Bence sagken yuzune soylebildigini oldukten sonra da soylemek iki yuzluluk yapmamaktir. Karaktersiz birini oldukten sonra sever miydin ya da hakkinda ne dusunurdun dediklerinde yutkunmak istemem dogrusu. Aynisini bana da yapsinlar. Elbette her olunun (musluman ise) musalla tasina konup cenaze namazinda saf tutanlar ve cenazesi ile mezarliga gidenler onu sevenler ve yakinlaridir; kisiyi baskalari nasil tanirsa tanisin. Imam "nasil bilirdiniz" dediginde ters bir cevap alinmamasinin sirri bence burada. Degilse sevmedigin, karaktersiz biri olarak bildigin birinin cenazesine gitmek epeyce bir kibarlik ve belki de "sagken sevmezdim ama hepimiz oraya gidecegiz belki o da gunahlarindan arindiktan sonra sevilir" beklentisi ya da dusuncesi olsa gerek.
Degilse sagken saygi duymadigin sevmedigin birine olunce saygi duymak belkide cezasini buldu bakalim biz nasil olecegiz diye olan korkunun bir durtusudur. Kim bilir?
Bu kadar dil dokuyorum gecenlerde hani o Cetin Altan'in torunun evinde olen melez kadin icin 'su testisi su yolunda kirilir" diyerek arkamdan aynisini soyleyen hicbir zaman ayni kaba konmak istemedigim Hincal'in ustune cuglananlara kis kis guldumdu. Simdi de Erbakan icin birkac sey diyecegim.
Malum Erbakan bana gore Cumhuriyet devrimlerine karsi oldugunu adim gibi bildigim dini istismar ederek dincilik oynayan bir yobazdi. Tilki gibi Ic Anadoluda cogunlugun cektigi ve diger bolgelerde de din elden gitti diyen yassi kafalari "bizim hoca haram yemez hamama gider pestemal calar" durumuna ragmen kolay gudecegini bildigi icin bu ise koyuldu. Her seyi geciniz partinin paralarini altina cevirip vermiyerek yetistirdigi badem biyiklilar sayesinde hamudu ile goturmesinin yanina kalmasi ona muridlik yapma yuzsuzlugunu gosterenleri bir an bile caydirmadi. Ama bakiyorumda bugun bir suru muridi olmadigi halde iki yuzluluge soyunanmaktan bikmayan yalaklar gazetelerde boy boy adamin Turk siyasetine katkilarini anlatmaktan geri kalmamaktalar. Koca bir yuh. Onlar Erbakan'dan beter.
Erbakan Hakkinda etrafta okudugum en guzel yaziyi Nuran Yildiz yazmis.
http://www.odatv.com/n.php?n=erbakan-an ... 2802111200
Ölünün arkasindan kotu konusulur mu?
Moderator: Staff
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Ölünün arkasindan kotu konusulur mu?
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: Ölünün arkasindan kotu konusulur mu?
Bir de hazine parasi var kac trilyondu?
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Posts: 1923
- Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm
Re: Ölünün arkasindan kotu konusulur mu?
İş hayatında tanıdığım,mal vererek iş yaptığım , daha sonrada beni de yüklü miktar çarpan bir adamın bir zamanlar Anadoludaki kentinde ziyarete gitmiştim. Ailecek Erbakancılar, Erbakan ilk günlerinden destekleyicisi, dava arkadaşı, babası küçük beldenin belediye başkanlığını yapmış, benzin istasyonları falan olmuş, ne zaman kaybetmiş güçleride gitmiş. Oğullarından biri araba mafyası, öbürü define avcısı ve kumar kahvesi işleticisi. En namuslusu hesapta benimle iş yapan, din-iman-namus iki lafta bir, ama bu arada bazı adamlarada mal satmak için her hafta bel altı yeni fıkra öğreniyor, fıkrayı anlatıyor, tahsilatı yapıyor, malı satıyor. Kendisi daha önce büyük bir şekilde battığı için şirketi hanımı üstüne, senetleri ve çekleri hanımı imzalıyor, yani borçlu kanunen hanımı. Bu arada hanımı dini bir cemaatte parayla ''sohbete'' gidiyor. O ne demek dedim, bir takım kadınlar para veriyorlar,o da onlara arapça ve teoloji eğitimi almadığı halde dini ve ahlaki konularda feyz veriyor. Bu arada kadın da , adamda bana ağbi diyorlar, şehrin ileri gelenleriyle falan tanışıyorum, hatta milletvekili ile tanışıp bayağı muhabbet bile ettim. Yani herşey bildiğin Bunuel filmi, süper sürrealist ortam. Şehir deniz kenarında, ama bütün evler dağa bakıyor. Ortalama gelir bayağı iyi, ama pis, plansız, çarpık çurpuk, para ya kumarda, yada pavyonda yeniyor, birde cemaatler parsayı topluyor. Ufacık yerde herkes birbirine düşman, geldiklere yere göre klanlara bölünmüşler.
Neyse gene bu Erbakancı ve tamamı devlet okulu öğretmenlerinin olduğu bir ortamda konu Erbakana geliyor. Hoca şöyle iyi, böyle milli, acayip mücahit vs...
''Tamam, süper zeki ve çalışkan, çok iyi bir akademisyen ve mühendis fakat bu 150 kilo altın, mallar mülkler, Altınolukta sahili kapatmalar,1,5 trilyon yolsuzluk, gösterişli Versace kıyafetleri, son model Mercedes'ler bu kadar insan sefalet içinde yaşarken İslama sığar mı? dedim.
Hemen karşı hücuma geçtiler.
Efendim iftiraymış, müslüman gösterişli olmalıymış,
altınlar,versaceler , mercedesler helalmiş, şu ayet varmış, bu sünnet varmış, o böyle demiş, bu böyle demiş, inanamadım. Bunlar öğretmen, milli eğitimci..
Ondan sonra gördüm ki Anadoludaki uygulanan haliyle din tam bir afyon ve hipnotizma.
Benim alacağa gelince mahkemeyi kazandım ama malı kaçırdılar, evlerinde birşey yok,
sağda solda da övünçle ''adamın şu kadar parasını çarptım'' diye övünçle anlatıyormuş,
ama evellalah Erbakancıyız, dinimiz bütün, inancımız kuvvetli.. Şimdi gerçi AKP'li ama hocayıda şükranla anıyor.
Neyse gene bu Erbakancı ve tamamı devlet okulu öğretmenlerinin olduğu bir ortamda konu Erbakana geliyor. Hoca şöyle iyi, böyle milli, acayip mücahit vs...
''Tamam, süper zeki ve çalışkan, çok iyi bir akademisyen ve mühendis fakat bu 150 kilo altın, mallar mülkler, Altınolukta sahili kapatmalar,1,5 trilyon yolsuzluk, gösterişli Versace kıyafetleri, son model Mercedes'ler bu kadar insan sefalet içinde yaşarken İslama sığar mı? dedim.
Hemen karşı hücuma geçtiler.
Efendim iftiraymış, müslüman gösterişli olmalıymış,
altınlar,versaceler , mercedesler helalmiş, şu ayet varmış, bu sünnet varmış, o böyle demiş, bu böyle demiş, inanamadım. Bunlar öğretmen, milli eğitimci..
Ondan sonra gördüm ki Anadoludaki uygulanan haliyle din tam bir afyon ve hipnotizma.
Benim alacağa gelince mahkemeyi kazandım ama malı kaçırdılar, evlerinde birşey yok,
sağda solda da övünçle ''adamın şu kadar parasını çarptım'' diye övünçle anlatıyormuş,
ama evellalah Erbakancıyız, dinimiz bütün, inancımız kuvvetli.. Şimdi gerçi AKP'li ama hocayıda şükranla anıyor.
NO ADNANS, NO CRY !!
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: Ölünün arkasindan kotu konusulur mu?
1970'lerde bir uyanma olmustu orta sinifta ekonomik yonden. Millet Murat 124, Renault 12 almaya baslamis, iyi yerlerde dairelere uzanir olmustu. Iste boyle bir zamanda bizde Bagdat caddesinde bir ev almaya karar verdik. Gel gor ki babaannem burgazanlik cikardi. Ben burada tek basima nasil yasayacagim olsem kimse duymayacak iste koca 3 katli bahceli ev diye babami fistirikledi idi. Sonunda madem biraz daha modern bir dair istiyorsunuz bu evin ustune bir kat daha cikin dendi. Ben de ITU'de ikinci sinifintayim. Teknik resim ogrendimdi. Oturdum bir plan cizdim. Insaat fakultesinde degildim ama bize de fizik static/mekanik ogrettilerdi. Zaten evi dedem oyle bir yaptirmis ki ne demirinden ne harcindan calinmis. Catinin sacaklarini zar zor kirdilardi.
Neyse oturdum bir proje cizdim. Sacaklardan balkon cikintisi filan aldim. O zaman YTONG gibi hafif malzemelerde cikmisti. Belediyeden insaat ruhsati almak filan hic sorun olmadi benim proje ile (Nezih agabey kulaklarin cinlasin). Ama bir insaat kalfasina ihtiyac vardi. O zamanlar tanidigimiz iyi bir Karedenizli usta vardi. Yazin gelirdi. O sene hastalanmis mi ne o gelmedi. Carsida bir firin yapan ve birkac evin kalfaligini yapan baska bir karadenizli Suleyman kalfayi bulduk. MSP'li idi. Kartal ilce baskanligina filan oynuyordu. Agzindan bal damliyor. Her bir boka Alpay'in dedigi gibi bir suru hikayeler. Elhamduliilah musluman.
Cocuklugumdan beri duyardim. Evin catisindaki tahtalar o zaman bir kitlik zamaninda Romanyadan getirtilmis. Firinlanmis. Kac kere dami aktardigimizda ustalar yahu bunlar ne bicim tahta hicbir curugu carigi yok bu 25 senelik evin diyorlardi. Seninki ile guya bir kontrat yaptik. Yazmis getimis bir kagida. O zaman Suleyman usta bak catidan cikan tahtalari tekrar kullanacaksin buraya 20 bin lira tahta parasi yazmissin sonra kulahlari degisecegiz dedimdi. Bizim eniste bey (teyzemin kocasi) bir zamanlar cok luks daireler yapmis bir mutehaatti. O da sahit bu konusmalara. Hatta o da soyledi tahta filan kullanmayacaksin fazla diye. Kucuk beyim sen merak etme o tahtalar parcalanacak cikarken eger duzgun cikarsa merak etme duseriz dedi. Lafi uzatmayim o tahtalar bizim dedigimiz gibi tertemiz cikti. Bunlari kaliplarda da kullandi. Para dusmeye gelince seninki nuh deyip peygamber demiyor. Yok boyle sey demedim diye yalan ustune yalan. Eniste beyde gemi ile Barcelona seyahatine cikmisti. Biz elbette bu herifi kovduk. Is basa dustu. Eniste bey sahit gelsin bu konuyu hal edelim dedim. Annem korkuyor bu herif laz seni vurur filan diye. Daha neler neler yaptiklari var. Anlatsam yer yetismez. Canim YTONG'u getirdigi uc maymulan egri bugru dizdiler. Yahu Suleyman usta bu duvarlar yamuk yumuk bu nasil is dedigimde siva ile kapanacak diye ahkam kesti idi it oglu it. Kan kusturdu kan. Onun yaptigi hiyanetligi ustune para verip duzeltirdikti sonra. Sonunda eniste bey geldi. Onun da o zaman karninin agrisi neydi bilemiyorum. Ben bu ise karismam siz hal edin kendi aranizda dedi cikti kenera. Onun da bu iyiligini de hic unutmam. Sonunda bu hayvana o parayi verdik. Allaha havale ettik. Annem olunceye kadar o Bagdat caddesinden gecerken hep gordugu almaya niyetlendigimiz dairenin bulundugu apartmanin onunden gecerken hatirlatti bu isi bana. Suradan alip icine girip oturacaktik. Neler cektik diye.
Ben de cok iyi bilirim bunlarin muslumanligini. Evvelsi gunu Almanya'da Tayyib'in onune bir gurbetci kefen atmis. Adamin ici yaniyor nasil dolandirildiklarina. Almanya da Deniz Feneri baslica aktorleri belirlendi daha dava acilacak Turkiyede. Hepsi elleri kollarini sallayip bunlarin yaninda boy boy fotograf cektirip haklarindaki Almanlarin hazirladigi iddiaanamenin delillerini yok ederlerken iceriye kimler ama kimler aliniyor. Basinda bunlarin bokunu yiyenlerden tik yok. Ama Balyozdu, Ergenokondu. Sari kizdi diye delil aramayip delil uretenler uzerine yaz baba yaz. Almanya'daki savicinin kapi gibi verdigi delilleri bir turlu cozemiyorlar. Daha cok kefen atacaklar.
Neyse oturdum bir proje cizdim. Sacaklardan balkon cikintisi filan aldim. O zaman YTONG gibi hafif malzemelerde cikmisti. Belediyeden insaat ruhsati almak filan hic sorun olmadi benim proje ile (Nezih agabey kulaklarin cinlasin). Ama bir insaat kalfasina ihtiyac vardi. O zamanlar tanidigimiz iyi bir Karedenizli usta vardi. Yazin gelirdi. O sene hastalanmis mi ne o gelmedi. Carsida bir firin yapan ve birkac evin kalfaligini yapan baska bir karadenizli Suleyman kalfayi bulduk. MSP'li idi. Kartal ilce baskanligina filan oynuyordu. Agzindan bal damliyor. Her bir boka Alpay'in dedigi gibi bir suru hikayeler. Elhamduliilah musluman.
Cocuklugumdan beri duyardim. Evin catisindaki tahtalar o zaman bir kitlik zamaninda Romanyadan getirtilmis. Firinlanmis. Kac kere dami aktardigimizda ustalar yahu bunlar ne bicim tahta hicbir curugu carigi yok bu 25 senelik evin diyorlardi. Seninki ile guya bir kontrat yaptik. Yazmis getimis bir kagida. O zaman Suleyman usta bak catidan cikan tahtalari tekrar kullanacaksin buraya 20 bin lira tahta parasi yazmissin sonra kulahlari degisecegiz dedimdi. Bizim eniste bey (teyzemin kocasi) bir zamanlar cok luks daireler yapmis bir mutehaatti. O da sahit bu konusmalara. Hatta o da soyledi tahta filan kullanmayacaksin fazla diye. Kucuk beyim sen merak etme o tahtalar parcalanacak cikarken eger duzgun cikarsa merak etme duseriz dedi. Lafi uzatmayim o tahtalar bizim dedigimiz gibi tertemiz cikti. Bunlari kaliplarda da kullandi. Para dusmeye gelince seninki nuh deyip peygamber demiyor. Yok boyle sey demedim diye yalan ustune yalan. Eniste beyde gemi ile Barcelona seyahatine cikmisti. Biz elbette bu herifi kovduk. Is basa dustu. Eniste bey sahit gelsin bu konuyu hal edelim dedim. Annem korkuyor bu herif laz seni vurur filan diye. Daha neler neler yaptiklari var. Anlatsam yer yetismez. Canim YTONG'u getirdigi uc maymulan egri bugru dizdiler. Yahu Suleyman usta bu duvarlar yamuk yumuk bu nasil is dedigimde siva ile kapanacak diye ahkam kesti idi it oglu it. Kan kusturdu kan. Onun yaptigi hiyanetligi ustune para verip duzeltirdikti sonra. Sonunda eniste bey geldi. Onun da o zaman karninin agrisi neydi bilemiyorum. Ben bu ise karismam siz hal edin kendi aranizda dedi cikti kenera. Onun da bu iyiligini de hic unutmam. Sonunda bu hayvana o parayi verdik. Allaha havale ettik. Annem olunceye kadar o Bagdat caddesinden gecerken hep gordugu almaya niyetlendigimiz dairenin bulundugu apartmanin onunden gecerken hatirlatti bu isi bana. Suradan alip icine girip oturacaktik. Neler cektik diye.
Ben de cok iyi bilirim bunlarin muslumanligini. Evvelsi gunu Almanya'da Tayyib'in onune bir gurbetci kefen atmis. Adamin ici yaniyor nasil dolandirildiklarina. Almanya da Deniz Feneri baslica aktorleri belirlendi daha dava acilacak Turkiyede. Hepsi elleri kollarini sallayip bunlarin yaninda boy boy fotograf cektirip haklarindaki Almanlarin hazirladigi iddiaanamenin delillerini yok ederlerken iceriye kimler ama kimler aliniyor. Basinda bunlarin bokunu yiyenlerden tik yok. Ama Balyozdu, Ergenokondu. Sari kizdi diye delil aramayip delil uretenler uzerine yaz baba yaz. Almanya'daki savicinin kapi gibi verdigi delilleri bir turlu cozemiyorlar. Daha cok kefen atacaklar.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.