Selamlar, 1990 girisliyimAli Gursel wrote:Bilgiler icin tesekkurler. Sanirim bu sene finalde Cin sampiyonu liseye kaybettiniz. Kac girislisiniz St. Joseph'e?Emir Argun wrote: 1982'de Belçika'da 2.lik kazanmışız. Maalesef o yıldan sonra Edirne'nin ötesinde bir başarı yok.
Ali
PEKIN 2008
Moderator: Staff
-
- Posts: 220
- Joined: Wed Oct 23, 2002 11:57 pm
- Location: Istanbul, Turkey
- Contact:
Bonum vinum laetificat cor hominis
-
- Posts: 220
- Joined: Wed Oct 23, 2002 11:57 pm
- Location: Istanbul, Turkey
- Contact:
Galatasaray-St Joseph-KAL hepsi cok iyiydi voleybolda.. Sonra bir takım Bosnalıları yaş küçülterek oynatan liseler çıktı rekabetin içine ettiler.. Ondan beri esamemiz okunmuyor!Mert Tokman wrote:Hatirladigim kadari ile bizim okulun da (Kadikoy Anadolu) St Joseph ile rekabeti vardi 80lerde - Yesilyurt takiminda oynayan 2-3 voleybolcumuz vardi - simdi isimleri aklima gelmiyor...Kerem Tezic wrote:Emir, sizin o takimi iyi hatirliyorum Ismail'li Ahmet'li Bora'li takim. Gerci bizden yasca buyuktuler o dunya 2.si olan takim ama onlara karsi klupler duzeyinde oynadim daha sonra zira bir kismi FB'e ve Otomarsan'a gecmisti. St Joseph-Sultani rekabeti ne rekabetti gercekten.
Bonum vinum laetificat cor hominis
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Hayir Mehmet Ahmet Tarkan olacakti galiba. Ahmet Ozcam cok daha eski benim hatirladigim, efsane Semih abilerin doneminden.Mehmet Marsan wrote:Kerem,Kerem Tezic wrote:Emir, sizin o takimi iyi hatirliyorum Ismail'li Ahmet'li Bora'li takim. Gerci bizden yasca buyuktuler o dunya 2.si olan takim ama onlara karsi klupler duzeyinde oynadim daha sonra zira bir kismi FB'e ve Otomarsan'a gecmisti. St Joseph-Sultani rekabeti ne rekabetti gercekten.
Bahsetigin Ahmet'in soy adi Ozcam mi?
*Bu arada (mekaninda oldugum icin soyluyorum) Stinson beach denen essiz guzellikte bir yer var. Bu yeri anlatmaya kelimeler yetmez. Denizi kopekbaligi saldirilari yuzunden yasaklamislardi. Tam gunesbatarken gordum ve gercekten diyecek kelime bulamiyorum. San Francisco icin hic tereddut etmeden dunyanin en guzel sehri diyebilirim. Hemen har yaniyla benim zevkime uyuyor enfes mimari, gizemli bir ortam ve Fillmore denen cazin en taninmis mekani, her tarafi denizlerle cevrili ve insan dokunusu burayi daha da guzel yapmis. Ustte bahsettigim plaj Golden Gate koprusunden araba ile yarim saat-40 dakika kuzeyde kaliyor ve pek cok resim cektim. Hayatimda boyle bir manzara gormedim. Burayi gormeyen cok buyuk hata eder.
Simdi baktim neden yasaklamislar denizi diye, gerci saldiri olmamis ama bundan evvel iki kez olmus bu hafta sonu ise sadece beyaz kopekbaligi gorulmus, bu sularda kayniyor deniliyor ve ustelik en son saldiri 2 metre derinlikte olmus adama 100 dikis atmislar http://www.sfgate.com/cgi-bin/article.c ... 12IBMP.DTL
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
Gereken dersleri aldık, haritamız hazır, inşallah Cenab-ı Hak'ın da izniyle 2012'de daha fazla madalya alıp halkımızı mutlu edeceğiz. Tanıtım için çok önemli bunlar. Yatırımlara şimdiden başladık, Şirin ve Bora'dan çok şey bekliyoruz:
http://www.yeniadana.net/web/HaberDetay.aspx?id=26803
http://www.yeniadana.net/web/HaberDetay.aspx?id=26803
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Ilahi Eray
Sirin hangisi diye soracaktim Allah'tan isim vermede pek bir basariliyiz isimler cuk oturmus.
"Çukurova Üniversitesi Spor Kulübü'nde 2 yıldır oynayan Çin uyruklu bayan masa tenisçi Shi He'nin Türk vatandaşlığına geçmesinin ardından ''Şirin He'', Adana Masa Tenisi İhtisas Kulübü'nde forma giyen Bo Wang'ın ise ''Bora Vang'' adını aldıkları bildirildi."
Sirin hangisi diye soracaktim Allah'tan isim vermede pek bir basariliyiz isimler cuk oturmus.
"Çukurova Üniversitesi Spor Kulübü'nde 2 yıldır oynayan Çin uyruklu bayan masa tenisçi Shi He'nin Türk vatandaşlığına geçmesinin ardından ''Şirin He'', Adana Masa Tenisi İhtisas Kulübü'nde forma giyen Bo Wang'ın ise ''Bora Vang'' adını aldıkları bildirildi."
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
Yalnız Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nden Ömer Taşkıran'ın (Kırmızı tişörtlü abi olacak, bıyıktan öyle anlaşılıyor) ne kadar ayrıntıları hesaplayan ve değerlerine saygılı birisi olduğu mumları pastanın kenarına diktirmesinden anlaşılıyor. Tabi resimden sonra pastayı 12 parçaya bölüp hapır hupur afiyetle yiyecek halleri yok, üstündeki mumları çıkarıp kantinin buzdolabına saklamışlardır muhakkakMehmet Gurdal Cetin wrote:Ilahi Eray
Sirin hangisi diye soracaktim Allah'tan isim vermede pek bir basariliyiz isimler cuk oturmus.
"Çukurova Üniversitesi Spor Kulübü'nde 2 yıldır oynayan Çin uyruklu bayan masa tenisçi Shi He'nin Türk vatandaşlığına geçmesinin ardından ''Şirin He'', Adana Masa Tenisi İhtisas Kulübü'nde forma giyen Bo Wang'ın ise ''Bora Vang'' adını aldıkları bildirildi."
Artık Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün ve hükümetin özerkleştirme devrimiyle birlikte böyle yöneticiler daha aktif görevlere getirilebilirse bugün Phelps'i, Bolt'u konuşanlar yarın elbet Elvan'ı, Şirin'i, Melek'i konuşur. Aynen devam, lig de başladı zaten...
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Pekin 2008 kapanisini bu guzel yazi ile bitirelim. Hurriyet te Yilmaz Ozdil 26 Agustos ta yazmis:
Bir olimpiyat böyle geçti...
Koparmadaki kaldırışlarıyla 148 kilo altını bulunan efsanevi halterci Necmettin'in rekoru kırıldı... Silkmede 1 milyon dolar kaldıran genç milli Şaban, silke silke anca 1 trilyon lira silkebilen Necmettin'i kur farkıyla geride bıraktı.
*
Normal şartlarda, Reşit Karabacak'ı andıran vücuduyla memleketimizi güreşte temsil etmesi beklenen Abdullah ise, Rixos tesislerindeki kamp döneminin ardından, stil değiştirdi ve senkronize yüzmede göğsümüzü kabarttı... Böylece, biri Kraliçe'nin, biri Kral'ın elinden olmak üzere, iki madalyası bulunan Abdullah, benden de 10 tam puan aldı.
*
Kule atlamada altın madalya, sporcuları filikaya doldurup, döndüre döndüre aşağı fırlatan armatöre gitti... Boru hattı havaya uçurulduğu için, doğalgazla çalışan Olimpiyat Meşalesi bir hafta erken söndü. Olimpiyatın sembol hayvanı kene, 7 sporcuyu ısırdı, 4'ü öldü. Rus boksörün cenazesinin koli içinde verilmesi üzerine, Moskova nota verdi. Madalya sevinciyle sağa sola ateş açan maganda, Avustralyalı eskrimciyi vurdu. Tribündeki arbede sırasında magandayla birlikte yanlışlıkla 3 Çinli voleybolcu gözaltına alındı. Polis, itiraz eden Alman yelkencilere biber gazı sıktı. Sarhoş seyirciler, havuza atladı, İtalyan bayan yüzücünün mayosu yırtıldı... İlaçlı gazozla uyutulan jimnastikçilerin 4'ü tecavüze uğradığı için, Romanya oyunlardan çekildi. Amerikan rüya takımı maça gittiğinde, Olimpiyat köyündeki evlerine gecekonducuların yerleştiği ortaya çıktı. Zabıtanın müdahalesi sırasında, kepçe operatörü Japon masa tenisçinin ayağını ezdi. Kübalı judocular soyuldu. Hollandalıların bisikletleri, Macarların gülleleri çalındı. Kürekçilere, Kadıköy-Eminönü vapuru çarptı. Brezilya bayrağı yerine Fenerbahçe bayrağı çekildi. Brezilya'dan özür dilendi, düzelteyim derken, bu sefer Fransa bayrağı çekildi... E-5'te kaybolan Somalili maratoncular, Küçükçekmece'de bir kamyonun kasasında bulundu. "Biz size yolu gösteririz" diyerek 500'er dolarlarını alan bir çetenin kurbanı oldukları anlaşıldı.
*
"Atıcılık" kategorisinde ise, Recep altın, Tayyip gümüş, Erdoğan bronz kazandı. İstiklal Marşı yerine, beraber yürüdük biz bu yollarda çalındı... "Muhteşem atıyorsunuz" diyen yalaka basın mensupları tarafından omuzlara alınan Recep, "Bu millet arkamızda olduğu sürece, biz daha çoook atarız, daha çoook madalya alırız" dedi.
Bir olimpiyat böyle geçti...
Koparmadaki kaldırışlarıyla 148 kilo altını bulunan efsanevi halterci Necmettin'in rekoru kırıldı... Silkmede 1 milyon dolar kaldıran genç milli Şaban, silke silke anca 1 trilyon lira silkebilen Necmettin'i kur farkıyla geride bıraktı.
*
Normal şartlarda, Reşit Karabacak'ı andıran vücuduyla memleketimizi güreşte temsil etmesi beklenen Abdullah ise, Rixos tesislerindeki kamp döneminin ardından, stil değiştirdi ve senkronize yüzmede göğsümüzü kabarttı... Böylece, biri Kraliçe'nin, biri Kral'ın elinden olmak üzere, iki madalyası bulunan Abdullah, benden de 10 tam puan aldı.
*
Kule atlamada altın madalya, sporcuları filikaya doldurup, döndüre döndüre aşağı fırlatan armatöre gitti... Boru hattı havaya uçurulduğu için, doğalgazla çalışan Olimpiyat Meşalesi bir hafta erken söndü. Olimpiyatın sembol hayvanı kene, 7 sporcuyu ısırdı, 4'ü öldü. Rus boksörün cenazesinin koli içinde verilmesi üzerine, Moskova nota verdi. Madalya sevinciyle sağa sola ateş açan maganda, Avustralyalı eskrimciyi vurdu. Tribündeki arbede sırasında magandayla birlikte yanlışlıkla 3 Çinli voleybolcu gözaltına alındı. Polis, itiraz eden Alman yelkencilere biber gazı sıktı. Sarhoş seyirciler, havuza atladı, İtalyan bayan yüzücünün mayosu yırtıldı... İlaçlı gazozla uyutulan jimnastikçilerin 4'ü tecavüze uğradığı için, Romanya oyunlardan çekildi. Amerikan rüya takımı maça gittiğinde, Olimpiyat köyündeki evlerine gecekonducuların yerleştiği ortaya çıktı. Zabıtanın müdahalesi sırasında, kepçe operatörü Japon masa tenisçinin ayağını ezdi. Kübalı judocular soyuldu. Hollandalıların bisikletleri, Macarların gülleleri çalındı. Kürekçilere, Kadıköy-Eminönü vapuru çarptı. Brezilya bayrağı yerine Fenerbahçe bayrağı çekildi. Brezilya'dan özür dilendi, düzelteyim derken, bu sefer Fransa bayrağı çekildi... E-5'te kaybolan Somalili maratoncular, Küçükçekmece'de bir kamyonun kasasında bulundu. "Biz size yolu gösteririz" diyerek 500'er dolarlarını alan bir çetenin kurbanı oldukları anlaşıldı.
*
"Atıcılık" kategorisinde ise, Recep altın, Tayyip gümüş, Erdoğan bronz kazandı. İstiklal Marşı yerine, beraber yürüdük biz bu yollarda çalındı... "Muhteşem atıyorsunuz" diyen yalaka basın mensupları tarafından omuzlara alınan Recep, "Bu millet arkamızda olduğu sürece, biz daha çoook atarız, daha çoook madalya alırız" dedi.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Murat Biricik wrote: "Atıcılık" kategorisinde ise....... "Muhteşem atıyorsunuz" diyen yalaka basın mensupları tarafından omuzlara alınan Recep, "Bu (m)illet arkamızda olduğu sürece, biz daha çoook atarız, daha çoook madalya alırız" dedi.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
Namuslu devşirme sporcu aranıyor!
03/10/2008 - Radikal
Olmipiyatlar için devşirme sporcu arayan Badminton Federasyonu 'namus' engeline takıldı. Federasyon Başkanı Özmekik: Erkek oyuncular nişanlarılarıyla kalmak istedi. Örf ve adetlerimize aykırı. Biz de bayan sporcu arıyoruz
ANKARA - Badminton Federasyonu, 2012 Londra Olimpiyatları hazırlıkları çerçevesinde transfer etmek istediği Endonezyalı erkek sporcu ve antrenörün, Türkiye’ye nişanlılarını da getirmek istemesi üzerine, rotayı aynı ülkedeki bayanlara çevirdi.
Federasyon Başkanı Murat Özmekik (yanda), olimpiyatlarda başarılı olabilmek için 8 yıl önceden hazırlanmak gerektiğine değinerek, "Bir olimpiyat şampiyonu yetiştirmek öyle kolay olmuyor. Bunun için en az 4 ila 8 yıl gerekiyor. Biz de 2012 için şimdiden çalışmalarımızı başlattık. Bu kapsamda önce badmintonda dünya klasmanında ilk 3 arasında yer alan Endonezya’dan hem sporcu, hem de antrenör getirmek için bu ülkeye bir hocamızı gönderdik. Bulduğumuz erkek sporcular Türkiye’ye nişanlılarıyla gelmek isteyince, biz de bayanlara yöneldik" dedi. Özmekik, Endonezya asıllı Singapur vatandaşı olan bayan sporcu Hendra Wijaya Yogo Uki Kasah’ı Türkiye’ye getirmek için gerekli girişimlerde bulunduklarını belirterek, erkek sporcuların olimpiyat hazırlık merkezlerinde de nişanlılarıyla birlikte kalmak şartıyla Türkiye’ye gelmeyi kabul ettiğini söyledi.
-ÖRF VE ADETLERİMİZE AYKIRI-
Murat Özmekik, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bizim örf ve ananelerimize ters olan bu durumu kabul etmedik. Yabancı sporcuların bu isteğine evet dediğimizde, yarın Türk sporcular da aynı istekte bulunursa onlara ne deriz düşüncesiyle, bu ülkedeki bayan sporculara yöneldik. Bu amaçla Endonezyalı Kasah’ı Türk badmintonuna kazandırmak için yaptığımız temaslarda olumlu yanıtlar aldık. Getirmeyi düşündüğümüz erkek antrenör de aynı sorunu çıkarınca, bayan antrenör Çin asıllı Endonezya vatandaşı Fanny Kumala Megahwati’ye yöneldik. Bu antrenörle anlaşmak üzereyiz. Amacımız 2012 Londra Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil etmek ve madalya kazanmak."
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Eray'in yorumsuz verdigi linkteki (belki de en dogrusu yorumsuz koymak aslinda cunku basli basina bir mizah var ortada) adamin bakislarindaki ifadeye bak yapacagi yorumu önceden kestir. Bu beyefendilerin spora el atmasi (!) ile zaten hali perisan olan Turk sporu 2002'den beri yerlerde surunuyor. Hayatinda ne sporu yapmistir bu adam? Cengiz abinin tabiri ile E5 karayolunun helasinda kolonya tutsa sasirmayacagin adamlar Turk sporunun hatta ulkenin basina gecmisler. Ulan sucum neydi bunlarla ayni topraklarda dogmusum. Bir de en illet oldugum orf adet etik metik bu konulara giriyorlar insan biraz utanir be. Bilgisi nedir hayatinda dusunmus sorgulamis mi? Papagan gibi konusuyor. Koskoca Kant'larin Spinozalarin kafa patlattigi konulara, zimpara tasina donmus beyni ile yorum yapiyor. Sen ulkeyi soy sogana cevir sonra seref haysiyeti cinsellige indirge. Felsefeye ilgisi sifir olan bu toplumun ulkeyi ve hayati orf adet denen abukluklarla yasanmaz hale getirmesi ve bu adamlari basimiza getirip su dediklerini normal karsilamalari beni hic sasirtmiyor. Örf adetmis peh! Böyle bir ulkede ne spor, ne terör, ne trafik kazalari, ne cevre ve de bilimum sosyal konularda en ufak bir cözum bulunamaz sorulara.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
'Ümit'ler nasıl tüketilir?
Geçen yıl ondan ‘İmalat Hatası´ diye bahsetmiş, sisteme rağmen başarı merdivenlerini tırmandığını duyurmuştuk. Ancak bu kez stop etmek üzere. Aylardır kendisine kamp yeri verilmeyen Dünya Şampiyonu cimnastikçi Ümit Şamiloğlu bitme noktasında. Oysa 2012 Londra Olimpiyatları´nda kürsünün en büyük adayı.
Ümit Şamiloğlu’nun değişmeyen kaderi
Bugün yine kaybedilmeye yüz tutan bir değerimizden söz edeceğiz. Geçen yıl da sayfalarımıza konuk olmuştu. Kendisinden ‘İmalat Hatası’ diye bahsetmiştik. Karşısına çıkarılan bütün engellere rağmen, cimnastikte nasıl ‘Dünya Şampiyonu’ olduğunu anlatmıştık. -Ki, bu şampiyonluk spor tarihimizde şu ana kader elde edilen ilk ve tek cimnastik başarısı.- Ümit Şamiloğlu’ndan bahsediyoruz. Öğrendik ki Ümit için değişen bir şey yokmuş. Ankara’da beden eğitimi öğretmenliği yapan Şamiloğlu, aylardır kendisine bir kamp tahsis edilmediği için antrenman yapamıyor. Bir kaç kez Cimnastik Federasyonu Teknik Kurulu’na başvurup Bolu’da kamp istemesine rağmen, kendisine cevap bile verilmiyor. Bilmeyen okurlar için yazıyorum; Bolu’da kamp istiyor, çünkü Türkiye’nin tek cimnastik kamp merkezi Bolu’da. Üstelik Şamiloğlu’nun antrenörü de orada.
Çaldığı kapılar yüzüne kapanıyor
Ümit’in Bolu’ya gidip çalışabilmesinin iki yolu var: Birincisi kamp, ikincisi GSGM bünyesinde kadro verilip Bolu’ya atanması. Şu ana kadar her iki konuda da duvara çarpmış durumda. GSGM’de bir nebze olsun ilerleme kaydetmiş. Ancak genel müdürün istifası, çeşitli bürokratların görevlerini bırakıp siyasete soyunması gibi nedenlerden dolayı henüz sonuçlanan bir şey yok. Ayrıca ilerleme kaydetmesinin sebebi de tam bir trajikomik durum. Şöyle ki, güreşçi Nazmi Avluca, Ümit’i elinden tutuyor, arasının iyi olduğu GSGM Personel Daire Başkanı Mehmet Kocetepe’ye götürüyor.
O da ilgileneceğini söylüyor. Bu ülkenin şampiyon bir sporcusunun içine düştüğü duruma bir bakar mısınız? Baştacı yapılması gereken GSGM’ye bir başka sporcunun torpiliyle girebiliyor!
Bir şampiyona ıskalandı bile
Günde en az 6 saat antrenman yapması gereken Ümit, 7 aydır bundan mahrum olduğu için şu an sporu bırakma noktasında. Önümüzdeki mart ayında Avrupa Şampiyonası var. Bugün antrenmanlara başlasa bile aradaki farkı kapatması mümkün değil. Yani bir şampiyona ve muhtemel bir madalya ıskalandı. Ümit’in asıl hedefi 2012 Olimpiyatı. Olimpiyata kadar Avrupa ve Dünya Şampiyonaları gibi hedef turnuvalara gitmesi gerekiyor. Ama nasıl gidecek? Türkiye, belki de tarihinde ilk kez cimnastikte bir olimpiyat şampiyonu çıkarma şansını yakaladı. Dört yıllık bir planla Ümit Şamiloğlu Londra’da kürsüye çıkabilir. Ama kimin umurunda? Yazıklar olsun diyeceğim de, kime diyeceğimi bilemiyorum. Fail o kadar çok ki!
Neyse... Durum bu. Acı ve gerçek...
Hamit TURHAN, hturhan@fanatik.com.tr, 25.12.2008
http://fanatik.ekolay.net/fanatik/Jimna ... 177_23.htm
Sayın yetkililerimiz bu duruma el atmalı. Benim önerim, derhal GSGM ve Federasyon yetkililerinden oluşan geniş bir kadro kurulmalı ve Doğu Avrupa ve Çin'e seferler düzenlenerek hesaplı ama umut vaat eden yetenekler bulunup ülkemize kazandırılmalı. Olimpiyatta başarı kolay gelmiyiyor, 3-4 sene önceden çalışmalara başlamak gerekiyor...
WADA’nın şart koştuğu ’Ulusal Dopingle Mücadele Kurulu’nu kurmayıp, 2003’te ‘çakma’ kurul oluşturunca, foyamız ortaya çıktı
Lütfü Özel / VATAN / 30.12.2008 Salı
TÜRKİYE’NİN dopingle mücadelede samimi olmadığı ve dünyayı kandırdığı resmen ortaya çıktı. Uluslararası Anti Doping Ajansı’nın (WADA) tüm ülkeler için şart koştuğu ’Ulusal Dopingle Mücadele Kurulu’nu, Türkiye’nin 2003 yılında adres ve telefon bildirerek sanki oluşturulmuş gibi gösterdiği ortaya çıktı.
WADA, 22-23 Kasım tarihlerinde İstanbul’da yapılan toplantının ardından yayınladığı raporla Türkiye’yi bütün dünyaya “yalancı ülke” olarak teşhir etti. Bununla da yetinmeyen WADA, Haziran 2009 tarihine kadar kurulun gerçekleşmemesi durumunda Türkiye’yi profesyonel futbol dahil bütün branşlarda uluslararası spor müsabakalarından men edeceğini bir kere daha duyurdu. Raporda yer alan görüşte, Türkiye’de dopingle mücadelenin WADA kurallarıyla uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ve bugüne dek çok kez uyarı yapıldığı belirtildi.
WADA, İstanbul’da yaptığı toplantıdan önce de Türkiye’yi bu konuda uyarmış, Aralık sonuna kadar kurul oluşturulmazsa, Türkiye’yi bütün ulusal müsabakalardan men edeceğini de belirtmişti. Türkiye’ye tanınan süre böylece 6 ay uzatılmış oldu.
VATAN’IN bu konudaki sorusunu, WADA’nın hazırladığı raporda Türkiye’ye yaptığı ağır eleştiriye değinmeden yanıtlayan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, kendilerine haziran ayına kadar vakit verildiğini, o tarihe kadar da sorunun ortadan kalkacağını ifade etti.
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay ... tegoryid=5
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
http://www.guardian.co.uk/sport/2009/ma ... akes-sport
Ulan bu kizlar cok kucuk diyorduk, gercekten oyleymis, ama tek farkla , sadece bunlar degil toplami 3.000 tane imis.
3,000 young Chinese athletes found to be older than they claim
X-rays of 15,000 reveal a fifth have misrepresented their ages
A Chinese sports ministry has found a fifth of 15,000 youth athletes have been misrepresenting their ages. The ministry in Guangdong province said it has undertaken x-ray bone analysis and found 3,000 were older than they had claimed.
Suspicions of age faking have dogged Chinese sport and at one stage threatened to cause huge embarrassment for the hosts at last year's Beijing Olympics. Guangdong is hosting the Asian Games in its capital Guangzhou next year and the deputy sports bureau chief of the southern province said it will be taking no chances.
"We want to make sure fakers have no advantage," Ye Xiquan told the Guangzhou daily newspaper.
The athletes tested were the top eight in each event at provincial youth competitions in 2008 and all those who had signed up for this year's Provincial Games. The result showed 3,000 were older than they claimed, 2,000 of whom were no longer eligible for any youth sport and 1,000 who should have competed in different age categories. Ye said 16 athletes in one event had faked their ages and the worst offenders were up to seven years older than they were allowed to be.
Funding follows success in China's state-run sports system so officials at city and provincial level have long been suspected of using overage players to help them win tournaments.
China was accused of adding years to the age of two gymnasts so they would be eligible to compete at last year's Olympics after reports indicated the gold medallists might be younger than 16.
The governing International Gymnasts Federation investigated at the behest of the International Olympic Committee and was satisfied with documentary evidence provided by the Chinese authorities, while the Chinese Basketball Association last year discovered 26 players who had inaccurately registered their ages playing in its top league.
Ulan bu kizlar cok kucuk diyorduk, gercekten oyleymis, ama tek farkla , sadece bunlar degil toplami 3.000 tane imis.
3,000 young Chinese athletes found to be older than they claim
X-rays of 15,000 reveal a fifth have misrepresented their ages
A Chinese sports ministry has found a fifth of 15,000 youth athletes have been misrepresenting their ages. The ministry in Guangdong province said it has undertaken x-ray bone analysis and found 3,000 were older than they had claimed.
Suspicions of age faking have dogged Chinese sport and at one stage threatened to cause huge embarrassment for the hosts at last year's Beijing Olympics. Guangdong is hosting the Asian Games in its capital Guangzhou next year and the deputy sports bureau chief of the southern province said it will be taking no chances.
"We want to make sure fakers have no advantage," Ye Xiquan told the Guangzhou daily newspaper.
The athletes tested were the top eight in each event at provincial youth competitions in 2008 and all those who had signed up for this year's Provincial Games. The result showed 3,000 were older than they claimed, 2,000 of whom were no longer eligible for any youth sport and 1,000 who should have competed in different age categories. Ye said 16 athletes in one event had faked their ages and the worst offenders were up to seven years older than they were allowed to be.
Funding follows success in China's state-run sports system so officials at city and provincial level have long been suspected of using overage players to help them win tournaments.
China was accused of adding years to the age of two gymnasts so they would be eligible to compete at last year's Olympics after reports indicated the gold medallists might be younger than 16.
The governing International Gymnasts Federation investigated at the behest of the International Olympic Committee and was satisfied with documentary evidence provided by the Chinese authorities, while the Chinese Basketball Association last year discovered 26 players who had inaccurately registered their ages playing in its top league.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
Az önce Okan Bayülgen'in NTV'deki Sade Vatandaş programında 2 Dünya şampiyonu kadın boksçumuz Gülsüm Tatar ve Şemsi Yaralı'yı ve bir de Avrupa şampiyonu boksçumuzu izledim.
Anlattıklarına göre 2003'te GSGM yeni bir yönetmelik çıkararak kadın şampiyonara verilen ödülleri kaldırmış. Eski yönetmeliğe göre Dünya şampiyonluğu getiren her sporcuya 1000 altın verilirken, yeni yönetmelikle kadın sporcuları bundan mahrum bırakmışlar. Erkeklerde ise kafilede yer alan sporculara bile (Derece almamış olsalar da) eskisi gibi ödül vermeye devam etmişler.
Dünya şampiyonasında göndere bayrağımızı çektiren bu iki sporcu, başarılarının ödüllendirilmediğinden, manevi tatminin elbette büyük olduğundan fakat maddi destek olmayınca hem moral açısından hem de geçim sıkıntıları açısından engeller yaşadıklarından bahsettiler.
Spor dünyasını şu sıralar pek yakından takip edemediğim için yakın zamanda dünya şampiyonluğu kazanmış 2 boksçumuz olduğundan haberim bile yoktu.
Geçen hafta da Alemitu Bekele Avrupa şampiyonu oldu, çoğumuzun ruhu bile duymadı.
Özellikle GSGM'nin kadımlara ayrımcılık yaptığı yönetmelik sporumuza çok büyük bir darbe vurmuş. Bunun düzeltilmesi lazım, ama herhalde bizim GSGM "Nasıl olsa erkek sporcular nişanlılarıyla gelmek isteyince biz de bayanlara yönelmiştik, bizimkiler başarısız olsa bile devşireceğimiz sporcular 3-5 madalya kazanır" diye düşünüyor.
Anlattıklarına göre 2003'te GSGM yeni bir yönetmelik çıkararak kadın şampiyonara verilen ödülleri kaldırmış. Eski yönetmeliğe göre Dünya şampiyonluğu getiren her sporcuya 1000 altın verilirken, yeni yönetmelikle kadın sporcuları bundan mahrum bırakmışlar. Erkeklerde ise kafilede yer alan sporculara bile (Derece almamış olsalar da) eskisi gibi ödül vermeye devam etmişler.
Dünya şampiyonasında göndere bayrağımızı çektiren bu iki sporcu, başarılarının ödüllendirilmediğinden, manevi tatminin elbette büyük olduğundan fakat maddi destek olmayınca hem moral açısından hem de geçim sıkıntıları açısından engeller yaşadıklarından bahsettiler.
Spor dünyasını şu sıralar pek yakından takip edemediğim için yakın zamanda dünya şampiyonluğu kazanmış 2 boksçumuz olduğundan haberim bile yoktu.
Geçen hafta da Alemitu Bekele Avrupa şampiyonu oldu, çoğumuzun ruhu bile duymadı.
Özellikle GSGM'nin kadımlara ayrımcılık yaptığı yönetmelik sporumuza çok büyük bir darbe vurmuş. Bunun düzeltilmesi lazım, ama herhalde bizim GSGM "Nasıl olsa erkek sporcular nişanlılarıyla gelmek isteyince biz de bayanlara yönelmiştik, bizimkiler başarısız olsa bile devşireceğimiz sporcular 3-5 madalya kazanır" diye düşünüyor.
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Gecen gun Rus profesyonel agir siklet boksoru diye takdim edilip Amerikali Hispanic birini ilk round da teknik knockout'la deviren Sultan Ibragimov (Ibrahimov olsa gerek) seyrettim. Adam da pek kas olmamasina ragmen kendinden daha iri ve vucutca daha geliskin adami (lakabi aklimda Monster olarak kalmis) bir bucuk dakikada hakladi. Galiba Holyfield'da yenmis.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.