Page 3 of 3
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Sun Sep 12, 2010 4:11 am
by Nezih Gunal
Mert Tokman wrote:Nezih Gunal wrote:Sirplari son ceyrekte mukemmel bir oyunla 83-82 yenerek finale kaldik.Yarin USA yi yenmek ihtimali bence yuksek.
Heyecanli mac oldu... ilk yarida mudafada kaptigimiz toplari fast-break'e cikarken geri kaptirmak (3-4 defa oldu bu) yuzunden mac boyu 6-8 sayi geriden oynadik... Sirp takimi gercekten cok iyi bir TAKIM - yabana atilabilecek bir galibiyet degil...
Yarin ne olur bilmem ama artik 12 Dev Adam lakabini gercek anlamda hak ettiler...
Persembe Saints Vikings'i yendi... Bugun Turkiye galibiyeti ve bizim okul (James Madison) ikinci kumede olmasina ragmen birinci kumenin ilk 15'i icindeki Virginia Tech universitesini Amerikan futbolunda yendi... yarin da GS kazanirsa cok keyifli bir hafta sonu olacak...
Mert,
Galatasaray maci Pazartesi gunu refarandumdan dolayi.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Sun Sep 12, 2010 4:26 am
by Cengiz Akgun
Nezih Gunal wrote:
...
Mert,
Galatasaray maci Pazartesi gunu refarandumdan dolayi.
Benim icin de daha iyi ama gece 21:30 da oynanacak mac ile referandum arasinda ne ilgi var acaba? Bir de ayni saatte FIBA sampiyonasi olacak. Bunu sebeb gosterseler daha mantikli olurdu.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Sun Sep 12, 2010 10:01 pm
by Eray Tunç
€7,5 verdim fiba.com'a ve berbat bir yayin kalitesi var, 5'er saniyelik aralarla 1'er saniyelik yayin yapiyorlar, hiçbir şey anlaşılmıyor.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Sun Sep 12, 2010 11:05 pm
by Mert Tokman
Bosver - Kevin (ulan bi Dur)ant'i durduramadilar...
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 12:11 am
by Cengiz Akgun
Mert Tokman wrote:Bosver - Kevin (ulan bi Dur)ant'i durduramadilar...
Bu Turkiyenin ve Turklerin makus kaderidir malasef. Baslanilan hicbir iyi seyin sonucunu alamayiz. Kendi seyircin kendi sehrinde kendi iki uc NBA oyuncunla Kevin burunlara osurur gider. Her zaman bir Kevin, bir Migel, bir Bogdan filan cikar ve de cikacaktir. Aslinda dun bu is bitecekti ki bitse bugun ucuncu bile olamazlardi. O yuzden bu serefli ikinciligi opup basina koyacaksin. Birincinin ulkesinde de Dunya Basketbol sampiyonasinin varligindan hemen hemen kimsenin haberi yok. Millet US Open Tenis karsilasmasini seyrediyor. Baktilar bedava olunca ruya takimi filan fayda etmiyor elin Yuguslavyasi Rumu karizmayi ciziyor diye bu isten vazgecip Kevin'i yolladilar LeBron'un yerine . O da yetti ve de artti bile. Bizler ise duy yaklasan ayak sesimizi ya da Turkiye sizinle gurur duyuyor hamaseti ile ikinciligi cumhurbaskani ve basbakanla kutluyoruz.
En iyisi hakikaten bos vermek.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 9:43 am
by Kaan Önem
Bu bile büyük başarı. Tebrik ediyorum, oyuncuların hepsine helal olsun. ABD'nin yeneceği belliydi baştan. Kazanmamız sürpriz olurdu, o da gerçekleşmedi. Ama benim turnuvanın en başından beri hissettiğim bir şey var, sanki o kadar da önemsenmedi gibi geliyor bana bu şampiyona. Yanlış da olabilir bilmiyorum ama pek ön planda değildi gibi geliyor. Dünya çapında bahsediyorum. Bizim maçlarda da mesela, tribünler full çekti ama artık basketbol ikinci planda kaldığından mıdır hep, genel olarak günlük hayata falan da heyecan çok fazla yansımadı gibi. Tabi referenduma kilitlenmişti herkes günler öncesinden. Onun da etkisi var. Seçim tartışmaları, karşılıklı laf sokmalar vs derken gündem son 2-3 haftadır hep aynıydı. Yine de Başta Tanjevic olmak üzere, hepsine helal olsun diyorum tekrar. Bence final bile büyük başarıydı. Amerika değil başka bir rakip olsa kazanmak işten bile değildi. Maçı anlatanın dediği gibi final önemliydi ama bundan sonra önemli olan gelinen seviyeyi muhafaza etmek. Devamlılık.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 4:50 pm
by Alpay Dedeoglu
Bir gece önce Sırpları öyle heyecanlı ve çekişmeli şekilde yendiklerinde saat 11:30'du. Huha dev adam diye sevinip yemek yeyip sabaha karşı 4 te yatarsan, ertesi gün pek halin olmaz tabii. Kötü bir maç düzenlemesi. 24 saatten fazla zaman olmalıydı arada 2 maç arasında . Nitekim Sırplarda üstün oldukları Litvanyaya çok farklı yenildiler 3.'lük maçında ve sahada hç bir varlık gösteremediler.
Dinlenmiş olsalardı Herhalde gene yenilirdik ama başa baş bir maç olurdu.
Bol atletik Amerikanın alışık olmadıkları alan savunmasına karşı Durant'ı vardı.
Anormal yerlerden 3lük attı. Birde tabii biz yahu dur oyunu sete oturtalım derken topu 6. 7. saniyede potaya atmaları ve hücum ribauntuna içeri koşmaları bizi etkisiz kıldı. Böyle harala gürele basketbolu bilmiyoruz. Hazırlık olarak belki bir NBA takımıyla falan karşılaşabilirlerdi.
Bizim kopma noktası Hidayetin itiş kakışından sonra
sakatlanıp oyundan kopması oldu. Bence Ömer Onan/Sinancandan biri Durant'ı sert ve yakın savunmayla durdurmalıydı,
ama bizimkilerin güçleri kalmamıştı. Hücumda ateşleyecek adam lazımdı. Barış Memişin yerine sevmediğim Mirsat,
Oğuzun yerinede çok tecrübeli Hüseyin Beşok (mismatch'le ve delilikle ) olsaydı, belki birşeyler değişirdi.
Bu arada Mert , kolej futbol liginde acıların takımı Baylor Bears
ve de NFL'de Cowboys nasıl bu sene? Artık hiç takip edemiyorum.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 5:08 pm
by Mert Tokman
Alpay Dedeoglu wrote:Bir gece önce Sırpları öyle heyecanlı ve çekişmeli şekilde yendiklerinde saat 11:30'du. Huha dev adam diye sevinip yemek yeyip sabaha karşı 4 te yatarsan, ertesi gün pek halin olmaz tabii. Kötü bir maç düzenlemesi. 24 saatten fazla zaman olmalıydı arada 2 maç arasında . Nitekim Sırplarda üstün oldukları Litvanyaya çok farklı yenildiler 3.'lük maçında ve sahada hç bir varlık gösteremediler.
Dinlenmiş olsalardı Herhalde gene yenilirdik ama başa baş bir maç olurdu.
Bol atletik Amerikanın alışık olmadıkları alan savunmasına karşı Durant'ı vardı.
Anormal yerlerden 3lük attı. Birde tabii biz yahu dur oyunu sete oturtalım derken topu 6. 7. saniyede potaya atmaları ve hücum ribauntuna içeri koşmaları bizi etkisiz kıldı. Böyle harala gürele basketbolu bilmiyoruz. Hazırlık olarak belki bir NBA takımıyla falan karşılaşabilirlerdi.
Bizim kopma noktası Hidayetin itiş kakışından sonra
sakatlanıp oyundan kopması oldu. Bence Ömer Onan/Sinancandan biri Durant'ı sert ve yakın savunmayla durdurmalıydı,
ama bizimkilerin güçleri kalmamıştı. Hücumda ateşleyecek adam lazımdı. Barış Memişin yerine sevmediğim Mirsat,
Oğuzun yerinede çok tecrübeli Hüseyin Beşok (mismatch'le ve delilikle ) olsaydı, belki birşeyler değişirdi.
Bu arada Mert , kolej futbol liginde acıların takımı Baylor Bears
ve de NFL'de Cowboys nasıl bu sene? Artık hiç takip edemiyorum.
Baylor'in QB si icin iyi diyorlar - hem pas atan hem kosabilen cinsten ama tabii Baylor yine Baylor - grubunun yine sonuncusu olacak...
Cowboys'da dun aksam Redskins'e cok aptalca yenilerek kotu basladi...
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 6:25 pm
by Cengiz Akgun
Kaan Önem wrote:Bu bile büyük başarı. Tebrik ediyorum, oyuncuların hepsine helal olsun. ABD'nin yeneceği belliydi baştan. Kazanmamız sürpriz olurdu, o da gerçekleşmedi. Ama benim turnuvanın en başından beri hissettiğim bir şey var, sanki o kadar da önemsenmedi gibi geliyor bana bu şampiyona. Yanlış da olabilir bilmiyorum ama pek ön planda değildi gibi geliyor. Dünya çapında bahsediyorum. ....
Dunya capini bilmem ama ABD'de gundelik haberlerde yeri yoktu. Bu sabah gelirken radyo'da 24 saat haber veren bir istasyonun spor progaminda bile dun Dunya Sampiyonu olduk demediler. Su anda spor gundeminin birinci konusu bugun bitecek olan US Open Tennis turnuvasi. Bu turnuva New York Queens'de her sene olur ve bu sene beklenen gelir ekonominin bu kadar kotu bir zamaninda olmasina ragmen yarim milyar dolar. Bir de rakkamla yazayim 500 milyon dolar. Eh iste ESPN biraz takildi TV babinda hepsi o kadar. Onun icin kim dutler Kevin Durant'in dun Turkiye'yi ezdirmesi. Bundan daha iyi ABD takimlarini yendiler Sirplar, Ispanyollar, ve Rumlar cesitli sampiyonalarda. Bu milli takimin arkasina saklanacagi hicbir mazaret olamaz kendi lagarliklarindan baska. Onun icin kredi verilirken dozu asilmamali. Turkiye icin belki bir iki ilk olabilir ama neticede kazanabilinecek bir turnuvada her zaman oldugu gibi finalde teslim olmuslardir.
Sebebini bilemiyorum. Olimpiyat'lar bu turlu dunya sampiyonasinin onune gect galiba. Bence bu tur bir ikincilik icin bu turnuva Turkiye'ye gelene kadar beklenecektir. Yazik oldu. Yuzup yuzup kuyruguna gelip herseylerini verip bir Dunya Sampiyonlugu kazananmamalari. Hidayet'in huyudur boyle son anda su koyuvermek. Cok ustune dusuldu mu boyle simarmasi basbakan filan gibilerle yuz goz olmasinin payi az degil elbette.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Mon Sep 13, 2010 9:26 pm
by Cengiz Akgun
Masallah 1.8M TL'yi yani 1 Milyon dolardan fazlasini cepe atmislar. Hakikaten Turkiye sizlerle gurur duyuyor. Ulan acaba su sehit dustu diye yalandan paye verilen bok yoluna giden ya da eli ayagi kopan su askerlerin ailesine su paranin 10 birini veriyorlar mi yoksa vatan gorevinden mi sayiliyor o is. Nasil yuzler kizarmaz anlamis degilim. Hidayet'in yuzunde guller acmis 28 milyonluk ceki cebine indirirken. Ha bunlar aldi diye soylemiyorum yarin futbol takimina da verirler.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Tue Sep 14, 2010 11:15 am
by Kenan Atak
Cengiz Akgun wrote:Masallah 1.8M TL'yi yani 1 Milyon dolardan fazlasini cepe atmislar. Hakikaten Turkiye sizlerle gurur duyuyor. Ulan acaba su sehit dustu diye yalandan paye verilen bok yoluna giden ya da eli ayagi kopan su askerlerin ailesine su paranin 10 birini veriyorlar mi yoksa vatan gorevinden mi sayiliyor o is. Nasil yuzler kizarmaz anlamis degilim. Hidayet'in yuzunde guller acmis 28 milyonluk ceki cebine indirirken. Ha bunlar aldi diye soylemiyorum yarin futbol takimina da verirler.
Abi hata sende bu sorulari gunumuz Turkiye'sinde soruyorsun. Kim ilgilenir ki. Bu ulke ortalama egitimin toplam bes sene, rakkam ile 5 sene (yani ilkokul duzeyi) oldugu yerde, anayasa gibi teknik bir konuda nufusun en az yuzde 80'inin oylayacagim seyi okumadim dedigi yerde (okuyanlarin da kaci tum maddelerden haberdar ve bu kadar teknik bir konuyu ne kadar anliyorlar) cikan sonuclari 'kapak oldu kapak hayircilara' diyen gazetecilerin (TRT'de demis bunu bir yazar!) yasadigi bir yer. Insanlarin ceyiz parasi icin dugun basip 40 kisiyi taradigini itiraf ettigi yer, evlendirecegi kizini kocasi zenginmiymis diye degerlendirdigi yer...Saymakla bitmez. En ufak bir ahlaki degerin olmadigi, erdem ölcutunun bulunmadigi bir yerde Hidayet denen herif de cikar 'maddi manevi herseyi hakkediyoruz' der. Bok kokusuna alisan adam temiz havayi aramaz bile (bakiniz Halic'teki Simonlar benzetmesi).
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Wed Sep 15, 2010 12:30 pm
by Kaan Önem
Hidayet bence biraz ayıp etti. Bu oyuncular zaten eşek yüküyle para kazanıyorlar bildiğim kadarıyla. Belki bir prim istemek hakları ama sanki para için oynuyorlarmış gibi bir izlenim edindim sonra. Sonuçta bu milli takım. Yan cebime koy gibi oldu bu istek. Polizei filmini hatırlattı bana rahmetli Kemal Sunal'ın. O filmde de Kemal Sunal sahte polis kılığında sürekli rüşvet yiyen sahte bir polisi canlandırıyordu. Hidayetin Primi isteme şekliyle 7.dk 30.saniyeden itibaren görülen davranış tıpatıp aynı..
http://www.youtube.com/watch?v=xMkxsm8B0UU
Bir de Tayyip erdoğan yuhalandı diye madalya töreni sırasında herkes adına özür diledi. Ben vekalet verdiğimi hatırlamıyorum.
Re: FIBA 2010 Dunya Kupasi
Posted: Wed Sep 15, 2010 2:03 pm
by Osman Kiciman
İyi bir turnuva geçirdik. Ama kişisel düşüncem bize final yolunu Ispanya'yı devirerek Sırbistan'ın açtığı şeklinde. Sonrasında yarı final, final maçlarının cumartesi ve pazar günleri üstüste olduğunu görünce bu tempoda ABD'ye kimsenin kafa tutamayacağını düşünmüştüm. Geriye bu takımı da birinin indirmesi kalıyordu, bu da olmayınca rahat rahat götürdüler şampiyonluğu. Durant da nasıl bir adam, nasıl savunulabilir bilmiyorum. O boyda o kadar hareketli ve isabetli üçlük atabilmek, müthiş...
Hido'ya kızmadan bu konudaki savunmasını duymak lazım; Takımda herkes onun kadar para kazanmıyor neticede. Ama
maddi vurgusuna gerek yoktu. Biliyoruz ki artık hangi sporda başarı gelirse ödüllendiriliyor zaten... Ama yuhalama nedeniyle özür dilemesi gereksiz bir hareket bence de... Yuhalama sonrası korumaların tartakladığı kişiler olmuş, ekşi sözlükte okumuştum. Ama bu konuda haber var mı bilmiyorum. Çok acaip bir Türkiye'ye doğru gidiyoruz. Kim demişti bilmiyorum ama "doğuya giden gemide batıya koşuyorduk" eskiden. Artık herşey net, gemi de doğuya gidiyor, mürettebat da