Page 12 of 16
Posted: Fri Aug 22, 2008 2:35 pm
by Murat Kara
Ali Gursel wrote:Cengiz Akgun wrote:
80 milyonluk ulkenin aldigi madalya sayisi ve o da devsirmelerle utanc verici bir durumda.
Cengiz,
Benim icin alinan madalya sayisindan cok daha utanc verici olan bu devsirmelerin durumu. Benim anlayisim bu olaya izin verilmesinin sebebi insanlarin herhangi bir sebepten baska bir ulke vatandasligina gecerlerse, bu yeni hayatlarinda da sporda mucadele edebilmelerine imkan vermek.
Ama bizim Olimpiyat takimina bakinca ayan beyan belli olan biz yaristirmak icin sporculari vatandas yapiyoruz. Melek Hu'nun bir koylusu ya da Hakuna Matada midir nedir onun bir komusu Turkiye vatandasi olabiliyor mu? Hayir, ama bir bakmisin Cin'den Etiyopya'ya Dagistan'dan bilmem nereye bir suru dunya capinda sporcu.
Bu benim acimdan az, hatta sifir madalya almaktan cok daha utanc verici yahu, bir tane Elvan olur, bir Aurelio olur, babasi Turk olan Colin Kazim olur bunlarin hepsi olur ama Melek Hu, Cem Zeng, tercumanla konusan Sahin, Hakuna Matada diye olmaz yahu. Basbakan madalya sayisindan sikayet ediyormus. Donup takimin nasl kurulduguna baksin ilk once.
Ali
'Turklerin' asagilik kompleksinden bahsedip dururlar. Iste asagilik kompleksinin kaynagini bulmussunuz: tepedekiler. Adamlar uluslararasi alanda sukse yapip, pazardan pay kapabilmek icin ne yapacaklarini sasiriyorlar. Cin'de tepedekiler 43 milyar dolar harcayip, olimpiyat duzenleyerek yapiyorlar bunu (bir onceki 5 olimpiyatin toplaminin 1.5 kati), bizim gibi zuurt ulkenin tepesindeki de oradan buradan devsirerek gunu kurtarmaya ugrasiyor.
Ote yandan bunun utanci siradan insanlarin, Cengizlerin, Alilerin sirtina biniyor.
Posted: Fri Aug 22, 2008 3:20 pm
by Kenan Atak
Ali Gursel wrote:Cengiz Akgun wrote:
80 milyonluk ulkenin aldigi madalya sayisi ve o da devsirmelerle utanc verici bir durumda.
Cengiz,
Benim icin alinan madalya sayisindan cok daha utanc verici olan bu devsirmelerin durumu. Benim anlayisim bu olaya izin verilmesinin sebebi insanlarin herhangi bir sebepten baska bir ulke vatandasligina gecerlerse, bu yeni hayatlarinda da sporda mucadele edebilmelerine imkan vermek.
Ama bizim Olimpiyat takimina bakinca ayan beyan belli olan biz yaristirmak icin sporculari vatandas yapiyoruz. Melek Hu'nun bir koylusu ya da Hakuna Matada midir nedir onun bir komusu Turkiye vatandasi olabiliyor mu? Hayir, ama bir bakmisin Cin'den Etiyopya'ya Dagistan'dan bilmem nereye bir suru dunya capinda sporcu.
Bu benim acimdan az, hatta sifir madalya almaktan cok daha utanc verici yahu, bir tane Elvan olur, bir Aurelio olur, babasi Turk olan Colin Kazim olur bunlarin hepsi olur ama Melek Hu, Cem Zeng, tercumanla konusan Sahin, Hakuna Matada diye olmaz yahu. Basbakan madalya sayisindan sikayet ediyormus. Donup takimin nasl kurulduguna baksin ilk once.
Ali
Sporu Kirkpinar ve futboldan ibaret goren, ulkedeki 500,000 agaci turizm golf sahasi (sirf para gelsin diye) kesen, kiyilari ikamet ve ibadet icin imara acan tesettur, takunya ve hasema kafasinin hakim oldugu ulkenin sporu da bu kadar olur iste.
Posted: Fri Aug 22, 2008 3:42 pm
by Mehmet Marsan
Kerem Tezic wrote:Sporu Kirkpinar ve futboldan ibaret goren, ulkedeki 500,000 agaci turizm golf sahasi (sirf para gelsin diye) kesen, kiyilari ikamet ve ibadet icin imara acan tesettur, takunya ve hasema kafasinin hakim oldugu ulkenin sporu da bu kadar olur iste.
Adamlarda Yesil Saha kavrami yok desen yeterli. Nerede biraz bos alan gorseler hesap kitap yapmaya basliyorlar. Koca Istanbul'da mezarliklar olmasa yesil saha yok, rahatsiz olanda yok. Yollarin ortalarina ekilen, dikilen bitkileri ben yesil sahadan saymiyorum.
Neyse 5000 metre basliyor.
Posted: Fri Aug 22, 2008 4:01 pm
by Ismail Gezer
Elvan'dan bir gümüş madalya...
Posted: Fri Aug 22, 2008 4:01 pm
by Emir Argun
Elvan'dan bir gumus daha!! Bravo Elvan!!
Posted: Fri Aug 22, 2008 4:03 pm
by Mehmet Marsan
Sayin Basbakan'a mesaj atip madalya sayisinin 8 oldugunu soylemek lazim.
Posted: Fri Aug 22, 2008 4:20 pm
by Ali Gursel
Mehmet Marsan wrote:Sayin Basbakan'a mesaj atip madalya sayisinin 8 oldugunu soylemek lazim.
"Bir-iki tanesini kazananlarin da Turkce bile bildigi rivayet ediliyor, daha tam kesinlesmedi, kafilede Turkce bilen birini ariyoruz sormak icin dogru mu diye" de eklemek.
Ali
Posted: Fri Aug 22, 2008 4:51 pm
by Ozan Ersoy
Iyi de kimseden bu isin nasil gelistirilebilecegi konusunda bir yorum goremedim. Altin alani altina bogmakla olacagini sanmak buyuk yanilgi. Cunku hedef koyuyorsunuz ama hedefe nasil ulasilacak konusunda en ufak bir yardim yok. "Alin size spor salonlari, yesil sahalar, kosun kosabildiginiz kadar, atlayin ziplayin" demekle de olmaz. Sizlanma cok ama kimse neyin nasil yapilmasi gerektigi konusunda fazla dusuncesi yok. Yalnizca bu forumdakilere soylemiyorum. Gecen gun spor bakani olacak bana gore sporun uzagin yakinindan ilgisi olmayan biri cikmis "Bu konuda toplandik, tartistik, simdi bir haritamiz var, bunu uygulamaya koyacagiz". Ama harita nerede, ne konustunuz, ne tasarliyorsunuz, herhangi bir bilgi yok. Ulkesinde husursuz, fakir, deger verilmeyen her sporcuyu alip devsirip Turkiye adina yaristirmak mi harita?
Turkiye'de de Amerika'da da ciddi duzeyde amator olarak spor yaptim. Yaptigim, ogrendigim, yaristigim dallar yuzme, futbol, tenis, kayak, bisiklet. Turkiye'de futbol/basketbol haricindeki olimpik sporlarin nasil gelistirebilecegi konusunda kendi adima bir kac dusuncem var.
Var mi sizin?
Ozan Ersoy
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:13 pm
by Ali Gursel
4 x 100 dunya rekoru elinizden oper. 37.40dan 37.10 oldu.
Amrikalilarin kasten diskalifiye olduklarini dusundum yaris sirasinda.
Huseyin ucuncu altinini aldi boylece. Zaten uc ve dort numarada Huseyin ve Asafa Powell kosunca yarisin ikinci yarisi yine tek kisi kostu Jamaica.
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:18 pm
by Kenan Atak
Ali Gursel wrote:Mehmet Marsan wrote:Sayin Basbakan'a mesaj atip madalya sayisinin 8 oldugunu soylemek lazim.
"Bir-iki tanesini kazananlarin da Turkce bile bildigi rivayet ediliyor, daha tam kesinlesmedi, kafilede Turkce bilen birini ariyoruz sormak icin dogru mu diye" de eklemek.
Ali
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:24 pm
by Ali Gursel
Ozan Ersoy wrote:Iyi de kimseden bu isin nasil gelistirilebilecegi konusunda bir yorum goremedim. Altin alani altina bogmakla olacagini sanmak buyuk yanilgi. Cunku hedef koyuyorsunuz ama hedefe nasil ulasilacak konusunda en ufak bir yardim yok. "Alin size spor salonlari, yesil sahalar, kosun kosabildiginiz kadar, atlayin ziplayin" demekle de olmaz. Sizlanma cok ama kimse neyin nasil yapilmasi gerektigi konusunda fazla dusuncesi yok. Yalnizca bu forumdakilere soylemiyorum. Gecen gun spor bakani olacak bana gore sporun uzagin yakinindan ilgisi olmayan biri cikmis "Bu konuda toplandik, tartistik, simdi bir haritamiz var, bunu uygulamaya koyacagiz". Ama harita nerede, ne konustunuz, ne tasarliyorsunuz, herhangi bir bilgi yok. Ulkesinde husursuz, fakir, deger verilmeyen her sporcuyu alip devsirip Turkiye adina yaristirmak mi harita?
Turkiye'de de Amerika'da da ciddi duzeyde amator olarak spor yaptim. Yaptigim, ogrendigim, yaristigim dallar yuzme, futbol, tenis, kayak, bisiklet. Turkiye'de futbol/basketbol haricindeki olimpik sporlarin nasil gelistirebilecegi konusunda kendi adima bir kac dusuncem var.
Var mi sizin?
Ozan Ersoy
Ozancigim,
Iki konuyu analitik olarak ayiralim. Basarili degiliz, neler yapilabilir. Tabii ki konusulsun cok da ilginc olur.
Ikincisi, basarili degiliz, hadi bir takim yabancilari Turk yapip Olimpiyat takimina koyalim (cok kurnaziz ya). Bu ayri bir konu. Ben ilkine deginmeden ulkemin bunu yapmasini istemiyorum, basarisizliga hatta o madalyaya raziyim diyebilirim, dedim de zaten.
Bir ornek daha: yarin obur gun milli takim sahaya Mehmet Aurelio, Gokcek Vederson, Topbas Delgado, Sarigul Soares de Lincoln, Tayyip Guiza falan diye cikarsa, ben o milli takimi kendi milli takimim diye de seyretmem, hicbir sey diye izlemem hatta. Iyi futbol icin Ispanya falan var, harikalar.
Ama oteki konu da ilginc tabii, ne yapilir, hatta bir sey yapilmali mi bile? Sen yaz, biz devam ederiz ama.
Ali
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:25 pm
by Mehmet Marsan
Ozan Ersoy wrote:...Var mi sizin?
Ozan Ersoy
Utopik mi, yani Turkiye'nin politik, ekenomik, sosyal gerceklerini goze almadan mi yoksa gercekci mi plan yapacagiz? Malum buyuklerimiz arasinda kadin voleybolcularin sort giymesinden rahatsiz olanlar var. Cocuklar spor yapip hastalanir diyenler var. Spor yoneticiligini rant kapisi olarak gorenler var. Var oglu var.
Sen basla biz katiliriz.
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:36 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Mehmet Marsan wrote:Ozan Ersoy wrote:...Var mi sizin?
Ozan Ersoy
Cocuklar spor yapip hastalanir diyenler var.
Mehmet benim karimdan bahsediyorsun sen
Koca yaz oglanlara top oynatmadi, terliyecekler diye
Hesapta buyuk oglani ingiliz yildiz diye AY'ye kakalayacaktik.
Cocuk yiye ice kendisi top gibi oldu
Kucuk zaten bir sey yemiyor (anasi kilikli) yanindan top gecince ruzgarindan dusuyor,
hesapta O'nu da sporcu yapacak parayi bulacaktik
eee spor rant bi sey diyodunuz ben o kismi kacirmisim
Bu topraklar uzerinden gercek sampiyonlar cikmasi icin
Bazi seylerin baskisini azaltmamiz lazim
Kahveler issiz gucsuz dolu, Kahve sporlari olimpiyat branslarina dahil edilmedikce bizden cok zor adam olur.
Adamlardan proje program uretmelerini bekliyorsunuz
Daha dun partileri kapatiliyordu, yokolacaklardi
Yoktan varoldular
Olimpiyat dusunecekleri son konudur
Posted: Fri Aug 22, 2008 5:57 pm
by Alpay Dedeoglu
Mehmet Demirkol yazmis.
Quote
''Enerji politikaları
Hiperaktif bir çocuğun enerjisini doğru yönlendirmek size tarihin en büyük olimpiyat başarılarından birini getirebilir. Tüm dünyanın konuştuğu bir kahramana dönüşebilir. Ama kabul edelim ki, bu düşük bir ihtimaldir. Bundan daha önemlisi ve muhtemel olan bu yönlendirmeyle toplumun başına bela olması kesin olan bir çocuğun tehlike olmaktan çıkartılabilmesidir.
Phelps’e ortaokuldaki İngilizce öğretmeni ‘Sen tam bir loser(kaybeden - ezik) olacaksın’ demiş zamanında. ‘Şimdi ona gülüyorum’ diyor Michael. Kafasında bu sözler öylesine yer etmiş ki, dünya 8 altın için ayağa kalkmış onu alkışlarken Phelps aslında belki de sadece öğretmenini yendiğini düşünüyordu. Halbuki öğretmenin tespitinde yanlış olan bir şey yok. Başka bir yerde doğmuş olsa ya da ailesi duruma uyanmasa öyle olacaktı. Bu daha muhtemeldi. Belki de daha acayibi öğretmeni bunu söylemese Phelps için hayatı en önemli meselesi olmayacaktı.
Bugün boynunda 8 altın olan çocuk dev cüssesiyle okuyamayan ve sokaklarda dolanan bir enerji yumağı, bir bela olacaktı. Çetelere bir üye daha. Misal bizim memlekette olsa büyüklerin tribünlerinden birinde olması daha muhtemeldi. ABD övgüsü değil bu. Onların kurtaramadıkları sonra sokaklarda ‘kurtuldukları’ndan ya da dünyanın bir yerine savaşa gönderip rahat ettiklerinden olabilirdi. Olmadı dünya spor tarihinin en inanılmaz işlerinden birini yaparak yırttı. Toplum da.
İşsizlik sigortası denen şey çalışanların-emekçilerin cebinden geçinen bir sülükler ordusu yaratmak için bulunmadı. O ordu başa bela olmasın diye icat edildi. ‘Suça karışmayın biz size bakarız!’ Gerçek budur. Spor da bir yönüyle bunun için var.
Kayıptan büyük kazanç çıkarmanın yolu spor. Odaklanamayan çocukları sporla disipline ederek enerjisini yönlendirmek ve bir taraftan da hiç okuyamayacağı üniversitede meslek kazandırmak. Phelps bir taraftan 8 altını boynuna geçirmek için hazırlanırken, bir taraftan da University of Michigan’da Spor pazarlaması yüksek lisansı yaptı geçtiğimiz 2 yıl boyunca.
İşte insan böyle kazanılır.
Normal sporcu olmaz. Üst düzeyde spor normal, sıradan insanların yapabileceği bir iş değildir. Ortalama adamlar bizim gibi olur. Aslında 100 metre dünya rekoru kıracak adamdan muhasebeci olmaz.
Bu seviyedeki spor bir sosyal projedir aslında. İnsan kurtarmaktır.
Biz Elvan’ı, Ramazan’ı, Cem’i, Melek’i kendi adımıza yarıştırırken başka toprakların kaybetmesi muhtemel çocuklarını kurtarıyoruz. Burada sokaklarda binlerce çocuk yardım beklerken.
O yüzden bu olimpiyatın kazanılan ve kazanılamayan madalyalar üzerinden çıkardığı tartışma doğaldır, ama tartışmanın ekseni yine tamamen yanlış bir noktada.
Mesele olimpiyat madalyası kazanmak değil. Hiç kazanmayabilirisiniz. Sorun değil. Mesele oraya 100 favori sporcuyla gidememek. Yani sporcu yetiştiren, spor yaptıran ve hayata hazırlayan bir sisteme sahip olamamak.
Doğu Anadolu’ya sahip olup orta ve uzun mesafe favorisine sahip olmamak skandaldır.
Trakya’ya sahip olup atmalarda güreşte, judoda, halterde bu kadar dökülmek.
Ege’ye sahip olup su sporlarında başarısız olmak.
Doğu Karadeniz’e sahip olup atıcılıkta hiç var olamamak da.
Türkiye’nin asıl enerji sorunu budur.
Bunca genç ve çıkar yolu olmayan insanın sonsuz enerjisini yönlendirememek. Bir sporcu ordusu kuramamak.
Mesele madalya değil yani, madalyonun diğer yüzü.''
Birazda ben yazacagim.
Dunyadaki Musluman nufusa bakip, tum dunya nufusuna gore oranlayin . Ondan sonra Musluman madalya alanlarla , toplam madalyalari kiyaslayin madalya oraninin oldukca dusuk oldugunu gorursunuz. Batiya en yakin ve laik olan Turkiye, tahminim en basarili ulke Islam aleminde.
Bizdeki spor basarilarinin bir sebebide, hem Orta Asya gocebe kulturunden olma, hemde Helenistik ve Yunan kulturleride dahil iyi kotu Anadoluda bir spor yapma geleniginin miras kalmasidir. Iklim uygundur, denizle cevrilmistir, özellikle Balkanlardan ve Kafkasyadan goc almistir.
Yagli Gures ata sporudur diyenler lutfen ''Istanbul Arkeoloji'' muzesine gidip en az M.Ö: 2-3 yüzyildan kalma calgilar esliginde gures yapanlara
baksinlar.
Islamiyet adi altinda sokulan ve cemaatler kanaliyla egemen olan Arab / Suudi / Iran molla kulturu sporun onundeki en buyuk engellerden biridir. Kadinlari tamamen spordan men eder, su sporlarini sinirlar veya engeller,
pozitif ve akademik evrenel bilime dusmandir, ibadetleri ve rituelleri antrenman ve calisma vaktini calar, sporun basarisindaki bireysel ilerleme ve challenge (meydan okuma) fikrini surekli topluluk itaat kollektivizmi ile torpuler, giyim engelleri koyar, seyahat engelleri koyar, yilda 1 ay ust duzey sporcunun profesyonel antrenman ve yeme/icme duzenini yok eder, söz konusu sporcu yetistirecek devlet kurumlarina cemaat iliskileri ile gelen capsiz ve kifayetsiz adamlari koyar, cok cocugu tesvik edip ailelerin cocuk basina yapabilecekleri birim yatirimini dusurur (ki sporcu yetistirmekte bir aile yatirimidir). Yukaridaki engelleri bertaraf edebilse belki manevi huzur, kotu aliskanliktan uzak tutma, duzenli hayat ve inancli olma avantajlari sporcu icin farki yaratacak guc olacaktir, ama soz konusu engeller asilamadigi icin o noktaya bir turlu gelinemez.
Turkiye ilk once nasil bir anlayis icinde olmak istedigine karar vermelidir.
Para sacarak, adam devsirerek yapilan cozumler palyatif ve gecicidir.
Yok biz boyle mutluyuz, bu kulturde koyun gibi yasiyoruz diyorsak eger(ki o da bir secimdir ve bireysel olarak katilmasakta saygi duymaliyiz),
hic oyle iddiali planlamalar ve hedefler koymaliyim, cunku mal bu, anlayis bu, gidisat bu.
Posted: Fri Aug 22, 2008 6:08 pm
by Cengiz Akgun
Altin alani altina bogmak isin bir parcasi. Naim'den sonra bir suru ac insan halter kaldirmaya kalkti. Ama bu sadece tesis ile olanak isi ile de olmaz. Bilgi ve gorgu lazim. Onun icinde Dunyada bu isi bilenleri paraya kiyip getirteceksin. Onlar arkasindan bu bilgiyi sana tranfer edip yetismis egiticiler birakacak.
Surayya Ayhan'i mahveden guya once antrenoru sonra kocasi olan ayi gibi atletin gelecegini karartacak insanlari bu islerden uzak tutacaksin. Hayvanin kendisi ne biliyorduki Sureyya'ya ogretecek.
Turkiyenin isi zor. Hangi problemini cozmuste spor isini cozecek? Boyle ben yaptim oldu ile ordan burdan araklama ile bu isi yapacagiz sanalar hala ortada.