Page 21 of 26
Posted: Fri Oct 10, 2008 11:31 pm
by Salih Bora
Skibbe efendi'yi savunmak için, sakatlıklar vardı bahanesi üretiliyor.
İnsan şaşırıyor, haliyle.
Hangi sakatlıklar bu?
Sağ bek sakatlığı bir örnek.
Yönetimin o boşluğu doldurmaması tek hatasıydı, en başından beri söylüyoruz. Her mevkide ikişer üçer oyuncu bulunurken sağ bekte Uğur hariç klasik sağ bek eksikliği... Zoraki oynatılan Sabri'nin de sakatlanması... Hasan, Linderoth denemeleri.
Onun dışında, sakatlık makatlık göremiyorum ben.
Kısa süreli olarak herkes sakatlanabilir. Mesela Arda sakatlandı. Onu aradık mı? Hayır. Çünkü Galatasaray'ın o mevkide de Arda'nın boşuğunu dolduracak oyuncu sayısı pek çok. Kaldı ki, Arda'dan verim almak her babayiğidin harcı değil. Bazen Hasan'laşıyor. Onu Hasan'laşmaktan kurtaracak hoca da yok ortada.
Kadromuzda yıldızlar var diyoruz. Esas mesele, sakatlıklar değil formsuzluklar.
Euro 2008 yorgunluğu bunda bir etken olabilir.
Fakat mazeret değil. Bu takımın teknik direktörü varsa, Ekim ayında bu kadar çok futbolcunun ihtiyar gibi oynaması hoşgörülür bir şey değil.
Zaten Skibbe efendi ilk adım olarak Kalli'nin savaşan, pres yapan, rakibe nefes aldırmayan oyun biçimini, formsuzluklarla karışık kimsenin kılını kıpırdatmaya yeltenmediği oyuna dönüştürdü.
Top Galatasaray'dayken, Galatasaray futbolcuları durarak top oynuyor.
Top Galatasaray'da değilken de futbolcular durarak oynuyor.
Garip bir felsefe bu.
Öyle ki, 500 pas yapmanın adı "top tutmak".
Dünya, nerdeyse üç pasta karşı kaleye gitmenin yollarını ararken, bizde yine 40 yıl öncesinin fuboluna dönüldü.
Skibbe efendi'yle vakit geçirmenin anlamı yok.
Basında Rijkaard adı geçiyor.
Beni olağanüstü heyecanlandırdı şimdiden.
Barcelona'yı zirveye taşımış Rijkaard'ı Galatasaray'a getirmek, Derwall'i getirmek kadar büyük hizmettir. Hem Galatasaray'a, hem Türk futbolu'na.
Doğruluğuna inanmak istiyorum.
Eğer yönetim bu işi becerirse, yüzyılın yönetimi olarak tarihe geçecek.
Bu adam gelsin; Yeşilköy'de karşılayıp, dört ayak üstüne çöküp Rijkaard'ı Florya'ya kadar sırtında taşımayan Salih'in iki gözü kör olsun.
Posted: Sat Oct 11, 2008 12:00 am
by Ufuk Sezekkaplan
Ben başka şeyden şüphelenmeye başladım.
Kalli 2-3 maçtır tribünde, son maçta Adnan Polat'la beraberdi. Maçtan sonra Polat Kalli'den her zaman fikir aldıklarını ve onun iyi bir Galatasaray'lı olduğunu söyledi.
"Maçı protokol tribününden izleyen Karl Heinz Feldkamp ile maçın değerlendirmesini yapıp yapmadığı yönündeki soruya Adnan Polat, ''Oyunla ilgili kendisinden değerlendirme istemedik. Feldkamp geliyor, gidiyor. Bizim onunla arkadaşlığımız, dostluğumuz devam ediyor. İyi bir Galatasaraylı olduğunu düşünüyorum'' şeklinde yanıt verdi."
http://www.galatasaray.org/futbol/uefa/haber/2054.php
Yine resmi sitede Konya maçı sonrası Skibbe'nin ağzından -her nedense-Feldkamp'tan hiçbir rahatsızlığı olmadığı ve kendisi ile iyi geçindiği yazıyor.
"Feldkamp'ın bugün İstanbul'a gelmesiyle ilgili bir soru üzerine, ''Feldkamp bizim davetlimizdi. Eşiyle birlikte geldi. Bu konuda geleceğimle ilgili bir kaygı duymuyorum. Kendisiyle iyi anlaşıyoruz'' dedi."
http://www.galatasaray.org/futbol/super ... r/2023.php
Bazı gazetelere göre, Kalli bir tür üst danışman pozisyonunda göreve başladı bile. Sadece resmen ilan edilmedi.
Geçen sene Adnan Polat bir toplantıda (Kalli o zaman Almanya'daydı, hastaydı ve bu konuşmadan 1-2 hafta sonra istifa etmişti) Kalli'yle çalışmaktan çok memnun olduğunu, ondan gelecek sene de (bu sezon için) hiç değilse danışman olarak yararlanmak istediğini söylemişti. Bu basına yansıdı mı bilmiyorum ama ben tesadüfen oradaydım, duydum.
Şimdi birleştirince şu çıkıyor bana göre:
1. Polat her koşulda Kalli'yi seviyor ve saygı duyuyor. Geçen sezon sonunda da istifa etmesine rağmen olayı kırgınlığa dökmedi, hatta son maça tüm eski bilinen teknik direktörleri davet etti. Burada en çok alkışı Kalli aldı.
2. Kalli bırakmasaydı, bu sene danışman olacaktı. Supervisor mı demeliyiz yoksa. Ayrıca ortada geçen sene bakımından gözle görülür bir de başarı var.
3. Ben Terim'le hakikaten sakatların konuşulduğunu düşünmeye başladım. Zira bugün Terim, ligde bazı takımların -küçük takımlar demiş- çok sert oynayarak sakatlıklar yarattığını söylemiş.
"Son haftalarda yaşanan önemli sakatlıkların en belirgin nedenlerinden birinin de antrenman tempolarındaki değişkenlik olduğunu söyleyen Terim, "Büyük takımların antrenman tempoları ligdeki temponun altında.. Küçük takım oyuncuları hem sert oynuyor, hem de mücadele güçlerini giderek yükseltiyorlar. Büyük takımlarda oynayan oyuncular bu fiziki mücadeleye giriştikleri zaman, üst üste maç yoğunluğu da eklenince sakatlıklar yaşanıyor" yorumunu yaptı."
http://www.sporx.com/detail.php?Type=1& ... &go=128469
4. Kalli geçen sene geldiğinde birçok genç adayın adı geçmesine rağmen düşük profilli Ahmet Akcan'la çalıştı. Davala benzeri bir hoca adayını yanına almak istemedi (Arif'in adı geçmişti mesela). Kalli geçmişte de bu tarz çalışmazdı zaten, daha önce geldiğinde yardımcısı Hollman'dı ve bir sene sonra takımın başına onu geçirmişti.
5. Bence Davala'nın ve Boekamp'ın gönderilmesi Kalli'nin önerisi ile Adnan Polat'ın kararıdır. Belki Terim'e teklif de yapılmıştır, bilemeyiz. Ama görünen Kalli'nin bir üst danışman olarak duruma el koyduğudur.
6. Skibbe Kalli'nin altında çalışmaz. Hele, sezon başında özel olarak ikna etmek için çaba harcadığı Boekamp'ın gitmesinden sonra hiç. Ama şimdi sorun zamanlama sorunu. Muhtemelen Trabzon maçında yenileceğiz veya berabere kalacağız ve Skibbe kamuoyu baskısı ile gidecek.
7. Rijkaard tarzı bir hoca (veya Laudrup) Kalli şemsiyesi altında çalışmaz. Skibbe profilinde birini de yönetim getirmez. Lucescu, Daum gibi adamlar da kapsam dışı. Kalli'nin konumu bu ise, geriye kalan adayı bulmak zor değil. Kalli'nin de sevdiği, ağırbaşlı ve yumuşak huylu, ona saygı duyacak, onu yormadan lafını dinleyecek, takımı da iyi antrene edecek biri. Bülent Ünder veya Cevat Güler gibi.
Bana göre kesinlikle Cevat Güler.
Sadece bir fiksiyon. Bakalım olacak mı?
Posted: Sat Oct 11, 2008 1:30 am
by Cengiz Akgun
Kallli durup dururken istifa etmedi. Zaten hasta idi bir de ustune boyle kendisine kafa tutan futbolcularla Polat efendi ona sele kele etmeden toplanti yapinca "oyle mi alin buradan yakin dedi" ve gitti. Arkadas sen dur hale ben bir karinlarinin agrisi nedir diye olayi ona bildirecegine kendisi ben baskanim yaparim dedi. Kalli de oyleyse al sen calistir dedi ve gitti. Olay olmus olmamis aralari icilmamis acilmamis fark etmez. Bir klup baskani futbolcularla ozel toplanti yapar yapamaz olayi da bir kenera Ortada teknik bir patron varken onun otoritesini sarsacak bir sey yaptin mi herkez bunu kaldiramaz. Kalli gibi kimseye bir seyler ispat etmeye ihtiyaci olmayan adamin kafasi atar. Hadi bana Allahismarladik ne bok yerseniz yiyin der gider. Canaydin kuplere bindi ama Polat ne yaptigini bildigi icin alttan aldi olay budur.
Polat yardimci baskan iken de bu boklari yedi. Gerets ile baskan el sikisip kontrat uzatirken o TD ariyordu. Simdi de Skibbe'yi kendi elcegizle getirdigi halde ariyor. Arasin aramasin orasi baska. Suphenin kazanci faydasi zarari filan gibi olaylara hic gerek yok. Polat boyle seyleri yapmaz demek icin yaptiklarini goz ardi edemezsiniz.
Simdi GS'yin yeni TD'si UEFA maclarinda belli olacak. Onceden dedim kim beslerse onun ki geliyor.
Bu arada Lucescu hakkinda da iki laf etmek lazim. Lucescu da vizyon filan diye bir sey yok. Olsa zaten Ukraynada boku donmazdi. Oyle alt yapi ust yapdani filan anlamaz o. O gunu kurtarir futbolculara 1-0'in ustune nasil yatilir onu ogretir. Bu da bir seydir derseniz orasi sizin bileceginiz is. Disiplin filan da hak getire. Lincoln kafasina sicar. Bu sefer Hasan Ayhan Sabri cikarlarina dokunuldu mu onu bunu tokatlar. Bunlara evet derseniz Yesilkoy de yolunu gozleyin. Boyle isler dogru gidiyor sanirken 9-10 puan onde iken sampiyonluk verirlir kimse ne oldugunu anlayamaz. Bunu iki kere yapti iki sampiyonluk kazandi ise iki kerede al ben yiyemedim sen ye dedi. Salih'in soyledikleri carpitmadir bos laftir diyecek kimse cikmasin ortaya. Ustelik bugune kadar ikinci kere gelenlerden hicbir hayir gelmedi. Bu GS da ilk devrimi yapaip kondisyin nedir ogeten Brian Birch devrine kadar gider.
Ha elbette Terim'in agzi arandi. Doktoru degil ahciyi sorarlarken acaba tekrar bizi dusunur musunuz dediklerinde Terim pantolunu indermedi ise eliyle kol saati isareti muhakkak yapmistir bu teklife. Enayi mi be? Oturdugu yerde 1.5M avro kesiyor. Simdi bir de Dunya kupasina giderse bu 2 filan olacak Trink diye cekini bankaya yatiriyorlar ertesi gunu elinde. Yumurta topuk bu kadar aptal mi saniyorsunuz boyle rahat bir ortami birakip kaynayan kazana tekrar girecek.
Posted: Sat Oct 11, 2008 2:17 am
by Ismail Gezer
Ne lucescu ne de Terim, Florya'nın kapısından içeri giremez
Zaten girmek de istemezler.
Lucescu gitse gitse FB'ye gider. Aragones'in 1-2 maçlık ömrü var. Kocaelispor'a puan kaybederlerse kesin şutlanır. Kazansalar bile bir sonraki maç aynı tehlike yine mevcut. Hatta bir sonrakinde de. Yani Aragones gitti gidecek, yerine getirilecek kişinin Lucescu olacağına inanıyorum. "Atlar-Köpekler" muhabbetinden başkada bir mani yok.
Bizim takımın durumu bunlardan daha önemli. Ortada kazanılabilecek ciddi başarılar var. Lig ve UEFA var. Diğerlerinde yok bu. Kadromuz var. Ümidimiz var. Sırf zamanında ADAM gibi seçilmemiş teknik ekip yüzünden bunları kaybedersek sorumlu tabiki yönetim olacaktır. Teknik direktör hiçbir zaman kimsenin içine sinmedi. Sadece bazılarımız iyi çıkacağını ümit etti. Yönetim Skippe'yi göndermeye kalkarsa yanlış tercih yaptıklarını kabul etmiş olacaklar. Ve yerine iyi bir alternatif koyamazlarsa, tek kelimeyle batırmış olacaklar. Eğer göndermezlerse, bugünki kovulmaların çok çok makul nedenleri olsa iyi olur!
Posted: Sat Oct 11, 2008 8:55 am
by Selcuk Samli
B.Dortmund'da 20 seneye yakin gorev yapmis olan Boekamp'i yarin obur gun Almanya'da goren arkadaslari falan sasirirlar herhalde.Sen hani GS'da,ozellikle akademide onemli calismalar yapacaktin,daha 3 ay bile olmadan neden geri geldin diye?
Umit milli takimda gorev yapip GS'a gelen,eski oyuncumuz Davala 3 ay sonra neden gonderilir?O da bilinmez...
Yakinda Skibbe de ayrilir,ondan sonra gonderecegimiz yeni td'u bulmak icin calismalar yapariz.
Posted: Sat Oct 11, 2008 10:05 am
by Cengiz Akgun
Selçuk Samli wrote:Umit milli takimda gorev yapip GS'a gelen,eski oyuncumuz Davala 3 ay sonra neden gonderilir?O da bilinmez...
....
Umit davala'dan cacik olur mu? Bir Bulent Korkmaz ile karsilastirin cevap vermeden once. Davala'nin Umit Milli takimdaki basarisi neydiki GS da olsun. Boekamp'i bilemem. Ama Umit Almanca tercumanliktan baska bir ise yaramadi.
Posted: Sat Oct 11, 2008 11:03 am
by Ismail Gezer
Servet yine konuşmuş. Doğru konuşmuş...
"UEFA KUPASI HAYAL DEĞİL"
Son dönemlerde bir hayli eleştirilen Servet Çetin içini döktü. Tecrübeli oyuncu, “Sakatlıklara rağmen tüm maçlara çıkıp oynuyorum. Var mı Avrupa’da böyle bir futbolcu? Avrupa’dan gelip bize transfer olan bir futbolcunun ufacık bir problemi olduğu zaman sahaya çıkartabiliyor musunuz? “ dedi
Milli Takım ve Galatasaray’ın savunmadaki başarılı yıldızı Servet Çetin içini Milliyet’e döktü. Hem kendisine yöneltilen eleştirilere cevap veren, hem de ay-yıldızlı ekibin gruptaki son durumunu değerlendiren tecrübeli oyuncunun işte çok özel açıklamaları;
“Bosna Hersek ve Estonya maçlarını kazanarak yolumuza emin adımlarla devam etmek istiyoruz. Tabii ki oldukça fazla sakat var. Sadece Milli Takım’da değil, kendi takımlarımızda da bu sene bir aksiliktir gidiyor. Bunun bayağı bir sıkıntısını yaşıyoruz. Her şey nasip kısmet. Futbol oynuyorsanız sakatlıklar olacak ama bu sene bu oldukça fazla. Açıkçası, bu bizim biraz canımızı sıkıyor.
Galatasaray’deki performansımdan rahatsız değilim. Çünkü farkındaysanız, çok fazla hücumcuyla oynuyoruz. Bunu daha önce konuştuğumda yanlış yazıldı, yanlış yerlere çekenler oldu. ‘Yok, hocanın taktiğini eleştiriyor’, ‘yok şöyle konuşuyor’ diye... Ama benim hocanın taktiğini falan eleştirdiğim yok. Ben işçiyim. Hoca da takımın patronu. Hoca bana görev verir ben çıkar oynarım. Hocanın taktiğini eleştirmek bana düşmez, bana da yakışmaz. Ama insanlar yanlış anlıyorlar.
‘Güçlü olmam lazım’
Geçen sene de sezonun ilk üç dört haftası aynı durumdaydım. Hem adaptasyon sorunu vardı, hem de yeni gelmiştim. Ondan sonra alıştım. O dönemde hocam bende ısrar etti ve oynattı. Gün geçtikçe performansımın üstüne koydum. Bu sene de kötü başlamadım. Tabii ki, bazı sorunlarım vardı. Avrupa Şampiyonası’ndan sakat döndüm. Ne tatil yapabildim, ne kafamı rahatlatabildim. 15 gün sonra hemen takıma katıldım. Ama işin açıkçası sezon başı kampını yemedim. İstanbul’a döner dönmez de takımla birlikte çalışmadan Steaua Bükreş maçında çıkıp oynadım. O maçta da kötü oynamadım ama güç olarak kendimi iyi hissetmiyordum. Bayağı bir eksiğim vardı. Fiziki açıdan güçlü olabilmek benim için çok önemli. Sadece onun bir rahatsızlığını yaşıyorum.
Bursa maçında hatam vardı. Atmış olduğum bir uzun topun kısa düşmesi neticesinde kontradan golü yedik. Ama bir şekilde bunu kapatmamız gerekiyordu. Çünkü çok maçta öyle hatalar oluyor ve bir şekilde kapatabiliyoruz. Golde hatalı görülebilirim ama maç genelinde iyi oynuyorum. Hocanın maçtan sonra beni eleştirmesini de şuna bağlıyorum. Beni fazla tanımıyor. Hücuma biraz daha faydalı olabilmek için fazla çıkıyorum. Yoksa işin en kolayını yaparım. Topu keser önümdekine veririm. Bakarım işime ve herkes bana ‘süper top oynadı’ der. Ama fazla işlere kalkıştığım için hata yapıyorum. Ama şunu bilsinler ki ben oynadığım zaman, giymiş olduğum formayı en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum.
‘Bu tempoyu kim kaldırır?’
İşin açıkçası, hiç de ara vermeden oynuyorum. Allah’a şükür, Allah’ım sağlık sıhhat verdikçe de böyle oynamak istiyorum. Dikkat ederseniz, üst üste birkaç maç oynayan futbolcu da hemen sakatlık oluyor, bir şey oluyor. Adalesi çekiyor. Çok şükür benim öyle bir sıkıntım yok. Ben hemen hemen bütün maçlara çıkıyorum. Geliyorum burada milli takımda oynama şansını bulursam çıkıp oynuyorum. İnsanlar buna dikkat etmiyorlar. Başka bir insan olsa, bu kadar tempoyu kaldırabileceğini düşünmüyorum.
Çok maçta ben risk alarak oynadım. Bir insanın kaburgasının kırık olması ya da bir yerinin yırtık olması onu ne kadar etkiler? Tabii ki çok fazla etkiler. Ama ben eleştirilere kulak asmadığım için, çıktım bir şekilde oynamaya çalıştım. Bir de sağlam olduğumu düşünün. Ben bu riskleri alıp oynuyorum ama insanlar bakmak istedikleri şekilde bakıyorlar. Yazmak istedikleri şekilde yazıyorlar. Futbolcuyu yıpratmak kolaydır. Futbolcu kötü oynadı diye yazmak kolaydır. Niye böylesi şeylere daha dikkat etmiyorlar?
Hem Türk futbolcusu Avrupa futbolcusu gibi değil, oynayamıyor diyorlar. Hem de eleştiriyorlar. İşte bütün maçlarda çıkıp sakatlığımıza rağmen oynuyoruz. Var mı Avrupa’da böyle bir futbolcu peki? Avrupa’dan gelip bize transfer olan bir futbolcunun ufacık bir problemi olduğu zaman sahaya çıkartabiliyor musunuz? Maçta oynatabiliyor musunuz? Oynatamıyosunuz! Ben bunu övünmek için söylemiyorum ama ben sadece elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Risk almam gerekiyorsa da alırım. Ben hata yapmaktan korkmuyorum. Hata yapacağım tabii ki. Kim hata yapmıyor ki ? Dünyanın en iyi futbolcuları diye bakılan insanlar da hata yapıyor. Yapacağız tabiki. Bizim ülkemizde eleştiriler biraz ağır oluyor ama ben böyle şeylerden yıkılacak bir insan değilim. Ben çıkarım işimi en iyi şekilde yapmaya çalışırım.
Yorumlara sitem etti
Ben gerçekten Galatasaray’ı çok seviyorum. Uzun yıllar da hizmet etmek istiyorum. Avrupa’ya gitmek istememdeki sebeplerin en büyüğü işte böylesi insanların açıklamaları. Gideceksin Avrupa’ya, sadece futbolun konuşulacak. Bir Almanya’dan bir de İngiltere’den teklif vardı. Devre arası bir şey olur mu bilmiyorum ama sezon başında böyle bir durum yaşandı, olmadı. Açıkçası şu an ben de transferi düşünecek değilim. Çünkü sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Takımın başarısı daha önemli. UEFA’da oldukça zorlu rakipler çıktı. Şimdi kafamı transfere yormak istemiyorum, Galatasaray’a faydalı olma derdindeyim.”
Yabancılar çok kaliteli
Galatasaray’daki yabancılarımızın hepsi kaliteli. Onların da biraz uyum sorunu olacak. Biz Türkiye’de bir takımdan başka bir takıma giderken nasıl sıkıntı yaşıyorsak, adamlar Portekiz’den Brezilya’dan geliyorlar. Sıkıntı yaşamaları normal. Bana, ‘Song’la oynuyordun. Bu sene Meira geldi. Bu yüzden mi sıkıntı yaşıyorsun?’ diye soruyorlar. Kesinlikle yanlış. Ayrıca ben geçen sene ikinci yarıda hep Emre Güngör ile oynadım. Niye Emre hakkında hiç kimse konuşmuyor? Niye Emre ile Servet birlikte iyi oynadı denmiyor ? Herhalde işlerine gelmiyor.
Bizi fazla etkilemez
Skibbe hakkında yapılan eleştiriler oyuncuları öyle çok fazla etkilemez. Çünkü bizi de çok fazla eleştiriyorlar. Kendimizden alışkın olduğumuz için, hocaya da yapılması gayet normal. Biz yıllardır büyük takımda oynadığımız için bunu biliyoruz. Büyük takımda beraberlik bile alırsanız eleştirileceksiniz. Bir insan sizi sevmiyorsa, iyi gitmedikçe eleştirecektir. Galatasaray için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bizi eleştirseler de çıkıp ertesi gün oynamak zorundayız. Hoca için de aynı şey geçerli.
UEFA Kupası hayal değil
Geçmişte UEFA Kupası’nı kazanmış bir takımda oynuyoruz. Bu kupayı kazanmak artık bizim için hayal olmaz. Ama çok fazla sakatımız var. Kocaelispor maçından sonraki o yanlış anlaşılan konuşmamda da bunu anlatmaya çalıştım. Orta sahada savunmaya destek veren arkadaşlarımızın hepsi sakattı. Yine tekrarlıyorum. Şimdi oynayan bütün arkadaşlarımızın hepsi hücumcu oldukları için geriye dönüşlerde biraz sıkıntı yaşıyoruz. Sakatlar düzelip takıma katılırlarsa, bu kupayı neden almayalım? Neden olmasın?
MİLLİYET
Posted: Sat Oct 11, 2008 12:06 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
FANATIK gazetesi haberi soyle
Galatasaray Yönetimi, 'Michael Skibbe operasyonu'nda ilk adımı attı. Alman teknik adam ülkesine uçar uçmaz; yardımcıları Edwin Boekamp ile Ümit Davala görevden alındı. Bugün çok daha radikal bir karar açıklanabilir...
Skibbe, FANATİK’ten öğrendi
Davala'nın ipi; Bursaspor karşılaşması öncesi Skibbe’yi, Yusuf Şimşek konusunda uyarmadığı için çekildi. Boekamp’ın gönderilmesinin nedeni olarak ise Skibbe’nin istifaya zorlanması gösterildi. Yönetimin, yaklaşık bir haftadır basında çıkan ‘Galatasaray-Fatih Terim flörtü’ haberlerinin üzerine böyle bir karar alması dikkat çekici... Gelişmeleri Yazı İşleri Müdürümüz Mehmet Demircan’dan öğrenen Skibbe’nin sözleri ise gerçekten ilginçti: “Bu konuda bilgim yok. İlk kez sizden duyuyorum ve şaşkınım. Yönetim benimle bir şey paylaşmadı. Bu saatten sonra Başkan Adnan Polat ve Adnan Sezgin’in söyleyeceklerini gerçekten çok merak ediyorum.”
Davala: Bu Skibbe’ye mesaj
“Şu an Düsseldorf Havalimanı’na indim. Almanya-Rusya maçını izleyeceğim. Benim gerçekten hiç bir karardan haberim yok. Şaşkınım...” Yazarımız Yalçın Dümer ise Davala ile görüştü: “Şu anda bana söylenen şeyi anlamış değilim. Skibbe’yi aradım, haberi yokmuş. Her zaman yuvam olarak kabul ettiğim Galatasaray’dan böyle bir tepki beklemiyordum. Sanırım, bizi günah keçisi ilan ettiler. Dünyada hoca gönderilmeden yardımcılarının gönderildiği başka bir örnek var mıdır? Belki de bu, Skibbe’ye bir mesajdır. Bizi suçlamalarına anlam veremiyorum. Çünkü yetkimiz neydi ki, etkimiz ne olsun? Biz hocanın söylediklerini uygulamak zorundaydık. Hepsi bu...”
-------------------------------------------------------------------------------
Umit DAVALA daha cikip bu konusmayi yalanlamadi...
Posted: Sat Oct 11, 2008 4:42 pm
by Ali Gursel
Görkem KIRGIZ wrote:Rijkaard'ın da adı geçiyor. Ali abi, bu işi sen mi bağladın yoksa? : )
Wallahi ne desem yalan, ben haybeye tanimadigim kimseyle lak lak yapmam desem.
Olmaz ya, olursa cok gulerim adamla New York'ta muhabbet et, isim yok falan diye sikayet etsin, iki hafta sonra GS'a TD.
Bu Davala ve Boekapm isi potnasiyel olarak mide bulandirici. Eger Skibbe'yi yollamaya karar verdirlerse ve bunu boyle icra ediyorlarsa bu klubu Galatasaray Jimnastik Klubune cevirmeye basladik demektir, iyi haber olmaz.
Davala gibi klup icin deger teskil edebilecek insanlari da bu kadar kolay harcamamak lazim, eger bizim bilmedigimiz ciddi falsolari yoksa.
Gecen seneki sampiyonlugun en buyuk riski Adnanlarin biz bu isi herkesden iyi anliyoruz zaten havasina girip TD konusunu hafife almalari olur diye dusunmustuk, yani papaz her zaman pilav yer zannetmek.
Umarim boyle degildir. Skibbe delisi degilim, hatta kendisi ortada bir sey yokken istifa etse pek de uzulmezdim, ama boyle entrikalarla falan hoca yollamak GS'in isi olmamali.
Not. Itiraf ediyorum, Rijkaard'a elimde sana gore cok iyi bir is var dedim muhabbet sirasinda.
Posted: Sat Oct 11, 2008 5:00 pm
by Ismail Gezer
Ali Gursel wrote:Görkem KIRGIZ wrote:Rijkaard'ın da adı geçiyor. Ali abi, bu işi sen mi bağladın yoksa? : )
Wallahi ne desem yalan, ben haybeye tanimadigim kimseyle lak lak yapmam desem.
Olmaz ya, olursa cok gulerim adamla New York'ta muhabbet et,
isim yok falan diye sikayet etsin, iki hafta sonra GS'a TD.
Riijkard, Galatasaray'a gelmesindeki en önemli etkenlerden birinin Ali Gürsel olduğunu söylemesin sonra
Eylülde bizimkiler kapısını çalmış ama o da Mustafa Denizli gibi sezon ortasında takım devralmama prensibine sahipmiş, Güntekin'e göre...
Posted: Sat Oct 11, 2008 5:11 pm
by Kerem Gulec
Oyle Skibbe'ye verdikleri gibi uc-bes kurusa getiremezler Rijkaard'i
Pamuk eller saglam girer cebe.
"It seems that Frank Rijkaard, contacted by Spartak Moscow who are still seeking a trainer, has asked a 7 million dollars per year contract to the russian club. Spartak general Manager Valery Karpin has declared: "We are talking about one of the world's best trainer, so his request is reasonable, considering that Blokhin earns 5,5 millions. If we won't be able to satisfy Rijkaard's requests we will have to look for a middle level trainer, even if I don't exclude that Ledyakhow will keep on training the team for a longer time than preview. I think that we'll have a definitive answer in a couple of months""
Posted: Sat Oct 11, 2008 7:18 pm
by Ismail Gezer
Polat: Skibbe'yle sorunumuz yok
DHA 11 Ekim 2008
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, sarı-kırmızılı takımın teknik direktörü Skibbe'yle ilgili bir sorunlarını olmadığını söyledi.
Kulübün 103. Kuruluş kutlamaları çerçevesinde Galatasaray Lisesi'nde gerçekleştirilen toplantı sonrası Başkan Adnan Polat, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Alman çalıştırıcı Michael Skibbe'nin iki yardımcısı Ümit Davala ile Edwin Boekamp görevlerinden alınmasıyla ilgili olarak Polat, "Skibbe'yle ilgili bir sorunumuz yok. Ancak oradaki boşluğu muhakkak dolduracağız. Futbol Şubesi'ndeki arkadaşlarımız ve genel müdürümüz bu konuda çalışmalarını sürdüyorlar. Gelişmelerden sizi haberdar ederiz" dedi
Posted: Sun Oct 12, 2008 1:27 am
by Selcuk Samli
Cengiz Akgun wrote:Selçuk Samli wrote:Umit milli takimda gorev yapip GS'a gelen,eski oyuncumuz Davala 3 ay sonra neden gonderilir?O da bilinmez...
....
Umit davala'dan cacik olur mu? Bir Bulent Korkmaz ile karsilastirin cevap vermeden once. Davala'nin Umit Milli takimdaki basarisi neydiki GS da olsun. Boekamp'i bilemem. Ama Umit Almanca tercumanliktan baska bir ise yaramadi.
Cengiz Abi,
Umit'in kafasi calisir,bilgisayar programlama okumustu bildigim kadariyla.Basarili bir futbol kariyeri de vardi.Hocaliga yeni adim atmisti,(umit milli takim hocasiyim,baska bir td'un neden yardimcisi olayim gibilerden)buyukluk taslamayip Skibbe'nin yardimciligini da kabul etti.Bu kadar kisa surede gonderilmesini garip karsiladim.Bizim ulkede boyle kararlarin alinmasi normal ama ben hala bir anlam veremiyorum.
Posted: Sun Oct 12, 2008 1:56 am
by Cengiz Akgun
Selçuk Samli wrote:Cengiz Akgun wrote:Selçuk Samli wrote:Umit milli takimda gorev yapip GS'a gelen,eski oyuncumuz Davala 3 ay sonra neden gonderilir?O da bilinmez...
....
Umit davala'dan cacik olur mu? Bir Bulent Korkmaz ile karsilastirin cevap vermeden once. Davala'nin Umit Milli takimdaki basarisi neydiki GS da olsun. Boekamp'i bilemem. Ama Umit Almanca tercumanliktan baska bir ise yaramadi.
Cengiz Abi,
Umit'in kafasi calisir,bilgisayar programlama okumustu bildigim kadariyla.Basarili bir futbol kariyeri de vardi.Hocaliga yeni adim atmisti,(umit milli takim hocasiyim,baska bir td'un neden yardimcisi olayim gibilerden)buyukluk taslamayip Skibbe'nin yardimciligini da kabul etti.Bu kadar kisa surede gonderilmesini garip karsiladim.Bizim ulkede boyle kararlarin alinmasi normal ama ben hala bir anlam veremiyorum.
Eksantrik adam olmasina bir sey demiyorum. Ama Umit tembel adamin biri idi. Futbolculugunda oldugu gibi bu isine de iki eliyle sarilmadi. Aciklamasini gormedin mi? Ben yardimciyim ne yetkim olabilirdi demis. Ilk defa TD dururken yardimcilari gitt gibi sacmalamis. Yani kotu gidisten sorumluluk almamis. O gorevini Almanca tercumanligi olarak gordu. Skibbe'nin bu daglari ben yarattim diye burnu yere dusse almayacak bir unu ve kariyeri olmadiina gore birbirlerin tamamlayabilirlerdi. Isini ciddiye almayan adamin biri.
Posted: Mon Oct 13, 2008 12:39 am
by Ozgur Al
Ozhan Canaydin yonetiminden kurtulduktan sonra, Adnan Polat yonetimnden umudum vardi..ama bu operasyon denen rezillikle bunlarinda bir halt olmadiklarini anladim.. sorulmasi gereken soru su. Sayin Adnan POLAT su anda td olarak Fatih Terim olsaydi, ayni operasyonu yapabilirmiydiniz..FT sizin caniniza ot tikamazmiydi.. demekki en basindan beri gazetelerin, yazarlarin dedigi gibi siz kukla bir TD getirdiniz.. Bravo...