Page 4 of 13

Posted: Mon Jun 23, 2008 3:01 am
by Murat Kara
Celal Gürcüoglu wrote:burda Terim'i elestiren bir cok kisi var.
Bu basarinin sebebini asagiya iki dilde not ettim: Intuition/Sezgi. Bati kulturunde bu kavram genelde tuu kaka olarak ele alinir. Ornegin, bir sirkette calisirken basarili bir hamleyi aciklayamayan adam terfi edemez. Ampirik yani deneyci veriler istenir o basari icin. O veriler ortaya konamaz ise kimse inanmaz ve basari rastlanti olarak gorulur. Oysa insan beyninin bu kuvvetli yani belki de insanligin bugunku gelismis durumana isik tutan en onemli faktor.

Elbette yuceltilmesi gerekmiyor bunun ama kabullenilmesinde de yarar var. Insanoglunun su anda geldigi seviyede bu durum biraz ilkel kaliyor. Ancak bu ilkellik kesinlikle Sezgi'nin yok oldugu veya yararsiz oldugu anlamina gelmiyor. Aksine, insan beyninin bulus yapmak icin en cok kullandigi kismi bu kisim. Mesela, tekerlek bugun ilkel bir bulus olarak nitelendirilebilir ama hala cok kullanisli. Bu da onun gibi bir sey. Insanoglu Newton suyun kaldirma kuvvetini kagida dokmeden binlerce yil once kayikla deniz derya asiyordu.

Sirket kulturu Turkiye'de Batili anlami ile daha yeni yeni yerlesmeye calisiyor. Bu nedenle bizdeki Sezgi duygusu henuz Batidaki Sezgi duygusu kadar baski altinda kalmis degil. Bu durum iste boyle zaman zaman Batidakilerin kafasinin karismasina neden olabiliyor. Biz de aslinda ne yaptigimizi bildigimizi dusunuyoruz ve aslinda 'biliyoruz' da. Sadece bunu 'aciklamak' imkansiz bir durum. O nedenle Bati mantigiyla hesap veremiyoruz.

FT gordugum TD'ler arasinda bu Sezgi olayina en ust duzeyde sahip ve abartili bir bicimde, kimseye aldirmadan kullanan tek adam. Bunu artik ovgu olarak mi gormek lazim yoksa kufur olarak mi, o nereden bakildigina, tribunun neresinde oturdugunza kalmis. Sunu unutmamak gerekir ki bu Sezgi kulturunden her Turk futbolcusu da payini almakta (daha dogrusu sirket kulturune uzun sure maruz kalmamis butun kulturler de payini almakta). Yani sadece TD'lik bir is degil. Az ya da cok herkesde var biraz (Batiya nispeten).

Intuition (Sample analysis)

Intuition is defined as that ability of the mind to develop answers to questions without consciously dealing with the problem at hand. Often a question will provoke your mind to answer without using conscious processing time, and the answer is said to come "out of the blue" or "suddenly, it just struck me". Of all the many abilities of the mind, this is one of the most often used. Just knowing what to do is often an automatic process that occurs without much conscious figuring. Those with stronger intuition make less mistakes and can seem luckier, wiser, or more mature.

Sezgi

En genel anlamıyla, gerçekliği dolaysız olarak içten ya da içeriden kavrayabilme, tanıyıp bilme yetisi. Adım adım ilerleyen gidimli düşünmenin ya da birtakım uğraldardan geçerek yol alan usavurmanın tersine, bir şeyi doğrudan doğruya algılayıp kavrama; bilinçli bir düşünme ve yargıya yarma süreci olmaksızın doğrudan, aracısız gerçekleşen anlama ya da bilme; hiçbir çıkarıma dayanmaksızın, dolaysız bir biçimde bilgiye ulaşma yordamı.

Başka bir deyişle, önermelerden başka önermelere yönelerek, mantıksal yolla çıkarımlar yaparak ilkelerden sonuca ulaşan, tek tek parçalardan bütünlüğü olan bir düşünce oluşturan gidimli düşünme yoluna karşı, doğrudan ya da aracı kullanmaksızın düşünce kuran, bütünü bir kerede, bir bakışta tümüyle ele geçiren, şeylerin özüne dolaysız bir biçimde, doğrudan doğruya ulaşan, şeyleri tüm bir devingenliği içinde bütünlüklü kavrayan içten duyma yolu.

Posted: Mon Jun 23, 2008 3:06 am
by Deniz Selman
Servet'in hem karti yoktu hem macta oynamadi. Oynayan ve karti olan oyuncularin kesinlikle haberi vardi kuraldan. Arda sari kart gorunce yuz ifadesinden ve ondan sonra yarim saat moral olarak toparlanamasindan belliydi...(ceske bilemesydi hatta kurali, daha iyi oynardi o zaman).

***

20 Aralik 2006, Kayseri Ataturk Stadi, Erciyesspor-Galatasaray Turkiye Kupasi Grup maci. Mehmet Topal (sol stoper) ve Tolga Seyhan (sag stoper) Galatasaray'in stoperleri, Sabri sag bek, Cihan sol bek. Maci Erciyesspor 4-1 kazandi, ama mactan sonra Erdal Keser "bu macta Mehmet Topal'in iyi bir stoper oldugunu gorduk, teknik heyet olarak biz yeni bir alternatif bulmus olduk boylece bu kupa macinda" dedi.

Mehmet Topal o mactan once en son 22 Kasim'da CL macinda oynamisti, daha sonrada 1 Nisan 2007'ye kadar hic bir macta bir dakika bile forma giymedi. Ondan once veya sonra herhangi bir macta stoper olarak oynamadi bildigim kadariyla, Servet'in zaman zaman uzun vadeli ileri gidislerinde kademeye girmesini saymazsak.

20 Aralik 2006'da Kayseri'de Mehmet Topal'in iyi bir stoper oldugunu gormustuk demek...25 Haziran 2008'de Basel'de umarim butun dunya gorur ayni seyi. Sonuc umarim farkli olur.

***

FT Kazim'i yedek birakmaz. Israrla oynatiyor. Almanlara karsi fizik gucu iyi olan oyuncularla oynamak mantikli zaten. Daha yuksek olasilik kadro:

.......Semih
...Ayhan...Hamit
U.Boral........C.Kazim
........Marco.........
H.Balta..M.Topal..G.Zan..Sabri
...........Rustu

yedekler: Tolga, Gokdeniz, Mevlut

YADA Ayhan sol'da, Gokdeniz Hamit'in yaninda, Ugur Boral yedek olabilir. Ikisinden biri olur.

Posted: Mon Jun 23, 2008 11:01 am
by Celal Gürcüoglu
Simdi tum yaziyi buraya gecip doldurmiyim. Ahmet Cakir guzel bir yazi yazmis.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=705566

Ayni sekilde Kalli'de guzel seyler yazmis.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=705568

Posted: Mon Jun 23, 2008 11:06 am
by Serif Halimler
Murat Kara'nin sezgi konusunda yazdiklarini baya enteresan buldum.
Almanya'da yasayan bizler icin Türkiye - Almanya karsilasmasinin anlami biraz daha farkli. Bu sabah ise gelmek icin otomobile bindigimde karsimda (ortalik aydinlik olmasina ragmen) yavas yavas kücülen dolunay'i gördügümde yanimda oturan ogluma. Bak oglum ay kücülüyor hafta sonuna kadar hilal seklini alir bu bir isaret dedim. Totemci biri degilim, sans, hurafe gibi seylerle hic isim olmaz. Herseyin bilimsel aciklanabilecegini düsünürüm. Fakat son 3 maci nasil aldigimiz aklima geldikce sasiyorum. Biz bu gazla finale kadar gidebiliriz gibi geliyor.
Türkiye icin Almanya gibi bir deve elenmek problem olmaz. Fakat Almanya icin kücük gördüklere Türklere elenmek müthis bir problem olur. Favori belli, sürprizlerin takimindan bir mucize daha bekliyoruz. O günlerde gökyüzünde HILAL olmasi da bir mucizenin isareti olabilir :-)

Posted: Mon Jun 23, 2008 2:30 pm
by Murat Tekin
Almanlar 1996 Avrupa Sampiyonasinda Finalden evvel sakatliklar ve cezali oyuncular yüzünden "Jens Todt" diye bir futbolcu cagirabilmisti.

Kurallar öyle ama, biz neden cagiramiyoruz? Bilen varmi?

FT ücüncü kalecimiz Tolgayi bile her ihtimale karsi sahaya sürmek icin hazirliyormus.
Ne durumlara düstük.

Posted: Mon Jun 23, 2008 2:43 pm
by Ozan Ersoy
Serif Halimler wrote:Murat Kara'nin sezgi konusunda yazdiklarini baya enteresan buldum.
Ben biraz da rakiplerin yani Avrupa'nin (Oyle degil mi? Biz Avrupa'ya ait degiliz ya) psikolojilerine bagliyorum butun bu olanlari. Avrupa'nin 1000 senelik Turk korkusu (annecigim Turk'ler geliyor) Turkiye'nin ne halt edecegini kestirememelerine yol aciyor. Bir cogunun 500 senelik boyundurugumuz altinda yasamis olmalarinin genlere islemisligi cekingenlik yaratiyor. Ikinci psikoloji de tam ters ama ayni gucte etkiliyor. Ronesans ve sanayi devrimi sonrasi Turk toplumlarinin yaklasik 200 sene geri kalmis olmasi Avrupa'nin gozunde $ark=rezalet bir sey izlenimini beyinlere kazimis durumda. Bunu geldiklerinde yasadiklari kaosda, biz oralara gittigimizde yasattigimiz kaosda hergun kisisel olarak deneyim ediyorlar. Sonuc buyuk bir asagilama duygusu, irkcilik, genelleme, onyargi. Bilinmez, anlasilmaz, aciklanmazdan korku (aman dikkat edin herifler cok tehlikeli) ve ekonomik yarista geride kalmisi yergi ve asagilama (ulan Turklerden bahsediyoruz, salak bunlar, biz bunlari yer yutariz) birlesince onlara olumsuz sonuc olarak yansiyabiliyor. Ucuncusu Avrupa'da var olan Turk nefreti, Turk'un yoluna tas koyarak yansiyor. Avrupa'li hata yapiyor kucuk bir kulak cekmeyle gecistiriliyor (Roma macinda GS'in hem polisden hem de diger takimdan yedigi dayak) ama Turk hata yapinca falakaya yatiriliyor (Isvicre macindan sonra verilen korkunc buyuk ve haksiz ceza). Eh etme bulma dunyasi, buyuk haksizlik yaparsan topun da bir sekilde direklerden donup duruyor.

Fatih Terim hem hayat, hem futbol cahili bir adam. Hayat olayina girmeyecegim. Kiro, dayi, ayi, macho milletinin temsilcisi oldugu icin etrafta da onlardan yiginla oldugu icin onlari uzmeyelim simdi. Teknik olarak yaptiklarinin fazla savunulur tarafi yok. Aciklamasi da yok. Sunu su yuzden yapti da basarili oldu diyen cok az. Aciklamaya calisin isin icinden cikamazsiniz. Futbolcu degerlendirmesi de yanlis. Birisine baktiginda nasil degerlendiriyor onu cozmek de cok zor. Sezi, ongoru falan da palavra. Semih'in gol atacagini sezen adam Topal'in oyundan alindiginda Modric'in sahada at kosturacagini ve golunu de attiracagini niye sezemiyor?

Fatih Terim su yukarda soyledigim uc seyi Avrupa'nin bizden korkusunu ama bizi ayni anda asagilamasini ve firsatini buldugunda Turk'e haksiz davranmasini, adice, sahtekarca Turk'un hakkini yemesini cok cok iyi kullananan ve oyuncusunu motive etmesini bilen bir adam. Futbolu spor degil savas kendini kumandan olarak goren kazaninca vatani milleti kurtaracagini sanan, en azindan millete bu havayi getirecegini bilen biri. Cok hin yani.

"Bakin bunlar size bunu diyor, bakin bunlar bizi boyle asagiliyor, bakin siz bunlara 500 sene hukmetmis milletin cocuklarisiniz, bunlardan mi korkacaksiniz, bunlarin hepsi Turk'den korkarak buyumus, bakin bunlar boyle tuzak kuruyor, boyle adilik yapiyor, hakemleri de kaleye sokacagiz, UEFA'yi da yikacagiz" vs vs.. Arada Ataturk'den vecizelerle gaz... ya bu kupayi alacagiz ya da bacagimiz kopup ayagimiz kirilip olececegiz, ikisinin ortasi yok. Bu sahanin her karisi savunulacak, olene kadar kosacaksiniz.. Arada Allah, peygamber...

Cok calisinca, bir suru seyi yanlis yapsaniz da arada topun da sizi sevecegi tutuyor tabii. Ali "bunlarin hepsi tesaduf olamaz bir seyleri dogru yapiyor" demis. Al sana dogru Ali. Ister begen, ister begenme. Terim'in elinden bu malzemeyi alin (somurulecek duygulari) verin eline sadece para, san, sohret icin oynayan bir takim (Chelsea gibi mesela) kicinin ustune zort diye oturur, oturdu, oturacaktir cunku o zaman teknik, taktik gerekecektir. Fener'e keske gitse diye de dua ediyorum.

Ha bunlari soylemek nankorluk mudur? Kimine gore evet. Bana gore soylememek skor yazarligidir. Turkiye kazandiginda doyasiya seviniyor olmam sadece ulusal duygularimin guclu oldugunu ve sahada ter doken canini disine takan genclerimize duydugum saygiyi gosteriyor ama gozumun kapali olmasini gerektirmiyor.

Ozan Ersoy

Posted: Mon Jun 23, 2008 3:59 pm
by Baris Tokat
Ismail Gezer wrote: Servet bugün demişki "Grup maçlarından sonra sarı kartların sıfırlanacağını sanıyorduk!".

İsviçre maçından sonrada Çeklerle penaltılara kalma ihtimali belirince Milli Takım sorumlularından Zeki Çol, TRT'de canlı yayın yapanları arayıp berabere kalma durumunda FİFA sıralamasına bakılacağını söyledi, Mehmet Demirkol falanda buna dayanarak yorum yaptı!

Demek istediğim, bizimkilerin UEFA kurallarından bile haberi yok! Benimde yok, ama benim işim bu değil. O kadar öküz, iki kuralı öğrenemiyorsa yazık!
Volkan'in iki mac ceza almasina itiraz etmemiz gerektigini söylemistim cünkü ayni hareketi yapan Schweinsteiger sadece bir mac ceza almisti.

Meger Volkan'in bir degil de iki mac ceza almasinin nedeni kirmizi karttan sonra soyunma odasi yerine yedekler kulübesine gitmesi yüzündenmis. Demek hicbir kafile mensubu Volkan'i uyarmamis.

Yani dedigin gibi bizimkiler UEFA kurallarini bilmiyor.

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:16 pm
by Ismail Gezer
Hakem Musakka..

Muhtemelen yanlış yazdım :D

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:20 pm
by Murat Tekin
Baris Tokat wrote:
Ismail Gezer wrote: Servet bugün demişki "Grup maçlarından sonra sarı kartların sıfırlanacağını sanıyorduk!".

İsviçre maçından sonrada Çeklerle penaltılara kalma ihtimali belirince Milli Takım sorumlularından Zeki Çol, TRT'de canlı yayın yapanları arayıp berabere kalma durumunda FİFA sıralamasına bakılacağını söyledi, Mehmet Demirkol falanda buna dayanarak yorum yaptı!

Demek istediğim, bizimkilerin UEFA kurallarından bile haberi yok! Benimde yok, ama benim işim bu değil. O kadar öküz, iki kuralı öğrenemiyorsa yazık!
Volkan'in iki mac ceza almasina itiraz etmemiz gerektigini söylemistim cünkü ayni hareketi yapan Schweinsteiger sadece bir mac ceza almisti.

Meger Volkan'in bir degil de iki mac ceza almasinin nedeni kirmizi karttan sonra soyunma odasi yerine yedekler kulübesine gitmesi yüzündenmis. Demek hicbir kafile mensubu Volkan'i uyarmamis.

Yani dedigin gibi bizimkiler UEFA kurallarini bilmiyor.
Volkan GS macindan sonra ceza aldi. Simdi akillanmistir dedim, yine olmadi. Bence Volkana kirmizi karttan sonra söyleseler bile iceriye gitmezdi.

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:23 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Merhaba Baris,

Deve Dilaver, sinsi bir sekilde kulubeye geri dondu, kuraldan herkesin haberi var.

Sark kurnazi bunun adi
Ama boyle ottururler iste
Sonra milliyet hurriyet te yazar turnuvanin en seksi 11'inde Volkan varmis diye

Bir sey yazicam bayan coluk cocuk okuyor yazmiyorum :evil:

Bitsin su turnuva takimim eve donsun
baska bir sey istemiyorum :?

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:28 pm
by Ozgur Huseyinoglu
Celal Gürcüoglu wrote:Simdi tum yaziyi buraya gecip doldurmiyim. Ahmet Cakir guzel bir yazi yazmis.

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=705566
Son iki paragrafi, sanirim genel olarak memlekette de, burda forumda da yasanan, "(FT'i) elestirmek, ya da elestirmemek, iste butun mesele bu!?" sorunsalini (en azindan benim bakis acimi) guzel ozetlemis, "kalabalik" yapiyor saymayalim:
Gelgelelim böyle bir başarıya sadece anlamsız birtakım abartılarla yaklaşmak da tehlikeli hatta bıktırıcı. Olaya biraz daha derinden bakabilen ve böyle başarıların olağanüstü rastlantılarla değil de çok sağlam çalışmalarla süreklilik kazanmasını sağlamak için neler yapılması gerektiğini düşünen ve söyleyen birileri de olmalı. Yoksa bir sonraki şampiyonada Yunanistan'ın durumuna düşebiliriz. Nitekim biz de bunu yapamadığımız için 2004 Avrupa Şampiyonası ve 2006 Dünya Kupası'nı ıskaladık...

Doyasıya hatta ölesiye sevinelim, coşalım, taşalım ama bunun hemen ardından biraz sakinleşip gelecekte bizi bekleyen kaskatı gerçekleri de unutmayalım.
"Basarimizin", gelecekteki TD'miz acisindan iki turlu yansimasi da olabilir. Taa 1-1.5 sene oncesinden, FT, "Euro 2008 sonrasi, kesin Avrupa'da bir klube gececegim" anlamina gelecek bir demec vermisti, ben de burda vurgulamistim hatta. Benim tercihim de bu yonde olacak isin dogrusu. Gecenlerde Cengiz Hocamla, "basarili hoca" olarak kalacak olmasi korkumuzu paylasmistik nitekim. TFF baskani da ayni yonde, "zaman sinirlamasiz anlasma"dan filan bahsediyordu, daha gruplardan ciktigimiz ya belli olmusken, ya olmamisken...

Arda, [Mehmet Topal,] Servet, Hamit, Nihat, Tuncay, Gokhan Gonul... Cok saglam bir milli takim olusturacak kusak/malzeme var su siralar aslinda elimizde. "Alllllahhhhh yardimciniz olsun"dan ote katkilarla (ki, tamam, bu katkinin onemi de, bizim memleket insaninda ufak tefek birsey degil), bayagi yer/isim yapabiliriz kendimize dunya futbolunda sanki...

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:31 pm
by Ismail Gezer
Terim'in gitmesini umut edenler, yeni TD ismide vermeye başlasın bence :)

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:45 pm
by Mehmet Marsan
Ismail Gezer wrote:Terim'in gitmesini umut edenler, yeni TD ismide vermeye başlasın bence :)
Ertugrul Saglam rakipsiz. Hali ile ilk akla gelen Mistik ama Hincal o ihtimali sag olsun yazilariyla yok etti.

Hayirlisi olsun.

Posted: Mon Jun 23, 2008 4:50 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Dun plajda oglanlarin denizde oynamasini seyrederken, kacincolarla lafladik.(Biz teyze kizlari ile evli 4 damadiz, 2 si FB li biri BJK li)

FB'liler Emre'yi sindirdikleri gibi, FT'yi de sindirebilir gozukuyor.Gecen sene ana avrat duz giden en buyugumuz simdilerde

"BABA(FT) - OGUL(EMRE) VE KUTSAL RUH (FB) diyor :D


Amerika'nin Hocasi Bruce ARENA'yi getirsinler. :)
O da Kondisyoner, chearleaders hepsini beraberinde getirsin

USA USA USA !!!!!! :D

Yok ki bir ayakkabi magazam , oynatiyim FT'yi reklam yildizi olarak
Yumurta topugu yine moda yapiim..

Posted: Mon Jun 23, 2008 5:15 pm
by Ismail Gezer
Türkiye-Almanya yarı final maçının hakemi belli oldu; İşte o İsviçreli
Türkiye ile Almanya arasında oynanacak 2008 Avrupa Şampiyonası yarı final maçını İsviçre Futbol Federasyonu'ndan Massimo Busacca'nın yöneteceği açıklandı.



UEFA'dan skandal hakeme ödül: Final maçı İtalyan Rosetti'nin

UEFA tarafından yapılan açıklamaya göre Basel'deki St. Jakob Park Stadı'nda 25 Haziran Çarşamba günü oynanacak yarı final maçında Busacca'nın yardımcılıklarını ise Matthias Arnet ve Stephane Cuhat yapacak. Karşılaşmada dördüncü hakem olarak ise İsveçli Peter Fröjdfeldt görev yapacak.

İsviçreli hakem EURO 2008'de Hollanda - Romanya ve Yunanistan - İsveç karşılaşmalarında düdük çalmıştı.

Öte yandan Busacca Fenerbahçe'nin İspanya'da Sevilla karşısında çıktığı mücadele ve Anderlecht ile Belçika'da oynanan maçların da hakemiydi. 39 yaşındaki hakemin bu sezon kulüpler bazındaki en önemli maçı Devler Ligi yarı finalinde Barcelona ile Manchester United arasında oynanan maçtı.

İspanya ile Rusya arasında oynanacak olan diğer yarı final maçını ise Belçika Futbol Federasyonu'ndan Frank De Bleeckere yönetecek. Bu maçın yardımcı hakemleri ise Peter Hermans ve Alex Verstraeten olacak.

-FİNAL MAÇI İTALYAN HAKEM ROSETTİ'NİN-

Öte yandan Avusturya'nın Başkenti Viyana'daki Ernst Happel Stadı'nda 29 Haziran'daki final maçında İtalyan hakem Roberto Rosetti düdük çalacak. Rosetti'nin yardımcılıklarını ise Alessandro Griselli ve Paolo Calcagno yapacak.
Cihan
Bir İsviçreli'nin bizim maçı yönetmesini istemezdim. Fark yeme ihtimalimiz artmış oldu :D