Page 2 of 3
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 10:16 pm
by Cengiz Akgun
Advokaad ilk tokadini ask etmis. Bizim kel horoz ibigine kadar kizarmistir.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 10:29 pm
by Kenan Atak
IL TARATORE Yumurta Topuk ile dört sene daha yola devaaaammmm. Yahu futbolla yatip futbolla kalkan bu hanim evladi zuppe futbolcularin yedigi kahvaltinin bile haber oldugu ulkemizin Dunya Kupasina son 30-40 yildan beri katilma sayisi kac? BIR mi? Yani sayi ile 1!! farsca YEK! Isvecce ETT, Fransizca UN, Ingilizce ONE, Italyanca UNO!!!
1 !
* Katilma sayisindan bahsediyorum, saniyorum Avrupa'da son beste falaniz. Neyse ligimize dönelim hakem hatalarina odaklanalim, fevkalade önemli bir lig bu lig, zuperr lig. Buyuk FB haftaya ne yapacak? Kac senedir izledigimiz film bu iste! 15 yabanci yetmez 20 olsun.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 10:43 pm
by Cengiz Akgun
Istifa filan etmeyecektir. Bakin gorun. Zaten TFF baskaninin bir kicini yalamadigi kalmis. Avrupa sampiyonlugunda alinan basari ile maasini iki katina cikarmisti.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 10:57 pm
by Kenan Atak
Pek cok kisi de o iki katina cikan maasi normal karsiladi. Piyasa belirliyor falan dendi. O yuzden yuregimin yaglari eriyor simdi. Adamin suratina böyle sirrrakkk diye cakarlar iste tokadi. Bence de istifa etmez. Ederse de Rijkaard'in kellesinin ustunde Terim kilici basin tarafindan sallanir ve GS'in basina kakalamaga kalkarlar. Diyorum ya Norvec futbolu daha ilerde. Bu apacik gun gibi ortada! Hala görmesin insanlar bu adina futbol denen gugusu zuepr ligte!
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 11:39 pm
by Eray Tunç
Gereksiz bir ayrinti ama konusmaya deger baska da pek bir sey yok gibi gorunuyor (Maci da izlemedim zaten): Bu aksam bize 2 gol atan ( Evet 2 oldu
) Emile Mpenza, bir zamanlar Jardel'e karsilik olarak alip da dogru durust kullanmadan elden cikardigimiz oyunculardan Mbo Mpenza'nin kardesi.
Fatih Terim'i anladik ama "Mufit Hoca" niye tribunde?
Remzi? abi, adam ne vurdu be abi! Remzi? Abi??
Beyaz formali adam: "Adam mac boyu sekilden sekile girdi, maca mi bakayim, adamin mimiklerine mi bakayim sasirdim..."
Fotograflar sporx ve ajansspor'dan
Gunun yorumu Fox TV spikerinden geliyor. Spikerimiz demis ki:
"Dünya kupasına gidemiyoruz ama Belçika da gidemiyor"
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sat Oct 10, 2009 11:45 pm
by Kenan Atak
Grup ucunculugu garanti ama degil mi? Son mac kiminle?
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 12:24 am
by Cengiz Akgun
Eray Tunç wrote:
.. Spikerimiz demis ki:
"Dünya kupasına gidemiyoruz ama Belçika da gidemiyor"
Yarin bir gazetede yazmaya baslar. Tanrim aglamak istiyorum diyen gibi adam sirasina gecti sanilir.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 2:45 am
by Salih Bora
Beni en çok kahreden, Titrek Suratlı Şarlatan'ın bu ülkede adam muamelesi görmesi.
Hiçbir teknik direktör yok ki başarısız olduktan sonra eleştiriden muaf olabilsin. Küçük ya da büyük, mutlaka bir parça pay alınıyor eleştirilerden.
Fakat buna eleştirinin zerresi gelmiyor.
Basın leşkerleri yalamaya başladılar yine:
- Hoca devam etsin, hatalarından ders alsın...
Bre vicdansızlar, hatalarından ders alacak adam hiç 4 koca yılı ziyan eder mi? Hatalarından ders alacak adam hiç "Ben ders almam ders veririm" der mi?
Gökten vahiy inecek de bizim Şarlatan'a bir haller olacak, sonra da birdenbire doğru'ya erişecek... Mümkün mü bu?
Taktik, teknik, kadro, kitle yönetimi, psikolojik şartlandırma... Neresinden tutsan elinde kalıyor. Bir liderlik faciası.
İşin ilginç yanı, bu adam bir zamanlar liderlik konferansı veriyordu.
Helal sana bu yollar Şarlatan efendi... Bulmuşsun Milli Takım gibi yağlı kapıyı, bulmuşsun Türkiye gibi enayi ülkeyi, ne diye kıçını tahtından kaldırıp kendi kendini dehleyesin...
Bu adam istifa eder zannedenler boşuna beklemesin.
İstifa eder gibi yapıp duygu sömürüsüne yatan iki insan vardır Türkiye'de: Aziz Yıldırım ve bu herif.
Hak vaki olana kadar ebediyen o koltuklarda oturacaklardır herhalde...
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 2:58 am
by Salih Bora
Aşağıdaki yazıyı bundan 2 sene önce (15 Ekim 2007) yazmıştım bu forumda... Türkiye, Yunanistan maçını 1-0 kaybetmişti ve Milli Takım tepetaklak bir gidiş içindeydi. Yazılanlar forumdaki birçok arkadaşın da beğenisini çekmişti.
O günden bu güne Milli Takım ve başındaki şahıs adına hiçbir şey değişmiş değil.
Şöyle bir bakıyorum da... Eksik yazdığım şeyler var belki ama fazla yazdığım ve haksızlık ettiğim hiçbir yan göremiyorum bu uzun mesajda.
İşte, 2 yıl öncesinden çıkarıp noktasına virgülüne dokunmadan koydum.
Fatih Terim, burnunun dikine giden bir adam. Baş üstünde baş tanımam diyor.
Ama dünyanın hiçbir yerinde (İngiltere hariç) bir kişiyi bütün yetki ve sorumluluklarla donatmazlar.
Menajerler vardır, sportif direktörler vardır, futbol şube sorumluları vardır.
Terim Fiorentina'da iyi kötü birşeyler yaparken sezonun yarısında kaçarak ayrıldı.
Neden?
Herkes faturayı Cecchi Gori denen deliye kesti.
Gori hakikaten deli bir adamdı. Sahip olduğu TV kanalında yayına çıkıp antrenörlere fırça atan, sıradışı bir tipti.
Peki Fatih Terim'in hiç mi suçu yoktu?
"Kimseye eyvallahım olmaz. İşime karıştırmam. Buranın kralı benim" havalarını İtalyanlar niye kabul etsindi ki?
Fiorentina'da Gori. Milan'da Berlusconi-Galliani ikilisi. Juventus'ta şaibeli Moggi.
Takımla birlikte nefes alıp veren adamlar. Bunları tamamen by-pass etmeyi düşünemezsiniz. Düşünürseniz cevabınızı alırsınız.
Oysa Galatasaray'da işler böyle değildi.
Kim ne derse desin, Süren yönetimi Terim'e, isteyerek ya da istemeden, çok geniş bir yetki alanı bırakmıştı. Herşeyle o ilgileniyordu.
Öyle ki 1999 yılında Özhan Canaydın, "Kulübün anahtarını Fatih Terim'e teslim ettiniz" diye o günkü yönetime sitemde bulunmuştu.
O Canaydın, kendisi Fatih Terim'i göreve getirdikten bir süre sonra Ali Dürüst'ün ve Burak Elmas'ın kellesini alarak, resmen kulübün tapusunu da Terim'in üstüne yaptı.
Bunun adı İmparator sendromu.
Yükseklere fırlayan adamlar, hele farklı bir atmosferden gelmişlerse tam bir "kültür şoku" yaşıyorlar.
Ne demek istediğimi açayım...
Fatih Terim'in milli takımdaki ilk yıllarını hatırlayın.
Maçlar bitince futbolcularının üstüne "Oğullarım" diye atlayıp sarılan, oyuncularıyla bire bir, hem arkadaş hem baba ilişkisi kurabilen, kendisi de başarıya aç ve hırslı bir adam vardı kenarda.
Galatasaray'a geldikten sonra da durum pek farklıydı denilemez.
Ne zaman devran tersine döndü?
Bana kalırsa, İtalya denemesinde.
Futbolcularını "eti senin kemiği benim" ya da "hem sever hem döver" anlayışıyla yönetmeye alışmış bir insandı. Takım kötü oynadığında soyunma odasında ortalığı birbirine katar, fırça üstüne fırça atardı. Türk futbolcular da bu "egemenliği" doğal karşılıyorlardı. Terim'in nazı onlara geçiyordu.
Elin İtalyanı öyle mi?
Dünyanın en meşhur futbolcularına "astığım astık kestiği kestik" parolası uygulanabilir mi?
Terim orada, futbolcuya bakış açısını değiştirdi, onların profesyonel birer varlık, kendisinin de maaşlı memur olduğunu öğrendi.
Bence Terim'in sihri orada kayboldu.
Ayrıca, Türkiye'de imparator mertebesine çıkarıldığı için de kendini göklerde görmeye başladı. Eleştirilere eskiden beri gıcık kapıyordu, şimdi yapılan eleştirileri hepten anlamamaya başladı.
Baş üstünde baş tanımayınca Gori'yle sürtüştüler ve yolları erken ayrıldı.
Çok geçmeden Milan'a kapağı attı.
Milan, 1999 yılı Aralık ayında İstanbul'a Cesare Maldini'yi gönderip Fatih Terim ve Galatasaray'daki bazı futbolcular hakkında bilgi toplamasını istemişti.
Maldini, o ziyaretinde Terim'le de birkaç defa görüştü.
Fatih Hoca, İtalyan'ı karşısına almış, ona Milan'ın neden başarılı olamadığını ve başarıya erişmek için neler yapılması gerektiğini, kendisi Milan'ın başında olsa bu formüllerle Milan'ın özlenen günlere dönmesinin işten bile olmadığını anlatıyordu.
O kadar içten, etkileyici ve ikna ediciydi ki Maldini onun karizmasına hayran kalmıştı.
Derhal Milano'ya dönüp, Berlusconi'ye Terim'in hocalık için düşünülmesi için tavsiyede bulundu. Berlusconi'nin kafasında Zaccheroni'yle devam etmek vardı.
Derken yıl 2001...
Terim'in takımı Fiorentina, ligde Milan'ı 4-0 yendi. Kupa yarı finalinde eledi.
Bu kez Berlusconi ikna olmuştu.
Haziran ayında takımın başına onu getirdiler.
Fatih Terim, "kralını tanımam" diyen bir adam.
Milan'da da bu felsefeyi sürdürmeye kalktı.
Futbolculara hakim olamadı.
Karizması büyüktü ama karşısındaki oyuncular, hem kariyer hem popülarite açısından Terim'in misli misli önündeydi.
Terim'inse ikinci bir otorite kurma yöntemi yoktu, "ben sizin babanızım"dan başka.
Kötü sonuçlar da gelince Milan yönetimi sabretmeye gerek görmedi ve Kasım ayında, ligin 9. haftasının ardından hocayı yolladı.
Ertesi yıl Terim soluğu Galatasaray'da aldı.
Ama hiçbirşey eksisi gibi değildi. Hem kendisi birşeyleri sıfırdan yaratmak için motivasyonunu ve hırsını kulübe angaje edemeyecek kadar büyümüştü. Hem de karşısındaki futbolcular, kendisi gittikten sonra kariyer bakımından ilerlemişlerdi. Dünya üçüncüsü takımın birçok ismi oradaydı.
Terim, futbolcularıyla bire bir ilişkilerinde eskisi gibi değildi.
Ya şimdi? Milli takımda?
Galatasaray'la özdeşleşmiş bir insan olarak, yılda toplam 30 gün görüştüğü Fenerli, Beşiktaşlı oyunculara "hem severim hem döverimcilik" yapması kolay mı?
Bir örnek veriyorum. Leeds maçında kırmızı kart gören Emre'yi tartaklayarak soyunma odasına yollamıştı. Aynı şeyi bugün Tuncay'a, Arda'ya, kaleci Hakan'a yapmak kolay mı?
Terim alaturka bir adam. Tek bildiği yöntem bu. Artı, motivasyonunu da kaybetti.
Ve bence artık iflas etti.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 2:11 pm
by Ismail Gezer
Ayhan'ı biraz toparlanmış gördüm. Bu iyi...
Defans felaketti. Bu defansın yarısı fenerden yarısı bizden. Servet ve Balta fena görünmedi gözüme ama ilk golde hataları var. Aralara atılan toplar çok can yakıyor. Emre Aşık ve Sabri hafta sonu hazır olur umarım.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 7:47 pm
by Harun Demirci
Bakalım Sayın Terim bundan sonra ne tür dersler verecek.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 1i-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 9:41 pm
by Burak Ayyildiz
Eray Tunç wrote:
Fatih Terim'i anladik ama "Mufit Hoca" niye tribunde?
Aynisini ben de düsündüm izlerken
hatta senelerdir düsünürüm Müfit Erkasap ne yapar, rolü misyonu nedir diye.
Beni yenilgiden daha fazla üzen, bir gurbetcinin Terim'e laf atmasindan sonra Arda'nin Emre abisiyle birlikte adamin üzerine yürümesi ve küfürlesmesi olmustur. Bu cocuk ne zaman ögrenecek asli görevinin Galatasaray'in kaptanligi oldugunu? Terim'in fedailigini biraksin Emre abisi yapsin.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Sun Oct 11, 2009 10:20 pm
by Kenan Atak
Il Imparatore taratore che se anche chiama 'Yumurta Topuk' e a Napoli.
Il VD della nostra Casa, Don Carleone dice 'benvenuto a Napoli, signore yumurta topuk'.
Reha Muhtar'in yalancisiyim Napoli'ye gidecegi hakkinda ben de yarim yamalak Italyancamla biraz yumurtlayim dedim ustteki satirlari. Napoli benim takimimdir ve böyle bir cilginlik yaparlar mi bilmem. Ama Terim'in havasindan gecilmez, ustteki ceketi kasilmaktan yirtilir valla, casa nostra'nin malikanesinde saraplari deviriken 'resultate e importante' diye yanaklarini sisire konusmasini dusunemiyorum. Kendisi bugun gazetelere kimseye hesap vermem demis.
* Bu arada bazi arkadaslarla bir tartismaya girmistim ve ufacik Yunanistan ve amatör Norvec'in bile futbolda Turkiye'nin önunde oldugunu söylemistim, Turkiye'de futbol sanayine akitilan akil almaz paralara ragmen. Bakin bu dunya kupasi elemelerinde kimler 1. veya 2. Alin Sampiyonlar ligine bakin her sene Yunan takimlari ne yapiyorlar. Yanlis anlamayin diger sportif branslari saymiyorum bile zira onlari da saydik mi kat be kat altindayiz. Bunlari niye söyluyorum: önce gercekleri görmek lazim ve durum saptamasi yapmak lazim. Sportif temel, sadece o sporun temelini olusturan unsurlar degil, (fiziki yapi ve spor icin gerekli olan karakter özellikleri) yerlerde surunuyor ulkemizde. Bunlari israrla görmedikce Ahmet topu aldi iki calim atti, hoca onu sola bunu saga koyla hic birsey degismez, istikrar olmaz. Iste Arda örnegini Burak koymus. Bu adamlari omuzlarinizda tasiyip savunmayi birakin derim.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Mon Oct 12, 2009 6:38 pm
by Cengiz Akgun
Kerem Tezic wrote:Il Imparatore taratore che se anche chiama '
Yumurta Topuk' e a Napoli.
Il VD della nostra Casa, Don Carleone dice 'benvenuto a Napoli, signore yumurta topuk'.
....
* Bu arada bazi arkadaslarla bir tartismaya girmistim ve ufacik Yunanistan ve amatör Norvec'in bile futbolda Turkiye'nin önunde oldugunu söylemistim, Turkiye'de futbol sanayine akitilan akil almaz paralara ragmen. Bakin bu dunya kupasi elemelerinde kimler 1. veya 2. Alin Sampiyonlar ligine bakin her sene Yunan takimlari ne yapiyorlar. Yanlis anlamayin diger sportif branslari saymiyorum bile zira onlari da saydik mi kat be kat altindayiz. Bunlari niye söyluyorum: önce gercekleri görmek lazim ve durum saptamasi yapmak lazim. Sportif temel, sadece o sporun temelini olusturan unsurlar degil, (fiziki yapi ve spor icin gerekli olan karakter özellikleri) yerlerde surunuyor ulkemizde. Bunlari israrla görmedikce Ahmet topu aldi iki calim atti, hoca onu sola bunu saga koyla hic birsey degismez, istikrar olmaz. Iste Arda örnegini Burak koymus. Bu adamlari omuzlarinizda tasiyip savunmayi birakin derim.
Evladim bir kere Italyanlara Yumurta topuk nedir ogretmen lazim madem yine Italya seferi basliyor. Onun icin madem bu isi Italyanca yapacagiz bak yanimdaki Italyan nasil ceviriverdi Yumurta Topuk'u Italyancaya
Tallone d'uovo
Yumurtaya can veren Allah nelere kadir. Ikincisi surada su kadar uzun yazacagina ben gecen gun ozetledimdi burada. Princ Beyinlilere kilavuzluk eden Nohut beyinliler olunca bundan iyisi olmaz diye. Bu kadar basit. Amerikan Ingilizcesinde
Pea Brain diye bir deyim vardir. Bezelye Beyin. Istersen Princ yerine mercimek de kullanabilirsin. Gormuyor musun nasil mercimek ve nohutla oy satin alindigini?
Senelerdir protein eksikligini et ve sut ile buyume caginda gideremeyenlerin cogunlukta oldugu bir toplumda beynin gelismez ve guduk kalir. Elbette nohut beyinli uste cikip princ ya da mercimek beyinliyi gudecek. Onun da ekmek parasi bu.
Basketbolcular ve voleybolcular belki birkac gomlek ustundur bu meslegi futbol olanlardan. Iyi kotu biraz murekkep yalamislardir. Ama baskette bir 12-dev adam sacmaligi almis yurumus. Bunlarin neresi dev sordugunda yuzune vatan haini gibi bakiyorlar.
Futbolcu makulesi ise zeka seviyesi oldukca dusuk bir kesim. Taraftar desen iste boyle su ne yazdi helal olsun iyi yazmis diyenler. Olaylari federasyona, hakemlere, ve kendilerine gizli gizli dusmanlik besleyenler oldugunu sanarak olmayan kafayi iyice bozanlar. Istikrar nasil olsun? Lay lay lom ile tasadufi birkac basari karsisinda kendilerini Milan, Juventus, Real Madrid. Barcelona ile esit gorup "avrupa geliyoruz duy ayak sesimizi" diyerek zavalligini 90 dakika unutmak icin stada gelenler. Meslekleri ne olursa olsun yasi basi toplumdaki yeri hic fark etmiyor. Sonra Balikcilar Itfayeciler gelip yenince suclu olarak basta hakem arkasindan futbolculari milli takimda sakatlanmasina sebeb olan federasyon ile can dusmani olarak gordugu klubun baskanin ve onun medyadaki adamlarina yukleyip rahatlamak varken neden kalkip Yunanistan'i filan irdelesinler. Buradan gidenlerin birisi ile de bu senin gordugun olayi soyledigimde Yunanistan da kim dedi Avrupada tesadufi bir sampiyonluk aldilar hepsi bu mu diye de sorduydu. Ama onun icin GS'in 2000 UEFA kupasi alisina bu sekilde burun kiviranla sabaha kadar tartisir.
Takim tutmayi yasam bicimi olarak secen adamdan sahada milyonlari goturup vergi vermiyenlere tapacak sekilde tutkun, psikolojik dengesi bozuk, gerektiginde biz salon adami da sokak adami da oluruz ruh hali icinde olanlardan beklentin cok fazla olmadigini biliyorum. Ama kalkip hala bu adamlari sirtinizda tasimayi birakin diyorsun. Iste anlamadigim nokta burasi.
Re: UEFA DK Eleme: Belçika-Turkiye 2-0
Posted: Mon Oct 12, 2009 6:50 pm
by Ozgur A. Boztepe
Kerem Tezic wrote:Il Imparatore taratore che se anche chiama 'Yumurta Topuk' e a Napoli.
Il VD della nostra Casa, Don Carleone dice 'benvenuto a Napoli, signore yumurta topuk'.
Reha Muhtar'in yalancisiyim Napoli'ye gidecegi hakkinda ben de yarim yamalak Italyancamla biraz yumurtlayim dedim ustteki satirlari.
Napoli benim takimimdir ve böyle bir cilginlik yaparlar mi bilmem. Ama Terim'in havasindan gecilmez, ustteki ceketi kasilmaktan yirtilir valla, casa nostra'nin malikanesinde saraplari deviriken 'resultate e importante' diye yanaklarini sisire konusmasini dusunemiyorum. Kendisi bugun gazetelere kimseye hesap vermem demis.
* Bu arada bazi arkadaslarla bir tartismaya girmistim ve ufacik Yunanistan ve amatör Norvec'in bile futbolda Turkiye'nin önunde oldugunu söylemistim, Turkiye'de futbol sanayine akitilan akil almaz paralara ragmen. Bakin bu dunya kupasi elemelerinde kimler 1. veya 2. Alin Sampiyonlar ligine bakin her sene Yunan takimlari ne yapiyorlar. Yanlis anlamayin diger sportif branslari saymiyorum bile zira onlari da saydik mi kat be kat altindayiz. Bunlari niye söyluyorum: önce gercekleri görmek lazim ve durum saptamasi yapmak lazim. Sportif temel, sadece o sporun temelini olusturan unsurlar degil, (fiziki yapi ve spor icin gerekli olan karakter özellikleri) yerlerde surunuyor ulkemizde. Bunlari israrla görmedikce Ahmet topu aldi iki calim atti, hoca onu sola bunu saga koyla hic birsey degismez, istikrar olmaz. Iste Arda örnegini Burak koymus. Bu adamlari omuzlarinizda tasiyip savunmayi birakin derim.
Bir cumle aslinda bir insan hakkinda ne kadar cok sey anlatir, eger harfleri hecelerden, heceleri kelimeden, kelimeleri cumleden ayirmayi bilirsen.
Bence ne kadar korkutucu olsada Fatih Terim Napoli ye "cuk" oturabilir. Veya Allah korusun elim kazaya kurban gidebilir.
Ama ortasi olmaz.