Ah be... Böyle bir Fener yakalıyorsun ve sadece 3 gol atarak sahayı terkediyorsun, üstelik maçın bitimine saniyeler kala laubalilikten Alex'e gol attırıyorsun.
Çok yazık oldu.
Maçtan önce burada beraberlikten bile çok ümitli olmayan ben, şimdi gelmişim 3-1'lik galibiyete burun kıvırıyorum.
Nasıl kıvırmam?
Muhteşem bir ilk 25 dakika... Akın üstüne akın, pozisyon üstüne pozisyon... Ama klasik GS hali, gol yok. Oysa aynı durumda FB yakaladığı zaman affetmiyor.
İnanılmaz sürklase ettik, sahadan sildik rakibi. Ben yıllardır böyle bir GS görmedim Fener karşısında. Sağdan soldan ortadan, her türlü pozisyona girdik.
Sonra neyse ki tempomuzun düştüğü dakikalarda goller geliyor.
İkinci yarı Kazım'ı oyundan alıp Eboue'yi öne çekmek varken değişiklik yapmıyor Terim.
Bekliyor.
Bu kez Fener orta sahayı ele geçirmişken, uzun yıllar sonra ilk defa onlara şans golü atıyoruz. Genelde onlar bize atardı böyle şans golünü. Johnson frikikten vurur, Emre'nin sırtına çarpar. Kezman ceza sahası dışından sallar, Ergün'ün sırtına çarpar. Kaleye girer.
Şans artık bize gülmeye karar veriyor.
O dakikadan sonra bekliyorum ki Terim orta sahayı hızlandırsın ve tarihi farka gidelim.
Olmuyor. Rölantiye alıyoruz. Umursamıyoruz. Bir de üstüne üstlük gol yiyoruz.
Çok yazık oldu çok...
Bu arada Arena'nın atmosferinin harika olduğunu söylemeliyim.
TV'den seyrettim. "Ah keşke orada olsaydım" diye içimden geçirdim.
Seyircinin tezahüratı ve uğultusu karabasan gibi çöküyor rakip futbolcuların üstüne. Neye uğradıklarını şaşırıyorlar.
Artık biz de FB'ye karşı stad konusundaki dezavantajımızı giderdik.