Page 2 of 2

Posted: Tue Jun 27, 2006 7:45 pm
by Alpay Dedeoglu
Cengiz agbi,

Insan haber vermez mi yahu. Gerci bu aralar acayip mesguluz ama
zaman ayirirdik.

Basin sagolsun, Allah rahmet eylesin.

Suskunlugumda biraz malum sebepten. Hukuki surec basladi.

Delta sucks, Kesinlikle :))

Posted: Wed Jun 28, 2006 6:51 am
by Mehmet Ulupinar
Cengiz abi hosgeldin TR'den, guzel istanbul'dan. Ben de gittim geldim TR'ye gecen ay ama 8 yildan bu yana ilk defa istanbul'u duymak yillardir olmadigi kadar aci veriyor simdilerde. Ah ayrilik ahhh :( :( Nerede benim Bursa'li adas'im, ondan tecrube dersleri alayim biraz :lol:

Basiniz sagolsun diyorum cok icten bir sekilde. Olum her ne kadar aci gorunse de o da aldigimiz nefes gibi bir nimet aslinda. Allah rahmet eylesin.

Delta konusunda bir sikayet de benden bu baslik altinda: Bu yeni uygulamaya gecmeden once ucacagim tarihten 3 ay oncesinde bilet almistim istanbul'a. Gidiste 2 bavulum da 50lb'in uzerindeydi ama kadin bilet kesim tarihine bakinca tamam sorun yok dedi. istanbul'dan donerken bu defa $50 odettirdiler bana bavulun birisi 50lb'in uzerinde oldugu icin. Ben de senin yapacagin seyi yaptim, yazdim musteri hizmetlerine, hatta kredi kartini da arayip 'dispute' actirdim o miktar icin. Aradan 2 ay gecince geri verdiler o parayi ama hem bu yaptiklari, hem servisi, hem de kalitesi ile bana bir daha Delta ile ucmamam gerektigini ogrettiler..Ne demisler, "ucuz etin yahnisi.."[/b]

Posted: Wed Jun 28, 2006 9:47 pm
by Murat Gökcigdem
Aramiza tekrar hos geldiniz. Ben size yillardir yazilarinizin burada ne kadar okundugunu hatta Turk basinini bile yonlerdiginizi soyluyordum.

Turkiyenin havasini estirdiginiz icin tesekkur eder, aci haber icinde bas sagligi dilerim.

Insallah bende Augustos basi bir haftaligina orda olurumda benim kiza sallanan Galatasaray bayraklarini gosterebilirim :lol:

Burada siz TR'a gittiniz AY korkusundan Fener kozalagina geri dondu :lol:

Posted: Wed Jun 28, 2006 11:09 pm
by Cengiz Akgun
Eh artik fazla bekletmeden 2 hafta gecirdigim Istanbul anilarimi sizlerle payla$ayim. Evet Delta'nin i$In ba$inda keyfe limon sIkmasInI bir kenera birakarak Istanbula e$im ve benle iki bucuk ay beraber olan annemle Haziran 11 sabahi indik. Sevgili karde$im bizleri gumruk ciki$inda sevgi dolu baki$lari kar$iladi. Sarilip kucakla$mada ikimizin dudaklarini isirip be$ ya$indaki cocuk gibi aglamamak icin cirpini$imizla idare edip kiralanacak arabayi aldik. yanimda iki telsiz goturdumdu. Malum orada telefonum cali$myacakti. Bu i$inde bir suru numarasi varmi$. Yok elindeki telefon GSM olsa bile telefonun kodunu kirdiracakmi$im falan filan. Bunlarla ugra$madan Motorola'nin telsizini birini ona verip eve dogru yola koyulduk. Vites ve debriyaja ali$mak cok surmedi ama trafige ali$mak omre bedel yahu. Koprulerden birinde nakit para ile gecilmiyormu$ (ilk kopru, bunu biliyordum) bu yuzden Fatih koprusnu alacagiz sen takip et abi ile arada bir telsizle geliyoruz tamam cekerek kopruye girdik. Ben otomatikten gececem sen uc lirani hazirla nakite gir dedi adam. Uc lirayi hazirlamasi kolay. Nakit nerde derken biz sirayi $a$irinca kuyruk olan siraya girmeye cali$tik. Adamlar bilmezler koskaca Amerikadan Cengiz agabeylerinin geldigini. Benim icine zor sigdigim $irketimin reva gordugu Renault Clio'yu ezecek kamyon ve kamyonetler gupe gunduz yani ya bismallah demeden e$ek cennetini boylayacagiz. $oyle bir burnumu soktum siraya girebilmek icin arabanin aynasini alip goturecekti karpuzcu kamyoneti. Bizim hanim acip kapiyi atlayacak yola ama ezilecegini bildigi icin arabanin dash-boarduna iki eliyle sIkI sIkIya sarildi. Aklima gelen her turlu kufru Ingilizceside dahil edip siraya girdik. Adamlar hirslarindan yiyecek gibi bakiyorlar. Sanki mal bagi$ladilar. Ben New York'ta deliler var saniyordum Istanbulda araba kullanmak icin cambazlik ehliyetide almak lazim. Karde$im telsizden nerdesin yahu ne oldu vurdular mi filan diye gi$elerin obur tarafinda yolun kenarina cekmi$ beni ariyor. Neyse Sirat koprusu gibi gectim gi$elerden. Bu daha gupe gunduz ve Pazar oglen saati. Neyse bundan sonra tingir mingir eve geldik. Annem akilli karde$imin arabasina atladi. Benimkisi bir daha asla senin kullandigin arabaya binmem diyor sanki benim kullanmamda bir hata varmi$ gibi.

Yuku eve atip biraz dinlendikten sonra Hiltonda resepsiyon var gitmem lazim dedim. Karde$imede al sen kullan ben canimi sokakta bulmadim diyerek Hilton'da 6'da ba$layacak recepsiyona yeti$tik. Yollar guzel etrafida ye$illendirmi$ler. Istanbul o eski gri kahverengi toz dumandan biraz kurtulmu$ gibi geldi cevre yolundan etrafa bakmaya vakit bulunca karde$im arabayi surereken. Ama adam e$ekten inip direksiyonun ba$ina gecince trafik dedigin canavar boylece doguyor. Birde korna calma olayi. Trafik durmu$ belliki bir olay var. Istedigin kadar korna cal etrafinda hasta ve uyuyan coluk cocuga yaptigin i$kence di$inda hicbir i$e yamadigini anlayamami$ insanlar.

Istanbul Hilton da benle ya$itmi$. 50 ya$ini kutluyormu$ kapiya oyle yazip icerde de ufak bir fotograf sergisi vardi bu konuda. Cocuk iken burada zengin bir akrabanin kizinin dugunu gitmi$tim. Ali baba 40 harimiler masali gibi idi. O zaman boyle Turkceyi dogru durust konu$madigi halde pacasindan dolar akan milyonerler yoktu. 1960'arin ortasi olmasi lazim. Ben hayatimda bundan daha $a$ali bir dugune gitmedim hala. Hilton o gizelligi ile kugu gibi hala duruyor. Yaninda e$ek $eyi gibi dineltilmi$ o malum otelin yaninda bile hala guzel. En ust katta VIP recepsiyonu olacak ondan sonra genel konferans katilimcilari ile $adirvanda aparatif bufe usulu yemek var dediler. VIP'de benim eski ITU'lu arkada$lari ve yeni genc muhendis ve i$ adamlari ile tani$mak gayet ho$ oldu. A$agida $adirvan denilen yuzme havuzunun yaninda ayak ustu yenecek bufelerde cok ce$itli Turk yemekleri hazirlanmi$. Oraya indik. Bir mehter takimi tutmu$lar once onlar bizi tekrar Mohac'a goturup getirdiler. Konfransi Istanbulda hazirlamasi icin tutulan $irket ilk gunu Osmanli havasi yapmi$. Etrafta Osmanli car$isinda bulunan esnaftan ornekler vardi. Sucu, Tur$ucu, Hattat, Mara$ dondurmacisi, ayakkabi boyacisi, Simitci filan gibi. O gunku kostumlerle misafirlere bele$e sati$ta bulundular. Yiyecek ve icecek zebil olunca sabahki Fatih koprusunde cektigim eziyeti unuttum. Ortaya bir de halk oyunu ekibi getirdiler ama ben begenmedim. Asil gecenin yildizi dansoz kizimizdi. Ismini pek duyamadim. Yuzu pek guzel olmasada vucudu ve kivrakliligi ile dillere destan Yahudi guzeli (Hani "John the Baphtist"'in kellesini gitmesinde rol oynadigi soylenen) Salome'yi cebinden cikaracak cinstendi. Artik ogrettiler mi yoksa tesaduf mu bilmem gitti International Electronics and Electrical Engineering- Communications Society'nin (IEEE-ComSoc) ba$i olan Tayvanli'yi ortaya aldi. Gobek atmasini ogretir gibi yapti. Neredeyse 40 saati bulacak uykusuzluk ve halsizlige ragmen bu dansoz i$i MGC dedigi gibi degdi.

Biraz ara verelim yazacagiz yine.

Posted: Thu Jun 29, 2006 11:17 pm
by Cengiz Akgun
Bir de kucuk bir ayrinti vereyim ve fazla uzatmadan da bitireyim. Belki merak edenleriniz vardir ICC06 nasil Istanbula'a getirdik diye. 1998'de Sidney'de Comsoc'in konfrans butcesi ve konfrans secim komitesinde gorevli bizde eskilerden denen bir ki$i ile tani$tim. Daha dogrusu tani$tik diyelim. Benim gibi ABD'de bu meslekten olup birkac arkada$da vardi. Bu adama Turkiye'nin geli$mekte oldugunu bu tur konfreranslar icinde du$unulmesi gerektigini soyleyince, adam bana ben de size ne duruyorsunuz diyecektim cunku gecen sene kucuk bir Kablo konfransi icin Istanbulda idim. Ciragan Otelinde kaldim boyle bir yer varken neden sizin gibiler on ayak olmuyorsunuz dedi. Sonra ayni adamla Rio'da yine etraflica konu$tuk. O zaman yanimda annem de vardi. Adamla tani$ti. Bana 2000'nin ortasina bir teklifte bulunun ben gerekli destegi verecegim sozu alindi. Sonra Telekom endustrisindeki tirpandan nasibimizi alip bu konferanslara katilma i$ine uzun bir ara verdim. Ama arkada$lar sag olsunlar bayragi yere du$urmeden bu adam ve arkada$larinin destegi ile ICC06 Istanbula aldilar. Beni gorunce ilk gun yanimda karde$imle Hilton da, anneniz nerde diye sordu. Yorgun dedigimizde bu i$i ba$ardiniz ama sen bakiyorum ailenle cali$iyorsun dedi bana. Ertesi gunu Bogaz turunda karimla tani$inca eh butun aile ile tani$tim artik nerdeyse akraba olacagiz diye takildi. Bu adami Esma Sultan yalisinda yemekte o gece icin tutulan Amerikalilarin variety show dedikleri turden show yapan yani populer opera aryalarindan ba$layip (Carmen gibi), Broadway show parcalari ile devam edip Turkulerle ilerleyip disco parcalari ile 2 saat kadar suren programlarini bitiren toplulugu mest olarak izlerken gordum. Yanima gelip bunlara ne kadar para verdiniz yahu bunlar Las Vegas'da bile show yaparlar ben boyle $ey gormedim ah karimin belinden zoru olmayip $u 10-12 saatlik ucak yolculuguna dayanip gelemedigine ne kadar uzgunum bilemezsin bayilirdi herhalde bu show'a dedi. Son gun de Kiz Kulesinde yenilip icildi. Per$embe gunu kapani$ muhasabesinde IEEE'nin bu konferansdan 250 bin dolar kar yaptigini duyunca da $ampanyalar patlasin diyordu ki patladi. Malum bal tutan parmak yalar. Bu kimselerin yolculuk paralari IEEE'den kar$ilanir. Bir nevi emeklilik odulu gibi bir olay bu. Kar edilmez ise bir daha gelmezler. Cunku paralari kim cekecek sonra. Cok memnun kaldilar. Bayragi Iskoclara teslim ettik (ICC07 Glasgow'da). Bir tek $ikayeti bir iki gun yagmur altinda Hilton;dan Lutfi Kirdar'daki salonlar giderken biraz islanmalari oldu. 1600 ki$iyi tek bir yerde konfereans yaptirmak zordu. Bu kadari da kadi kizinda olur.

Gelelim konferans di$inda yapabildiklerime. Malum Anadolu yakali oldugumuz icin daha cok Anadolu yakasini dola$tik. Hemen hemen her semtde irili ufakli Fenerium magzalari gormeme ragmen GS store filan goremedim desem yeridir. Istanbulda kalabalik her sene artmakta. Aci olani Istanbula 10 sene once gelen e$imin yollarda duzenlik, ye$illenmede iyiye dogru bir hareket var ama bu ortada bullum bullum dola$an tesetturluler gozu tirmaliyor demesi oldu. Bir ara kendimi Brooklyn'de 13. caddede Musevi Hassidim toplumu icine girdim sandim car$i ve pazarda. Elbette Mahmut pa$ayi da kapali car$iyi da dola$tik. Neyse daha pek sarikla ve sakali gobeginde dola$an yok. Evet $i$lide, Ni$anta$inda, Bagdat caddesinde tesetturluler tek tuk gibi ama $oyle araba ile bu yerlere ula$mak icin yola ciktiginizda bu tutucu gorunu$u inkar edemiyorsunuz. Ilginc olani bu ba$i sikmalilar bullum bullum pardusuleri ile BNW ve Mercedesde kullaniyor. Yani Arabistanda kadin araba kullanmaz ama biz kullaniyoruz mesaji veriyorlar. Bu tamamen politik olan dayatma ile toplum tesetturluler ve tesettursuzler diye ikiye ayrilmi$ vaziyette.

Ilk hafta yagmurun ardinda hava birden isininca karde$ime 5 senedir ayagimi tuzlu suya sokmadim beni yuzebilecegim bir yere gotur dedim. Olur Agva'ya gidelim dedi. Bilmeyenler varsa Istanbul'un $ile ilcesine bagli Karadenizde dere agzinda kucuk bir kasaba. Hic hayatimda gitmemi$tim. Zumrut gibi yemye$il sira daglari teker teker a$ip 2 saate varan bir yolculukla (bu arada bir minibus kiraladim Renault verip Hyndai Starlix gectik tum aile) vardik. Kucuk bir kasaba bir iki guzelce sayilan motellerdin birinde gunu birligine konakladik. Ah ah! Karadeniz. Belki sezonunun kisaligi ve de kuvvetli poyrazi bu kiyinin geli$mesine pek yardimci olmuyor. Ama gittigimiz gun deniz car$af gibi idi. Suyunun az tuzlulugu ve isisinin girince haha i$te ferahladim dedirten cinsten. Cok guzel bir vakit gecirdim. Plajda belki 50 ki$i bile yoktu. Hafta ici olmasi dolayisi ile. Kumsal altin gibi. Gel gelelim plaji belediye yonetiyor. Hemen ota park icin ve iki $ezlong ile bir $emsiyeye 20YTL bayildik yarim gun icin. Ama birader denizden cikacan du$ alinacak dogru durust bir yer yok. Ayaginin kumunu bile yikayamiyorsun. Kenefin keneraina asili du$ kafasindan arabaya gitmek icin tekrar kuma girmek gerekiyor. Allahtan arabada su patlaklari denen bidonlar vardi da minibusun icini kum yapmadik. Sonra gidip motelde du$ aldik. Bu kadari da olmaz ama. Ha bu sefalet icinde DJ hoparlorleri patlatircasian cistaka cistak diye kafamizi utuledi. Cok lazimmi$ gibi. Sonra tadi damagimda kalinca aslan karde$im dur seni Kilyosa da gotureyim dedi. Kilyosu iyi bilirim sayilir. Orada Turban oteli var daha rahat edersin plajda diyordu. Iki gun sonra tam gunlugune Kilyosdaydik. Bu sefer sadece ikimiz. Turbani kapatmi$lar sadece plaji kalmi$. Orada kapida otopark ve $ezlong parasi verdik. Ama 15YTL idi. Plaji Agvaya gore kalabalikti. Deniz yine cok guzeldi. Git git kumluk ayni Agva gibi. Gunun sonunda burada ayni $aklabanlikla kar$ilatik. Du$lar kumun ortasinda ve $ampuan/Sabun kullanilmiyor. Ama ayaginizin kumu ile cikiyorsunuz. Sonra ilerde bir musluk siz deyin iplik ben diyeyim ibri$im gibi bir su ile iki saat ayaginizi yikiyorsunuz. Burada ayni Agvadaki gibi ak$min altisina kadar gumpata gumpat DJ muzik dinletti. Bu arada plajda karde$imle yalnidik. yanimidaki ailede iki erkek ve iki kadin ve uc dort de cocuk vardi. kadinlarin yuzlerinden ben karde$ olduklarini tahmin ettim. Eger yanildiysam da o zaman adamlar karde$tiler. Biri bikini ile idi. Hmede cirlak bir portakal rengi ile. Oburu ise $emsiyenin altinda pardusu ve tesetturu ile butun gun oturdu. I$te ben bu anlayi$i anlamiyorum. Ulan madem itikadin bu tur kapanmani ogutluyor yani buna inaniyorsun o zaman pardusu ve sikma ba$inla senin plajda i$in ne? Goz banyosu yapmaya mi geldin diye soramadim. Tam bir komedi idi.

Iki hafta boyunca kebaba doydum. Cok guzel yemekler yedim. Raki icmesini unutmu$um. Turkiyede lokantada meze ile adami tikiyorlar. Asil yenecek yemek mundar oluyor. $u kadarini soyleyim. Istanbulu ozlemi$im. E$ dost ziyareti yuzunden Ata $ehir ve Bahce$ehir'i gordum. Binalari dikmi$ler. Evet biraz park alani ve havuz gibi ye$il alanlarda var. Ama evde AC yoksa ABD giden duman oluyor. Millet buram buram ter icinde yemek yemege ali$mi$.

Hemen hemen hic TV seyretmedim. Biraz Dunya kupasi maclarinin ozetlerine gece gec vakitte yakalayinca baktim. ABD'deki ve yurt di$indaki genc arkada$lara tavsiyem bir an once vakit gecirmeden ulkenize donun. Bunu yapmadigima $imdi pi$manim.Ben Florida Keys ve Tampa da car$af gibi denize girdim. Karadeniz ile kiyas kabul etmez. Suya girdin mi ferahliyorsun. Evet ayni sizler gibi o zamanlar bir kulagimdan girip oburunden cikmiu$ti. Bu duzeni ben degi$tiremem ben mi kurtaracagm bu memlekti filan dedim. Benim biraktigimda Turkiye 70 cente muhtacti (Demirel'in deyimi ile). Mazaret ararsaniz tonla bulursunuz.

Ben 2015'de oradayim. Istanbulda degil ama Anadoluda (Gaziantep olabilir yeterki yenilige acik bir yer olsun. Karadeniz de olabilir. Ordu'yu 70'lerde pek begenmi$tim. In$allah hala oyledir) bir yerde yeni kurulan universitelerden birinde buralarda biriktirdigimi geri verecegim. Hem de gonullu olarak para pul filan da istemeden. Belki bir somestir orada bir somestir burada da olabilir ama Anadoluda.

Turkiyedekiler samimi soyluyorum. Turkiyenin kiymetini bilin. Turkiyenin bugun bir Kore bir Tayvan olamamasi cok uzucu. Bir 10 sene sonra Hindistan' ve Cin'in bile gerisine du$unulurse refah konusunda koskoca bir yuh olsun hepimize. Bazilari colu kaldirip ekip biciyor balik cikmayan denizde balik ciftlikleri kuruyor. Artik bu cennet gibi yeri cole cevirmeye kalkanlara gereken cevap verilmeli. $u tembelligi birakip ko$ donme yerine ko$e bucak yapma ugruna ter dokulmeli. Bu arada soyleyeyim uzun bir aradan sonra yaz ba$inda Kalkan baligi ile palamut yedim. Can erigini doya doya yemek $ansim oldu. Bu erik yok denecek durumda koskoca ABD'de de.

Posted: Thu Jun 29, 2006 11:30 pm
by Tolga Girici
Cengiz Akgun wrote:Bir de kucuk bir ayrinti vereyim ve fazla uzatmadan da bitireyim. Belki merak edenleriniz vardir ICC06 nasil Istanbula'a getirdik diye. 1998'de Sidney'de Comsoc'in konfrans butcesi ve konfrans secim komitesinde gorevli bizde eskilerden denen bir ki$i ile tani$tim. Daha dogrusu tani$tik diyelim. Benim gibi ABD'de bu meslekten olup birkac arkada$da vardi. Bu adama Turkiye'nin geli$mekte oldugunu bu tur konfreranslar icinde du$unulmesi gerektigini soyleyince, adam bana ben de size ne duruyorsunuz diyecektim cunku gecen sene kucuk bir Kablo konfransi icin Istanbulda idim. Ciragan Otelinde kaldim boyle bir yer varken neden sizin gibiler on ayak olmuyorsunuz dedi. Sonra ayni adamla Rio'da yine etraflica konu$tuk..
Cengiz Abi demek ki ICC isine sen on ayak olmussun. Gercekten takdir ederim. Aslinda gec bile kalinmisti cunku her ne kadar Turkiye bazi acilardan geri kalmis olsa da bu tur organizasyonlarda konuklari ihya edecek otel, yemek, eglence, konukseverlik mevcuttur. O yuzden memnun kalmalarina sasirmadim hic.

Ben de doktorayi bitirir bitirmez Turkiye'ye donmeyi dusunuyorum. Cunku 30 yasina kadar donemezsen daha sonra donmek cok zor oluyor. Turkiye ile baglarin giderek zayifliyor. Hem simdi bir suru ozel universitenin acilmasiyla doktoralilar icin daha genis is imkanlari olustu. AB uyum amaciyla bilime ayrilan butce de arttigi icin arastirmacilar icin imkanlar artmaya basladi. Iyi seyler oluyor yavas da olsa.

Son 3 senedir ciddi sekilde Turkiye'ye geri donus trendi var. Bunda en onemli faktorler, birincisi Amerika'daki ekonomik kriz ve 11 eylul, ikincisi de Turkiye'de nispeten bir ekonomik istikrarin kurulmaya baslamasi. Oyle ki, bundan 5 sene once ogretim uyesi bulmakta zorlanan iyi universiteler simdi basvurularin cogunu reddetmeye basladi. Tabi bunlar Odtu, Bilkkent, Bogazici, Koc , Sabanci gibi okullar. Anadolu'daki devlet universiteleri icin aynisini soylemek zor.

Posted: Sat Jul 01, 2006 11:49 pm
by Can Baysan
Cengiz Ağabey'e merhabalar diyelim...

Yoksa Allahaısmarladık mı demeli?.. Burdan, yani Ankara'dan bakınca, gelmiş değil, gitmiş gibi gözüküyor da ondan...

Bir haftadır yoktum. Viyana-Prag seyahatinden henüz döndüm.

30 yıl ABD'de yaşayıp, arada bir Türkiye'ye adım atanların, bu toprakları içine çektiği sıla özlemiyle burnunda tüttürüp birkaç günlük kaçamaklarla hasret dindirenlerin duyu organlarına İstanbul havası nasıl yarar bilemiyorum ama benim gibi devamlı bu ülkenin keşmekeşi ve mezbeleliğinin sarhoşluğundan bir haftalığına Kapıkule'nin sınır penceresinden kafasını dışarı çıkartıp temiz hava alma imkanı bulanlara, geri dönüşte binilen Yeşilköy-Esenler arası metrosu geçen hafta sonunda yarım bıraktığım oyunun perdesine adeta "merhaba" sireni çalıyordu.

Bir "merhaba"!
Güler yüzler, sıcaklık, samimiyet, herşeyden önemlisi; saygı...
Bu kavramların insan vücuduna bürünüp hancılık yaptığı yerde bir hafta konakladım.
Şimdi yine burdayım, döndüm.
Sinirimi, stresimi, tüm olumsuzlukları orda bırakıp da geldim. Kafaca kendimi "restart" edip de geldim.

Ankara'dan sevgiler size...

* * *

Gittik geldik, ve memleketi bıraktığımız gibi bulduk. Şu spor gündemine bakın: Birileri işi gücü bırakmış, birilerinin bayrağını yakıyorlar boyuna...

Ucuz şeyler uğruna tüketiyorlar "tek atımlık" hayatlarını!

Az önce sevgiden ve saygıdan bahsettim. Bu iki gönül dilini konuşacak insanlığa sahip mi bu insanlar?..

Bakın ne diyor usta şair Attila İlhan bu gibiler için:

belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına


* * *

Bir haftalık aradan sonra foruma merhaba demiş olayım.

Herkese mutlu günler...

Posted: Sun Jul 02, 2006 3:54 pm
by Mehmet Marsan
Cengız,

Şu anda Ankara da bır internet kafeden yazıyorum. İş ve özel seyahetler dolayısı ile buralara uzun süredir takılamadım.

Havayollarının sessiz sedasız bavullardan haraç almaya başlamarına hakkında iki laf edeyim. Bız Lufthansa ıle geldik aynı numara onlarda da vardı. Bizim hanımın arkadaşının annesini daha önce soyduklarından ben olayı biliyordum ve hazırlıklıydım. Adam bavulların 50 pound olduğunu görünce şaşırdı. Acaba dedim çalışanlara aldıkları paradan paymı veriyorlar. Boşuna yazı yazma bir şey vereceklerini sanmıyorum. Belki aslında hiç bir kullanışı olmıyan bir indirim kuponu verirler.

25 sene önce Pan Am batmadan önce son bir hamleyle yolculardan sıkı bir şekilde ekstra bagaj parası toplamaya başlamışdı. Sonrası malüm.

Posted: Wed Jul 05, 2006 3:58 pm
by Savas Macun
Hepinize Merhaba diyeyim.Uzun suredir yollardaydik, arada birde guzel bir TR tatilimiz oldu cok yakin bir arkadasimin dugunu nedeniyle.Cengiz abinin dediklerine katilmamak mumkun degil, ozellikle Shangay gorunce kucuk dilimi yutacaktim oysa ki ben bisiklet ustunde kukaletali adamlar bekliyordum.Subway ve trenler, binalar, insanlarin caliskanligi ve o kalabaliga ragmen olan disiplin ve temizlik beni hayretler icinde birakti.

TR'den cok uzak kalmiyorum aslinda, yilda iki kez uzun sureler kamlaya calisiyorum, bu yuzden aradaki farki cok eski ile karsilastirmak kolay olmuyor, ancak bu sefer insanlari daha bir barisik gordum, gecen seneye nazaran, en azindan etrafimdaki insanlar ya kaniksamis herseyi ya da daha mutlu bir donem geciriyorlar.

Cengiz abi'nin ilerisi icin yaptigi plan ise ornek gosterilecek bir durum, keske ulkenin insani en azindan yuzde 10 kesimi onun gibi dusunup kendinden bir seyler katabilse oysa ki herkese Turkiye deniz yemeyen keriz mantalitesi ila yaklasiyor.Umarim projesinde basarili olur ve suistimal edilmez bu ornek fikir ve dusuncesinden dolayi.

Herkese tekrar merhaba

Selamlar
Savas