Essek herifler milletin emeklilik paralarinin icine kan dogradilar. Istedigi kadar yukselsin. Eski seviyesine bile gelse yine millet zararda. Cunku dusen ayni stok geri gelmiyor, bunlar index. A dusuyor B yukseliyor. Evvelden A ilerde iken B one gecmis oluyor Adi yukseldi oluyor. Ikincisi tek tek stok oynamayan boyle mutual fund denen fund managerlerin elindeki seylere daha saglam bulanlar bu heriflerin keyfine gore paylari deger kazanip kaybediyor. Yani tas gibi duser tas havaya firlatir gibi de yukari cikarlar. Duserken "free fall" dedikleri agirliklari ile hizlanarak duserler. Yukseltmek icin anani aglatirlar.Mehmet Gurdal Cetin wrote: ...
In New York, the S&P 500, which last week fell 18.2 per cent, rose 11.6 per cent – the biggest daily gain since the volatile trading of the Great Depression. In Asia, the Nikkei 225 surged more than 13 per cent to 9,377.24, while the broader Topix rallied 13 per cent to 949.20 by midday on Tuesday.
....
Yolculuk / Ani /Konu dışı
Moderator: Staff
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Abi yarin sen bizim iktidar yanlisi ve muhalafet gazete basliklarini gor.Cengiz Akgun wrote:Essek herifler milletin emeklilik paralarinin icine kan dogradilar. Istedigi kadar yukselsin. Eski seviyesine bile gelse yine millet zararda. Cunku dusen ayni stok geri gelmiyor, bunlar index. A dusuyor B yukseliyor. Evvelden A ilerde iken B one gecmis oluyor Adi yukseldi oluyor. Ikincisi tek tek stok oynamayan boyle mutual fund denen fund managerlerin elindeki seylere daha saglam bulanlar bu heriflerin keyfine gore paylari deger kazanip kaybediyor. Yani tas gibi duser tas havaya firlatir gibi de yukari cikarlar. Duserken "free fall" dedikleri agirliklari ile hizlanarak duserler. Yukseltmek icin anani aglatirlar.Mehmet Gurdal Cetin wrote: ...
In New York, the S&P 500, which last week fell 18.2 per cent, rose 11.6 per cent – the biggest daily gain since the volatile trading of the Great Depression. In Asia, the Nikkei 225 surged more than 13 per cent to 9,377.24, while the broader Topix rallied 13 per cent to 949.20 by midday on Tuesday.
....
"Kurtulduk eyy Turk Milleti"
" ABD ve Avrupa Birligi krizin onune gecti"
Bir de muhalefeti
" Panik suruyor , ABD ve Avrupa Birligi para pompalamaya devam ediyor ama piyasalar hala tedirgin"
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 6299
- Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
- Location: Alisamiyene 10 dk
- Contact:
Özlenen tablo
15 Ekim 2008
Fenerbahçe taraftar sitesi antu.com'dan anlamlı davranış...
UltrAslan-Uni temsilciliği yapmış olan ve lösemi ile mücadele eden Anıl Aydın için antu.com Fenerbahçeliler'e destek çağrısında bulundu.
Antu.com'da yer alan haber şöyle:
"Dayan Koca Adam
Galatasaray tribün grubu ultrAslan-Uni temsilciliği yapmış olan ve lösemi ile mücadele eden Anıl Aydın`la ilgili olarak arkadaşları bir kampanya başlattı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yatmakta olan Anıl Aydın için önümüzdeki iki ay içerisinde ilik nakli yapılması gerekiyor.
Antu.com olarak, büyük Fenerbahçe`nin Büyük Taraftarını, Sevgili Anıl Aydın’a iliğinin uygun olup olmadığı öğrenmek için kan tahlili yaptırmak için aşağıdaki adreslere başvurmaya çağırıyor ve sevgili Anıl`a Ali Sami Yen tribünlerinde kendisi için açılmış pankarttaki gibi "Dayan Koca Adam" diyoruz.
İSTANBUL:
Çapa Tıp Fakültesi
Temel Bilimler Binası
Acil Giriş Kat:2 no:10
Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
ANKARA:
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
İZMİR:
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Bu kampanya sadece Anıl Aydın`la sınırlı kalmamalı, verdiğiniz kanla Anıl Aydın ya da bir başka hastaya şifa olabilirsiniz. Şu anda uygun ilik bekleyen hasta kardeşlerimiz için, tüm vatandaşlarımızı kan vermeye davet ediyoruz. "
-
- Posts: 6299
- Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
- Location: Alisamiyene 10 dk
- Contact:
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Kerem Tezic in anlata anlata bitiremedigi Endulus e bir seyahatim oldu. Ne gordum ne yedim ne ictim den ziyade Endulus e, yurtdisi turlarindan bagimsiz, mutevazi bir butce ile nasil seyahet edebileceginizi de iceren bir yazi paylasayim.
Endulus bolgesi icin 8. yuzyildan gunumuze dogru kisa bir tarih ozeti gecmekte fayda var.
8. yuzyilin hemen basinda Sam merkezli Emevi Hanedanligi Kuzey Afrika daki Berberi kavminin topraklarini feth ediyor. Arap yarimadasi merkezli cereyan eden Islam dininin yayilisi Berberileri de etkisi altina aliyor. Berberi kavminden Tarik Bin Ziyad Cebelitarik a cikip Vizgot Kralini 711 de maglup ediyor. Toledo ya kadar ilerliyor. 712 de Tarik Bin Ziyad in bagli oldugu Vali Musa Endulus e cikiyor. Araplar ve Berberiler bu tarihten sonra Endulus un hayat damari Guadalquivir nehri boyuna yerlesiyorlar. 740 - 750 yillari arasinda Arabistan da Emevi ve Abbasi ler arasinda ic catisma cikiyor. Abbasi Hanedanligi Emevileri olduruyor. Emevi Hanedanindan hayatta kalan tek kisi Abdurrahman Guney Ispanya ya, Kordoba ya kaciyor. Kendini Kordoba Emir i ilan edip, bir sene sonra “Al Andalus” Kralliginin tohumlarini atiyor. Baslangicta Kordoba Emirligi Bagdat merkezli Abbasilere bagli fakat ic islerinde bagimsiz. 784 de bugun Kordoba da bulunan ve ziyaret edilen muhtesem “La Mezquita” nin insaatina baslaniyor. Abdurrahman nin olumunu takiben, 3. Abdurahman doneminde, 929 da, Kordoba artik Bagdat tan bagimsiz bir Krallik. 929 daki Kordoba Kralligi Bati Avrupa daki en guclu, en rafine, ve en zengin kulturel yapiyi olusturuyor. Bu tarihten sonra ic cekismeler var, 1031 de Emevi egemenligi bitiyor, farkli irili ufakli devletcikler meydana geliyor. Berberiler Guadalquivir nehri ve Granada yi, Araplar ise Kordoba ve Seville e hakimler. 1042 de Arab hakimiyeti sirasinda bugun Seville de gezilen Alcazar in insaati basliyor. 1163 te Seville, Al Andalus un baskenti oluyor. 1184 te ise bugun Giralda adinda tepesinden Seville sehrini kusbakisi seyredebildiginiz cami minaresi insa ediliyor. 1232 de ikibucuk yuzyil hakimiyet surecek Nasri Hanedanligi donemi basliyor; ilk etapta Granada, Malaga ve Almeria daki bolgeleri kontrol ediyorlar. 1237 de bugun Al Hambra sarayinin en eski bolumu olan Alcabaza insaatina baslaniyor. 12 ve 15 yuzyillar arasinda Muslumanlar kendi aralarinda toprak icin savasiyorlar, Hiristiyan gelismesine goz yumuyorlar. Oncelikle Dogu Endelus elden cikiyor, Kordoba 1236 da, Seville 1248 de. Cadiz ve Jerez de ayaklanan Muslumanlar suruluyor. 1240 ve 1270 yillari arasinda tahmini 300,000 Musluman sadece Granada ya yerlesmek uzere evlerinden suruluyor; bir nevi Granada da konsolide ediliyorlar. Nasri Hanedanligi eriyor, 1482 ile 1492 yillari arasinda Katolik Kralliginin Granada ya baskisi soz konusu. Ronda 1485 te, Malaga 1487 de, Baza, Almeria ve Guadix 1489 da dusuyor. 2 Ocak 1492 de Granada sehrinin anahtari Katolik Kralligina birakiliyor. 1492 senesinde Hiristiyanligi kabul etmeyen 150,000 bin kadar Sefarad Yahudi suruluyor, canlarini diger Akdeniz ulkelerine atarak kurtariyorlar. Bunu takip eden yillarda ozellikle 1499 ve 1568 de Muslumanlar Granada da baskilara karsi ayaklaniyor, feci bir sekilde bastiriliyorlar. Bu donem icinde Hiristiyanligi kabul eden Araplara “Moriscos” adini veriyorlar. 1609 da ise, Moriscoslar dahil, butun Muslumanlar ve Musluman izlerinin Endelus ten sokulup atilmasi soz konusu.
1492 ayrica Colombus un Amerikaya yelken actigi ve Bahama adalarinda son bulan gezisini tamamladigi yil. Amerika kitasinin kesfi Seville kenti icin hayati onem tasiyor. Amerika ile yapilan ticaretin bir nevi gumruklendigi ve ticaretin, paranin dondugu tek nokta Seville kenti. 1700 baslarinda Seville bu hegemonya ve monopolu Cadiz e birakmaga basliyor. 1717 de Cadiz Amerika ile ticaret monopolunu eline gecirip, 1788 e kadar surduruyor. 18. ve 19 . asirlarda ise Ispanya nin Ingiliz ve Fransiz Imparatorluklari ile hem Avrupa hem Birlesik Devletlerde yaptigi harpler soz konusu. Ispanyollar ozellikle Birlesik Devletlerde Ingilizlere karsi cok buyuk toprak ve prestij kaybediyorlar.
Endelus tarihini ozetledikten sonra, gelelim gorduklerime. Istanbul dan Barselona aktarmali Malaga ya uctum. Ispanya da ic hatlarda hem guvenli hem ucuza ucus yapabileceginiz “low cost” havayollari var. Clickair, Iberia nin, yan kurulusu. Lufthansa nin Condor u, THY nin Anadolu Jet i, United nin TED misali. Ucaklari yeni ve hepsi Airbus. Buna ilave Vueling Barselona merkezli, AirEuropa Madrid merkezli ucuyor. Bu havayollarida duzgun. Spanair in ucaklari eski MD 80 ler ben pek tavsiye etmem.
www.vueling.com
www.clickair.com
www.aireuropa.com
Marbella da Puerto Banus denilen kasaba da bir hafta ev kiraladim. Bu hem hotelden daha ucuz hem daha konforlu. www.nordicarentals.com sitesine girerseniz her butceye gore ev, hatta arzu edene malikane var. Calisanlar son derece samimi ve isteklerinize cevap veriyorlar. Bana ilk basta dort secenek vermislerdi, daha sonra istedigim kriterleri goz onune alip en ucuz evi onerdiler. 2 yatak odali, 2 banyolu, tam doseli 120 m2 yazlik ev guvenli bir site icinde. Her evin kapali garaji ve Akdeniz e bakan 40m2 sun deck i mevcut. Site sakinleri icin tahsis edilmis buyuk bir yuzme havuzu ve genis bir bahce de var. Dort yetiskin/bir hafta icin bu eve odedigim fiyat ile, Bodrum da uc yildizli bir motelde dort kisi iki odada dort gun kalamaz.
Marbella ya tatil icin gidecekseniz mutlaka araba kiralamaniz lazim. Ben Sixt ten dizel Renault Scenic kiraladim, Malaga dan aldim Seville de biraktim. Bir hafta boyunca sigorta dahil 230 Euro odedim. Guney Ispanya da araba kiralamak son derece makul ve bir nevi zorunlu.
Marbella yi merkez alip, bir gun Gibraltar, Algeciraz, Tarifa ve Cadiz e giden sahil seridini gordum. Marbella ile Gibraltar arasi araba ile 45 dk, acik havada Gibraltar dagi cok acik secik gorluyor. Sansimiza hava muhtesimdi. Tarifa ve ozellikle Cadiz i cok begendim. Tarifa Avrupa nin en guney noktasi. Cebelitarik i gecip okyanusa acilan gemileri selamladiginiz son nokta. Bu kucuk kasabanin deniz fenerine giden incecik bir yolu var. Yol Akdeniz ile Atlas Okyanusunu bicak gibi ayiriyor. Doguya baktiginizda masmavi, durgun, alimli Akdeniz ve hemen onumuzdeki koyda demirlemis bir tek direk Sunsail teknesi. Alman cift kopeklerini berrak suda yuzduruyor. Batiya baktiginizda ucsuz bucaksiz okyanus, gogusunuze carpan ruzgar, mis gibi yosun ve deniz kokusu, Atlantik sahilinde Surf Kite yapan bir dizi deniz sevdalisi. Etrafta bir suru insan var ama cit yok, ne bagiran ne cagiran sadece ruzgar ve dalga sesi. Ayaklarim burayi zor terk etti. Tarifa dan cikip kuzey e Cadiz e dogru yola koyuldugunzda Atlantik kiyisinda ilk once bir dizi Surf okullari ve camping alanlarina rastliyorsunuz. Hemen devaminda bir 10 km boyunca onlarca yirmilerce degil yuzlerce, obek obek, ruzgar energisi ureten pervanler saginiza ve solunuza serpistirilmis. Cadiz bu noktadan itibaren araba ile yaklasik 1 saat uzaklikta.
Cadiz sehri yaklasik 3000 senedir medeniyet ve yasam gormus, bir goruse gore Avrupa nin en eski yerlesik sehri. Muhtesem parklari var. Omrumde gordugum en buyuk mimoza agaclari bu parklarin girisinde. Parklarin hemen bitiminde plaj basliyor. Yaklasik 30 - 40 mt eninde tertemiz kum plaj. Gunesin Atlantik uzerinde batimini burada seyrettim. Ist da Burgaz da Kalpazankaya yi aratmadi.
Bir diger gun Granada ya gittim. Malaga yi gecip Kuzey e yoneldiginizde Kordoba, Granada ve Seville yol ayrimina geliyorsunuz. Bu noktadan itibaren doguya, Granada ya, giden yol 75km - 80 km. Saginiz solunuz zeytin agaclari ile dolu, gozunuz alabildigince. Ispanya dan ABD ye zeytin yagi ihracati yaptigimiz icin Ispanya da calistigimiz kisiler bu yolu bana bir hayli onermislerdi. Boyle bir goruntu ne bekliyordum ne de hayal edebilmistim. Balikesir den Akhisar ovasina girerken muhtesem bir manzar vardir, sagli soglu bakimli zeytin agaclari. O manzarayi gozunuz onune getirin ve daha bakimli zeytin agaclarini 75 km uzunlugundaki vadiye olabildigince yayin, serpistirin. Icinde araba ile yolculuk yapiyorsunuz. Granada ya giden yol iste boyle. Sehre girdiginizde Al Hambra ya giden isaretleri takip edin, kolaylikla yolunuzu buluyorsunuz. Al Hambra icin soylenebilecek kelime bulamiyorum. Sadece giris biletinizi mutlaka onceden internet uzerinden alin. Sehirde ayrica Kathedral ve Carrera Del Darro gorulecek yerler.
Bir diger gun Kordoba ya gittim. 784 de insaati baslayan ve 987 ye kadar bolum bolum tamamlanan La Mezquita muhtesem bir yapit. Sehrin 8 km disinda ayrica Medina Azahara ya yolculuk yapmak gerekli.
Bir diger gun Ronda ya gittim. Sahilden Ronda ya giden yol Belek ten Isparta ya giden yol guzergahini ve ozellikle Toroslara tirmanisi andiriyor. Daglar daha sarp, yol ise cok daha virajli. Deniz seviyesinden daglara dogru tirmanista arabalara bircok bisikletci eslik ediyor. Bisiklet yarislarinda, tirmanma etapi icin tahmin ediyorum en iyi antreman yapilabilecek parkurlardan biri burasi. 45 dk icinde araba ile 1065 mt ye cikiliyor. Ronda ya giris Puento Nuevo adli kopru uzerinden saglaniyor. Iki buyuk yamaci birlestiren, Mostar Koprusu havasinda, 18 asirda yapilmis bir yapit. Sehir kucuk ve sevimli bir kasaba gorunumunde, hafta sonlari yerli ve yabanci turistlerin ziyaret ettigi bir belde. Burada da Arap mimari tarzini ve orneklerini goruyorsunuz. Ronda ya cikis yolunu bisikletciler ile paylasmistik. Donus yolu ise yuksek hacimli motorsikletlerin Ronda sehrinden Akdeniz kiyisina free fall yaptiklari bir guzergah haline donusmus. Ronda dan donuste beni sollayan bir motorsikletin pesine takildim, 15 bilemediniz 20 saniye icinde bir saga bir sola yatisini gorebildim, ikinci viraj sonrasi eleman gozden kayboldu. Bu icerikte yaklasik yedi kere sollandim.
Yazinin ikinci bolumunde Seville ve Barselona sehirleri ile ilgili bilgi, Endulus ile ilgili genel bir degerlendirme ve Ispanyollar ile ilgili bir iki satir paylasmak istiyorum.
Endulus bolgesi icin 8. yuzyildan gunumuze dogru kisa bir tarih ozeti gecmekte fayda var.
8. yuzyilin hemen basinda Sam merkezli Emevi Hanedanligi Kuzey Afrika daki Berberi kavminin topraklarini feth ediyor. Arap yarimadasi merkezli cereyan eden Islam dininin yayilisi Berberileri de etkisi altina aliyor. Berberi kavminden Tarik Bin Ziyad Cebelitarik a cikip Vizgot Kralini 711 de maglup ediyor. Toledo ya kadar ilerliyor. 712 de Tarik Bin Ziyad in bagli oldugu Vali Musa Endulus e cikiyor. Araplar ve Berberiler bu tarihten sonra Endulus un hayat damari Guadalquivir nehri boyuna yerlesiyorlar. 740 - 750 yillari arasinda Arabistan da Emevi ve Abbasi ler arasinda ic catisma cikiyor. Abbasi Hanedanligi Emevileri olduruyor. Emevi Hanedanindan hayatta kalan tek kisi Abdurrahman Guney Ispanya ya, Kordoba ya kaciyor. Kendini Kordoba Emir i ilan edip, bir sene sonra “Al Andalus” Kralliginin tohumlarini atiyor. Baslangicta Kordoba Emirligi Bagdat merkezli Abbasilere bagli fakat ic islerinde bagimsiz. 784 de bugun Kordoba da bulunan ve ziyaret edilen muhtesem “La Mezquita” nin insaatina baslaniyor. Abdurrahman nin olumunu takiben, 3. Abdurahman doneminde, 929 da, Kordoba artik Bagdat tan bagimsiz bir Krallik. 929 daki Kordoba Kralligi Bati Avrupa daki en guclu, en rafine, ve en zengin kulturel yapiyi olusturuyor. Bu tarihten sonra ic cekismeler var, 1031 de Emevi egemenligi bitiyor, farkli irili ufakli devletcikler meydana geliyor. Berberiler Guadalquivir nehri ve Granada yi, Araplar ise Kordoba ve Seville e hakimler. 1042 de Arab hakimiyeti sirasinda bugun Seville de gezilen Alcazar in insaati basliyor. 1163 te Seville, Al Andalus un baskenti oluyor. 1184 te ise bugun Giralda adinda tepesinden Seville sehrini kusbakisi seyredebildiginiz cami minaresi insa ediliyor. 1232 de ikibucuk yuzyil hakimiyet surecek Nasri Hanedanligi donemi basliyor; ilk etapta Granada, Malaga ve Almeria daki bolgeleri kontrol ediyorlar. 1237 de bugun Al Hambra sarayinin en eski bolumu olan Alcabaza insaatina baslaniyor. 12 ve 15 yuzyillar arasinda Muslumanlar kendi aralarinda toprak icin savasiyorlar, Hiristiyan gelismesine goz yumuyorlar. Oncelikle Dogu Endelus elden cikiyor, Kordoba 1236 da, Seville 1248 de. Cadiz ve Jerez de ayaklanan Muslumanlar suruluyor. 1240 ve 1270 yillari arasinda tahmini 300,000 Musluman sadece Granada ya yerlesmek uzere evlerinden suruluyor; bir nevi Granada da konsolide ediliyorlar. Nasri Hanedanligi eriyor, 1482 ile 1492 yillari arasinda Katolik Kralliginin Granada ya baskisi soz konusu. Ronda 1485 te, Malaga 1487 de, Baza, Almeria ve Guadix 1489 da dusuyor. 2 Ocak 1492 de Granada sehrinin anahtari Katolik Kralligina birakiliyor. 1492 senesinde Hiristiyanligi kabul etmeyen 150,000 bin kadar Sefarad Yahudi suruluyor, canlarini diger Akdeniz ulkelerine atarak kurtariyorlar. Bunu takip eden yillarda ozellikle 1499 ve 1568 de Muslumanlar Granada da baskilara karsi ayaklaniyor, feci bir sekilde bastiriliyorlar. Bu donem icinde Hiristiyanligi kabul eden Araplara “Moriscos” adini veriyorlar. 1609 da ise, Moriscoslar dahil, butun Muslumanlar ve Musluman izlerinin Endelus ten sokulup atilmasi soz konusu.
1492 ayrica Colombus un Amerikaya yelken actigi ve Bahama adalarinda son bulan gezisini tamamladigi yil. Amerika kitasinin kesfi Seville kenti icin hayati onem tasiyor. Amerika ile yapilan ticaretin bir nevi gumruklendigi ve ticaretin, paranin dondugu tek nokta Seville kenti. 1700 baslarinda Seville bu hegemonya ve monopolu Cadiz e birakmaga basliyor. 1717 de Cadiz Amerika ile ticaret monopolunu eline gecirip, 1788 e kadar surduruyor. 18. ve 19 . asirlarda ise Ispanya nin Ingiliz ve Fransiz Imparatorluklari ile hem Avrupa hem Birlesik Devletlerde yaptigi harpler soz konusu. Ispanyollar ozellikle Birlesik Devletlerde Ingilizlere karsi cok buyuk toprak ve prestij kaybediyorlar.
Endelus tarihini ozetledikten sonra, gelelim gorduklerime. Istanbul dan Barselona aktarmali Malaga ya uctum. Ispanya da ic hatlarda hem guvenli hem ucuza ucus yapabileceginiz “low cost” havayollari var. Clickair, Iberia nin, yan kurulusu. Lufthansa nin Condor u, THY nin Anadolu Jet i, United nin TED misali. Ucaklari yeni ve hepsi Airbus. Buna ilave Vueling Barselona merkezli, AirEuropa Madrid merkezli ucuyor. Bu havayollarida duzgun. Spanair in ucaklari eski MD 80 ler ben pek tavsiye etmem.
www.vueling.com
www.clickair.com
www.aireuropa.com
Marbella da Puerto Banus denilen kasaba da bir hafta ev kiraladim. Bu hem hotelden daha ucuz hem daha konforlu. www.nordicarentals.com sitesine girerseniz her butceye gore ev, hatta arzu edene malikane var. Calisanlar son derece samimi ve isteklerinize cevap veriyorlar. Bana ilk basta dort secenek vermislerdi, daha sonra istedigim kriterleri goz onune alip en ucuz evi onerdiler. 2 yatak odali, 2 banyolu, tam doseli 120 m2 yazlik ev guvenli bir site icinde. Her evin kapali garaji ve Akdeniz e bakan 40m2 sun deck i mevcut. Site sakinleri icin tahsis edilmis buyuk bir yuzme havuzu ve genis bir bahce de var. Dort yetiskin/bir hafta icin bu eve odedigim fiyat ile, Bodrum da uc yildizli bir motelde dort kisi iki odada dort gun kalamaz.
Marbella ya tatil icin gidecekseniz mutlaka araba kiralamaniz lazim. Ben Sixt ten dizel Renault Scenic kiraladim, Malaga dan aldim Seville de biraktim. Bir hafta boyunca sigorta dahil 230 Euro odedim. Guney Ispanya da araba kiralamak son derece makul ve bir nevi zorunlu.
Marbella yi merkez alip, bir gun Gibraltar, Algeciraz, Tarifa ve Cadiz e giden sahil seridini gordum. Marbella ile Gibraltar arasi araba ile 45 dk, acik havada Gibraltar dagi cok acik secik gorluyor. Sansimiza hava muhtesimdi. Tarifa ve ozellikle Cadiz i cok begendim. Tarifa Avrupa nin en guney noktasi. Cebelitarik i gecip okyanusa acilan gemileri selamladiginiz son nokta. Bu kucuk kasabanin deniz fenerine giden incecik bir yolu var. Yol Akdeniz ile Atlas Okyanusunu bicak gibi ayiriyor. Doguya baktiginizda masmavi, durgun, alimli Akdeniz ve hemen onumuzdeki koyda demirlemis bir tek direk Sunsail teknesi. Alman cift kopeklerini berrak suda yuzduruyor. Batiya baktiginizda ucsuz bucaksiz okyanus, gogusunuze carpan ruzgar, mis gibi yosun ve deniz kokusu, Atlantik sahilinde Surf Kite yapan bir dizi deniz sevdalisi. Etrafta bir suru insan var ama cit yok, ne bagiran ne cagiran sadece ruzgar ve dalga sesi. Ayaklarim burayi zor terk etti. Tarifa dan cikip kuzey e Cadiz e dogru yola koyuldugunzda Atlantik kiyisinda ilk once bir dizi Surf okullari ve camping alanlarina rastliyorsunuz. Hemen devaminda bir 10 km boyunca onlarca yirmilerce degil yuzlerce, obek obek, ruzgar energisi ureten pervanler saginiza ve solunuza serpistirilmis. Cadiz bu noktadan itibaren araba ile yaklasik 1 saat uzaklikta.
Cadiz sehri yaklasik 3000 senedir medeniyet ve yasam gormus, bir goruse gore Avrupa nin en eski yerlesik sehri. Muhtesem parklari var. Omrumde gordugum en buyuk mimoza agaclari bu parklarin girisinde. Parklarin hemen bitiminde plaj basliyor. Yaklasik 30 - 40 mt eninde tertemiz kum plaj. Gunesin Atlantik uzerinde batimini burada seyrettim. Ist da Burgaz da Kalpazankaya yi aratmadi.
Bir diger gun Granada ya gittim. Malaga yi gecip Kuzey e yoneldiginizde Kordoba, Granada ve Seville yol ayrimina geliyorsunuz. Bu noktadan itibaren doguya, Granada ya, giden yol 75km - 80 km. Saginiz solunuz zeytin agaclari ile dolu, gozunuz alabildigince. Ispanya dan ABD ye zeytin yagi ihracati yaptigimiz icin Ispanya da calistigimiz kisiler bu yolu bana bir hayli onermislerdi. Boyle bir goruntu ne bekliyordum ne de hayal edebilmistim. Balikesir den Akhisar ovasina girerken muhtesem bir manzar vardir, sagli soglu bakimli zeytin agaclari. O manzarayi gozunuz onune getirin ve daha bakimli zeytin agaclarini 75 km uzunlugundaki vadiye olabildigince yayin, serpistirin. Icinde araba ile yolculuk yapiyorsunuz. Granada ya giden yol iste boyle. Sehre girdiginizde Al Hambra ya giden isaretleri takip edin, kolaylikla yolunuzu buluyorsunuz. Al Hambra icin soylenebilecek kelime bulamiyorum. Sadece giris biletinizi mutlaka onceden internet uzerinden alin. Sehirde ayrica Kathedral ve Carrera Del Darro gorulecek yerler.
Bir diger gun Kordoba ya gittim. 784 de insaati baslayan ve 987 ye kadar bolum bolum tamamlanan La Mezquita muhtesem bir yapit. Sehrin 8 km disinda ayrica Medina Azahara ya yolculuk yapmak gerekli.
Bir diger gun Ronda ya gittim. Sahilden Ronda ya giden yol Belek ten Isparta ya giden yol guzergahini ve ozellikle Toroslara tirmanisi andiriyor. Daglar daha sarp, yol ise cok daha virajli. Deniz seviyesinden daglara dogru tirmanista arabalara bircok bisikletci eslik ediyor. Bisiklet yarislarinda, tirmanma etapi icin tahmin ediyorum en iyi antreman yapilabilecek parkurlardan biri burasi. 45 dk icinde araba ile 1065 mt ye cikiliyor. Ronda ya giris Puento Nuevo adli kopru uzerinden saglaniyor. Iki buyuk yamaci birlestiren, Mostar Koprusu havasinda, 18 asirda yapilmis bir yapit. Sehir kucuk ve sevimli bir kasaba gorunumunde, hafta sonlari yerli ve yabanci turistlerin ziyaret ettigi bir belde. Burada da Arap mimari tarzini ve orneklerini goruyorsunuz. Ronda ya cikis yolunu bisikletciler ile paylasmistik. Donus yolu ise yuksek hacimli motorsikletlerin Ronda sehrinden Akdeniz kiyisina free fall yaptiklari bir guzergah haline donusmus. Ronda dan donuste beni sollayan bir motorsikletin pesine takildim, 15 bilemediniz 20 saniye icinde bir saga bir sola yatisini gorebildim, ikinci viraj sonrasi eleman gozden kayboldu. Bu icerikte yaklasik yedi kere sollandim.
Yazinin ikinci bolumunde Seville ve Barselona sehirleri ile ilgili bilgi, Endulus ile ilgili genel bir degerlendirme ve Ispanyollar ile ilgili bir iki satir paylasmak istiyorum.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 2581
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:18 pm
- Location: Virginia, USA
Harika - sayende gitmis kadar olduk. 2. Kismida sabirsizlikla bekliyorum.Murat Biricik wrote:Kerem Tezic in anlata anlata bitiremedigi Endulus e bir seyahatim oldu. Ne gordum ne yedim ne ictim den ziyade Endulus e, yurtdisi turlarindan bagimsiz, mutevazi bir butce ile nasil seyahet edebileceginizi de iceren bir yazi paylasayim.
Yedigin ictigin senin olsun derler ama ben neler yedigini de merak ediyorum. Daha cok deniz urunlerimi? Paella? Chorizo?
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Endelus II
Seville ve Barselona ile izlenimlerden once, Granada daki Alhambra ve Kordoba daki La Mezquita hakkinda bir iki son yorumda bulunayim. Seyahatten once Alhambra ile bir iki kitap karistirmis, okumustum. Alhambra icinde Nasri Sarayinda gordugum tas, agac, mermer ve seramik uzerine yapilmis mozaik islemeler, epigramlar, kalligrafi ve hat sanati ornekleri olaganustu. Boylesine seramik, mozaik, tas ve agac tan olusturulmus aheng cumbusunu hayatimda gormedim. La Mezquita da ise o muhtesem yapi icerisine yerlestirilmis goz nuru bir mihrab var. Kordoba nin Hiristiyan egemenligi altina girip La Mezquita nin ortasina bir sapel yapilmasinin ardindan donemin Krali 5. Karlos yapilan uygulama ve gordugu manzara karsinda “siradan, basit bir sey insaat etmek icin yegane bir eseri mahvettiniz” demis. Hemen belirteyim o siradan yada basit oldugu belirtilen sapel de muhtesem; ama La Mezquita nin gorkemi, butunlugu ve hele o mihrabin goz aliciligi icinde degerini yitiyor, siradan bir hal aliyor.
Gelelim Seville. Marbella dan araba ile yaklasik 1 saat 45 dk lik bir yolculuktan sonra sehre vardik. Al Andalus e hayat veren Guadalquivir in icinden aktigi, Velazquez in dogdugu, Flamenko nun her gece yasandigi, Kerem Tezic in manevi ruhunu Barrio de Santa Cruz da attiginiz her adimda hissetiginiz Seville e. Sehir merkezi, Endulus teki hemen her sehrin bir nevi motifi ve susu haline gelmis portakal agaclari ile bezenmis. Geziye ilk once sehrin sembolu Giralda ve Kathedral dan basladik. Kathedral 1401 senesinde daha once ayni yerde mesken edinmis cami nin yikilmasi ve yerine muhtesem bir kilise yapilmasi fikrinden dogmus. Tarih kitaplarinda olsun Seville i anlatan kitapciklarda olsun bu olay “ Let us build a cathedral that will make them think us mad” vecizesi ile tanimlaniyor. Gercektende dedikleri gibi cok buyuk bir kathedral insaa edilmis. Oturdugu taban alani itibariyle Vatikan daki St Peter ve Londra daki St Paul kiliselerinden sonra en buyuk ucuncu alana sahip. Icerisinde bir dizi aziz ve azize lerin bulundugu buyuk bir yapi. Hemen yaninda yikilan caminin minaresi bulunuyor, Giralda. Mimari itibariyle bizim Galata Kulesini andiran bir yapit. 14. asirda bir deprem sonrasi yikilmis, yeniden insaa edilmis. 36 uzun basamak ile tepesine cikiliyor, muhtesem bir manzara var. Giralda yi bitirdikten sonra hemen yaninda bulunan Askeri Muze deki ozel bir kolleksiyonu ziyaret ettim. Hem Ispanya hem ABD de cok az bilinen, Ispanya nin Birlesik Devletler tarihindeki etki ve onemini belgeleyen bir sergi. Piri Reis in cizdigi harita formatlarinda Birlesik Devletler kiyilarini detaylayan, Ispanyol hakimiyetinin Yeni Dunya da nasil basladigi,yayildigini gosteren ve sonunda savaslar ile Ingilizlere birakilan buyuk bir kita ve prestij. Cok enteresan ve gezdigim, gordugum icin bayagi sevindigim bir sergi oldu. Diger gunlerde Real Alcazar i, Universiteyi, Barrio De Santa Cruz u ve Plaza De Espana yi yurudum. Geceleri ise yemek ve flamenko ya ayirdim.
Seville e gidip, flamenko nerede seyredilmeli sorusuna tek cevap: Casa De La Memoria, http://www.casadelamemoriaHic zahmet edip flamenko icin yer aramayin, o isleri ben sizler icin yaptim. Dogru adres bu, peki neden? Diger gordugum ve gitmegi planladigim showlar hem cok turistik hem sinema/salon oturma duzeni iceriginde buyuk holler. Balik istifi dizilip, en once gelenlerin onden yer kaptiklari bir ortam pek hos degil; ne figurleri gorebiliyorsunuz ne de show a konsantre oluyorsunuz. Casa De La Memoria ise 18.asirdan kalma mini sarayin avlusunda sahne aliyor. Tam Barrio De Santa Cruz un gobeginde, ustune ustluk Kerem Tezic in manevi ruhu ve golgesindesiniz. Sahne ve avlu yaklasik 100 m2, bilemediniz 120 m2 kapali bir alan. Hemen ortasina 3mt x 3mt boyunda kare bir sahne koymuslar. Bu sahnenin etrafinda U seklinde dizilmis iki sira koltuklar. Max. 60 kisi aliyor. Flamenkoyu buram buram yasamak, her figuru gormek isteyen bu adrese gitsin. Her aksam degisik bir program var, dunyaca unlu artistler sahne aliyor.
8 Ekim aksami “Semblanza Flamenca “ show unu izledik. Juan Ogalla ve Pilar Ogalla ya muhtesem bir saatlik bir performans sergilediler. http://www.sonakay.com/index.php?id=123 Bu linkte Juan Ogalla ile ilgili biografi ve Avrupa olsun Amerika olsun katilacagi turneler hakkinda bilgi bulabilirsiniz. 9 Ekim aksami baska bir mekanda flamenko seyrettik, cok guzeldi. Ama hatadan cabuk donduk. Casa de La Memoria da 10 Ekim aksam show una son dort bileti kaptik. 10 Ekim aksami Maribel Ramos, 1977 dogumlu bu muhtesem artist “ La Zambra”, olaganustu bir solo performans cekti. La Zambra resmen bizi flamenko ya doyurdu. Bu artist in kendi web sitesi, http://www.lazambra.es/WebEsp/Principal.htm . Avrupa da farkli sehirlerde turneye katiliyor. Eger yasadiginiz sehre gelirse kacirmayin. Bilgi vermek acisindan Casa De La Memoria daki showlar kisi basi 14 Euro, gordugunuz flamenko ve aldiginiz haz ise pek paha bicilmez. Bazen ayni aksam iki seans ta yapiyorlar.
Casa De La Memoria ile komsu iki yildizli bir hotel var. http://www.hotelalacantara.net. Bu otelin lobisinde bir sure bekledim, acaba sahne alan artistleri cikarken yakalayip bir kahve yada ickiye davet edebilirmiyim diye? Nafile, beklememe ragmen sonuc alamadim. Seyahat oncesi bu otel ile Casa De La Memoria nin yakinligini bilseydim Hotel Alacantara da kalirdim. Daha luks ve farkli otel secenekleri isteyenler cok yakin yuruyus mesafesinde opsiyonlar bulacaklardir. Seville e giderseniz ilk isiniz Casa De la Memoria ya kosup flamenko bileti almak olsun!
Son bolumde Barselona, genel bir Endulus yorumu ve gordugum sehirler ile kiyasladigimda “Yegane, Biricik Istanbul” icin bir iki yorum paylasacagim.
Gelelim Seville. Marbella dan araba ile yaklasik 1 saat 45 dk lik bir yolculuktan sonra sehre vardik. Al Andalus e hayat veren Guadalquivir in icinden aktigi, Velazquez in dogdugu, Flamenko nun her gece yasandigi, Kerem Tezic in manevi ruhunu Barrio de Santa Cruz da attiginiz her adimda hissetiginiz Seville e. Sehir merkezi, Endulus teki hemen her sehrin bir nevi motifi ve susu haline gelmis portakal agaclari ile bezenmis. Geziye ilk once sehrin sembolu Giralda ve Kathedral dan basladik. Kathedral 1401 senesinde daha once ayni yerde mesken edinmis cami nin yikilmasi ve yerine muhtesem bir kilise yapilmasi fikrinden dogmus. Tarih kitaplarinda olsun Seville i anlatan kitapciklarda olsun bu olay “ Let us build a cathedral that will make them think us mad” vecizesi ile tanimlaniyor. Gercektende dedikleri gibi cok buyuk bir kathedral insaa edilmis. Oturdugu taban alani itibariyle Vatikan daki St Peter ve Londra daki St Paul kiliselerinden sonra en buyuk ucuncu alana sahip. Icerisinde bir dizi aziz ve azize lerin bulundugu buyuk bir yapi. Hemen yaninda yikilan caminin minaresi bulunuyor, Giralda. Mimari itibariyle bizim Galata Kulesini andiran bir yapit. 14. asirda bir deprem sonrasi yikilmis, yeniden insaa edilmis. 36 uzun basamak ile tepesine cikiliyor, muhtesem bir manzara var. Giralda yi bitirdikten sonra hemen yaninda bulunan Askeri Muze deki ozel bir kolleksiyonu ziyaret ettim. Hem Ispanya hem ABD de cok az bilinen, Ispanya nin Birlesik Devletler tarihindeki etki ve onemini belgeleyen bir sergi. Piri Reis in cizdigi harita formatlarinda Birlesik Devletler kiyilarini detaylayan, Ispanyol hakimiyetinin Yeni Dunya da nasil basladigi,yayildigini gosteren ve sonunda savaslar ile Ingilizlere birakilan buyuk bir kita ve prestij. Cok enteresan ve gezdigim, gordugum icin bayagi sevindigim bir sergi oldu. Diger gunlerde Real Alcazar i, Universiteyi, Barrio De Santa Cruz u ve Plaza De Espana yi yurudum. Geceleri ise yemek ve flamenko ya ayirdim.
Seville e gidip, flamenko nerede seyredilmeli sorusuna tek cevap: Casa De La Memoria, http://www.casadelamemoriaHic zahmet edip flamenko icin yer aramayin, o isleri ben sizler icin yaptim. Dogru adres bu, peki neden? Diger gordugum ve gitmegi planladigim showlar hem cok turistik hem sinema/salon oturma duzeni iceriginde buyuk holler. Balik istifi dizilip, en once gelenlerin onden yer kaptiklari bir ortam pek hos degil; ne figurleri gorebiliyorsunuz ne de show a konsantre oluyorsunuz. Casa De La Memoria ise 18.asirdan kalma mini sarayin avlusunda sahne aliyor. Tam Barrio De Santa Cruz un gobeginde, ustune ustluk Kerem Tezic in manevi ruhu ve golgesindesiniz. Sahne ve avlu yaklasik 100 m2, bilemediniz 120 m2 kapali bir alan. Hemen ortasina 3mt x 3mt boyunda kare bir sahne koymuslar. Bu sahnenin etrafinda U seklinde dizilmis iki sira koltuklar. Max. 60 kisi aliyor. Flamenkoyu buram buram yasamak, her figuru gormek isteyen bu adrese gitsin. Her aksam degisik bir program var, dunyaca unlu artistler sahne aliyor.
8 Ekim aksami “Semblanza Flamenca “ show unu izledik. Juan Ogalla ve Pilar Ogalla ya muhtesem bir saatlik bir performans sergilediler. http://www.sonakay.com/index.php?id=123 Bu linkte Juan Ogalla ile ilgili biografi ve Avrupa olsun Amerika olsun katilacagi turneler hakkinda bilgi bulabilirsiniz. 9 Ekim aksami baska bir mekanda flamenko seyrettik, cok guzeldi. Ama hatadan cabuk donduk. Casa de La Memoria da 10 Ekim aksam show una son dort bileti kaptik. 10 Ekim aksami Maribel Ramos, 1977 dogumlu bu muhtesem artist “ La Zambra”, olaganustu bir solo performans cekti. La Zambra resmen bizi flamenko ya doyurdu. Bu artist in kendi web sitesi, http://www.lazambra.es/WebEsp/Principal.htm . Avrupa da farkli sehirlerde turneye katiliyor. Eger yasadiginiz sehre gelirse kacirmayin. Bilgi vermek acisindan Casa De La Memoria daki showlar kisi basi 14 Euro, gordugunuz flamenko ve aldiginiz haz ise pek paha bicilmez. Bazen ayni aksam iki seans ta yapiyorlar.
Casa De La Memoria ile komsu iki yildizli bir hotel var. http://www.hotelalacantara.net. Bu otelin lobisinde bir sure bekledim, acaba sahne alan artistleri cikarken yakalayip bir kahve yada ickiye davet edebilirmiyim diye? Nafile, beklememe ragmen sonuc alamadim. Seyahat oncesi bu otel ile Casa De La Memoria nin yakinligini bilseydim Hotel Alacantara da kalirdim. Daha luks ve farkli otel secenekleri isteyenler cok yakin yuruyus mesafesinde opsiyonlar bulacaklardir. Seville e giderseniz ilk isiniz Casa De la Memoria ya kosup flamenko bileti almak olsun!
Son bolumde Barselona, genel bir Endulus yorumu ve gordugum sehirler ile kiyasladigimda “Yegane, Biricik Istanbul” icin bir iki yorum paylasacagim.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 6299
- Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
- Location: Alisamiyene 10 dk
- Contact:
Yahu, bir arkadaş youtube'un ilk yasak olduğu sıralarda (4-5 ay önce), muhtemelen benim bir yazıma cevaben bir program tavsiye etmişti. Program'ın adı "anti-ban" olabilir emin değilim. Google'da bulduklarım pek işime yaramadı. O yazıyıda bulamıyorum. Eğer bu yazıyı okursa tekrar yardım etmesini rica ediyorum
Dün akşama kadar 'yasak site' derdim yoktu. Ama justin.tv'yide engellemişler. O'na girmeye çalışırken yüklediğim anti-ban program'ı bir işe yaramadığı gibi diğer sitelerede giremez oldum:D Örneğin youtube, myp2p vb...
Dün akşama kadar 'yasak site' derdim yoktu. Ama justin.tv'yide engellemişler. O'na girmeye çalışırken yüklediğim anti-ban program'ı bir işe yaramadığı gibi diğer sitelerede giremez oldum:D Örneğin youtube, myp2p vb...
-
- Posts: 785
- Joined: Thu Jun 14, 2007 10:47 pm
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Barselona, Endulus, Istanbul
Ve donus yolundaki son durak Barselona. Bu sehire ucuncu gelisim, her gordugumde ve gezdigimde daha cok begeniyorum. Barselona ya gideceklere onerecegim bir alternatif konaklama bicimi var. http://www.apartmentsapart.com Bu firma ya kendi sahibi oldugu daireleri yada emlakci huviyetinde ev sahiplerinin dairelerini kisa ve uzun donem icin kiraliyor. Avrupa nin bir cok sehrini kapsayan bir uygulamasi var, diger sehirleri bilmiyorum ama Barselona icin oneririm. Ben gittigimde Passeig De Gracia ve Gaudi nin eserlerine cok yakin Mallorca caddesi uzerindeki evde kaliyorum. Bu binada her katta cift daire var. Her biri 100m2 uzerinde. Dairelerden tek numarali olanlari tercih ederseniz hem Mallorca caddesine bakan bir fransiz balkona ve dolayisiyla guzel bir manzaraya, hem de iyi dizayn edilmis bir ev planina sahipsiniz. Bu binadaki cift numarali evler apartmanin arka tarafindaki bir alana bakiyor ve ev planlari o kadar iyi degil.
Barselona ile ilgili Kerem Tezic San Franscisco icin ne dusunuyorsa ben de Barselona icin ayni seyleri dusunuyorum. Muhtesem bir opera binasi ve UNESCO tarafindan World Heritage kapsamina alinan olaganustu cok amacli muzik holu, Palau de la Musica Catalana. Gittigim gun buraya kostum birakin konseri bu abideyi gezmek icin satilan gunluk tur biletleri dahi onceden tukenmisti. Sehirde muhtesem bir gastronomi ve mutfak kultur zenginligi var. Barselona dunya ile ic ice. Dunyanin hemen her yerine hergun ulasabileceginiz siklikta bir hava agi kurulmus. Gaudi nin esintisi sehir ile iyice butunlesmis. Muzelerini tek satir alt alta yazarsaniz bir A4 kagidini hemen bitirirsiniz. Deniz ve plajlari boylesine islek ve dolu dolu yasayan bir sehir icin temiz. Sehirin cok buyuk bir bolumu, limanlariyla, sokaklarin arasinda dagilan denizden gelen esinti ve meltemle, otellerin uzerindeki barlarin denize bakan cepheleriyle, lokantariyla, ve ozellikle insanlarin hayata bakislari ve yasam tarzlariyla Akdeniz ile devamli kucaklasiyor, ic ice. Barselona ve cevresinde spor ve kulturel icerikte yapabilecekleriniz hemen hemen neredeyse sinirsiz. Hemen her milletten her sektorden bilinen bircok firmanin Barselona da kalabalik ofisleri mevcut. Genis ve bilgili bir entellektuel barindiryor. Merkezinde 2 milyon, banliyosu ile 4 milyon tas catlasin 4.5 milyon nufus. Bu nufus icin yapilmis genis yollar, bisiklet yollari, yaya kaldirimlari, ve parklar. Passeig De Gracia in genisligi neredeyse 80 mt. Demir isciligi ve evlerin cumle kapilarindaki agac ve demirin uyumu gorulmege deger. En onemlisi huzurlu ve iddiali olmayan genis bir insan kitlesini barindiriyor. Guney Amerika daki bir cok ulkede oldugu gibi sakacilar ve sakayi kaldiriyorlar. Sinirli degiller. Gozlemledigim insanlarin cok buyuk bir bolumu kendi ile barisik, kompleskleri yok. Ozellikle orta yasli ciftlere bayildim. Hanimlarin ustu tertemiz, yakalarinda bir bros, ustlerinde bir tayyor. Yada sade, alimli, etiketiz, markasiz bir giysi. Beyler ceket ve pantolon sade, temiz bir takim giymisler. Bir yerde kahve icmege, yurumege, dolasmaga cikmislar. Yuzlerinde hos ve devamli giyilen samimi bir tebessum ve nese. Oyle her tarafindan markali giysiler salinan, omuzunda Gucci canta yuzunde sahte bir gulumseme ile bilmis bilmis yada simarikca yuruyen bir tek kisi gormedim!
Barselona gezinin son duragiydi. Gerek gezi oncesi, gerek gezi suresi ve ertesinde aldigim Endulus ile ilgili turistik icerikli olsun tarih ve dini icerikli olsun kitaplari karistiriyorum. Dort tane kelimeye ozellikle hemen her kitapta rastladim.
Strong Military/Army, Rule of Law, Justice, Tolerance.
Ozellikle son ucu Kordoba Kralligi, Nasri Hanedanligi, ve Hiristiyan periyodunun zirve yaptigi donemlerde anahtar rol oynamis. Granada sehirinin mozagiyi, dokusu ve ozellikle Alhambra Bati medeniyetinde kalan Islamin son demleri, esintileri.
Bircok kitapda aradim, simdi yavas yavas bulmaga basliyorum. 1453 Istanbul un Fethi Hiristiyan alemi icin kitaplarda ifade edilen deyimler ile “a grave blow”, “trauma” iceriginde yasanmis. Kapsami ise “the Whole of Christendom” seklinde tanimlaniyor. Yazilarin devam eden kisimlarinda “ the conquest of Alhambra, Granada” deyisi 1453 Istanbul Fethi sonrasinda “as being a counterblow to settle the score“ ile ozdeslesmis. Doguda genisleyen ve buyuyen Osmanli nin Istanbul u fethi, bu topraklardaki Musluman ve Yahudi nufusu derinden etkilemis. Bununla birlikte hem Yahudilerin hem Muslumanlarin bu topraklardan surulmelerinin etkileri sadece surgune gonderilenlerde degil, cogul dokuyu ve beraberinde toleransi kaybeden topraklarda da gorulmus. Yahudiler ile ozlesmis bircok el isi ve sanat yok olmus, Seville de Muslumanlarin yaptigi bir dizi tarim ve ekonomik faaliyetinin durmasi sonucu ciddi problemler yasanmis. En dikkatimi ceken konu ise, Hiristiyan Krallar Muslumanlarin biraktiklari zengin medeniyet ve muhtesem yapilara olan hayranliklarini gizlememisler. 5. Carlos dahil bir dizi Kralin yapilanlar ile ilgili cok ciddi elestirler getirdigini okuyorum. Gunumuzde dahi Costa del Sol bolgesine, insaat sektorune, buyuk miktarda para akiyor. Yapilan hemen her buyuk yeni yapida ve konut projesinde gecmisin izlerini yasatma cabasi cok acik secik goruluyor. Marbella da, Puerto Banus da, Estepona da yapilan luks evlerin ve konut projelerinin hemen hepsinde bir Arap tarzi yada susu hakim.
Marbella, Puerto Banus ve Estepona dan soz acilmisken bir ekleme yapayim. Son derece sik, cekici, alimli ve varlikli olduklari belli bir grup ile ic icesiniz. Bu Monaco, Nice ve Cannes tipi yerler ile biraz tezat olusturuyor. Cote de Azur de gelir duzeyi farkli siniflar arasinda ayirim ve gruplasma soz konusu. Bunu Marbella da olsun Puerto Banus da olsun pek hissetmiyorsunuz. O zenginligi icine sindirmis, goze batmayan, dusuk profil bir hayat tarzini takip eder turden cok insan var. Hemen yaninizda Maseratti sinden inip, yatina binen kisi, donuste goz goze geldiginizde selam verip, yan masaniza oturup iki uc kelime ediyor. Haftalik ve aylik cikan popular magazin dergileri var, baktiginizda Kuzey Afrikali olsun, Ispanyol olsun, Kuzey Amerikali olsun davetlerde, banketlerde, ve kutlamalarda ic ice. Dahi samimi ve gercek bir ortam var. Monaco yada Nice gibi cok suni degil. Kiyi seridinde bir iki beach club acikti. Estepona tarafindaki puro beach e gittim. Yuksek gelir grubuna hitap eden bir alisveris yeri dusunun, icinde bir iki iyi gourmet lokanta ve luks bir beach club. Giriste odediginiz fix para karsilgi bir genis sezlong, bir meyve tabagi ve sampanya ikram ediyorlar. Populerite bazli degil insan odakli bir servis anlayislari var, bu hosunuza gidiyor. Suklum puklum, pejmurde giderseniz kapiyi gosterirler, ama onun disinda son derece olgun ve kompleksiz insanlar. Iddiali degiller ve kendileri ile hakikaten barisiklar. Ispanyollari ben bayagi sevdim. .
Gezi suresince aklima devamli gelen konu ise Istanbul ve Istanbul un guzelligi, ozelligi oldu. Seville de Kathedral de aziz ve azizeleri gezdiren gorevliler buyuk bir sevk ile hem Ispanyol tarihi hem Hiristiyan alemi icin onemli dini sahsiyetleri bir bir anlatiyorlardi. Gayri ihtiyari hatirladim. Gectigimiz Ramazan ayinda Meksika dan uc kiz arkadasim denizyoluyla Istanbul a gelmisti. Ramazan oldugunu ve benim oruc tuttugumu bildikleri icin dini icerikli yerleri de gezmek istediler. Ortakoy deydik. Aksam olmasina ragmen Ramazan boyunca Yahya Efendi Dergahinin acik oldugunu biliyordum, cok kisada olsa ugradik. Bayildilar, hala email atiyor tesekkur ediyorlar. Seville de Kathedral icine sigdirilmis o aziz ve azizelerin mekanlarini gezerken ister istemez Istanbul da yaptigim o kisa gezi/ziyaret geldi.
Size Istanbul icinde bir tur onerecegim: Ayasofya yi gecip, Zeyrek Camisi/Pantokrator kilisesi onunden Fatih camisi ve turbesine girin, oradan cikip Edirnekapi uzerinden Eyup e, Eyup Sultan a. Yola Halic kiyisindan devam edin, Patrikhane onunden Galata Koprusunu gecip Karakoy deki Yeralti Camisindeki Sahabeler. Devam edin kiyidan, gecin Dolmabahce yi, devaminda Osmanli Hanedanligi icin onem arz eden Ciragan Sarayi karsisindaki Yahya Efendi Dergahi. Cikin Barbaros bulvarindan gecin kopruyu Uskudar a, orada da Hudayi Dergahi. Inin asagi Uskudar a ve Salacak a, alin eski Istanbul u sol omzunuza devam edin, kiyidan Beylerbeyi ve Kuleli yi gecip diger kopruden Avrupa ya oradan hemen bogaza kivrilip Emirgan daki Sabanci muzesine. Osmanli doneminde rule of law, justice ve tolerans in belgelendigi ferman ve beratlara. Dunyanin kac sehrinde boyle bir guzergah vardir? Evet bu guzergah dini iceriklidir, bir kisim yerler sadece Osmanli ve Turkler icin makbuldur bir kismi Islam alemi icin. Anafikir su ki: Yasamin her yonunu doyasiya yasamak isteyeneler icin muhtesem, yegane , biricik, ozel bir sehir Istanbul. Her kesimden her inanctan her hayat felsefesinden insan bu sehirde en az yukaridaki kadar icerigi zengin bir parkur yazabilir, yasayabilir. Demiyorum her konuda dunyada essizdir, ama hakkini yemeyelim. Trafigini ve hayat sartlarini yermemize ragmen muhtesem bir sehir ve kultur hazinesi icinde yasiyoruz. Her yeni gordugum sehir bana Istanbul u daha cok sevdiriyor.
Endulus, hakkinda aldigim kitaplari okuyup, tarihini ve dokusunu daha iyi ogrenip, bir daha ziyaret etmekten haz duyacagim bir bolge. Umit edelim ve dileyelim forumdan kalabalik bir grup ile once GS mizin bir macini izlemege Ispanya ya uzanmak, oradan da Kerem Tezic ile beraber Endulus u gorme firsati hepimize dogsun.
Selam ve sevgiler
Murat Biricik
Barselona ile ilgili Kerem Tezic San Franscisco icin ne dusunuyorsa ben de Barselona icin ayni seyleri dusunuyorum. Muhtesem bir opera binasi ve UNESCO tarafindan World Heritage kapsamina alinan olaganustu cok amacli muzik holu, Palau de la Musica Catalana. Gittigim gun buraya kostum birakin konseri bu abideyi gezmek icin satilan gunluk tur biletleri dahi onceden tukenmisti. Sehirde muhtesem bir gastronomi ve mutfak kultur zenginligi var. Barselona dunya ile ic ice. Dunyanin hemen her yerine hergun ulasabileceginiz siklikta bir hava agi kurulmus. Gaudi nin esintisi sehir ile iyice butunlesmis. Muzelerini tek satir alt alta yazarsaniz bir A4 kagidini hemen bitirirsiniz. Deniz ve plajlari boylesine islek ve dolu dolu yasayan bir sehir icin temiz. Sehirin cok buyuk bir bolumu, limanlariyla, sokaklarin arasinda dagilan denizden gelen esinti ve meltemle, otellerin uzerindeki barlarin denize bakan cepheleriyle, lokantariyla, ve ozellikle insanlarin hayata bakislari ve yasam tarzlariyla Akdeniz ile devamli kucaklasiyor, ic ice. Barselona ve cevresinde spor ve kulturel icerikte yapabilecekleriniz hemen hemen neredeyse sinirsiz. Hemen her milletten her sektorden bilinen bircok firmanin Barselona da kalabalik ofisleri mevcut. Genis ve bilgili bir entellektuel barindiryor. Merkezinde 2 milyon, banliyosu ile 4 milyon tas catlasin 4.5 milyon nufus. Bu nufus icin yapilmis genis yollar, bisiklet yollari, yaya kaldirimlari, ve parklar. Passeig De Gracia in genisligi neredeyse 80 mt. Demir isciligi ve evlerin cumle kapilarindaki agac ve demirin uyumu gorulmege deger. En onemlisi huzurlu ve iddiali olmayan genis bir insan kitlesini barindiriyor. Guney Amerika daki bir cok ulkede oldugu gibi sakacilar ve sakayi kaldiriyorlar. Sinirli degiller. Gozlemledigim insanlarin cok buyuk bir bolumu kendi ile barisik, kompleskleri yok. Ozellikle orta yasli ciftlere bayildim. Hanimlarin ustu tertemiz, yakalarinda bir bros, ustlerinde bir tayyor. Yada sade, alimli, etiketiz, markasiz bir giysi. Beyler ceket ve pantolon sade, temiz bir takim giymisler. Bir yerde kahve icmege, yurumege, dolasmaga cikmislar. Yuzlerinde hos ve devamli giyilen samimi bir tebessum ve nese. Oyle her tarafindan markali giysiler salinan, omuzunda Gucci canta yuzunde sahte bir gulumseme ile bilmis bilmis yada simarikca yuruyen bir tek kisi gormedim!
Barselona gezinin son duragiydi. Gerek gezi oncesi, gerek gezi suresi ve ertesinde aldigim Endulus ile ilgili turistik icerikli olsun tarih ve dini icerikli olsun kitaplari karistiriyorum. Dort tane kelimeye ozellikle hemen her kitapta rastladim.
Strong Military/Army, Rule of Law, Justice, Tolerance.
Ozellikle son ucu Kordoba Kralligi, Nasri Hanedanligi, ve Hiristiyan periyodunun zirve yaptigi donemlerde anahtar rol oynamis. Granada sehirinin mozagiyi, dokusu ve ozellikle Alhambra Bati medeniyetinde kalan Islamin son demleri, esintileri.
Bircok kitapda aradim, simdi yavas yavas bulmaga basliyorum. 1453 Istanbul un Fethi Hiristiyan alemi icin kitaplarda ifade edilen deyimler ile “a grave blow”, “trauma” iceriginde yasanmis. Kapsami ise “the Whole of Christendom” seklinde tanimlaniyor. Yazilarin devam eden kisimlarinda “ the conquest of Alhambra, Granada” deyisi 1453 Istanbul Fethi sonrasinda “as being a counterblow to settle the score“ ile ozdeslesmis. Doguda genisleyen ve buyuyen Osmanli nin Istanbul u fethi, bu topraklardaki Musluman ve Yahudi nufusu derinden etkilemis. Bununla birlikte hem Yahudilerin hem Muslumanlarin bu topraklardan surulmelerinin etkileri sadece surgune gonderilenlerde degil, cogul dokuyu ve beraberinde toleransi kaybeden topraklarda da gorulmus. Yahudiler ile ozlesmis bircok el isi ve sanat yok olmus, Seville de Muslumanlarin yaptigi bir dizi tarim ve ekonomik faaliyetinin durmasi sonucu ciddi problemler yasanmis. En dikkatimi ceken konu ise, Hiristiyan Krallar Muslumanlarin biraktiklari zengin medeniyet ve muhtesem yapilara olan hayranliklarini gizlememisler. 5. Carlos dahil bir dizi Kralin yapilanlar ile ilgili cok ciddi elestirler getirdigini okuyorum. Gunumuzde dahi Costa del Sol bolgesine, insaat sektorune, buyuk miktarda para akiyor. Yapilan hemen her buyuk yeni yapida ve konut projesinde gecmisin izlerini yasatma cabasi cok acik secik goruluyor. Marbella da, Puerto Banus da, Estepona da yapilan luks evlerin ve konut projelerinin hemen hepsinde bir Arap tarzi yada susu hakim.
Marbella, Puerto Banus ve Estepona dan soz acilmisken bir ekleme yapayim. Son derece sik, cekici, alimli ve varlikli olduklari belli bir grup ile ic icesiniz. Bu Monaco, Nice ve Cannes tipi yerler ile biraz tezat olusturuyor. Cote de Azur de gelir duzeyi farkli siniflar arasinda ayirim ve gruplasma soz konusu. Bunu Marbella da olsun Puerto Banus da olsun pek hissetmiyorsunuz. O zenginligi icine sindirmis, goze batmayan, dusuk profil bir hayat tarzini takip eder turden cok insan var. Hemen yaninizda Maseratti sinden inip, yatina binen kisi, donuste goz goze geldiginizde selam verip, yan masaniza oturup iki uc kelime ediyor. Haftalik ve aylik cikan popular magazin dergileri var, baktiginizda Kuzey Afrikali olsun, Ispanyol olsun, Kuzey Amerikali olsun davetlerde, banketlerde, ve kutlamalarda ic ice. Dahi samimi ve gercek bir ortam var. Monaco yada Nice gibi cok suni degil. Kiyi seridinde bir iki beach club acikti. Estepona tarafindaki puro beach e gittim. Yuksek gelir grubuna hitap eden bir alisveris yeri dusunun, icinde bir iki iyi gourmet lokanta ve luks bir beach club. Giriste odediginiz fix para karsilgi bir genis sezlong, bir meyve tabagi ve sampanya ikram ediyorlar. Populerite bazli degil insan odakli bir servis anlayislari var, bu hosunuza gidiyor. Suklum puklum, pejmurde giderseniz kapiyi gosterirler, ama onun disinda son derece olgun ve kompleksiz insanlar. Iddiali degiller ve kendileri ile hakikaten barisiklar. Ispanyollari ben bayagi sevdim. .
Gezi suresince aklima devamli gelen konu ise Istanbul ve Istanbul un guzelligi, ozelligi oldu. Seville de Kathedral de aziz ve azizeleri gezdiren gorevliler buyuk bir sevk ile hem Ispanyol tarihi hem Hiristiyan alemi icin onemli dini sahsiyetleri bir bir anlatiyorlardi. Gayri ihtiyari hatirladim. Gectigimiz Ramazan ayinda Meksika dan uc kiz arkadasim denizyoluyla Istanbul a gelmisti. Ramazan oldugunu ve benim oruc tuttugumu bildikleri icin dini icerikli yerleri de gezmek istediler. Ortakoy deydik. Aksam olmasina ragmen Ramazan boyunca Yahya Efendi Dergahinin acik oldugunu biliyordum, cok kisada olsa ugradik. Bayildilar, hala email atiyor tesekkur ediyorlar. Seville de Kathedral icine sigdirilmis o aziz ve azizelerin mekanlarini gezerken ister istemez Istanbul da yaptigim o kisa gezi/ziyaret geldi.
Size Istanbul icinde bir tur onerecegim: Ayasofya yi gecip, Zeyrek Camisi/Pantokrator kilisesi onunden Fatih camisi ve turbesine girin, oradan cikip Edirnekapi uzerinden Eyup e, Eyup Sultan a. Yola Halic kiyisindan devam edin, Patrikhane onunden Galata Koprusunu gecip Karakoy deki Yeralti Camisindeki Sahabeler. Devam edin kiyidan, gecin Dolmabahce yi, devaminda Osmanli Hanedanligi icin onem arz eden Ciragan Sarayi karsisindaki Yahya Efendi Dergahi. Cikin Barbaros bulvarindan gecin kopruyu Uskudar a, orada da Hudayi Dergahi. Inin asagi Uskudar a ve Salacak a, alin eski Istanbul u sol omzunuza devam edin, kiyidan Beylerbeyi ve Kuleli yi gecip diger kopruden Avrupa ya oradan hemen bogaza kivrilip Emirgan daki Sabanci muzesine. Osmanli doneminde rule of law, justice ve tolerans in belgelendigi ferman ve beratlara. Dunyanin kac sehrinde boyle bir guzergah vardir? Evet bu guzergah dini iceriklidir, bir kisim yerler sadece Osmanli ve Turkler icin makbuldur bir kismi Islam alemi icin. Anafikir su ki: Yasamin her yonunu doyasiya yasamak isteyeneler icin muhtesem, yegane , biricik, ozel bir sehir Istanbul. Her kesimden her inanctan her hayat felsefesinden insan bu sehirde en az yukaridaki kadar icerigi zengin bir parkur yazabilir, yasayabilir. Demiyorum her konuda dunyada essizdir, ama hakkini yemeyelim. Trafigini ve hayat sartlarini yermemize ragmen muhtesem bir sehir ve kultur hazinesi icinde yasiyoruz. Her yeni gordugum sehir bana Istanbul u daha cok sevdiriyor.
Endulus, hakkinda aldigim kitaplari okuyup, tarihini ve dokusunu daha iyi ogrenip, bir daha ziyaret etmekten haz duyacagim bir bolge. Umit edelim ve dileyelim forumdan kalabalik bir grup ile once GS mizin bir macini izlemege Ispanya ya uzanmak, oradan da Kerem Tezic ile beraber Endulus u gorme firsati hepimize dogsun.
Selam ve sevgiler
Murat Biricik
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Murat ellerine saglik özellikle Tarifa ve Cadiz'i cok merak ediyordum ve yazini okuyunca gitme istegim yeniden alevlendi. Emek verip bu kadar guzel yazdigin icin kendi adima tesekkur ederim herkesin de okumasini tavsiye ederim.
*Cengiz abiyi kiskandirmak gibi olmasin ama önumuzdeki sene seyahat hedeflerim Cadiz ve Murat'in bahsettigi yol seridi, Napoli ve Marsilya, Chicago ve Austin (bu son ikisi Blues icin özellikle). Yumurta topugun yardimciligna getirilsem Yeni Zellanda'dan girip Kanada'dan cikardim TFF'e hamdolsun mutthis futbolcular kesfettim diye kart atardim.
*Cengiz abiyi kiskandirmak gibi olmasin ama önumuzdeki sene seyahat hedeflerim Cadiz ve Murat'in bahsettigi yol seridi, Napoli ve Marsilya, Chicago ve Austin (bu son ikisi Blues icin özellikle). Yumurta topugun yardimciligna getirilsem Yeni Zellanda'dan girip Kanada'dan cikardim TFF'e hamdolsun mutthis futbolcular kesfettim diye kart atardim.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Staff Member
- Posts: 1271
- Joined: Thu Nov 07, 2002 4:25 pm
- Location: Washington, DC USA
-
- Posts: 1946
- Joined: Sun Oct 27, 2002 12:52 pm
- Location: Washington D.C.
Fener'e gecmis olsun deyip bir derdimi paylasayim dedim.
Oglumun takimi kume dusuyor. Daha kotusu takimin idarecisi benim. Cok zor is ve cok vakit aliyor. Gerci pek elimden gelen bir sey yok. Klup profesyonel hocayi atiyor o da her seyi eline yuzune bulastirinca 3. kumeden 4e yollaniyoruz. Kurtulabilmemiz icin elimize cok firsat gecti, cesitli nedenlerden dolayi elimizin tersiyle ittik.
Hatira olarak takimin son resimlerinden birini koyayim. Bahar ligine takimin yarisi degisebilir.
http://members.cox.net/mehmet.marsan/Wh ... mpions.JPG
Oglumun takimi kume dusuyor. Daha kotusu takimin idarecisi benim. Cok zor is ve cok vakit aliyor. Gerci pek elimden gelen bir sey yok. Klup profesyonel hocayi atiyor o da her seyi eline yuzune bulastirinca 3. kumeden 4e yollaniyoruz. Kurtulabilmemiz icin elimize cok firsat gecti, cesitli nedenlerden dolayi elimizin tersiyle ittik.
Hatira olarak takimin son resimlerinden birini koyayim. Bahar ligine takimin yarisi degisebilir.
http://members.cox.net/mehmet.marsan/Wh ... mpions.JPG
-
- Posts: 1923
- Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm
Murat Biricik'in harika yazisini okudum. Televizyonda ve gazetedeki aptal gezi yazilarina kiyasla harika bir yazi. Demekki yazilabiliyormus.
Benimde eklemek istedigim bir kac nokta var.
Barselona:
*Barselonalilari ispanyol olarak nitelemek yanlis cunku onlar katalan. Hakikaten farklilar. Madritte biraz takilin , farki anlarsiniz. kati, karamsar, muhafazakar ispanyola karsilik entellektuel, large, iyimser katalanlar. Katalan dili Fransizcaya daha yakindir.
* Gaudinin hala insaa edilmekte olan kilisesine cok beklentiyle gitmeyin, cokta vakit ayirmayin. Yapacak daha iyi seyler var. Gaudi bir Mimar Sinan degil, daha ziyade Michalengelo falan gibi. Susluyor, tamamliyor, fakat sekillendirmiyor. Bu da sahsi kanaatimdir.
*Barselonanin en onemli ozelligi cok fazla guney Amerikali olmasi.
Brezilyali, arjantinli, silili, vs... Guney Amerika entellektuelleri ve profesyonelleri icin bir nihai hedef. Biz Turkler veya avrupadakiler icin bu anlamda Guney Amerika kulturune ulasilabilecek en yakin nokta. Bu arada sahane taze guney amerika kahveleri var.
*Gurur kaynagi Barcelona klubu tabiiki. Stadin oldugu klup kompleksini gezmekte yarar var.
* Yat limani harika.
*Kolay bir sehir. Izgara planina uygun insaa edilmis. Yuruyerek gezilir . Sehir icin 2 milyon bana biraz fazla geldi. Daha kucukmus gibi geliyor insanin gozune belki dinginliginden oturu.
Istanbul:
Murat Biricikin yazdigi guzergah yurume icin biraz zorlar insani. Belirtmemis ama araba ile yapilacak bir guzergah. Ben dini motiflerin yanisira , yasamsal alanlarida severim.
* Misir carsisi hem dahil edilmeli , hemde ozel onem verilmeli. Hatta Sirkeci garindan yuruyup , Haci Bekirden cifte kavrulmus lokum alip, Misir Carsini yanlarindaki botanik, evcil hayvan, ve meyve sebze bolumleri gezilip (Zeytinin, peynirin vs en kalitelisi satilir) Mehmet Efendiden 100 gr kahve alinmadiktan sonra ben neyleyim oyle guzergahi.
orada unutulmamasi gereken ve az bilinen biryerde Rustem Pasa Camii. Turkiyedeki Camiilerin cogunu gezmis olan bir eski rehber olarak Turkiyenin acik ara en guzel camii diyebilirim. Alti dukkanlar , ustu ise avlulu Camii olan Rustem Pasa Camii 16-17. yuzyil Iznik cini sanatinin en guzel orneklerini sergiler. Esas Blue Mosque. Sultanahmet gibi hengamede degil, fiili ibadet edilen, insana cok huzur veren bir yer. Ne kadar kafaniz yogun ve stresliyseniz, bir yarim saat oturun icerde. Disarinin kesmekesinden ve sicagindan sonra sahane gelir, kafanizi acayip bosaltirsiniz. Yeni camiide guvercinleri besledikten sonra , dogru Galata koprusunun altina aldiginiz lokumla bir Turk kahvesi, vapurlara bakarak. (Ufukla MGC'ye sorun).
* Eyup camiinden sonra Pierre Lotiye teleferikle cikmamak yaziktir. Cikiniz, bu fransiz denizcinin Aziyade ask nagmeleri doktugu yerde Halici seyrediniz.
* Sultanahmete gidipte Ayasofya gezmeyen fenerli olsun. Oyle agir konustum yani. Profesyonel bir rehber icin Ayasofya ogrenme turu minimum bir tam gundur. Ilk once yunan, sonra Roma tapinagi, yikmislar,
8. harika Artemis tapinaginin kolonlarindan 6. yuzyilda o muhtesem Ortodoks kilisesi yapilmis, 1453 Fatih S. Mehmet camii yapmis , en sonunda Ataturk muze. Her kosesinde, tasinda bir hikaye vardir dolu dolu. Boyle yogun ve cok kulturlu bir eser yok. Oradan Soguk Cesme sokagindan gecip, yeralti Sarayini gecin ve gercek Sultanahmet koftecisinde karninizi doyurup bana tesekkur edin.
* Ve tabiiki ki Sampiyon kokorecli, Incili profiterollu, atlas pasajli, Saint Antoine'li bir Beyoglu turunu Galatasaray Lisesi ve girisindeki Galatasaray Muzesiyle taclandirin. 25 sene evvel bos vakitlerinde gonullu olarak orada calismis, ilk muzenin toparlanma calismalarina katilmis bir o zamanlar Sultani ogrencisi nacizane kardesinizide/Agabeyinizide hayirla anarsaniz memnun olurum.
Benimde eklemek istedigim bir kac nokta var.
Barselona:
*Barselonalilari ispanyol olarak nitelemek yanlis cunku onlar katalan. Hakikaten farklilar. Madritte biraz takilin , farki anlarsiniz. kati, karamsar, muhafazakar ispanyola karsilik entellektuel, large, iyimser katalanlar. Katalan dili Fransizcaya daha yakindir.
* Gaudinin hala insaa edilmekte olan kilisesine cok beklentiyle gitmeyin, cokta vakit ayirmayin. Yapacak daha iyi seyler var. Gaudi bir Mimar Sinan degil, daha ziyade Michalengelo falan gibi. Susluyor, tamamliyor, fakat sekillendirmiyor. Bu da sahsi kanaatimdir.
*Barselonanin en onemli ozelligi cok fazla guney Amerikali olmasi.
Brezilyali, arjantinli, silili, vs... Guney Amerika entellektuelleri ve profesyonelleri icin bir nihai hedef. Biz Turkler veya avrupadakiler icin bu anlamda Guney Amerika kulturune ulasilabilecek en yakin nokta. Bu arada sahane taze guney amerika kahveleri var.
*Gurur kaynagi Barcelona klubu tabiiki. Stadin oldugu klup kompleksini gezmekte yarar var.
* Yat limani harika.
*Kolay bir sehir. Izgara planina uygun insaa edilmis. Yuruyerek gezilir . Sehir icin 2 milyon bana biraz fazla geldi. Daha kucukmus gibi geliyor insanin gozune belki dinginliginden oturu.
Istanbul:
Murat Biricikin yazdigi guzergah yurume icin biraz zorlar insani. Belirtmemis ama araba ile yapilacak bir guzergah. Ben dini motiflerin yanisira , yasamsal alanlarida severim.
* Misir carsisi hem dahil edilmeli , hemde ozel onem verilmeli. Hatta Sirkeci garindan yuruyup , Haci Bekirden cifte kavrulmus lokum alip, Misir Carsini yanlarindaki botanik, evcil hayvan, ve meyve sebze bolumleri gezilip (Zeytinin, peynirin vs en kalitelisi satilir) Mehmet Efendiden 100 gr kahve alinmadiktan sonra ben neyleyim oyle guzergahi.
orada unutulmamasi gereken ve az bilinen biryerde Rustem Pasa Camii. Turkiyedeki Camiilerin cogunu gezmis olan bir eski rehber olarak Turkiyenin acik ara en guzel camii diyebilirim. Alti dukkanlar , ustu ise avlulu Camii olan Rustem Pasa Camii 16-17. yuzyil Iznik cini sanatinin en guzel orneklerini sergiler. Esas Blue Mosque. Sultanahmet gibi hengamede degil, fiili ibadet edilen, insana cok huzur veren bir yer. Ne kadar kafaniz yogun ve stresliyseniz, bir yarim saat oturun icerde. Disarinin kesmekesinden ve sicagindan sonra sahane gelir, kafanizi acayip bosaltirsiniz. Yeni camiide guvercinleri besledikten sonra , dogru Galata koprusunun altina aldiginiz lokumla bir Turk kahvesi, vapurlara bakarak. (Ufukla MGC'ye sorun).
* Eyup camiinden sonra Pierre Lotiye teleferikle cikmamak yaziktir. Cikiniz, bu fransiz denizcinin Aziyade ask nagmeleri doktugu yerde Halici seyrediniz.
* Sultanahmete gidipte Ayasofya gezmeyen fenerli olsun. Oyle agir konustum yani. Profesyonel bir rehber icin Ayasofya ogrenme turu minimum bir tam gundur. Ilk once yunan, sonra Roma tapinagi, yikmislar,
8. harika Artemis tapinaginin kolonlarindan 6. yuzyilda o muhtesem Ortodoks kilisesi yapilmis, 1453 Fatih S. Mehmet camii yapmis , en sonunda Ataturk muze. Her kosesinde, tasinda bir hikaye vardir dolu dolu. Boyle yogun ve cok kulturlu bir eser yok. Oradan Soguk Cesme sokagindan gecip, yeralti Sarayini gecin ve gercek Sultanahmet koftecisinde karninizi doyurup bana tesekkur edin.
* Ve tabiiki ki Sampiyon kokorecli, Incili profiterollu, atlas pasajli, Saint Antoine'li bir Beyoglu turunu Galatasaray Lisesi ve girisindeki Galatasaray Muzesiyle taclandirin. 25 sene evvel bos vakitlerinde gonullu olarak orada calismis, ilk muzenin toparlanma calismalarina katilmis bir o zamanlar Sultani ogrencisi nacizane kardesinizide/Agabeyinizide hayirla anarsaniz memnun olurum.
NO ADNANS, NO CRY !!
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Haftasonu yagmur altinda bir Avrasya maratonu kosuldu.Ben yoldaydim pek seyredemedim televizyonda haberleri yayinlandi.
Komik kismi su; UCHE'nin belalisi OKAN yine ortaya cikmis hemde nerde
Rambo maratonu karıştırdı
28 Ekim 2008
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/10226639.asp
Fenerbahçeli amigo Rambo Okan, bu kez Avrasya Maratonu'nda ortalığı karıştırdı. Finişe kestirmeden geldiği tespit edilen Okan Güler'in yaş kategorisinde kazandığı birincilik iptal edildi. Organizatörler şimdi kupayı geri almak için Güler'i arıyor.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre: "Fenerbahçe'nin 'Rambo' lakaplı amigosu Okan Güler, 'vukuatlarına' Avrasya Maratonu'nu da ekledi.
Geçmişte adı türlü ilginç olaylara karışan Rambo, bu kez maratonda ortalığı karıştırdı. Önceki gün koşulan Avrasya Maratonu'na katılan Güler, 2 saat 48 dakida 39 saniyede finişe vardı. Bu 'muhteşem' derecesiyle 40-44 yaş kategorisinde rakiplerinin 10 dakikadan fazla önünde birincilik kürsüsüne çıkan Rambo Okan, yarış akşamı da kupasını aldı.
Ancak ertesi gün sporcuların ayaklarına bağlanan mikrociplerin kontrolü sırasında bir gariplik fark edildi. Güler, kayıtlara göre maratonun ikinci bölümündeki 21.1 kilometreyi yaklaşık 59 dakika gibi neredeyse dünya rekoruna yakın bir dereceyle koşmuştu. Üstelik, bu dereceyi aynı uzunluktaki ilk bölümü 1 saat 49 dakika 54 saniyede geçtikten sonra yapmıştı!
Adresi kıraathane!
Maraton'un Rambo'su olmayı hak edecek dereceden daha ilginç başka bir detay, Okan Güler'in foyasını ortaya çıkardı. Güler, parkurun 30.km'sindeki kontrol noktasından da geçmemişti. Yenikapı'dan sonra sahilyolunu takip ederek Bakırköy'deki dönüşe gitmesi gerekirken, "kestirme" yaptığı ve yolun karşısına geçerek finişe yöneldiği anlaşıldı.
Kupa sevinci bir gün süren Güler'in derecesi iptal edildi, bu kategoride 2.58.33 koşan Kemal Üney birinci ilan edildi. Şimdi yarış organizatörleri kupayı geri almak için Rambo Okan'ı arıyor. İşleri zor... Zira başvuru formunda Okan Güler'in mesleği 'amigo' adresi de 'Fikirtepe Trabzon Kıraathanesi' diye yazıyor."
Komik kismi su; UCHE'nin belalisi OKAN yine ortaya cikmis hemde nerde
Rambo maratonu karıştırdı
28 Ekim 2008
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/10226639.asp
Fenerbahçeli amigo Rambo Okan, bu kez Avrasya Maratonu'nda ortalığı karıştırdı. Finişe kestirmeden geldiği tespit edilen Okan Güler'in yaş kategorisinde kazandığı birincilik iptal edildi. Organizatörler şimdi kupayı geri almak için Güler'i arıyor.
Milliyet Gazetesi'nin haberine göre: "Fenerbahçe'nin 'Rambo' lakaplı amigosu Okan Güler, 'vukuatlarına' Avrasya Maratonu'nu da ekledi.
Geçmişte adı türlü ilginç olaylara karışan Rambo, bu kez maratonda ortalığı karıştırdı. Önceki gün koşulan Avrasya Maratonu'na katılan Güler, 2 saat 48 dakida 39 saniyede finişe vardı. Bu 'muhteşem' derecesiyle 40-44 yaş kategorisinde rakiplerinin 10 dakikadan fazla önünde birincilik kürsüsüne çıkan Rambo Okan, yarış akşamı da kupasını aldı.
Ancak ertesi gün sporcuların ayaklarına bağlanan mikrociplerin kontrolü sırasında bir gariplik fark edildi. Güler, kayıtlara göre maratonun ikinci bölümündeki 21.1 kilometreyi yaklaşık 59 dakika gibi neredeyse dünya rekoruna yakın bir dereceyle koşmuştu. Üstelik, bu dereceyi aynı uzunluktaki ilk bölümü 1 saat 49 dakika 54 saniyede geçtikten sonra yapmıştı!
Adresi kıraathane!
Maraton'un Rambo'su olmayı hak edecek dereceden daha ilginç başka bir detay, Okan Güler'in foyasını ortaya çıkardı. Güler, parkurun 30.km'sindeki kontrol noktasından da geçmemişti. Yenikapı'dan sonra sahilyolunu takip ederek Bakırköy'deki dönüşe gitmesi gerekirken, "kestirme" yaptığı ve yolun karşısına geçerek finişe yöneldiği anlaşıldı.
Kupa sevinci bir gün süren Güler'in derecesi iptal edildi, bu kategoride 2.58.33 koşan Kemal Üney birinci ilan edildi. Şimdi yarış organizatörleri kupayı geri almak için Rambo Okan'ı arıyor. İşleri zor... Zira başvuru formunda Okan Güler'in mesleği 'amigo' adresi de 'Fikirtepe Trabzon Kıraathanesi' diye yazıyor."
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC