniyle cezayı ağır tuttu. Eğer, savunmada, “Evet, pasaportta şu müdürler yüzünden keyfi bir uygulama yapıp İsviçrelileri taciz ettik. Ya da yumurta işini şunlar şunlar organize etti, biz de bu adamlara şu cezaları verdik” diyebilseydik, bu cezayı yemeyecektik. Sorumlular ortada yok, bir iki futbolcu kurbanlık koyun gibi ortaya atıldı.
Sonra da FIFA’ya kızıyoruz, “Seyirci ceza aldı” diye. Sen kendi içindeki sorumluları bulup çıkarmazsan daha çok ceza alırsın.
Şimdi bu sorumlular utanmadan çıkıp “FIFA’ya faks, mektup yağdıralım” diyor.
FATİH TERİM le devam
Posted: Thu Feb 09, 2006 6:33 pm
by Zafer Yazici
Kerem Tezic wrote:Alttaki (kaynak Aksam gazetesi) haberi okurken kasiklarinizi tutun derim. Tabi aglanacak haber ama artik o kadar aptalca ki gulmekten baska yapilacak yok. Bahsedilen Hasan Dogan da su TFF baskanligi icin iktidardan tam destek alan kisi galiba. Turk sporunun hali ibretliktir bu ligte sampiyon olsan ne yazar diyoruz o yuzden. Hic bakmayin TV'den futbola falan cunku magara kanunlari egemen olmus futbolun basina. Benim en hosuma giden kisim denizden cikartma oldu. Keske hucum botu falan da dusunselermis.
----------------------------------------------------------------------------
İsviçre’deki maçı 2-0 kaybetmişiz. Ertesi gün İstanbul’a dönüş ve hemen üç gün sonra rövanş maçına çıkacağız.
THY’nin Milli Takım’ı Zürih’ten getiren uçağında büyük bir sessizlik hakim. Moraller sıfır. Ama herkes türlü türlü planlar içinde. “Ne yaparız ederiz de bu İsviçre’yi eleriz, Almanya’ya gideriz.” Çeşit çeşit fikirler ortaya atılıyor. Derken uçak Yeşilköy Havaalanı’na iniyor, federasyonun seyahat organizasyonlarından sorumlu bir bayan (Bir federasyon yetkilisinin direktifi doğrultusunda) ayağa kalkıyor, Hasan Doğan, Davut Dişli ve Fatih Terim’in bulunduğu yere gelerek, “Conrad Oteli’nde bir durum değerlendirmesi yapılacak, lütfen alandan direkt oraya geçelim” diyor.
Kafile alandan ayrıldıktan sonra otele geliyor ve bu isimler 853 numaralı odaya çıkıyor. Ve o meşhur toplantı başlıyor.
Yani “Türk futbolunun dibine dinamit koyan”, “Dünya’ya rezil eden”, her fırsatta barbar Türkler naraları atan “Avrupalı’nın arayıp da bulamadığı fırsatı büyük bir koz olarak eline veren” o meşhur toplantı.
Belki bu toplantıya katılanlar hepsi iyi niyetli ama, alınan kararların Türkiye’ye ileride vereceği zararı kimse hesaplayamıyor. Onlar kimler mi? Onlar Türk futbolunun en önde gelen isimleri.
Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, İkinci Başkan Hasan Doğan, Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Atalay, İstanbul Emniyeti’ni temsilen bir emniyet müdürü, Teknik Direktör Fatih Terim.
Toplantıda ana fikir şu:
“İsviçreliler dün akşam bizi 2-0 yenebilmek için her yolu denedi. Biz de bunun karşılığını çok iyi organize olarak vermeliyiz. Onlar 2-0 yeniyorsa biz de saha içi ve dışı faktörler bir arada onlara 3 fark atmalıyız.” Toplantıdaki ilk görüş rakibi kuralların izin verdiği nizami ölçülerde baskı altında tutmak... Fakat işin boyutu daha sonra değişiyor.
TOPLANTIDAN PASAJLAR
Davut Dişli, Emniyet’i temsilen toplantıya katılan yetkiliye diyor ki:
“Adamları daha pasaport kontrolünden itibaren psikolojik baskı altına almamız lazım.”
Emniyet yetkilisi şaşırıyor, Dişli devam ediyor:
“Biraz pasaport kontrolünde bekletmek yasa dışı mı? Ne olur yani İsviçreliler biraz kuyrukta beklese de ülkeye 2-3 saat geç giriş yapsa.”
Gerçekten de İsviçre Milli Takımı İstanbul’a 3 saat süren bir pasaport kontrolüyle giriş yapabiliyor. Daha körükten girişte, ellerinde Türk bayraklı yer hizmetleri görevlileri oyuncuların burnunun dibinde slogan atıp tacize başlıyor. Gümrüklü alan geçişinde ise para ile tutulduğu belli bazı kişiler İsviçreli oyuncu ve teknik adamlara ağır küfürler savuruyor. Bu fanatiklere tek polis memuru bile müdahale etmiyor.
Tekrar toplantıya dönüyoruz.
Hasan Doğan söz alıyor:
“Otele giderlerken de rahat bırakmayalım. Sahilyolu üzerinde bir kaza olsa da otobüsleri biraz beklese fena mı olur?... “
Emniyet yetkilisi yine şaşırıyor:
“Ne kazası, efendim nasıl olur?...
Hasan Doğan:
“İstediğin bir kaza olsun. Hem, o otobüsün önünde iki arabanın hafif bir kazası çok mu imkansız. Burası Türkiye burada çok sık trafik kazası olur ve ekipler gelene kadar da araçlar yerinden kımıldamaz...”
Gerçekten de ertesi gün Çırağan’a E 5’ten değil de Sahilyolu üzerinden giden İsviçre milli takımı otobüsü tacize uğruyor. Kaza olmuyor ama trafiğin her sıkıştığı an, nereden çıktığı belli olmayan Milli Takım taraftarları tarafından yumurta yağmuruna tutuluyor. Ve bu görüntüler dünya TV’lerinde yayınlanıyor.
Toplantıda saha içi taciz de konuşuluyor.
Davut Dişli, Başkan Bıçakcı’ya dönerek şu ifadeleri kullanıyor:
“Başkanım emredin, sahaya şişe yağdıralım. Pet şişe yağmuru gibisi yoktur.”
Başkan Bıçakcı’nın cevabı, “Sen ne diyorsun Davut, olur mu hiç ? Sahamız kapatılır” oluyor.
Ama Dişli üsteliyor:
“Merak etme başkan, en çok bir maç ceza gelir o da seneye sahamızdaki ilk maça. Önemli olan şu maçı alıp Almanya’ya ulaşmak.”
DENİZDEN DE TACİZ
Toplantı geç saatlere kadar sürüyor. Levent Bıçakcı’nın, emniyet yetkilisinin karşı çıkışlarına rağmen, alınan kararlar İsviçre Türkiye’ye ayak basar basmaz uygulanmaya başlıyor, maç sonunda yaşanan olaylarla son buluyor.
Gümrük eziyeti, yumurta yağmuru ile başlayan İsviçre’ye karşı baskı kurma operasyonu, rakip takımın kaldığı Çırağan Oteli’nde de devam ediyor. Özel tekneler tutuluyor, ses düzenleri kuruluyor, davullarla, zurnalarla, denizden Çırağan Oteli’ne taciz atışları yapılıyor. İşin garip yanı, havaalanında ve yollarda yaşanan yumurta olayında polisin müdahil olmaması gibi, Sahil Güvenlik de denizdeki bu olaylara hiç karışmıyor.
Sonrasında ise maç bitimindeki, artık tüm dünyanın bildiği vahim olaylar. Tekmeler, yumruklar... Soyunma odası koridorlarında yaşananlar. Grichting’in hastanelik olması, hakem kapısının kırılması, korkudan ağladığı iddia edilen hakem Bleeckere’yi bizim futbolcularımızın hışmından Serhat ile Fatih Akyel’in kurtarması.
Sözün özü, “Kötü yazılmış, kötü uygulanmış bir senaryo” Türkiye’nin başına telafisi mümkün olmayan olaylar açtı. İşte bunların ve aldığımız cezanın da suçlusu Conrad Oteli zirvesine katılan, bu organizasyonları planlayan isimler.
FIFA kararını verirken “sorumluların bulunmaması” nedeniyle cezayı ağır tuttu. Eğer, savunmada, “Evet, pasaportta şu müdürler yüzünden keyfi bir uygulama yapıp İsviçrelileri taciz ettik. Ya da yumurta işini şunlar şunlar organize etti, biz de bu adamlara şu cezaları verdik” diyebilseydik, bu cezayı yemeyecektik. Sorumlular ortada yok, bir iki futbolcu kurbanlık koyun gibi ortaya atıldı.
Sonra da FIFA’ya kızıyoruz, “Seyirci ceza aldı” diye. Sen kendi içindeki sorumluları bulup çıkarmazsan daha çok ceza alırsın.
Şimdi bu sorumlular utanmadan çıkıp “FIFA’ya faks, mektup yağdıralım” diyor.
Yani “Türk futbolunun dibine dinamit koyan”, “Dünya’ya rezil eden”, her fırsatta barbar Türkler naraları atan “Avrupalı’nın arayıp da bulamadığı fırsatı büyük bir koz olarak eline veren” o meşhur toplantı.
Bu olaylar Almanya'da, daha önce sabıkası olan İngilterede ya da İtalya olsa aynı cezalar mı verilirdi?Önemli olan soru bu benceç
Biz dünya rezil olmuşuz bı olaylarla.O zaman İTALYANLARDA rezil.Ozellikle UEFA patentli maçlarda oyok yok.Galatasaray - Roma maçı
İngilizle ise iyice rezil çünkü vukuatları hat safhad onlarca kişiyi heyselde katlettiler bunu cezası 10 yıl men mi olmalı.O jkadar holiganizm yaşanıyor İngiltere futbol seyircisi ya da futbol federasyonunun ceza aldığını gördünüzmü.
Saha içinde neler konuşukduğubu yaşandığuını bilebilrimisiniz.fUTBOLCULARIN BİRBİRLERİNE NE DEDİKLERİNİ nasıl küfrettiklerini.İsviçreliler sütten çıkan ak kaşık öı ya.
FIFA yüz karası bir karar vermiştir.Blatterin ağırlığı ile hareket etmiştir.
Havaalanında hiç mi okumadınız milli takım kafilesinin ya da yurt dışına giden takımların ne kadar bekletildiklerini didik didik arandıklarını.
Yapılan şeylerin hepsi sahada ve koridorlarda yaşana şeylerdir.Kimse Türk seyircisine laf söylemeyez.Sahada ufak tefek pet şişe atma dışında futbolcumu öldürmüşlerdir ya da yaralamışlardır.FIFA nın ceza verirken iki sene seyirci men cezası olur mu ya.
Bırakın kendimize hakaretler yağdırmayı.Koridorda birşeyler olmasa bile milli takım 4-1 yemip tur atlasa bile maç iptaline gideceklerd.Ne çabuk unuttunuz gALATASARAYIN 5-0 galibiyetini yine bu insanların çalmak istediğini.Onların evine gittimi adamlar seyirciyi her türlü kullansınlar biz gelene gül uzatalıkm tıpkı fener milan maçındaki gibi.
Arkadaş deplasmana geliyo bunlar borru değil sahada da oynayacaksın psikolojikte.En fazla 2 maç ve futbolculara ceza gelirdi o da para cezsı o bile tartışılır eğer isviçre yapsaydı aynı şeyleri.
Biz seyircsizde oynarız dışarda da oynarız bu gruptan çıkar gideriz oraya
Ama FIFA tarafsız davranmamıştır.
Posted: Tue Feb 14, 2006 2:17 am
by Mustafa Dogan
Palavra palavra palavra!!
Kimse kimseye tekme atmadı!
Serkan aptallık etti!
Ben kimsenin o isviçreliye tekme attığına inanmıyorum!
Biri sana tekme atacak, görmeyeceksin, etrafındakilerde görmeyecek!
Buna inanmak için salak olmak lazım!
Adamlar aleyhimize iş cevirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor, bizde onlara ihtiyaç duydukları malzemeyi bolca veriyoruz..
Hepsi bu
Posted: Thu Feb 16, 2006 9:11 pm
by Mustafa Dogan
2 Eylül 2006: Türkiye Pas geçecek
6 Eylül 2006: Türkiye-Malta
7 Ekim 2006: Macaristan-Türkiye
11 Ekim 2006: Türkiye-Moldova
24 Mart 2007: Yunanistan-Türkiye
28 Mart 2007: Türkiye-Norveç
2 Haziran 2007: Bosna Hersek-Türkiye
Gayet cillop bi fikstür
Posted: Fri Feb 17, 2006 2:22 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Terim'i kurtaran bir fikstur, ilk 3 macta 9 puan alininca hersey unutulacak.