Page 2 of 2
Posted: Sat May 27, 2006 6:43 pm
by Cengiz Akgun
Buna kaldir ayagini ben basayim ya da cevir kazi yanmasin derler. Ulan bu herif neler sacmalami$ yine diyen varsa istifasi planlanmi$ti lafinin altinda ne kadar mantik varsa benimkisinde de o kadar var.
Bunlar iyice komik oldular be yahu. Bu kadar izansizlik bir araya nasil gelir derseniz Canayadin'in yonetim kuruluna bakacaksaniz. Istifasi planlanan adami yonetim kuruluna almak filan bu adama vergi. Ya da kar$ilarindakileri aptal filan saniyorlar. Bu adam nasil zengin olmu$ bilemem ticaret hayatinda. $u baskanlik donemine bakarsaniz benim E5 karayolundaki kenefi yonetemez tanimina bu kadar uyum saglayan ki$ilerden. Herhalde bu arkadaki Yahudi i$ adami Haim Fresko mu Fiyasko mu ne ise olmasa idi bu adam tekstil sanayinde i$portacilik filan bile yapamazdi belki de.
Posted: Mon May 29, 2006 1:08 pm
by Selcuk Samli
Tulun'a en çok Gerets üzüldü
G.Saray'da sportif direktör Bülent Tulun'un istifa etmesinin, teknik direktör Eric Gerets'i huzursuz ettiği öne sürüldü. Belçikalı teknik adam, sezon boyunca Florya'da birlikte olduğu ve hemen her sıkıntısını paylaştığı sportif direktör Bülent Tulun'un istifa açıklaması karşısında oldukça üzüntü duyduğunu söyledi.
Gerets'in bu konuda yakın çevresine "Ben uzun bir süre burada hiçbir yöneticiyle görüşemezken yardımımıza hep Bülent Tulun koşmuştu. Diğer işlerde olduğu gibi bu istifanın da perde arkasında ne olduğunu tam anlamış değilim. Onun gitmesi benim için bir kayıptır. Ama sonuçta hepimiz profesyoneliz. Bunu da normal karşılamak ve alışmak lazım. Hepimiz G.Saray'ın başarısı için çalışıyoruz" dediği öğrenildi.
Kaynak: Vatan
Posted: Mon May 29, 2006 7:48 pm
by Murat Biricik
Sn. Bulent Tulun nun gorevden ayrılmasını takiben web deki GS forumlarını ziyaret ettim, kendisi ile ilgili yapılan elestiri ve komplimanları okudum.
Hatırlanacagı uzere, Sn. Tulun TD Terim doneminde moral acısından cokmus bir takımı devr alan TD Hagi nin yanında goreve basladı. O donem zarfında hangi GS lıya danıssanız, bu gorevi bin kere dusunur buyuk bir olasılık ile cekingen davranırdı.
GS, 2004-2005 senesinde lig yarısın sonuna kadar mucadele etti. GB macındaki yenilgi sonrası takımın ligin kalan sure icerisinde takım kalmasına ve bu huviyeti korumasında Sn. Tulun nun buyuk katkısı oldugu inancındayım.
2005-2006 senesinde TD degisikligine gidildi. Yeni teknik kadro ve oyuncular canla basla calıstılar, buyuk bir ozveri sergilendi. 2005-2006 sezonu icinde gorsel ve yazılı basından duyduklarımız buzdagının tepesi bile degildir. Bu surecte takımın ve TD nin konsantrasyonunun hedefe odaklanmasında, takım huviyetinin korumasında Sn. Tulun nun anahtar rol oynadıgı inancındayım.
Bircok GS forumunda futbol bilgisi ve yoneticilik uzmanlıgının, konumu icin yeterli olup olmadıgı yonunde pozitif/negatif yorumlar var. Bunların icinde katıldıgım, kuvvet ile yerdiklerim mevcut. Ama genel fotografa baktıgımda, kendisine GS ın tarihinin en zor donemlerinden birinde, belki de en zor doneminde, 16 aylık surec icerisinde gosterdigi ozveri ve calısma disiplini, GS a gonulden baglılık ve getirilen 16. Sampiyonluktaki hissesi icin tesekkuru bir borc bilirim. Kendisini sahsen tanıma fırsatı bulan bir kisi olarak buyuk bir mutluluk ile teyid ederim ki; GS a hizmeti cok gecmistir, daha da gececektir.
Yeni goreve gelen Sn. Sezgin ve ekibine de basarılar ve daha az sorunlu bir gorev sureci temenni ederim.
Posted: Mon May 29, 2006 9:33 pm
by Mehmet Gorgen
Hakikaten kendisine bir teşekkür etmesini bile bilemedik.
Her ne kadar belki bazılarına göre ufak bana göre büyük hataları da olsa(Ribery'nin gidişine uyanmaması , sonrasında da tıpış tıpış gelecek demesi gibi)Bülent Tulun bu sene çok çalıştı. Şampiyonlukta çok katkısı oldu. Teknik heyet ve futbolcularla arasında pROblem çıkmadı.
Kendisi ile 1999 yılında şampiyon olduğumuz sene Şile GS'lılar derneğinin şampiyonluk gecesinde GS kulübü yönetim kurulu üyesi olarak katıldığında tanışmıştım.
Zaman içerisinde yönetim kurulu üyeliğinden kulübün maaşlı çalışanı oldu.
Teşekkür ederiz BÜLENT BEY..
Yolun açık olsun..
Posted: Mon May 29, 2006 9:37 pm
by Tolga Girici
Mehmet Gorgen wrote:Hakikaten kendisine bir teşekkür etmesini bile bilemedik.
Her ne kadar belki bazılarına göre ufak bana göre büyük hataları da olsa(Ribery'nin gidişine uyanmaması , sonrasında da tıpış tıpış gelecek demesi gibi)Bülent Tulun bu sene çok çalıştı. Şampiyonlukta çok katkısı oldu. Teknik heyet ve futbolcularla arasında porblem çıkmadı.
Kendisini 1999 yılında şampiyon olduğumuz sene Şile GS'lılar derneğinin şampiyonluk gecesinde GS kulübü yönetim kurulu üyesi olarak katıldığında tanışmıştım.
Zaman içerisinde yönetim kurulu üyeliğinden kulübün maaşlı çalışanı oldu.
Teşekkür ederiz BÜLENT BEY..
Bulent Tulun kulubun zor zamanlarinda is basina gecen bir insan. Daha once Fatih Terim ilk geldiginde 96 senesinde geldi diye biliyorum, demek ki bir ugur getiriyor. Ama roportajlardaki kustah tutumu beni rahatsiz ediyordu. Arti, Ribery olayi hala bir muamma. Yine de Bulent Tulun'in Florya'ya getirdigi dayanisma olmasa sampiyon olamazdik. O yuzden tesekkuru fazlasiyla hakediyor.
Posted: Mon May 29, 2006 11:04 pm
by BarisCakan
Tolga Girici wrote:Mehmet Gorgen wrote:Hakikaten kendisine bir teşekkür etmesini bile bilemedik.
Her ne kadar belki bazılarına göre ufak bana göre büyük hataları da olsa(Ribery'nin gidişine uyanmaması , sonrasında da tıpış tıpış gelecek demesi gibi)Bülent Tulun bu sene çok çalıştı. Şampiyonlukta çok katkısı oldu. Teknik heyet ve futbolcularla arasında porblem çıkmadı.
Kendisini 1999 yılında şampiyon olduğumuz sene Şile GS'lılar derneğinin şampiyonluk gecesinde GS kulübü yönetim kurulu üyesi olarak katıldığında tanışmıştım.
Zaman içerisinde yönetim kurulu üyeliğinden kulübün maaşlı çalışanı oldu.
Teşekkür ederiz BÜLENT BEY..
Bulent Tulun kulubun zor zamanlarinda is basina gecen bir insan. Daha once Fatih Terim ilk geldiginde 96 senesinde geldi diye biliyorum, demek ki bir ugur getiriyor. Ama roportajlardaki kustah tutumu beni rahatsiz ediyordu. Arti, Ribery olayi hala bir muamma. Yine de Bulent Tulun'in Florya'ya getirdigi dayanisma olmasa sampiyon olamazdik. O yuzden tesekkuru fazlasiyla hakediyor.
Benim hatirladigim Bulent Tulun, Saftig´li sezonda da yoneticiydi, hatta samsun antep antalya maclari sonrasi protesto eden taraftari hakli bulmus ve sonra da istifa etmisti. Yanlis mi hatirliyorum yoksa?
Her ne kadar uslup olarak cok begenilmese de, bence soylenmesi gereken seyleri soyledigi de cok oldu. Anlatilanlar, yazilanlar hep yonetim futbolcu teknik direktor arasinda cok kopru kurdugu, zor (ve belki de zor oldugundan daha da kotumser) zamanlarda inanc ve moral verdigi seklinde. Sampiyon olamasaydik da kendisine tesekkur borcluyduk sanirim.
Posted: Mon May 29, 2006 11:17 pm
by Mehmet Gorgen
Cengiz Akgun wrote:Hasan cetinkaya Fransizca ve Ingilizcesyi su gibi konu$up bilebilir ama onun managerligi hakkinda yabanci dil bilmesi aranilan ko$ullarin icinde bir tanesidir. Gerisinde ne yapmi$tir soru burada idi. $ener Erzik yabanci dil bilgisine mi yoksa utbol yoneticiligine mi hayran kalmi$ bu da hava da kalmi$ yazilanlara gore. 23 ya$inda adam dahi degilse yoneticilik yapma konusunda bilgisi, gorgusu, ve tecrubesi ne olabilir diye du$undum. Bilgisi olabilir diyecegim ama adam mutercim. Oyle Sloan Management School, Harward, Yale, Sobonne gibi adi prestijle anilan bir yerde tahsil ve terbiyede goremedim. O zaman bu genc arkada$in ba$arisi ne diye sordugumda Genclerbirligine $unu getirdi bunu yapti diyen de yok ortada. Kala kala konu$ulan nokta adamin yabanci dili iyi bildigi.
Gormemi$ zenginlerin (Genellikle Kayseri ve Adanali son zamanlarda da Laz mutahitlerin bollanmasi ile bu hizla artmaya ba$lami$ti 70'lerde) oglu ya da kizi boyle yabanci dille egitim veren okullara girerler bir sene filan hazirlik okurlardi. Annemden filan duyardim oglan ya da kiz okuldan gelince anasinin kabul gununde bakin teyzeleri Husnu ya da Ay$e geldi. Ingilizce (ya da Almanca ya da Fransizca) ogreniyor hadi bakayim kizim (ya da Almanca) biraz Ingilizce konu$ta gorsunler diye zavalliyi sIkI$tirip utandirirlar o da bunca israr ustune bir iki kelime edermi$. Birden aklima bu geldi. Bu kadar kolay demek menejerlik. Yabanci dili konu$tun mu bunda keramat var diye menejerlige getiriliyorlarsa 25 ya$ini beklemeye luzum yok gibi. 14-15 ya$inda konu$anlarda bulanabilirdi. Cikolata ve ciklete cali$irlardi hem de. Tovebe tovbe. Var mi Hasan Cetinkaya karde$imizin alip aparip cekip kopardigi manajerlik konusunda bir marifei? Bulbul gibi Fransizca konu$ur Papagan gibi Ingilizcesi vardir derseniz bozulurum ama. Adami tercuman olarak almadilar herhalde.
Cengiz abi akşam lig tv'de spor haberlerinde HACI CAVCAV çıktı. Bugün menajerleri GS'A gitmek için izin istemiş, izin vermiş.Antrenörleri Bülent korkmaz Denizlispor'a TD olarak gitmek için ayrılmış. Bugün kulüpte ofisboy olarak çalışan bir çocuğu da Ankaraspor transfer etmiş.Bunun üzerine bugün Ankaraspor başkanını aramış. Demiş ki kulüpte bir tek ben kaldım. iyi para verirseniz ben de sizin kulübe transfer olabilirim" demiş.
Cavcav Amcam dönüp dolaşıp sözü biz bu işi çok biliyoruz'a getirdi.
Posted: Mon May 29, 2006 11:23 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Gorgen wrote:
...
Cengiz abi akşam lig tv'de spor haberlerinde HACI CAVCAV çıktı. Bugün menajerleri GS'A gitmek için izin istemiş, izin vermiş.Antrenörleri Bülent korkmaz Denizlispor'a TD olarak gitmek için ayrılmış. Bugün kulüpte ofisboy olarak çalışan bir çocuğu da Ankaraspor transfer etmiş.Bunun üzerine bugün Ankaraspor başkanını aramış. Demiş ki kulüpte bir tek ben kaldım. iyi para verirseniz ben de sizin kulübe transfer olabilirim" demiş.
Cavcav Amcam dönüp dolaşıp sözü biz bu işi çok biliyoruz'a getirdi.
yaziyi yanli$ yere asmi$Im. Allah Allah demek Cavcav'in elini opup ayrilacaksin. Kotrati filan varsa adam fena yapiyor. Orasini anladik. Cavcav'i transfer etmek kolay degil. Klupculuk konusunda cebinden be$ Canaydin iki mi uc mu AY tonla Demiroen cikartir.
Posted: Tue Jun 06, 2006 6:59 pm
by Tolga Girici
Unal Aysal roportajinin bir bolumu. Meger Bulent Tulun'un Aysal'in sayesinde goreve geldigi iddialari varmis.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/4532677.asp?gid=53
Tek takım başardı
Ünlü iş adamı, Galatasaray camiasında son 1 yıldır "Bülent Tulun, Aysal sayesinde göreve getirildi" iddiaları ile ilgili ilk kez konuştu. Bu konuda oldukça rahatsız olduğunu belirten Aysal, "Bülent Tulun asla bana yakın olduğu için göreve getirilmedi. Kendisi başarılı olacağı için sportif direktör görevini aldı. Başarılı olduğunu gösterdi. Bülent Tulun, bu görevin çimentosu olduğunu da kanıtladı. Yalnız adamım olarak gösterilmesi benim hoşuma gitmiyor. Tulun, benim sayemde göreve getirilmedi. Ancak bana yakın olduğu için görevden alındıysa bu haksızlıktır. Eğer sebep buysa yönetimin yaptığı büyük bir ayıptır."
Posted: Tue Jun 13, 2006 2:15 am
by Tolga Girici
Gecenlerde bir gazetede "Transferle sadece Canaydin, Sezgin ve Polat ilgilenecek" seklinde bir haber okumustum. Ali Gursoy devre disi kaldigi icin sinirlenmis. Hizmet etmek isteyen birisi var, ama yometimde oldugu halde buna engel olunuyor, anlamis degilim. Soap Opera gibi yonetimimiz var.
Cimbom'da sıkıntı
İLHAN SÖYLER
Gürsoy, "Söylemlerden halen hiçbiri gerçekleşmedi. Yönetim herhalde kendisine asistan arıyor. Ben asistanlık yapmak için Galatasaray yönetimine girmedim. Düşüncelerim ise hayal oldu" diye konuştu.
Başkanla dertleşti
G.Saray’da Özhan Canaydın’ın ikinci döneminde görev aldı. Babası Ergun Gürsoy gibi kulübe hizmet etmek istiyordu. Çalıştı, çabaladı. Ancak sorunlar sebebiyle yönetimden istifa etti. Üçüncü Canaydın dönemi öncesi başkanla bir araya geldi, sıkıntılarını anlattı ve aldığı cevapları yeterli bulup, listeye girmeyi kabul etti Ali Gürsoy. Gürsoy, kendisine yapılan hataların bir daha tekrarlanmaması konusunda söz almıştı.
Sözler yerine gelmedi
Ancak Ali Gürsoy, kongreden bugüne kadar bazı konularda rahatsız olduğunu belirterek şunları söyledi: "Kongreden sonra yaptığımız toplantılarda bazı sorumluluklar alacağım bana iletildi. Ama zaman geçti, o söylemlerden halen hiçbiri gerçekleşmedi. Bazı kişilere fazla yetkiler verilmeye başlandı. Bana verilen sözler unutuldu. Yönetim herhalde kendisine asistan arıyor. Ben asistanlık yapmak için Galatasaray yönetimine girmedim.
Yenilenmiştim
Futboldan sorumlu birçok kişi kulübe girmeye başladı. Benim gelişen haberlerden hiç haberim yok. Bu işler belli kişilerin tekeli altında. Ben sıradan bir kişi değilim. Bana verilen sözlerin hiçbiri halen yerine getirilmedi. Ben genç ve dinamik bir kişiyim. Yeni sezon için kendimi yenilemiştim. Şampiyon bir takıma nasıl düzgün bir hizmet vereceğim diye hazırlıklıydım.
Planlarım vardı
Ancak bunların hiç biri gerçekleşmedi. Takıma kimlerin daha yararlı olacağı şeklinde futbolcu profilleri aklımdaydı. Ama benim düşüncelerim hayal oldu. Galatasaray’a hizmet etmek için hala büyük bir heyecan yaşıyorum. Futbolcu arkadaşlarımla sık sık görüşüyorum. Fikirlerim ve planlarım vardı. Ama benden faydalanmak istemiyorlarsa kendileri bilir."
Posted: Tue Jun 13, 2006 7:56 am
by Tolga Girici
Benim on libero adayim Ozhan Canaydin. Maasallah rakip bellediklerini super marke ediyor, iyi top caliyor. Gerci topu kazandiktan sonra pek bir numarasini goremedik ama yine de sudan ucuz oldugu icin tercih edilebilir.
GUrsoy ailesini toptan dusman bellemis. Kongre oncesinde Tamburaci'nin bir yazisinda okumustum, aslinda Gursoy'a duydugu antipati 1996 senesine dayaniyor. O zaman Faruk Suren bu ikisini yonetime almis, ama beklenmedik bir sekilde Canaydin'i degil Gursoy'u asbaskan yapmis. Canaydin da bunu bir kenara yazmis diyordu Tamburaci. Ben yine de anlamakta zorlaniyorum, normalde can-ciger gozukuyorlar ama sonra bir anda boyle olaylar oluyor. Gursoy'un oglunu bu ikinci harcayisi, gecen donemde de Ali Gursoy bu sekilde ayrilmisti yonetimden.
Canaydin butun gucunu , zamanini, beynini bu tip seylere harciyor. Her seyi bir kenara yaziyor ve inanilmaz kinci bir insan. Dogru zamani kolluyor ve hamlesini yapiyor. Aslinda bu yazilari buraya aktarmam moral bozmaktan baska ne ise yariyor bilmilyorum.
Canaydın, Gürsoy'a garezin mi var?
turgay.seren@aksam.com.tr
Ergun Gürsoy'u tanır mısınız? Ben onu uzun seneler önce tanıma şansına sahip oldum. Fevkalade bir insandır. Ağzından çıkan söz sözdür. Öyle laf olsun diye de konuşmaz.
Karadenizlidir. Hemen hemen her şeyi de kabullenmez. Haklı olduğu zamanlar, her zaman hakkını savunmasını bilir. Ama bu savunma tarzı asla karşısındakini hırpalamak anlamına gelmez, içinden gelen ne varsa onu söyler. Eğer yanlış yapmışsa ki, her insan gibi o da hem iş hayatında ve Galatasaray'da bu yanlışları yapmıştır. İsyan etmemiştir, kabullenmiştir ve bir daha o yanlışı yapmamak için özen göstermiştir, Bu da büyük bir erdemlik değil midir?
Özhan Canaydın başkan adayı olduğu zaman genel kurulda ona büyük destek vermiştir.
Eğer başkan seçildiyse, hem de uzak ara başkan seçildiyse Ergun Gürsoy'un yönetimde olduğu ve ne kadar eşi dostu varsa tek tek arayıp onları nasıl Canaydın'a yönlendirdiğini yaşayıp görmek lazımdı. Canaydın işte böyle başkan oldu. Galatasaray kulübünden öğrendim. Önümüzde futbol federasyonunun 27-28 Haziran tarihlerinde genel kurulları var. Kulüplerden, derneklerden yasaya göre seçilmiş genel kurul üyeleri ile bu mali genel kurul yapılacak. Hatırlarsanız Levent Bıçakcı ayrıldıktan sonra Haluk Ulusoy ile Ayhan Bermek başkanlık için yarıştılar. Ve yarışı Haluk Ulusoy kazandı. Eee goygoycular ne yapsın, herhalde oylarını kendilerini goygoycu olarak görene değilde onları adam yerine koyup sayana verdiler ve Haluk Ulusoy'u kazandırdılar.
Bu genel kurulda Ergun Gürsoy, Galatasaray genel kurul delegesiydi. Canaydın, neden olduğu bilinmez onun delegelik vasfını söküp almış. Şimdi soruyorum neden? Oraya o delegeliğe en çok yakışanlardan biri varsa o da Ergun Gürsoy'dur. Yıllardır Galatasaray'da maddi, manevi ailece destek ve hizmet vermiş bir kardeşimizdir.
Galatasaray delegeliği tabii ki onur verici bir görevdir. Sen Canaydın, onu buna layık görmüyor musun? Ergun Gürsoy'a nedense bir husumetin var.
Yönetimdeyken onu alabora ettin, Galatasaraylı taraftarların önüne kurbanlık olarak attın.
Şimdi merak ediyorum Adnan Polat da, senin çizdiğin bu yolda Ergun Gürsoy'dan sonra ikinci kurbanın olacak mı?