forum.cimbom.org

Beni lig sampiyonlugu kesmiyor. Bu kadar kalitesiz bir ligde alinan kupa teneke. Edirneden disari cikildiginda ne oluyor ona bakiyorum. Hersey ortada iste. Keyif alinacak yenilgilere karnim tok. 12 senedir yerlerde surunmussun. Hala ikinci senen olmasina ragmen ortada elle tutulacak bir gelisme yok. Ne bekleniyor beklenti nedir bir aciklasaniz da bizde ogrensek. Mehmet'in dedigi gibi gecen sene sampiyonlik gitti gidiyordu. Alti macta aradaki bes puan eriyiverdi. Allahtan FB burnu boktan kurtulmadi idi. Son anda ellerine gelen kupayi kapamadilar. Bu sene yine biraktiklari yerden devam edip evire cevire yenerler artik.

Cengiz Akgun wrote:Beni lig sampiyonlugu kesmiyor. Bu kadar kalitesiz bir ligde alinan kupa teneke. Edirneden disari cikildiginds da ne oluyor ona bakiyorum. Hersey ortada iste. Keyif alinacak yenilgilere karnim tok. 12 senedir yerlerde surunmussun. Hala ikinci senen olmasina ragmen ortada elle tutulacak bir gelisme yok. Ne bekleniyor beklenti nedir bir aciklasanizda biz ogrensek. Mehmet'in dedigi gibi gecen sene sampiyonlik gitti gidiyordu. Alti macta aradaki bes puan eriyiverdi. Allahtan FB burnu boktan kurtulmadi idi. Bu sene yine biraktiklari yerden devam edip evire cevire yenerler artik.

Elle tutulacak gelisme yok demek haksizlik. Bir onceki seneyi ne cabuk unuttuk? Anadolu takimlari "bu hafta GS var, yaz kenara uc puan" havasiyla cikiyordu karsimiza.

Umidim onumuzdeki 5-10 yil boyunca ligde Avrupa kupalarina gidecek dereceye girmek, bu sure icinde de CL'de ceyrek-yari final. Alt yapidan cok kaliteli oyuncularin yetistirilip Barca gibi bir iskelet kurulmasi (Messiler Kakalar Turkiye'ye gelmez, para versen de.) 10-15 senede de CL'de final/sampiyonluk.

GS 1997'da iyi bir cikis yakaladi, 4 sene ust uste sampiyonluk ve sonra gelen UEFA, Super kupa, CL'de ceyrek final. Buna milli takimin 2002 dunya ucunculugunu de ekleyecegim, cunku o milli takim yerli GS + 4 kisi idi. UEFA sampiyonu oldugumuz yil Chelsea'den Istanbul'da 5 yedigimizi hatirlar misiniz? O mactan sonra bu takim bastan yenilenmeli diyordu cok kisi. Chelsea Rus milyarder patronuyla 10 senedir daha yeni CL'de sampiyon oldu, o da yari final ikinci macinda 10 kisi kaldiklari Barca karsisinda 1-0'dan cevirdikleri mucizevi bir galibiyetle. Benim beklentim bu sene Chelsea'nin 10 senede yapamadigini bir senede bu takimla yapmak degil. Bu sene ikinci tura ciksalar yeterliydi, ama zor gorunuyor. Kalan CL maclarinda iyi mucadele gormek benim icin yeterli.

Nasil bir ilerleme olmus bu sene? 7. hafta sonunda geriye bakiyorsun BJK ile saibeli bir penalti sonucu beraberlik elde etmissin Orduspor ezmis iki tane atmis Eskishir ile berabere kalmissin. Yendiklerin icinde mighty Akhisar filan var. Birak o ikon tel sacim daginik kalsin dedigi gibi kelin, SL de iki macta sifir cekmissin ama keyif veren bir oyun koyduguna inandirmaya calisiyorsun etrafinda ne yapiyosun diyenleri. Uzulmemek elde degil.

Cengiz Akgun wrote:Nasil bir ilerleme olmus bu sene? 7. hafta sonunda geriye bakiyorsun BJK ile saibeli bir penalti sonucu beraberlik elde etmissin Orduspor ezmis iki tane atmis Eskishir ile berabere kalmissin. Yendiklerin icinde mighty Akhisar filan var. Birak o ikon tel sacim daginik kalsin dedigi gibi kelin, SL de iki macta sifir cekmissin ama keyif veren bir oyun koyduguna inandirmaya calisiyorsun etrafinda ne yapiyosun diyenleri. Uzulmemek elde degil.

Ya ben soruyu anlamiyorum ya da yanitladiktan sonra soru degisiveriyor:

> Hala ikinci senen olmasina ragmen ortada elle tutulacak bir gelisme yok

Bu yorum gecen seneden bu seneye ilerleme mi yoksa takimi aldigindan bu yana ilerleme mi demek? Ben takimi ele aldigindan bu yana diye okudum. Takim FT'ye geldiginde ligi 8inci bitirmis, bir ara 10-11 siraya dusmus, dandik Anadolu takimlari seyircileri "CimBom kumeye" diye tezahurat yaparak senle Toschak gecmisler, bir sene sonra sampiyon olmussun. Bu seneyi gecen seneye gore kiyaslamak icin ben ligin devre arasini bekleyecegim. Ama illa ki ligdeki ilk yedi haftaya bakalim dersen, ayni puan, ayni sayida galibiyet, maglubiyet ve beraberlik var. Fenerbahce gecen sene uc puan ondeymis.

http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=1139&hafta=7#grp

Galatasaray'ın oyununu çözmek ve kilitlemek çok kolay.
Son 3 resmi maçta rakiplerimiz bunu yaptı.
Artık her maçtan sonra aynı şeyleri yazmaktan bıktık... Ama "ders almayan, ders veren" hocamız sorunları görüp de el atana kadar herşey böyle devam edecek.
Kapanan takımlara karşı kısır, bol yan paslı, bir türlü kilidi açamayan bir takım görünümündeyiz. Bunn sebeplerini de haftalardır biliyoruz.

Tıpkı geçen sezonun Play-off bölümünde olduğu gibi, takımın kısırlaşması bireysel performansları da aşağı çekiyor.
Melo, Emre Çolak, Amrabat, Hamit, Aydın... Özellikle Emre ve Aydın'ı çok şişiriyorlar. Genç oyuncu oynatma romantizmine kapılarak zaman zaman biz de onları GS formasıyla görmekten mutlu oluyoruz.
Ama gerek fizik kondüsyon, gerek teknik kapasite, gerek oyun zekası olarak bunlar Galatasaray takımının oyuncusu olabilecek kapasitede mi?
Tıkanan bir oyunu açmaları mümkün mü? Orta sahada yönlendirici-yönetici oyuncu olabilirler mi?
Zannetmiyorum.

Bu arada yediğimiz goldeki defans skandalı unutulacak gibi değildi. 4 Eskişehirli'ye karşı Muslera cengaver gibi savaştı. Sağa sola atlamaktan bir hâl oldu. En sonunda top Erkan Zengin'in önüne geldi ve o da boş kaleye topu yuvarladı.
Bir tane Galatasaray oyuncusu yok...
Son anda Cris hamle yapmaya çalıştı ama fayda etmedi.
90 dakika santrayı geçmeyen Eskişehir bir kere geldi, istediğini aldı.

Bu tartisma uzar gider. FT gercekten bu takimda TD olarak kalacaksa bir seyler yapmali, elindekinin en iyisini vermek zorundadir.

FB nin bu hafta yenmesi pek bir sorun teskil etmiyor. Ama son iki haftada puan farki kotu oyuna ragmen artabilirdi.

Gecen sezonu bir onceki sezonla karsilastirmak cok mantikli gelmiyor. Bir Arda Turan, bir Adnan Polat olaylari yasanmis, sacma sapan stad tartismalari olmus.

15 yeni futbolcu alinmis. Ligde bir Fenerbahce depremi yasanmis ve bu tartisma sonucunda diger bir takimin td si iceriye girmis 1 sene cikmamis. Takiminin 4-5 as oyuncusunu rakibine kaptiran,kendini sampiyon ilan eden ve bunu websitesinden ilan eden bir takim daha var. Onlarda buyuk bir demoralize donemine girmisler. Kimyasi bozulan bir ligde 15 oyuncunun iki tanesi (ki bunlar takimin orta saha oyunculari) 24 gol atmis 20 assist yapmis, bunlarin hepsi cok anormal durumlar. Son macta 10 kisi kalan rakibin bir gol atsa duble yapiyor olacak. Bu kadar absurt duruma ragmen takimin ligde kadro ustunlugunu diger rakiplere gosteremiyor.FB nin Kuyt'tan baska ele dise dokunan bir transferi var mi ?
Kaldirim mi? Topal mi ? Ustelik rakip seni 8 senedir madara eden hemen hemen her derbide sana gol atan yildizini kovmus hemde ne yaptigini bilmeyen Td sini is basinda tutarak yapmis bunu.Akil tutulmasi yasayan bir yil mahkemelere giden gelen taraftarina ragmen yapmis bunu...

Artik FT oturup dusunecek bunlari, ben dusunmeyecegim.

Araya girecek milli maclar dolayisi ile Lucescu'nun takimi ve sanirim bir baska Ukraynali takim ile 2 mac yapacagiz. Onunde firsatlar var.

Umut edelim milli takmlardan futbolcularimiz sakatlanmadan donsunler.

Kadronun cok genis olduguna dair bir geyik var, kesinlikle oyle olmadigi ortada.

Elmander'in sakatligi-zehirlenmesi (artik her ne karin agrisi ise) hakkinda cok ciddi soru isaretleri var.

Elmander'de cozemedigim bir sey var.

Galatasaray mac kazanmaya baslamali.
Kazanamamasi sonun baslangici olur.

Fatih Terim tartışması ile ilgili ben de birkaç şey söylemek istiyorum.
Sevgili Mehmet Gürdal Çetin'in söylediği gibi, Terim takımda kalmalı ama kendine çekidüzen vermeli.
Dün maçtan sonra yaptığı açıklamalar şaka gibi. Takımı öve öve bitirememiş. "Fark atardık ama şanssız günümüzdeydik" gibilerinden...
Oysa gerçek durum böyle değil. Maç 1-0'a gelene kadar pozisyona giremedik. Sahanın 3. bölgesine giremedik desek yeridir.
Sonra rakibin ikramı ve yan hakemin ofsaytı görmemesi ile gelen bir gol...
Hoca doğru bir değişiklik yapıp Amrabat'ı oyuna aldı. Hem Amrabat hem Burak, ikisi de geniş alan oyuncusu. Kapalı savunmaları açamıyorlar. Eriyip gidiyorlar. Ama rakip boş alan verirse ikisi de etkili oluyor.
Nitekim Amrabat ayağında çok top tutmasına rağmen (aslında bunun bu huyu üzerinde daha geniş durmak lazım) birkaç pozisyona girdi.

Maçın analizi bir yana... Fatih Terim'in G.Saray'daki kredisinin, öteki bütün hocalardan daha büyük olduğu bir gerçektir.
Mayıs 2011 koşullarını tekrar hatırlayalım... Ünal Aysal hangi koşullardaki bir camiayı devraldı?
Ekonomik yönden orta karar, ama futbol takımı tam bir enkaz.
Yerlerde sürünen bir oyuncu kadrosu. Gelen her hoca biraz daha batırmış. Hagi gibi iyi niyetli bir insan bile bütün enerjisini durumu toparlamaya harcadığı halde bir netice alamamış.
Aysal ne yaptı? Takımın başına Terim'i getirdi, Albayrak'ı tekrar kulübe kazandırdı, sonra da gerçekten nokta transferler yaptı.
Bu transferlerde Hoca'nın katkısı-tavsiyesi mutlaka olmuştur.

Bence Fatih Terim'in takıma yaptığı en önemli katkı, Ali Baba'nın çiftliğine dönmüş Florya'yı adam ederek disiplini ve takım ruhunu geri getirmesi oldu.
Ayrıca senelerden beri sistemsizlik ve kaos içinde sürünen bir takıma -ama iyi ama kötü- belli bir sistem dahilinde oynamayı öğretmeye çalıştı. Bunda tümüyle başarısız olduğunu söyleyemeyiz. Hatta büyük ölçüde başarılı bile oldu.
Bunlar Terim'in artıları...
Bir de eksileri var... Galatasaray'ın oyun anlayışının kabak gibi gözüken zaafları ortada iken o halâ kanatsız ve aşırı paslı oyun oynatmayı maharet zannediyor.
Melo'nun defansa yakın oynadığını düşünürsek, orta saha hattında Selçuk haricinde istikrarlı yaratıcı oyuncu neredeyse yok.
Bu sene alınan Hamit henüz yokları oynuyor. Amrabat ise geniş alan oyuncusu. Ayrıca Hasan Şaş'ı andırır biçimde topla oynamayı seviyor.
Aksi gibi Elmander de epey formsuz olunca, ceza sahasında çakılı oynayan Umut'a ve yine geniş alan oyuncusu olan Burak'a kaldık.
Sol bek'ten hücuma katkı gelmiyor... Yaraya merhem olur diye Riera'yı oraya monte etmeyi deniyor şimdi.

Transfer döneminde geçen sezonki gibi nokta atışları yapmadığımız ortaya çıkıyor.
Ama her halukarda bütün iş Terim'in oyun felsefesinde bitiyor.
Mağlup duruma düştüğümüz maçlarda çok çabuk kontrolümüzü kaybetmemiz ve "kaos futbolu"na geri dönüş yapmamız da cabası... Ve hepsinin üstüne tüy diken, Hoca'nın Şampiyonlar Ligi'ndeki klasik sabırsız ve kontrolsüz oyun felsefesi.

Bütün bu yanlışları gören ve düzelten bir Fatih Hoca uzun yıllar bu takımın başında kalır. Hepimiz de destekleriz.
Bunlar olmazsa... "Sahaya çıkardığım sistemle kazandık kazandık, kazanamazsak B planımız yok" anlayışı devam ederse... Lig'de bu kısır ve verimsiz oyun devam ederse... ŞL'de grupta en azından 3. olunamazsa...
Haklı olarak homurdanmalar başlayacaktır.

Yahu Yuksel elbette Terimin ilk senesi ve bu seneyi karsilatirip bu senenin cok daha iyi olmasini bekliyordum. Frank Rijkaart ve Bulentle Terimi niye karsilastirayim. Frank ve Neskens profesyonel bir takima geldiklerini sanip Arda ve Servetle ugrastilar Terim icin bu isi duzeltmek o kadar zor olmadi. Sike olayi ile bibirine girmis takimlar arasindan siyrildi ama az daha cibildekte boguluyordu. Icine sindi mi Play-off daki rezalet. Olduk olduk dirildik. BJK uc atti ve hersey bitti gibi gozukurken FB nin pili bitti. Adi da Terim bizi sampiyon yapti oldu.