forum.cimbom.org

Lincoln isyânı
ERHAN TELLİ - Milliyet - 1/7/08

Galatasaraylı futbolcular, Brezilyalı oyuncunun çalışmalara katılmamasına tepki gösterdi, “Biz 35 derece güneşin altında koşuyoruz, Lincoln orada tatil yapıyor” diyerek sitem etti

Yeni sezon hazırlıklarına, yeni teknik direktörü Skibbe ile hazırlanan Galatasaray’da, Lincoln’ün hâlâ gelmemesi, yerli oyuncuların isyan etmesine neden oldu.
25 Haziran’dan bu yana çalışmalarını sürdüren sarı-kırmızılılarda, 5 gündür yapılan antrenmanlara katılmayan ve aldığı yıllık ücretle takımın en çok kazanan oyuncusu durumunda bulunan Brezilyalı oyuncunun tavrı, takım arkadaşları tarafından eleştirildi. İzinli olan millilerden yoksun ve yabancısız olarak çalışan futbolcuların, Lincoln’ün gazetelerde yer alan fotoğraflarına isyan ederek, “Biz burada 35 derecede güneşin altında koşuyoruz, adam orada tatil yapmaya devam ediyor” diyerek sitem ettiler. (Türkçeye bak Türkçeye! Eskiden belki bir gıdım utanmaları vardı da "böyle dedikleri belirtildi" gibi muğlak ifadeler kullanırlardı, artık o da kalmamış...)

Ceza da kriz
Florya Metin Oktay Tesisleri’nin soyunma odalarında yapılan her antrenmandan sonra Brezilya’da bulunan Lincoln’ün kulakları çınlatılırken, daha önce yapılan açıklamaya göre bugün İstanbul’a gelmesi beklenen yıldız futbolcuya nasıl bir ceza verileceği ise merak konusu oldu. Sarı-kırmızılı yöneticilerin de bu konuda büyük rahatsızlık duydukları ve örnek teşkil etmesi bakımından rekor bir ceza kesebilecekleri öğrenildi. Ancak bu durumun, yeni ve büyük bir kriz yaratabileceği ifade edildi. (Kim ifade etti? Size üç kuruşluk maaşla hasım takımlar aleyhine ilkokul seviyesinde paçavralar yazma talimatları veren "spor" müdürleriniz mi ifade etti?)

Mehmet Gurdal Cetin wrote:Zorunlu Açıklama: Fotogol Gazetesi

Bugün Fotogol Gazetesi'nde yer alan Şükrü Kaya imzalı Adnan Polat söyleşisi tamamen hayal ürünüdür.

Başkanımız Adnan Polat böyle bir röportaj vermemiştir.

Bu tür yalan haberler devam ederse, söz konusu yayın organı için daha önce açıklanan yaptırımlar uygulanacaktır.

Galatasaray Spor Kulübü
İletişim Koordinatörlüğü



ULAN YALAN HABER YAZANI GORDUM DE
GALATASARAY BASKANI ILE SOYLESI YAPTIM DIYE BASANI HIC GORMEMISTIM



HAYALI HABER BASANA BASMAK LAZIM DIYEN GALATASARAY TARAFTARLARI ADINA

Mehmet Gurdal Cetin wrote:
Manidar basin ,Acep "Haa bak baskan bize yeni TD yi tanitirken "AKILLI SORU SORUN LAN" dedi aman baskanimizi kirmayalim" demisler midir?

Ayni villa hikayesini Adnan POLAT yapsaydi, emin olun takilan musluk klozet fayans EGE SERAMIK'TEN DEGILDI diye haber yaparlardir.

Bir asparagasın anatomisi!..
Şekip Hazar


Maç yok, lig yok ...
Bugün fırsattan istifade sizleri biraz geriye götürüp, nostalji yapalım istedim...

Fener'de Mustafa Denizli dönemiydi. Hoca, alt yapıyla fazla ilgilenmiyor diye sürekli eleştiriliyordu. Tam da o günlerde doğum yerim olan Bursa'nın Yenişehir ilçesinden Mesut'la Tansel ziyaretime geldi. İkisi de çok eski arkadaşımdı. Bende kaldıkları üç gün boyunca yedik, içtik, gezdik, hasret giderdik.

Mesut bir ara sordu:
- Şekip Hazar, hergün hergün bu haberleri nasıl yapıyorsunuz?
- Çok mu merak ediyorsun?
- Evet!
- Bekle de gör o zaman.

Hemen Fenerbahçe muhabirlerinden genç bir delikanlıyı (Çok da severim kendisini) aradım.

- Alo, kardeşim. Bursaspor Almanya'dan iki gurbetçi getirmiş. İsimleri Mesut'la Tansel (bizimkiler), Galatasaray da bu çocukların peşindeymiş ama Cemil Turan Bursa'dan kaçırıp Dereağzı'na getirmiş. Bilgin olsun.

- Yapma ya! Abi çok teşekkür ederim, çok sağol valla.

- Ayıpsın kardeşim önemli değil.

Mesut'la Tansel ağızları bir karış açık:
- Yahu sen ne yaptın? Ne Mesut'u, ne Tansel'i, ne gurbetçisi?

- Eee, ne yapalım siz kaşındınız.

10 dakika geçmedi telefonum çaldı. Arayan az önceki genç muhabir:
- Abi, haberi doğrulattım. Sayende bugünü de kurtardım. Tekrar teşekkür ederim.

- Doğrulattın mı? Kime?

- Kime olacak Mustafa Denizli'ye.

- Mustafa Denizli mi? Hadi ya! Hımm, peki görüşürüz.

Döndüm Mesut'la Tansel'e:
- Gördünüz mü Mustafa hocaya doğrulatmış.

- Hadi canım sen de!

- Valla öyle dedi.

Tabii serde gazetecilik var. Mustafa Denizli'yi hemen ben de aradım:
- Hocam iyi günler Şekip ben, nasılsınız?

- Sağol Şekipcim, sen nasılsın?

- İyi valla hocam ne olsun, tırmalıyoruz işte. Bir şey soracaktım, nedir bu iki gurbetçi olayı?

- Hah hah haa, Mesut'la Tansel'i soruyorsun...

- Evet ta kendileri.

- Yanlış yazma Şekip'cim. Biz bu iki çocuğu A takıma değil, alt yapıya aldık.

- Nasıl yani, ciddi misin hocam?

- Tabii ciddiyim.

- Allah Allah! Peki hocam tamam çok teşekkür ederim.

Haber ertesi gün benimki hariç, birçok baba gazetede ve spor gazetelerinde çıktı. Hepsini toplayıp evlerinde çerçeveleten Mesut'la Tansel de, haberlerin nasıl yazıldığını bir güzel öğrenmiş oldu.

Haa, Mustafa Denizli neden mi böyle söyledi? Dedim ya hani; hoca o günlerde alt yapıyla ilgilenmiyor diye eleştiriliyordu.

Tüm Fenerbahçe muhabirleri benden önce hücum edip Mesut'la Tansel'i sorunca, "Hımm, haber doğru ki; bunların hepsi aynı anda aynı isimleri soruyor. En iyisi 'Haberim var' diyeyim de yine Fransız sanmasınlar" diye düşündü. O yüzden de bana "Evet evet, Mesut'la Tansel'i aldık ama alt yapıya" dedi.

Canım hocam yaa, seni de çok seviyorum...

Mert Tokman wrote:LigTV.com'dan makalenin basligi: SIYAHIDEN KALECI OLUR MU?

http://www.ligtv.com.tr/Default.aspx?r=1&hid=41187

E cus artik... Dunyanin her medeni ulkesinde siz deyin irkciliktan ben deyim stereotyping'den bu adam isinden olur... Boyle fikir yazisimi olur?

Gerci biraz da Hasan'in anglo-sakson dan topcu olmaz demesine benzemis ama neyse