Page 9 of 11
Posted: Sun Dec 21, 2008 10:32 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Evet beklendiği gibi Havadır (anlaşıldı ki bizim forumu okuyor) Skibbe'ye kravatın ve ayakkabıların uğur olup olmadığını sordu, Skibbe uğur olduğunu doğruladı.
Posted: Sun Dec 21, 2008 10:35 pm
by Murat Biricik
Havadir Civadir Skibbe ye kravati sordu. Neden ayni yesil kravat, bu ugurmu dur?
M. Gorgen ve ozellikle olayi Mehmet e isaret eden sevgili esine buradan selamlarimi iletirim. Kazanmamiz gereken maclarda ne giymesi gerekiyorsa lutfen buraya yazin, Florya da TD mizi itina ile giydiririz.
Posted: Sun Dec 21, 2008 10:37 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Dallama havadir civadir yesil kravatin tilsimini bozdu yahu...
Posted: Sun Dec 21, 2008 11:08 pm
by Ismail Gezer
BJK'nın yöneticilerin sahaya inip hakemin üzerine yürümüş yahu...
Posted: Sun Dec 21, 2008 11:16 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Ismail Gezer wrote:BJK'nın yöneticilerin sahaya inip hakemin üzerine yürümüş yahu...
Demirören maçta bizim golü alkışlamış. Ama maç çıkışı bunun için "az bile yapmışlar" dedi. Sonra ekledi "Perşembe günü detaylı açıklamalar yapacağım".
Şimdi bu adam perşembeyi nereden buldu? Tahminim, maçtan önce bir facia planı vardı ve perşembe önceden belliydi. Şimdi pazartesi-salı ve çarşamba günlerini, perşembe günü ne söyleceğini sağa sola sorarak geçirir.
Posted: Sun Dec 21, 2008 11:30 pm
by Ali Gursel
Kulaklarım çınladı Ozan, adamın BJK'a Gençlerbirliği muamelesi yapacağını düşünememiştim. Senin de inşallah ben bu adam ciddi ilk 11 ve oyuncu değiştirme hataları yapıyor dediğimde verdiğin cevapları hatırlayıp kulaklarını çınlatmıştır. Bunlar resmen hata yahu, Nonda-Baros falan, GB'ne yaparsın, Nonda'yı kazanmaya falan çalışırsın birilerini dinlendiriyorsundur olur, Holosko gibi bir adamı yok GB'nin bileti kesemezler ama Beşiktaş' neden yahu, neden kere neden, hele Sabri oynayabilecekse şu forumun yarısından fazlası doğru 11i yazar verir bizim hoca Nonda diyor.
Özgür'ün BJK Anadolu takımı olmuş yorumu çok doğru, Gökhan Zan, Cisse ve özellikle Zapotocny (bu adam nasıl bu maçı sahada bitirir yahu?) kaç kasti tekme lazım atılmak için? Bir ara faul sayıları 11-sıfır idi, Beşiktaş'ın taktiğini ya da çaresizliğini anlatıyordu. Orta sahayı ele geçirebilmek ve baskı kurabilmek adına geride risk alıp bu riskleri faulle kapatmayı planlamışlar (Ersun Yanal Anadolu takımlarının taktiği). Çok kart çıkarır diye bildiğimiz Cüneyt Çakır da bunlarda faulleri çaldı ama kartları çıkaramadı.
Türk hakemlerinde hastalık aynı, en ufak itiraza sarı kartı yapıştır, bileğe, kaval kemiğine tekmeye öküz gibi bak, faul çal kart verme.
Bu arada Delgado'nun ilk sarısı doğrudan kırmızı olmalı bence, top yok bir şey yok artık, bir önceki pozisyondaki hırsından tekme atmaya gidiyor işte adam, kasti tekme, cezası kırmızı kart. Ama ikinci sarısını da kural öyle dese de istemedim, sindiremedim.
Lincoln, Arda ve Baros su anda bu ligin en iyi üç oyuncusu. Forumda Arda'nın dinlenmesiyle dalga geçen arkadaşlar bir hafta dinlenince ne yaptığını, sol kanadı nasıl kapattığını, yeri gelince sağ bekten nasıl top çıkardığını gördüler mi diyeceğim ama nafile, konuştuklarının futbolla pek alakası yok zaten çünkü.
Gökhan Zan'ın Baros'a yaptığı çirkin faullerden sonra hakeme itirazları midemi bulandırdı, bu adamı milli takıma falan lütfen almayın artık, futbolcu değil bu.
Sevgili Salih, hakem çalmadığı düdüklerden kadar bence gösteremediği kartlardan sınıfta kaldı. BJK'da bizim kalitemiz olmadığı da doğru ama Holosko'nun golünü bir daha izle derim. Bizde Kewell, belki Baros atarlar o golü, o da belki. Kewell Servet'i öyle geçer mi emin değilim, Baros da o vuruşu yapar mı.
Hakemin üstüne yürümelerinde hakem kabahati kendinde arasın, Gökhan Zan, Cisse ve Zapo sarı kart görmeleri gereken ilk pozisyonda sarı görseler bu maç ya çok daha erken kopar ya da BJK kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde 8 kişi kalırdı, o zaman da kimse üstüne yürüyemez. Fauller 11-0 olsun ama 0 kart, adamlar azdıkça azsın, ondan sonra Delgado'ya kırmızıyı çıkarma da ikinci sarıdan at, üstüne yürürler tabii. BJK yönetimi için en iyi senaryo, kabahati hakeme atarlar, Önder Turacı'nın golünü de ekler taraftara sunarlar, BJK'ın busene muhtemelen ilk 3e dahi girememesini.
Neyse, sene başından beriyazdığım gibi Skibbe ilk 11 ve değişiklik hataları yapıyor, anlayamıyorum neden, ummaktan yoruldum, umarım düzelir.
Ufuk, Dali yorumuna ben de bayıldım.
Ali
Posted: Sun Dec 21, 2008 11:39 pm
by Soner Özaltındere
Nonda'nın isteksiz ve boşvermiş haline yadırgıyorum. Sanki şu anda hani Inter'e Juventus'a Bayren'e gidecekmişte ayağından Galatasaray çekiyormuş gibi bir hali var. Aslanım seni çok mu arayan soran var ki transfer etmek için piyasada bu afralar tafralar kime?
Arda'nın osaytı bozarak yedirdiği golden hemen sonra rakip defansın üstüne üstüne özellikle ve bilerek giderek penaltı YAPTIRTMASI çok enteresandı. Bu Arda ilginç bir çocuk; ayrıca maç içinde Serdar özkanı bir pozisyon sonrası öperek teselli etmesi, maç sonunda tv'lere verdiği dostane açıklamalar hakikaten takdire değer. Hem cümle kuramayan yaşıtı futbolcuları hem de azıcık kurabilip de öyle geçirdik bölyle giydirdik yapanların yanında çok efendi kalıyor Arda. Helal olsun sana aslan parçası...Galatasaraylılık budur...
De Sanctis'i bugün beğenmedim açıkçası. Maçı rakibin durumuna oynar gibi bir hali var. Maç kontrolümüzde olduğu zamanlarda laubalileşip acayip kontrolsüz çıkışlar yapıyor. Bence arada birisinin kendisine bunları yapmaması gerektiğini çıtlatması lazım. B,rgün çok pahalıya mal olabilir.
Lincoln ve Baros ise ligin ilk devresini müthiş bir resitalle kapattılar. İkinci yarıda umarım bu performansları aynen devam eder.
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:10 am
by Murat Gökcigdem
Ali Gursel wrote:Bu arada Delgado'nun ilk sarısı doğrudan kırmızı olmalı bence, top yok bir şey yok artık, bir önceki pozisyondaki hırsından tekme atmaya gidiyor işte adam, kasti tekme, cezası kırmızı kart. Ama ikinci sarısını da kural öyle dese de istemedim, sindiremedim.
Lincoln, Arda ve Baros su anda bu ligin en iyi üç oyuncusu. Ali
Katiliyorum. kendisini ben futbolcu olarak cok begeniyorum ama Barisa yaptigi sert hareket kirmizilik bir karardi.
Lincoln-Baros (Galatasarayin 3.golu) hayatimda gordugum en zevkli ve aklli gollerden biri diyebilirim. Bu adamlar (Kewell ile birlikte) belki ogle fizik gucleri yuksek degil ama hakikaten "futbol zekali" insanlar...
Bu macda benim MVP'im Arda...Cocuk ilk yarida defansda o kadar kritik kademelere girdi ki...ustune forvette kendi kulvarinda cok calisip penaltilar bile cikartti.
Macin kotusu de bizden Hakan Balta idi. neden bilemiyorum kendisi genelikle saglam birisi ama onun olmasi lazim yerlerde hep Arda vardi.
Yanlizca bizim defansimiz dokuluyor cok kotu. BJK'in ilk golunde olay gozukuyor. Mutlaka bir care bulunmasi lazim yoksa duzgun bir takima karsi bu defans ile cikmamiliyiz.
Cogu arkadasimizin bahsettigi overrated sivasli forvet (adi mehmet Yildiz mi neyse) diye tavsiye edilecegine defansimiza mutlaka ceki duzen verilmesi lazim.
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:16 am
by Ozan Ersoy
Mactan sonra Arda'nin gorusleri...
Takım halinde zor bir sistem oynuyoruz ama bu sistemle son 4 haftada galibiyete gittik. Herşey iyi gidiyor sezon bitti yeni yıla da mutlu giriyoruz. Herşey yolunda, tüm kulvarda önümüz açık, geleceğe umutla bakıyoruz.
3-5-2'nin asıl amacı savunmaya yardım etmek. Ben artık eskisi gibi takımın 3 veya 4 hücum oyuncusundan biri değilim. Öncelikli görevim artık savunma yapmam. Ama 90 metrelik bir alanı tek başına kullanmak da zor tabii ki. Ama sonuçta bizler futbolcuyuz ve hocamızın bize verdiği görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Sistemler futbolculara göre değil, fubolcular sisteme göredir.
Hoca da son haftalarda oynana futbolu cok begendigini soyledi.
Sictik...
Bu takim ne 3-5-2 oynayabilir ne de 3-5-2 gunumuzde basarili olabilir. Isterse Nonda yerine Umit Karan'i isterse Mehmet Yildiz'i getirip oynatsinlar. Bordo'ya eleniriz, ligde de onemli maclari kaybederiz.
O zaman tez zamanda Kewell'in geri gelmesi ya da ilk macta ciddi bir yenilgi almamiz tek umidim.
Bugunku macin sonucunun cok fazla onemi yok benim icin. Aksine 3-5-2, 2 forvet falan fismekan ossuruktan seyler icin endiseliyim ve de sondan ikinci hafta Inonu'deyiz ve o mac sampiyonluk maci olacak. Bugun olanlarin bir benzeri orada da olacak. Iade-i itibar yapacaklar.
Bugun Delgado'nun atilma seklini bir futbolsever olarak midemin kaldirmasina olanak yok. Ayni sekilde Lincoln atilsa cok sinirlenirdim. Ama olacagini biliyorduk mactan once de yazdik. "Hakemler kotu ve her macta sonuca etki ediyorlar ve GS masa basinda zarara ugrama ihtimalini kaldirdi" dedik. Bizim gordugumuzu Besiktas takimi gorememis herhalde.
GS'imizi herseye ragmen mucadeleleri icin tebrik ederim. Lincoln, Baros, Kewell, Arda, Servet, Sanctis, Ayhan, Balta cok iyi bir ilk yari cikardilar.
Ozan Ersoy
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:24 am
by Ufuk Sezekkaplan
Murat ağbi, defansif sorun konusunda haklısın, ilk planda sağbek sorunu hala akla geliyor. Geçen sene bu pozisyona Hasan Şaş-Uğur-Sabri-Barış girdi, 3 tanesi orada çürük diş konumunda. Ama bu gizli sorunumuzun üstünü kapatmasın. Bana göre, farkında değiliz ama golcü bakımından gizli sorunumuz var. Baros sakatlandığı an, huzurlarımızda Nonda ve Ümit Karan.
Şimdi Sabri-Barış'la veya onlar da olmasa kazara Aydın'la, sol ayaklı Volkan'la sağ beki bir süre tolere edebiliriz. Ama Baros ceza alsa, sakatlansa, karısı evden kaçsa, bir anda golcüsüz kalacağız. Bu boşluk bence sağbek boşluğundan daha keskin.
Mehmet Yıldız veya başkası, bir 2.adam düşünülmeli. Belki Radu Niculescu kıvamında bir adam, ideal bir yedek, zira bence Karan ve Nonda varken yeek bile olacak durumda değiller. E Hakan Şükür'ün gideceği belliydi. Yönetim Baros'ta büyük isabet aldı ama tek adam riski ile hem UEFA üst kalite maçlarında hem de puan kaybı tolerasyonun azaldığı ligde kalbimiz fena çarpar.
Tabii bu benim görüşüm.
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:50 am
by Ismail Gezer
Nonda ve Karan ilk yarının hayal kırıklıkları oldular. İkisinin toplam katkısı müzmin sakat Linderoth kadar ancadır heralde.
Sabri ve Barış varken 3'lü defans çılgınlığının devam etmeyeceğini umuyorum. Bu sistem bize ters! Arkasında adam varken 90 dakkayı çıkarmakta zorlanan Arda'yı orta beşlinin solunda oynatmak, hem savunma hem hücum beklemek hayalperestlikten başka birşey değil.
Hamit'i gördüm maç esnasında. Emin olamadım. Meğer gerçekten oymuş. Şeref tirübününde izlemiş maçı. Canaydına ödünç verdiği forma içinmi geldi yoksa?
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:56 am
by Salih Bora
Ismail Gezer wrote:Hamit'i gördüm maç esnasında. Emin olamadım. Meğer gerçekten oymuş. Şeref tirübününde izlemiş maçı. Canaydına ödünç verdiği forma içinmi geldi yoksa?
Tomas da vardı.
Yönetim'in bir artı puanı da buradan.
Geçen sene F.Bahçe maçındaki tabloyu hatırlayın. Eski başkanlar, teknik direktörler...
Galatasaray'dan ayrılanlar, küskün değil güzel şekilde ayrılıyor. Onlarla muhabbet kesilmiyor. Vefa gösteriliyor.
Güzel bir görüntüydü bugün Tomas'ın orada olması.
Posted: Mon Dec 22, 2008 12:58 am
by Ismail Gezer
Salih Bora wrote:
Galatasaray'dan ayrılanlar, küskün değil güzel şekilde ayrılıyor. Onlarla muhabbet kesilmiyor. Vefa gösteriliyor.
Güzel bir görüntüydü bugün Tomas'ın orada olması.
Maalesef bu "güzel şekilde ayrılmayı" çok nadir görüyoruz. Muhtemelende sadece yabancılar için geçerlidir...
Posted: Mon Dec 22, 2008 1:02 am
by Salih Bora
Ismail Gezer wrote:Maalesef bu "güzel şekilde ayrılmayı" çok nadir görüyoruz. Muhtemelende sadece yabancılar için geçerlidir...
Kulübü babasının çiftliği sanıp da dedelik yaşına kadar oynamak isteyenler kötü ayrılsa da olur. Onlar için geçerli değil bu sözüm.
Başımıza ne geldiyse UEFA Kupası'nı kazanan kadronun yerli oyuncularının kafamıza tünek kurmasından geldi zaten.
Git'ten anlamıyorlar, alınıyorlar. Kendilerinin de bırakacakları yok... Oynasalar, neyse...
Posted: Mon Dec 22, 2008 1:13 am
by Serif Halimler
simdi eve geldim.
4-2 lik galibiyet ve 3 puan hepimize hayirli ugurlu.
yaziya nasil baslasam.
Ehem basligini actigim 5 macta 1 beraberlik ve 4 galibiyet aldi takim, oldukca keyifliyim.
Tam maclardan keyif almaya basladik sezon arasi tatili geldi.
Bugünkü macta Lincoln, Arda, Milan Baros (sadece 3 gol attigi icin degil) iyiydiler.
Meria icin hala sabir diyorum, kumasi iyi yeni ortama tam ayak uyduramamis gibi.
Nonda takimin en kötüsüydü, fakat o kadar uzun süre oyunda kalmasinin nedenini anlayabiliyorum. Mac tecrübesi kazanmak, bir gol atip kendine güvenini kazanmasini saglamak.
4-2 li galibiyete ragmen defansif yönümüzü zayif buldum.
Orta sahada, hatta forvette pres yapamadik.
Rakibe 5-6 pas yapacak cok genis alanlar biraktik.
Son müdahaleler en geride oynayan 4 oyuncuya kaldi.
Ayni kritigi lig baslarinda da yaziyordum.
Rakibe pres yapmadan topla cok oynamasina izin veriyoruz.
Maclar oynanmadan önce bu hafat lider olmamizi bekliyordum.
Tranzonun kendi sahasinda Eskisehir'e Sivas'in da Ankara'da Gencler'e takilacagini tahmin etmisitim, yanilmisim.
Daha önceki haftalarda Baros'un elle oynamalarina sitem ederken, bu hafta Önder'in Voleybolcu gibi elle attigi golü ve bu aksam Holosko'nun topu elle alip attigi golü gördük.
Hamit'i tribünde görünce acaba bize mi gelecek diye düsündüm.
Fakat onu alacak para yok. Galatasaray taraftarri ya da sempatizani oldugunu duymustum. Bence Hamit'in gelmesi icin henüz erken, en az 3-4 yil daha Almanya'da oynasin, ondan sonra gelsin.