Ali Gürsel, ( )Ali Gursel wrote:Adnan Polat olayi son derece acikca ozetlemis, cok ciddi basarisizlik bu, GS AVrupa'da magara devrine dondu, GS 2002-2008, emegi gecenlere tesekkurler.
Bazi yazilari okuyunca elendigimize ne uzuluyorum, bayragi alip kutlamaya cikmam lazim hissi geliyor, ne kadar hayirli olmus elenmek, bari UEFA'dan gelecekleri de FB'ye verelim tam sevinelim.
Polyannacilik, ya da bugday ambarinda ac tavukluk bittiyse (Steaua'ya elendik, Gecen sene Leverkusen'den 5 yedik, Tromso'ya elendik, Austria Wien'i sahamizda yenemiyoruz, forumda tartisma: Manchester United mi olalim, fazlasi mi olalim, biraz az mi olalim) bu elenmemenin GS icin ne buyuk cuvallama olduguna donelim ve de su sistem oturtma isine bakalim.
Arkadaslar, sistem falan futbolda basari icin oturtulur, artistik patinaj gibi yanda bir grup hakemler oturup "herifler uc yedi ama kardesim ne guzel icra ettile 4-2-3-1'i bravo, 9.8 artistik puan, kazandi GS" diye bir muhabbet olmadigindan, gunumuz futbolunda hangi dizlis ne oluyor, neyin modasi falan gibi teorik tartismalari birakip, dunyanin en onemli klup takimi turnuvasina katilamadik, cok iyi bir kuraya ragmen.
Hersey degisik tercihler arasindan oncelik belirleyerek yapilir. GS'in bu sene onceligi (acik acik ara ile) CL'e kalmakti. Sistem, Super Kupa, zart, zurt sonradan gelir. Sistem zaten CL'e kalmak icin oturtuluyor. Ne hoca ne yonetim bu konuda kabahatten kurtulamaz. Hocayi ve oyunculari almayi geciktiren yonetim, aylardir en ahmak futbolseverin dahi gorebildigi sag bek eksigine ragmen bir sag bek almayan yonetim, takimi hazirlayamayan, garip tercihlerle ilk maca cikaran hoca falan derken gitti CL.
Tabii bunlarin hic biri hocayi Agustos ayindan sallamak icin sebep degil, ama adami yakindan takibe almak icin sebep.
UEFA insani heyecanladirir mi heyecanlandirmaz mi, puan kazanir miyiz tartismasindan once de herkese bir haberim var: bir kurayi bekleyelim de disimize gore birini bulabilecek miyiz UEFA gruplarina kalmak icin ona bakalim.
Buyuk hayal kirikligi bu, umarim sonrasi iyi gelir.
Ali
Sıkıntı şurdan doğuyor bence, benim gibi "ensesi karartmayan"ların dediği "Bi yerde iyi oldu" falan değil. CL'ye katılamamanın götürüsü çok büyük, hem maddi hem de manevi açıdan. Sanmıyorum ki bunun farkında olmayan olsun.
Ama daha Eylül gelmeden sanki CL'ye kalamayınca sezonun kalanının manası yokmuş gibi davranmanın, takımı / hocasını değiştirmeye çalışmanın maksadını anlayamıyorum.
Bir de, bu takımın önceliği bence "bu sezon CLye kalmak"tan ziyade, tekrar eski günlerdeki gibi düzenli olarak CL'ye katılabilecek bir takım / bir sistem yaratmak. Bunun için bu sene CL'ye katılmak önemliydi tabii, ama UEFA'da da çeyrek / yarı final ayarı bir başarı; bu sene için yeterlidir.
Sistem de CL'ye kalmak falan oturtulmuyor zaten, sistem kelimenin yapısı gereği çok daha uzun vadeli bir sürece işaret ediyor. "Seveyim sistemini, CL'ye kalaydık" diyebilirsin tabii, de futbol öyle bir şey değil. Rakip de zaten Trömso falan değil; kuranın çok iyi olması nedeni Arsenal falan yerine çıkmış olmaları sadece.
CL'ye katılamadık, sil baştan yapalım seneye katılalım giderek daha çok benzemeye başladığımız eski Fenerbahçe mantığıdır. Durun, takıma biraz süre verin; olmadı zaten ne Skibbe ne de takımın kalanı kimsenin babasının oğlu olmadığı için eleştirilir.
Takım Ekim ortası gibi bence tam manasıyla hazır olur, o zamanı iyi atlatabilirsek gerisi gelecektir. Bu aşamada tribünlere görev düşüyor da, kaç senedir takımın en zayıf halkası orası zaten; bütün tribün sağ bek gibi.
Ugur