Page 2 of 2

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Wed Apr 21, 2010 4:12 am
by Selcuk Samli
Her sene oldugu gibi bu sene de bir "Galatasaray 2010-2011" basligi acmayi planliyordum ama benzer basliklar cok oldugu icin vazgectim.

Bu sene ve gelecek senelerde istedigim ve bekledigim Galatasaray Spor Kulubu'nun yer aldigi her bransta dunya capinda sporcular yetistirmesidir.

Konu tabii ki hep futboldan aciliyor.Internetten baktim Hollanda'nin nufusu 16 milyon civarinda,ve Turkiye'nin nufusunun 1/4 unden az.Yetistirdigi futbolculara bakin:Uzaga gitmeyelim Rijkaard,Van Basten,Gullit,Bergkamp,Van Nistelrooy,De Boer,Overmars...

Rijkaard goreve geldikten sonra Derks'in de goreve baslamasi bende bir iyimserlik yaratti.Tabii ki bu organizasyonda Turkler de yer alsin,ama bu isi cok iyi bilen Hollanda'lilar da olsun.Umarim bu calismalar uzun surer,ve cok daha iyi dunya capinda futbolcular yetistiririz.Yoneticiler,antrenorler,hekimler,kondisyonerler,sporcular,sporcularin aileleri bu calismanin icinde olmali.Burada en onemli gorev yoneticilere dusuyor tabii ki.

Daha uzun yazamayacagim ama diger branslarda da benzer calismalar yapilmali.Gerekirse bir yildiz futbolcu transferi az yapalim ve bu calismalara kaynak yaratalim.

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Thu Jul 22, 2010 2:00 am
by Salih Bora
Başımıza gelenlerin bütün sorumlusu Rinus Michels ve Johan Cruyff'tur beyler.
Bir de Barcelona kulübü.
Bu Barcelona denilen münafık kulüp, "kendi camian içinden bir evladını hocalığa getirmek" diye bildiğimiz alaturka formülü Guardiola'da uyguladı ve başarılı oldu.
Onun arkasından pek çok kulüp, "Madem öyle oluyor, ben de deneyeyim" diyerek aynı şeyi uyguladı ve üçün birini aldı.
Milan, efsanevi futbolcusu Leonardo'yu getirdi. Adam hem takımını ilk 2'ye sokamadı, hem de oturtmaya çalıştığı sistemiyle Berlusconi'ye yaranamadı.
Juventus, eski kaptanı Ciro Ferrara'ı getirdi. O da sezon sonunu göremedi.
Galatasaray, gitti Bülent Korkmaz'ı getirdi. Bülent hoca burayı Kayseri Erciyes zannederek dünyanın en çapsız futbolunu adapte etmeye çalıştı. İki ayda herkese yaka silktirdi.
Arjantin Futbol Federasyonu, ilah Maradona'ya milli takımı teslim etti... Saha sonuçları hüsran.
İşin esprisi bir tarafa...
Total futbol diye bir illüzyonu bütün dünyaya pompaladılar.
Total futbol denilen formül, futbolun üstdüzey oynandığı turnuvalarda, oyuncu kalitesi üstdüzey oyuncuların uygulayabileceği bir metod.
Bunlardan biri bile olmazsa total futbol çöküyor.
Sözgelimi, gelin de Türkiye Ligi gibi bir ligde Barcelona takımını yarıştırın... Beş maç sonra adamların da futbol şevki kırılır. Toptan aldıkları zevk azalır. Hatta hayata küserler.
Şimdi biz zannediyoruz ki, dünya üzerinde her takımın bu sistemi tatbik etmesi gerekiyor.
Bu sistemde, topa mümkün mertebe sahip olmanın büyük önemi var. Defanstan ileriye doğru top çıkartırken gerekirse enlemesine pek çok pas yaparak hem rakip takımın enerjisini öldürüyorsunuz, hem de top sizin ayağınızda kalıyor.
Rakibin savunma organizasyonunda bu paslaşmalar sonucu konsantrasyon bozulup açık verildiğinde, bu sefer orta saha kademe kademe ilerliyor, yaratıcı oyuncular bu kez adım adım ileriye doğru paslaşarak topu taşıyorlar.
İşin defansif yönüne gelince, bu sistemde orta saha sertliğine ve mücadeleciliğine ikinci planda önem veriliyor. Orta sahanın teknik ve çabuk oyuncularla ve becerikli kesiciler (Mehmet Demirkol'un deyimiyle "çapalar") tarafından donanması sebebiyle, zamanında yapılan tek müdahaleler, bitmez tükenmez bir sert prese gerek bırakmıyor.
Bir de G.Saray'ı ele alalım... Ben inanmıyorum ama yine de Rijkaard'ın bu takıma total futbolu ezberletmek gibi bir inadının olduğu savunulmakta pek çok insan tarafından.
Defansı, 3 metre önündeki orta saha oyuncusuna pas atmayı bilmez.
Bu yüzden top maç içinde defalarca en sağdaki Sabri'den en soldaki Hakan'a doğru dolanır durur.
Hadi diyelim ki önlerinde oynayan adama bir şekilde aktarmayı başardılar... Eğer topu attıkları adam kanat oyuncusuysa, mutlaka topu sırtı dönük almıştır. Topla beraber dönmeyi bilmez. Kolay yolu seçer, topu pası veren arkadaşına iade eder.
Normalde olması gereken şey, o oyuncunun topu aldıktan sonra bekin bir kademe öne çıkıp orta sahaya dahil olmasıdır.
Yok eğer top orta sahadaki ön liberolardan birine gelmişse, o oyuncularda top kullanma meziyeti olmadığından, bol bol yan pas yaparak beceriksizliklerini örtmeye kalkarlar. Ya da bir an önce şişirirler veya Arda'nın Kewell'ın ayağına vermeye çalışırlar.
Kanatta oynayan oyuncu topu aldığında yapayalnız kalır. Yanına sağına soluna hiçbir takım arkadaşı gelmez.
Takım kademe kademe topu ileri taşıyarak hücumda çoğalamaz. Bütün hücum organizasyonu Arda'nın (veya geçen yıl olduğu gibi Keita'nın) cambazlıklarına bırakılır.
Türkiye Ligi fiziğe dayalı bir lig olduğu için, Rijkaard'ın kafasındaki "oyuncular koşmasın, topu koştursunlar" futbolu saha içinde sinikliğe ve ezikliğe dönüşür. Deplasmanlarda takım siner, Kadıköy'de ise toptan altına işer.
Bir başka sorun: Orta sahada top kaybı yapıldığında... İlerdekiler defansa yardım etmez.
Yani boşa koysan olmuyor, doluya koysan almıyor.
Bu kadro illa total futbol oynamak zorunda mı?
Fizik gücüne, kanat akınlarına, orta saha presine ve topu en hızlı biçimde üçüncü bölgeye aktarmaya dayalı bir model daha uygun değil mi Galatasaray'ın yapısına?
Total futbol modası ortalığı kaplamışken Rijkaard'ı büyük beklentilerle getirdik. Adam Türkiye'deki kulüp-futbolcu-antrenör ilişkilerini bile daha kavrayamadı.
İşimiz iş...

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Fri Aug 27, 2010 12:05 am
by Salih Bora
Son 20 yılın en kötü Galatasaray'ını izliyoruz. Bunun sürpriz olduğunu kim söyleyebilir?
Tepeden tırnağa kötü yönetilen, profesyonelliğin yakınından geçmeyen bir futbol şubesi her anlamıyla iflas ediyor.
Sorumlular yine "sakatlık" ve "talihsizlik" bahanelerine mi sığınacak, yoksa hesap vermeyi mi seçecekler?
Galatasaray'ın gelecek yıl Avrupa kupalarına katılması dahi tehlikededir.
Gidişat açık ve net.
Eğer gelecek sene kurtarılmak isteniyorsa, Adnan Polat'la bunun başarılacağına inanmak da zor.
Futbolu yöneten yönetici kadro ve teknik ekip tümüyle tasfiye edilmeli.
Az önce NTV Spor'da bir yorumcu, G.Saray'ın halini Trabzon'un geçen yılki durumuna benzetti. Sezona Belçikalı bir hoca ile başlamışlar, kötü sonuçlar üzerine yolları ayırıp Şenol Güneş ile anlaşarak çıkışa geçmişlerdi.
Galatasaray'a bir Şenol Güneş gerek.
Açıkçası hocalığa layık gördüğüm Abdullah Avcı'nın böylesi bir kaos içerisinde neler yapabileceğinden emin değilim. Yeniçeri Ocağı gibi bir kulüp burası, kim gelirse gelsin fayda etmez.
O halde... Vaka-i Hayriye'nin bir benzerini G.Saray'da gerçekleştirebilecek bir yönetici aklına ihtiyaç var.
Sanki koşullar, yüzünü bile görmek istemediğim Fatih Terim'i teknik direktörlüğe yavaş yavaş ittiriyor.
Onun dahi toparlayacağını zannetmem. Bu çürümüş kadroya pekala uyum sağlar o da.

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Fri Aug 27, 2010 12:12 am
by Ismail Gezer
Bu Takım Abdullah Avcı'yı yer.. Terim'in de kendine hayrı yok. Dışardan tamamen yabancı birini getirmek de bi fayda sağlamaz. Zoooor zor!

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Sat Aug 28, 2010 12:31 pm
by Selcuk Samli
Bugun gazeteleri okudum.Okuduklarim dogru mu degil mi bilmiyorum,ama cok da farketmez.Lyiv macindan sonra bazi futbolcular toplanti yapmis,takim otobusunu 1 saat bekletmisler.Neyin toplantisini yapiyorsunuz beyler?Karsinizdaki takimin market degeri sizin degerinizin onda biri degil.Icinizden birinin aldigi maasi,belki de butun Lyiv takimi aliyor.Siz bu takimdan biri uzatmada 3 gol yiyorsunuz ve eleniyorsunuz.Konusacak hicbir sey yok.

FR konusuluyor,tartisiliyor hala.Oncelikli olarak oyuncularin saygi gostermesi gerekiyor ona.Hangi oyuncumuzun FR gibi futbolculuk kariyeri var.TD'lugu tartisiliyor.Kac tane td Barcelona gibi bir kulupte calisip sampiyonluklar yasamis.Gonderelim FR'i,gelsin baska bir td.Hersey sil bastan,bir suru para harcansin,bir suru yanlis transfer yapilsin.Donelim yine basladigimiz yere...(Ki olacak olan bu)

Bence FR'a destek verilsin.Sistemine uymayan oyuncular zaman icinde kendilerine baska kulup bulsunlar.Sabirli olunsun ve yepyeni bir takim kurulsun.Altyapida reform yapilsin,dunya capinda oyuncular bulalim ve yetistirelim.Bunlar bugun yarin gerceklesmez,zaman alir.Ama duzluge cikariz.Bu arada GS her zaman zirve mucadelesini surdurur.Yeterki GS'li oyuncular,GS'da oynadiklarinin ve bunun bir ayricalik oldugunun hakikaten farkina varsinlar.

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Sat Aug 28, 2010 1:54 pm
by Hasan Tezcan
2 sezondur, bahanelere siginarak, ve israrla ayni oyunculari sahaya surerek, ne kadar kot kafa oldugu ortada iken, ne sistemiymis cok merak ediyorum. Balik bastan kokar diye bir söz vardir. Malzeme ne kadar kötu olursa olsun, cözum bulmak senin görevin. Ayrica futbolda dun yok bugun var.

Ben sahsen karbon kopyasi gibi golleri yememizden biktim artik. Geretz zamaninda da buna benzer olaylar yasadik, rakip kalede korner kullanirken kontradan gol yemeler...GS'da sorun kadro degil bence. Transfer bahanesi. FR'in mac sonrasi kaliteden bahsetmesi sacma ve sakincali. Bakin görun simdi önumuzde ki mac neler olacak...kimse surpriz beklemesin. Kimse de yedeklerden gelisme veya mucize beklemesin...ortam bu.

FR dogrular abidesi degil.

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Sat Aug 28, 2010 2:51 pm
by Ismail Gezer
Vay be, efendiler toplantı yapmış demek! Hangi önemli kararları almışlar acaba?

Efendim bundan sonra doğru düzgün ve profesyonle bir hayat yaşayıp habire sakatlanmayacağız!

Ayrıca, aldığımız eşşek yükü paranın hakkını vermek için biraz daha fazla çalışacağız.

Bir grup gerizekalı olmadığımızı göstermek için bundan sonra beynimizi kullanacağız!

Bu kadro 2-3 kişi hariç, ya psikolojik olarak ölü, yada fiziksel olarak sakat.

Bu kadar sorunlu bir kadroyada çocuk yaştaki Arda kaptanlık edemez. Yöneticilik yaptığını zannedenler, UEFA kazanan kadroyu komple afaroz etmeseydi, belki zor zamanda yol gösterecek birileri olurdu.

Galatasaray'ın bu yönetimden biran önce kurtulması lazım. Geri kalan her çaba günü kurtarmaya yönelik başarısız girişimler olacaktır.

Re: Yeniden yapılanma

Posted: Sat Aug 28, 2010 7:16 pm
by Cengiz Akgun
Ismail Gezer wrote: Bu kadro 2-3 kişi hariç, ya psikolojik olarak ölü, yada fiziksel olarak sakat.
...

Ismail yine durumu tersten goruyorsun evladim. Kadro fiziksel olarak olu, yonetimle beraber psikolojik olarakda sakat.

Bu arada ben artik mac filan yerine youtube'dan ask-i memnu'ya dadandim. Cok daha eglenceli. Mujde Ar'lisini da gormemistim. Ama romani az cok bilirim. Beni asil gulduren seyredenlerin verdigi tepkiler. Avrupadaki Turkler seyrediyor. Dun aksam bir parcasinda biri "Yahu bu Turk dizileri bir garip. Herkez aile icinde birbirini duzmeye calisiyor, milletde adini adilik yerine ask koyuyor" demis. Biz severiz boyle seyi hakikaten. Gerci meshur Amerikan dizileri ardi bir zamanlar Dallas ve Dynasty gibi. En cok Nebahat cehre'ye sasirdim. Ben cocukken o masallah genc kizdi. En azindan 65'nin ustundedir 70 yoksa bile. Gerci yuzu gozu batokslu ama kendine iyi bakmis. Dynasty'de Alexis Carrington rolunu oynuyan Joan Collins'in yerine oturtmuslar.

Gerci Alexis'i fettanlik ve entrika isinde Firdevs hanimin eline su dokemez (Amerikalilarin akli bizim kadin oyunlarinin bir kismina akili o kadar ermez). Masallah Adnan Sezgin de kadin olsaydi bu rolu oynattirirlardi hani Amerikada artik dizi mizi seyretmiyorum ve boyle dizilerinde modasi geceli cok oldu burada. Bu arada romanda Hilmi Bey var mi idi hatirlamiyorum ama Halit Ziya JR ile Alexis bir araya taa o zaman bir araya getirdiyse vizyon sahibi imis.