Page 2 of 2
Posted: Sun May 31, 2009 8:26 pm
by Eren Akkan
Kendi takımımızın durumunu yönetimsel, sportif, hatta taraftar yaklaşımı olarak beğenmiyorum, hatta biz de felaket durumdayız, ancak sempati ve antipati duyulan takımlar olacak. Sivas'ın yarattığı futbol devriminden falan bahsediliyor, ben futbol olarak bir devrim göremiyorum, ondan bahsediyorum. Süper Lig'de beni tek rahatsız eden Sivasspor değil, birçok şey daha var, konu GS-Sivas maçı olunca burada Sivas'tan bahsetmek gerekiyor.
Ayrıca ciddi bir şekilde, şu ana kadar (Fatih Terim, Sinan Engin gibileri dahil) Bülent Uygun kadar sinirimi bozan bir futbol adamı daha gördüğümü hatırlamıyorum.
Daha ikincil planda olacak, ancak... Sivas şehrinin daha önceki yazılardan birinde daha bahsedilmiş, şehir olarak unutulmayan, ve daha sonra üzerine yerine kebap salonu yaparak taçlandırdığı bir olayı daha var. Tamam, bir gazete deyimiyle birkaç (veya birçok) kendini bilmezin yaptığını tüm camiaya, futbolculara veya takıma mal edemezsin, ancak hafızadan silmesi zor bir anı değil mi?
Posted: Sun May 31, 2009 8:45 pm
by Cengiz Akgun
Eren Akkan wrote:Kendi takımımızın durumunu yönetimsel, sportif, hatta taraftar yaklaşımı olarak beğenmiyorum, hatta biz de felaket durumdayız, ancak sempati ve antipati duyulan takımlar olacak. Sivas'ın yarattığı futbol devriminden falan bahsediliyor, ben futbol olarak bir devrim göremiyorum, ondan bahsediyorum. Süper Lig'de beni tek rahatsız eden Sivasspor değil, birçok şey daha var, konu GS-Sivas maçı
Turkiye de ne zaman futbol devrimi oldu ki bunu Sivas yapabilmis olsun. Topun arkasinda bir saga bir sola yaplalanip calim atmaya dayali futbol Metin Oktay'larin devrinden bu devire kadar uazadi. Bir Hasan Sas bir Yusuf Simsek belini kiriyor dedikleri Arda bu yonleri ile digerlerinden one cikabiliyorsa bu devrim mac seyirciliginde de olmadi. 34x17 macta ne zaman siir gibi oynanan, topa vurmasini bilecek teknige haiz futbolcular (bir iki kere degil bunu hemen hemen her vurusunda hissettirenleri kastediyorum) ortada verilmis bir taktik eseri kendi yerine topu kosturan bir futbol oyunu gordunuzde Sivas'in oyunu antipatik geliyor. Bu seneki GS futbolu sempatik mi idi?
Posted: Sun May 31, 2009 10:07 pm
by Soner Özaltındere
Cengiz Akgun wrote:Eren Akkan wrote:Kendi takımımızın durumunu yönetimsel, sportif, hatta taraftar yaklaşımı olarak beğenmiyorum, hatta biz de felaket durumdayız, ancak sempati ve antipati duyulan takımlar olacak. Sivas'ın yarattığı futbol devriminden falan bahsediliyor, ben futbol olarak bir devrim göremiyorum, ondan bahsediyorum. Süper Lig'de beni tek rahatsız eden Sivasspor değil, birçok şey daha var, konu GS-Sivas maçı
Turkiye de ne zaman futbol devrimi oldu ki bunu Sivas yapabilmis olsun. Topun arkasinda bir saga bir sola yaplalanip calim atmaya dayali futbol Metin Oktay'larin devrinden bu devire kadar uazadi. Bir Hasan Sas bir Yusuf Simsek belini kiriyor dedikleri Arda bu yonleri ile digerlerinden one cikabiliyorsa bu devrim mac seyirciliginde de olmadi. 34x17 macta ne zaman siir gibi oynanan, topa vurmasini bilecek teknige haiz futbolcular (bir iki kere degil bunu hemen hemen her vurusunda hissettirenleri kastediyorum) ortada verilmis bir taktik eseri kendi yerine topu kosturan bir futbol oyunu gordunuzde Sivas'in oyunu antipatik geliyor. Bu seneki GS futbolu sempatik mi idi?
Bu Sivas'ın şampiyon olamayacağını söylediğim ve olamadıklarını da gördüğüm için çok mutluyum. Ayrıca zaten antipatik gelen oyunları değil, kendileri......Birşey oynamadan, oynamaktan daha çok oynatmak istememeye dayalı, agresif değil kırıcı oyunlarının karşılığında biz devrim yapıyoruz triplerinden dolayı bu takımdan nefret ettik. Koyunun olmadığı yerde keçiye Süleyman Çelebi derlermiş misali, birileri bunları adam yerine koyduğu için Bülent Uygun ve tayfası da kendini adam zannetmeye başladı. Çok merak ediyorum Şampiyonlar ligi elemelerinde başlarına neler gelecek....
Posted: Sun May 31, 2009 10:53 pm
by Cengiz Akgun
Soner Özaltındere wrote:...
Çok merak ediyorum Şampiyonlar ligi elemelerinde başlarına neler gelecek....
GS'yin basina gecen sene ne geldiyse o gelir en fazla. Ilk turu gecerler belki. Ama ikinci turda Arsenal filan gibi takimlarin onune dusecekler. Gelirler Avrupa kupasina.
Sanki Sivas'in onune siir gibi cikip oynamis bir takim olan GS varmis da oynatmamislar gibi. Iste bunca tantanadan sonra GS'in hali ikinci devre sundugu futbol gozler onunde. Alip aparip cekip koparacak denen Lincoln mesela. Bir Sivas mi oynatmadi GS'yi? Su dusen son iki takimin onunde madara olunulmus olmasa yuregim yanmayacak.
Posted: Sun May 31, 2009 11:06 pm
by Soner Özaltındere
Cengiz Akgun wrote:
Sanki Sivas'in onune siir gibi cikip oynamis bir takim olan GS varmis da oynatmamislar gibi. Iste bunca tantanadan sonra GS'in hali ikinci devre sundugu futbol gozler onunde. Alip aparip cekip koparacak denen Lincoln mesela. Bir Sivas mi oynatmadi GS'yi? Su dusen son iki takimin onunde madara olunulmus olmasa yuregim yanmayacak.
Galatasaray'ın iyi top oynadığını zaten kimse iddia etmiyor, mesele de o değil. Puan durumuna bakarsanız Sivasla Galatasaray arasında sadece iki maçlık puan farkı olduğunu görürsünüz sadece. Yani bu kadar kötü Galatasarayla en iyi Sivas arasında sadece altı puan fark var,ki o Galatasaray da ligin beşincisi yani arkasından gelen rakibiyle aradaki puan farkı da iki sadece. Sonuç, hani bu Sivas zirvede rakiplerine onar puan fark atar, herkesi ezer geçer derim ki tamam bu Sivas iyi takım ama sonuç ortada.
Ha şampiyonluğu kovaladılar diye iyi olunabiliyorsa o zamanda ben şimdiye kadar bu ligde Gaziantep'in Eskişehir'in yaptıklarını da bakarım ona göre Sivas'ı değerlendiririm.
Ayrıca dün ki maçta Bilica'nın Baros'a arkadan ayağına attığı tekmeyi ve ceza sahası içiresinde yine Baros'u düşürdüğü pozisyonları gördünüz mü? Bu adamı oyundan atamadılar. Seneye Fener gidecekmiş, Lugano'nun yeri şimdiden hazır demek ki...
Posted: Mon Jun 01, 2009 3:11 am
by Eren Akkan
Cengiz Akgun wrote:
Turkiye de ne zaman futbol devrimi oldu ki bunu Sivas yapabilmis olsun. Topun arkasinda bir saga bir sola yaplalanip calim atmaya dayali futbol Metin Oktay'larin devrinden bu devire kadar uazadi. Bir Hasan Sas bir Yusuf Simsek belini kiriyor dedikleri Arda bu yonleri ile digerlerinden one cikabiliyorsa bu devrim mac seyirciliginde de olmadi. 34x17 macta ne zaman siir gibi oynanan, topa vurmasini bilecek teknige haiz futbolcular (bir iki kere degil bunu hemen hemen her vurusunda hissettirenleri kastediyorum) ortada verilmis bir taktik eseri kendi yerine topu kosturan bir futbol oyunu gordunuzde Sivas'in oyunu antipatik geliyor. Bu seneki GS futbolu sempatik mi idi?
Bence saha içindeki 11lerin dizilişi, oyun felsefesi vs konularında devrime yaklaşıldığı zamanlar oldu, ancak uzun süreli sonuç alınamadığı için 1-2 sene sonra tarzlar terkedildi. Örnek, Lucescu dönemi BJK, ve daha önce ilk Fatih Terim dönemi GS. Lucescu'nun 2. senesinde arkasında ne olduğu belli olmayan olaylar gelişmese olay belki de bizim 96-2000 dönemine dönebilecekti.
Yetenek konusunda bizde çok fazla eksik olmadığını düşünüyorum. Hatta bugün Belçikalı bi arkadaşla konuşuyordum, çok yetenekli futbolcularınız var, ama takım halinde oynamayı bilmiyorsunuz dedi bana, tam üzerine basarak. Sanırım dışardan bi gözle yapılan bu yorum birçok şeyi anlatıyor, takım olarak bir felsefe ve ekol oturtabildiğimiz zaman GS'yi bırakın Türkiye'de hiç olmadı. Hatta sadece futbol değil, basketbolda da aynı durum sözkonusu, Türkiye denince kimsenin aklına tam bir oyun tarzı ve ekol gelmez.
Sivas'ın Türkiye'de futbol devrimi yapabilmesi ancak GS-FB-BJK hegemonyasını yıkabilmesi olur, ona da ne kadar devrim dersek
Bu arada Arda gerçekten spektaküler bir oyuncu. Nedeninin GS altyapısından veya başka yerden olması değil, (öyle olsa aynı yetenekteki Aydın, Cafercan gibi adamlar ondan önce ortaya çıkardı), oyun zekasının ve yeteneklerinin aynı anda gelişmiş olması. Bu konuda Sergen dışında ona yaklaşabilen adam hatırlamıyorum benim futbolu takip ettiğim dönem içerisinde.
Posted: Mon Jun 01, 2009 7:07 am
by Cengiz Akgun
Eren Akkan wrote:
Yetenek konusunda bizde çok fazla eksik olmadığını düşünüyorum. Hatta bugün Belçikalı bi arkadaşla konuşuyordum, çok yetenekli futbolcularınız var, ama takım halinde oynamayı bilmiyorsunuz dedi bana, tam üzerine basarak. Sanırım dışardan bi gözle yapılan bu yorum birçok şeyi anlatıyor, takım olarak bir felsefe ve ekol oturtabildiğimiz zaman GS'yi bırakın Türkiye'de hiç olmadı. Hatta sadece futbol değil, basketbolda da aynı durum sözkonusu, Türkiye denince kimsenin aklına tam bir oyun tarzı ve ekol gelmez.
...
Belcikalinin sip diye gordugunu bizim seyirci futbol Turkiyeye geldi geleli goremiyor. Yetenk denince bizde akla calim atmak gelir ki adi hokkabazliktir. Futbol da yetenek top surebilmek, bos adami gordugunde pas atip onune dusurebilmek, usta orta yapabilmek, defans yaparken kademeye girip gedik vermemek ve oldukca onemli olan duran toplara sert duzgun ve isabetli vurabilmek. Ustune ustluk zeka yoksunu adamlar bunlar. Bunlarini hangisi kacta kac olarak Turk futbolcularinda var? Bu olmayinca da takim oyunu olmuyor. Hababam de babamla 90 dakikayi seyredip cikiyorsun mactan. Onun icin Sivas'i GS'yi, BJK, Feneri bilmem nesi ayni tornadan cikma Turk adamlarla dolu. Iste Avrupada yetisen nasil bu isin temelini ogrenmege basladi ve o yuzdende iki gomlek ilerdeler. Bu Turkiyede olmuyor. Hasan Sas gibi adamlara mahkumsun. Feldkemp kafasinda dudugu paralayacakti kaldir su kopasica kafani da etrafini gor diye.