Yolculuk / Ani /Konu dışı
Moderator: Staff
Atilla Yayla'nın (ceza alan prof.) gazetelerde yayınlanmış birçok yazısını
okumuşumdur. (Ultra)Liberal düşünceye sahip bir bilim adamıdır.
Okuduğum hiçbir yazısında hakaret emaresi birşey görmedim. Ceza alma
sebebi yapmış olduğu şu konuşma (biraz uzun olacak ama bütünlüğü
bozmamak için ilgili kısmın hepsini geçiyorum):
"... Ama Türkiye bunları tartışacak. Türkiye bunları tartışma durumuna
gelmiştir. AB süreci her türlü problemlere rağmen ilerlerse önümüzdeki
yıllarda bunları rahatlıkla tartışırız. Bize soracaklar. 'Neden her yerde
Atatürk heykeli var?' diye soracaklar. 'Neden her dairede aynı adamın
fotoğrafları asılı?' diye soracaklar. 'Kemalizm Türkiye'nin problemidir' falan
diye.. Bizimkiler şiddetle tepki gösterirler buna; ama eninde sonunda
tartışacağız. Üstünden atamazsınız, eninde sonunda tartışacaksın. Ya bu
kulübe üye olacaksın. Süreçte Hollanda'da ne oluyorsa siyasi alanda o
olacak ona benzer bir şey olacak ya da 'Ben bu kulübün ülkesi değilim,
Ortadoğu'nun ülkesiyim.' diyeceksiniz. Bizim rejimimiz Ürdün'le beraber,
Suriye'yle beraber diyeceksin. Benim arzum şu ki, bu şeyler toplumda
tartışılsın; ama sonunda büyük bir kavgaya yol açmasın. Sürtüşmeye yol
açmasın. Makul bir şekilde tartışılsın. Hiçbir kimseyi rencide etmeden, hiç
kimseyi aşağılamadan çözümlenmesi gereken problemler çözülsün. Ben
üniversite hocasıyım, bu şeylere kafa yormak zorundayım. Bunları
insanlara aktarmak zorundayım. Karşı tezlerin çıkmasını isterim. Umarım
karşı tezler de çıkar, ben de bu konudaki fikirlerimi değiştiririm. Kemalizm
o değilmiş..."
Başka bir rivayette yukarıda geçen "aynı adamın fotoğrafları" yerine "bu
adamın fotoğrafları" demiş. Sonuçta dediklerine katılırsınız yada
katılmazsınız, fakat yukarıda ben hakaret içeren birşey göremiyorum.
okumuşumdur. (Ultra)Liberal düşünceye sahip bir bilim adamıdır.
Okuduğum hiçbir yazısında hakaret emaresi birşey görmedim. Ceza alma
sebebi yapmış olduğu şu konuşma (biraz uzun olacak ama bütünlüğü
bozmamak için ilgili kısmın hepsini geçiyorum):
"... Ama Türkiye bunları tartışacak. Türkiye bunları tartışma durumuna
gelmiştir. AB süreci her türlü problemlere rağmen ilerlerse önümüzdeki
yıllarda bunları rahatlıkla tartışırız. Bize soracaklar. 'Neden her yerde
Atatürk heykeli var?' diye soracaklar. 'Neden her dairede aynı adamın
fotoğrafları asılı?' diye soracaklar. 'Kemalizm Türkiye'nin problemidir' falan
diye.. Bizimkiler şiddetle tepki gösterirler buna; ama eninde sonunda
tartışacağız. Üstünden atamazsınız, eninde sonunda tartışacaksın. Ya bu
kulübe üye olacaksın. Süreçte Hollanda'da ne oluyorsa siyasi alanda o
olacak ona benzer bir şey olacak ya da 'Ben bu kulübün ülkesi değilim,
Ortadoğu'nun ülkesiyim.' diyeceksiniz. Bizim rejimimiz Ürdün'le beraber,
Suriye'yle beraber diyeceksin. Benim arzum şu ki, bu şeyler toplumda
tartışılsın; ama sonunda büyük bir kavgaya yol açmasın. Sürtüşmeye yol
açmasın. Makul bir şekilde tartışılsın. Hiçbir kimseyi rencide etmeden, hiç
kimseyi aşağılamadan çözümlenmesi gereken problemler çözülsün. Ben
üniversite hocasıyım, bu şeylere kafa yormak zorundayım. Bunları
insanlara aktarmak zorundayım. Karşı tezlerin çıkmasını isterim. Umarım
karşı tezler de çıkar, ben de bu konudaki fikirlerimi değiştiririm. Kemalizm
o değilmiş..."
Başka bir rivayette yukarıda geçen "aynı adamın fotoğrafları" yerine "bu
adamın fotoğrafları" demiş. Sonuçta dediklerine katılırsınız yada
katılmazsınız, fakat yukarıda ben hakaret içeren birşey göremiyorum.
-
- Staff Member
- Posts: 6562
- Joined: Tue Oct 22, 2002 9:19 pm
- Location: Bakirkoy-Ist
- Contact:
Açıkçası Atilla Yayla'yı tanımam hiç bir yazısını da okumadım(gerçi nerede yazıyor onu da bilmiyorum). Sadece TV ve gazetelerde konuşmalarını gördüm.Ali Kaya wrote:Atilla Yayla'nın (ceza alan prof.) gazetelerde yayınlanmış birçok yazısını
okumuşumdur.....
Madem bu ülkede yaşıyorsun mantığa aykırı gelse de (bir çok kanun da günün şartlarında kesin demode kalıyor) böyle bir kanun varsa bu kanuna uygun hareket etmen gerekiyor. Ben bilim adamıyım istediğimi söylerim dersen. Birisi de "hopp burası Türkiye burada bu kanunlar" geçerli der heralde.
Açıkçası sen hakaret görmesen de bence Atilla Yayla kurnazca Atatürk'ü aşağılamak istiyor.Böyle bir kanun olduğunu bildiğine göre o da kanuna uygun davransın.Yok uymayacağım diyorsa da kusura bakmasın..
-
- Posts: 1279
- Joined: Tue Oct 22, 2002 11:38 pm
Buna Galileo sendromu da diyebiliriz. Fundementalist bir yaklasim girince isin icine gerceklere olan ilgi azalir. Halbuki gerceklerin ortaya cikmasi icin tek yol tartismak. Bu her tartisma gercekleri ortaya cikarir demek degil bu ancak tartisma olamadan gerceklerin ortaya cikmasi imkansiz (eger bir aksiyom degilse o gercek).Mehmet Gorgen wrote:Madem bu ülkede yaşıyorsun mantığa aykırı gelse de (bir çok kanun da günün şartlarında kesin demode kalıyor) böyle bir kanun varsa bu kanuna uygun hareket etmen gerekiyor. Ben bilim adamıyım istediğimi söylerim dersen. Birisi de "hopp burası Türkiye burada bu kanunlar" geçerli der heralde.
Tartismadan korkan zihniyet gerceklerden korkan zihniyet ile ayni zihniyet. O nedenle siyasi icerigi ne olursa olsun tartismaya karsi cikmak kadar ilkel bir sey dusunemiyorum.
Burada bir de tartismaya katilanlarin agirliklarini goz onune almak gerekiyor. Mesela Microsoft ile tartismaya giren sahsin pek sansi olmaz bu tartismayi kazanmak icin. Zira kaynaklari yetmez tartismayi surdurebilmek icin. Herkesin sesi elindeki borozanin gucu kadar cikiyor cunku.
Simdi bu durumda bir devlete karsi tartisma yurutmek hic de kolay degil. Cok kaynagin olmasi lazim. Devletler gercekleri ort pas etmek icin kaynak ayirmaktan geri durmazlar.
Sonucta bir devlet tartismayi yasakliyorsa o zaman dusunmek gerekir: yahu birader elinde koca koca borozanlar var tartismayi kazanmak icin. Madem tartistigin konunun dogru oldugundan da eminsin, o zaman ne diye boyle sacma sapan yasak masakla islerini yurutmeye calisirsin.
O zaman her dusunen insanin cikaracagi sonuc cikar buradan: ya gercek denilen sey gercek degil, ya da o gercek arastirilirken ortaya dokulecek kirli camislar cok kirli. Eh, bu durumda konuyu acmamak ve actirmamak en iyisi.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Cahillerin yonettigi ulkedeki komediyi bu ikili kadar guzel anlatanini rahmetli Aziz Nesin usta disinda gormedim. Antik donemin kalintilarina saygisi olmayan estetikten sanattan bihaberler bu toplumu yonetiyorlar. Ulke su an Pakistan'dan farksiz hale geldi resmen tas devrini yasiyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Belediye baskani Toptas (imammis baksana o da Ozdil'e gore) vatandas ihbar etmedi ise biz nasil bilelim ve nasil onlem alalim demis insan musveddesi. Oyle ya zabita, mabita, rabita ne yapar neyi denetler. $ikayet et bakalim ne yapiyorlar. Bugun adi sanayi carsisi denilen yerin TV'de goruntuleri vardi. Kopek yuvasi, tavuk kumesi, ya da ahir bile olamayacak kohne yerler hafif sanayi isleri yapiliyor. Batida olum cezasi yok ama boyle bir Belediye baskani cikip 20 kisi oldugunde bu lafi etse orada kursuna dizerler.Kerem Tezic wrote:Cahillerin yonettigi ulkedeki komediyi bu ikili kadar guzel anlatanini rahmetli Aziz Nesin usta disinda gormedim. Antik donemin kalintilarina saygisi olmayan estetikten sanattan bihaberler bu toplumu yonetiyorlar. Ulke su an Pakistan'dan farksiz hale geldi resmen tas devrini yasiyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/814 ... 61&sz=5757
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 845
- Joined: Wed Apr 07, 2004 9:46 pm
- Location: Dubai
- Contact:
Dunya ulkelerini siniflara bolmeleri bosuna degil.Hep okuruz veya soyleriz 1.dunya ulkesi 2.dunya ulkesi diye..
Bunu neye gore yaparlar diye dusunur bazen insan ve bence bu tamamen ulkenin insana,insan hayatina verdigi degerle alakalidir.
Ben 5 sene Yeni Zelanda'da yasadim ve simdi de Dubai'ye yerlestim son bir kac aydir.Iki ulkenin buyume orani ve rezervleri veya zengligi arasinda cok fark var ve bu Dubai lehinde.
Ancak YZ'da bir isciyi cikartmak veya ona yasam alt sinirinda ucret vermek imkansiz oysa burada bir isciye odenen rakam 100 usd.Gunde 30 cent'e karin doyuruyorlar, sekerli cay veya su icip enerji dolduruyorlar.Trajik kisim ise bu paradan ailelerine yardim geciyorlar.Sehrin veya colun muhftelif yerlerinde labor camp'lar var.Belki 20-30 metrekarede 20 kisi yatiyor, abartsizi.Insaat alanlarinda tedbirler alinsada her gun gazetelerde olen iscileri haberlerini okumak mumkun.
Gundelik hayatta tabii ki bu insanlardan medeni davranmalarini bekleyemezsiniz.Mumkun degil.Buna hosgoruyle yaklasmak gerekiyor.Kisaca demek istedigim YZ'da sukretme ihtiyaci duymuyorsunuz ancak burada duyuyorsunuz ve sizin sorun dediklerinizi onlar duysa kufur ederler.
Turkiye'de isci ihrac etti ama bunu batiya ozellikle Almanya'ya yapti.Bu gecim ve egitim sikintisi ceken kesim icin bir firsatti.En azindan giden jenerasyon olmasa da ondan sonrakiler rahat etti ve batiya gore sekillendi.Tabii bu teoride oyle!
Oysa Sri Lankali, Bangaldeshli,Pakistanli veya Hintli isci kesimi icin Korfez ulkeleri yakin ve firsat ama burada neyi gorup de ulkelerine empoze edebilirler ki.Iste Turkiye'nin batiya yakin olmasinin avantaji budur.
Yarari goruluyor mu?Hayir.
Geriye giden, kotuye giden bir durum var.Insanlarin birbirine saygisi yok, tahammulu yok.Bunun ustune bir de insan hayatini kadere baglayan bir zihniyeti eklerseniz o zaman durum icler acisi ve ana haber bultenlik olur.
Vatandasiniz kacak bir kimyasal atolyesinde oluyorsa bu ihmalkarliktir, insana deger vermemektir.Eger bunu seyrederken caninizdan oluyorsaniz bu aptalliktir, cahiliktir.
Iste umutsuzluk ne yazik ki burada basliyor.
Selamlar
Savas
Bunu neye gore yaparlar diye dusunur bazen insan ve bence bu tamamen ulkenin insana,insan hayatina verdigi degerle alakalidir.
Ben 5 sene Yeni Zelanda'da yasadim ve simdi de Dubai'ye yerlestim son bir kac aydir.Iki ulkenin buyume orani ve rezervleri veya zengligi arasinda cok fark var ve bu Dubai lehinde.
Ancak YZ'da bir isciyi cikartmak veya ona yasam alt sinirinda ucret vermek imkansiz oysa burada bir isciye odenen rakam 100 usd.Gunde 30 cent'e karin doyuruyorlar, sekerli cay veya su icip enerji dolduruyorlar.Trajik kisim ise bu paradan ailelerine yardim geciyorlar.Sehrin veya colun muhftelif yerlerinde labor camp'lar var.Belki 20-30 metrekarede 20 kisi yatiyor, abartsizi.Insaat alanlarinda tedbirler alinsada her gun gazetelerde olen iscileri haberlerini okumak mumkun.
Gundelik hayatta tabii ki bu insanlardan medeni davranmalarini bekleyemezsiniz.Mumkun degil.Buna hosgoruyle yaklasmak gerekiyor.Kisaca demek istedigim YZ'da sukretme ihtiyaci duymuyorsunuz ancak burada duyuyorsunuz ve sizin sorun dediklerinizi onlar duysa kufur ederler.
Turkiye'de isci ihrac etti ama bunu batiya ozellikle Almanya'ya yapti.Bu gecim ve egitim sikintisi ceken kesim icin bir firsatti.En azindan giden jenerasyon olmasa da ondan sonrakiler rahat etti ve batiya gore sekillendi.Tabii bu teoride oyle!
Oysa Sri Lankali, Bangaldeshli,Pakistanli veya Hintli isci kesimi icin Korfez ulkeleri yakin ve firsat ama burada neyi gorup de ulkelerine empoze edebilirler ki.Iste Turkiye'nin batiya yakin olmasinin avantaji budur.
Yarari goruluyor mu?Hayir.
Geriye giden, kotuye giden bir durum var.Insanlarin birbirine saygisi yok, tahammulu yok.Bunun ustune bir de insan hayatini kadere baglayan bir zihniyeti eklerseniz o zaman durum icler acisi ve ana haber bultenlik olur.
Vatandasiniz kacak bir kimyasal atolyesinde oluyorsa bu ihmalkarliktir, insana deger vermemektir.Eger bunu seyrederken caninizdan oluyorsaniz bu aptalliktir, cahiliktir.
Iste umutsuzluk ne yazik ki burada basliyor.
Selamlar
Savas
2009 Uefa Kupasi Finali Fenerbahce Sukru Saracoglu'nda..
-
- Posts: 1279
- Joined: Tue Oct 22, 2002 11:38 pm
Savas, cok buyuk konulara parmak basmissin birader. Simdi actiracan benim devrimci agzimi.Savas Macun wrote:Vatandasiniz kacak bir kimyasal atolyesinde oluyorsa bu ihmalkarliktir, insana deger vermemektir.Eger bunu seyrederken caninizdan oluyorsaniz bu aptalliktir, cahiliktir.
Iste umutsuzluk ne yazik ki burada basliyor.
Selamlar
Savas
Toplumsal bilinc cesitli sekillerde gelisir Savas. Daha da onemlisi tarih icersinde ve atlaya ziplaya gelisir. Tarihe baktigimizda en onemli bilinc sicramalari ilerici devrimler sirasinda gerceklesmis hep. Basarili bir topumsal devrimden sonra o toplumun bireyleri de tek tek bilinclenmisler. Hatta bazen devrim sirasinda, bir kac yil icersinde bilinclenmisler.
Bunun ornegi cok: Ingiliz devrimi, Fransiz devrimi, Amerikan devrimi ilk akla gelenler. Rus devriminde de boyle olmus mesela ama kisa sure sonra basarisizliga ugramis o. (Osmanli sonrasi Turkiye'deki devrim tam basarili olmadigi icin ya da diger deyimiyle yarim kaldigi ve hemen diger devletlerin boyunduruguna girdigi icin belirli bir bilinc sicramasi oldugu soylenemez. Belki bir irkilme oldugu soylenebilir.)
Boyle bir devrimin ogrettigi seylerden ilki bireylere cikarlarini (toplumsal ve kisisel) nasil korumalari gerektigi olmus hep. Kapitalist devrimlerde daha cok kisisel cikarlari, sosyalist deneylerde de toplumsal cikarlari on plan cikarmislar ama her ikisinde de hem kisisel hem de toplumsal olarak cikar savasi nasil verilir o iyice ogrenilmis. Eger toplumda herkes kendi cikarinin bilincinde ise (toplumun cikari benim de cikarimdir, vs.) o zaman gerisi geliyor. (Bunu gunumuzde moda olan bencilikle karistirmamak lazim elbette.)
Bunu soylememin nedeni su: umut var, hem de cok var! Su anda moralleri bozan tek sey tekrar kapitalist duzenin vahsi yapisina donmenin verdigi saskinlik ve bunun yarattigi travmalar. Bu donem gecince ve kapitalist kriz iyice derinlesip, isin icinden cikilmaz hale gelince bir cok ulke devrim asamasina gelecek. Ozellikle de gelismis ulkeler. Bunun belirtileri her yerde var. Fransa kayniyor, Almanya'da grev uzerine grev var. ABD ise gelismis ulkelerin en zayif halkasi haline geliyor hizla (emperyalist hiyerarsi icersinde).
Devrim ilericimi olur gerici mi orasini bilemem ama ilerici olsa iyi olur.
Ilerici olma sansi gerici olma sansindan cok daha yuksek zira insanlik gericilik konusunda oldukca tecrubeli. Ozellikle gecen yuzyilda yasananlardan sonra. Tabii otomatik bir durum soz konusu degil ama bugun yapilan secimlere bir bakinca dunyada her ulkede halklarin sola dogru kaydigini gormek mumkun (liderlikler de saga dogru kayiyor). ABD de buna dahil. Secime giren partiler ne kadar sagci olurlarsa olsunlar solcu soylemlerle secime girme ihtiyaci duyuyorlar mesela. ABD'de Demokratlar bile sokaktaki adamdan dem vurmaya basladilar son bir iki haftadir. Elbette baslarina gunes gecmedi ama borsa gecti. O nedenle.
Dunya kuculdu. Bir donraki devrim muhtemelen bir ulkede sinirli kalmayacak ve dunyaya yayilacak yangin gibi. Eger gerici degil de ilerici bir devrim olursa o devrimdeki bilinc sicramasinin boyutlari muazzam olacaktir. O devrimin dokunmayacagi yaratik kalmaz dunyada. Senin Dubai'de gordugun cahil adamin cokcuklari, ellerine doktor olma firsati geciverince, hemen o firsati kullanacaktir.
Turkiye'de bakma sen insanlarin vurdumduymaz ve cahil olduklarina. Devrim egitimi almamis olmanin sikintisi bunlar. Ilerici bir devrimin ilk yapacagi sey egitimi evrensel hale getirip, her semte insan serefine layik bir okul acmak olacaktir. Bugun okul dedikleri ne idugu belirsiz propaganda makineleri tarihin cop sepetine gider o durumda. Bundan hic kuskun olmasin. Onlarin yerini ciddi muessesler alir.
Masal gibi geliyor bunlar tabii. Ancak dunya konjoktorunu izleyenler icin hic de garip seyler degil bu soylediklerim. Tamamen gerceklesmekte olan soyler. Devrim asamasina gelindigini hukumetlerin gecirdikleri yasalara bakarak bile hemen gormek mumkun.
Sorun devrimin ne yone gidecegi...
-
- Posts: 1333
- Joined: Tue Feb 22, 2005 11:33 am
Belediye baskani hem imam, hem mimar. Ama asil isi muhallebicilik, Saray Muhallebilerinin sahibi. Son doneminde Eminonu meydaninda ve Beyoglu'nda adina layik saraylar yapti muhallebicisine. Oysa 90'larda iflas etmek uzereydi.Cengiz Akgun wrote: Belediye baskani Toptas (imammis baksana o da Ozdil'e gore) vatandas ihbar etmedi ise biz nasil bilelim ve nasil onlem alalim demis insan musveddesi. Oyle ya zabita, mabita, rabita ne yapar neyi denetler. $ikayet et bakalim ne yapiyorlar. Bugun adi sanayi carsisi denilen yerin TV'de goruntuleri vardi. Kopek yuvasi, tavuk kumesi, ya da ahir bile olamayacak kohne yerler hafif sanayi isleri yapiliyor. Batida olum cezasi yok ama boyle bir Belediye baskani cikip 20 kisi oldugunde bu lafi etse orada kursuna dizerler.
Neyse, benim soylemek istedigim baska. Ikitelli Sanayi Sitesi, Yenibosna Sanayi Sitesi, Avcilar, Hadimkoy'deki siteler...Buradan Corlu'ya kadar giden isyerleri.
% 80'si Anadolu'ya tirlarla mal gonderen yerler.
Bir Allah'in kulu da bu yerler 1980'lerde ve sonrasinda yapilirken (kimbilir ne dolaplar donduyse) "kardesim burasi Avrupa Yakasi, bu sanayi sitelerini mesela Gebze civarina kursak, projeleri ona gore cizdirsek, kamyon trafigini, zaman ve para maliyetini onleriz, sehircilige de faydamiz dokunur" dememis. Buradan yer alan sanayiciler veya esnaf da bunu umursamamis.
Bugun 2.kopruden gecen her 10 tirin 8'i gereksiz yere sehir trafigine bu dusuncesizlikten giriyor.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Murat sana tam olarak katilamayacagim. Egitim dedigin zaman ideolojilerden ve dinin dogmalarindan arinmis olmali önce. Insanlara varolan dusunce aliskanliklarina itaat etmeyi degil sorgulamayi ogreten egitimi kastediyorum. Maalesef bu sorun butun dunyada temel sorun. Devrimci dedigin zaman gene o dusunme aliskanliklarina hapsoluyor insan. Aristo liseyi (liseum) bu yuzden kurdu. Her kavramin tartisildigi, insan dogasinin anlasilmaya calisildigi egitim. Insan dogasi anlasilmadan, kullandigimiz kavramlar tam anlasilmadan yasanan dunya insanoglu icin kabus olan su anki dunya. Eger bunlar yapilsa ne insanlar ahlaki cinselllige bagli sekilde algilar ne de kavram kargasalari yasanirdi. Turkiye'nin tikanikligi da bu yuzden. Hep varolan dusunce aliskanliklarina itaat etme ögretiliyor. Insanlar özgurlukten bahsediyorlar ama özgurlugun ne oldugunu kimsenin anladigini sanmiyorum. Amerikali filozof ve pragmatist John Dewey'in cok guzel kitaplari var bu konuda. Dover yayinlarindan cok ucuza bulunabilir orda. Ozellikle insan dogasi, insan bilinci (gene ABD'li filozof John Searle'u oneririm) , neuroscience ve insan beyninin nasil calistigi anlasilmadan, sosyal bilimlerdeki teoriler cok havada ve ucucu kaliyor.Bence bunlar iyi anlasilmali tartisilmali. Gene onemli bir alan dil felsefesi. Bu konuda da Saussure'u oneririm herkese. Neyse fazla yazamiyorum foruma aslinda epey uzun konular ama inanin bana felsefe ve dusunmek insanin ruhunu bilincini temizliyor. Obur turlu yasanan hayat bosluktan ve anlamsizligi benimsemekten ve surunun bir parcasi olmaktan baska sey degil bence. Buraya isteyene Russell'in the problems of philosophy adli muhtesem kucuk kitabindan baslayan ve sistemli olarak Ian Hacking'e Feyerabend'e ve Reichenbach'a kadar uzanan cok guzel bir kitap listesi de asarim.Murat Kara wrote:
Turkiye'de bakma sen insanlarin vurdumduymaz ve cahil olduklarina. Devrim egitimi almamis olmanin sikintisi bunlar.
-
- Posts: 1279
- Joined: Tue Oct 22, 2002 11:38 pm
Burada bir paradoks olusmus Kerem. Sinifli toplumlarda her sinifin bir ideolojisi olur. Ideoloji olmamasi icin toplumdaki siniflarin da ortadan kalkmasi gerekir. Yoksa her sinif kendi cikarlarini korumak icin kendi ideolojisini gelistirecektir. Bazi ideolojilerin baskin oldugu zamanlarda sanki baska bir ideoloji yokmus gibi gorunebilir ama bu sadece bir yanilsama olur.Kerem Tezic wrote:Murat sana tam olarak katilamayacagim. Egitim dedigin zaman ideolojilerden ve dinin dogmalarindan arinmis olmali önce.Murat Kara wrote:
Turkiye'de bakma sen insanlarin vurdumduymaz ve cahil olduklarina. Devrim egitimi almamis olmanin sikintisi bunlar.
Senin ornek verdigin pragmatist filozoflar tarih sahnesine biraz gec damladilar. Onlarin kokeni Ingiliz emprisizminde yatiyor (deneycilik). Amerikada pragmatism populer olmadan cok once Ingiliz emprisistler ayni konulari cok daha derinlere inerek tartisiyorlardi. John Locke'ye kadar gider bu durum.
Yirminci yuzyilda ise bu pragmatistlerin karikatur versiyonu cikti piyasaya. Post-modernizm diyorlar adina ama o da son 25-30 yildir savunmaya gecti. Gerileme caginda. Savunmasi ayni Rizespor savunmasi gibi, gelen gecen takiyor. Martin Heidegger bunlarin en etkili olanlarindandi gecen yuzyilda.
Bertrant Russell bu gruptan kendini ayri tuttu ama o da rasyonelistlerin kampina katildi. Hem rasyonalism hem de emprisim objectivist olmaya meyilli akimlar. Yani pasifist akimlar. Sadece analiz yapip, cozum uretmeyi reddened akimlar. O nedenle bilinmezcilige kayarlar hep is basa dustugunde. Sonucta devrimci olamazlar ve hep reformist kalirlar.
Eminim senin de bildigin gibi butun bu akimlar idealizmin branslari. Bu su demek: bu akimlarin hepsi once fikir sonra uygulamayi savunuyorlar. Halbuki gercekte dunya boyle islemiyor. Normalde olaylar once oluyor ve o olaylara tepki olarak fikirler yeseriyor.
Mesela bugun cikip da birisi dunya cok kotu hale geldi dunyayi degistirecem dese devrim filan yapamaz. Devrim yapabilmesi icin objektif kosullarin olusmasi gerekir (o nedenle sosyalistler icin kapitalist dunyayi incelemek ve objektif kosullari yakalamak cok onemlidir). Iste o kosullar altinda ortaya cikan fikirler ragbet gorur. Cunku o fikirler gerceklerin ta kendisinden kaynaklanmis fikirler olur. Gun be gun elle tutulan kosullarda fikirler ortaya cikar. Is yerlerinde bile bu boyle mesela. Bir sorun olur ona cozum bulmak icin fikirler uretilir. Yoksa kimse ciddiye almaz durup dururken fikir ureten adami.
Yani once kosullar (meteryal dunya) daha sonra fikirler (idealar) geliyor. Duruma bu sekilde bakan filozflar ise idealizmin tam zitti kampta yani meteryalist kampta yer aliyorlar. Ha, metaryalistlerin objektivist olanlari yok mu? Yani pasifist olanlari. Var! Hem de girla! Ben kendi adima Marx'in dediklerini kulagima kupe yapiyorum. O zaman objectivist olma tehlikesi azaliyor. Ne demis adam: degistirmeyeceksen dunyayi anlamaya calismanin espirisi ne ki demis. Boyle olunca felsefeyi kahve sohbetinden cikartip sokaklara tasiyan ilk adam olmus. Tavsiye ederim!
Senin katilmadigin vurdumduymazliga gelince (apathy). Bunu yazmamin nedeni gecmisteki devrimlerin tumunde halklarin vurdumduymaz bir yapiya burundukleri goruluyor. "Boyle gelmis boyle gider" psikolojisi ortaligi kapliyor. Nedense iste tam boyle donemlerde toplumsal patlamalar yasanmis. Ilginc! Tabii bu her vurdum duymazlik yasandiginda devrim olacak anlamina gelmiyor ama bir coklarinin yorumladigi gibi devrim olmayacak anlamina da gelmiyor.
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Sizin Super duper Tuesdayinizi sevsinler
Amerikali bir musteri ile gorusuyorum
Abi diyorki
Bill'in hatunu (oral seksi seksten sayan buymus digeri degil) , Ilinois'dan a black dude (ceviremedim bu dude olayini , bir mormon rahibi, bi tane Vietnam gazisi (abinin 5 sene esir kampinda kurtarilmayi bekledigi soyleniyor) cekisiyor
Kim kazanacak? diye sordum
Ne biliim cokta sey....de dedi
Oyle bi haber vereyim dedim.
Amerikali bir musteri ile gorusuyorum
Abi diyorki
Bill'in hatunu (oral seksi seksten sayan buymus digeri degil) , Ilinois'dan a black dude (ceviremedim bu dude olayini , bir mormon rahibi, bi tane Vietnam gazisi (abinin 5 sene esir kampinda kurtarilmayi bekledigi soyleniyor) cekisiyor
Kim kazanacak? diye sordum
Ne biliim cokta sey....de dedi
Oyle bi haber vereyim dedim.
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Sevilla'dan daha evvel bahsetmistim. Bu beni buyuleyen sehre iki kez gittim. Havaalanindan sehre gelirken kopru ustunde sehri karsimda gordugumde tuylerim diken diken olmustu adeta. Beni hayatimda hic bir sehir bu kadar buyulemedi diyebilirim. Belki de flamenkoya asiri duskunlugum, Carlos Saura, ve motosu 'the life of a gypsy is a life of anarchy' olan Paco de Lucia etkileri de vardi. Size bir klip koyuyorum. Klipte Carlos Saura'nin meshur filmi Deprisa Deprisa'da surekli soyleyen Lole Montoya'nin en duygusuz tas gibi adami bile etkileyecek sesinden Sevilla goruntuleri var. Parcada surekli Flamenko'nun ciktigi isci mahallesi Triana goruntuleri de var. Bu maca gidecek Fenerliler bence maca falan gitmesinler. Bu unutulmaz sehrin her yerini kesfetmek varken kicikirik futbolculari seyredip laylom yapmak bu essiz sehre hakaret ve vakit kaybi gozumde.
http://www.youtube.com/watch?v=lyxCiBDrz44
Bir daha gidecegim bu sehre. Bu sefer Cadiz'e ve Huelva'ya da ugrayacagim Atlantik kiyisindaki. Su muzigi dinlerken bogazimda birseyler dugumleniyor acikcasi. Inanin bana Ispanya'ya gidecekseniz benligini kaybetmis ve buram buram Avrupa kokan Barselona ve Madrid'e degil Endulus'e inin ve Sevilla, Cordoba, Cadiz gibi yerleri gorun.
http://www.youtube.com/watch?v=lyxCiBDrz44
Bir daha gidecegim bu sehre. Bu sefer Cadiz'e ve Huelva'ya da ugrayacagim Atlantik kiyisindaki. Su muzigi dinlerken bogazimda birseyler dugumleniyor acikcasi. Inanin bana Ispanya'ya gidecekseniz benligini kaybetmis ve buram buram Avrupa kokan Barselona ve Madrid'e degil Endulus'e inin ve Sevilla, Cordoba, Cadiz gibi yerleri gorun.
Last edited by Kenan Atak on Sun Feb 10, 2008 11:22 am, edited 1 time in total.
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Sevilla berberinde de tras oldun mu Kerem?Kerem Tezic wrote: ..
Bir daha gidecegim bu sehre. Bu sefer Cadiz'e ve Huelva'ya da ugrayacagim Atlantik kiyisindaki. Su muzigi dinlerken bogazimda birseyler dugumleniyor acikcasi. Inanin bana Ispanya'ya gidecekseniz benligini kaybetmis ve buram buram Avrupa kokan Barselona ve Madrid'e degil Endulis'e inin ve Sevilla, Cordoba, Cadiz gibi yerleri gorun.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Alem adamsin abi Bu arada ustteki klipte Triana diye bahsettigim yer (sarkida da adi gecer) klipte 2:05 ve 2:47'de beliriyor. Flamenko'nun ciktigi isci mahallesi. Su an pek gorulecek bir yani yok Triana'nin zira sehrin merkezinde dunya kadar yer var görulecek. Triana ise sadece basit bir yerlesim bolgesi su an ve nehrin obur yaninda kaliyor. Hic unutmuyorum Ekim basinda sicaktan oglen tatilinde millet kepenkleri indirmis parklarda banklarin ustunde kestiriyordu ve sehirde butun aktivite durmustu. Meshur Vega tiyatrosunda izledigim flamenko festivali unutulmaz anilarim arasinda kalacak. Bu arada Carlos Saura'nin Carmen'ini görmeyenlere mutlak tavsiye ederim. Filmde Paco de Lucia bile oynuyor ve flamenko severler icin bulunmaz nimet. Sehirde flamenko disinda fuzyon tipi barlar var ve isin guzel yani hicbir yerde mainstream populer muzigi kulagimin duymamis olmasiydi. Bu arada artik benim takimim da Sevilla zira tam sevdigim takim oyunu oynuyorlar, cok buyuk yildizlari da yok ama tas gibiler ve takimda birimiz hepimiz icin havasinda oynuyor.Cengiz Akgun wrote:Sevilla berberinde de tras oldun mu Kerem?Kerem Tezic wrote: ..
Bir daha gidecegim bu sehre. Bu sefer Cadiz'e ve Huelva'ya da ugrayacagim Atlantik kiyisindaki. Su muzigi dinlerken bogazimda birseyler dugumleniyor acikcasi. Inanin bana Ispanya'ya gidecekseniz benligini kaybetmis ve buram buram Avrupa kokan Barselona ve Madrid'e degil Endulis'e inin ve Sevilla, Cordoba, Cadiz gibi yerleri gorun.
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Insanin kafayi bulmasi zor degil Turkiyedeki hayati izleyince. Acun denen adamin biri Amrikada NBC'de Pazartesi ve Carsambalari yayinlanan "Deal or no Deal" programini seyredip gidip bunu ShowTV'ye kabul ettiriyor. Amerikada Howie (Howard'i boyle kisaltirlar) Mandel (Kanadali Komedyen) bu programi adam gibi sunar. Acun'u seyrettim. Arada daglar var.
Amerikada 26 birbirinden guzel mankenin elinde James Bond atese cantalari acarlar. Acun efendi Turkiyede atese cantaya bie luzum gormez. (Ne luzum var abi demsitir) Dogumda olen ya da cok az yasayan bebelere yapilan tabut gibi sandukalar yaptirtir. Tam sabun isi yani ucuza ciksin diye derme catma bir studyoda uclemeyi kurar. Amerikada adi olmayan Banker'e de "Banker Hamdi" diye bir guya komik ad uydurur. Simdi Turkiyede bu "Deal or no Deal" sana "var msin yok musun" adi ile Acun'un yarismasi diye sunulur ve Turkiyede yer yerinden oynar. Hincal salagi bile iki haftadir bu sahtekari dahi olarak kaleme alir. Tukiye'dekilere yeniden aile olmayi ogretti filan gibi sacmaliklari kosesinden sallar.
NTV'de filan programi cikti bu Acun. Paraya para demiyor. Adama sahekar dedik ama sorulunca inkar etmedi soyledi. Amerikada seyrettim cok hosuma gitti geldim bunu ShowTv'dekilere kabul ettirdim dedi. Acun zaten her boyaya girmis anasinin gozu eski bir Televoleci. Bu tiksinti program iki ayri kanalda ayni adla birbirleri ile yarisarak yayinlanirdi (ATV ve ShowTv'de galiba) bir zamanlar. Yani bu kadar banallik olabilirdi. Ayni adla ayni magazin programi birbiri ile yarisarak iki kanalda hemen hemen ayni saatlerde karsiniza cikiyor. Ne gorulmus ne de duyulmus bir olaydi bir yaz bu sacmaligi gordugumde. Sanki Televole adi bir matahmis gibi.
Dedigim gibi Acun efendi Amerikadan "Fear Factor" filan gibi benim hic seyretmedigim programlari filan da Turkiye getirmis. Soyledi bunlari. Hatta adamin biri midye mi boncuk mu ne cikaracagim derken su tankinda boguluyormus. Ama boyle voleyi vuramamis o zamanlar. Simdi tam voleyi vurmus kerata. Bu programlar icin lisans filan oduyor mu bilmem. Ama lisansli olsa boyle sanduka manduka gibi ucuza kacirtmazlar. Ortada bir hergelelik olduguna eminim.
Ulan iste Turkiyede koseyi donmek bu kadar kolay. Ha diyeceksiniz Amerikada bu kopyacilik olmuyr mu. Bu "survivor' denilen programin orijinalinin Isvec'ten alindigini biliyorum. Amerikalilar tonla parayi harcayip bunu Hollywood standardina getirmisler. Acun ise uc kurusluk canta almak yerine tahta parcasindan sanduka yaptirtmis. Survivor'i da Turkiye'ye getirmis galiba. Herhalde Kadikioy'de boklu dere kenarinda cevirtti. Hem bizim insanimiz icin hergun sefillik ve hergun yasam kavgasi oldugu icin "survivor"programi tad dokmemistir.
Vallahi Acun'u bu sabun isi yaptigi calinti yarismadan kazandiklarini gorunce kendimi Verizona koprusunden atacagim geldi. Onun icin Brooklyn'e gitmek istemiyorum. Turkiyede burada gordugum yarismalari sipin isi yapip koseyi donmek varken bunca sene omur curutmusum haberim yok.
Amerikada 26 birbirinden guzel mankenin elinde James Bond atese cantalari acarlar. Acun efendi Turkiyede atese cantaya bie luzum gormez. (Ne luzum var abi demsitir) Dogumda olen ya da cok az yasayan bebelere yapilan tabut gibi sandukalar yaptirtir. Tam sabun isi yani ucuza ciksin diye derme catma bir studyoda uclemeyi kurar. Amerikada adi olmayan Banker'e de "Banker Hamdi" diye bir guya komik ad uydurur. Simdi Turkiyede bu "Deal or no Deal" sana "var msin yok musun" adi ile Acun'un yarismasi diye sunulur ve Turkiyede yer yerinden oynar. Hincal salagi bile iki haftadir bu sahtekari dahi olarak kaleme alir. Tukiye'dekilere yeniden aile olmayi ogretti filan gibi sacmaliklari kosesinden sallar.
NTV'de filan programi cikti bu Acun. Paraya para demiyor. Adama sahekar dedik ama sorulunca inkar etmedi soyledi. Amerikada seyrettim cok hosuma gitti geldim bunu ShowTv'dekilere kabul ettirdim dedi. Acun zaten her boyaya girmis anasinin gozu eski bir Televoleci. Bu tiksinti program iki ayri kanalda ayni adla birbirleri ile yarisarak yayinlanirdi (ATV ve ShowTv'de galiba) bir zamanlar. Yani bu kadar banallik olabilirdi. Ayni adla ayni magazin programi birbiri ile yarisarak iki kanalda hemen hemen ayni saatlerde karsiniza cikiyor. Ne gorulmus ne de duyulmus bir olaydi bir yaz bu sacmaligi gordugumde. Sanki Televole adi bir matahmis gibi.
Dedigim gibi Acun efendi Amerikadan "Fear Factor" filan gibi benim hic seyretmedigim programlari filan da Turkiye getirmis. Soyledi bunlari. Hatta adamin biri midye mi boncuk mu ne cikaracagim derken su tankinda boguluyormus. Ama boyle voleyi vuramamis o zamanlar. Simdi tam voleyi vurmus kerata. Bu programlar icin lisans filan oduyor mu bilmem. Ama lisansli olsa boyle sanduka manduka gibi ucuza kacirtmazlar. Ortada bir hergelelik olduguna eminim.
Ulan iste Turkiyede koseyi donmek bu kadar kolay. Ha diyeceksiniz Amerikada bu kopyacilik olmuyr mu. Bu "survivor' denilen programin orijinalinin Isvec'ten alindigini biliyorum. Amerikalilar tonla parayi harcayip bunu Hollywood standardina getirmisler. Acun ise uc kurusluk canta almak yerine tahta parcasindan sanduka yaptirtmis. Survivor'i da Turkiye'ye getirmis galiba. Herhalde Kadikioy'de boklu dere kenarinda cevirtti. Hem bizim insanimiz icin hergun sefillik ve hergun yasam kavgasi oldugu icin "survivor"programi tad dokmemistir.
Vallahi Acun'u bu sabun isi yaptigi calinti yarismadan kazandiklarini gorunce kendimi Verizona koprusunden atacagim geldi. Onun icin Brooklyn'e gitmek istemiyorum. Turkiyede burada gordugum yarismalari sipin isi yapip koseyi donmek varken bunca sene omur curutmusum haberim yok.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.