Page 3 of 3

Posted: Thu May 14, 2009 12:30 am
by Ozgur A. Boztepe
Kerem Tezic wrote:Gunah kecisi Ispanya'yi Avrupa sampiyonu yapan ama sirf basarisiz oldu diye ve sirf yasli oldugu icin dede sifati takilan ve minik beyinlerince asagilamaya kalktiklari su zarif adam oldu. Ayni seye Gerets, Skibbe, Hiddink, Löw, Lucescu, Del Bosque ve niceleri maruz kaldi. Ustelik hepsi adam gibi adamdi. Derwall eger Denizlispor'un son dakika golu olmasa dayak yiyip gidecekti nerdeyse, arabasina 'kan alacagiz' diye cizik atti taraftar denen mahluklar ama sirf sonradan basarili oldu diye omuzlara alindi bu iki yuzlu ruhu dansöz ulkede ve buna bir de turk misafirperverligi(!) denildi. Coguna lakaplar takildi utanmadan cingene, Alman köylusu, Belcika köylusu, ceribasi, hamam oglani, dede, ibne dendi. Ayni sey Schuster'e de olacak, bundan yuzde yuz eminim. Basariliysan, insanlarin cebini gözunu apis arasini tatmin ediyorsan, gudulerinin esareti ile yasayan bu toplumda kralsin ve buna misafirperverlik adi verilir yok basarisiz veya bu guduleri tatmin edemiyorsan basina gelmedik kalmaz kimse yuzune bakmaz, gelirken omuzlara alinip giderken tek bir ugurlayanin bile olmadigi sicak(!) ve misafirperver(!) spor kulturunden zerre gram nasibini alamamis ulkede.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=229

Turkiyeye ikiye ayirmak lazim Kerem abi.

1. Saf Anadolu insani
2. Yozlasmis turk insani.

Bu ikiside ayni insan, cunku ne yazikki saf insani yozlastirmak cok kolay...

Posted: Thu May 14, 2009 12:37 am
by Kenan Atak
Yahu Özgur su Aragones'e denilenlere bakiyorum ayiptir yahu adama ne hakaretler edildi biraz basarisiz oldu diye. Adam bir sene daha kalmak istiyor biliyor ki kolay degil böyle yeni gelinen bir yerde pat diye meyva toplamak, Zico'ya bile neler denildi ama 3 sene sonra basarili olunca I love you Zico yaptilar. Su gözunuzun önune bu ulkeye gelen TD'leri getirin ve arkalarina teneke calindiktan sonra bu kisilerin geldikleri yerlere bakin Hiddink'ten Geretz'e, Löw'e kadar, Lucescu'ya kadar resmen TD kiyma makinesi ulke. Siz saniyormusunuz Schuster bal kaymak ustunde paten yapacak, adam iki hazirlik macini kaybetsin denileceklere bakin. Bunu Bavyera cobani bu zaten futbol bilmez diye yerden yere vururlar.

Posted: Thu May 14, 2009 12:42 am
by Cengiz Akgun
Guzel dediklerin Kerem. Suradan pay bicmek lazim. Bugunku gazetelere boylu boyunca AP'nin divan toplantisindaki soyledigi zirvalari yazilmis. Adam itiraf etmis bu seneki basarimiz eger basari denecekse tekerlikli sandalye ile bayan basketcilerin Avrupa kupasi (onda da bayanlar FB' yenilip Turkiye ligini alamadilar) var. Diger konularda basarisiz olduk demis yuzlerine. Oradaki bir Allahin kulu bak TD yollamayi biliyorsun basarisiz oldugunu da kabul ediyorsun neden hala buradasin diyememis. Oyle ya. TD'leri arkasindayiz diyerek arkadan itip (tovbe tovbe) yolluyorlar. Hadi bari benim yerime sececeginiz biri var mi hem varsa verdigim paralari da isterim diyeceklerini biliyorlar, o zaman neden hala bu futbol subesindeki at hirsizini filan kovmadin diyecek hallaeri bile yok bu divandaki heriflerin. Oyle olunca boyle basa boyle tarak oluyor iste. AP avenesi ile sultasini bu senede surdurecek. Degisen ne olacak. Sadece TD'nin adindan baska. Bu heriflerin bir bok yiyecek halleri yok. Kapasiteleri bu kadar.

Posted: Thu May 14, 2009 1:20 am
by Ozgur A. Boztepe
Kerem Tezic wrote:Yahu Özgur su Aragones'e denilenlere bakiyorum ayiptir yahu adama ne hakaretler edildi biraz basarisiz oldu diye. Adam bir sene daha kalmak istiyor biliyor ki kolay degil böyle yeni gelinen bir yerde pat diye meyva toplamak, Zico'ya bile neler denildi ama 3 sene sonra basarili olunca I love you Zico yaptilar. Su gözunuzun önune bu ulkeye gelen TD'leri getirin ve arkalarina teneke calindiktan sonra bu kisilerin geldikleri yerlere bakin Hiddink'ten Geretz'e, Löw'e kadar, Lucescu'ya kadar resmen TD kiyma makinesi ulke. Siz saniyormusunuz Schuster bal kaymak ustunde paten yapacak, adam iki hazirlik macini kaybetsin denileceklere bakin. Bunu Bavyera cobani bu zaten futbol bilmez diye yerden yere vururlar.

Dogru.

Ama Galatasaray su anda cok enteresan bir noktada. Bir atlama tahtasini ustunde tahtayi sonuna kadar germis bekliyor. 2 3 cark islemeye basladimi cok farkli seyler gorebiliriz. Gecen seneki FB nin SL suprizi gibi.

Posted: Thu May 14, 2009 8:19 pm
by Cengiz Akgun
Alma Zico'nun ahini cikar aheste aheste. Arogones 3M Avro tazminata fit olup gidiyormus.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=229

Ne guzel degil mi boyle havadan para kazanmak? Del Bosque'de nasil BJK derisini yuzdu idi. Gerets asil adamdi. Skibbe'de oyle.

Posted: Thu May 14, 2009 11:01 pm
by Burak Ayyildiz
Kerem Tezic wrote:Gunah kecisi Ispanya'yi Avrupa sampiyonu yapan ama sirf basarisiz oldu diye ve sirf yasli oldugu icin dede sifati takilan ve minik beyinlerince asagilamaya kalktiklari su zarif adam oldu. Ayni seye Gerets, Skibbe, Hiddink, Löw, Lucescu, Del Bosque ve niceleri maruz kaldi. Ustelik hepsi adam gibi adamdi. Derwall eger Denizlispor'un son dakika golu olmasa dayak yiyip gidecekti nerdeyse, arabasina 'kan alacagiz' diye cizik atti taraftar denen mahluklar Rize'ye 2-0 yenilince ama sirf sonradan basarili oldu son dakika sansi guldu diye omuzlara alindi bu iki yuzlu ruhu dansöz ulkede ve buna bir de turk misafirperverligi(!) denildi. Coguna lakaplar takildi utanmadan cingene, Alman köylusu, Belcika köylusu, ceribasi, hamam oglani, dede, ibne dendi. Ayni sey Schuster'e de olacak, bundan yuzde yuz eminim. Basariliysan, insanlarin cebini gözunu apis arasini tatmin ediyorsan, anlik zevklerinin ve ihtiraslarinin esareti ile yasayan, akildan erdemden eser olmayan bu toplumda kralsin ve buna misafirperverlik adi verilir yok basarisiz veya bu ustte bahsettiklerimi tatmin edemiyorsan basina gelmedik kalmaz kimse yuzune bakmaz, gelirken omuzlara alinip giderken tek bir ugurlayanin bile olmadigi sicak(!) ve misafirperver(!) spor kulturunden zerre gram nasibini alamamis ulkede.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=229
Bravo! Tespitleriniz cok dogru. Sadece yozu ve cahili degil, okumusu da sevmez yasliyi-zayifi buralarda. 70'inden sonra kemoterapi vermezler, 80'in den sonra by-pass yapmazlar hastaya, nasil olsa yolun sonu yakin, hem zaten kaldiramaz diye.
Uygarliklarin dogdugu ve birbirine karistigi bir hosgörü cografyasi olmasi gereken topraklarda tolerans ve uzlasi kavramlari coktan göc edip gitmislerdir buralardan. O yüzden gücsüzü, yaslisi, aykirisi pek sevilmez. Topcusu bile gecti mi 30'unu "yaslanmistir" artik. Hatta futbolu ne zaman birakacagini soran "yaratici" muhabirlere verilen klise bir yanit vardir: Kariyerimin doruk noktasinda birakmak istiyorum ki herkes beni en iyi halimle hatirlasin :) Sacmaligin bu kadari...
Emeklilik yasinin 65 oldugu bir ülkede, is ilanlarinin %90'i "28 yasini gecmemis olma" sartiyla baslar. Cogu ülkede bu ciddi bir ayrimcilik sucudur. Ama nedense bilgelik, show ve kaba güc kadar prim yapmaz buralarda.

Posted: Thu May 14, 2009 11:23 pm
by Cengiz Akgun
Burak Ayyildiz wrote: Bravo! Tespitleriniz cok dogru. .
Seninkilerde.

30 kusur sene once biraktigim bu ulkede hakikaten is ilanlarinda yas sInIrI vardi ve hala var. Hadise Acikgoz'den Britney Spears yaratanlar onu da agzi acik seyreden ayran budalalari cag atladiklarini sanirlar. Hayatlari dum teke dumtek' dir zaten. Avrupa'ya filan ayak sesimizi duydunuz mu diye sorarak posta koyarlar ama sinirdan iceri giremezler hicbir Avrupa ulkesine kapida horlanip hakir gorulmeden o TC yazan pasaportla.

Soyle bir etrafiniza bakin. Herkez iyi kotu silkelenmek icin cabalarken gozunu geriye dikip Osmanli gunlerini goremediklerine yananlar hala abesle istigal etmekteler. Sizin stad neyinize TD neyinize. Kalkip Sabri'ye filan fit olacaginiza gore ne fark edecek TD kariyerli olunca? Cikip o mu oynayacak? Evet BK yaptiklarini yapmaz ama ona gorede para alacak.

Posted: Thu May 14, 2009 11:59 pm
by Murat Biricik
Kerem Tezic wrote:Gunah kecisi Ispanya'yi Avrupa sampiyonu yapan ama sirf basarisiz oldu diye ve sirf yasli oldugu icin dede sifati takilan ve minik beyinlerince asagilamaya kalktiklari su zarif adam oldu. Ayni seye Gerets, Skibbe, Hiddink, Löw, Lucescu, Del Bosque ve niceleri maruz kaldi. Ustelik hepsi adam gibi adamdi. Derwall eger Denizlispor'un son dakika golu olmasa dayak yiyip gidecekti nerdeyse, arabasina 'kan alacagiz' diye cizik atti taraftar denen mahluklar Rize'ye 2-0 yenilince ama sirf sonradan basarili oldu son dakika sansi guldu diye omuzlara alindi bu iki yuzlu ruhu dansöz ulkede ve buna bir de turk misafirperverligi(!) denildi. Coguna lakaplar takildi utanmadan cingene, Alman köylusu, Belcika köylusu, ceribasi, hamam oglani, dede, ibne dendi. Ayni sey Schuster'e de olacak, bundan yuzde yuz eminim. Basariliysan, insanlarin cebini gözunu apis arasini tatmin ediyorsan, anlik zevklerinin ve ihtiraslarinin esareti ile yasayan, akildan erdemden eser olmayan bu toplumda kralsin ve buna misafirperverlik adi verilir yok basarisiz veya bu ustte bahsettiklerimi tatmin edemiyorsan basina gelmedik kalmaz kimse yuzune bakmaz, gelirken omuzlara alinip giderken tek bir ugurlayanin bile olmadigi sicak(!) ve misafirperver(!) spor kulturunden zerre gram nasibini alamamis ulkede.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/ ... sp?gid=229
Kerem, dun aksam Barca-Bilbao Ispanya Kral Kupa finalini seyredebildin mi? Iki olaya dikkatini cekeyim.

Ilki Bilbao taraftarinin bulundugu tribunden Barca li Alvez in basina bir cisim atildi ve isabet etti. Butun Bilbao tribunu bu cismi atan adami polis stad disina cikarirken medeni bir protesto ile yerin dibine soktu. Hemen belirteyim Bilbao tribunleri en az bizim kapali kadar atesli.

Ikincisi mac suresi, bitimi ve kupa toreni boyunca kazanan ve kaybeden taraftarin olgunlugu ve vakur edasi. Ben Ispanyollari gercekten seviyorum. Bu adamlarin kompleksleri yok. Hayata samimi anlamda pozitif baglilar! Takimi kupada kaybetmis o ortamda dahi guzel, eglenceli hatta gulunecek, saka yapacak ortami ya buluyor ya kendisi yaratiyor.

Turkiye de yerdigimiz ornekleri siralarken, bir takim ozel sahislari ve muhtesem degerleri tekrar anmadan gecmek olmaz. Selcuk Samli hatirlayacaktir, beraber GS PAF maclarini GS Cafe de seyrettigimiz bir donemde saygideger, pek muhterem Ali Tanriyar torunlarini seyretmek icin GS Cafe ye geliyordu. GS Cafe nin kose mahalinde daima oturduklari bir masa vardi. Selcuk ile biz gittigimizde hem GS PAF macinin basladigini hem de masanin bos oldugunu gorunce oturduk. Yaklasik 10 dk gecikme ile saygideger Ali Tanriyar geldiler. Haliyle biz masadan kalktik ve yan taraftaki diger bir masaya gectik. Kendisine hurmet edildigini gormenin mutlulugu ama bize verdigi rahatsizligin huzununu yuzundeki samimi ifadeden anlamak mumkun. Gercekten cok muhterem, cok ozel sahsiyetler, sporseverler.

Ispanya Kral Kupasi finalinde, ozellikle kupa toreninde Kral ve Kralicenin hemen etrafinda Sn. Ali Uras, Sn. Ali Tanriyar da gozlemledigimiz durus, samimiyet ve spor coskusunu yasayan bir dizi insan gordum.

Elime ilahi bir guc verilse GS i kiyamete kadar Sn. Uras ve Sn. Tanriyar in cift Baskanligini yaptigi bir yonetime gonul rahatligi ve buyuk bir mutluluk ile teslim ederdim.

Not: Buyuk bir ihtimal Aragones ile FB yollarini ayiracak. Zico yu ben yarattim diyen zihniyetin biraz olsun edep takinip hem klup tarihine hem spor camiasina hurmeten olabildigince seviyeli bir aciklama ve merasim ile antlasmayi noktalamasini diliyorum. Bu arada Skibbe nin kulubumuzden ayrilisi sirasinda acaba ne tur bir surec yasandi? Bulent Korkmaz i bakalim nasil ugurlayacagiz.

Posted: Fri May 15, 2009 12:24 am
by Cengiz Akgun
Murat Biricik wrote: Kerem, dun aksam Barca-Bilbao Ispanya Kral Kupa finalini seyredebildin mi? Iki olaya dikkatini cekeyim.

Ilki Bilbao taraftarinin bulundugu tribunden Barca li Alvez in basina bir cisim atildi ve isabet etti. Butun Bilbao tribunu bu cismi atan adami polis stad disina cikarirken medeni bir protesto ile yerin dibine soktu. Hemen belirteyim Bilbao tribunleri en az bizim kapali kadar atesli.

Ikincisi mac suresi, bitimi ve kupa toreni boyunca kazanan ve kaybeden taraftarin olgunlugu ve vakur edasi. Ben Ispanyollari gercekten seviyorum. Bu adamlarin kompleksleri yok. Hayata samimi anlamda pozitif baglilar! Takimi kupada kaybetmis o ortamda dahi guzel, eglenceli hatta gulunecek, saka yapacak ortami ya buluyor ya kendisi yaratiyor.
...
1960'li yillarin sonu ve 70-li yillarin sonuna kadar Avrupadan mac seyretim TRT araciligi ile. Zaten dogru durust TV yayinlari 70'de filan basladi. Ondan evvel ITU'nun deneme yayinlari olurdu. Hava guzel oldumu Yunana/Bulgar TV'leri cikardi.

Her neyse Ispanyollar cirkeflikte Avrupada Yugoslavlarla yarisisrlardi. Sahada gorebilecegin her turlu melaneti yaparlardi. Hakeme gostermeden yapmadiklari yoktu. O zamanlar Avrupada esameleri cok az gecerdi. Ajax ve Bayern bu isi ellerine almislardi. Bukemedikleri bilekleri boyle cirkeflikle bukmege calisip daha da igrenc hale gelirlerdi. O yuzden hic sevmedimdi bunlarin takimlarini. Belki bugun bile Barca marka RM gibi olan soguklugum o gunlerde gordugum rezilliklerindendir.

Durum elbette Avrupa topluluguna girisle aldiklari yardim sayesinde avam tabakasinin kulturnun artmasi ile pozitif yonde gelistigini saniyorum. Senelerdir Avrupa kupalarinida olan ustunlukleri ve kluplerinin zenginlikleri sayesinde hayvan bile insan olmustur. Bunda sasirilicak bir nokta gormuyorum. Ayni doyuma ulasilirsa Turkiyede de bunlar olur. Degilse karakter bakimindan hayvanlik konusunda bizimkilerden yukarda degillerdi 30 sene once. Tarimdan sanayiye gectiler. Kendilarini toparladilar.

Posted: Fri May 15, 2009 12:53 am
by Ufuk Sezekkaplan
Murat Biricik wrote: Elime ilahi bir guc verilse GS i kiyamete kadar Sn. Uras ve Sn. Tanriyar in cift Baskanligini yaptigi bir yonetime gonul rahatligi ve buyuk bir mutluluk ile teslim ederdim.
Ben de küçük bir ekleme yapayım. Süleyman Seba bizim mahallede oturuyor ve taksicisinden, manavına herkesin Süleyman ağbisi. Çok ilginç bir özelliği var. Sürekli oturduğu, bazen kahve içtiği, bazen de içkili yemek aldığı bir yer var ve herkes onu tanıdığı için, yoldan geçerken mutlaka selam veriyorlar. Ve Süleyman ağbi her selama karşılık mutlaka ayağa kalkarak cevap veriyor. Karşısındaki 5 yaşındaki çocuk da olsa bu saygıyı özenle gösteriyor.

Ben bu kadar yıl spor sever gördüm onun kadar nazik, insana değer veren ve bir o kadar da sade bir kişi görmedim. O yüzden mahalleden 5 gün kaybolsa, herkes birbirine soruyor.

Sanırım bu nesil 1980'lerin sonuyla birlikte çekildi. Ama unutmamak lazım, bu kulüpleri devraldıklarında iki takım da 15 sene şampiyonluk görmemiş, tesisleri laçka, seyircisiz ve başarısız takımlardı.

Hani evlerde bir hacı dede olur ve 10 tane züppenin yaşadığı o ev, o hacı dedenin yüzü suyu hürmetine ayakta durur ya, bizim kulüpler de o hesap, Faruk Ilgazların, Seba'ların ve Ali Uras'ların sayesinde hala ayakta.

Onların yaptıkları devrimdi. Şimdikiler mirasyedi, en hafifinden.

Posted: Fri May 15, 2009 1:13 am
by Cengiz Akgun
Turkiyede adam sirasina girmek ne zaman para ile olculur oldu iste o zaman bu saygi ve sevgide ortadan kalkti. Simdi paran kadar konus lan deniyor. Onun icin boyle buyugune saygi kucugune sevgi aramayin artik. Bundan sonra kimde para varsa muhur onda. Onlarin pesinde kosulacak. Kim takan Suleyman agabeyi filan. Suleyman agabeyi BJK macinda filan goren var mi? Nasil yolladilardi baskanliktan hatirlarsiniz.

Posted: Fri May 15, 2009 1:28 am
by Levent Guntay
Cengiz Akgun wrote: Degilse karakter bakimindan hayvanlik konusunda bizimkilerden yukarda degillerdi 30 sene once. Tarimdan sanayiye gectiler. Kendilarini toparladilar.
Cengiz abinin dedigi dogru. Hatirladigim kadariyla 1968 senesinde, Turkiye, Ispanya, Guney Kore, ve Tayvan hepsinin kisi basina milli gelirleri ve cogu ekonomik ve kalkinma gostergeleri hemen hemen ayni. Ispanya, Yunanistan, Irlanda, Portekiz, avrupa topluluguna girdikten sonra uctular gittiler. Guney Kore ve Tayvan da ihracat hamlesiyle teknolojiye yatirimla olayi goturduler.

Bizim ekonomistlerden biri 1975 senesinde Guney Kore'yi ziyarete gitmis. Sehrin gobeginde sabahtan aksama kadar isiklari hic sonmeyen bir bina varmis. Nedir bu diyince gezdirmisler. Ust duzey ne kadar ekonomist, finansci, istatistikci, varsa hepsini bir binaya tikmislar, adamlar uyumadan kalkinma planlari uzerinde calisiyorlar. Sonra bir oda gostermisler, dev bilgisayarlar, teleksler devamli calisiyor bir seyler basiyor. Bizim ekonomist, "nedir bunlar?" diyince, dunyanin her tarafindaki sirketlerden aninda gelen ithalat, ihracat talep bilgileri, database'e isleniyor ve Kore sirketlerini haberdar ediyoruz demisler. Boyle bir sistem var midir su anda bizde bilmiyorum.