Bugunki haberleri arka arkaya okuyunca hem guldum hem de umutsuzlugumun daha da artabilecegini ogrenmis oldum.
1- Herkeste ayni terane "Avrupa baskadir". Mert Tokman da alinmasin ama bu sefer futbolcusundan yoneticisine, taraftarina herkes bunu kabul etmis. Halbuki orada baska olmanin sirri bence yapilamayacagi yapma hirsiydi, gene ayni sey soz konusu ama bu sefer fazladan bir gecmisine guvenme goruyorum ben. O zaman yaptik diye simdi yapacagiz diye birsey yok ki sonucta... Tabi anliyorum bunu dusunmek, birbirlerine soylemek durumundalar ama maci oynayacak olan gecmisimiz degil ki, ne bileyim ancak bir ruh farki olabilir, o da neyi neye kadar basarir...
2-Song Liverpool taraftari icin "dunyanin en iyisi" demis. Oooops! Dogrulugunu yanlisligini tartismiyorum burada ama sen dunyaca meshur bir taraftarin-tribunlerin oyuncususun, ne geregi var yani boyle bir aciklama yapmanin. "tribunleri duymayin" demis, ne duyacaklar ki zaten? Kadikoy'den, Inonu'den, uzerlerine tas atilan kimi Anadolu deplasmanlarindan sonra Liverpool taraftari ingilizce nasil moralini bozacak bizimkilerin?
3-Klupteki "muhalefet" Turgay Kiran. Yorum yapmiyorum hic
4-Polat "Besiktas macinda firtinalar estiren takim bir hafta sonra kayboldu" gibi bisey soylemis. Hangi firtinaysa artik. Kotu oynadigin maclari kazanmanin zarari boyle olabiliyor demek ki hala.
5-Hagi'yi ozlemek bir omur boyu gidecek mi acaba
Tabi sirtindaki formayla, ceketi kravatiyla degil...
Neyse, bu maci kaybetmek bizi cok fazla etkilemez Mösyö Gerets'in dedigi gibi. Ama puan alirsak da O'nun soyledigi gibi ligde de cikisa filan gecemeyiz. Bakiniz 2003-2004 Juventus galibiyeti...
Baris Cakan