Page 38 of 95

Posted: Wed Jul 09, 2008 1:32 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Istanbul'da ABD konsolosluguna saldiri olmus, 3 koruma polisi sehit olmus, uc saldirani da indirmisler.

EDIT:Kacanlar oldugu soyleniyor, Istanbul polisi insan avina baslamis.Sehitlere Allah Rahmet Eylesin.

Ne buyuk bir IRONI dir bu ABD'yi korurken yasamini yitirmek :cry:


BBC
http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/7497049.stm


Attack at US Istanbul consulate

Turkey has seen armed attacks from a variety of groups over the years
Three policemen and three gunmen have been killed in an armed attack near the US consulate in the Turkish city of Istanbul, its governor has said.

The identity of the attackers is still unclear, but they are said to have begun shooting at police outside the main entrance at 1100 (0800 GMT).

The ensuing gun battle, which lasted for at least seven minutes, is reported to have left several others injured.

There are no reports of any injuries to staff working in the consulate itself.

After the 11 September 2001 attacks on New York and Washington, the consulate was moved from the centre of Istanbul to a hill on the outskirts.

It opened in 2003, and has checkpoints and barriers well away from the main building.

Posted: Wed Jul 09, 2008 9:11 pm
by Mert Tokman
Amerika'da yasayip Fox Soccer Channel'i olanlara bir haber veriyim dedim...

Turkiye U-21 milli takiminin mayis ayinda Toulan turnuvasinda oynadigi maclardan Italya ile olani bu aksam saat 8'de (EST), Fildisi Sahilleri ile olani da yarin aksam 8'de (EST) tekrar gosterilecek.

Aydin'i seyredin :D

Posted: Wed Jul 09, 2008 10:18 pm
by Cengiz Akgun
Dun basladigimizi bugun bitirelim. Bar Harbor'dan sonra George Bush Sr. haritaya koydugu Kennebunkport'da gorelim dedik. Bu arada soyleyeyim. Maine'de istakozdan sonra meshur olan yiyecek ya da meyva Blue Berry dedikleri (ki onlar wilde berry diyorlar) sey. Bizde yendigini sanmiyorum ama mavi meyvamsi sey var. Uzum salkimi gibi tesbih boncugu buyuklugunde taneler. Eksimsi bir tadi var. Turkiyede daha cok kuslar filan yer. Kucuk kiz cocuklari filan bununla agizlarini mora boyarlardi. Simdi Amerikada yiyorlar diye yeniyor mu bilmem. Bununla cok guzel dondurma, turta, kek ve en onemlisi kahvaltida yedikleri pancake'leri yapiyorlar. Sebil bir sekilde her yerde satiliyor.

Maine'nin plajlari Portland sehrinin guneyinde basliyor. BAr harbor'dan 3.5 saatlik bir mesefade. Kennebunkport kucuk olmasina kucuk ama zengin bir kasaba. Oldukca luks araba ve bakimli kadinli kizli bir topluluk yazini burada geciriyor. Baba Bush'un da burada yazlik bir kasahanesi var. Kasabanin arka yolundan gidiliyor ama yoldan evi gormek mumkun degil. Evi gormek icin yolda bir duraklama yeri yapmislar. Buradan denize nazir ev gozukuyor. Ama bizim ugradigimizda cok sis vardi goremedik orasi baska. Hava sicak olunca soguk okyanustan serin bir sis tabakasi kalkiyor. Downtown dedikleri kasabanin ana meydanina Dock Square adini vermisler. Resturan ve hediyelik esya satan dukkanlarla dolu. Kasaba bir nehrin agzinda. Yolda acilir kapanir bir kopru var ama artik acip kapamiyorlarmis. Bu sahile mahsus Turmalin denilen denizdeki mikadan mucevherler yapiliyor. Her renkten renk verdiriyorlar. Ama turist kazigi. Semi-prescious dedikleri bu taslari 300-40 dolardan baslayip 5-6 bin dolara kadar satiyorlar. Bizim hanim anlar bu isten. Turkce cok para cok para dedi durdu. Yani kargayi papagan diye satiyorlar.

Istakoz yemege devem ederek iki gunde burada gecirdik. Sozun kisasi su. Serin bir yaz tatili gecirmek isteyene Maine bicilmis bir kaftan. Dondugumuzde New Jersey'in bogucu 90F ustu sicakligi ile karsilasinca kiymetini bir daha da anliyor insan. Insanlari temiz kizlari sulun gibi boylu boslu guzel bir yer. Istakoz ve deniz urunu bakimindan bolluk ortada. Araba ile biraz uzun sayilsada ben zorluk cekmedim. Bildigim kadari ile Bangor diye uluslarlar arasi bir havaalani var Bar Harbor'a yakin. Kiralik araba ile de gezilebilir. Bar Harbor'a uolcu gemileride ugruyor. Biz orada iken Holland Amerika'nin Maasdam adli gemisi vardi. Biz ayrilirken QE 2 gelmisti. Yalniz gemiler gundelik indir bindir yapip sabah ugrayip aksam yollarina devam ediyorlar.

Ben balayimi Massachusett eyaletinin Boston'un sayfiyesi olan Cape Cod'da gecirmistim. Orasida guzeldi. Amerikaya ayak bastiktan sonra 6 ay kadar Connecticut'da Bridgeport'da gecirmistim. Amerikada New England denince akla gelen Connecticut, Rhode Island, Massachusett, Vermount, New Hampshire, ve Maine akla gelir. Bunlardan Vermount ve New Hampshire'i gormedim. New Hampshire'dan gecerek Maine'e giriliyor gerci.

Rhode Island'da guzel kucuk bir eyalet. Newport zenginlerin vaktiyle yaptiklari Kasr'la dolu. Boston'da cok guzel bir sehir. Mert gibi hocalik yapip yazin vakti olanlara ne mutlu. Kisisn Vermount'da kis sporlarida yapiliyor. Amerikanin zengin yerleri New England.

Ama ne olursa olsun Bogazda izgara balik, roka salata, ve buz raki gozumde tutuyor. Her ne kadar Istanbul beton yigini olarak cayir cayir sicakta yaniyor olsada. Ah ahh.

Posted: Mon Jul 14, 2008 3:32 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Ta$ olucaz taaaa$ :D

Dun aksam kainat guzellik yarismasi vardi.

Yine Venezuela'li bir hatun kisi kazandi.

http://galeri.internethaber.com/gallery ... =1692&no=1

Havasina suyuna tasina topragina
Bincan feda olsun Venezuela yurduma diyesi geliyor insanin.

Ulan Viyana'ya kadar git
Fethetme gel
Dusuncenize Kanuni'nin ordularinin Viyana'yi almis oldugunu :D

Yanlis zamanda dogmusuz
En birinci akinci ben olurdum be :D

Posted: Wed Jul 16, 2008 6:21 am
by Murat Kara
Dil konusunda patlak veren tartismayi buraya tasiyorum. Yoksa transferin kendi dili var ve orada o dilden konusmak gerekecek. O da beni zora sokar, elim ayagima dolasir.

Ismail sekle degil, icerige bakin diye bagira bagira gitti. Yani konu dil konusu degil, uslup konusu dedi durdu ama bakti dinleyen yok o da sikayet ettigi uslubu kullanip, carpti kapiyi gitti. Umarim geri gelir. (Hem sana ne oldu boyle Ismail? Askerlik oncesi ile askerlik sonrasi Ismail arasinda epey fark var buradan goruldugu kadariyla.)

Buna ragmen ben dil konusunda bir iki laf edeyim. Bu konu zaman zaman gundeme oturuyor.

Dili kulturden ayirmak mumkun degil. Dil, kulturu, kultur de dili belirliyor. Eger dilde bir 'yozlasma' soz konusu ise o zaman o yozlasmanin kultur yozlazmasi ile ic ice oldugunu once kabul etmek gerekir.

Ilk once 'yozlasmayi' tanimlamak lazim. Benim anladigim kadariyla gramer yapisindaki bozulma bir yozlasmaya isaret eder. Ancak yeni kelimeler dile giriyorsa, giris yerine pek bakmadan dilin evrimlestigini soylemek daha dogru olur. Bu evrimlesme sirasinda gramer degisiklikleri de olacaktir ama bunu belli sinirlar icersinde kalmasi icin caba sarf etmek gerekir. Ancak bu cabanin Turk Dil Kurumu gibi burokratlar tarafindan degil yazarlar, sanatcilar, bilim adamlari vs tarafindan harcanmasi gerekir. Mesela, Orhan Pamuk roman yazarken bu duruma dikkat etmek konumunda. Uzerinde bir sorumluk olusuyor otomatik olarak.

Ancak isin her zaman oldugu gibi bir de siyasi yonu var. Tarih boyunca bu dil, din, milliyet konulari surekli olarak somurulmus. Bunun bir yan etkisi olarak mesela genelde fasistler bu dil konusunu cok onemsemisler. Bu dil konusunu onemseyen herkes fasist ya da milliyetci demek olmuyor ama dil konusunda yazarken cok dikkat etmek gerektigi anlamina geliyor.

Bir de yazis stili var. Kimisi konusma dili ile yaziyor, digeri 'cok saygili' yaziyor, bir digeri argo, baska birisi Ingilizce'den direk tercume edilmis gibi yaziyor. Kimisi aceleyle, kimisi onemseyerek yaziyor. Bunlara kimsenin bir sey demeye hakki yok.

O nedenle insanlari kutucuklara koymaya gerek yok. Sanirim Ismail de bugun ters tarafindan kalmis ve icine kondugu kutu biraz dar gelmis. Soyle eliyle itiverse delik acip cikacakken, hop diye atlayarak cikmaya calisti kutudan kafasi tavana carpti.

Sonuc olarak Turkce foruma yazarken, turkceye dikkat etmek lazim. Sirf diger insanlara saygi icin bile olsa. Insanin yaptigi her iste dikkatli olmasi gerektigi gibi. Ote yandan secimini yapmis insanlara da, cok rahatsiz edici bir durum yoksa, ses cikarmamak lazim.

Posted: Wed Jul 16, 2008 12:57 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Turkce'nin dogru kullanimi ile ilgili herkes gibi benim de uygulama zorluklarim var.

Soyle dusunuyorum, yazarken mutlaka imlaya dikkat edilmeli. O nedenle Ozan'in (yilin bu aylarina tesadufen eden :? ) "yeniler, yazim kurallarina uygun davranin len" uyarilarini destekliyorum. Imla, bir anlamda okuyana saygi ifadesidir ve ben kisisel olarak, kucuk harflerle yazilan yazilari okuyamiyorum.

Oz Turkce kullanimi hakkinda biraz farkli dusunuyorum, bana gore dilde yerini bulmus bir kelime, artik Turkcedir. Yabancı olduguna bakilmaz.

Forum, mesela; latince kokenli. Bunu Turkce gormek lazim. Dile girmis, kabul gormus, karsiligi uretilememis veya benimsenmemis.

Dili konusanlar istikrarla (uzun yillar) bu kelimeyi terk etmemislerse, kelimenin Arapca Farsca, Ingilizce, Yunanca olmasi fark etmez; artik Turkcedir.

Hatta kelime zamanla terk edildiyse bile bazen onu kullanmak hos olabilir.

Tayyare kelimesine TDK 1940'larda ucak dedi ve bu kelime benimsendi. Ama bir yazida biri "Lincoln efendi bugun takimi tayyare gibi ucuracak" derse, bence bundan bir bunalim cikmamali. Cunku bu forumda bunu okuyanlar kelimenin anlamini, arka plandaki mizahi idrak edecek adamlar.

Ismail'in "mutekaid" lafi beni guldurdu, aslinda cumlenin tamami bence mizah iceriyor ve o kelimenin yerinde emekli olsa o etkiyi yaratmazdi. Bundan tartisma cikmamasi lazim.

Ozturkce kelimenin Turkce'de tutup tutmayacagi da ayri bir tartismadir mesela hukuk kelimesinin karsiligi olarak zamaninda TDK "tuze" kelimesini onermis. Hatta bir tarihte Sulh Tuze Yargıcligina gibi dilekceler yazilmis, ama bu karsilik tutmamis. Ayni kelime buna ragmen "tuzel kisilik" ibaresinde tutmus, simdi kimse "hukmi sahsiyet" demiyor.

Genellikle hukukcularin ve tip doktorlarinin agdali konustugu gibi genel bir kani vardir.

Benim gordugum, konusunu ve onun terminolojisini iyi bilen kisiler (ayrica yabanci dili iyi bilenler), o dili ne kadar iyi biliyorsa o kadar temiz ve dikkatli konusuyorlar. 4 kelimelik bir cumleyi 3 Ingilizce 1 Turkce yapanlar genellikle okuldan yeni firlayip plazalara kapagi atan veletlerle kariyer disinda ayri bir hayati olmayan ablalari: "aabii bizim merger projesine partner da involve oldu, perfekt oldu yaaaa" gibi.

Tanidigim bircok tip doktoru var, cok sadece ve basit sekilde adama derdini anlatiyorlar. Ne kadar cok uzmansa dili o kadar anlasilir ve sade oluyor.
Cengiz Akgun wrote:Hukukcularin ve ozellikle avukatlarin boyle alengirli Arapca kelimelerle dolu belgelerle ve mahkemede konusmalari mesleklerini korumak ve meslek sirri icindir. Okudugunuzu anlarsaniz o zaman onlara pek luzum kalmaz.
Agbi buna pek katilmiyorum. Avukat veya tip doktoru olmak icin bir suru ogrenim asamasindan ve mesleki uygulamadan gecmek zorundasin. Dili temiz konustugunda, sokaktaki adamin sana ihtiyaci azalacak mi? Bu durumda mesela adam gidip diplomasiz tip doktorlugu mu yapacak? Tip kitaplari anlasilir diye teshisi kendi yapip tedavi mi bulacak? Bence iyi bir arguman degil :?

not: MGC gecenlerde biri icin "yilin dildo odulu verilsin" demisti. Dildo ne menem birseydir kardesim, aciklansin. Bilmek zorunda miyiz? :D

Posted: Wed Jul 16, 2008 1:45 pm
by Mert Tokman
Ismail'in bu "mutekaid" lafina gelmeden evvel antu forumunu devamli buraya tasimasindan dolayi uyarilmasi lazimdi. Katildigi baska forumlar var galiba - cok ozleyen gider oralarda bulur Ismail'i.

Dil konusuna gelince - benim fikrim: keske butun dunya ayni dili konussaydi...

Posted: Wed Jul 16, 2008 4:34 pm
by Ozan Ersoy
Mert Tokman wrote:Ismail'in bu "mutekaid" lafina gelmeden evvel antu forumunu devamli buraya tasimasindan dolayi uyarilmasi lazimdi. Katildigi baska forumlar var galiba - cok ozleyen gider oralarda bulur Ismail'i.

Dil konusuna gelince - benim fikrim: keske butun dunya ayni dili konussaydi...
Onu da yaptik Mert'cim. Daha once kopan patirtiyi biliyorsun. Yine uyariyi ben yapmistim bir baska arkadasa. Hem de yaparken nazik bir dil kullandim, neden yapilmamasini istedigimizi de acikladim. Orkun hakkinda asy.net'e acilan anketi buraya tasimisti o arkadas. Yine hepsi ustume cullandi (tesekkurler Murat). Ben Ismail'e "Yasak oldugunu biliyorsun. Niye baska forumdan bunlari tasiyorsun buraya?" desem yine ayni kiyamet kopardi.

Benim bir sorunum yok baska bir forumdan bir bilgi varsa buraya tasinmasina. 2 hafta once guzel bir arastirmayi gecmis bir GS'li arkadas orada. Ben bile kullandim o bilgileri. Hani su Arsenal ortalama pas zamani 1:15 saniye imis, Alman takimlari 2 saniye ortalama ile oynuyormus vs. Sonra arastirdim meger Suddeutche Zeitung gazetesinde cikmis o yazi ama aslini bulamadigim icin buraya gecemedim.

Getirin arkadaslar farketmez. Kendi yorumunuz olarak gostermedikten yani calinti yapmadiktan sonra varsa bir bilgi paylasmak istediginiz getirin. Herkesin her forumu okuma zamani yok. Yeni transfer konusunda biri falanca forumda su bilgileri derlemis demekle, falanca gazeteden almanin hic bir farki yok. Ama "o soyle demis, o boyle demis, falanca takimin taraftari boyle kufur ediyor, boyle yeriyor oyuncumuzu, bunlar ezik oglu ezikler, bakin nasil kafayi yemisler" Bunlar bir bilgi, veri degil ve forumda kendi tartismamizi zaten yaptigimiz icin baska tartismalar gereksiz, fazla...
Murat Kara wrote:Dili kulturden ayirmak mumkun degil. Dil, kulturu, kultur de dili belirliyor. Eger dilde bir 'yozlasma' soz konusu ise o zaman o yozlasmanin kultur yozlazmasi ile ic ice oldugunu once kabul etmek gerekir.

Ilk once 'yozlasmayi' tanimlamak lazim. Benim anladigim kadariyla gramer yapisindaki bozulma bir yozlasmaya isaret eder. Ancak yeni kelimeler dile giriyorsa, giris yerine pek bakmadan dilin evrimlestigini soylemek daha dogru olur. Bu evrimlesme sirasinda gramer degisiklikleri de olacaktir ama bunu belli sinirlar icersinde kalmasi icin caba sarf etmek gerekir. Ancak bu cabanin Turk Dil Kurumu gibi burokratlar tarafindan degil yazarlar, sanatcilar, bilim adamlari vs tarafindan harcanmasi gerekir. Mesela, Orhan Pamuk roman yazarken bu duruma dikkat etmek konumunda. Uzerinde bir sorumluk olusuyor otomatik olarak.
Cok dogru. Butun dedigim de zaten su iki paragrafda geciyor. Bizler neyiz? Yazar. Sorumlugumumuz var. Bu kadar, baska bir sey de demedim. Dilini ince ince dograyip olduren sorumsuz davraniyor.
Benim gordugum, konusunu ve onun terminolojisini iyi bilen kisiler (ayrica yabanci dili iyi bilenler), o dili ne kadar iyi biliyorsa o kadar temiz ve dikkatli konusuyorlar. 4 kelimelik bir cumleyi 3 Ingilizce 1 Turkce yapanlar genellikle okuldan yeni firlayip plazalara kapagi atan veletlerle kariyer disinda ayri bir hayati olmayan ablalari: "aabii bizim merger projesine partner da involve oldu, perfekt oldu yaaaa" gibi.
Ufuk'cum bu oyle kucumsenecek bir durum degil ama. Dilimize yerlesen ve sonra asla kurtulamadigimiz Arapca, Farsca ve Fransizca sozcukler ayni mantikla yerlesmisler. Bundan 20 sene sonra bu veletler bardak olacak bir bakmissin mörcir deniyor cevrende, cocuklar ilkokulda pörfekt karneler getiriyorlar. Ne guzel buyuk unlu uyumuna da uyuyor.

Bunun sonu "kultur yozlasmasi" yukarda Murat Kara'nin dedigi gibi. Kendi kulturune sahip cikmayanin sonu her zaman kotu olmus tarihte. Curume, yozlasma sonunda kendi kimliklerini yitirip tarihin tozlu yapraklarinda yer almislar. Tersini yapan da dimdik ayakta durmus. Bu asla baska kulturu incelemeyin, ogrenmeyin demek degil ama bunu yapanin kendini korumasi gerekiyor. Israrla bilse de Ingilizce konusmayan ya da Ingilizce ogrenmemekte direnen "onlar benim dilimi ogrensin" diyen Fransiz'lar coktur. Bu dusunce bagnazlik, ters teper.

Ozan Ersoy

Posted: Wed Jul 16, 2008 4:56 pm
by Murat Kara
Ozan Ersoy wrote:Yine hepsi ustume cuvallandi.
Cullandi.

Posted: Wed Jul 16, 2008 5:02 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Ufuk Sezekkaplan wrote:not: MGC gecenlerde biri icin "yilin dildo odulu verilsin" demisti. Dildo ne menem birseydir kardesim, aciklansin. Bilmek zorunda miyiz? :D
Kelimeler kifayetsiz kaldi senin bu guzide sorunla :D
Sana "Lock, Stock and Two Smoking Barrels" filminde cinayet aleti olarak kullanildigini soylesem.

Ustelik adi da "BLACK MAMBA" :D
(Orijinal ismidir ben ellemedim, Allah Elletmesin ) :D

Posted: Wed Jul 16, 2008 5:20 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Deep Throat diye bir film varmis onun da tum zamanlarin en iyisi oldugunu soyluyorlar (belgesel nitelikte). Bir de Kiss'in Love Gun, David Lee Roth'un da Elephant Gun diye 2 bestesi var bu konuda.

Bu durumda surekli silahtan bahsedildigine gore, tabanca gibi birsey olmali. Bilgi icin sagol :shock:

Posted: Wed Jul 16, 2008 5:23 pm
by Cengiz Akgun
Ufuk Sezekkaplan wrote: ..
Cengiz Akgun wrote:Hukukcularin ve ozellikle avukatlarin boyle alengirli Arapca kelimelerle dolu belgelerle ve mahkemede konusmalari mesleklerini korumak ve meslek sirri icindir. Okudugunuzu anlarsaniz o zaman onlara pek luzum kalmaz.
Agbi buna pek katilmiyorum. Avukat veya tip doktoru olmak icin bir suru ogrenim asamasindan ve mesleki uygulamadan gecmek zorundasin. Dili temiz konustugunda, sokaktaki adamin sana ihtiyaci azalacak mi? Bu durumda mesela adam gidip diplomasiz tip doktorlugu mu yapacak? Tip kitaplari anlasilir diye teshisi kendi yapip tedavi mi bulacak? Bence iyi bir arguman degil :?
Benimkisi bir gozlem. Hicbir zaman Hukuk ve Tip okumak ya da avukat veya doktor olmak kolaydir gibi komik bir dusunce uretmedim. Nedense hukukcular ve doktorlar boyle eski dilden aldiklari sozcukler ve terimlerle normal bir egitim almis insanin anlayacagi dilden yazip konusmazlar meslektlerini uygularlarken. Ama bir konuyu sordugunda bunu gayet guzel anlayacagin dilde aciklarlar. O yuzden meslek sirri dedim. Bak doktor'larin el yazisini neden sadece eczaci (bu da Arapca bir kelimedir ve silinemistir) okuyabilir olayina girmiyorum bile.

Goren duyan da beni boyle gizli kapakli "conspiracey" tasarimlari ile yatar kalkar sanacak ama bunun buradaki ustalarinn eline su dokemem.

Ismail konusuna gelince. Adama ayip edildigi bal gibi ortada. Amac dil mil filan degildi elbette. Kafasi calisan sip diye goruyor olayi. O saf dil kismi sadece kilifi safdiller icin. Dusunceleri ve Dunya gorusu uyulmadigi adamlari sindirme taktigi bu. Bu fikir de adamin diline filan bakilarak cikarilan var sayimlar uzerine ustelik. Ismail burada AKP'nin agir toplarinin yolundaki bir asker olarak goruldugu icin paylandi ve sinir sistemi tekrar sinandi. O da acilan ele oynayinca amac gerceklesti. Ismail'in cesitli adlar kullanarak kendi adini kullanmadigi da burada soylendi. Dogrumudur degil midir bilemem. Dogru ise baska bir isimle gelir ve sil bastan yapar. Benim icin ad filan onemli degil. Adamin ne yazip ne soylediginin icerigi onemli. Adi soyadi meslegi sosyal konumu bana fazla bir sey ifade etmiyor.

Ismail'den burada ne dilinden ne de hareketlerinden asla rahatsiz olmadigimi da acikca soyleyeyim. Kusup gidenler arasina karismis. Boyle giderse yeknasaklik diz boyu olacak.

Posted: Wed Jul 16, 2008 5:47 pm
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote:
Ismail konusuna gelince. Adama ayip edildigi bal gibi ortada. Amac dil mil filan degildi elbette. Kafasi calisan sip diye goruyor olayi. O kismi sadece kilifi. Dusunceleri ve Dunya gorusu uyulmadigi adamlari sindirme taktigi bu. Bu fikir de adamin diline filan bakilarak cikarilan var sayimlar uzerine ustelik. Ismail burada AKP'nin agir toplarinin yolundaki bir asker olarak goruldugu icin paylandi ve sinir sistemi tekrar sinandi. O da acilan ele oynayinca amac gerceklesti. Ismail'in cesitli adlar kullanarak kendi adini kullanmadigi da burada soylendi. Dogrumudur degil midir bilemem. Dogru ise baska bir isimle gelir ve sil bastan yapar. Benim icin ad filan onemli degil. Adamin ne yazip ne soylediginin icerigi onemli. Adi soyadi meslegi sosyal konumu bana fazla bir sey ifade etmiyor.

Ismail'den burada ne dilinden ne de hareketlerinden asla rahatsiz olmadigimi da acikca soyleyeyim. Kusup gidenler arasina karismis. Boyle giderse yeknasaklik diz boyu olacak.
Yani bu kadar dil konusunda yazdigim yazilar palavra. Aslinda gizli bir dusuncemi yururluge koymak icin sectigim bir yol bu dil konusu. Gercekte dunya gorusune katilmadigim Murat Kara'nin dusuncelerine bile katilabilecek kadar gozum kararmis. "Kim takar yalova kaymakamini" diye bir soz vardir, severim.

Bakalim daha neler cikacak altindan? Beni de Agarta'dan iceri tikarlarsa sasirmam. Yaz bir mektup savciya istersen.

Ozan Ersoy

Posted: Wed Jul 16, 2008 9:03 pm
by Cengiz Akgun
Ozan Ersoy wrote: ...
Yani bu kadar dil konusunda yazdigim yazilar palavra. Aslinda gizli bir dusuncemi yururluge koymak icin sectigim bir yol bu dil konusu. Gercekte dunya gorusune katilmadigim Murat Kara'nin dusuncelerine bile katilabilecek kadar gozum kararmis. "Kim takar yalova kaymakamini" diye bir soz vardir, severim.

Bakalim daha neler cikacak altindan? Beni de Agarta'dan iceri tikarlarsa sasirmam. Yaz bir mektup savciya istersen.

Ozan Ersoy
Neden palavra olsun, ben boyle bir sey demedim ve ima da etmedim. Ozdilini kullanmak ve onun yozlasmasini onlemeye calismak benim de tamamen katildigim bir konu. Bu konuda samimiyetinden kusku duymuyorum. Ama "senin gibiler bu yasta bu kelimeleri kullandigina gore kimbilir neler okuyor neler" diyerek edepsizce satasmandan bahsediyordum ben bu dil konusunu kilif yapma durumundan bahsederken. Ayni buna benzer sekilde "uzun uzadiya yazdigim ve bunca emek verdigim yazima iki satirla cevap verdi" diyerek baska birine girismen ve adamin da "peki o zaman bana musade" diye ayrilmasi daha dun gibi idi. Gizli kapakli bir sey yok ortada. Hersey gun gibi apacik.

Murat Kara kacin kurasi? Kiskirtirici sirretlik ve edepsizlige (ki adindan korkup sahte adla Turkiyede aranilan adam olma ihtimalinin imasina bile) dayanan bu basit oyuna gelmedi ve her defasinda da "Sevgili Ozan" diye karsilik verince yapilacak fazla bir sey kalmadi. Gozlerim yasardi hakikaten Murat Kara'nin fikirlerine katilmani gorunce.

Posted: Wed Jul 16, 2008 11:16 pm
by Ozan Ersoy
Cengiz Akgun wrote:
Neden palavra olsun, ben boyle bir sey demedim ve ima da etmedim. Ozdilini kullanmak ve onun yozlasmasini onlemeye calismak benim de tamamen katildigim bir konu. Bu konuda samimiyetinden kusku duymuyorum.
Iyi, bu konuda ayni dusuncede oldugumuzu gormem beni de sevindirdi -ya da senin gibi "gozlerimi yasartti" desem daha iyi herhalde- cunku forumda dilimizin kullanim duzeyini en azindan daha da kotu duruma dusurmemek icin ne kadar benim gibi dusunen varsa o kadar iyi.

Gerisi bos, edepsiz oldugum senin dusuncendir, beni baglamaz. Tersini dusunen karsi tarafin edepsizlik yaptigini da savunan arkadaslar da var. Ben sana notumu vermisim, sen bana vermissin. Birbirimizin gozunde pek fazla degerimizin olmadigi acik. Ama simdi eski defterleri acip, onun bunun adiyla ortaligi daha da bulandirmanin, birbirimiz hakkinda olumsuz dusunceleri buraya kusup isi dallandirmanin da pek bir anlami yok.

Ozan Ersoy