Page 3 of 5

Posted: Thu Sep 28, 2006 9:22 pm
by Mehmet Gorgen
Sevgili Görkem,

Yurtdışından gelmeyi düşünen arkadaşlar zaten İstabul'a değil de adalara (hatta yunan adalarına )falan dönmeyi düşünüyorlar. :lol:

Senin yazı umarım Anadoluda ufak bir şehirde yaşayıp da İstanbul'a medeniyete(!) gelmeyi düşünenlere bir daha düşünme fırsatı verir.

Posted: Thu Sep 28, 2006 10:10 pm
by Tuba Girit
Yapmayin arkadaslar.......

Istanbul'da bu sorunlar her zaman vardi. Hic biri yeni degil ki.

Ben Uskudar dan her sabah Maslak'a gittim 4 yil. Bir keresinde 4 saat surmustu okuldan eve gelmem. Okuldan sonra da Mecidiyekoy- Uskudar hattinin tarfiginde gecti bir 4 yil. Her zaman trafik vardi, yagmur yaginca yollar kitlenirdi. Hic bir gun trafikten sikayet etmedim, simdi tatilde gidince de etmiyorum. Bana Istanbul'da olmak, orada yasamak yetiyor. Denizinin kokusu, esintisi, bogaz manzarasi, sosyal hayati, arkadas sohbetleri daha o kadar cok var ki siralanacak sey. Ama en onemlisi vapur yada motor ile bogazda ki 15 dakikalik yolculuk, gunun tum sikintisini, yorgunlugun alir. Her gittigimde en az 4 kere gider gelirim motorla karsiya, hic isim olmasa da. Benim icin dunyanin baska hic bir yerinde yasiyarak alinamiyacak bir keyif bu.

Biz yurt disina gelenler burada ki duzene alisinca hemen unuttuk gibi geliyor bana eskileri; yollarda gecen vakitleri, kalabaligi.. E tabi insan rahata cok cabuk alisiyor. Bir de nufusu her gun artan bir sehir icin sorunlarda buyuyor, bu da cok normal.

Siz ne derseniz diyin, ben Turkiye de baska bir sehir de yasamam (buyuk konusmus olmiyim tabi), bir aksilik olmazsa. Inanin bir ailemi bir de Istanbul'u cok ozluyorum. Istanbul manzarasi olan dizileri konusu ne olursa olsun seyrediyorum :).

O yuzden laf etmeyin sehrime (bu laf direk Ozan'a lutfen diger arkadaslar alinmasin :) ).

Sevgiler,
Tuba

Posted: Sat Sep 30, 2006 1:52 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Once Istanbul'dan Ingiltere'ye sonra oradan Bursa'ya gocmus biri olarak sunlari soyleyebilirim.

1)Istanbul bana gore dunyada yasanabilecek en guzel sehir
EGER PARAN VARSA.Yagmur yagar jipinin icinde ister trafige takil ister bilmemne konaklarindaki evininin penceresinden seyret arab kizi gibi.

2)En iyi gece hayati istanbul'da
YINE PARAN VARSA SIRALARA GIRME KAPILARDA BEKLEME

3)Okul ve is'in yine en guzeli Istanbul'da.
YINE IYI BIR YERE KAPAGI ATTIYSAN.

4)Bursa dunyanin en guzel sehri.
EGER YUKARDA ANLATTIGIM GIBI PARAN YOKSA :) TRAFIK KESMEKES DEGIL HERYER YESIL, COCUK BUYUTMEK ICIN COK GUZEL ORTAM VAR.HAFTA SONU DENIZ KENARINDAKI YAZLIGIN 15-20 DAKIKA ULUDAG 30 DAKIKA.IS IMKANLARI VAR COK FAZLA PARA KAZANMASANDA IYI BIR HAYAT SURUYORSUN.MEKAN KAPILARINDA BEKLEME YOK, PARK YERI PROBLEMIN YOK, MAFYAN YOK.(MAFYA BENIM ZATEN) :)

5)HA INGILTERE ILE KIYASLARSAN (YADA AMERIKA) HER ZAMAN 2.SINIF INSANSIN ARAPLARLA AFRIKALILAR ARASINDA BIR YERDESIN.YASANACAK YERLER DEGIL

PARAN YOKSA !!

Tabiki egitim daha iyi saglik hizmetleri daha kaliteli, insana ve yasama saygi daha fazla.

Ama sevgili Tuba'ninda dedigi gibi bir bogaz kokusu, denizin manzarasi , bogaz vapuru martilarin cizirtisi yok.

Istanbul'u oyle kabul etmek lazim.
Bu hayat en cok arada derede kalanlara zor.
Benim gibi ne olursa olsun donuyorum demek icin ya basiniza kotu bir olay gelmesi lazim, ya ulkeden atilmaniz yada hayirli bir is (izdivac gibi)

Sizi ancak oradan bir ask cikarabilir bekar beyler
Acele edin yoksa emekli maasini Bush'tan alirsiniz

Posted: Fri Oct 06, 2006 11:52 pm
by Ozan Ersoy
Evet arkadaslar, Bordo macindan onceki 2. Kasibeyaz mini Cimbom.org zirvesini belgesi asagidaki resimdedir. Mini diyorum cunku aramizda diger degerli arkadaslarimizin olmadigi bir toplanti resmi bir zirve sayilmaz, onlara saygisizlik etmeyelim.

O izdirapli geceden aklimda kalan en guzel sey bu yemek toplantisiydi ve beni kirmayip oralara kadar gelen arkadaslarima tesekkur ederim. Basta da Mehmet Gorgen'e. Mehmet bizi yine cok mahcup etti, onca israra ragmen bizi kral gibi agirladi. Bu masadaki herkes borcludur ona, insallah bir dahaki sefere de biz onu ve oglunu agirlariz. Yani Mehmet.. Sanki bu forum icin yaptiklarin yetmiyormus gibi....

Vaktimiz dardi, yemek guzeldi ama cok seyler konusuldu, cok seyler soylendi o masada. Isin guzel tarafi cimbom.org olmasa bu 5 kisi bir araya asla gelmez. Onun icin Hasan Tezcan'a ve bu ortami senelerdir ayakta tutan siz yazarlara, okuyanlara tesekkur etmek gerekiyor.

Yillardir yazilarimizla tanidiniz, karakterimizi, dusuncelerimizi biliyorsunuz, kiminiz gicik oluyor, kiminiz begeniyor ama o fiziksel goruntu olmadan bir baglanti kurmak zor. 1993'den beri internette, senelerdir yalniz cimbom.org'da yazarim. Ona ragmen benim burada cikan ilk resmim olsa gerek. Bu gruptan MGC haricinde kimsenin resmini de astigimizi sanmiyorum.

Soldan saga... Mehmet Gurdal Cetin (40'ina merdiven dayamis, iki cocuk babasi MGC'nin kafayi kazitmasinin sebebini ondan dinlersiniz artik), bendeniz (Yeni formam nasil ama, artik kimse amerikalardan kulube yardim etmeden car car otuyor demez, faturam bile var), Mehmet Gorgen, Alpay Dedeoglu (Gorgen ve Alpay is yorgunular biraz ama daha macera yeni basliyor halbuki, baslarina gelecekleri bir bilseler), Selcuk Samli (Selcuk hocam o kadar da kotu degildi muhabbet ya).

Insallah daha cok kalabalik bir grupla tekrar bulusmak kismet olur.

Hoscakalin...

Ozan Ersoy

Image

Posted: Sat Oct 07, 2006 12:11 am
by Tolga Girici
Ozan Ersoy wrote:Evet arkadaslar, Bordo macindan onceki 2. Kasibeyaz mini Cimbom.org zirvesini belgesi asagidaki resimdedir. Mini diyorum cunku aramizda diger degerli arkadaslarimizin olmadigi bir toplanti resmi bir zirve sayilmaz, onlara saygisizlik etmeyelim.
Ozan Abi, fotograf koyman harika oldu. Dedigin gibi insallah ilerde daha kalabalik olarak bulusuruz ve ben de katilirim. Belki o zamana kadar yeni stad yapilmis olur, daha az sikinti cekilir, ama pek umutlu degilim. :)

Posted: Sat Oct 07, 2006 12:56 am
by Cengiz Akgun
Tolga Girici wrote:
Ozan Ersoy wrote:Evet arkadaslar, Bordo macindan onceki 2. Kasibeyaz mini Cimbom.org zirvesini belgesi asagidaki resimdedir. Mini diyorum cunku aramizda diger degerli arkadaslarimizin olmadigi bir toplanti resmi bir zirve sayilmaz, onlara saygisizlik etmeyelim.
Ozan Abi, fotograf koyman harika oldu. Dedigin gibi insallah ilerde daha kalabalik olarak bulusuruz ve ben de katilirim. Belki o zamana kadar yeni stad yapilmis olur, daha az sikinti cekilir, ama pek umutlu degilim. :)
Kendi de soyler ama sana bozuldu. Biz giderken o kadar tantana yaptik Tolga da Turkiye'ye gidecekmi$ haber bile vermedi dedi. Senin gidecegini benden duydu. Ben yine LigTV cali$iyor mu diye saga sola soruyordum. Ama sen Ankaraya gitmi$sin orasini sonra gelince duyduk.

Ka$i Beyaz'in ka$i beyaz mi?

Posted: Sat Oct 07, 2006 1:03 am
by Tolga Girici
Cengiz Akgun wrote:
Tolga Girici wrote:
Ozan Ersoy wrote:Evet arkadaslar, Bordo macindan onceki 2. Kasibeyaz mini Cimbom.org zirvesini belgesi asagidaki resimdedir. Mini diyorum cunku aramizda diger degerli arkadaslarimizin olmadigi bir toplanti resmi bir zirve sayilmaz, onlara saygisizlik etmeyelim.
Ozan Abi, fotograf koyman harika oldu. Dedigin gibi insallah ilerde daha kalabalik olarak bulusuruz ve ben de katilirim. Belki o zamana kadar yeni stad yapilmis olur, daha az sikinti cekilir, ama pek umutlu degilim. :)
Kendi de soyler ama sana bozuldu. Biz giderken o kadar tantana yaptik Tolga da Turkiye'ye gidecekmi$ haber bile vermedi dedi. Senin gidecegini benden duydu. Ben yine LigTV cali$iyor mu diye saga sola soruyordum. Ama sen Ankaraya gitmi$sin orasini sonra gelince duyduk.

Ka$i Beyaz'in ka$i beyaz mi?
Cengiz Abi kusura bakmayin. Ben Istanbul'a gelebilme ihtimalim olmadigi icin soylememistim. :(

Posted: Sat Oct 07, 2006 10:50 am
by Mehmet Gorgen
Tolga'yı da istanbul'a bekleriz.

Dün yine kaşıbeyazdaydım.Bizim şirketin iftarı vardı. Ozan'larla orturduğumuz masanın yanında oturdum. Bordo maçı öncesi aklıma geldi.

Bordo maçından sonra bir daha Olimpiyat stadına gitmeyeceğim dedim ama Şeytan "PSV maçına da git" diye dürtüyor.

Bakalım şeytana yine uyacakmıyım?

Posted: Sat Oct 07, 2006 1:42 pm
by Murat Biricik
Bordo maçından sonra bir daha Olimpiyat stadına gitmeyeceğim dedim ama Şeytan "PSV maçına da git" diye dürtüyor.
Seytana uymayın! Gel gor ki, hem GS sevgisi seytana uydurur hem o cileyi cekmek isteyen cilekes ararsanız, ben gelmeyi dusunurum, seytana beraber uyarız.

Terim zamanında, GS - Villareal macına Selcuk ile beraber gitmege calısıp, yarı yoldan zor donmustuk. O tarihten beri GS ı Avrupa da izleyemedim. Liverpool macına gitmek icin gercekten seytana uymak lazım :); hatta o mac icin seytanın ozel bir promosyon yapması lazım. Liverpool macına gel, seni valla bir yıl rahat bırakırım, durtmem cinsinden bir sey! Bu yuzden PSV son sans gibi gozukuyor.

Benim asıl onceligim, GS macına gitmekten ote, o stada macın baslama zamanı yada oncesinde bir kere de olsun zamanında erisebilmegi basarmak istiyorum. Hayatta bir kere olur cinsinden bir olay bu! Unlu maceraperestler Everest e, Agrı ya tırmanıyor, denizin altına dalıyor. Bence hic gerek yok, aha AOS. Oraya zamanında ulasmak her turlu olumsuz kosula, dogaya meydan okumadır.

Posted: Sat Oct 07, 2006 2:32 pm
by Alpay Dedeoglu
Ozan eline saglik.

Sevgili Mehmet Gorgen(Iyice Sansal gibi olduk),

Dun o sokaktan gecerken siz iftarcilari saygiyla andim. O nasil yemektirki, park yeri dolmus, otobüs caddede 2 sira parketmis.
Gecmek icin slalom yapmak gerekiyordu, baska bir arabayla kafa kafa tokusuyorduk. Bilseydim senin orada oldugu , ''Mehmet haric'' diye baslardim saydirirken.

Keremin ada fikri iyi fakat ben adalari fazla izole buluyorum. Firtina patlar ,
seferler iptal olur, al sana hapislik.Bir de genelde adalarin yerli halki seni surekli dislar ve zorluk cikarir. Ege kiyisinda bir suru koy ve kasaba var hala. Sizlere Enezi oneriyorum. Neresi dersen , Ege kiyisinda, Yunanistanla sahildeki sinir noktasinda. Yan taraf Dedeagac(Alexandrapolis) , karsida da Yunan adasi. Ahalisi gocmen, koy bakkallarinda sut sisesi yok, turlu cesit sarap sisesi var. Yilan baligida dahil turlu cesit balik, ustelik sabah erken kalkip direk avdan donen balikcidan al. En fazla 1,5-2 saat uzaklikta Edirne Tip Fakültesi (Allah korusun)

Gorkem,
senin durumunu gayet iyi anliyoruz cunku cogumuz oyle isyan edipte gittik. Yasanacak olan gidip yasanacak. Git ve yasa. Korkacak ve cekinecek bir sey yok. Bush'u baskan secen yerde sen mi basarmiyacaksin!!Akacak kan damarda durmuyor. Ama orasida gulluk gulistanlik degil, beklentilerini sinirlayipta git.

Cengiz agbi,

Kasibayazda onlar cok kalabalik. Yemek fabrikasi gibi. Kasi beyazada rastlarsin, sariyada, siyahada. Yemek ussu gibi. Istanbul'a geleni bekleriz . Istanbulda olanida bekleriz. Geri ben kebapci hic sevmem, ama maksat muhabbet olsun.


PSV macinada gidilir, sonrakine de gidilir. Soyleniriz, kizariz, 1 telefon gelir, baska bir arkadas kiskirtir, forumu okur dolariz, genede gideriz. Hemde ''Buraya stad yapanin '' diye diye. O bizim muhabbetimizin konusu ve bu kadar insan tanimamiza vesile oldu. Yeterki beraber muhabbetle olsun. Tek basina veya tanimadiklarinla isdirap, ama dostlarinla macera ve muhabbet. Olaya boyle bakin ve zevk alin.

Posted: Sat Oct 07, 2006 9:57 pm
by Cengiz Akgun
Gorkem'in ki imama kizip oruc bozmak. Oyle otobuse kizip apartman hayati sIkIci deyip kacmak var mi?

Posted: Mon Oct 09, 2006 7:22 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Gidiyoruz gidiyoruz

Siz biletleri ayirtin

31 Ekimde donuyorum Almanyadan haberleselim

BIZ ACI SEVEN MILLETIZ :)

Posted: Mon Oct 09, 2006 10:51 pm
by Ozan Ersoy
Görkem KIRGIZ wrote: bir ekonomik kriz daha oldumu bir reklamcılık bölümü öğrencisi olarak iş bulmam imkansız. Bunun daha askerliği var, allah korusun ileride savaş tehlikesi var. Belki abartı gelecek ama, böyle bir ihtimal bana çok yakın geliyor ve bir savaşın içinde bulunmak istemiyorum şahsen.
Gorkem dediklerinin cogu normal seyler. Cogumuzun universiteden ciktigimizda aklimizda olan dusunceler. Askerlik ciddi bir problem Turk erkegi icin. Ben iddia ederim ki Turkiye'den beyin gocunun en buyuk sebeplerinden biri olarak cikar askerlik eger birisi ciddi bir sekilde arastirma yapsa. Ben universiteyi bitirir bitirmez geldim Amerika'ya. Askerlik dedigin seye hemen yazilip ertesi gun baslayamiyorsun ki. Askerden cikar cikmaz hemen ertesi gun bir yerde is bulup calisamiyorsun ki. Neresinden baksan 2 seneni yatirmak zorundasin. Gencecik, calisip evine ekmek getirmek telasinda, heyecaninda, isteginde olan yeni universite mezunlari icin buyuk handikap. Adam okuldan yeni cikmis, 2 sene askerlerde okuduklarini da unutacak.

Daha sonralari Amerika'da master bitmis, borc harc var. Calismak gerekiyor. Canim donmek istiyor hatta o zamanin parasiyla 3500 dolar maasla is bile bulmustum ama donemedim askerlik sorunu var diye. Donsem 12-14 ay askere alacaklardi o zamanin kanuna gore. E dediler 3 sene calisirsan, bedelli askerlik yapacaksin, hadi calistik, gittik askere. Oldu mu 5-6 sene Amerika'larda kicin rahata alismis, terfi ustune terfi aliyorsun, hayat kebap. Turkiye'de ise bir Ciller gelmis, kriz olmus, ustune depremdi, Cumhurbaskani Ecevitin kafasina anayasayi firlattiydi, bu sefer kriz degil Buhran olmus, bir bakmissin 10 sene oluvermis.

Bu isler boyle Turkiye'nin derdi bitmez. Askerlik konusunda Turkiye'nin jeopolitik durumundan cikmazda oldugunu biliyorum. Bu ulkeyi savunmak icin birileri silah altina alinacak kacari yok. Ama baska yolu, daha verimli, daha etkili bir yontemi var mi onu da dusunmek gerekir saniyorum. Egrisi dogrusunu bilmek cok zor. Yarin Turkiye'ye saldirilsa, savas ciksa, milyonlar zaten kacacak, cogunun umrunda bile olmaz. Belki de ben cikip savunmaya gelmek zorunda kalacagim kim bilir. Turk gencligi vatanin nasil kuruldugundan bihaber. Hadi ben Nutuk okuyarak buyudum kimsenin bana anlatmasina gerek yok, elin sumuklu sosyete itine ya da mahalle imamlarinin beynini yikadigi anadolu cocuguna kim ogretecek bunlari?

Ozan Ersoy

Posted: Tue Oct 10, 2006 5:01 am
by Murat Kara
Görkem KIRGIZ wrote:
Cengiz Akgun wrote:Gorkem'in ki imama kizip oruc bozmak. Oyle otobuse kizip apartman hayati sIkIci deyip kacmak var mi?
Cengiz abi, bunlar verdiğim basit örnekler. Aslında demek istediğim, insana saygı yok, şehrin her köşesinde bir karambol izlenimi, okulum bitince ne olacağım bilemiyorum, herkes borç batağına sürüklenmiş gidiyor bir ekonomik kriz daha oldumu bir reklamcılık bölümü öğrencisi olarak iş bulmam imkansız. Bunun daha askerliği var, allah korusun ileride savaş tehlikesi var. Belki abartı gelecek ama, böyle bir ihtimal bana çok yakın geliyor ve bir savaşın içinde bulunmak istemiyorum şahsen. 5 yaşından 18 yaşına kadar düzenli spor yapmış biri olarak, ne spor yapabiliyorum, ne bir müzik organizasyonunu içinde bulunabiliyorum. Canım sıkıldığında elime bir kitap alıp gidebileceğim bir park yok. Her gece 1,5 - 2 saat elektriğimin kesilmesini istemiyorum ve ayda 3-4 kez saatler süren su kesintisinden bıktım. Bir devlet dairesine gittiğimde görevlinin tanıdığı 5-6 kişinin önüme geçmesine, müdürüne şikayet ettiğimde kaale alınmamaktan nefret ediyorum.

Belki de dediğinde haklısın, sıkılıp kaçmak istiyorum çünkü ot gibi bir hayat yaşadığıma inanıyorum.

Sevgiler,

Görkem
Bu konu gercekten de zor bir konu. Ben askerlik icin cikmadim yurt disina. Askerligi yaptiktan sonra ciktim, cikinca tam cikayim bir daha da geri donmek zorunda olmayim diye :wink: O zaman kafamda Turkiye'nin bunalimlar icersinde yuzen hali ve Turk insaninin bundan dogan bunalimli tavirlari vardi. Ayrica askeri darbe olmayan bir yerde hayat nasil oluyor acaba diye merak da ediyordum. Isin ilginc yani komutanimla oturup sohbet ediyorduk ve bu konulari konusuyorduk. O da eline firsat gecerse cik git bir bakalim, begenmezsen geri gelirsin dediydi.

15 yil sonra geriye donup baktigimda olayin o kadar da basit olmadigini goruyorum simdi. Oncelikle insanlarin kendi yetistigi ortamdam cikip baska ortama girmesi cok ciddi bir yukumluluk altina girmeyi gerektiriyor. Bu yukumluluklerin en basinda gittigin yerin kulturunu ve insanlarini (sadece dilini degil) ogrenmek, onlarla bir Turk olarak degil fakat bir insan olarak iletisim kurabilmeyi ogrenebilmek ve uygulayabilmek geliyor. Bunu yapamamak demek, hem cesitli baska zorluklara gogus germek (dislanmak gibi) hem de kendi kulturunun kemiklesmesine katlanmak demek oluyor. Yurt disina 60-70'lerde gitmis Turklerin, turk mahallerinde odaklanip, iclerine kapanmalari bu nedenle olmakta. Onlarin sansizligi Turkiye'nin en geri bolgelerinden kalkip bu ise niyetlenmis olmalari ve en kritik asamalarda devletten filan hic bir yardim ve sevkat gormemis olmalari. Bu duruma dusen universite mezunu da cok insan gordum ben cunku bu duruma dusmek dusmemekten daha kolay.

En basta yabanci kulturun mantigini (dolayisyla tarihini) kavramak kolay olmuyor. Bunu basarabilirsen, o zaman zaten o ulkedeki bir cok insanin onune gecmis oluyorsun ve onlarin tarihini bilmenin onlar uzerinde yarattigi olumlu hava ile iliski kurmak cok kolaylasiyor.

Aslinda bunlar anlamli bir hayat yasamak isteyen herkes icin gerekli. Ancak kendi ulkende bu tur detaylara girmeden de baska ilgi alanlari bularak yasaman mumkun. Yurt disinda ise hem dil hem de cocuklugunu orada gecirmemis olmanin verdigi zorluklarla her detaya girmen ve her konuda yurt disindaki insanlarla yoldas olman zor. Onun icin belli bir seviyede kaliyor bu iliskiler ama yine de onlari cok anlamli hale getirmek mumkun olabiliyor.

Bu arada gelismis ulkelerdeki insanlarin kulturu bize gore daha geri, bir anlamda. Genel egitim duzeyleri yuksek, mantiklari gelismis ama isleri ile yasamlarini birbirinden ayirmakta zorlaniyorlar. Onun icin derin dusunen insanlara rastlaman zor, eger oyle biriysen. Tabii bu cok guzel dostluklar kurmana kesinlikle engel degil. Tam tersine, bilmedikleri konularda senden birseyler ogrendiklerine kanaat getirirlerse o zaman yukaridaki ilk kosulu da gerceklestirmis oluyorsun.

Bu dediklerimi orada bulacagin Turkler ile de yapman mumkun, ki genelde zaten oyle basliyor. Benim icin de oyle baslamisti. Ama aradan bir 5 yil gecince, yerel halk ile kaynasmis olmak onem kazaniyor. Bu kendi kulturunu kaybettigin anlamina kesinlikle gelmez elbette. Tersine, kendi kulturunu daha iyi anlayip, kendi kulturunde dort elle sarilacagin kisimlari gormus oluyorsun.

Binalar vs de onemli, cunku insanin gunluk yasamindaki kullanisli zamanin artmasini sagliyor alt yapi farki. O zaman yukarida soylediklerime daha cok zaman kaliyor elbette. Tabii bu aradaki zaman farkini isverene kaptirmamak kosuluyla.

Ben Turkiye'de 25-30'un gecmis (daha dogrusu duzenini kurmus) insanlara cok zorda kalmadiklari surece yurt disina cikip yasamayi onermem. Cok emek istiyor ve en az bir 10 yil geriden basliyorsun gittigin ulkedeki insanlara gore. Bu onemli bir sure.

Bir de isin melankolik tarafi var. Ozellikle ilk baslarda (Turkiye'yi cok ozledigin donemlerde) her sey gozune batiyor. Sonra alisinca bu sefer Turkiye'deki hersey gozune batiyor. Biraz daha zaman gecince (sentezleme luksun olunca) o zaman aradaki farki cok net anlayip, Turkiye'nin guzellikleri ile bulundugun ulkenin guzelliklerini karsilastirmaya basliyor insan. Tabii insanina gore degisir bu, cirkinlikleri karsilastirmak da mumkun bu asamada.

Bir baska onemli faktor de gittigin ulkede ekonomik olarak basarili olup olamayacagin, kolayca is bulup bulamayacagin. Gelismis bir ulkeye gidersen o zaman zaten daha bastan 2. sinif vatandas konumundasin. Kendini 1. sinif vatandas yapabilmen icin ilk sart yukaridaki kaynasma sarti. 2. sart ise ekonomik olarak kendini kabul ettirmen ve is bulmakta zorlanmaktan kurtulman. Aslinda bu 2. asamaya gelmek 1.yi, 1.yi basarmak da biraz 2.yi gerektiriyor. Yani bir o, bir bu one geciyor ve sonunda bir cevre edinmis oluyorsun. Ve bu cevre de senin orada rahat etmeni saglayacak cevre oluyor.

Bir de su savas konusunu iyice dusunmek lazim. Eger ciddi bir savas cikarsa Turkiye'de bu Dunya Savasinin bir parcasi olur. Gecmise bakarsak, gelismis ulkelerin dunya savaslarinda yasadiklari yikimlar, diger ulkelere gore cok daha fazla. Yani Turkiye Dunya Savasi sirasinda siginilan ulke durumunda filan bile olabilir. (Tabii dunyanin kendisi yasanacak halde kalirsa o zaman, o da ayri bir konu.)

Bir baska konu da yurt disina cikanlari ulkeye ihanet ediyormus gibi gosterilmesi. Bir yandan imrenirler, bir yandan da filozofisini yaparlar. Oysa durum farkli. Eskiden (kuresellesmeden once) yurt icinde calisan insana ihtiyac yuksekti cunku baskalari ile ticaret hacmi dusuktu Turkiye'de. O ortamda boyle kampanyalar vardi, beyin gucu meyin gucu diye. Simdi ise dunyanin beyin gucu diyelim ki ABD'de, is gucu Cin'de vs yogunlasmis durumda. Ulkelerin sinirlari iyice asindi. Artik yurt disinda kazanip, Turkiye'ye ayda $500 gonderebilen birisi, Turkiye'de calisarak ekonomiye yapacagi katkidan daha fazlasini yapabiliyor. Cunku o parayla ithalat yapilabiliyor. Gerisi fasa, fiso.

Biliyorum biraz derine girdim ama bu gocmenlik isi gercekten oyle biletini alip bir kara parcasina konmak kadar basit degil. Onun icin iyice dusunup tasinmak lazim. Simdi yahu su Turkiye'den bir kurtulsak da gerisi kolay diyebilirsin. Ben de diyorum ki gerisi hic de kolay degil. Zira isin ucunda koca bir hayati baska bir yerde harcamak var. Kaynar sudan atlayip, atese dusmek cok daha kolay.

Ote yandan Avrupa'da gozun varsa ve bir tek Ingilizce biliyorsan Belcika'yi oneririm. Belcika'ya gidebilirsen kuzeyine yerlesmen gerekir. Orada 3 dili cok guzel konusuyorlar. Guneyinde Ingilizce konusmuyorlar. Waterloo guneydeki en son bolge Ingilizce konusulmayan. Ondan daha kuzeydeki yerler iyi. Dil gercekten ilk asamada cok onemli. Senin icin Belcika'nin bir faydasi da lobici sirketlerin cok olmasi ve bu nedenle reklam endustrisinden elemanlara ilgi duyuyor olabilirler (tam da bilmiyorum bunu).

Posted: Tue Oct 10, 2006 2:03 pm
by Selcuk Samli
Ozan,
Bordeaux macindan onceki yemek cok keyifliydi;fotograf cektirmegi sevmem somurtmamin sebebi o.

Mehmet'e ne kadar tesekkur etsek azdir hakikaten,cok iyi agirladi hepimizi.