Page 3 of 12

Posted: Sat May 20, 2006 12:37 pm
by Ali Gursel
Ismail Gezer wrote:Özhan Canaydınla dedemi bile kıyaslasak başarılı görünür zaten! Farkındaysanız yazdığım cümleler sadece kurduğu takımla ilgili! 8 yılda 5 Galatasaray şampiyonluğu görmek nasıl bir başarıdır? Madem öyle Mehmet Cansun yaklaşık bir yılda Aziz Yıldırıma tur bindirecek kadar başarılıydı? Üstelik Avrupada da maç kazanan bir takımı vardı! Aziz Yıldırımın kurduğu takımlar kaç maç kazanmış? İşe böyle bakarsak Faruk Sürenle hiç kıyaslanamaz zaten!

Ali Gursel wrote:
Ismail Gezer wrote:12 milyona Sol Campell almak gibi bir iki transfer yaparlarsa, belki takım daha başarılı olur ama bunun masrafının altına kolay kolay kimse girmez! Gidecek başkanın transfer yapması saçmalığın daniskası! Sen bu işten o kadar anlıyor olsan müzendeki kupa sayısından bu anlaşılırdı zaten! Transferleri bu yönetim yapıyorsa, yeni başkanında bu yönetim içinden çıkması gerekir!
Yine bir sampiyonlukla hesaplarimizi sasirmisiz. Aziz Yildirim bildigim kadariyla 8 sene baskanlik gordu (yarim sezonu da katarsaniz 9 diyelim). Bu surede FB uc kez sampiyon oldu.

FB 48 senelik ligde 16 kez sampiyon olmustur (ayni bizim gibi). Yani uc sampiyonluktan biri FB'ye, biri GS'a gider, kalanlar BJK, TS.
Aziz Yildirim 8 senede 5 GS sampiyonlugu gormedi. Birincisi en onemli yanlislik burada.

Aziz Yildirim'in goreve geldigi seneyi katarsaniz 9 senesi vardir, o zaman 9 senede 5 GS sampiyonlugu gormustur. Yok katmazsaniz 8 senesi vardir, 8 senede gordugu GS sampiyonluk sayisi 4tur (geldigi sene GS sampiyon oldugundan). Once o isi bir duzeltelim 8te bes diye bir durum yok yani. Ya 9da 5 var ya 8de 4.

5 sampiyonluk gordu diyecekseniz, 9 seneye bakmaniz gerekir, o 9 senenin dokumu 5 GS, 3 FB, 1 BJKdir (100. yil). Bu hesapla AY FB'nin 48 senelik yuzdesini esitlemistir. Diger FB baskanlarinin ortalamasina erismis, ama onlarin hicbirinin hayal bile edemeyecegi baska isler de yaparak.

Yok 8 seneye bakarsaniz, 8de 3 ile daha da basarili gozukur.

Aziz Yildirim'in doneminde GS cok sampiyon olduysa bunda basarisiz olan Aziz Yildirim degil, BJK, TS ve de diger Anadolu klupleridir.

9 sampiyonlugun 8i GS + FBye gitmistir, FB hakkini almistir, GS hakkindan (uzun donemde yuzde olarak) fazlasini almistir, diger klupler basarisiz olmuslardir. Yani GS hakkindan fazlasini BJK ve diger kluplerden almistir, FB'den degil. Ingiltere liginde onumuzdeki 20 sene 11 sene Arsenal 9 sene Chelsea sampiyon olsa, herhalde kimse donup Chelsea son 20 sene basarisiz oldu, cunku Arsenal'e bak, 11 kez sampiyon oldular demez.

Aziz Yildirim'a duydugunuz kisisel antipati verileri zorlamaniza sebep oluyor. Aziz Yildirim futbolda sonuc acisinda en az ortalama FB baskanlari kadar, diger konularda ise onlarin fersah fersah otesinde basarili olmustur. Bu donemde cidden futbolda basarisiz baskan ariyorsaniz BJK ve TS'a dogru bakin.

Bir de Aziz Yildirim'i gecmis GS baskanlariyla karsilastirmak da bir garip, ozellikle 8 kusur sene gorev yapmis birini bir sene gorev yapmis biriyle karsilastirmak iyice garip. Ayrica basariyi bu kadar bire bir sampiyonluk sayisina nasil indirebilirsiniz? AY geride Anelka, Appiah, Aurelio, Alex gibi oyunculari bonservisiyle birakiyor, Mehmet Cansun giderken ne birkamis, kiralik Fleurquin vs.den baska? Stad, tesis, gelir vs. kismina hic girmiyorum.

Faruk Suren icin ise, eger bundan sonra basari taniminiz Faruk suren'in 4 senede aldigi futbol sonuclari ise, ne sizin ne benim omrumde bir daha herhangi bir klupte basarili baskan goremeyiz. Tabii bu arada FS ve AY kluplerinin maddi yapisina, stad vs. durumuna ne yapmislar dersek, buyurun devam edin.

Yani Aziz Yildirim'i ya gecmis FB baskanlari ile karsilastirin, ya da su anki GS baskani ile. Ikisine karsi da son derece basarili oldugu ortadadir. Yok gecmisten cimbizla bir GS baskani secip, onun da sadece futbolda aldigi sonuclar acisindan karsilastirirsaniz, baskan karsilastirma yapmak gibi degil de bagci dovmek gibi gozukur biraz.

Aziz Yildirim'in basarisizligi camiasini Turk futbol kamuoyuna antipatik yapmak konusunda olmustur, biraz da Avrupa'da belki daha iyi sonuclar alabilirlerdi. Birinci konu icin ben kendisini cidden basarisiz buluyorum. Ikinci konuda ise onun basarisizligi kadar GS'in Avrupa'da son 10 sene icinde yaptiklarinin ne kadar onemli oldugu tekrar dank ediyor kafama.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 2:16 pm
by Ismail Gezer
Bizim başkanın başarılı olduğunu iddia eden kim?

İstifa eden Aziz Yıldırımın transfer yapmasıyla ilgili bir yazıdan bu noktaya gelmekte neyin nesidir?

Fenerbahçeye başkan olacaksınız, yeni bir hoca bulacaksınız aaa bide bakmışsınız transferler yapılmış! Hatta belki hoca bile bulunmuş! Şimdi bu normal bir durum mu? Aziz Yıldırımın buna hakkı varmı ?

Olayı dallandırıp budaklandırmaya gerek yok! Bizim başkanların başarılı olduğunu falanda düşünmüyorum! Ama meseleye o açıdan bakarsak. Yani başarı= (şampiyonluk/görev süresi) ise Cansunda Sürende ondan daha başarılı demektir! Ama biz bu başkanları pek hayırla yadetmiyoruz dimi? Çünkü tam anlamıyla başarılı falan değiller!

Son 10 yılda avrupada başarılı olan tek takım GS'de değil! Lucesculu BJK, 2. tura çıkma şansını son maçta yenilerek kaybetti! UEFA'da şeyrek final oynadı! Gençlerbirliğinide unutmamak lazım,elendikleri takım Valenciaydı! AY döneminde fener hiç böyle bir şans yaşadı mı? Ucundan kıyısından geçti mi? Yoksa son çare olarak takımı yabancı yıldızlarla doldurmayı düşünüp bunun hayallerini mi kurmaya başladı?

Aziz Yıldırıma gıcık olmak içinde yeterince sebep var ama sizin sandığınız gibi benim çıkış noktam o değil!Gerçekten istifa ediyorsan senden sonrakileri bağlayacak işler yapmazsın! Bu kadar basit! Ama Cengiz Akgünün dediği gibi, oraya bir kukla oturtup arkadan oynatacaksan böyle davranmanda doğaldır!

Yani, özetle: Aziz Yıldırımın futbol takımı harici konulardaki başarıları yada başarısızlıklarından bahsetmiyorum ben! Takım kurma konusunda Aziz Yıldırımın başarılı olmadığını düşünüyorum! Takımı Aziz Yıldırım mı kuruyor? Hocası olmayan takıma transferler yapılmıyor mu şu an? Bu doğru bir davranışsa haklısın.. Ama avrupa konusunda bizim tromsöye elenmemiz fenerin senelerdir edirne ötesi başarısızlıklarını mazur göstermez!




Ali Gursel wrote:
Ismail Gezer wrote:Özhan Canaydınla dedemi bile kıyaslasak başarılı görünür zaten! Farkındaysanız yazdığım cümleler sadece kurduğu takımla ilgili! 8 yılda 5 Galatasaray şampiyonluğu görmek nasıl bir başarıdır? Madem öyle Mehmet Cansun yaklaşık bir yılda Aziz Yıldırıma tur bindirecek kadar başarılıydı? Üstelik Avrupada da maç kazanan bir takımı vardı! Aziz Yıldırımın kurduğu takımlar kaç maç kazanmış? İşe böyle bakarsak Faruk Sürenle hiç kıyaslanamaz zaten!

Ali Gursel wrote: Yine bir sampiyonlukla hesaplarimizi sasirmisiz. Aziz Yildirim bildigim kadariyla 8 sene baskanlik gordu (yarim sezonu da katarsaniz 9 diyelim). Bu surede FB uc kez sampiyon oldu.

FB 48 senelik ligde 16 kez sampiyon olmustur (ayni bizim gibi). Yani uc sampiyonluktan biri FB'ye, biri GS'a gider, kalanlar BJK, TS.
Aziz Yildirim 8 senede 5 GS sampiyonlugu gormedi. Birincisi en onemli yanlislik burada.

Aziz Yildirim'in goreve geldigi seneyi katarsaniz 9 senesi vardir, o zaman 9 senede 5 GS sampiyonlugu gormustur. Yok katmazsaniz 8 senesi vardir, 8 senede gordugu GS sampiyonluk sayisi 4tur (geldigi sene GS sampiyon oldugundan). Once o isi bir duzeltelim 8te bes diye bir durum yok yani. Ya 9da 5 var ya 8de 4.

5 sampiyonluk gordu diyecekseniz, 9 seneye bakmaniz gerekir, o 9 senenin dokumu 5 GS, 3 FB, 1 BJKdir (100. yil). Bu hesapla AY FB'nin 48 senelik yuzdesini esitlemistir. Diger FB baskanlarinin ortalamasina erismis, ama onlarin hicbirinin hayal bile edemeyecegi baska isler de yaparak.

Yok 8 seneye bakarsaniz, 8de 3 ile daha da basarili gozukur.

Aziz Yildirim'in doneminde GS cok sampiyon olduysa bunda basarisiz olan Aziz Yildirim degil, BJK, TS ve de diger Anadolu klupleridir.

9 sampiyonlugun 8i GS + FBye gitmistir, FB hakkini almistir, GS hakkindan (uzun donemde yuzde olarak) fazlasini almistir, diger klupler basarisiz olmuslardir. Yani GS hakkindan fazlasini BJK ve diger kluplerden almistir, FB'den degil. Ingiltere liginde onumuzdeki 20 sene 11 sene Arsenal 9 sene Chelsea sampiyon olsa, herhalde kimse donup Chelsea son 20 sene basarisiz oldu, cunku Arsenal'e bak, 11 kez sampiyon oldular demez.

Aziz Yildirim'a duydugunuz kisisel antipati verileri zorlamaniza sebep oluyor. Aziz Yildirim futbolda sonuc acisinda en az ortalama FB baskanlari kadar, diger konularda ise onlarin fersah fersah otesinde basarili olmustur. Bu donemde cidden futbolda basarisiz baskan ariyorsaniz BJK ve TS'a dogru bakin.

Bir de Aziz Yildirim'i gecmis GS baskanlariyla karsilastirmak da bir garip, ozellikle 8 kusur sene gorev yapmis birini bir sene gorev yapmis biriyle karsilastirmak iyice garip. Ayrica basariyi bu kadar bire bir sampiyonluk sayisina nasil indirebilirsiniz? AY geride Anelka, Appiah, Aurelio, Alex gibi oyunculari bonservisiyle birakiyor, Mehmet Cansun giderken ne birkamis, kiralik Fleurquin vs.den baska? Stad, tesis, gelir vs. kismina hic girmiyorum.

Faruk Suren icin ise, eger bundan sonra basari taniminiz Faruk suren'in 4 senede aldigi futbol sonuclari ise, ne sizin ne benim omrumde bir daha herhangi bir klupte basarili baskan goremeyiz. Tabii bu arada FS ve AY kluplerinin maddi yapisina, stad vs. durumuna ne yapmislar dersek, buyurun devam edin.

Yani Aziz Yildirim'i ya gecmis FB baskanlari ile karsilastirin, ya da su anki GS baskani ile. Ikisine karsi da son derece basarili oldugu ortadadir. Yok gecmisten cimbizla bir GS baskani secip, onun da sadece futbolda aldigi sonuclar acisindan karsilastirirsaniz, baskan karsilastirma yapmak gibi degil de bagci dovmek gibi gozukur biraz.

Aziz Yildirim'in basarisizligi camiasini Turk futbol kamuoyuna antipatik yapmak konusunda olmustur, biraz da Avrupa'da belki daha iyi sonuclar alabilirlerdi. Birinci konu icin ben kendisini cidden basarisiz buluyorum. Ikinci konuda ise onun basarisizligi kadar GS'in Avrupa'da son 10 sene icinde yaptiklarinin ne kadar onemli oldugu tekrar dank ediyor kafama.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 3:28 pm
by Ismail Gezer
F.B.'nin yeni Başkanı Nihat Özdemir
F.Bahçe'de Nihat Özdemir başkanlığı kabul etti. Özdemir'in başkanılığı FBTV'den açıklandı. Gözler şimdi olağanüstü genel kurul toplantısında. Yeni istifa beklentileri var.


HABER7
Cengiz Akgun wrote:Durum anla$ildi. Kuklayi one surup arkadan oynatacak. Bu aklina gelen son $eytanlik herhalde. Boylece direk kufur de yemeyecek. Bunu 8 sene neden du$unemedi acaba?

Posted: Sat May 20, 2006 3:34 pm
by Ali Gursel
Sevgili Ismail,

Sanirim konular karismis. Ozel olarak muzendeki kupalara bak sozunuze, Aziz Yildirim ile ilgili, cevap yazdim, yazdiklarimin hicbir yerinde de baskanligi birakip transfer yapmasi dogru falan demedim. FB klubunun bilecegi istir bana sorarsaniz.

Sadece tekrar edeyim, muzedeki kupalara bakilarak Aziz Yildirim en az ortalama FB baskani kadar basarilidir. Diger isleri de katarsaniz muhtemelen FB tarihinin gelmis gecmis en basarili baskanidir.

Aziz Yildirim'in kurdugu takimlara gelince: ligde AY doneminde sanirim ya 1. ya 2. oldular her sene. FB tarihinde var mi boyle baska bir baskan (bir senelik falan degil aman)? Demek takim kurusu en azindan kendinden once gelenlere nazaran kuvvetli. Ayrica son 3 senenin ikisi sampiyon biri ikinci olmus adamin kurdugu takimlar, bunun nesini elestiriyorsunuz? Kukla baskan olayini prensip olarak begenmezsiniz, anlarim, ama onu Aziz Yildirim'in aldigi sonuclarin zayifligindan dolayi elestirdiginiz zaman teoriniz tutmuyor, epey uzun suredir onu yaziyorum, acik degil mi?


Mehmet Cansun, Faruk Suren kismina gelince, Alex frikikten daha cok gol atti diye Ronaldo'dan daha iyi golcu demeye benziyor bu, sirf sampiyonluk yuzdeleri daha iyi diye daha basarili bulmak. Tekrarlamiyorum, adamin yaptiklari ortada, kalple degil de gozle bakan goruyor zaten.

Basari sampiyonluk/gorev suresi falan degil, onu da yazmaya calistim, o zaman Mehmet Cansun'u da Ali Uras'tan daha basarili GS baskani yapar cikarsiniz isin icinden.

FB ne zamandan beri baskanlarini Faruk Suren'e bakip seciyor da, simdi oyle yapsin, bizim baskanin basarili oldugunu iddia etmiyorum deyip Faruk Suren'i nereden cikariyorsunuz?

Olayi dallanip budaklandirmaya gerek yok ne demek onu anlayamadim bir de, sizin dediklerinzile hemfikir mi olmam lazim, yanlisligi bana epey bariz gelirken? Bu noktaya gelmek neyin nesidir falan gibi ifadelerle birlikte biraz usluba dikkat diyorum, unlemlerle bir arada falan baktim, ilkokul ogretmenligi falan galiba meslek, forum uyeleri de talebeleriniz gibi bir hisse kapildiniz belki de.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 3:56 pm
by Ismail Gezer
Ben Aziz Yıldırımın transfer yapmasının yanlış olduğunu bu konuda başarılı olmadığını söyledim diye "şampiyonlukla hesapları şaşırmış" olmadık mı sayende? Doğru düzgün takım olmanın esas kriteri avrupa değil mi? Hoşunuza gitmeyen cümlelere o 'garip' bu 'garip' dedikten sonra benim ünlemleri yorumlamanızda biraz garip! Ayrıca, ilkokul öğretmeni olmak ayıp birşey değil!
Ali Gursel wrote:Sevgili Ismail,

Sanirim konular karismis. Ozel olarak muzendeki kupalara bak sozunuze, Aziz Yildirim ile ilgili, cevap yazdim, yazdiklarimin hicbir yerinde de baskanligi birakip transfer yapmasi dogru falan demedim. FB klubunun bilecegi istir bana sorarsaniz.

Sadece tekrar edeyim, muzedeki kupalara bakilarak Aziz Yildirim en az ortalama FB baskani kadar basarilidir. Diger isleri de katarsaniz muhtemelen FB tarihinin gelmis gecmis en basarili baskanidir.

Aziz Yildirim'in kurdugu takimlara gelince: ligde AY doneminde sanirim ya 1. ya 2. oldular her sene. FB tarihinde var mi boyle baska bir baskan (bir senelik falan degil aman)? Demek takim kurusu en azindan kendinden once gelenlere nazaran kuvvetli. Ayrica son 3 senenin ikisi sampiyon biri ikinci olmus adamin kurdugu takimlar, bunun nesini elestiriyorsunuz? Kukla baskan olayini prensip olarak begenmezsiniz, anlarim, ama onu Aziz Yildirim'in aldigi sonuclarin zayifligindan dolayi elestirdiginiz zaman teoriniz tutmuyor, epey uzun suredir onu yaziyorum, acik degil mi?


Mehmet Cansun, Faruk Suren kismina gelince, Alex frikikten daha cok gol atti diye Ronaldo'dan daha iyi golcu demeye benziyor bu, sirf sampiyonluk yuzdeleri daha iyi diye daha basarili bulmak. Tekrarlamiyorum, adamin yaptiklari ortada, kalple degil de gozle bakan goruyor zaten.

Basari sampiyonluk/gorev suresi falan degil, onu da yazmaya calistim, o zaman Mehmet Cansun'u da Ali Uras'tan daha basarili GS baskani yapar cikarsiniz isin icinden.

FB ne zamandan beri baskanlarini Faruk Suren'e bakip seciyor da, simdi oyle yapsin, bizim baskanin basarili oldugunu iddia etmiyorum deyip Faruk Suren'i nereden cikariyorsunuz?

Olayi dallanip budaklandirmaya gerek yok ne demek onu anlayamadim bir de, sizin dediklerinzile hemfikir mi olmam lazim, yanlisligi bana epey bariz gelirken? Bu noktaya gelmek neyin nesidir falan gibi ifadelerle birlikte biraz usluba dikkat diyorum, unlemlerle bir arada falan baktim, ilkokul ogretmenligi falan galiba meslek, forum uyeleri de talebeleriniz gibi bir hisse kapildiniz belki de.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 4:17 pm
by Ali Gursel
Ismail Gezer wrote:Ben Aziz Yıldırımın transfer yapmasının yanlış olduğunu bu konuda başarılı olmadığını söyledim diye "şampiyonlukla hesapları şaşırmış" olmadık mı sayende? Doğru düzgün takım olmanın esas kriteri avrupa değil mi? Hoşunuza gitmeyen cümlelere o 'garip' bu 'garip' dedikten sonra benim ünlemleri yorumlamanızda biraz garip! Ayrıca, ilkokul öğretmeni olmak ayıp birşey değil!
Tabii ki ayip degil, sadece karsilikli yazisirken oyle hitap havasina karsi espiriyle birseyler diyeyim dedim.

Sampiyonluk konusunda hesaplari karistirmayi acikladim, eger o sozler de yanlis geldiyse affet, en azindan kotu bir niyetle soylememistim. Garip dedigim seyler icin de, hosuma gitmeme degil de, mantik olarak garip buluyorum demek istemistim. Ayni ozrum onlar icin de gecerlidir.

Sevgili Ismail, rakibimizin camia olarak belki de en buyuk hatasi kendi yarattigi bir gercekligin icine kapanip buna inanmak oldu son 10 yilda. Biz ayni hataya yapmayalim rakibi degerlendirirken demek istiyorum. AY asigi degilim, Avrupa'da basarisiz olduklarini yazdim (ama sanirim o konuda da diger baskanlardan basarilidir, yani kimseyle onemli bir basarilari yok Avrupa'da zaten), diger kotu yonlerinin bir kismini da.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 6:08 pm
by Ismail Gezer
Kesinlikle aynı fikirdeyim! Klubün durumu ve son 4 yılda yaşananlar başkalarını eleştirirken daha dikkatli olmaya zorluyor bizi! Yıldırım istifa ettiyse Canaydın 10 kere istifa etmeli!

Riberry olayına kadar benim Canaydına saygım ve sevgim vardı! Ama Galatasaray gibi bir klüp için çerez parası sayılacak bir meblağ yüzünden öyle bir futbolcuyu kaçırmak gerçekten acizliğin daniskasıdır! Üstelik son seçimlerden önce kanal kanal dolaşıp Riberryinin Fransadaki inişli çıkışlı grafiğinden, güvenilmez kişiliğinden bahsetti durdu! Nerde şimdi Riberry? Milli takımda!

Hala iyi niyetli olduğunu düşünüyorum ama 'beceriksiz' sıfatını bu denli hakeden başka bir başkanda görmedim! Değil Galatasaray, sıradan bir anadolu klubü bile 100-200 bin dolar için yetenekleri bu denli aşikar bir futbolcuyu elinden kaçırmazdı! Gerçi Riberry kalsa, Haso Şaş bu denli müthiş bir performans sergileyemeyebilirdi! Ama buda işte züğürt tesellisi olur ancak!

Salt TR baz alındığında Aziz Yıldırım haydi haydi başarılıdır kabul ediyorum. 8'de 3, yada 9'da 3 farketmez ikiside başarıdır. Eğer bu 8 yıl boyunca takımı hep ilk 2'ye oynamışsa bu bile başarıdır: "Onun döneminde, sekiz yılda, sıra ile 10 teknik adam çalıştı: Bariç, Löw, Rıdvan, Zeman, Turan, Denizli, Lorant, Oğuz, T.Güney ve sonunda üç yıl Daum! Yıldırım döneminde Fenerbahçe 2001, 2004 ve 2005 yıllarında şampiyon, 1998, 2002 ve 2006 yıllarında ikinci ve 1999 yılında üçüncü, 2000 yılında dördüncü ve 2003 yılında ise altıncı oldu."

Yani 3 şampiyonluk+3 ikincilik+1 üçüncülük+1dördüncülük+1altıncılık!

Galatasaray: 5 şampiyonluk+2 ikincilik+1 üçüncülük+1 altıncılık!

Bu durumda Galatasaray birazcık önde! Yani TR liginde sportif anlamda biraz GS'nin gerisinde kalıyor! Ama BJK ve TS ile kıyaslanırsa çok daha iyi durumda olduğu açık! Benim Aziz Yıldırımı sportif açıdan başarısız bulmamın esas nedeni avrupa kupalarındaki vaziyetleri! Aslında onada bişey demiyorum! Ama yabancı kontenjanı arttırılmıyor diye başarı kazanamıyoruz dediği an Aziz Yıldırımın başarı anlayışı ortaya çıkıyor: Ben para veririm onlarda kupa getirir! Bu kafayla yada onun kafasına vekalet edecek başka bir başkanla başarılı olacaklarına inanmıyorum!

Middlesbrough-Sevilla (2006 UEFA), CSKA Moskova-Sporting Lisbon (2005 UEFA), Villareal-Valencia (2004 UEFA)....

Aziz Yıldırıma sorsan yukarda adı geçenlerden sadece Valencia Fener ayarında diyecektir bence.. Ama bu kupada bir gramlık kademe katetmiş değildir! Başarısız dememin sebebide bu!

Lucescu gitmemeliydi diyenlerin gerekçesi şampiyonluktan ziyade şampiyonlar liginde elde edilen başarılardı sanırım.. Bu sene 83 gibi GS rekoru denen bir puanla şampiyon olmamıza rağmen içimize sinmeyen şeyler olmasının iki nedeni var: Birincisi 4-0'lık fener maçı, ikincisi ve sanırım çok daha önemlisi samiyende Tromsöyü eleyememiş olmak! Elemeyi geçip gruplarda başarısız olsak o kadar canımız yanmazdı! Böyle bir acı üstüne şampiyonluğa delice sevinmemizin nedeni iki takım arasındaki güç dengesizliği, hakem hataları, mali durumun içler acısı olmasına rağmen futbolcuların havlu atmamaları ve fenerbahçeye duyulan antipatinin bu sezon tavan yapması. Şartlar daha normal olsaydı, o Tromsö rezaletinin üstüne bu kadar sevinemezdik bence..

Yani başarının gerçek kriteri avrupaysa Aziz Yıldırım bence başarısız olmuştur..

Stat konusunda bizden 4-5 yıl öndedir.. Klubün mali durumu bizimkinden çok daha iyi.. Gerçi bu konuda rivayet muhtelif.. Ama bizden iyi oldukları kesin, sadece bunun derecesi meçhul :)

Centilmenlik,sportmenlik, fair-play, rakip camialarla ilişkiler gibi sosyal konularda ise felaket bir durumları var! Rıdvan bugünki yazısında Fener seviliyor falan diyorsada o sadece kendini kandırıyor.. Beşiktaşlılar "bilmem kaç şampiyonluğumuzu çaldı GS" derken denizlinin fenere attığı golle kendilerinden geçiyorlarsa oturup ciddi ciddi düşünmeleri lazım...

Neyse en derin saygılarımla, yanlış birşey söylediysem özür dilerim..
Ali Gursel wrote:
Ismail Gezer wrote:Ben Aziz Yıldırımın transfer yapmasının yanlış olduğunu bu konuda başarılı olmadığını söyledim diye "şampiyonlukla hesapları şaşırmış" olmadık mı sayende? Doğru düzgün takım olmanın esas kriteri avrupa değil mi? Hoşunuza gitmeyen cümlelere o 'garip' bu 'garip' dedikten sonra benim ünlemleri yorumlamanızda biraz garip! Ayrıca, ilkokul öğretmeni olmak ayıp birşey değil!
Tabii ki ayip degil, sadece karsilikli yazisirken oyle hitap havasina karsi espiriyle birseyler diyeyim dedim.

Sampiyonluk konusunda hesaplari karistirmayi acikladim, eger o sozler de yanlis geldiyse affet, en azindan kotu bir niyetle soylememistim. Garip dedigim seyler icin de, hosuma gitmeme degil de, mantik olarak garip buluyorum demek istemistim. Ayni ozrum onlar icin de gecerlidir.

Sevgili Ismail, rakibimizin camia olarak belki de en buyuk hatasi kendi yarattigi bir gercekligin icine kapanip buna inanmak oldu son 10 yilda. Biz ayni hataya yapmayalim rakibi degerlendirirken demek istiyorum. AY asigi degilim, Avrupa'da basarisiz olduklarini yazdim (ama sanirim o konuda da diger baskanlardan basarilidir, yani kimseyle onemli bir basarilari yok Avrupa'da zaten), diger kotu yonlerinin bir kismini da.

Ali

Posted: Sat May 20, 2006 7:06 pm
by Murat Kara
Ismail Gezer wrote:Hala iyi niyetli olduğunu düşünüyorum ama 'beceriksiz' sıfatını bu denli hakeden başka bir başkanda görmedim!
Buna beceriksiz denmez, aksine art niyetli denir. Boyle Ribery gibi, 100.yilda kacan sampiyonluk gibi seylere kafayi takip, onlari kompleks haline getirebilen birisinin icersinde genellikle sinsilik ve oc alma turunden tilkiler dolasir. Bunlar hep keske soyle yapsaydim, keske boyle yapsaydim diye kendilerini yer bitirir ve ilk firsatta gecmisteki imajlarini duzeltmeye(!) calisirlar. Gecmise boyle ilkel bir sekilde kafayi takanlar, insanlari gelecek icin ikna etmekte cok zorlanirlar.

Canaydin'in sevimli gorunmeye calisan ancak komplekslerle yanip tutusan birisi oldugunu dusunmeye basladim. Bu nedenle kanim Canaydin'a hic bir zaman isinmayacak.

Uzmani degilim elbette - ve bunu genellemek de kolay degil - ama bu gune kadar tecrubelerim bana sunu soyluyor: kendisini sutten cikmis gibi gostermeye calisan birisinin bu tutumu genellikle icinde tam tersi duygularla yanip tutusmasindandir. Ne kadar sevimli gorunmeye calisirsa, o kadar dikkat etmek gerekir.

AY'nin basindaki imaji ile karsilastirinca Canaydin'in belki de icinden gecenleri yapan AY'ye gipta ile baktigini dusunmek zor olmaz. AY'ni birakmasina uzulmesi de belki de bundandir.

Isin kotusu bu tip insanlar - istisnalar olsa da - ya cok kolay kukla olurlar, ya da kukla olmamak korkusuyla etrafina kendine zarar vermeyecegine emin oldugu insanlari yerlestirirler. O nedenle de lider tip degil entrikaci tip olurlar.

Posted: Sat May 20, 2006 8:25 pm
by Murat Seyhan
Gecen 8 senenin ozeti Aziz Yildirim ve Haluk Ulusoy (+ side kick ler) arasindaki buyuk cekismedir. Ve son sene son haftalarda goruldu ki bu cekismeyi HU kazanmistir.
Ben acikcasi Turk futbolunda yasananlari Turkiye guncel hayatindaki buyuk yozlasma, buyuk kuralsizliktan ayri dusunmuyorum. Mesela Haluk Ulusoy'un politik goruslerinden filan da bagimsiz dusunmuyorum. Neticede medyanin sampiyon belirledigi, yarisma etiginin, yarisma kurallarinin inanilmaz erozyona ugradigi, rakiplerin ortak rakibe karsi birlestigi garip bir surec basladi.
Aziz Bey'in hatalari da cok olmustur. Politikasinda buyuk delikler vardi. Murat Ozaydinli'yi mesela cok sevmeme ragmen bazi cikislari cok kibirli oldu ve zarar verdi. Ama Aziz Baskan'in hizmetlerine bakilirsa son gelinen noktayi haketmiyordu.
Tek ricam cevap verirseniz "Ama Nobre de kendini atti penalti oldu, Anelka da elle gol atti." demeyin.

Saygilarimla
Murat

Posted: Sat May 20, 2006 8:47 pm
by Ismail Gezer
Fenerbahçe şampiyon olsaydı Aziz Yıldırım Haluk Ulusoyu mat etmiş mi olacaktı? Yani herşey Appiahın kafa vuruşuyla mı şekillendi?

Türkiyedeki yozlaşma falan tamamda Haluk Ulusoyla Aziz Yıldırım arasında nasıl bir politik farklılıklar sözkonusu, mümkünse izah edermisiniz? Hali hazıdaki hükümette -hatta Generaller bile- Aziz Yıldırıma Haluk Ulusoydan çok daha yakındırlar heralde, değil mi?

Medyanın şampiyonu belirleyip belirlemediğini bilmiyoruz, ama Fenerin şampiyonluğunu can ü gönülden arzu ettiğini biliyoruz! Galatasaray şampiyon olunca atılan sıradan manşetler meydanda..

Rakiplere karşı birleşme hadisesini, biz Fenerbahçenin kendisini diğer takımlardan üstün ve ayrıcalıklı görüp burnunun kalkmasının neticesi olarak söyledik zaten! Ama Rıdvan, eski Menejeriniz ve bir çok fenerli, "Fenerbahçe sevilmiyor" iddiasının doğru olmadığını iddia ediyor! Hatta bugün eski menejeriniz şöyle dedi: "Fenerbahçe sevilseydi, Manisa Fenere yatacak mıydı? Değişen ne olacaktı?" Hakikaten, değişen ne olacaktı?
Aziz Yıldırıma kimse bişey söyledi mi? En ufak bir tepki aldımı? Kendi kendine gelin güvey olup bıraktı. Tam olarak bıraktıda denemez! Sadece aklından neler geçtiği şimdilik meçhul!

Murat Seyhan wrote:Gecen 8 senenin ozeti Aziz Yildirim ve Haluk Ulusoy (+ side kick ler) arasindaki buyuk cekismedir. Ve son sene son haftalarda goruldu ki bu cekismeyi HU kazanmistir.
Ben acikcasi Turk futbolunda yasananlari Turkiye guncel hayatindaki buyuk yozlasma, buyuk kuralsizliktan ayri dusunmuyorum. Mesela Haluk Ulusoy'un politik goruslerinden filan da bagimsiz dusunmuyorum. Neticede medyanin sampiyon belirledigi, yarisma etiginin, yarisma kurallarinin inanilmaz erozyona ugradigi, rakiplerin ortak rakibe karsi birlestigi garip bir surec basladi.
Aziz Bey'in hatalari da cok olmustur. Politikasinda buyuk delikler vardi. Murat Ozaydinli'yi mesela cok sevmeme ragmen bazi cikislari cok kibirli oldu ve zarar verdi. Ama Aziz Baskan'in hizmetlerine bakilirsa son gelinen noktayi haketmiyordu.
Tek ricam cevap verirseniz "Ama Nobre de kendini atti penalti oldu, Anelka da elle gol atti." demeyin.

Saygilarimla
Murat

Posted: Sun May 21, 2006 12:03 am
by Murat Seyhan
Ismail Gezer wrote:Fenerbahçe şampiyon olsaydı Aziz Yıldırım Haluk Ulusoyu mat etmiş mi olacaktı? Yani herşey Appiahın kafa vuruşuyla mı şekillendi?

Türkiyedeki yozlaşma falan tamamda Haluk Ulusoyla Aziz Yıldırım arasında nasıl bir politik farklılıklar sözkonusu, mümkünse izah edermisiniz? Hali hazıdaki hükümette -hatta Generaller bile- Aziz Yıldırıma Haluk Ulusoydan çok daha yakındırlar heralde, değil mi?

Medyanın şampiyonu belirleyip belirlemediğini bilmiyoruz, ama Fenerin şampiyonluğunu can ü gönülden arzu ettiğini biliyoruz! Galatasaray şampiyon olunca atılan sıradan manşetler meydanda..

Rakiplere karşı birleşme hadisesini, biz Fenerbahçenin kendisini diğer takımlardan üstün ve ayrıcalıklı görüp burnunun kalkmasının neticesi olarak söyledik zaten! Ama Rıdvan, eski Menejeriniz ve bir çok fenerli, "Fenerbahçe sevilmiyor" iddiasının doğru olmadığını iddia ediyor! Hatta bugün eski menejeriniz şöyle dedi: "Fenerbahçe sevilseydi, Manisa Fenere yatacak mıydı? Değişen ne olacaktı?" Hakikaten, değişen ne olacaktı?
Aziz Yıldırıma kimse bişey söyledi mi? En ufak bir tepki aldımı? Kendi kendine gelin güvey olup bıraktı. Tam olarak bıraktıda denemez! Sadece aklından neler geçtiği şimdilik meçhul!

Murat Seyhan wrote:Gecen 8 senenin ozeti Aziz Yildirim ve Haluk Ulusoy (+ side kick ler) arasindaki buyuk cekismedir. Ve son sene son haftalarda goruldu ki bu cekismeyi HU kazanmistir.
Ben acikcasi Turk futbolunda yasananlari Turkiye guncel hayatindaki buyuk yozlasma, buyuk kuralsizliktan ayri dusunmuyorum. Mesela Haluk Ulusoy'un politik goruslerinden filan da bagimsiz dusunmuyorum. Neticede medyanin sampiyon belirledigi, yarisma etiginin, yarisma kurallarinin inanilmaz erozyona ugradigi, rakiplerin ortak rakibe karsi birlestigi garip bir surec basladi.
Aziz Bey'in hatalari da cok olmustur. Politikasinda buyuk delikler vardi. Murat Ozaydinli'yi mesela cok sevmeme ragmen bazi cikislari cok kibirli oldu ve zarar verdi. Ama Aziz Baskan'in hizmetlerine bakilirsa son gelinen noktayi haketmiyordu.
Tek ricam cevap verirseniz "Ama Nobre de kendini atti penalti oldu, Anelka da elle gol atti." demeyin.

Saygilarimla
Murat
Sevgili Ismail,

Appiah'nin kafa vurusu gol olsa belki Fenerbahce cephesinde "Yedi duvele karsi sampiyon olduk" filan diye boburlenmeler olacakti ama bu son haftalarda yasanan en hafif deyimiyle usulsuzlukleri ortmeyecekti.
Sampiyonluktan bahsetmiyorum cunku bu futbolun one cikmadigi futbol yarisinda kazanilan veya kaybedilen sampiyonlugu degerli bulmuyorum. Kedi-ciger olayi da degil. samimiyim. Belki bu yaziyi yazmazdim ama sorana soylerdim. Son macta cok uzuldum, asil sebebi Fenerbahce'de saglanan istikrarin bozulacagini dusunmemden, yoksa sampiyonluk 16 da kalmis, 17 ye cikamamis diye degil.
Basindan bahsederken LigTv'yi kastediyordum, zira -Fenerbahce yonetiminin de gerginlik politikasinin etkisi vardir mutlaka- Galatasaray maclarinda tartismali pozisyonlari goremedik bile. Yoksa Sabah gazetesinde Hincal Uluc ile Fenerli genc spor muduru baslik yuzunden kavga etmisler, bunun sonuca bir etkisi yok.
Haluk Ulusoy'un mesela yabanci sayisindaki tutumu bence politik goruslerinin de bir sonucudur. Bu adam butun kredibilitesini az yabancili ligden cikan UEFA kupasi sampiyonu GS ve Dunya 3.su milli takima dayandiriyor. Turkcu-Islamci partilerin otag ziyafetlerinde bas kosede oturdugunu da bilmeyen yok. Forvetinde Anelka yerine Hakan Sukur'un orta sahasinda Alex yerine Hasan Sas'in one ciktigi takimi desteklemesini cok normal buldum, hatta Turkiye'nin gittigi yon dikkate alinirsa kamuoyundaki destegi de normal buldum.
Bunu yadirgamiyorum. Yadirgadigim bu sempatinin yarisma kurallari disina tasmasi.
Neyse bu bir iman olayi ya, ya ben sizi ikna ederim ne siz beni. Umarim seneye de ayni seyler yasanmaz. Cunku deplasmanda her Fener topa hakim oldugunda mac 3-4 dakika durup da oyun cigrindan cikacaksa ve hakem konfetileri temizleyip maca devam edecekse kendi sahamizda kaybedecegimiz birkac puan bizi dusme potasina sokar..

Posted: Sun May 21, 2006 1:32 am
by Can Baysan
"Ağla Firuze ağla!.. Anla bir zamanlar ne dayanılmaz güzellikte olduğunu..."

Sezen Aksu'nun ünlü bir şarkısının dizeleridir bunlar...

Galatasaray'ın şampiyonluğunun ertesi, oyuncağı çalınmış bebek gibi ağlayıp, onu bunu suçlu ilan eden Fenerlilerin sayısı çok olmasa da, -küçük bir ihtimal de olsa- herhangi bir ortamda karşınıza çıkıp işte böyle sinirlendiriyorlar adamı.

Birilerinin ağzından düşmeyen lakırdılar şunlar:

Diğer 16 takım Fener'e karşı canla başla oynadı, G.Saray'a ise savsakladı.

"Anadolu takımlarının yattığı" G.Saray takımı hemen hemen her Anadolu takımından gol yemiş, bazı maçlarda galibiyeti ancak son dakika golüyle kurtarmış, gol attığında bazı "iddiasız" takımların oyuncuları direkleri tekmeleyecek kadar motivasyonla dolmuş... Oysa rakip takımın ikinci yarısındaki "Brother Mecnun"lu Sivas (Fener'in yandanyemişi), Antep ve Konya maçları da meydanda... Çok şükür ki Galatasaray'a bu sene birkaç maç hariç nasip olmadı şıngır mıngır oynayarak kazanmak!

Beşiktaş ile Trabzon, Fener'e oynadıkları kadar G.Saray'a direnmediler.

G.Saray bu iki takımdan siyah-beyazlı olanı, birini son saniye golüyle, birini de maç içinde adam gibi performans gösterdiği 10 dk içinde bulduğu iki golle devirmiş, geri kalan dakikalardaysa ŞL final maçı gibi zorlanmış. Bordo-mavililileri ise hocasız döneminde yenmiş, ikinci yarı 1-1 berabere kalıp iki puan yitirmiş.

Haluk Ulusoy FB aleyhine tasarruflar uygulamış...

Yani bu bazıları diyorlar ki: "6 yabancı sınırlaması FB'yi şampiyonluktan etti". Güleyim de boşa gitmesin! Başka ne diyorlar: Vestel Manisa maçı neden Manisa'da oynanmışmış... Manisa stadı gül gibi dururken Hakkari stadında oynanacak hali yok ya ulan! Maksat laf olsun torba dolsun!

"GS hakemlerle haram puan aldı" diyeni Allah çarpar zaten... Sezon başından beri süregelen hakem hatalarının -Ulusoy'la birlikte asgariye inmekle beraber- hangi takımın lehine işlediğini Bursa'daki Sağır Sultan bile biliyor.

Kültürsüz, geleneksiz, tabansız bir kulüp geçmişinin bıraktığı mirastır Aziz gibileri... Fenerbahçe hep bu gibi başkanlarla yönetildi. Devlet arsasını 0 liraya FB'ye tahsis eden Şükrü Saraçoğlun'ndan başla, Emin Cankurtaran'lara, Melih Aşık'lardan Ali Şen'lere kadar bir araba dolusu şaibeli insan... Banker Kastelli'nin parayı bastırıp başkanlığa aday olduğu bir kulüp yapısı (1982). Alçaklığa ve ucuzluğa karşı, Galatasaray'ın köklü şeref ve haysiyeti bir mucizeye imza atıp apoletlenince "Ekmeğimizi çaldılar" nidaları... Alıştık artık!

Yeter ki Fener'e gol olmasın!

* * *

Fener'in şampiyon olmasını engelleyen yegane unsur vardır beyler:

Şekip Mosturoğlu'nu Federasyon'dan kovalayanlar!

Elleri kırılsınlar...

Posted: Sun May 21, 2006 1:48 am
by Ismail Gezer
Futbol en son ne zaman ön plana çıktı ki? Fener 8-11 puan geriden gelip şampiyon olduğu zamanda Beşiktaşlıların sadece Erman Toroğlunun bir lafı üzerine bina ettikleri bir Lig TV komplo teorisi vardı! Güya decoder satmak için Lig TV Feneri pohpohluyordu!

En çok decoder alanların Fenerliler olduğu söyleniyor! Şansala rağmen LigTV'nin Fenere gıcıklık yapmak için makul bir sebebi varmı? Sezon içinde LigTV'nin Galatasaraylılarıda rahatsız eden davranışları oldu! Abone falan olmadığım halde mesaj attığımı hatırlıyorum, ama içeriğini hatırlamıyorum :)

Yani 2 sene önce Beşiktaşlıların içine düştüğü duruma benzer bir durumdasınız bence... LigTV açısından..
Medyanın Fener sempatisi Hıncal-Serdar olayından çok daha girift! Koskoca Milliyet gazetesinde ben bildim bileli Galatasaraylı yazar yoktur, muhabir bile yoktur! Mehmet.Y.Yılmazın etkisi varmıdır bilmiyorum..
Şampiyon kim? Galatasaray! Salıdan beri spor sayfalarında manşetler kimle ilgili? Fenerbahçe.. Aslında haftalardır aylardır böyle! Spor sayfaları fenerlilerin tahakkümünde.. Ben LigTV abonesi değilim ama hergün bu gazeteleri takip ediyorum! LigTV medyada ne denli geniş bir etkinliğe sahiptir tartışılır!

Haluk Ulusoyun yabancı konusundaki tutumu sağduyunun neticesidir! Bunun haricinde Haluk Ulusoyun gelmesini istememiş bir kişi olarak onu savunmak istemem :) Ama Galatasarayı desteklediğine dair somut bişey varmı? Hakemlerin Fenerbahçeye çok faydalarının dokunduğuna dair çok örnek yaşadıkta o bakımdan.. Malum, Haluk Ulusoyun tekrar sahneye çıkmasının en önemli sebebi Fener lehine yapılan hataların çokluğuydu..

Denizli maçındaki hadiseler konusundaki fikrimi daha öncede söyledim! Denizlinin ağır ceza alması lazım bence!

Haluk Ulusoyun varlığından hoşnut değilim! Umarım kısa zamanda değişir! Yani başka biri gelir manasında.. Yoksa "Ben değiştim" lafıyla ilgili olarak değil.. :)


Murat Seyhan wrote: Sevgili Ismail,

Appiah'nin kafa vurusu gol olsa belki Fenerbahce cephesinde "Yedi duvele karsi sampiyon olduk" filan diye boburlenmeler olacakti ama bu son haftalarda yasanan en hafif deyimiyle usulsuzlukleri ortmeyecekti.
Sampiyonluktan bahsetmiyorum cunku bu futbolun one cikmadigi futbol yarisinda kazanilan veya kaybedilen sampiyonlugu degerli bulmuyorum. Kedi-ciger olayi da degil. samimiyim. Belki bu yaziyi yazmazdim ama sorana soylerdim. Son macta cok uzuldum, asil sebebi Fenerbahce'de saglanan istikrarin bozulacagini dusunmemden, yoksa sampiyonluk 16 da kalmis, 17 ye cikamamis diye degil.
Basindan bahsederken LigTv'yi kastediyordum, zira -Fenerbahce yonetiminin de gerginlik politikasinin etkisi vardir mutlaka- Galatasaray maclarinda tartismali pozisyonlari goremedik bile. Yoksa Sabah gazetesinde Hincal Uluc ile Fenerli genc spor muduru baslik yuzunden kavga etmisler, bunun sonuca bir etkisi yok.
Haluk Ulusoy'un mesela yabanci sayisindaki tutumu bence politik goruslerinin de bir sonucudur. Bu adam butun kredibilitesini az yabancili ligden cikan UEFA kupasi sampiyonu GS ve Dunya 3.su milli takima dayandiriyor. Turkcu-Islamci partilerin otag ziyafetlerinde bas kosede oturdugunu da bilmeyen yok. Forvetinde Anelka yerine Hakan Sukur'un orta sahasinda Alex yerine Hasan Sas'in one ciktigi takimi desteklemesini cok normal buldum, hatta Turkiye'nin gittigi yon dikkate alinirsa kamuoyundaki destegi de normal buldum.
Bunu yadirgamiyorum. Yadirgadigim bu sempatinin yarisma kurallari disina tasmasi.
Neyse bu bir iman olayi ya, ya ben sizi ikna ederim ne siz beni. Umarim seneye de ayni seyler yasanmaz. Cunku deplasmanda her Fener topa hakim oldugunda mac 3-4 dakika durup da oyun cigrindan cikacaksa ve hakem konfetileri temizleyip maca devam edecekse kendi sahamizda kaybedecegimiz birkac puan bizi dusme potasina sokar..

Posted: Sun May 21, 2006 2:54 am
by Ismail Gezer
İki istifa daha

Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı da istifa etti. Yerlerine Koç ve Şahenk düşünülüyor.


Başkan Aziz Yıldırım'ın istifasının ardından yönetim kurulundaki iki yöneticisinin istifası da camiaya bomba gibi düştü. Aziz Yıldırım'a yakınlıklarıyla bilinen yöneticiler Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı'nın görevi bıraktığı öğrenildi. Uslu ve Özaydınlı'nın yerlerini Ali Koç ve Ferit Şahenk gibi işadamlarının alacağı kulislerde konuşuluyor.


İşte bu herkes için güzel bir haber! Bilhassa fenerliler için..

Posted: Sun May 21, 2006 9:55 am
by Ozgur Huseyinoglu
Murat Seyhan wrote:... Turkcu-Islamci partilerin otag ziyafetlerinde bas kosede oturdugunu da bilmeyen yok. Forvetinde Anelka yerine Hakan Sukur'un orta sahasinda Alex yerine Hasan Sas'in one ciktigi takimi desteklemesini cok normal buldum, hatta Turkiye'nin gittigi yon dikkate alinirsa kamuoyundaki destegi de normal buldum.
Bunu yadirgamiyorum. Yadirgadigim bu sempatinin yarisma kurallari disina tasmasi.
Bu mentalite icinde, biz Bosna'da soykirim yapmis ulkenin oyuncusu Ilic'i de kadrodan sepetlersek, seneye sampiyonlugumuz hepten garanti olur herhalde...

Hocam pardon, yukarda demissin hani
"Ama Nobre de kendini atti penalti oldu, Anelka da elle gol atti." demeyin.
diye... Senin bu kafa yapin icinde, onlari ortaya getirip de, o zaman da, yabanci hayrani bir federasyon yonetimi vardi da, onun icin mi bu "hatalar" hep ustuste geliyordu filan demek lazim sanirim??!

Anlastigimiz bir nokta var ama soylediklerinde:
Neyse bu bir iman olayi ya, ya ben sizi ikna ederim ne siz beni.
Yok, hayir, ben bu takim taraftarligi olayina "iman" gibi yaklasmiyorum ama, bu gibi bir fikir yapisiyla, beni ikna edebilecegine olasilik vermiyorum...