G.SARAY-Bordeaux 12.9.06 AOS TSI 21.45 - 0-0

[Fatih Mutlu]

ilic ve hasan'i ayni anda sahaya surup, ayni anda oyundan almayi anlayamiyorum.

hasan kanatta gorev almasina ragmen, surekli forvetin arkasinda geldi, ozellikle ilk yarida. bir anlamda ilic'in pozisyonuna. hasan aslinda bunu hep yapiyor. boyle olunca da ilic'in performansini da azaltiyor. bir kere kanada gitti, o da sabri korner atarken, sabri'nin dibine pas istemek icin gitmesiydi. saka gibi. sabri ortaladi, topu karsiladilar, ve hasan olmasi gereken yerde olmadigi icin sol kanatlarindan topla ataga ciktilar.

artik gerets'in, hasan'la ilgili bir tedbir almasinin zamani geldi. ya ona kanatta oynamasi gerektigini beynine sokacak, yok illa da hasan laftan anlamiyorsa onun yerine baska isim dusunecek.

ayrica, umit karan'in tedavi sureci nasil olursa olsun, bu kadar kisa surede sahalara donmesini saglikli bulmuyorum. bence hem performansini olumsuz etkiliyor hem de iyilesme surecini uzatmis oluyor. bu mac umit karan yerine mehmet topal'i ya da ayhan'i orta gobege alip (hatta okan'i) baslamak daha yerinde olurdu.

[Hakan Bakircioglu]

Cok uzun zamandir Necati bu takima hicbir katki saglamadi. Hatta neredeyse gecen sene sampiyonlugu Necati'ye ragmen kazandik.

Bir pozisyonla futbolcu harcanmaz diyenler olacak, ama bu kacinci 'bir pozisyon'? Hasan'la surekli dalasmasi da cabasi. Kendisine uygun bir klup bulunduktan sonra, yerine genc golculerden birisi yerlestirilmeli diye dusunuyorum. Hakan bugun var yarin yok, alttan birileri yetismeli.

Hakan

[Erturk Turker]

Matematikçi değilim ama,
2 maç ;
2 beraberlik 2 puan
1 mağlubiyet, bir galibiyet 3 puan..

bu denklem etkili olabilir mi acaba?

[Ozgur Huseyinoglu]

Takimi oyun disiplini (ozellikle de savunma acisindan) iyi bulsam da, yaraticilik eksikligiyle, Gorkem'in dedigi gibi, sisirme toplarla cikmak zorunda kaldigimiz anlarda sevemedim.

Mert pek tutmamis ama, Bordeaux defansi oldukca saglam yerlesiyor gibiydi, gruptaki diger takimlara gore neler yapacaklar ben merak ediyorum. Burdaki 1 puanin "idare eder" olup olmadigi o maclardan sonra ortaya cikacak cunku. Gidip de deplasmanda onlara yenilirlerse, direk -2 ile baslamis gibi olacagiz.

Takim katsayilari, ve (oyle hic de kontra takimi olmadigimiza gore) evsahipligi avantaji gozonune alindiginda, en avantajli olmamiz gereken mactan galibiyet ile cikamamak kotu tabii yine de. CL'de icerdeki maclari kazanmak gruptan cikmak icin olmazsa olmaz kurallardan. Umarim cok aramayiz burda alamadigimiz galibiyeti.

Kadro secimi bayagi sasirtsa da, dedigim gibi, 2. Boleslav maci gibi, en azindan, macin ciddiyetini anlamis gorunuyordu takim. Yalniz, Ilic, Necati, ve Hasan bayagi etkisiz kaldilar. UEFA.com'daki macin adami anketinde Arda secilmis. Ve, eh, calim girisimlerinde, kalabalik defans icinde cogunlukla kaybolsa da, takimda kivilcim gosteren tek oyuncu olmasi acisindan, direk Hasan Sas'a benzetmiyorum ben. Ancak, "macin adami" performansina cikan oyuncumuz Song'du bence.

Hasan'in aklindan mac icinde neler geciyor, neler dusunuyor cok merak ediyorum. Bir pozisyonda Micoud idi herhalde, bizim yayin az otesinden sut cekmeye hazirlanirken, bizim Hasan, topla kale arasina girmek yerine, elemanin, (kendisi gibi!) geri donecegini filan sandi herhalde ki, arkasina dolaniyordu?!?! Gureste puan veriliyor Hasancigim arkaya dolanmaya ama, 100 metrelik futbol sahasindasin be kocum!?

3 yil sonra CL'e donmenin heyecaniyla, ben de uefa.com'dan aldim mac yayinini. Mac sirasinda kaydettigim resimlere buradan ulasabilirsiniz (ikinci yari bayagi aksattim ama). Bir kac secmeyi buraya eklemis olayim:

Biz Ozan'i oraya mac izlemeye diye gondermistik, meger bizimki Bordeaux TD'ligini yapacakmis! (Hani, simdiki degilse de, bir 10-15 yil sonraki haline bayagi benziyor gibi geldi bana)


Ilk yarida Karan'in vuramadigi pozisyon:


Onlarin, Darcheville ile yakaladiklari pozisyon. Kisa Sabri elemana kafa vurma acisindan pek zorluk yaratamasa da, en azinsan yakininda rahatsiz etmis:


Sabri kotu bir vurusla auta atmisti bunu yanilmiyorsam:


Song'un yerinde mudahalelerinden birisi:


Hasan saglam abanmisti burda ama, defansa carpip korner oldu:


Chamakh ile bulduklari pozisyon. Mondi 2 hamlede tutmustu:


Son dakikalarda Necati'nin forvete yakismayan vurusuyla harcadigi pozisyon:


Mac sonu istatistikleri:


UEFA.com linkleri:
Report: Galatasaray held by Bordeaux
Press Information (PDF): Press Kit / Preview / Lineups / Half-time Report / Full-time Report / Player Statistics

Hoscakalin,

[Kemal Bakircioglu]

Bugun Galatasaray dengeli futbol oynadi, cok poziyona girlmedi ama pozisyon vermedi takim. Kacanda gol oldu. Nejatinin sorununu kendisi ile cozse takima yarari olan bir oyuncu.

Hakan Sukur ile oynamak aliskanlik oldugundan Hakan Sukur suz olunca golculer oksuz kaliyor. Ozellikle Avrupa kupasi maclarinda Hakan Sukur gerekli.

Gerets'e ve yonetime erken yuklenilmesini anlamak guc. Daha lig ,sampiyonlar ligi yeni basladi. Sorarlar peki bu hoca gitsinde yerine kim gelsin.

Diger takimlarda hic olmayan genclere yatirim yapiliyor en guzeli budur. Bugun en iyi oynayan iki oyuncusu Ferhat ile Arda takimin alt yapisindan geldi. Bunun meyveleri 2-3 sene sonra sampiyonlar liginde gorulur. Turk ligi icin daha cok erken konusmak .

[Tan Erten]

Ben de fazla karamsar degilim CL ve lig icin. Bugun sahaya cikan forvetlerin hepsi sakatliktan yeni cikmis, takimla ikinci maclari. Inamoto ve M. Topal da yeni. Muthis uyumlu, akici bir oyun ben zaten beklemiyordum. Hatta defans hatalarindan gol yiyebiliriz diye korkuyordum. Sonucta bir puan aldik en azindan. Deplasmana kadar takim toparlanir, daha uyumlu bir hale gelir. PSV-Liverpool macinin 0-0 bitmesi de iyi oldu bizim acimizdan.

Defansimiz konstrasyonu yuksek seviyede olunca rakibe ne kadar az pozisyon verdi, bunu gorduk. Sevindirici bir nokta. Ferhat CL macina ilk kez cikti, ama gayet iyiydi. Yalniz Ferhat ve Arda'nin fizik olarak kuvvetlendirilmeleri lazim. Artik agirlik mi calisirlar ne yaparlar bilemem ama biraz cocuk gibi kaliyorlar rakiplerin karsisinda. Yoksa ikisinin de oyun okuyusu, mucadelesi guzel.

Necati mac sonunda tribunler tarafindan yuhalandi. Bu futbolcu kendisini mutllaka sorgulamalidir. Gecen senenin ikinci yarisi berbatti, bu sene de kotu gidiyor. Bu formuyla Galatasaray'in boyle bir oyuncu tasiyacak hali yok. Eski haline bir an once donmeli, donemiyorsa gonderilmeli.

[Ufuk Sezekkaplan]

Ben de fazla karamsar degilim CL ve lig icin.

Necati mac sonunda tribunler tarafindan yuhalandi. Bu futbolcu kendisini mutllaka sorgulamalidir. Gecen senenin ikinci yarisi berbatti, bu sene de kotu gidiyor. Bu formuyla Galatasaray'in boyle bir oyuncu tasiyacak hali yok. Eski haline bir an once donmeli, donemiyorsa gonderilmeli.

Ben de karamsar degilim. 2 mac da ayni sonucla bittigine gore, bu grupta ilk maclar bosa gecti ve tum takimlar icin 5 maclik yeni bir turnuva basliyor diye dusunebiliriz. Fazladan 1 deplasmanimiz olacak.

Necati, Hasan Sas, Ergun, Okan, Ayhan, Hakan konusu ele alinmali. Bir kisminin yaslari geciyor ve onumuzdeki yillarda da belli isimlere mahkum bir futbol takimi olmaz. Profesyonelllik bunu kaldirmaz.

Bu saatten sonra 2 onemli dezavantajimiz var. 1.'si stadyum. Dunku rezillikten sonra seyirci bu stada zor gider. Bununla birlikte ben deplasmanlardan cok surpriz ve iyi sonuclarla donecegimizi dusunuyorum. Ikincisi, sezon basinda, Galatasaray'in en onemli sorunu forvettir dusuncesindeydim ve elinde bizden daha efektif adamlar olmasina ragmen FB'nin forvet transfer anlayisini ornek gostermistim. Simdi de tekrar etmek istiyorum, Galatasaray'da ciddi bir forvet ve ozellikle golcu sorunu vardir. Hakan Sukur, havaya sicrayip saga sola top indirme ozelligi disinda hicbir fayda saglamamaktadir; calim atamamakta, ceza alani icinden ve disindan sut cekememekte, verkaclara girememektedir. Necati'nin vucudunda bazi sorunlar var, kilosu fazla, beli donmuyor. Yani vucudu bize Adana'dan ilk geldigi zamanlaraki gibi degil. Ayrica moralitesi sifir. Ilk haftalar Ilic'le idare ettik ama su anda bir golcuye ihtiyacimiz var hersey Umit Karan'in form tutmasina bagli. O iyi oynamazsa, aglariz. Bence stadyum meselesi ile birlikte golcu konusu gundeme gelmeli.

[Selcuk Samli]

Dun aksam gordum ki Tomas iyi konsantre olunca bayagi iyi oynayabiliyor.Hagi'nin td oldugu seneki oyununu dusunuyorumda bu seneki oyununu anlamakta gucluk cekiyorum.Tomas ne kadar iyi bir oyuncu oldugunun farkinda degil,umarim bundan sonra boyle devam eder.Song her zamanki Song'du,umarim bir sakatlik,sanssizlik yasamaz.

Ferhat Denizlispor macindan sonra dun aksam da bayagi iyi oynadi.100%pozitif futbol oynamaga calisiyor(pas yapmayi,oyun kurmayi dusunuyor),bu cok olumlu zaten.Zor durumda kaldiginda topu uzaklastirmaga da basladi;ve bazen topun taca ve auta cikmasina da izin veriyor.Bu da olumlu,saglikli kararlar vermege basladi.Ikinci yarida rakip futbolcuyla ikili bir mucadeleye girdi,gures gibiydi neredeyse, ayakta kaldi topu kaptirmadi bu da cok iyi.Duzenli olarak oynamaga devam ettikce ozguveni artacak,daha da guclenecek,ve cok iyi bir sol bek kazanacagiz.Ortalarini da gelistirmesi gerekiyor.Keske Prekazi Turkiye'de olsa da, onunla calisabilse.

Sabri de iyi oynadi sag bekte,israr edilmesinde fayda var bence.

Arda iyi oynadi,takimin her seyi Arda'dan beklememesi lazim zaten.Keske sag kanatta gorev yapabilse,daha etkili olacak.

Forvetlerimiz formsuz maalesef,yine de Necati'nin yuhalanmasini tasvip etmiyorum.Hocasi gorev verdi,elinden geleni yapmaga calisti;formsuz...
Kazanilmasi gereken bir oyuncu.

Hucuma cikarken cok yavas hareket ediyoruz,SL'nde de yavas hareket ederseniz gol atma ve maci kazanma sansiniz azalir.

(Gelecek sezon Cafercan da tam olarak hazir olursa,iyi bir sol kanadimiz olacak.)

[Gökhan Özçelik]

Ferhat ilk kez şampiyonlar liginde oynamasına rağmen çok başarılıydı. Song ve Tomas da savunmada gayet iyiydiler. Arda hücumda en etkili olan oyuncumuzdu ama forvetlerimiz malesef çok formsuzlar. Inamoto ise henüz tam katkı sağlayamıyor takıma zamana ihtiyacı var.

[Ufuk Sezekkaplan]

Gecen hafta, icinde Umit Karanin dahil oldugu bir grubun, takim icindeki gruplasma ile ilgili Erdal veya Gerets'le gorustugunu duydum; bunu ciddi bir gazetede calisan bir arkadasim iletti ancak ben de o da bunu dogrulayamaz. Bununla birlikte Gerets'in Karan'i Denizli macinda ilk 11'e almamasini; mactan sonra Adnan Polat'in ters aciklamalarini; Gerets'in "sorunun ne oldugunu biliyorum ve bunu hemen cozecegim, goreceksiniz" demesini; hasta olmadigi halde Hakan'in derhal ilk 18'den kesilmesini birbirine baglayabiliriz.

Trabzonda Lazaroniyi yiyen hastalik simdi bizi de kemiriyor, basrollerde 2 Adnan var. Gerets'i yiyecekler ve Gerets bunu kesin ogrendigi icin kartlarini acti. Bordo maci, ozel oneminden dolayi dikkate alinmamali. Bu macta teknik olarak herkes ustune duseni yapti. Ama bu hafta bazi basin organlarinda ufurulmus haberlere, bazi oyuncularin agzindan alinan beyanatlara ve ozellikle Besiktas macina dikkat edin.

[Ozgur Huseyinoglu]

Necati mac sonunda tribunler tarafindan yuhalandi. Bu futbolcu kendisini mutllaka sorgulamalidir. Gecen senenin ikinci yarisi berbatti, bu sene de kotu gidiyor. Bu formuyla Galatasaray'in boyle bir oyuncu tasiyacak hali yok. Eski haline bir an once donmeli, donemiyorsa gonderilmeli.

Hakkatten yahu, mac sonunda tribunlerin neye, ne icin tepki verdigini orda olanlardan biri yansitabilir mi bir? Mac bitti 0-0, tamam, onca hazirlik filan da yapmisken tribunler, istenilen sonuc degil ama, oyle dunyanin sonu da degilken, bir islik firtinasi koptu. Ben neyi elestiriyorlar, neden ola ki bu diye dusunurken, bir de baktim, hem Bordeaux'lu oyuncular tribunleri alkisliyor, hem de Necati filan, diger takim arkadaslarini, tribunlere tesekkur etmeye cagiriyor gibiydi. Yani, tribunden alkis hesabi bir tepki duymus olsam, oyuncularin davranislariyla birebir oturacakti bu ama, islik benim bildigim, bizim memlekette elestiri icin kullanilir yahu, "gurultu" yapmak istenen ortamlar disinda?! Olimpigin akustiginden(?!) dolayi, alkislar, mikrofonlara islik gibi mi geldiola?!

[İsmail Cem İZGİ]

Birinci Olimpiyat Stadı Eziyeti

Bir sporseverin başından geçen olimpiyat stadı macerası..

Bütün gün işim bitse de şu maça gitsek artık diyerek heyecandan tir tir titreyip durdum. Eh sonunda işten çıktım, bir güzel yemeğimi de yedim, kız arkadaşımı ve başka bir arkadaşımıda yanıma alıp bize taahhüt edileren ve saat 20.30'a kadar sürecek "Olimpiyat" Stadı'na olan otobüs seferlerinden yararlanmak için saat 19.15 gibi Alisamiyen'e gittim.

Bu saatte bile otobüsler için uzun bir kuyruk vardı, otobüse binebilmek için 45 dakika beklemek zorunda kaldık. Orada taraftarlardan birisi saaat 6'da yola çıkan otobüs 8 de varmış gibi bir söz söylediyse de hiç birimiz ciddiye almak istemedik nedense? Neyse esas ilk büyük şoku otobüs şoförü yaşattı bize. Ağzından şu sözcükler döküldü;
"Arkadaşlar şimdi yolu bilen birisi yanıma gelsin, ben karşının şoförüyüm, buraları hiç bilmem." Aklıma hemen 100 tane otobüse 100 tane Avrupa yakasında oturan şoför bulamamışlarmı diye bir kıvılcım çaktı, içimden ufak ufak birilerini andım. Neyse sonuçta bulduk yolu bilen birilerini gönderdik şoförün yanına, başladı yolculuğumuz.

Yani İstanbul'da bu saatte ne kadar trafik olursa o kadar trafikle ilerlerken ikinci şoku TEM'e çıkınca yaşadık. 80 bin taraftarın beklendiği bir maç öncesi İstanbul Valiliği ve Belediyesi müthiş bir zeka örneği göstererek, TEM'e her türlü Tır, Kamyon, Uzun ve Geniş aracın girmesine izin verip dileyen taraftarların, aynı Evliya Çelebi'nin döneminde Anadolu'yu yere basmadan bir uçtan bir uca giden "afedersiniz" maymunlar gibi Tırların üzerinden seke seke "Olimpiyat" Stadına gideceğini düşünmüşler herhalde, ama Galatasaray Yönetimi bu konuda "Haydi Sarı Kırmızılılar Tırların Üzerinden Seke Seke Stada" şeklinde de bir kampanya başlatmadığı ve nacizane Türk Polisi'nin bizleri yeterince bu müthiş ulaşıma yönlendirmediği için olsa gerek, taraftar bu ulaşım şekline rağbet etmedi ve TEM'de olağan üstü (tabi bu durumda gayet olağan yaklaşık 20 bin araç artı yüzlerce "TIR") bir yoğunluk oldu.

Sonuç olarak tabiki buradanda kurtulup derin bir Ohhh çektik ve Stad yoluna dönerek "rahatladık!.."

Ama bilmediğimiz bir şey vardı ki macera asıl yeni başlıyordu. Kısa bir süre boş yolda ilerledikten sonra o kalabalık ve yoğun kırmızı ışıklar beynimizde ıyeniden ışıldadı. Bu ışıklar eşliğinde yavaaaş yavaaaş ilerlerken, ve artık otobüsün şoförüne edilmeyen laf (adamın ne günahı varsa) kalmamışken, büyük beyaz ışıklar aza da olsa coşmamıza sebep oldu. Ama stadın ışıklarını gördükten bir süre sonra kırmızı uzun bir halı, veya veya daha çok uuuupppuzunnnn kırmızı bir yılan ve maça kalan 15 dakikalık zaman insanların can havli ile kendilerini yollara atmalarına sebep oldu. Yanımda kız arkadaşım varken o anda gözüm yemedi ama baktım ki yetişilecek gibi değil, stadta 10 dakikada koşulabilecek mesafede, vurduk kendimizi yollara bizde. 2-3 dakika kadar koşarak ilerledikten sonra gerçek yüzümüze çarptı, evet stad 10 dakika mesafede idi ancak kuş uçuşu olarak. Önümüzde aşmamız gereken 2 yüksek tepe, dağ, bayır, diken, dere, büyük baş hayvanlar, börtü, böcek, yılan, köpek v.b . bir sürü başka engel tırmanmaya başladık. Elimde sevdiğim insanın eli, aklımda bu tepenin sonunda başka bir sevdiğime kavuşacak olmanın heycanı ile heryerime batan dikenleri unutup polyanacılığa başladım, "Yaw aslında ne zamandır da spor yapamıyoz iyi oldu ciğerlerimiz açıldı valla bu doğa havasında hemde." şeklinde söylenmeye başladım. Ha bu arada bu yol karanlık maranlıktı ama hiç birimiz zerre korkmadık çünkü dar patika yollar aynı bizim gibi bir çook Sarı-Kırmızı aşığı ile doluydu, ben diyim yüzlerce, siz diyin binlerce, hani o sırada kurt sürüsü çıksa karşımıza hepsini ezer geçeriz yani. Neyse ki kurt sürüsü çıkmadı ama başka cins bir bela çıkacaktı daha sonra.

Tüm dağları tepeleri aştığmızda maçın ilk yarım saati sona ermişti. Ama ilerleyişimiz devam ediyordu çünkü koskoca 25 bin kişilik kapalı tribünün girişi 3 metre genişliğinde bir kapıdan ibaretti ve biz onu bulmak için koşturuyorduk. Evet sonunda 35. dakika da falan bu kapıyı bulduk, ama o da ne maçın neredeyse yarısı gitmiş ama kapıda büyük bir izdiham; neden? Çünkü 3-5 tane polis dağları aşarak gelen yüzlerce insanın, soy ağacını çıkarıp, sülalesinde it uğursuz var mı diye öğreninceye kadar didik didik arıyor. Haliyle bu kadar çok şey yaşayan insanlar köpürdükçe köpürdü ve başladı Galatasaray yönetimine sövmeye. Ama benim polisim insanlara daha sıcak ve huyuna giderek yaklaşacağına tüm bu çilerden sonra ne yapacağını şaşırıp küfreden bir kaç vatandaşı yaka paça götürmeye çalıştı. Doğal olarakta orada bulunan kadınlı çocuklu yüzlerle insanın tepkisiyle karşılaştı. Evet o arkadaşları onlara vermedik, zorlada olsa araya girerek polise diklenerek de olsa vermedik. Ama benim polisim durmadı kapıları yüzümüze kapatıp, içeride kalan 1-2 vatandaşımızı tellerin arkasında, "Vurmayın İnsafsızlar!!!" çığlıları arasında, toplu halde hem de öldüresiye COPLADI!!! Yani oraya bu kadar çileyi COPLARLA hastanelik olmak için çekenler vardı aramızda dün gece.

O kapalı kapının önünde, elimizde biletlerimiz, giremediğimiz bir maç ve az önce yaşanan olayların şoku, kollarımın arasında korkudan ve şoktan hüngür hüngür ağlayan kız arkadaşım, biraz ileride çocukları dövmesinler diye yalvaran arkadaşım ve diğer insanlar, buraya gelirken çektiğim onca çile o bir kaç dakikalık şok anında aklımdan geçenleri kelimelere dökecek gücüm yok ne yazık ki, ve kimsenin de olabileceğini zannetmiyorum.

Bu şoku atlatıp biraz ileride bir kapı daha olduğunu (yani 25 taraftara 3'er metrelik 2 kapı) gördük ve oradan sorunsuzca içeri girdik. Ama o kapıda bulunan bir komiserin söyledikleri aslında işlerin nasıl olması gerektiğini çok güzel gösteriyordu. Keşke Türkiye'de orada yüzünü bile göremediğim o komiser gibi daha bir çok insan olsa; "Tamam tamam aramayın öyle iyice, bırakın geçsin insanlar bir an önce." Yani çok mu zor bir insanın şunları söylemesi biraz olsun insiyatif alması.

Sonuç olarak maçın 41. dakikasında sahayı görme şansım oldu ve bunada şükrediyorum. Ha bir daha gidermiyim bu stada evet giderim isterse maç Ağrı Dağının zirvesinde olsun Galatasaray oraya da tırmanır yine giderim maçına.

Ama bize dün akşam ki çileyi ve işkenceyi yaşatan ve bunların olmasında emeği geçen herkesi, en az geçenden baş sorumlusuna, cop vuran polisinden Belediye Başkanı'na kadar Allah'a havale ediyorum, Allah'larından bulsunlar diyorum.

Aslında bu yazıyı sabah yazmıştım ama, forumun azizliğine uğradım şimdi tekrar yazdım. Maç yorumunu yazmaya biraz üşendim onu da yarın eklerim artık.

Bu arada çok uzun oldu kusura bakmayın ama çok doluyum yüzden mazur görürsünüz umarım..

[Serif Halimler]

Sizler Istanbul da AOS eziyeti ecktiniz, bizler Avrupa da Start TV rezaleti.
Yillardir tüm Sampi lig maclarini Avrupa ya da yayinlayan STAR TV nedense Sali aksami GALATARASAY in Sampi lig macini yayinlamadi.
Bu aksam oynanan 4 UEFA kupasi maci da Avrupa ya yayinlandi. Özellikle EURO D kanalindan BJK ve FB maclarini EURO kanallari üzerinden Avrupa ya yayinlayan, fakat GS macini EURO STAR dan yayinlamayan DOGAN grubu Sali aksami Avrupa da yasiyan milyonlarca insanimizin iyi dileklerini aldi.
DOGAN MEDYA GRUBUNUN BU TUTMUNDA KASIT OLDUGUNU DÜSÜNÜYORUM.

[Niyazi Gunay]

Sizler Istanbul da AOS eziyeti ecktiniz, bizler Avrupa da Start TV rezaleti.
Yillardir tüm Sampi lig maclarini Avrupa ya da yayinlayan STAR TV nedense Sali aksami GALATARASAY in Sampi lig macini yayinlamadi.
Bu aksam oynanan 4 UEFA kupasi maci da Avrupa ya yayinlandi. Özellikle EURO D kanalindan BJK ve FB maclarini EURO kanallari üzerinden Avrupa ya yayinlayan, fakat GS macini EURO STAR dan yayinlamayan DOGAN grubu Sali aksami Avrupa da yasiyan milyonlarca insanimizin iyi dileklerini aldi.
DOGAN MEDYA GRUBUNUN BU TUTMUNDA KASIT OLDUGUNU DÜSÜNÜYORUM.

Kasit yok, yayinlama haklari yok. Diger Avrupali yayincilar bu konuda cok ciddi kurralar getirtiler.Star sadece Turkiye de SL maclari gosterebiliyor. Tek careniz Digiturk'un anahtarini Turkiyeden getirmis olan bie ev, veya kahve bulmak. Bende bu konuda cok magdur oldum ama nafile...

[Serif Halimler]

Niyazi kardesim,
yayin kurallari , anlasma sartlari vs, ile ilgili her konuda durumun UEFA tarafindan ne kadar iyi kontrol edildigini anliyorum. Fakaat gecen yil sampi lig FB maclarini EURO START dan izlettiler. dün aksam UEFA kupasinda oynanan FB ve BJk maclarini da yayinladilar. Demek ki isteyince oluyormus.
Sevgiler - Serif