Page 5 of 5

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Mon Oct 19, 2009 7:34 pm
by Mehmet Cirak
Elano yeni Brezilya'dan gelmedi mi? Yanilmiyorsam Bolivya ile Bolivya'da oynadi Brezilya. Simdi Elano'nun dinlendirilmesi mantikli degil mi?

Ayhan polisi olarak o tartismaya girmiyorum bile, sadece guluyorum artik.

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Mon Oct 19, 2009 9:31 pm
by Cengiz Akgun
Mehmet Cirak wrote:Elano yeni Brezilya'dan gelmedi mi? Yanilmiyorsam Bolivya ile Bolivya'da oynadi Brezilya. Simdi Elano'nun dinlendirilmesi mantikli degil mi?

Ayhan polisi olarak o tartismaya girmiyorum bile, sadece guluyorum artik.
Brezilya evinde Venuzuella ile oynamis gecen Carsamba. Turk hava yollari Rio
direk ucmuyor galiba (ama enayilik ediyor aslinda. Turkiyede bu kadar adam futbol oynuyor.) ama Avrupaya direk ucuslar vizir vizir. Bu adam herhalde bunca saatlik ucuslara para harcanmasin diye coach dedikleri davar yuku olarak degil birinci sinif olarak biniyordur. 18 saatlik bir Avusturalya ucusum var first class 1998 de idi. O zaman sirketler paralari su gibi harcarlardi. San Fransisco'da ucak degistirdimdi. Birinden indim oburune hostes esliginde bindirdilerdi. Ozel olarak gelip beni aldi idi kadincagiz servisin bir parcasi olarak. Bir elim yagda biri elim balda gittim. Utanmasam neredeyse Istanbula ilk defa gelip donerken hazir gelmisken diyen laz fikrasindaki gib ben de hazir birinci sinif ucarken diyecektim. Rio'da New York'tan birinci sinif gidisim vardir. Annemle gitmistik rahmetli'nin cok hosuna gitmisti birinci sinif. Diyecegim odur ki mesafe uzadikca servis de o kadar artip guzellesiyor. Sonra Amerika icinde saga sola ucarken de annem o degilden birinci sinif mi gidecegiz diye bir sure sormustu. Bilmem anlatabiliyor muyum.

Herkez ucakta ne kadar rahat olursa olsun uyuyamazdi eskiden, bu dogru ama benim gibi gece kusu bile birkac saat dalmisti gak deyince icecek guk dediginde yiyecek giderken. Simdi bir de gurultu kesen kulakliklarda var ugultu ninni gibi geliyor. Elano tas catlasa Cuma gunu oglen saatlerinde Ataturk havaalininda arz-i endam edip limosuna binmis olmali idi. Bu adam ASY mac icin iki gun icinde dinlenemiyorsa (cumartesi oglen 24 pazar gunu oglen 48 saat oluyor) hem de o yasta ben ne yapacagim ya. Honoluluya davar sinifinda 10.5 saat direk ucusla gittim. 9.5 saate de geldim. Iki gun bacaklarim neredeyse iki buklum oturmaktan sancidi. Yanimda kasik dusmani olmasa otomatik birinci sinifa cikacaktim. O da fena alisti neden birinci sinif degil diye belim cok agridi diye cok sizlandi donus yolunda. Rahatliga alismak cok kotu. Allah kimseyi atdan indirip esege bindirmesin.

Elano bu yasta hem birinci sinif ucacak hemde iki gun dinlendirilecek. Valla ne kadar guzel degil mi Mehmed'im. Ha agabey zaten sahdi sahbaz olmasin diye dinlendirmeleri lazim diyorsan bu iste bir bit yenigi var. Brezilya hocasi bu herifi taa buralardan sokup alip kupaya gidisi garanti olan Brezilya milli takimina hala cagiriyor (oynamis mi bilmiyorum)r ama bizim Frank hala bu adami oynatamadi dersen bak o zaman seninle beraberim.

Ayhan polisi deyimi benim ama bak ben artik sesimi cikarmiyorum. Butun futbolu bilmeyenler sizin gibi bilenler kadar sabirli olamiyor bagiriyorlar iste Ayhan'in yuzunden gol yedik diye. Ayhan topla bulustumu en azindan bes metre otesinde olacak rakip oyuncu ki kaptirmadan dogru durust ileriye pas versin. Kabahat ona o topu atan Mustafa'da.

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Mon Oct 19, 2009 11:17 pm
by Mehmet Cirak
Maci izleyemedim, North Carolina'nin Asheville yakinlarindaki daglarinda yuruyuse cikmistim bu hafta sonu. Bu mevsimde bu daglar cok guzel olur, agaclarin yapraklari renk degistirir, ve bir kac gun icinde dokuluverir. Biz de yapraklar dokulmeden gidelim dedik, benim tabi aklim macta kaldi. Pazar gunu yururken bir yandan surekli cep telefonuna bakiyorum, acaba bir data sinyali yakalarim da macin skorunu ogrenebilir miyim diye. Sonra bir yer buldum, orada skorun 2-0 oldugunu ogrendim, guzelim vahsi doganin ortasinda "oleeeey beee!" diye haykirisimi yaptim. Hastalik iste bizimkisi. Sonra sinyal uzun bir sure kayboldu, artik mac da bitmisti. Guzelim daglardan ve ormanlardan tekrar karayoluna cikinca ilk isim foruma bakmak oldu. "Allah" dedim, yorumlara bakip "gene berbat bir mac olmus", "bizim Ayhan sicmis batirmis" diye bir de ben ona icimden kufur ettim.

Sonra gece eve geldim, bir lig tv'ye bakayim dedim, o da ne, sansima maci tekrar veriyorlar! Oturdum izledim ve anladim ki burada yazilanlari okuduktan sonra kafamda canlananlarla gercek macin alakasi yok. Bir kere Ayhan golde topu kaptirmis, eyvallah. Ama onun hatasi 30% ise, ona o sekilde pas atanin hatasi 70%. Yuzu kendi kalesine donuk olan adama, uzerinde iki kisi varken, etrafta cok daha iyi opsiyonlar varken, o siddete pas atilmaz. Ayhan da topuk hareketiyle topu obur tarafa vereyim derken verememis ve kaptirmis. Peki golu onun yuzunden yedik (zaten goller genelde birileri yuzunden yenir, benim bildigim), ama oyununa laf edilmesine anlam veremiyorum acikcasi. Takimin en fazla kosan adami, en yuksek pas yuzdesiyle oynayan adami, ve en cok top calan adami. Ama iste her goz farkli goruyor, bunu surekli taritisip tartisip, "aha gordun mu begendigin adam sicti", "aha gordun mu begenmedigin adam nasil gol pasi verdi" diye birbirimizi kirmamiza gerek yok.

Bir de Mustafa'nin kafayla Trabzon'lu oyuncunun onune biraktigi top var, eger hatadan bahsedeceksek. Mactaki en buyuk bireysel hata bu bence, ama bu da Mustafa'yi benim gozumde kotu bir oyuncu yapmiyor, cocuk fena oynamamis bu macta da.

Elano konusunda da Rijkaard'in boyle bir tercih yapmasini seyahate bagliyorum ben. Zaten adamin fizik gucu hala yeterli degil. Haa belki yedekten sokabilirdi, ama ne olup bittigini bilmeden kimseyi niye oynatmadi, niye oynamadi diye suclamak dogru gelmiyor.

Bizim takim gol attiktan sonra gevsiyor, kosmayi birakiyor. Gol yiyince gene bastirmaya basliyor. 2-0'dan sonra resmen bir gevseme olmus, sonra 4-2'den sonra keza ayni sekilde. Eger Barcelona zihniyetiyle oynayacaksak, topun kontrolu en az 60% oraninda biz de olmali. O zaman ileri gitmesek bile, karsi takim gol atamaz. Daha her mac topu 60% kontrol edecek seviyeye gelmedik. Ustelik topu alanin gol atmaya calistigi bir ortamda zaten boyle bir kontrol olamaz. Daha yavas, daha sabirli, daha biktirici oynamamiz lazim.

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Mon Oct 19, 2009 11:19 pm
by Cengiz Akgun
Macin ozeti.



Mustafa'nin hareketi penalti diyenler var. Ingilterede filan buna perdeleme ya da engelleme demiyorlar. Biraz lodosta iskeleye yanasan Kadikoy-karakoy vapuru gibi yandan bodoslamasi kontrolsuz gibi. Bir evvelki gun Kasimpasa'ya penalti verip Ferrari'yi atan buna haydi haydi calardi penaltiyi.

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Mon Oct 19, 2009 11:47 pm
by Mehmet Gorgen
Image

Re: TSL 9. Galatasaray-Trabzon 4-3 (Kewell,Servet,Arda,Baros)

Posted: Tue Oct 20, 2009 2:15 am
by Cengiz Akgun
Cengiz Akgun wrote:Kafam bozuldu kablodaki butun soccer kanallarini actirdim. Sonra guney Amerika ligleri bu heriflerin kisisel oyuna prim vermeleri yuzunden biraktim. Sadece ingiliz, Alman, ispamyol. Ve Italyan liglerini izliyorum.

Roma-Milan macinin hakemi Turk hakeminden hicbir farki yok. Penalti uydurma mi istersin olmayan faul mu. Hepsi var.
Onlarda da Doberman var mi sanmiyorum. Herifin adi Rosetti. Bence Biunyamin Gezer den ustun degil.
Bu Rosetti hakkinda bir haber var. BJK macini bu yonetecekmis. Dun aeyrettigimde Milan'a bedava bir penalti caldi. Macin sonunda bir Milan kaptanini mactan atti ama is bitmisti. Milan 2-1 onde idi Roma onunde. Saibeli imis Hurriyete gore,

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=211