Page 9 of 11

Posted: Tue Dec 12, 2006 9:18 pm
by Ali Gursel
Muratcigim,

Once bunlar hakkinda bir-iki gorus yazayim, sonra Burak'a yazacagim.
Dikkat edersen Pamuk'u Nobel konusmasi sirasinda soyledikleri yada soylemedikleri konusunda elestirmiyorum. Istedigini soyler. Benim elestirdigim Pamuk'u elestirenler ve onu militan hatta vatan haini gibi gostermeye calisanlar. 'Vatan haini' ya da militan olsa boyle konusmazdi diyorum.
Ben kaypak deyip, militan ve kaypagi zitlamandan yola cikmistim, zaten asagida devam ederken de basladigi isi bitirmeli diyerek Pamuk'tan bazi militanimsi seyler beklemissin sanki.
Ote yandan Pinter konusmasinda filozofi yapiyor (uzmanlik dali olmamasina ragmen). Evrensel kavramlardan bahsediyor. Sadece kendi hukumetine karsi cikmiyor. Kullandigi platform goz onune alininca militanligin dik alasini yapmis oluyor. Bak bakalim o kursuden bu tur bir tepki veren kac kisi var tarihte? Bir elin parmaklarini gecmez.
Burada bir baglanti eksigi goruyorum. Pinter cikip o kursuden berberine tepki gosterse, o da daha once kimsenin yapmadigi bir sey olurdu ama militanlik olmazdi. Daha once kimsenin yapmamis olmasi muhim degil, ayrica birak konusmada militanliga o odulu almaya tenezzul etmeyenler de var (Sartre), Pinter militansa, Sartre ne o zaman? Ama ben esas tezime doneyim: Pinter ulkesinde ve bir suru ulkede cogunlugun savundugu gorusleri dile getirmis (hukumetine ters de olsa, cogunlugun savundugu, Milano'da fino kopekleriyle Irak'in isgalini protestoya cikan insanlar da dahil). Pamuk ulkesinde son derece tepki goren, cogunluga karsi gorusler belirtti. Ulkesi Pinter'inkine gore cok daha degisik bir yerken hem de. Sence hangisi daha cok cesaret ister, Londra'da yasayip Amerika'nin Irak isgalini mi elestirmek, Turkiye'de Ermeni iddialari hakkinda aykiri laf etmek mi?
Bu anlamda Pamuk'un konusmasi ister istemez kendisi hakkinda yargiya varilmasini gerektiriyor. Benim vardigim yargi da yukarida. Bunu elestiri olarak almamak lazim. Herkes siyasetle ugrasacak diye bir kosul yok ama basladigin bir isi genelde bitirmek de gerekir hayatta saygi gormek istiyorsan. Yani etraftakiler ne tur bir insan oldugun konusunda kararlarini bir sekilde vereceklerdir. Bunu durdurmak imkansiz. Pamuk'un basina gelen de bu.
Bak burada bence dusunen insan tarafin durup tartisan insan tarafin baslamis (kendimden iyi taniyorum bu ozelligi :lol: ). Pamuk'un konusmasi yargiya varmayi neden gerektirsin? Pamuk'un soylesilerinde uzerinde konustugu bir suru konu var, hepsini Nobel Odulu'nde anmak zorunda mi? Basladigi bir is yok ki bitirmek zorunda olsun, hele neden Nobel Odulu konusmasinda bitirmek zorunda olsun? Pamuk bir konuda birseyler soylemis. Fikir olarak saglam bulmuyorsan itibar etmezsin gecer gider, ama simdi illa bunu devam ettirme mecburiyeti nereden geliyor, Pamuk'un cidden boyle islere baslayip bitirme mecburiyeti mi var? Romanci oldugu icin mi, cok sattigi icin mi? Eger sanatcilardan boyle beklentilerin varsa (ki bu cok kuvvetle savunulan bir gorus), Pamuk buna taraf olmayabilir.

Hatta farzet ki bir ise basladi, ondan sonra neden verilen tepkiye bakip, yahu ne oluyor, millet uzerime saldirdi, mahkemeye verildim demesin? Cidden dusunuyorum, Pamuk iki laf etti diye neden birden misyon sahibi oldu?
Benim bir birey olarak Pamuk'a (hatta sanat ile ugrasan herkese) saygim var elbette. Pamuk'un eserlerini begenmemin bir nedeni adamin cok calisarak, ugrasarak, sabirla romanlarini sofistike hale getirmesi. Gercekten okurken insan hayret ediyor. Edebi degeri ne kadar o tartisilir ama Pamuk'un okuyucusunu ciddiye almadigi kesinlikle soylenemez. Boyle bir insana saygi duyulmaz mi hic?

Bir de herhangi bir konu hakkinda fikir bildirmek icin uzman olma kosulunu nereden cikardin Ali. Boyle olsa foruma yazi yazilamaz :) Bu konuda sikca Ugur Mumcu'nun soyledigi 'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz' lafini one surenler oluyor. Ama 'fikir' sahibi olunmadan bilgi sahibi de olunamaz. Olunsaydi cesitli meslek dallari olusmazdi. Cunku dunyadaki herseyi birden ogrenmek imkansiz. Secim yapip bilgiyi ona gore depolamak gerekli. Yani rahmetli Ugur Mumcu biraz poposundan sizdirmis bu lafi (simdi lafin arasinda Ugur Mumcu gecti diye Mumcu 'taraftarlari' uzerime atlamaz umarim. Onu da severek okurdum cunku ulkenin yetistirdigi ender prensip sahibi yazarlardan birisiydi).

Ben de bu yarim yamalak lafi soyle duzelteyim bari: perspektif sahibi olmadan bilgi sahibi olmak bir ise yaramaz. Yani bilgisi daha az olan fakat saglikli bir perspektife sahip birisi uzman gecinen bir cok kisiyi suya goturup susuz getirebilir.

Saglikli bir perspektifi insa etmek icin ise saglikli tartismalari takip etmek gerekir.
Son konuda ben de elestirimi biraz degistireyim o zaman. Tabii ki Nobel gibi bir olay olup, bir Turk kazaninca herkes fikir belirtebilir, bana mi dustu kimin fikir belirtebilecegini belirtmek? Ben de edebiyat uzmani degilim, biraz kitap okumaya calisirim, elime gecerse de arada bir bir-iki edebiyatla ilgili makale, bu konuda benim 100 katim okuyan cuvalla insan vardir.

Ama onemini hemen herkesin kabul ettigi bir olayi bu kadar rahat karalamak icin (yani Ermeni meselesi konusundaki aciklamalari ile Nobel kazandi, yoksa bes para etmez) insanlarin biraz saglam dayanaklari olmasi gerekmez mi diyorum? O dayanak az olur, cok olur, ama ne bileyim, birseyler olur.

Yani cunku burada bir anda sifirlanan, edebiyati bir ise yaramaz olan Pamuk degil, Nobel komitesi de edebiyati birakmis, Ermeni meselesi ile ilgili bir organ haline gelimis. Neden diye sorarken insan biraz da sunu sorgulamak istiyor, Pamuk'u begenmezken kimi begendik, gayri resmi olarak aday diye ismi gecenler (Adonis, Carol Oates, Philip Roth) arasinda kac kisiyi okuduk?

Ne diyeyim, ben de su tutumu elestirmeden edemiyorum: Pamuk okumam, digerlerini okumam, hatta kitap da okumam, ayrica herhangi bir edebiyat elestirisi de okumam, ama Pamuk Nobel'i Ermeni konusunda laflari yuzunden aldi diye dusunuyorum derse biri, dusunur tabii ama sence bu dusunce ile bu yukaridaki islerden bazilarini yapan birilerinin dusuncesi ayni midir?

O da yetmedi, odulu gecen sene kazanan adamin dusuncelerini verdim. Bunlarin kimseye yalan borcu yok, Pinter zaten Nobel'den once de Pamuk'u okuyup begendigini soyluyordu, bir yazarin benim yerime onun kazanmasi gerekirdi demesi cok anlamli degil mi sence? Elestirirken biraz neden bu adam boyle demis acep demek gerekmez mi, Pinter da Ermeni meselesi icin yazmiyor herhalde.

Ali

Posted: Tue Dec 12, 2006 10:08 pm
by Ali Gursel
Sevgili Burak,
Öncelikle konuyu kişisel yeterlilikler noktasına çekmek helede hakkında bilgi sahibi olmadığımız insanlarla ilgili ne kadar doğru?
Kisisel yeterlilik olarak anlasildiysa ozur dilerim. Ama yukaridaki postuma da bakip "dayanak arama" diyelim. Yani konu kisisel olmasin, ama bu iddia hakkinda dayanak ariyorum diyelim. Ozellikle karsidaki iyi veya kotu birseyleri dayanak gosteriyorsa sizden de beklemek hakki olabilmeli, degil mi?
Ben sanatın toplum için yapılması gerektiğine inanırım.Yoksa kendini tatminden ileri gidemeyen bir anlayış ile kapalı bir çevrede dönüp durur sanatçılar.Hal böyle iken benim bahsettiğiniz akademik kariyere sahip olup olmamam eleştirilerim için hesaplama noktası olamaz.Burada konu benim ne olduğum ile ilgili olmadığı için bu sorulara cevap vermemde yanlış olacaktır.
Bu tanimla romantik akima dahil her edebiyatci, muzisyen, ressam sanatci olmaktan cikabilir ama. Proust, Tchkaikovsky, Chopin cok cabuk birkac ornek, son derece kisisel yazan, ya da kisisel besteleyen kisiler, hatta gecen postunda bahsettigin Yahya Kemal, aheste cek kurekleri, mehtab uyanmasin'in yazari sence toplum icin mi birseyler yaziyor?

Bildigim kadariyla Yahya Kemal Ataturk tarafindan Polonya'ya diplomat olarak yollaniyor (yanilmiyorsam elci hatta) sonra onemli zatin karisina asik olup, hafif bir rezalet cikip Turkiye'ye donuyor. Bunun ustune Ispanya'ya elci oluyor. Kisa bir sure sonra Ispanya ic savasi ciktiginda Ispanya'dan tuyen ilk yabanci elci oluyor. Donusunde Ataturk artik hafif bozulmus, raki sofrasinda ustat sizin hic Kurtulus Savasi hakkinda siiriniz bulunur mu deyip, utanip sIkIlmIs sairden hayir cevabi alip konuyu kapatiyor.

Siirlerini ben de cok severim, ama cidden toplum icin siir yaziyor demek de cok guc. Neden Yahya Kemal'e yaptiginiz kiyagi Orhan Pamuk'tan esirgiyorsunuz?
Ayrıca elbette yazarı Türk tarihi içinde (haydi gelin Cumhuriyet tarihine indirgeyelim) standartları belirleyen yazarlar ile karşılaştıracağım.Şu anda aramızda olmamaları karşılaştırmamak için yeterli sebep değildir.Konuyu tamda burada yine yanlış yere çekmişsiniz.Onlara Nobel verilmesi gibi bir beklenti içinde nasıl olabilirim?Bu sadece mukayese içindi.
Yorumlarim dayanak aramak ile ilgiliydi, Pamuk'un Nobel'i hak etmemesi icin kimin hakettigi konusunda, en azindan haketmek konusunda birseyler soylemek lazim anlaminda.
İkinci kısma gelirsek.Resmetmeye çalıştığım tabloyu gözünüzde canlandıramamışsınız.Bahsettiğim çaba ne sadece Ermeni lobisi nede Orhan Pamuk çabasıdır.Toplumların dünya görüşü ve bir kaç yüzyıllık politikaları ile ilintilidir.

Örnek üzerinden gidelim.Sizce güç olarak taraftar derneği başkanı ile (tekrar ediyorum bu onlara verilmiş bir güçtür!) Ermeni lobisinin gücü birmidir?Kendi fikrinizi anlatmak için güzel olayı anlatmak için taraflı bir örnek.

Sizin bu örneğiniz konu ile ne kadar alakalı ise benim kıbrıs örneğimde o kadar alakalı.Demişimki "En basiti konuyu daha doğru algılamak için Kıbrıs konusuna bakalım".Bu gayet açık.Sadece anlatıma yardımcı unsur olarak kullandım.La Fontaine'den bir örnekte verebilirdim.
Ama sevgili Burak, bir olayi baska bir olaya bagliyorsun, ben dayanak sordugumda, aciklamani istedigim baglantiyi oneriyorsun. Yani yuzyillik politikalarin var olmasi (La Fontaine gibi) bunlarin Nobel'i belirledigi anlamina gelmiyor. Ben hala Nobel hakkinda, komite hakkinda, diger yazarlar hakkinda en ufak bir dayanak rica ediyorum. Kendim bir sene once kazanan cok saygin bir yazarin Pamuk hakkinda goruslerini dayanak olarak kullandim (daha da arttirabilirim), Kibris buna cevap mi gercekten? Edebiyat odulu bu, edebiyatla ilgili en ufak bir dayanak var mi, saygin bir edebiyatci cikip Pamuk hafif adam, bu odulu haketmez dedi mi? 90larda Polonyali bir sair kazanmisti, ismi zor Syzm.. diye, bir suru elestirmen oha demisti, yani hic olmayan birsey de degil.

Kendi fikrimi uygun ornek sectigim dogru. Sakin ayni duygusalligi Pamuk'un edebi yonunu yargilarken Ermeni meselesi konusundaki goruslerinden dolayi sen de yapiyor olmayasin?
Bu ödül değil Ermeni meselesi ile ilgili söylevi sonrası aldığımız tavır ile ilgili (Asalım keselim gibi anlamsız hareket ve sözleri tavır olarak zaten kabul etmiyorum)."E yaptık kabul edelim" yada "Maalesef tarihimiz karanlık".Gibi sözler sarfeden Aydınlarımıza ithafen yazdığım bir kısım.Bilmem farkındamısınız "Türkçe konuşan bir kısım" sadece kendini bu işe adamış.O katliam bu soykırım diye alttan alta çalışıyorlar.Üzerinde çok durmayacağım.
Ama odul edebiyat odulu, veren de Tasnak Sutyun cemiyeti degil, dunyanin en prestijli odullerinden biri bu.
Gelelim aykırı görüşler örneğinize.Bunu söylemek "Doğru Yada Yanlış" onun hakkı.Ancak eleştirmekte benim hakkım.Üstelik sizce bu basit bir görüş ayrılığımı?Sizin hiç "Yahu bu adam yazar.Üstelik işi tarihçilik yada siyasette değil.Bu kimliği ile kalkıp herkesin gözü ününde niye böyle konuştu" sorusu aklınıza gelmedimi?Bu aykırı görüş belitmekten ziyade amaca hizmettir.Yoksa konuşma pek ala şöylede olabilirdi " Geçmişte Ermeniler ve diğer azınlıklarla ilgil bazı hatalar yapılmış OLABİLİR!(çünkü araştırmadım tarihçide değilim).Soykırım yapıldığı izlenimine sahibim araştırılmalı.".Bu şekilde olsa bu kadar tepki çekermiydi?Bana " siz edebiyatçımısınız nasıl edebi yönünü eleştiriyorsunuz" babında cevap verirken düşündünüzmü "Bu adam tarihçimi nasıl böyle konuşuyor?"
Bak iste bence isin can alici yeri burada. Elestirmek tabii ki hakkin, ben nasil elestirme derim, ama elestiriyi konusabiliriz degil mi?

Pamuk'un ya da bir baskasinin gorusunu degersiz, dayanaksiz bulup bosverirsiniz, tamamen hakkinizdir. Bu adam tarihci mi, sana mi dustu dersiniz, o da tamamen hakkinizdir. Bir aydin konusabilmeli ama kendini biraz bilgilendirse keske, ya da soylediklerine dayanak verebilse dersiniz, yine tamamen haklisiniz.

Ama adamin aldigi edebiyat odulune ve de onu veren kuruma laf ederseniz, o zaman bence iddia biraz ileri gider. Bana sordugun soruya cevap olarak, ben senin yazdigin bir seyi elestirip dayanak istedim. Ama Burak, sen de boyle yazilar yaziyorsan maasini haketmiyorsundur, ya da bir amaca hizmet ediyorsundur demedim. Sence desem biraz ileri gitmis olmaz miydim?
Benim Orhan Pamuk ile ilgili son görüşüm şudur.Eserleri BANA yada BENİM beğenilerime hitap etmiyor (bu ödülle ilgili şüphelerimin sebebi).Etse bile yaptığı konuşma sonrası ona karşı herhangi bir iyi niyet beslemek yada saygı duymak için sebep kalmadı.Üstelik "Söylediklerininin doğruluğundan bağımsız" nasıl bir anlayıştır?Mesela Amerika Irak'a özgürlük getirdi demek yalancılıkmıdır yoksa "Hakim fikre aykırı bir şey söylemekmidir?".

Aslında karşılıklı bir yazışmaya dönüştürmemek için konuyu buraya yazmak istemiyordum ama önceki yazım ile ilgil olması ve sizi cevapsız bırakmışım izlenimi (zaman ayırıp okumuş cevap yazmışsınız) doğurmamak için böyle yapmam daha uygun oldu.Yorumlarınız için teşekkür ederim.

Son olarak tekrarlıyorum "Amacım fikir telakkisinde bulunan bizlere evin çatısından 3cm'lik bir pencere açabilmekti.".
Dogrulugundan bagimsiz ifade ozgurlugune gercekten inanan herkesin almasi gereken tavirdir diye dusunuyorum. Ben burada FB-GS konusulurken GSlilarin ifade ozgurlugune saygi gosteriyorum diyemem, cunku zaten benim goruslerime yakindir dusunceler. FBliler konussun diyorsam o ifade ozgurlugune saygidandir, "dogrulugundan bagimsiz" o kisilerin konusma hakkini savunuyorumdur. Zaten aksi ifade ozgurlugunu degil, kendi dusuncelerini savunmak olurdu, oyle degil mi?

Amerika Irak'a ozgurluk getirdi demek bir konuda gorus belirtmektir. Eger yapan George Bush ise icimden kufur eder, isi kendine yontmus derim. Yapan bir sanatci ise, ayni fikirde olmam, o konuda goruslerini kaale almam, ama bu sanatci Pentagon tarafindan maasa baglanmis demem. Mesela ardindan gidip romanlari icin Nobel kazanirsa da, Nobel'i hakedilmemis, adami da degersiz diye yargilamam, ya da bunu yapmam icin bu demecin cok cok otesinde dayanak ararim.

Amaclar arasinda fark yok, herkes pencere acmak istiyor sanirsam, konu kisisel gibi olduysa hata benim, surcu lisan affola, oyle olmadan yazisalim.

Ali

Posted: Wed Jan 10, 2007 1:24 am
by Mehmet Daskiran
Uzun zamandir Pamuk'un Ingilizce Turkcesiyle yazildigindan anlama guclugu cektigim birkac eserinden alintilar yapacaktim buraya, sagolsun Gunes gazetesi yazari Sayin Zelyut beni bu dertten kurtarmis. Iste NOBEL'li yazarimizdan inciler:


Rıza Zelyut
Orhan Pamuk'un başyazarlık rezaleti
--------------------------------------------------------------------------------
Orhan Pamuk'a, Nobel Edebiyat Ödülü'nün yazarlığı için değil; Türkiye'yi kötüleyen görüşleri için verildiğine artık daha çok inanıyorum. Çünkü; Bay Pamuk, daha yazdığı dilin dilbilgisi kurallarını bile tam bilmiyor. Onun çalakalem yazdığını, Türkçe'yi doğru dürüst kullanamadığını son bir örnek açıkça gösteriyor.
Radikal Gazetesi, pazar günü çıkan sayısını Orhan Pamuk'a hazırlatmış. Bay Pamuk; pazar günkü o sayıya bir de başyazı yazmış.
'Ben Dün Radikal'de Gazetecilik Yaptım' başlıklı o kısa yazıda Nobel nişanlı Pamuk'un Türkçe'yi ödül alacak kadar değil, lisede kompozisyondan geçer not alacak kadar bile bilmediğini anlıyoruz. Buyurun, Nobellik cümlelere: 'Gazetecilik okulu mezunuyum. Diplomam var, ama pek çok Türk erkek vatandaş gibi hayat beni diploma sahibi olmadığım bir konuya sürükledi.'
Buradaki biçim ve anlam yanlışlarını sıralıyorum:
* Eğer bir okuldan mezun olmuşsanız, zaten diploma almış sayılırsınız. Bu yüzden Bay Pamuk'un 'Diplomam var' ibaresi sadece laf kalabalığıdır. Üniversite giriş sınavlarında, diyelim ki dört doğru cümlenin arasına böyle yanlış cümleler konularak yanlışın bulunması istenir. Böyle sorular hazırlamakla görevli Türkçe öğretmenlerine, işlerini kolay yapmaları için Bay Pamuk'un yazılarını tavsiye ediyorum.
*Dilbilgisi açısından, 'Türk erkek vatandaş' denilmesi yanlıştır. Doğrusu, 'erkek Türk vatandaşı'dır. Bu yanlışın dilbilgisel açılımına yerim yetmiyor. Fakat, Bay Pamuk, o cümleyi yüksek sesle okursa tamlamanın kulağını tırmaladığını anlayacaktır. (Bir nasihat da vereyim: Yazdığı cümleninin doğru mu yanlış mı olduğuna karar veremiyor ise, yüksek sesle okusun; anlayacaktır. Elbette içerik bilgileri bu yöntemin dışındadır.)
* 'hayat beni dipolama sahibi olmadığım bir konuya sürükledi.' bölümünde de iki yanlış bulunuyor.
Birincisi: Bay Pamuk, bilindiği üzere, burada 'yazarlık'tan söz etmektedir. Yazarlık için zaten diplama şartı yoktur. O yüzden diplama ile yazarlık arasında bağ kurmak, cumlenin anlamını bozmaktadır.
İkincisi: Bay Pamuk'un sürüklendiği yer, 'konu' değil 'alan'dır. Yazarlığın konu olduğunu iddia eden birisine, eskinin sahn-ısühan uluları gülüp geçerdi.
Bir de bu kısacık yazının sonuna gidelim: 'Hoşunuza gitmeyen yazılar, sayfalar benim, iyileri her zamanki Radikal çalışanlarının.'
Burada bile iki yanlış var: Birincisi; 'iyileri', 'iyiler' olmalıydı...
İkincisi: 'her zamanki' ibaresinden sonra 'gibi' sözcüğü gelmeli idi.
Yazının tümü ise, bir edebiyatçının eseri özelliğinde değil.
CUMHURİYET NERE?
Görüyorsunuz; her cümlesinde baş yaran Orhan Pamuk, dünyanın en ünlü yazarı yapılıp üstün nişanla taltif ediliyor. O; bir günlük beyliği süresinde, Cumhuriyet Gazetesi'nde 56 yıl önce Nazım Hikmet ile ilgili olarak yayımlanan olumsuz bir haberi Radikal'in manşetine taşıyor. Belli ki, bunun için günlerce hazırlık yapılmış. Bu haber, gerici Vakit Gazetesi ile cumhuriyet düşmanı başka yayın organlarında da zaman zaman gündeme getirilmişti.
Cumhuriyet Gazetesi, zaman zaman onun çizgisine ihanet eden genel yayın yönetmenlerinin eline geçmiştir. Bunun son örneği de Pamuk'un dostlarından Hasan Cemal olmuştur.
Orhan Pamuk; bugün ulusal değerleri ve vatanı savunmada en kararlı yayın organı olan Cumhuriyet'i hedef tahtasına koyarak safını da iyice belli etmiştir: Vakit Gazetesi, Orhan Pamuk, AB işbirlikçileri el eledir.
Güya Nazım Hikmet'in hakkını savunur gibi hava atan Pamuk'a sormazlar mı?
Sen Batı Emperyalizmi ile her türlü ilişki içindeyken, kendini çürümüş emperyalist aristokrasinin bir parçası göstermek için sahte gülücükler dağıtırken nasıl olur da idealleri uğruna hapislerde çürüyen Nazım Hikmet'le aranda bağ kurmaya kalkarsın?
Sen, Nazım'ın hep düşman olduğu kapitalist emperyalizminin yanında yer alıp safını belirledin. Türkçe yazıyor görünmene karşın; dilin bile bu milletin dili değil. Aldığın ödül de senin yazarlığından değil, senin bu kekeme, topal, çürük dilini yabancı dillere çevirirken düzelten çevirmenlerin eseridir.
Pamuk oğlan! Vesikalık gülücüğünle milleti kandıracağını sanma da var ödülünle oyna.


http://www.gunes.com/2007/01/10/yazarlar/y4.html

Posted: Wed Jan 10, 2007 2:07 am
by Cengiz Akgun
Ha Hasan Cemal. Sizi suyun ba$inda bire alir suyun altinda ikiye satar. Ruhunuz bile duymaz. Bunlar zengin dostudur. Nerde menfaat orada icraat felsefesi kanlarina i$lemi$tir. O yuzden Turgut Ozal, Tayyip bey, Baykal filan fark etmez aslinda. O yuzden Turban, Kulah Sarik icin yorgan yakmaya deger mi? Tencerem kaynarken cingenem oynarken gugumum akan ce$meden dolarken cok sevdikleri $arkidir. Onun icin Pamuk'la beraber frak giyip Stokholm'de boy gstermek varken adamin dili ile filan ugra$ip kalp kirmaya deger mi mon cher? Ne de olsa 1.5 milton dolar kazanan adam bu parayi davetler filan yaparak harcayacaktir. Goygoyculuk adi altinda sirtlanlik varken degil mi ama?

Bundan bir gomlek yukari cikarsaniz kar$iniza Altan karde$ler, Ozkok, Birand, ve Barlas gibi adamlar cikacaktir. Hincal'i filan saymiyorum. Onda aristokrasinin a'si yok. O sadece pejmurde bir yiyici. Inkar etmiyor ama. Ayak takimi ise Altay'li, Turgut gibi filan gibi tipler. I$te size Turk basinin agir toplari. Top da ne guzle uydu ama bu yuvarlakligi tanimlamak icin.

"Turk erkek vatanda$" ile "erkek Turk vatanda$" arasinda fark ise $u olmali. Kelimeyi niteleyn sifatlar yani Turk vatanda$i, erkek vatanda$ gibi kural genelden ozele dogru gidi$ olmali. Yani Erkek denince Turk'ten daha genel. O yuzden "erkek Turk vatanda$i" daha dogru bir soylem. Ama bu kili kirk yarmak. Dil yazarkende konu$urkende merami anlatmak icin.

Pamuk'un edebiyatciligi da benim yazarligim gibi. Pamuk'ta kokten bir edebiyat ve dil bilgisi olmamasi dogal. Cunku adam meslek olarak once ITU Mimarligi secmi$ ve kicina siki gelince hele baba da zengin olunca yazarlik kolay gelmi$ olmali. Ama o kadar kitap okudugunu soyleyen bir adam bu turlu gaflar yapmamali hem de kendine yazar sifatini layik goruyorsa.

Posted: Wed Jan 10, 2007 3:22 am
by Murat Kara
Ayyuktan gelen bir habere gore Orhan Pamuk'a cok yakin bir kaynak "ayaginin cok kotu koktugunu ve boyle birine Alfred Nobel'in kendisi bile gelse odul modul vermeyecegini," soyledi.

Benim de aklima yasaminin son yillarini yukarida Cengiz'in bahsettigi zumreye yaltaklanmaya adayan Livaneli'nin Uzun Boylu Cuceler sarkisi geldi.

Gelinilen seviye goz onune alindiginda ben bu tartismayi ikinci lige dusurmeyi oneriyorum. Ancak ikinci lige gondermeden once sunu bilemekte de yarar var:

Nobel Prize in Literature is awarded by the Swedish Academy to "the person who shall have produced in the field of literature the most outstanding work of an idealistic tendency".

Yani Nobel odulu "edebiyat dalinda en cok goze carpan idealist egilimli calismayi gerceklestirmis kisiye' veriliyormus. Bu durumda bu odulun siyasi olmamasi imkansiz. O nedenle cucelerin ortada cirit atmasi dogal.

ey cüceler cüceler
uzun boylu cücler
cücelerle doludur
uzun uzun geceler (2)

bazan şirket yönetir
bazan ülkeler onu
bazan seni beğenmez
çalım satar cüceler(2)

lalalalalalaal lalalal lallala(lalalalar)

barlara tüneyenler
sonradan türeyeneler
durmadan üreyenler
ah cüceler cüceler(2)

boyları fidan gibi
akıl ise mercimek
cehalet ise diz boyu
ah cüceler cüceler(2)

lalalalalal lalalal lalasldasldlas lalalalal(lalalalar)

itişir kakışırlar
kıskanır satışırlar
arada kapışırlar
ah cüceler cüceler(2)

uzun uzun elleri
kararmış yürekleri
çok laf yapar dilleri
ah cüceler cüceler(2)

laslallalall lalalalalalallal sdl(lalalalar)

ey cüceler cüceler
uzun boylu cüceler
cücelerle dans eder
kendi gibi cüceler(2)

bu şarkıyı söyledik
çocuklar senisin diye
cüceler kızsın diye
ah cüceler cüceler(2)

lalalalalalalal saldasdlllal dasdas(lalalalar)

Posted: Wed Jan 10, 2007 4:50 am
by Savas Macun
Murat Kara wrote: Benim de aklima yasaminin son yillarini yukarida Cengiz'in bahsettigi zumreye yaltaklanmaya adayan Livaneli'nin Uzun Boylu Cuceler sarkisi geldi.
Livaneli'nin boyle bir seye ihtiyaci yok.

Ne yazik ki 1994 yerel secimlerinde Istanbul buyuk bir firsati kacirmisti.Hurriyet gazetesinin isguzarligi ve kliselesmi camur at izi kalsin mantigi kendisinin belediye baskanligina mal olmustu.O gunlerde Ali Kirca ana haber bulteninde davet ettiginde "benim torunlarima birakacagim en buyuk mirasi beni karalamak icin kullanmalarini anlayamiyorum" demisti.

Ben cok sevinmistim aday oldugunda ve bugun olusan varos kulturunun en azindan engellenecegini dusunuyorum bugun geriye donuk baktigimda.Sanatci kisiliginin ve uluslararasi iliskilerinin dunya kenti yaratmak cabalarinda veya hulyasinda olanlarin tam aradigi bir unsur olabilirdi ama gecmis ola.Bugunku basbakanin da o secimler sonucunda siyasi hayatimiza girmesi de baska bir ironidir.


Selamlar
Savas

Posted: Thu Jan 11, 2007 7:40 am
by Murat Kara
Savas Macun wrote:Livaneli'nin boyle bir seye ihtiyaci yok.
Evet ihtiyaci yok. Zaten trajedi de orada ya!

Posted: Thu Jan 11, 2007 1:39 pm
by Alpay Dedeoglu
Livaneli'nin buna ihtiyaci olmadigi gibi, Istanbul Belediye Baskanligi ona gore bir makam degildi. Cunku orasi bir icraat ve yonetim mercii, ZL'nin ise boyle bir donanimi yok. İyi bir Kultur Bakani olabilir, belki Cumhurbaskani olabilir, Basbakan danismani olabilir, ama belediye Baskani olmasi abesti.

O hata zaten yapildi. N. Sozen iyi bir hekim ve saglik yoneticisi iken, Belediye Baskanligi esnasindaki kotu performansi, bugunku devleti yoneten kadronun dogmasina ve organize olmasina sebep oldu.

Posted: Mon Jan 15, 2007 5:36 pm
by Ozan Ersoy
50 yil sonra CIA ve Ingiliz istihbarat orgutunun Rus hukumetini kucuk dusurtmek icin Dr Zhivago'nun yazari Pasternak'a Nobel Edebiyat odulu verdirttigi ortaya cikti. Haberin kaynagi Ingiliz gazetesi Times.

How the CIA won Zhivago a Nobel?

Hey gidi Orhan hey... Yillar yili tikkidi tikkidi yazdin durdun ama bir halt olamadin cunku Turk'tun. Turk'un ne sanati vardi, ne romancisi, ne kitabi. Bir de Turkce gibi sanatsal olmayan bir dili. Ah bir Amerika'li, Ingiliz hatta Rus olacaktin ki, kac tane Nobel almistin, kitaplarin yok satiyordu, adin Dostoyevski'lerle, Hemingway'lerle, James Joyce'lara aniliyordu. Ama kader bu ki Turk olarak dogmustun.

Baktin olmuyor, yaz baba yazalim, seni bu cikmazin icine tutsak eden Turkleri harcamaya karar verdin. 45'inden sonra politikaci, tarihcilige soyundun. Batinin destegi, ermenilerin parasiyla, hic bir arastirma yapmadan, en ufak delil getiremeden, Turk'u soykirimci yaptin, idam kararini yargilamadan verdin. Cunku sen zeki adamdin, bu salak Turk hukumetinin, devlet organlarinin seni hapislere tikmaya calisacagindan, sana zulm edileceginden emindin. Tuzagina peynir kokusunu almis fare gibi duseceklerini cok iyi biliyordun. Dustuler de... Ne yapalim bir millet bir kere bu kadar salak olmaya gorsundu... Ucunda Nobel vardi, bazen boyle buyuk ulu payeler icin kucuk fedakarliklar yapilmaliydi.

Hey gidi Orhan hey... Simdi dolas bakalim Ermeni konferanslarinda orada burada bu katil atalarinin nasil insanlari kesip bictigini anlat bakalim.

Ama sunu unutma, biz bunu yemedik. Senin soysuz, kimliksiz, kansiz biri olarak dogmaktan kurtaran milyonlarca sehit ve gazi de yemedi. Sen Nobelle kucak kucaga yatarken aksamlari, biz bunu sindiremedik, senle gurur duyamadik.

Ozan Ersoy

Posted: Tue Jan 16, 2007 2:25 am
by Ismail Gezer
Yaşar kemal'de umudunu kaybetmemiş. Ankaradaki (lafta) barış konferansında bölücü köpekleri gerilla yapmış. Atatürk'ü bile işin içine katmış.
Adam uyanık! Atatürk'ün adını kullandığın an, diğer lafların ne kadar iğrenç olursa olsun kimse senin kılına dokunmaz bu ülkede!

Posted: Tue Jan 16, 2007 1:37 pm
by Burak Sağlam
Ozan Ersoy wrote:50 yil sonra CIA ve Ingiliz istihbarat orgutunun Rus hukumetini kucuk dusurtmek icin Dr Zhivago'nun yazari Pasternak'a Nobel Edebiyat odulu verdirttigi ortaya cikti. Haberin kaynagi Ingiliz gazetesi Times.

How the CIA won Zhivago a Nobel?

Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote: Ama sevgili Burak, bir olayi baska bir olaya bagliyorsun, ben dayanak sordugumda, aciklamani istedigim baglantiyi oneriyorsun. Yani yuzyillik politikalarin var olmasi (La Fontaine gibi) bunlarin Nobel'i belirledigi anlamina gelmiyor. Ben hala Nobel hakkinda, komite hakkinda, diger yazarlar hakkinda en ufak bir dayanak rica ediyorum. Kendim bir sene once kazanan cok saygin bir yazarin Pamuk hakkinda goruslerini dayanak olarak kullandim (daha da arttirabilirim), Kibris buna cevap mi gercekten? Edebiyat odulu bu, edebiyatla ilgili en ufak bir dayanak var mi, saygin bir edebiyatci cikip Pamuk hafif adam, bu odulu haketmez dedi mi? 90larda Polonyali bir sair kazanmisti, ismi zor Syzm.. diye, bir suru elestirmen oha demisti, yani hic olmayan birsey de degil.

Kendi fikrimi uygun ornek sectigim dogru. Sakin ayni duygusalligi Pamuk'un edebi yonunu yargilarken Ermeni meselesi konusundaki goruslerinden dolayi sen de yapiyor olmayasin?

Ama odul edebiyat odulu, veren de Tasnak Sutyun cemiyeti degil, dunyanin en prestijli odullerinden biri bu.


Ali
Merhaba Ali Bey,

100 yıllık politikalar ödülü belirleyebiliyormuş demekki, bu durumda verende kimi zaman CIA kimi zaman Tasnak Sutyun cemiyeti olabilir.Sanırım olduğunu tarihsel izlerle bildiğim ama (malum şikedede yazılı kanıt isteniyor) kanıtını koyamadığım konuda vesile ile kanıtlanmış oldu.Çok saygın! hiç bir avrupalı kuruluş tanımıyorum ben.İyice tahkik edildiğinde burada görüldüğü gibi usulsüzlükler hepsinde çıkıyor.

Saygılar.

Posted: Tue Jan 16, 2007 3:17 pm
by Murat Kara
Burak Sağlam wrote:...kanıtını koyamadığım konuda vesile ile kanıtlanmış oldu.Çok saygın! hiç bir avrupalı kuruluş tanımıyorum ben.İyice tahkik edildiğinde burada görüldüğü gibi usulsüzlükler hepsinde çıkıyor.Saygılar.
Ben anlamadim nasil kanitlanmis oluyor "bu vesile ile." CIA bir kisinin odul almasi icin entrika yapmis soguk savasin zirvesinde ve bu kanitlanmis diyelim. Bu "kaniti" kullanarak butun Nobel odulleri CIA tarafindan belirleniyor demek, ABD baskanini Exxon Mobil sectiriyor deyip buradan demek ki dunyadaki butun basbakanlarini o sectiriyor sonucuna varmak gibi olur.

Adamin baska isi gucu yok mu yahu! Hadi Turkiye'yi gozunuzde buyutuyorsunuz diyelim, su siyasi olarak zavalli durumdaki Orhan Pamuk'u nasil bu kadar goklere cikariyorsunuz pes dogrusu. (Boyle giderse bir Madimak oteli tarifesi de ona uygulanacak. Ama bu sefer bas rolde 'kara kafali dinciler' yerine 'ak kafali aydinlar' olacak. Ne fark olacaksa arada?)

CIA'in bu kadar isi gucu varken boyle zirva seylerle ugrasiyorlarsa da yuh yani. ABD hukumeti gercekten zavalli durumda demektir o zaman.

Posted: Tue Jan 16, 2007 5:55 pm
by Hasan Tezcan
Neticede nobel ödulunu ona Isvec akademisi layik gördu. Kerem onlarin
ne kadar satilik oldugunu bilir...

Posted: Wed Jan 17, 2007 2:02 am
by Burak Sağlam
Murat Kara wrote:
Burak Sağlam wrote:...kanıtını koyamadığım konuda vesile ile kanıtlanmış oldu.Çok saygın! hiç bir avrupalı kuruluş tanımıyorum ben.İyice tahkik edildiğinde burada görüldüğü gibi usulsüzlükler hepsinde çıkıyor.Saygılar.
Ben anlamadim nasil kanitlanmis oluyor "bu vesile ile." CIA bir kisinin odul almasi icin entrika yapmis soguk savasin zirvesinde ve bu kanitlanmis diyelim. Bu "kaniti" kullanarak butun Nobel odulleri CIA tarafindan belirleniyor demek, ABD baskanini Exxon Mobil sectiriyor deyip buradan demek ki dunyadaki butun basbakanlarini o sectiriyor sonucuna varmak gibi olur.

Adamin baska isi gucu yok mu yahu! Hadi Turkiye'yi gozunuzde buyutuyorsunuz diyelim, su siyasi olarak zavalli durumdaki Orhan Pamuk'u nasil bu kadar goklere cikariyorsunuz pes dogrusu. (Boyle giderse bir Madimak oteli tarifesi de ona uygulanacak. Ama bu sefer bas rolde 'kara kafali dinciler' yerine 'ak kafali aydinlar' olacak. Ne fark olacaksa arada?)

CIA'in bu kadar isi gucu varken boyle zirva seylerle ugrasiyorlarsa da yuh yani. ABD hukumeti gercekten zavalli durumda demektir o zaman.
Murat Bey biraz sakin olun bir nefes alın hele.Ben bu akademinin saygınlığından! bahsediyorum.Satırlarca yazı yazıldı, öyle temiz, böyle pak, şöyle üstün akademi, tamamen özgür düşüncelerle ödül veriyorlar diye.

Demişsinizki SOĞUK SAVAŞIN zirvesinde oldu bunlar diye.Yahu adamlar yanı başımızda Irakı işgal etti,Rusya ile Amerika SSCB'den ayrılan devletler için kan revan darbe yapma savaşında(turuncu devrim,morcivert devrim vs.).Hayır benmi hayal dünyasındayım yani bunlar olurken bugün şartların çok farklı olduğu sonucu nasıl çıktı?Ha bize dokunan yeri neresi derseniz orası çok uzun bir tartışma konusu.(Örnek yazayım dedim ondanda vazgeçtim yarım sayfa tuttu).Okuyanları sıkmanın alemi yok.Birde bunu yaptırabilecek tek güç CIA değil.

Benin sıkıntım herşeyin bu kadar basite alınması.Maalesef ülkemizde bu çok yapılıyor."Avrupa birliğine giremiyormuyuz,SIRF bizim yüzümüzdendir,bir yazarın aldığı ödülü kabullenemiyormuyuz,SIRF bizim dar kafalılığımızdandır" gibi.

İsterseniz böyle olduğuna inanmaya devam edin.Nasılsa elimizden bir şeyler gitmeye başladığında hepimiz göreceğiz...

Daha fazla tartışmamında anlamı kalmadı.Ortada olan şeyler bile görmezden gelinebiliyorsa görünmeyenleri konuşmak benim adıma abesle iştigal etmek olur.

Saygılar.

Posted: Wed Jan 17, 2007 4:18 am
by Murat Kara
Burak Sağlam wrote:
Murat Kara wrote:
Burak Sağlam wrote:...kanıtını koyamadığım konuda vesile ile kanıtlanmış oldu.Çok saygın! hiç bir avrupalı kuruluş tanımıyorum ben.İyice tahkik edildiğinde burada görüldüğü gibi usulsüzlükler hepsinde çıkıyor.Saygılar.
Ben anlamadim nasil kanitlanmis oluyor "bu vesile ile." CIA bir kisinin odul almasi icin entrika yapmis soguk savasin zirvesinde ve bu kanitlanmis diyelim. Bu "kaniti" kullanarak butun Nobel odulleri CIA tarafindan belirleniyor demek, ABD baskanini Exxon Mobil sectiriyor deyip buradan demek ki dunyadaki butun basbakanlarini o sectiriyor sonucuna varmak gibi olur.

Adamin baska isi gucu yok mu yahu! Hadi Turkiye'yi gozunuzde buyutuyorsunuz diyelim, su siyasi olarak zavalli durumdaki Orhan Pamuk'u nasil bu kadar goklere cikariyorsunuz pes dogrusu. (Boyle giderse bir Madimak oteli tarifesi de ona uygulanacak. Ama bu sefer bas rolde 'kara kafali dinciler' yerine 'ak kafali aydinlar' olacak. Ne fark olacaksa arada?)

CIA'in bu kadar isi gucu varken boyle zirva seylerle ugrasiyorlarsa da yuh yani. ABD hukumeti gercekten zavalli durumda demektir o zaman.
Murat Bey biraz sakin olun bir nefes alın hele.Ben bu akademinin saygınlığından! bahsediyorum.Satırlarca yazı yazıldı, öyle temiz, böyle pak, şöyle üstün akademi, tamamen özgür düşüncelerle ödül veriyorlar diye.

Demişsinizki SOĞUK SAVAŞIN zirvesinde oldu bunlar diye.Yahu adamlar yanı başımızda Irakı işgal etti,Rusya ile Amerika SSCB'den ayrılan devletler için kan revan darbe yapma savaşında(turuncu devrim,morcivert devrim vs.).Hayır benmi hayal dünyasındayım yani bunlar olurken bugün şartların çok farklı olduğu sonucu nasıl çıktı?Ha bize dokunan yeri neresi derseniz orası çok uzun bir tartışma konusu.(Örnek yazayım dedim ondanda vazgeçtim yarım sayfa tuttu).Okuyanları sıkmanın alemi yok.Birde bunu yaptırabilecek tek güç CIA değil.

Benin sıkıntım herşeyin bu kadar basite alınması.Maalesef ülkemizde bu çok yapılıyor."Avrupa birliğine giremiyormuyuz,SIRF bizim yüzümüzdendir,bir yazarın aldığı ödülü kabullenemiyormuyuz,SIRF bizim dar kafalılığımızdandır" gibi.

İsterseniz böyle olduğuna inanmaya devam edin.Nasılsa elimizden bir şeyler gitmeye başladığında hepimiz göreceğiz...

Daha fazla tartışmamında anlamı kalmadı.Ortada olan şeyler bile görmezden gelinebiliyorsa görünmeyenleri konuşmak benim adıma abesle iştigal etmek olur.

Saygılar.
Sevgili Burak bunlar onemli konular elbette tartisilir (yeri burasi degil ama iste o kadar cok olmaya basladiki bu olaylardan, tasiyor buralara kadar. Sonucta herkesi yakindan ilgilendiren seyler bunlar.)

Simdi oyle bir donem ile boyle bir donemi karsilastirirken ilk once boyutlara bakmak gerekir.

Soguk Savas'in butcesi hakkinda sana soyle bir fikir vereyim. Sovyetleri didikleyerek yipratmak icin acilan Osama Bin-Laden projesinin ABD'ye maliyeti 2 trilyon dolar civarinda. Bu da sadece 1980-1991 arasini kapsiyor ve sadece bir proje. Bu projeden CIA'nin aldigi payi bilmiyorum ama kucuk olmayacagi kesin.

Yani ulkeleri, halklari etkilemek ve onlar uzerinde hakimiyet kurmak pahali is. Aslinda bunun en ucuz yani Holywood filan gibi kultur kanallarini kullanmak elbette ama onu kullanabilmenin de bir siniri var. Sistem curumeye basladi mi Holywood da curuyor.

CIA Orhan Pamuk'u etkilemis mi, insa etmis mi, Pamuk satilmis mi bunu bilmiyoruz. Kosullara bakarak aha iste satilmis demek mumkun ama kosullar da Pamuk'a yatirim yapilacak kosullar degil. Adamlarin elinde cok farkli ve cok daha etkili kanallar var bunu yapmak icin. Mesela, ABD hukumeti Turkiye'yi Kurt sorunu vs'yi kullanarak dunya alame rezil etmek istese, Turkiye'nin AB girmesi icin o kadar ugrasmaz ve cok etkili bir sekilde (CNN'e bir program yaptirtarak mesela) ve cok ucuza Turkiye'yi koseye sikistrabilir.

Ne guzel soylemissin "Benin sıkıntım herşeyin bu kadar basite alınması" diye. Elbette boyle genelleyerek bir yere varilmaz. Boyle yaparsak varilacak nokta Orhan Pamuk'un Aziz Nesin gibi bir gun suikaste ugramasi olur. Eminin seven yada sevmiyen kimse bunun olmasini istemez.

Ha bu arada benim bu basligi ikinci lige indirme onerim surmekte :) Hatta ucuncu lig bile olabilir. Seviye cok ama cok dustu. Keske her basligi oylama ile siraya sokma imkani olsa...