Kultur/Muzik/Sanat
Moderator: Staff
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Parti kapatmak cozum degil abi.
Secimle gelen adami kapatamazsin. Adi PKK-DTP olsa bile.Ama dedigin dogru sistem parti reenkarnasyonuna izin veriyor. Baska isimle baska bir yapida vucut bulacaklar.
PKK teroru ile kurt sorunu bence iki ayri kulvarda degerlendirilmeli.PKK terorune son verecek olan sey (ETA ve IRA orneklerinde bu gorulmus ve ispatlanmistir.) Lider kadronun yakalanmasi ve uzun yillar iceri tikilmasi, orgutun para ve diger kaynaklarinin tespit edilerek kurutulmasidir. ETA hala bir seyler yapmaya calisiyordu yakin zamana kadar. Liderini ve kasasini yakaladilar. Kafasini kesince yilanin vucudu 5 dakika daha oynar ya sonra ?
Biz bu firsati degerlendiremedik.Ben cozumun hala askeri olacagini dusunenlerdenim. Dagdan inen affedilen adamin tekrar cikmamasinin garantisi yoktur. Adama is saglayip sicak yemek verip yanimiza cekecegimiz dusunmek naifliktir.
Kuzey Londra'da publarda artik para toplaniyor mu IRA'ya (simdi P.I.R.A oldu ) ? Hayir. Amerikada'dan gelen destek cekildi. Serbest Irlanda Cumhuriyeti Avrupa Birliginde.
Sein Fein legal bir partidir. Parti politikalari adaylari ve manifestolari vardir.
Ingiltere'de oyle lider kadro avukatlari ile bildiri felan gonderemez.Emirler verip politika saptayamaz. Ustelik hukumet birakin adamla diyaloga girmeyi resmini gostermez kimseye.Orgutun para kaynagi kesilmedigi surece dagdaki daga ovadaki ovaya hakim olur.
Dagdaki adamin ortalama omru 5 senedir.Bunu ben soylemiyorum zaten kendileri soyluyor.Bu kadar yil surmesinin sebebi o zaman orgute duzenli katilimlarin olmasidir. Duzenli katilimi tedarik zincirini muhimmati saglayanda para (yani uyusturucu ve kacakcilik gelirleridir) Duyanda bizi 100.000 kisilik bir orduya karsi savastigimizi zanneder.
Kurt sorunu baska bir sey. Adi sadece kurt sorunu degil, ekonomik sikinti, egitim sikintisi, 50 sene belki daha once yapilmasi gereken seylerin hala yapilmamis olmasindan kaynaklanan sikintinin adidir bu sorun. Kendi dillerinde bagimsiz televizyonlari kendi ders kitaplari olmalidir katiliyorum. Ama bu televizyonlar ve kitaplarin boluculuk yapma ihtimali nedir diye sorarsaniz sadece gulumseyebilirim.
AKP ummet zihniyeti ile ulkenin buyuk bir cogunlugu gibi Sunni olan Kurt topluluguna din kartini oynayarak oy alacaktir. Baska yolu yoktur. RTE'nin neredeyse tum danismanlilarinin Kurt kokenli hatta biraz daha ileri gotureyim Naksibendi olmasinin arkasindaki sebeb te budur.
Yeni bir parti kurmalarinda hic bir problem gormuyorum ben. Bir azinlik partisi olarak kalacaklardir.Yani siyasal olarak Turkiye'yi bolmeleri demokratik yoldan mumkun degil. Gecen yillarda AKP kapatilsaydi korkardim cunku onemli bir miktardaki Kurt-Sunni oy DTP'ye akabilirdi.
DTP'nin en rahat olduklari en ozgur olduklari (Guneydogu'dan sonra) sehir Izmir'dir. Yani propogandalarini rahatca yapiyorlar. (Gecen Izmir'de olan olay munferit bir olaydir-parti konvoylari burada rahatca gezer)
Kafama takilmisti gittim baktim.
Belediye secimlerinde Izmir'in ilcelerinden DTP'nin aldigi oylar.
Turkiye'nin en buyuk ilcelerinden olan (gerci simdi uc ilceye bolundu (Bayrakli vs..) Bornova'da aldigi oy 230 sadece 230. Asagidaki ilcelerden bazisi milyon nufusa sahip bazilari 10-15.000 arasi.Cogunda oylari % 3'u dahi gecmiyor.
Bornova 230
Gulbahce 2
Konak 17.794
Tire 16
Aliaga 956
Buca 9.223
Karabaglar 12.195
Menderes 0
Torbali 4.026
Balcova 17
Cesme 0
Karaburun 0
Menemen 7.304
Urla 387
Bayindir 674
Cigli 21
Karsiyaka 327
Narlidere 37
Bayrakli 9.409
Dikili 35
KemalPasa 17
Odemis 0
Bergama 449
Foca 0
Kinik 0
Seferihisar 0
Beydag 0
Gaziemir 3.209
Kiraz 0
Selcuk 835
Ahmet Turk ve Semiha Ayna gibi insanlarin bunlarin basinda olmasini istiyorum. Boylece hepimiz kim olduklarini net bir sekilde aklimizda suphe kalmadan goruyoruz.
Secimle gelen adami kapatamazsin. Adi PKK-DTP olsa bile.Ama dedigin dogru sistem parti reenkarnasyonuna izin veriyor. Baska isimle baska bir yapida vucut bulacaklar.
PKK teroru ile kurt sorunu bence iki ayri kulvarda degerlendirilmeli.PKK terorune son verecek olan sey (ETA ve IRA orneklerinde bu gorulmus ve ispatlanmistir.) Lider kadronun yakalanmasi ve uzun yillar iceri tikilmasi, orgutun para ve diger kaynaklarinin tespit edilerek kurutulmasidir. ETA hala bir seyler yapmaya calisiyordu yakin zamana kadar. Liderini ve kasasini yakaladilar. Kafasini kesince yilanin vucudu 5 dakika daha oynar ya sonra ?
Biz bu firsati degerlendiremedik.Ben cozumun hala askeri olacagini dusunenlerdenim. Dagdan inen affedilen adamin tekrar cikmamasinin garantisi yoktur. Adama is saglayip sicak yemek verip yanimiza cekecegimiz dusunmek naifliktir.
Kuzey Londra'da publarda artik para toplaniyor mu IRA'ya (simdi P.I.R.A oldu ) ? Hayir. Amerikada'dan gelen destek cekildi. Serbest Irlanda Cumhuriyeti Avrupa Birliginde.
Sein Fein legal bir partidir. Parti politikalari adaylari ve manifestolari vardir.
Ingiltere'de oyle lider kadro avukatlari ile bildiri felan gonderemez.Emirler verip politika saptayamaz. Ustelik hukumet birakin adamla diyaloga girmeyi resmini gostermez kimseye.Orgutun para kaynagi kesilmedigi surece dagdaki daga ovadaki ovaya hakim olur.
Dagdaki adamin ortalama omru 5 senedir.Bunu ben soylemiyorum zaten kendileri soyluyor.Bu kadar yil surmesinin sebebi o zaman orgute duzenli katilimlarin olmasidir. Duzenli katilimi tedarik zincirini muhimmati saglayanda para (yani uyusturucu ve kacakcilik gelirleridir) Duyanda bizi 100.000 kisilik bir orduya karsi savastigimizi zanneder.
Kurt sorunu baska bir sey. Adi sadece kurt sorunu degil, ekonomik sikinti, egitim sikintisi, 50 sene belki daha once yapilmasi gereken seylerin hala yapilmamis olmasindan kaynaklanan sikintinin adidir bu sorun. Kendi dillerinde bagimsiz televizyonlari kendi ders kitaplari olmalidir katiliyorum. Ama bu televizyonlar ve kitaplarin boluculuk yapma ihtimali nedir diye sorarsaniz sadece gulumseyebilirim.
AKP ummet zihniyeti ile ulkenin buyuk bir cogunlugu gibi Sunni olan Kurt topluluguna din kartini oynayarak oy alacaktir. Baska yolu yoktur. RTE'nin neredeyse tum danismanlilarinin Kurt kokenli hatta biraz daha ileri gotureyim Naksibendi olmasinin arkasindaki sebeb te budur.
Yeni bir parti kurmalarinda hic bir problem gormuyorum ben. Bir azinlik partisi olarak kalacaklardir.Yani siyasal olarak Turkiye'yi bolmeleri demokratik yoldan mumkun degil. Gecen yillarda AKP kapatilsaydi korkardim cunku onemli bir miktardaki Kurt-Sunni oy DTP'ye akabilirdi.
DTP'nin en rahat olduklari en ozgur olduklari (Guneydogu'dan sonra) sehir Izmir'dir. Yani propogandalarini rahatca yapiyorlar. (Gecen Izmir'de olan olay munferit bir olaydir-parti konvoylari burada rahatca gezer)
Kafama takilmisti gittim baktim.
Belediye secimlerinde Izmir'in ilcelerinden DTP'nin aldigi oylar.
Turkiye'nin en buyuk ilcelerinden olan (gerci simdi uc ilceye bolundu (Bayrakli vs..) Bornova'da aldigi oy 230 sadece 230. Asagidaki ilcelerden bazisi milyon nufusa sahip bazilari 10-15.000 arasi.Cogunda oylari % 3'u dahi gecmiyor.
Bornova 230
Gulbahce 2
Konak 17.794
Tire 16
Aliaga 956
Buca 9.223
Karabaglar 12.195
Menderes 0
Torbali 4.026
Balcova 17
Cesme 0
Karaburun 0
Menemen 7.304
Urla 387
Bayindir 674
Cigli 21
Karsiyaka 327
Narlidere 37
Bayrakli 9.409
Dikili 35
KemalPasa 17
Odemis 0
Bergama 449
Foca 0
Kinik 0
Seferihisar 0
Beydag 0
Gaziemir 3.209
Kiraz 0
Selcuk 835
Ahmet Turk ve Semiha Ayna gibi insanlarin bunlarin basinda olmasini istiyorum. Boylece hepimiz kim olduklarini net bir sekilde aklimizda suphe kalmadan goruyoruz.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Su hale bakin ya. Yandas, yalak, oportunist medyadan Obama görsumesi nasil yansiyor.
Cogu gobekten bagli ulkeyi idare edenlere. Enerji isleri vesaire, tarikatlardan ordan burdan gelen paralar, buyuk devlet buyukleri ile ucaga binip kendini bir bok sanmalar. vah vah. Acaba bizim gibi, tarihinde mertce duello degil de, pustca arkadan pusu ile hancerleme, oryantal muzikle kafada bardak cingir cingir buyuk ustalikla kivirtma kulturu olan yerlerde mi oluyor bu? Benim icin sorun Mehmet veya Cengiz abinin belirttigi parti de degil. Onlar sadece ahmak. Benim icin sorun bu kadar bok kokan bir ulke. Gecenlerde cok guzel bir karikatur vardi "Her TARAF bok kokuyor diye". Ne kadar da cuk oturuyor. Onu kapat bunu kapatma degil sorun, bu yerlesik duzen, bu degerler(!). O sinsilik kokan kara kara bakislar. Nerdeyse herkesin tipik bir Acun Cetincali oldugu veyaolma potansiyeli olan, Ata Demirel'le gulen, ayni zamanda son derece acimasiz oldugu, sanata ilgisi olmayan, okumayan, sorgulamayan, yerlesik degerlere sirtni yaslamis insanlarin ezici cogunluk oldugu bir ulke. Ne yani pkk teröru bitse huzur mu olacak böyle bir toplumda akli basinda saglam degerleri olan, kendini a$mayi varlik sorunu gören biri icin? Akli basnda bir insan haz mi alacak böyle insanlarin agirlikta oldugu yerde yasamaktan? O yuzden hic kafayi yormayip en dogrusu mumkun oldugunca cografi uzakligi, arayi acip uzaklasmak artik iyice, gun be gun yabancilastigimiz en ufak bir aidiyet hissi hissetmedigimiz, nerdeyse tek bir insanina bile guvenemeyecegimiz bu dogdugumuz topraklardan.
--------------------------------------------------------------------------
Hürriyet: Hayati ortak, HaberTurk: Türkiye dostum, Erdoğan arkadaşım, Yenişafak: Dünya barışı için model ülke Türkiye, Sabah: Türkiye bölgede güvencemiz, Radikal: Zirvede tam mutabakat, Milliyet: Türkiye yükselen güç, Star: Tam mutabakat, Taraf: Obama ile PKK için yeni milat, Türkiye: Beyaz Sarayla tam mutabakat...
Cogu gobekten bagli ulkeyi idare edenlere. Enerji isleri vesaire, tarikatlardan ordan burdan gelen paralar, buyuk devlet buyukleri ile ucaga binip kendini bir bok sanmalar. vah vah. Acaba bizim gibi, tarihinde mertce duello degil de, pustca arkadan pusu ile hancerleme, oryantal muzikle kafada bardak cingir cingir buyuk ustalikla kivirtma kulturu olan yerlerde mi oluyor bu? Benim icin sorun Mehmet veya Cengiz abinin belirttigi parti de degil. Onlar sadece ahmak. Benim icin sorun bu kadar bok kokan bir ulke. Gecenlerde cok guzel bir karikatur vardi "Her TARAF bok kokuyor diye". Ne kadar da cuk oturuyor. Onu kapat bunu kapatma degil sorun, bu yerlesik duzen, bu degerler(!). O sinsilik kokan kara kara bakislar. Nerdeyse herkesin tipik bir Acun Cetincali oldugu veyaolma potansiyeli olan, Ata Demirel'le gulen, ayni zamanda son derece acimasiz oldugu, sanata ilgisi olmayan, okumayan, sorgulamayan, yerlesik degerlere sirtni yaslamis insanlarin ezici cogunluk oldugu bir ulke. Ne yani pkk teröru bitse huzur mu olacak böyle bir toplumda akli basinda saglam degerleri olan, kendini a$mayi varlik sorunu gören biri icin? Akli basnda bir insan haz mi alacak böyle insanlarin agirlikta oldugu yerde yasamaktan? O yuzden hic kafayi yormayip en dogrusu mumkun oldugunca cografi uzakligi, arayi acip uzaklasmak artik iyice, gun be gun yabancilastigimiz en ufak bir aidiyet hissi hissetmedigimiz, nerdeyse tek bir insanina bile guvenemeyecegimiz bu dogdugumuz topraklardan.
--------------------------------------------------------------------------
Hürriyet: Hayati ortak, HaberTurk: Türkiye dostum, Erdoğan arkadaşım, Yenişafak: Dünya barışı için model ülke Türkiye, Sabah: Türkiye bölgede güvencemiz, Radikal: Zirvede tam mutabakat, Milliyet: Türkiye yükselen güç, Star: Tam mutabakat, Taraf: Obama ile PKK için yeni milat, Türkiye: Beyaz Sarayla tam mutabakat...
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Ne garip, Bursa'da 19 isci öluyor. Berbat calisma kosullari, cogunun hatta belki de tamaminin sigortasi yok. Bugun Turkiye'de is kazalari ve is hastaliklari profili cikarilsa sonuc bir facia. Ustelik butun risklere ragmen 37 bin kisi ayda toplasan 1000 lira icin bu ise basvurmus sirf ekmek parasi icin. Resmen dram! Göcuk altinda kalmasan, gazdan gitmesen, baska nedenlerden gidiyorsun zaten. Isin daha da vahimi sabah aksam eli cenesinin altinda demokrasi, temohrasi diye yilin 365 gunu yazi yazan, o kanal senin bu kanal senin gezen "akil adamlar" buyuk enttelhtueller, " sevgiiliii Cavidan simdi Orhan Pamuk icin aydinlar listesine imza atmaya gidiyoruuuuum" diyen baytar bile olamayacak saklabanlar " bu konuda tek kelime etmez. Bu olaydan birebir sorumlu zat ise olaydaki tum sorumluluguna ragmen 'takdir'i ilahi' diye cenazeye gitmis ne kadar "halktan biri" oldugunu gostermis. Hersey ama hersey imaj uzerine. Herseyin arkasinda gizli guc iliskileri var. Bilmem bunu görebiliyormusunuz? Turban siyaset konusu olur ama ulkenin dört bir yaninda 14-15 yasinda cogu turbanli kizlarin dokuma atölyelerinde orda burda asbestos'tan öldugu yazilmaz kimse dusunmez bile. Ne kadar samimiyetsiz bir dunya degil mi? Ama yediriyorlar iste, millet yiyor bu samimiyetsizligi, her tur yalani, iftirayi yedikleri gibi.
Neyse burda bosuna yakinmanin anlami yok. Biz de kendimce birseyler yapmayi dusunuyoruz. Isvec'te bu is kazalarinin önlenmesi icin de calismalar yapan ve toplu sözlesmeleri yöneten bir sigorta kurumunda calisiyoruz demistim ya. Burda is kazalarinin yazili metin haline gelmis verilerini gerek dil gerekse istatistik baglaminda analiz eden bir istatistik yazilim programi ile pek cok is kazasi olayini, olayin baslangic nedenleri ve olay ani ile beraber ortaya cikarttik ve devam de ediyoruz. Su ABD'e gitme isi sonuclanmadan evvel, Turkiye'de iyi bir kurumla bag kurarsak bu calismalari gidip anlatmakta yarar var. Zira Isvec'te artik ölumle sonuclanan is kazasi kalmadi gibi. Sadece uzun dönem hastaliklara yol acan kazalar var ya da kismi felce yol acanlar. Biz burda bunlari saptayip sendika ve isveren temsilcilerine sunuyoruz, sadece olayla ilgili veriler degil butun risk gruplarini da ortaya cikarttik. Onlar da gerekli önlemleri aliyorlar. Gecen sene DC'deki konferansta da bunu anlatmistik. Bu yöntem yeni yeni ABD, Avusturalya ve Kanada'da kullaniliyor. Kazalrin tipleri cluster analizi yöntmeleri ile gruplandirildiktan sonra yapacak dunya kadar istatistik analizi var. En son bu yöntemi Bourdieu'nun de sosyolojide kullandigi analyse factorielle des correspondances teknigi ile birlestirip risk gruplarinin bir tur cografyasini cikarrtik. Veriler iyi olunca, yöntemler saglam olunca hersey kabak gibi ortaya cikiyor.
Bakalim Turkiye'de bu konuya ilgi gösteren bir kurum bulabilecekmiyiz. Eger bulrsak benim sef ve bir is arkadasi ile beraber toplu sözlesmelerin öneminden verilerin toplanmasi ve risk analizlerine kadar herseyi anlatacagiz.
Neyse burda bosuna yakinmanin anlami yok. Biz de kendimce birseyler yapmayi dusunuyoruz. Isvec'te bu is kazalarinin önlenmesi icin de calismalar yapan ve toplu sözlesmeleri yöneten bir sigorta kurumunda calisiyoruz demistim ya. Burda is kazalarinin yazili metin haline gelmis verilerini gerek dil gerekse istatistik baglaminda analiz eden bir istatistik yazilim programi ile pek cok is kazasi olayini, olayin baslangic nedenleri ve olay ani ile beraber ortaya cikarttik ve devam de ediyoruz. Su ABD'e gitme isi sonuclanmadan evvel, Turkiye'de iyi bir kurumla bag kurarsak bu calismalari gidip anlatmakta yarar var. Zira Isvec'te artik ölumle sonuclanan is kazasi kalmadi gibi. Sadece uzun dönem hastaliklara yol acan kazalar var ya da kismi felce yol acanlar. Biz burda bunlari saptayip sendika ve isveren temsilcilerine sunuyoruz, sadece olayla ilgili veriler degil butun risk gruplarini da ortaya cikarttik. Onlar da gerekli önlemleri aliyorlar. Gecen sene DC'deki konferansta da bunu anlatmistik. Bu yöntem yeni yeni ABD, Avusturalya ve Kanada'da kullaniliyor. Kazalrin tipleri cluster analizi yöntmeleri ile gruplandirildiktan sonra yapacak dunya kadar istatistik analizi var. En son bu yöntemi Bourdieu'nun de sosyolojide kullandigi analyse factorielle des correspondances teknigi ile birlestirip risk gruplarinin bir tur cografyasini cikarrtik. Veriler iyi olunca, yöntemler saglam olunca hersey kabak gibi ortaya cikiyor.
Bakalim Turkiye'de bu konuya ilgi gösteren bir kurum bulabilecekmiyiz. Eger bulrsak benim sef ve bir is arkadasi ile beraber toplu sözlesmelerin öneminden verilerin toplanmasi ve risk analizlerine kadar herseyi anlatacagiz.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Diyecek sey bulamiyorum. Isletmenin sahibinin yedigi haltlara bakin. Nerde anli sanli "akil adamlar" dogru durust konuyu isleyen uzerine giden bile yok. Genelde Acun Cetincali ile kah kah gulen, Hadise ve Ibo ile gobek atan, Gulben Ergen ya da Ferhat Dincer dinleyen, yerlesik inanclari ile ot gibi yasayan bu kavm-i necip milletimiz tarafindan begenilmeyen Cumhuriyet birtek ustune gider boyle seylerin.
http://haber.gazetevatan.com/Aci_bekley ... 4/1/Gundem
http://haber.gazetevatan.com/Aci_bekley ... 4/1/Gundem
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Sadece Amerikan drami degil kapitalizmin drami. Turkiye'nin de farki yok. Okurken uzulmemek elde degil. Yapayalniz adam bu dunyada tutunacak hicbirseyinin olmamasina, bu duzenin kendisini bozuk para gibi harcayip atmasina agliyor. Son fotograf birazcik dayanisma duygusu olan insan icin yurek daglayici adeta. Zamaninda komunizm cöktu diye bakkal Ahmet efendi söylemi ile hicbirsey okumadan dusunmeden bilmis bilmis konusanlar, insani kendine ve yasadigi topluma alabildigine yabancilastiran, otlastiran, burusuk mendil gibi atan bu duzen icin de dusunmeliler. Turkiye'de tezgahlarda 13-14 yasinda kizlar calisip erken yasta öluyorlar. Bu duzen her alanda insanligi felakete göturuyor. Bir tek kuzey ulkeleri biraz istisna bu konuda zira insani, yasayan varliklari ön plana cikaran bir duzen insa edilmis zamaninda. Akil dogmalarin yerini almis. Buyuk emekle insa ettikleri duzen tum sallantilara ragmen kimseyi sokakta, evsiz, sagliksiz birakmiyor en azindan(cok ufak istisnalar varsa bilemem).
http://www.milliyet.com.tr/Dunya/HaberD ... tegoriID=2
http://www.milliyet.com.tr/Dunya/HaberD ... tegoriID=2
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Elbette Amerikada Wall Street bankerleri Obama'nin dedigi gibi olayi anlamamis gozukmeteler. Kapatilism de batan bankayi kurtarmak yoktu. Ama ABD hukumeti ekonomiyi batirmama pahasini bunu yapmak zorunda kaldi. Buna karsilik durumu duzeltir gibi gozuken dort buyuk banka calisanlarina 30 milyar dolar odul dagitmaya kalkti ki bu para bugun Afganistana yollanacak 30 bin yeni askerin bir senelik masrafi.
Bu arada Amerikan halki da olayi anlamis degil. Calisirken iki kurus parayi kara gun icin kenara koymayi akil edemeyen ama duzenin "al elin gorsun sic gotun gorsun" diye kazandigi parayi bir cirpida harcayip kredi kartina dayanan elbette evsiz barksiz kalacak isini kaybettiginde. Bugune kadar rahatindan hicbir fedekarlik yapmamis Dunya'yi kendine calisir gorenlerin odeyecegi fiyat bu.
Amerika insa edilirken ortada 1930'larda ogrenilen derslerden pay bicip karinca gibi calisan insanlardan eser kalamdi. Bugun en luks arabaya binecek en luks evde oturacak ve en iyi yerde tatil yapacagim diye gotunun deligini bilmeden para harcamaya alisinca olacagi buydu ve oldu. Onun icin Colarado'da Lesser'in pek acinacak hali yok. 58 yasina gelip iki kurus para biriktirememis olmak en basta onun sucu. Elbette bugun issiz kalinca Allah vermeye kotu bir hastalik sonucu insanlarin butun biriktirdigi bir anda kul oluveriyor. Bu elbette bugunku sistemin sucu. Ama bu sistemi bu hale gitirenler Amerikayi ihya eden 1950 - 1960 sonlarinda orta yas kusaginin birikimine ihanet edenler. Bu arada ucuncu Dunyadan goc edip sistemin bosluklarindan yararlanip olayi bugune getirenleri de unutmamak lazim. Ben bile 1978'den sonraki yozlasmayi cok acikca gordum. Buna sebeb olanlar ucuncu Dunya ve gelismekte olan ulkelerden gelenlerin getirdigi calismadan kose donme hastaligi ile soyup sogana cevirme olaylarinin payini da az buz degil. Saglik sistemini eline koz verenler bunlar oldu. Avukatlara ve doktorlara akil verip sigorta isinin cilkini cikartanlarda bunlardi. Cunku 1930'lari goren ve calismadan para kazanilmayacagina inana Amerikalini aklina sirtim agriyor diye kendini malulen emekli ettirip baska islere atilmak aklina gelmezdi.
Onun icin bugun durumu aciklamak o kadar kolay degil. Bir suru faktor var. Geri donulur mu benim pek umidim yok. Orta tabaka hizla erimekte. Amerikada hemen hemen artik dogru durust bir uretim kalamadi. Servis ekonomisi adi verilen sen benim sirtimi kasi bende seninki diyerek voodu ekonomisini cikis yolu diye ona buna yutturanlar voleyi vurdular. Hepsini disariya sivadilar. Amerikanin isi zor. Bu arada bu pastadan bizde payimizi aliriz diye gelenlerimizi aci bir yaslilik donemi bekliyor. Bir yerler kacmak zorunda kalacagiz malasef.
Bu arada Amerikan halki da olayi anlamis degil. Calisirken iki kurus parayi kara gun icin kenara koymayi akil edemeyen ama duzenin "al elin gorsun sic gotun gorsun" diye kazandigi parayi bir cirpida harcayip kredi kartina dayanan elbette evsiz barksiz kalacak isini kaybettiginde. Bugune kadar rahatindan hicbir fedekarlik yapmamis Dunya'yi kendine calisir gorenlerin odeyecegi fiyat bu.
Amerika insa edilirken ortada 1930'larda ogrenilen derslerden pay bicip karinca gibi calisan insanlardan eser kalamdi. Bugun en luks arabaya binecek en luks evde oturacak ve en iyi yerde tatil yapacagim diye gotunun deligini bilmeden para harcamaya alisinca olacagi buydu ve oldu. Onun icin Colarado'da Lesser'in pek acinacak hali yok. 58 yasina gelip iki kurus para biriktirememis olmak en basta onun sucu. Elbette bugun issiz kalinca Allah vermeye kotu bir hastalik sonucu insanlarin butun biriktirdigi bir anda kul oluveriyor. Bu elbette bugunku sistemin sucu. Ama bu sistemi bu hale gitirenler Amerikayi ihya eden 1950 - 1960 sonlarinda orta yas kusaginin birikimine ihanet edenler. Bu arada ucuncu Dunyadan goc edip sistemin bosluklarindan yararlanip olayi bugune getirenleri de unutmamak lazim. Ben bile 1978'den sonraki yozlasmayi cok acikca gordum. Buna sebeb olanlar ucuncu Dunya ve gelismekte olan ulkelerden gelenlerin getirdigi calismadan kose donme hastaligi ile soyup sogana cevirme olaylarinin payini da az buz degil. Saglik sistemini eline koz verenler bunlar oldu. Avukatlara ve doktorlara akil verip sigorta isinin cilkini cikartanlarda bunlardi. Cunku 1930'lari goren ve calismadan para kazanilmayacagina inana Amerikalini aklina sirtim agriyor diye kendini malulen emekli ettirip baska islere atilmak aklina gelmezdi.
Onun icin bugun durumu aciklamak o kadar kolay degil. Bir suru faktor var. Geri donulur mu benim pek umidim yok. Orta tabaka hizla erimekte. Amerikada hemen hemen artik dogru durust bir uretim kalamadi. Servis ekonomisi adi verilen sen benim sirtimi kasi bende seninki diyerek voodu ekonomisini cikis yolu diye ona buna yutturanlar voleyi vurdular. Hepsini disariya sivadilar. Amerikanin isi zor. Bu arada bu pastadan bizde payimizi aliriz diye gelenlerimizi aci bir yaslilik donemi bekliyor. Bir yerler kacmak zorunda kalacagiz malasef.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Babam maden muhendisidir. 70 kusur yasindadir ama masallah hafizasi zehir gibidir. Bana 30-40 sene onceki olaylari anlatir.Kerem Tezic wrote:Ne garip, Bursa'da 19 isci öluyor. Berbat calisma kosullari, cogunun hatta belki de tamaminin sigortasi yok. Bugun Turkiye'de is kazalari ve is hastaliklari profili cikarilsa sonuc bir facia. Ustelik butun risklere ragmen 37 bin kisi ayda toplasan 1000 lira icin bu ise basvurmus sirf ekmek parasi icin. Resmen dram! Göcuk altinda kalmasan, gazdan gitmesen, baska nedenlerden gidiyorsun zaten.
Yeraltina bifiil inmis kisidir. Zonguldak Uzulmez ve daha bir cok madene grizu patlamalari yuzunden inmistir. Son 15 senesini Calisma Bakanliginda is guvenligi mufettisi olarak gecirmistir. Yani bu tarz olaylardan sonra inceleme yapan rapor tutan ve ust makama verilecek cezayi bildiren Bakanlik Mufettisi olan kisi.
Anlattigi o kadar inanilmaz hikaye var ki inanamazsiniz. 70'lerde bir olay olmus. Bursa'da gorevli iken bir yerde coken bir maden icin olen isciler yada sakat kalanlar hakkinda arastirmaya gitmis. Madenin sahibi demiski "rapor tutma sana su kadar para" . Benim o hep sizlandigim durustlugu ile babam "olmaz" burada sen hatalisin demis". Adam en sonunda resmen babami tehdit etmis. "Raporuna yazacagin ceza kadar seni surdururum.
Babam hic orali olmamis ve prosedurde ne kadar yaziyorsa " o zaman 18 aylik bir ceza " o kadar kapatma cezasi ve tazminat yazmis. Adam da sozunu tutmus ve babami 18 ayligina Zonguldak'a surdurmus. Ben o zamanlar 4-5 yasinda imisim. Annem ablam ve ben Bursa'da babam Zonguldak'ta 2 sene ye yakin ayri kalmisiz. O zamanlar (80 oncesi) Bakanliklarin icinde sagci solcu kavgasi varmis.Bizimkisi de boyle bir sebeple surgun edilmis. Sebeb olarak ta solcu oldugu soylenmis. (Babam CHP'ye hic oy atmamis oysa )
Bu madencilik ve maden kazalari isi yaklasik cumhuriyetten beri boyle diyor babam.Birakin onlemi, hala grizu yada azalan oksijeni tespit etmek icin en guvenli yol madene kanarya indirmekmis.
Butun maden muhendislerinin Besiktasli olmasinin sebebi budur diyor babam bana takilarak, Kanarya sevenler dernegi o zaman bu kadar aktif degilmis
Allah geride kalanlara sabir versin. Gercekten cok zor meslek. Gercekten ekmeklerini tastan cikariyorlar. Babamin eve eli yuzu kapkara geldigini hatirlarim. Beni Uludag'daki Wolfram madenine indirmisti 10 yasinda iken aslinda yasakti cocuklarin inmesi o derinlige ama babam ekmegin nasil kazanildigini gostermek istemisti sanirim. Korka korka yuzlerce metre derinlige inmistim babamla. Bana cok degisik madenler alasimlar gostermisti. Prit diye parlak bir tasi eve getirmistim. 20 kusur sene sakladim o tas parcasini.
Turkiye Linyit Isletmelerinin misafirhanesinin terasindan (Bursa Ataturk Stadina bakardi) Bursasporun maclarini seyretmek, 15 gunde bir o iri elli dag gibi baba figuru adamlarin raki icmesini seyretmek kalin kalin sesleri ile gokgurultusu gibi kahkahalarini duymak cok hosuma giderdi. Bende onlar gibi madenci olmak isterdim.
Her maden kazasinda grizu patlamasinda bu yuzden icim sizlar.
Ruhlari sad olsun.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Size asagiya bir yazi koyacagim. Bu yazi benim icin neden bu toplumun bu kadar siddete egilimli bir toplum oldugunun göstergesi. Siddet illa aletle silahla falan olmuyor. Altta göruldugu gibi sözlerin de hic farki yok sonucta. Ne kadar acimasizca bir yazi tanrim. Yazinin sacmaligi abuk sabuklugu bir kenara su acimasizliga su duzeye bakin. Ama bunlar sasirtici degil, ne turk basinin bu duzeyde olusu, ne bu halkin basina hicbir bilgi birikimi olmayan, hicbir genel kultur duzeyi olmayan, bir devlet adamligi icin olmasi gereken asgari egitime ve birikime bile sahip olamayan ve son derece kavgaci, hazimsiz ve dolayisi ile otoriter, lise mezunu birini secmesi, ne de bugun malina zarar verilen (ne demistim, bu halkin malina, avradina, tuttugu takima dokunma bin yil yasarsin) bir "vatandasin" eline kalasnikofu alip göstericileri taramasi tesaduf degil. Bu forumda yazan bizler de kendimizi bu ortamdan muaf tutmayalim cunku bizler de bu guruhun (halk demiyorum halk olamadik halk olmak icin bilinc lazim biz de ise bu yok, bir araya bilincisizce gelindi mi ancak suru olunuyor) bir parcasiyiz ve bu internet futbol forumlarinda da en okumusundan en cahiline insanlarin birbirine su alttakine benzer dille hitap ettigini defalarca dudaklarim ucuklayarak gördum, gerek bu forumda gerek baska yerlerde. Özellikle söyluorum konu benim icin alttaki kisiler degil, onlar son derece önemsiz ve ufak ayrintilar. Benim icin önemli olan toplumdaki hakim su duzey, su "degerler". (Bu igrenc yazi Radikal'de cikmis, Yeni Safak veya Hurriyet veya Taraf veya baska bir yerde de cikabilirdi, yaziyi yazanin isine son verip verilmemesi de birsey degistirmez zira gazete kadrolarindan 300 kusur dosaysi dokunulmazliklar yuzunden bekleyen meclisimizdeki mebuslara, sokakataki insanlara kadar su acimasizliktaki insan sayisi hic de azimsanamayacak boyutta).
---------------------------------------------------------------------------------
Ergenlik ve ilk gençlik dönemlerinde karşı cinsle temas kuramamış, tek cinsel deneyimi mastürbasyon olan biri ilerleyen yaşlarda istediği kadar parlak ilişkiler yaşasın, skor üstüne skor yapsın fark etmez. Doğasını baskılarken bilinçaltında biriktirdikleri, fark etsin ya da etmesin, yetişkinlik dönemindeki davranışlarının belirleyicisi olur. Ertelenmiş cinselliğin, doğayı baskılamanın elbette bir bedeli olacak. O artık iflah olmaz bir abazandır.
Bu girizgâh şunun için...
Beğenenin de nefret edenin de yadsıyamadığı bir vaka var: Ahmet Hakan. Her yazdığı tartışılan, her attığı adımda bir anlam aranan medyanın adı tek geçen polemik figürü. Türkiye’nin bir numaralı gazetesinin en çok okunan, yazıları internet siteleri tarafından en çok alıntılanan, üzerine tartışmalar yapılan bir isim Ahmet Hakan.
Bu kadar da değil. Bir de prestijli bir kanalda tartıma programları yapıyor. Yazılarının dışında ekranda da görünüyor yani. Üstelik başarılı.
Övünç verici bir mesleki parlaklık... Eh, bir gazeteci için böylesi bir etki yetmeli diyorsunuz değil mi? Bu kadar görünmek kesmeli aslında bir faniyi...
Ama kesmiyor. Ne televizyondaki konuşmaları, ne her gün yüz binlerin okuduğu gazete yazıları...
Bir de gün boyu Twitter’da ona buna laf yetiştirmeler, masaları dikizleyip canlı yayın yapmalar.
Diyebilirsiniz ki işte iletişim sevdası, işte kafasına göre takılan özgür ruh.
Ama değil.
Ahmet Hakan’ınki ne bir iletişim sevdası, ne kafasına göre takılma hali. Mastürbasyon döneminden sonra ne yaşarsa yaşasın kaçıp kaçıp o ana dönen tatminsiz ergenin “geç” halinden başka bir şey değil. Kendi kendini tatmin etmeye çalışırken ikiye, üçe ayrılan bilinç ve bu ayrılmalardan payına düşen tatminsizlik.
Kolay mı?
Kanınızın en deli aktığı dönemde her türlü nefsi kısıtlamanın görece kutsal olduğu bir iklimde seyredeceksiniz. Şöhretin tadını şöyle kenarından tadacaksınız ama ait olduğunuz cemaat nedeniyle isteklerinize hep ket vuracaksınız. Günlerden bir gün, o cemaati terk edip o yasakları yıkmanın hazzını yüksek sesle haykırarak, kayıp yıllarınızın hıncını çıkaracaksınız. Gidemediğiniz tüm ortamlara akacak, kaybı telafiye konsantre bir adanmışlıkla yeni dostluklarınızı da, nefretlerinizi de, öfkelerinizi de hep ama hep tezahürat eşliğinde yaşayacaksınız.
Ya arkadaşlarınızla, ya düşmanlarınızla, olmazsa kendi kendinizle... Dalaşacaksınız. Ama hep tezahürat eşliğinde...
O Düğüm...
Ahmet Hakan Kanal 7 anchormani, ben henüz üniversitede öğrenciyken bir panelde tam da bugünkü açmazını izlemiştim gözlerinden. Muhafazakâr jön Hakan’ı hayranlıkla izleyen türbanlı öğrenciler ile Hakan arasındaki flört- ama sadece orada kalan, bir adım sonrasına gidemeyen flört- acıklı bir enstantaneydi. Panel bitti, Hakan hayran bakışlar arasında, muhtemelen boğazındaki o kocaman düğümle salondan ayrılıverdi. Geriye kalan, sadece yutkunmasıydı.
İşte şimdi Hakan’ın tüm uğraşı o düğümü çözmek için.
Ama kötü bir haberim var. Ne yeni mahallesinin en gözde ismi olması, ne en çok okunan yazar... Ne Hürriyet, ne CNN Turk, ne Twitter... Ne dostlarının ne de düşmanlarının köşelerinde yer bulması...
Artık hiçbir şey Ahmet Hakan’ı tatmin edemez. Çünkü o düğüm hep orada, duruyor. Onca vedaya rağmen Twitter’dan da bu yüzden çıkamıyor, magazin ya da geyik ortamları da onca eleştirisine rağmen onsuz olmuyor, Avşargillere de bu yüzden önce “çakıp” sonra onlarla “çıkıyor.”
Dedim ya; kahrolası o düğüm.
Oray Eğin'in Tokgöz'ü ve Radikal'i çok sert bir şekilde eleştirdiği yazısı:
Ucuz kahramanlık
Dün başında Türkiye'nin en beceriksiz gazetecilerinden İsmet Berkan'ın bulunduğu Radikal gazetesinde bir meslektaşımız hakkında iğrenç, aşağılık bir yazı çıktı. Reklamını yapmamak için isim vermiyorum. Ben bu gibi durumlarda yazıyı yazan kadar yazıyı basanın da sorumluluğu olduğunu düşünürüm. Aynı utançtan o da nasibini almalıdır.
Gün içinde medya mahallesinde konuşuldu... İsmet Berkan o yazarın işine son vermiş dendi... Ama henüz bir resmi açıklama yok...
Hadi doğru olduğunu kabul edelim... Ama bu pespaye satırların basıldığını, bütün bir gün İnternet sitelerinde dolaştığını, öyle ya da böyle tarihe kaldığı gerçeğini değiştirmez ki bu kovma. Yazarı kovarsın anladım; ama basanı ne yapacaksın? Basanın yanına kar mı kalacak?
Berkan gibi gazete yöneticiliğini sadece barlarda reklamcı arkadaşlarına hava atmak ve belli çevrelerde adam yerine konmak olduğu düşünenler yayın yönetmenliğinin en temel kuralından yıllardır habersiz: Yöneticilik gazete çıkmadan önce yapılır, çıktıktan sonra değil.
Şimdi aklı sıra bu duruma çok sinirlenen ve gereğinin yapılmasını talimat veren patronlarını kandıracak, medyaya hoş görünecek, ucuz kahramanlığa soyunacak... Hadi oradan... Yazı yayımlanmadan önce aklın neredeydi?
Radikal'de hep böyle oluyor ama... Adnan Hoca'cılar ilan veriyor, yöneticisi 'Benim haberim yok' diyor. Mine Kırıkkanat bir yazı yazıyor, ortalık ayaklanıyor, yazarı işten atıyorlar, yönetici 'Ben okumamışım o yazıyı' diyor...
Yine aynı hikaye... Kifayetsiz muhterislik kurumsallaşırsa bir yerde böyle olur...
Bir sözüm de Radikal'de 'genelevdeki bakire' rolünü oynamaya bayılan büyük ahlak-etik bekçisi Tuğrul Eryılmaz'a: Orada burada laf sokuşturup duracağına hadi asıl şu konuda sesini yükselt de beni utandır...
Ersin Tokgöz'ün Oray Eğin'e cevabı:
Tetik Kardeşliği Anında Devrede... İlk Atış İğrençliğin Patent Sahibinden!
Radikal Gazetesi’ndeki köşemde Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ile ilgili yazdığım yazı nedense Akşam yazarı Oray Eğin’i hoplattı. Tamam hoplasın amenna. Ama Oray ya okuduğunu anlamıyor, ya da yoldaşlar sürüsünde en adanmış militan olarak ön plana çıkmak için durumdan vazife çıkarıp her zaman yaptığını yaparak çirkefleşiyor. Ya da “tetik kardeşliği”nde ilk atış emri ona verildi. Bilmiyorum.
Hiçbir yazının ya da yazarın Oray Eğin’in iğrenç, aşağılık gibi ithamlarını hak edecek kadar iğrençleşebileceğini, aşağılık olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü iğrençlik ve aşağılık yazıların patentinin kime ait olduğunu tüm medya biliyor. Eğer bu nitelemeyi başka bir gazeteci yapsaydı ciddiye alıp düşünürdüm. Ama Oray diyorsa sadece gülünür. Ben de öyle yapıyorum.
Oray’ın Radikal ve İsmet Berkan takıntısı sır değil zaten. Güya hem verilen görevi yerine getirecek, hem de zaman zaman nükseden bu takıntısını tatmin edecek. Tabii araya fitnelik sokup patronaja selam çakarak. Bunlar Eğin’in bildik tavırları. Şaşırtmıyor. Kuyruk acısı bir türlü dinmiyor çünkü.
Bu arada, merak ediyorum… Kendi yayın yönetmeni hakkında ne düşünüyor acaba? Kifayetsiz muhterisliğin kurumsallaşmasına Akşam Gazetesi’nin yoldaşların gazetecileri boğmak için merkez haline gelmesinden daha iyi bir örnek olabilir mi? Ahmet Hakan dururken Oray’ın hoplaması bir suç bastırma mekanizması mı? Göreceksiniz… Serdar Turgut’un Rojin ile ilgili yazdığı aşağılık yazıda mizah, yüksek zeka seviyesi falan arayıp herkesi anlayışa davet eden güruh Oray gibi tavır alacak. Eh, sürü psikolojisi.
Ne diyeyim, Allah herkesi bu psikolojiden kurtarsın. Acil şifalar. Oray’a bile.
-------------------------------------------------------------------
---------------------------------------------------------------------------------
Ergenlik ve ilk gençlik dönemlerinde karşı cinsle temas kuramamış, tek cinsel deneyimi mastürbasyon olan biri ilerleyen yaşlarda istediği kadar parlak ilişkiler yaşasın, skor üstüne skor yapsın fark etmez. Doğasını baskılarken bilinçaltında biriktirdikleri, fark etsin ya da etmesin, yetişkinlik dönemindeki davranışlarının belirleyicisi olur. Ertelenmiş cinselliğin, doğayı baskılamanın elbette bir bedeli olacak. O artık iflah olmaz bir abazandır.
Bu girizgâh şunun için...
Beğenenin de nefret edenin de yadsıyamadığı bir vaka var: Ahmet Hakan. Her yazdığı tartışılan, her attığı adımda bir anlam aranan medyanın adı tek geçen polemik figürü. Türkiye’nin bir numaralı gazetesinin en çok okunan, yazıları internet siteleri tarafından en çok alıntılanan, üzerine tartışmalar yapılan bir isim Ahmet Hakan.
Bu kadar da değil. Bir de prestijli bir kanalda tartıma programları yapıyor. Yazılarının dışında ekranda da görünüyor yani. Üstelik başarılı.
Övünç verici bir mesleki parlaklık... Eh, bir gazeteci için böylesi bir etki yetmeli diyorsunuz değil mi? Bu kadar görünmek kesmeli aslında bir faniyi...
Ama kesmiyor. Ne televizyondaki konuşmaları, ne her gün yüz binlerin okuduğu gazete yazıları...
Bir de gün boyu Twitter’da ona buna laf yetiştirmeler, masaları dikizleyip canlı yayın yapmalar.
Diyebilirsiniz ki işte iletişim sevdası, işte kafasına göre takılan özgür ruh.
Ama değil.
Ahmet Hakan’ınki ne bir iletişim sevdası, ne kafasına göre takılma hali. Mastürbasyon döneminden sonra ne yaşarsa yaşasın kaçıp kaçıp o ana dönen tatminsiz ergenin “geç” halinden başka bir şey değil. Kendi kendini tatmin etmeye çalışırken ikiye, üçe ayrılan bilinç ve bu ayrılmalardan payına düşen tatminsizlik.
Kolay mı?
Kanınızın en deli aktığı dönemde her türlü nefsi kısıtlamanın görece kutsal olduğu bir iklimde seyredeceksiniz. Şöhretin tadını şöyle kenarından tadacaksınız ama ait olduğunuz cemaat nedeniyle isteklerinize hep ket vuracaksınız. Günlerden bir gün, o cemaati terk edip o yasakları yıkmanın hazzını yüksek sesle haykırarak, kayıp yıllarınızın hıncını çıkaracaksınız. Gidemediğiniz tüm ortamlara akacak, kaybı telafiye konsantre bir adanmışlıkla yeni dostluklarınızı da, nefretlerinizi de, öfkelerinizi de hep ama hep tezahürat eşliğinde yaşayacaksınız.
Ya arkadaşlarınızla, ya düşmanlarınızla, olmazsa kendi kendinizle... Dalaşacaksınız. Ama hep tezahürat eşliğinde...
O Düğüm...
Ahmet Hakan Kanal 7 anchormani, ben henüz üniversitede öğrenciyken bir panelde tam da bugünkü açmazını izlemiştim gözlerinden. Muhafazakâr jön Hakan’ı hayranlıkla izleyen türbanlı öğrenciler ile Hakan arasındaki flört- ama sadece orada kalan, bir adım sonrasına gidemeyen flört- acıklı bir enstantaneydi. Panel bitti, Hakan hayran bakışlar arasında, muhtemelen boğazındaki o kocaman düğümle salondan ayrılıverdi. Geriye kalan, sadece yutkunmasıydı.
İşte şimdi Hakan’ın tüm uğraşı o düğümü çözmek için.
Ama kötü bir haberim var. Ne yeni mahallesinin en gözde ismi olması, ne en çok okunan yazar... Ne Hürriyet, ne CNN Turk, ne Twitter... Ne dostlarının ne de düşmanlarının köşelerinde yer bulması...
Artık hiçbir şey Ahmet Hakan’ı tatmin edemez. Çünkü o düğüm hep orada, duruyor. Onca vedaya rağmen Twitter’dan da bu yüzden çıkamıyor, magazin ya da geyik ortamları da onca eleştirisine rağmen onsuz olmuyor, Avşargillere de bu yüzden önce “çakıp” sonra onlarla “çıkıyor.”
Dedim ya; kahrolası o düğüm.
Oray Eğin'in Tokgöz'ü ve Radikal'i çok sert bir şekilde eleştirdiği yazısı:
Ucuz kahramanlık
Dün başında Türkiye'nin en beceriksiz gazetecilerinden İsmet Berkan'ın bulunduğu Radikal gazetesinde bir meslektaşımız hakkında iğrenç, aşağılık bir yazı çıktı. Reklamını yapmamak için isim vermiyorum. Ben bu gibi durumlarda yazıyı yazan kadar yazıyı basanın da sorumluluğu olduğunu düşünürüm. Aynı utançtan o da nasibini almalıdır.
Gün içinde medya mahallesinde konuşuldu... İsmet Berkan o yazarın işine son vermiş dendi... Ama henüz bir resmi açıklama yok...
Hadi doğru olduğunu kabul edelim... Ama bu pespaye satırların basıldığını, bütün bir gün İnternet sitelerinde dolaştığını, öyle ya da böyle tarihe kaldığı gerçeğini değiştirmez ki bu kovma. Yazarı kovarsın anladım; ama basanı ne yapacaksın? Basanın yanına kar mı kalacak?
Berkan gibi gazete yöneticiliğini sadece barlarda reklamcı arkadaşlarına hava atmak ve belli çevrelerde adam yerine konmak olduğu düşünenler yayın yönetmenliğinin en temel kuralından yıllardır habersiz: Yöneticilik gazete çıkmadan önce yapılır, çıktıktan sonra değil.
Şimdi aklı sıra bu duruma çok sinirlenen ve gereğinin yapılmasını talimat veren patronlarını kandıracak, medyaya hoş görünecek, ucuz kahramanlığa soyunacak... Hadi oradan... Yazı yayımlanmadan önce aklın neredeydi?
Radikal'de hep böyle oluyor ama... Adnan Hoca'cılar ilan veriyor, yöneticisi 'Benim haberim yok' diyor. Mine Kırıkkanat bir yazı yazıyor, ortalık ayaklanıyor, yazarı işten atıyorlar, yönetici 'Ben okumamışım o yazıyı' diyor...
Yine aynı hikaye... Kifayetsiz muhterislik kurumsallaşırsa bir yerde böyle olur...
Bir sözüm de Radikal'de 'genelevdeki bakire' rolünü oynamaya bayılan büyük ahlak-etik bekçisi Tuğrul Eryılmaz'a: Orada burada laf sokuşturup duracağına hadi asıl şu konuda sesini yükselt de beni utandır...
Ersin Tokgöz'ün Oray Eğin'e cevabı:
Tetik Kardeşliği Anında Devrede... İlk Atış İğrençliğin Patent Sahibinden!
Radikal Gazetesi’ndeki köşemde Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ile ilgili yazdığım yazı nedense Akşam yazarı Oray Eğin’i hoplattı. Tamam hoplasın amenna. Ama Oray ya okuduğunu anlamıyor, ya da yoldaşlar sürüsünde en adanmış militan olarak ön plana çıkmak için durumdan vazife çıkarıp her zaman yaptığını yaparak çirkefleşiyor. Ya da “tetik kardeşliği”nde ilk atış emri ona verildi. Bilmiyorum.
Hiçbir yazının ya da yazarın Oray Eğin’in iğrenç, aşağılık gibi ithamlarını hak edecek kadar iğrençleşebileceğini, aşağılık olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü iğrençlik ve aşağılık yazıların patentinin kime ait olduğunu tüm medya biliyor. Eğer bu nitelemeyi başka bir gazeteci yapsaydı ciddiye alıp düşünürdüm. Ama Oray diyorsa sadece gülünür. Ben de öyle yapıyorum.
Oray’ın Radikal ve İsmet Berkan takıntısı sır değil zaten. Güya hem verilen görevi yerine getirecek, hem de zaman zaman nükseden bu takıntısını tatmin edecek. Tabii araya fitnelik sokup patronaja selam çakarak. Bunlar Eğin’in bildik tavırları. Şaşırtmıyor. Kuyruk acısı bir türlü dinmiyor çünkü.
Bu arada, merak ediyorum… Kendi yayın yönetmeni hakkında ne düşünüyor acaba? Kifayetsiz muhterisliğin kurumsallaşmasına Akşam Gazetesi’nin yoldaşların gazetecileri boğmak için merkez haline gelmesinden daha iyi bir örnek olabilir mi? Ahmet Hakan dururken Oray’ın hoplaması bir suç bastırma mekanizması mı? Göreceksiniz… Serdar Turgut’un Rojin ile ilgili yazdığı aşağılık yazıda mizah, yüksek zeka seviyesi falan arayıp herkesi anlayışa davet eden güruh Oray gibi tavır alacak. Eh, sürü psikolojisi.
Ne diyeyim, Allah herkesi bu psikolojiden kurtarsın. Acil şifalar. Oray’a bile.
-------------------------------------------------------------------
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Keremcim,
Ben hic bir sey anlamadim.
Anladigimi yazayim.
Bir gerizekali diger bir gerizekali hakkinda bir yazi yazmis. Bir diger geri zekali da buna bozulmus galiba.
Abicim sen bu geri zekalilari cok takip etmeye basladin. Birak
Bak xmas is coming
http://www.guardian.co.uk/lifeandstyle/ ... ntrepieces
Ben hic bir sey anlamadim.
Anladigimi yazayim.
Bir gerizekali diger bir gerizekali hakkinda bir yazi yazmis. Bir diger geri zekali da buna bozulmus galiba.
Abicim sen bu geri zekalilari cok takip etmeye basladin. Birak
Bak xmas is coming
http://www.guardian.co.uk/lifeandstyle/ ... ntrepieces
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Izmir'de sakir sakir yagmur yagiyor.
Ofis penceremden gordugum puslu ve beyaz duman dolu gibi bir gokyuzu.
Aslinda eline JD sisesini alip birde cigara tutturup
Bunu http://www.youtube.com/watch?v=RU1uwBNS ... re=related
Dinlemek geliyor icimden...
Ama aksam mac var ayik olmak lazim
Ofis penceremden gordugum puslu ve beyaz duman dolu gibi bir gokyuzu.
Aslinda eline JD sisesini alip birde cigara tutturup
Bunu http://www.youtube.com/watch?v=RU1uwBNS ... re=related
Dinlemek geliyor icimden...
Ama aksam mac var ayik olmak lazim
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 169
- Joined: Thu Aug 14, 2008 11:58 pm
- Location: Los Angeles
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Yilmaz Erdogan'in son filmini CNN.com da bas haber yapmislar. Yaziyi okumak isteyenler icin link asagida.
http://www.cnn.com/2009/WORLD/europe/12 ... index.html
http://www.cnn.com/2009/WORLD/europe/12 ... index.html
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Bu sarki bana Ingiltere'yi ve ogrencilik yillarimi hatirlatti.
Bana gore tum zamanlarin en iyi KARAOKE sarkisidir. Tum pub in bir yerlerini yirtarcasina bu sarkiyi soyledigini hatirliyorum
http://www.youtube.com/watch?v=kS-zK1S5 ... &index=154
Bir arkadasim PUB ANTHEMS diye bir CD yapmisti. Listedeki ilk sarki budur.
Oglen vakti canim bira cekti simdi
Bana gore tum zamanlarin en iyi KARAOKE sarkisidir. Tum pub in bir yerlerini yirtarcasina bu sarkiyi soyledigini hatirliyorum
http://www.youtube.com/watch?v=kS-zK1S5 ... &index=154
Bir arkadasim PUB ANTHEMS diye bir CD yapmisti. Listedeki ilk sarki budur.
Oglen vakti canim bira cekti simdi
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
Bir buyuk devlet buyugu daha! Milletim, milli iradem kahraman gibi karsilamis, milletim ne derse o olur. Meclisin dortte ucunun (en tepe dahil) yolsuzluk dosyalarinin sirf dokunulmazlik yuzunden bekledigi bekledigi bir ulkede (kalksa cogu hatta tamami kodesi boylayacak belki) boyle seyler daha cok olur. Ama buyuk turk yazarlari tamohratiklasiyormuyuz temohatratihlasmiyormuyuz tartisa dursunlar. Komedi desem komedi de degil cok daha baska birsey bu olan biten.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13512861.asp?gid=229
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13512861.asp?gid=229
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Kultur/Muzik/Sanat
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations