Page 3 of 11

Posted: Mon Dec 15, 2008 10:50 pm
by Ozan Ersoy
Ali Gursel wrote:Hakem Cuneyt Cakir. Gecen seneki GS-FB kupa macindan sonra ilk buyuk takim mac yonetimi.

Ali
Ben de bunu yazmak icin girecektim.. GS yonetimi derinden calisiyor valla. Bizim Gorgen'in de dedigi gibi ben de Aydinus deyyusunu bekliyordum. Gecen hafta mac da vermemislerdi. Demek ki bir seyler oldu kapali kapilar arkasinda. Aydinus carsi cikisli Besiktas'li. Hakemligi fena degil. FB-GS macina isterim ama GS-BJK macina istemem. Hatta bu Goccek yerine FB-GS macinda Aydinus olsa daha iyi olabilirdi.

Bu Cakir seyirciden cok etkileniyor. En kotu tarafi o. Kararlari genelde ev sahibi leyhine. Gerets zamaninda FB-GS macinda Saidoo'yu hemencecik atmisti. Gecen sene GS-FB kupa macinda olanlar da malum. Iyi tarafi kartlari acimadan cikariyor. Sertlige izin vermez. En kolay penalti veren hakemlerden biri de budur. Bizimkiler bunlari bilip fazla el kol hareket yapmadan oyunlarina konsantre olup oynarlarsa bu hakem GS'a yarar cunku sertlige basvuracagi karsi takimin hizli ve pasli oyununu orta sahada sinsi faullerle durduracagi tahmin edilen takim Besiktas. Bu hakemle biraz zor yaparlar. Gokhan Zan Toraman falan da cok rahat penalti yapabilirler hizli Baros, Lincoln, Arda gibi oyuncularimiza.

Yok GS'lilar hakeme gozluk, hastire falan girerlerse cart diye kirmizi alinlarina yapisabilir. Orasi da var.

Ozan Ersoy

Posted: Mon Dec 15, 2008 11:48 pm
by Mehmet Berkmen
Ozan Ersoy wrote: Yok GS'lilar hakeme gozluk, hastire falan girerlerse cart diye kirmizi alinlarina yapisabilir. Orasi da var. Ozan Ersoy
Yillardir cozemedigim bir noktaya deyindin. Yahu macdan once her halde teknik direktor, "eger gereksiz, ve sportmenlige aykiri kart gorurseniz ananizdan dogudunuzu pisman ederim" gibimsi bir kac laf etmiyormu?

1. Eger boyle laflar soyleniyorsa, ki zannederim hem teknik direktor hem yonetim arada sirada uyariyordur, neden Galatasaray oyunculari her sezon bu kadar salak kart gorurler?

2. Eger Skibbe boyle uyarilar yapmiyorsa, o zaman bir teknik direktorun gorevi ne?

3. Eger bu karakter meselesiyse (ornek gik cikarmiyan eski futbolcumuz kemik Ergun ve onun yaninda parmakci kaptan Bulent, azgin Ayhan/Hagi ve deli Hasan Sas) o zaman adamlarin huylarinda, geldikleri ortamdan ve yetistirilme tarzlarindan dolayi artik bukulmez kuru agac olduklarini mi kabulenmemiz gerekiyor?

4. Ben profosyonel ve genc bir futbolcu olmadigimdan, saha icindeki adrenal ve hirs olayinimi anliyamiyorum?

Bazi maclarda (hele hele Avrupa maclarinda) futbolcularin cok daha kendilerini kontrol ettiklerini gozlemledigim icin, kanimca 2.inci nokta gecerli. Bu yuzden eger BJK macinda gereksiz kart gorurlerse, bence teknik direktor ve yonetim sorumludur.

Bir sekilde oyuncularin huyunu suyunu anlayip teker teker anliyacaklari bir dil ile bu anlatilmali. Belki Terim gibi Sabri/Emre Belozoglu gibilerini dayak ile, digerlerini maddi ceza ile olabilir bu.

Bilmiyorum....

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:01 am
by Ali Gursel
Ozancigim, benim endisem adamin yedi duvele gecen seneki macta GS'i tutmadigini ispatlama derdine dusmesi olabilir. Bu MKH'nu anlamiyorum: adama onemli bir mac vereceksen bu FB ya da GS maci olmasin, BJK - TS maci ver, BJK - Sivas maci ver, TS - Sivas maci ver, onu ver bunu ver ama adam cok elestirildigi bir GS-FB maci yonetmis, ilk onemli maci FB ya da GS maci olmasin eger bu kadar ara veriyorsa.

Baros, Lincoln, Baris, oynarsa Sabri, Emre Asik ozellikle dikkatli olmali kart konusunda.

Umarim adam gecen seneki macin altinda ezilip tarafsizligini ispatlamak icin bu maci secmez.

BJK'in GS karsisinda puan almak icin futbol kurallari dahilinde tek sansi var: deliler gibi pres yapacak, hepsi at gibi 90 dakika kosacak ve GS'i bogacaklar, top kullandirmayacaklar vs. Bunun yapilabileceginden de cok emin degilim.

Diger puan kazanma yolu, Denizli taktik olarak vermese dahi oyuncular bunu 15 dakikada anlayacaktir: bas tekmeyi, kart gormemek icin dua et, mumkunse sektir, hafif sakatla, etkisiz hale getir vs.

BJK bu ikinci yolu secerse (ki bence bu kacinilmaz, yoksa cidden madara olurlar) bu adam ben GS'a sempati duymuyorum diye ispatlamak icin gostermesi gereken kartlari cikarmayabilir. En ciddi endisem bu.

Umarim kolay kart cikarir, daha da rahat kazaniriz.

Ali

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:13 am
by Serif Halimler
Mehmet Berkmen wrote: 4. Ben profosyonel ve genc bir futbolcu olmadigimdan, saha icindeki adrenal ve hirs olayinimi anliyamiyorum?

Bazi maclarda (hele hele Avrupa maclarinda) futbolcularin cok daha kendilerini kontrol ettiklerini gozlemledigim icin, kanimca 2.inci nokta gecerli.

Bilmiyorum....
Sevgili Mehmet kardesim,
hem Türkiye'de hem Almanya'da amatör futbol oynadim.
Almanya'da senin üstte yazdigin sebeplerden dolayi yillarca prensip geregi sadece Alman takimlarinda oynadim.
son yil sadece Türklerden olusan bir amatör takimda oynadim.
Bu tecrübelerimi karsilastirinca Türk takiminda oynadigim bir sezon, daha önce sadece Alman takiminda oynama prensibimi dogruladi.
Her mac kavga (hem rakip ile, hem de oyuncular kendi aralarinda).
Galiba biraz yetisme tarzi, biraz psikolojik sebeplerden dolayi, kendi aramizda asiri duygusal ve sonucunda agresif oluyoruz.
Bunlari yazmaktan üzüntü duyuyorum, fakat tecrübelerim bana malesef bunu ögretti.
Gercek sebepleri cok uzun tartisilabilir, tabi o zaman futbol disinda bircok seyi tartismamiz gerekir.
Bazi temel kurallari insanlara ANA OKULUNDA ögretmek gerek.
Fakat ANA OKULUNDA bu kurallari ilk ögrenen nesil uygulamakta zorluk ceker.
Sonuca ulasmak en az 2-3 nesil sürer.
Tabi egitimi cok ciddiye alip uzun soluklu calisma ile.

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:13 am
by Ufuk Sezekkaplan
Mehmet Berkmen wrote: Yillardir cozemedigim bir noktaya deyindin. Yahu macdan once her halde teknik direktor, "eger gereksiz, ve sportmenlige aykiri kart gorurseniz ananizdan dogudunuzu pisman ederim" gibimsi bir kac laf etmiyormu?
Ben de bu hoca-oyuncu-yönetici körlüğüne bir katkı yapayım.

Bir takımda mesela penaltıcı veya serbest atışçı önceden antremanlarda belirlenmez mi? Bunun için özel ve ayrı çalışmalar yapılmaz mı?

2-3 sene önce Galatasaray'ın penaltılarını İliç mi, Hakan mı, Ümit Karan mı Necati mi kullanıyor bilemiyorduk. O yüzden 10 penaltının 8'i kaçıyordu. Bunun gibi, bu seneye gelene kadar frikikleri Hasan Şaş mı, Sabri mi, Volkan Yaman mı, Lincoln mu, Arda mı kullanıyordu ben anlayamadım. Mesela geçen sene bir maçta (Koprevnicaydı galiba) hatırlıyorum aynı atış için Volkan sağdan, Sabri soldan geriledi, sonra Volkan atışı kullandı, gol oldu. Sabri o kadar sinirlenmişti ki gole sevinemedi bile.

Glatasaray'da ben hala daha kornerlerin rasgele atıldığını sanıyorum, son 1-2 maçtır istikrarla Lincoln'un kullandığına bakmayın, Arda, Sabri, oynarsa Hasan Şaş, o an kim yakınsa, kimin aklına ne gelirse.

Hakikaten teknik kadro sadece idman mı yaptırır, hiç oyunculara kural eğitimi, saha psikolojisi, kulübün etik yapısı falan anlatılmaz mı, saha içi paylaşımlar önceden belirlenemez mi? Kaba örnek, Baros neredeyse 5 maçtır herkesin gözüne sokarak elle top çalıyor. Bunun ahlaki olmadığını ve zarar vereceğini söylemeye utanıyorlar mı?

Bir de bu acayiplik bir tek bizde mi var?

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:25 am
by Salih Bora
09.04.1994.............. 1-1 (Hamza; K.Metin)
02.10.1994.............. 3-1 (Mapeza (2), Saffet; Sergen)
17.12.1995.............. 1-3 (Ufuk; Ertuğrul, Mehmet, Sergen)
15.11.1996.............. 2-2 (Hakan (2); Ertuğrul (2))
01.03.1998.............. 3-2 (Hagi, K.Hakan, Emre; Mehmet (2))
16.12.1998.............. 2-0 (Fatih, Emre)
12.12.1999.............. 1-0 (Okan)
31.03.2001.............. 2-0 (Serkan, Jardel)
09.03.2002.............. 1-0 (Fleurquin)
08.12.2002.............. 0-1 (İbrahim)
05.03.2005.............. 1-0 (Hakan)
10.12.2005.............. 3-2 (Necati, İliç (2); İ.Toraman (2))
16.09.2006.............. 1-0 (Ümit)
29.09.2007.............. 2-1 (H.Balta, Nonda; Tello)

Son 15 sezonda Ali Sami Yen'de oynadığımız Beşiktaş lig maçlarının listesi.
Görüldüğü gibi çok bariz bir üstünlüğümüz bulunuyor.
Bizim Kadıköy'den eli boş dönmemiz hep yazılıp çizilir ama böyle bir tablo da var.

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:25 am
by Serif Halimler
Ufuk Sezekkaplan wrote: Kaba örnek, Baros neredeyse 5 maçtır herkesin gözüne sokarak elle top çalıyor. Bunun ahlaki olmadığını ve zarar vereceğini söylemeye utanıyorlar mı?

Bir de bu acayiplik bir tek bizde mi var?
Ufuk ayni senin gibi düsünüyorum, su Baros'un topu bu kadar SIK elle almasina cok sinir oluyorum.
Mutlaka degismesi gereken bir durum.
Biz ki malum takima iki sezon önce "Filenin Sultanlari" adini koyup az alay etmedik.

Posted: Tue Dec 16, 2008 1:04 am
by Ali Gursel
Mehmet Berkmen wrote:
Ozan Ersoy wrote: Yok GS'lilar hakeme gozluk, hastire falan girerlerse cart diye kirmizi alinlarina yapisabilir. Orasi da var. Ozan Ersoy
Yillardir cozemedigim bir noktaya deyindin. Yahu macdan once her halde teknik direktor, "eger gereksiz, ve sportmenlige aykiri kart gorurseniz ananizdan dogudunuzu pisman ederim" gibimsi bir kac laf etmiyormu?

1. Eger boyle laflar soyleniyorsa, ki zannederim hem teknik direktor hem yonetim arada sirada uyariyordur, neden Galatasaray oyunculari her sezon bu kadar salak kart gorurler?

2. Eger Skibbe boyle uyarilar yapmiyorsa, o zaman bir teknik direktorun gorevi ne?

3. Eger bu karakter meselesiyse (ornek gik cikarmiyan eski futbolcumuz kemik Ergun ve onun yaninda parmakci kaptan Bulent, azgin Ayhan/Hagi ve deli Hasan Sas) o zaman adamlarin huylarinda, geldikleri ortamdan ve yetistirilme tarzlarindan dolayi artik bukulmez kuru agac olduklarini mi kabulenmemiz gerekiyor?

4. Ben profosyonel ve genc bir futbolcu olmadigimdan, saha icindeki adrenal ve hirs olayinimi anliyamiyorum?

Bazi maclarda (hele hele Avrupa maclarinda) futbolcularin cok daha kendilerini kontrol ettiklerini gozlemledigim icin, kanimca 2.inci nokta gecerli. Bu yuzden eger BJK macinda gereksiz kart gorurlerse, bence teknik direktor ve yonetim sorumludur.

Bir sekilde oyuncularin huyunu suyunu anlayip teker teker anliyacaklari bir dil ile bu anlatilmali. Belki Terim gibi Sabri/Emre Belozoglu gibilerini dayak ile, digerlerini maddi ceza ile olabilir bu.

Bilmiyorum....
Sevgili Mehmet, ben Serif'in ve Ufuk'un soylediklerine katilmakla beraber baska bir sebep onereyim:

Sahada disiplini kaybetmenin (ozellikle bizim gibi sicak kanli kulturlerde) sebeplerinden biri de sahadaki adalete inanmayla alakasi var. Elimde bilimsel bir veri yok (biri yapsa bayilirim) ama kartlari iki kategoriye ayirsan su sekilde 1) rakibe sert hareketler dolayisi ile kart ve 2) hakeme itirazdan kart (bunun disinda kalanlari, formayi cikarmak falan bir tarafa birakalim), sonra da baksan bunlarin orani ne, Turkiye'de ve mesela diger iyi uc dort ligde, ben daha begendigimiz liglerde birin ikiye oraninin Turkiye'ye gore daha fazla cikacagini dusunuyorum. Yani bizde oran olarak Turkiye'de itiraza kart tekme karttan cok daha fazla cikar.

Cok kisacasi soyle: GS FB ve Eskisehir maclarinda bir araba sari kart gordu. Bunlarin ya hic biri ya da pek azi rakibe sert harekettendir, ama birinde hakem iki ofsayttan gol verdi, digerinde inceden dograndik.

Ben bunu mesru mazeret olarak gormuyorum ama olayin bir kismini acikladigini dusunuyorum: Sen sahaya cikip futbol oynamak istiyorsun, adam da sana tekme atmaya basliyor, hakem orali degil, hakem rakip 4 oyuncusu ile falan ofsaytta golu nizami sayiyor vs. bizim oyuncular da hakemin adaletine inanclarni yitirip, saygilarini kaybedip dellenmeye ve itiraza basliyor.

Bizim son derece kotu ve yetersiz hakemlerimize de otorite kurun denmis sariliyorlar karta.

Ben olsam seytan azapta gerek, bizim hakemlere mesela itiraz icin gosterebilecegin kart sayisi x carpi sertlige gosterilen kart sayisi olacak derim, x'i de Premier lige bakar belirlerim. Ama boyle bir kural yok, Bunyamin Gezer, Firat Aydinus falan gibi adamlar da yapamadiklari hakemligi, katlettikleri maclari kartla kontrol etmeye calisiyorlar.

Benzer bir ornek vereyim: hepimiz ogrenci olduk, hangi hocalara saygi duyarsiniz, hangisinin dersinde daha cok azarsiniz? Hangi hoca ogrenci dovmeye kalkar? Butun bu sorularin altinda hocanin bilgisi, isini ne kadar iyi bildigi gelir. Iyi ve konusunu bilen hocalar daha rahat otorite saglarlar. Oburleri anca tehdit, siddet ile otorite kurar.

Hakemlerimiz iyi hakem olamadiklarindan siddet ile otorite kurmaya calisan kotu hocalara benziyorlar. GSli oyuncular da konumlarini biliyorlar, Anadolu takimi degiller, itiraz ediyorlar ve kart goruyorlar.

Turk futbolunun zayif halkalari oncelikle iblis medyasi, sonra kotu ve yetersiz hakemleri, sonra kotu ve kotu niyetli yoneticileri en sonra da futbol degil galibiyet seven, futbol cahili taraftari, sonra da Yilmaz Vural, Arica, Guvenc Kurtar vs misali asansorcu, kendilerini gelistirmeyen hocalaridir. En kuvvetli tarafi da oyuncularidir.

Ali

Posted: Tue Dec 16, 2008 2:21 am
by Serif Halimler
Ali Gursel wrote: Bizim son derece kotu ve yetersiz hakemlerimize de otorite kurun denmis sariliyorlar karta.

Ben olsam seytan azapta gerek, bizim hakemlere mesela itiraz icin gosterebilecegin kart sayisi x carpi sertlige gosterilen kart sayisi olacak derim, x'i de Premier lige bakar belirlerim. Ama boyle bir kural yok, Bunyamin Gezer, Firat Aydinus falan gibi adamlar da yapamadiklari hakemligi, katlettikleri maclari kartla kontrol etmeye calisiyorlar.

Benzer bir ornek vereyim: hepimiz ogrenci olduk, hangi hocalara saygi duyarsiniz, hangisinin dersinde daha cok azarsiniz? Hangi hoca ogrenci dovmeye kalkar? Butun bu sorularin altinda hocanin bilgisi, isini ne kadar iyi bildigi gelir. Iyi ve konusunu bilen hocalar daha rahat otorite saglarlar. Oburleri anca tehdit, siddet ile otorite kurar.

Hakemlerimiz iyi hakem olamadiklarindan siddet ile otorite kurmaya calisan kotu hocalara benziyorlar. GSli oyuncular da konumlarini biliyorlar, Anadolu takimi degiller, itiraz ediyorlar ve kart goruyorlar.

Turk futbolunun zayif halkalari oncelikle iblis medyasi, sonra kotu ve yetersiz hakemleri, sonra kotu ve kotu niyetli yoneticileri en sonra da futbol degil galibiyet seven, futbol cahili taraftari, sonra da Yilmaz Vural, Arica, Guvenc Kurtar vs misali asansorcu, kendilerini gelistirmeyen hocalaridir. En kuvvetli tarafi da oyuncularidir.

Ali
Ali örneklemelerine katiliyorum.

1. TSL'de hakemler bence de rakibe sert müdahale eden, oyamak isteyen rakip oyuncuya kural disi müdahale eden oyuncuya daha az sari veya kirmizi kart gösteriyor, fakat hakeme tepki gösteren futbolculara daha kolay kart gösteriyorlar.
Bunun bircok sebebi var, fakat en önemli sebebi, patron benim beni kritize edemezsin anlayisi var.
Ataerkil kültürün etkisi, patron veya sef veya ast-üst iliskisinin yogun oldugunun acik göstergesi.
Üniforma giyen kendini kral mi saniyor ne?

2. Otorite kurmayi kati davranmak sanan az gelismis taze sogan kisiligi.
Sert davranarak, otorite kurarak duruma hakim olacagini sanmak, aslinda bir karakter zayifligi.

bu iki neden mantikli, tartisilabilir. Fakat bir baska neden var ki.

3. Daha önce de bir kac kez yazdigim gibi.
Türkiye'de olan seyler konsunda nedense ben dahil hepimiz paranoyak denebilecek analizlerde bulunuyoruz.
O zaman üstte yazdigim iki sebbin hicbiri gercek degildir.
Arada bizim bilmedigimiz birseyler dönüyor!
Sürekli olarak kendini etkili hisseden kulüpler veya gücler hakemler üzerinde etki kurmaya calisiyor.
Bu calismalar bazen lehte bazen aleyhte etki gösteriyor.

Adaletin dogru dagitilmadigi kanisinin hakim oldugu ortamda, ki adaletin dogru dagitilmadigi konusunda hemen herkes ayni fikirde. GS'lisi, FB'lisi, Trabzonlusu, Kayserilisi, Sivas'lisi, Bursa'lisi hepsi adaletin esit dagitilmadigi konusunda hemfikir gibi gözüküyor.

O zaman hepimizin topluca herseyi sorgulamasi gerekiyor.
Bu GS forumunda yeri geldiginde GS'ye ve tartistigimiz diger konulara bizler tarafindan yapilan kritikler, baska gruplarda da ayni sekilde varmi bilmiyorum?
Sadece tanidigim FB'li dostlarimin en egitimli ve kültürlü olanlari dahil tarzi cok acik A.Y. ye toz kondurmayan tarzlarina sahit oluyorum.
Ne kadar dogrucu Davut olmaya calissam da, sanki Türkiye'de gemisini yürüten kaptan zihnineti var gibime geliyor.
Hani sanki dinsizin hakkindan imansiz gelir davranisi daha uygun olur gibi.
Amma dagittim konuyu ya.

Fakat sahaya cikar futbolunu oynar kazanir veya kaybedersin diyecegim, ama diyemiyorum.
Mesela Bursa - Trabzon macinin tamamini izledim, hakemin adeta Trabzon'un kaybetmesini istegi izlenimini edindim.
FB - GS maci hakem yönetimi hakkinda neler düsündügümü o mac basligi altinda yazmistim.
Su macta bu takim nasil iyi oynadi, falan oyuncu nasil iyi seyler yapti diye tartismak yerine neleri konusuyoruz.
Off off ya.

Posted: Tue Dec 16, 2008 11:36 am
by Serif Halimler
Mehmet Gurdal Cetin wrote:
Serif Halimler wrote:
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Ozellikle Lincoln ve De Sanctis'in oyunlari goz yasartici, gozumde Lincolinitis mi basladi ne durmadan sulaniyor :D
Mehmet onun adi Lincolnsittiritis degil miydi , yanlis mi hatirliyorum ? ;-)
Valla bilmiyorum Serifcim latincem pek iyi degil.
Mehmet'cim bu kelimenin tamami latince degil, yüzde 51'i Türkce!

Posted: Tue Dec 16, 2008 12:01 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Serif Halimler wrote:
Mehmet Gurdal Cetin wrote:
Serif Halimler wrote: Mehmet onun adi Lincolnsittiritis degil miydi , yanlis mi hatirliyorum ? ;-)
Valla bilmiyorum Serifcim latincem pek iyi degil.
Mehmet'cim bu kelimenin tamami latince degil, yüzde 51'i Türkce!
I know :D

Cok bulasici bu hastalik, en kucuk bir calimda hemen yanindakine geciyormus :D

Posted: Wed Dec 17, 2008 9:28 am
by Mehmet Gorgen
kazandığımız Derbi maçlarda nedense hep bir iş yüzünden yurtdışında oluyordum.Bu sefer de aynı totemi istemeyerek de olsa uyguluyorum.Fener maçında istanbulda evdeydim kaybettik.Bu sefer Tokyo'da kawaguchi'deyim. :lol:

Bu maçı bu totemlerle kazanacağız.

Ben en iyisi gideyim de bir masaj yaptırayım ,Gelince MGC'ye anlatırım.:wink:

Posted: Wed Dec 17, 2008 9:35 am
by Ismail Gezer
Mehmet DEMİRKOL dünki yazısında, Lincoln'e sert girildiği iddialarının yalan olduğunu ima etmiş! Bir kere hayvani darbelere maruz kalan ek oyuncu o değil. İkincisi, bunun abartılı bir iddia olduğunu söylemek eşşeklikten başka birşey değildir. Bir ara 14' e varan sakat sayısı nasıl oluştu Demirkol böreği?

Neyse, Sabri'ye sevindim. Yukarda düşündüğüm kadro çıkar heralde maça...

Posted: Wed Dec 17, 2008 9:58 am
by Mehmet Gurdal Cetin
Mehmet Gorgen wrote:kazandığımız Derbi maçlarda nedense hep bir iş yüzünden yurtdışında oluyordum.Bu sefer de aynı totemi istemeyerek de olsa uyguluyorum.Fener maçında istanbulda evdeydim kaybettik.Bu sefer Tokyo'da kawaguchi'deyim. :lol:

Bu maçı bu totemlerle kazanacağız.

Ben en iyisi gideyim de bir masaj yaptırayım ,Gelince MGC'ye anlatırım.:wink:
Ulan Ulan :shock:
iyice ovdur bari
yenilsen de yensen de taraftarin senle :D

Posted: Wed Dec 17, 2008 3:18 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Bu sefer İsmail'den önce davranalım:

16.12.2008 18:46

Cola Turka Florya Günlüğü: 16 Aralık 2008 Salı

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, çalışmalarını iki günlük iznin ardından Florya Metin Oktay Tesisleri’nde yaptığı basın ve taraftara kapalı tek antrenmanla sürdürdü.

Teknik ekibimiz Michael Skibbe, Cevat Güler, Burak Dilmen ve Nezih Ali Boloğlu yönetiminde saat 17.00’den itibaren Jupp Derwall Antrenman Sahası'nda yapılan çalışma ısınma ve açma-germe egzersizleriyle başladı.

Antrenmanın ana bölümünde önce teknik çalışmalar yapılırken kaleciler kaleci antrenörü Nezih Ali Boloğlu yönetiminde özel bir çalışma yaptılar, ardından dar alanda kalecilerin de katıldığı teknik bir çalışma gerçekleştirildi.

Sabri Sarıoğlu, Milan Baros, Volkan Yaman, Mehmet Güven, Aydın Yılmaz, Barış Özbek, Ümit Karan ve Tobias Linderoth bu antrenmanın tümüne takımla birlikte katıldılar. Antrenman soğuma ve açma-germe egzersizleriyle sona erdi.

Semih Kaya ve Alparslan Erdem'in tedavilerine Metin Oktay Tesisleri Sağlık Merkezi'nde devam ediliyor. Tedavisinin ardından Alparslan salon ve sahada fizyoterapistler eşliğinde çalıştı. Emre Güngör’ün tedavisine de devam ediliyor.

Murat Akça, Hasan Şaş, Serkan Çalık ve Uğur Uçar’ın ameliyat ertesi rehabilitasyon çalışmaları sürüyor.

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Beşiktaş karşılaşması hazırlık çalışmalarını 17 Aralık Çarşamba sabahı saat 10.30’da basın ve taraftara kapalı, akşamüstü saat 17.00’de ise basın ve taraftara açık olarak yapılacak çift antrenmanla sürdürecek.

---

Sevindiren, Linderoth'un iyileşmesi. Sanırım ilk 18'e girecek. Sabri'nin de klasik yerine döneceğini sanıyorum. Muhtemelen Karan da 18'de olacak.

Bu durumda asıl kadro dışında yedekler: Aykut-Tobias-Aydın-Karan-Nonda-Serkan ve Volkan olur herhalde.

Skibbe'nin sürpriz kadro süreceğini sanmıyorum, yapacaksa da 2 sürprizi olabilir: Nonda ve Baros çift forvet bana göre ilk sürpriz olur. Yani ben son maçın kadrosunu beklemiyorum, onun yerine Topal-Barış-Ayhan orta sahası önde Lincoln ve Arda daha önde Baroş (Sabri geldiği için Barış ortaya, Mehmet Güven yedek). Ha, Sabri kadroya giremezse Barış sağbek, Mehmet Güven öne.

Veya belki Beşiktaş'ın sol kanadındaki çöküntü nedeniyle beklenmedik bir Aydın tercihi olabilir. Ben bunu hoca olsam düşünürüm ve yine tek forvet ile denerim. Bu durumda orta sahadan birinin kesik yemesi gerekiyor ve bu da teknik tercih. Yine ben olsam geçen hafta oynamayan Ayhan'ı kenarda tutarım bu versiyonda.

Maçta ne yapıp yapıp, oyunu geriden top kuramayan Beşiktaş'ın sahasına yıkmamız lazım. Denizli gelmeden önce de öyleydi, oyunu Rüştü'nün yarı degajları ile kuruyorlardı. Böyle 2-3 golleri var hatta (bir de utanmadan bununla övünüyorlar).

Denizli geldikten sonra en büyük zararı Tello'yu takımdan düşürerek verdi. Tello'nun oynamadığı veya yanlış oynatıldığı kesitte takımları % 40 düşüyor bence.

Bu maç Sivok cezalı, Seric ile başlayacaklar. Gökhan Zan çok sakar. Geriden ileri top dağıtımı yapacak adamları yok, anladığım kadarıyla bir an önce uzun topla forvetleri buluşturup, Holosko sağdan, Nobre merkezden sonuca gitmek isteyecekler. Adamlardan kadro kalitesi farkımız olduğu gibi, Barış ve Topal geldikten sonra da daha kısa mesafede oynuyoruz.

Denizli sürpriz yapmayı çok sever ama öyle adamı nerede? Bence yapacağı yegane sürpriz, Bobo'yu ilk 11'e koymak olur veya Batuhan'la başlayabilir.

Bizim teknik ekip birinci ve ikinci Metallist maçlarını seyrettiyse zaten kaliteli olan kadro ile rahat ve net kazanırız diyorum.

Bu maçı ancak olağandışı bir etkenle kaybederiz, çok ters bir gol, erken sakatlık gibi. Onun dışında şahsen içim çok rahat.