Page 3 of 12

Posted: Thu Mar 16, 2006 2:29 am
by Mustafa Dogan
Yiğit Şardanın şansı olmaz diye düşünerek, şu yukardaki oylamada oyumu büyük başkan Canaydın emmime vermiştim ama Şardan Divanda şov yapmış, helal olsun.

"Divan'da Şardan galip

G.Saray'da başkan adaylarının Divan Kurulu huzurunda programlarını ve yönetim listelerini açıkladıkları toplantının tartışmasız galibi en genç başkan adayı Yiğit Şardan oldu.

Öteki adaylar, bilinenleri ve bugüne kadar söylenenleri tekrarlarken yönetim kurulu adaylarını açıklamaktan da kaçındılar. Açıkçası bu konudaki hazırlıklarının henüz yeterli olmadığını herkes biliyordu. Bu yüzden bir kez daha puan kaybettiler ve bu imkanı iyi değerlendirememiş oldular.

Buna karşılık Yiğit Şardan, hem program olarak çok iyi hazırlandığını gösterdi hem de yönetim kurulu adaylarını Divan'a takdim ederek adeta çıkarma yaptı. Şardan'ın listesinde başta Mehmet Cansun olmak üzere, Abdurrahim Albayrak, Burak Elmas, Eşref Hamamcıoğlu gibi daha önce yöneticilik yapmış kişilerin bulunması da etkileyici oldu.

Şardan'ın bu sunumundan sadece Divan Kurulu üyeleri değil, Başkan Özhan Canaydın bile çok etkilenmiş gibiydi. Çünkü onun arkasından yaptığı konuşmada neredeyse ‘Ben de oyumu Yiğit Şardan'a vereceğim' dercesine sözler etti. Ancak Canaydın, kongre öncesindeki düşüncelerle seçildikten sonra karşılaşılacak zorluklar arasında çok büyük bir uçurumun bulunduğunu söylemekten de kendini alamadı.

Doğrusu, 25 Mart'taki seçim yarışının Canaydın ve Şardan arasında geçeceği daha önceden de biliniyordu. Ancak Divan'da bu durum kesinleşti. Öteki adaylar arasında da ilginç şeyler söyleyenler oldu. Ama söylenenlerin nasıl gerçekleştirileceği biraz boşlukta kaldı. Örneğin Alp Yalman bilgisi tecrübesi ve öteki nitelikleriyle G.Saray'ın şu anda yaşamakta olduğu sorunları çözebileceğini söyledi; ama bununla ilgi sağlam bir yol haritası ortaya koyamadı.

Turgay Kıran'ın G.Saray'ın şu anda yaşadığı maddi sıkıntının en önemli boyutlarından biri olan Ünal Aysal'a 23,5 milyon dolarlık borcu hemen yarın sabah ödeyecekleri yolundaki açıklaması tam bir bombaydı. Kıran'ın, bu kadar önemli bir noktayı konuşmasının son cümlesi olarak söyleyip kürsüden inmesi herkesi şaşkına çevirdi. Çünkü bu kadar büyük bir maddi kaynağın nereden ve nasıl bulunduğu konusunda birkaç cümlelik daha açıklama herhalde uygun olurdu. Kıran'ın gerçek olması halinde bu kadar büyük bir seçim kozunu sanki kullanmak istemiyormuş gibi tavrı haliyle pek inandırıcı bulunmadı.

Adaylardan Semih Haznedaroğlu, daha önce söylemiş bulunduğu, ‘Milli Takım gibi bir yönetim kurma' işiyle ilgili umudunu hâlâ saklı tutuyordu. Ama konuşması böyle bir fırsatın kaçırılmış olduğu şeklindeydi. Yine de harika bir tablo çizmekten kendini alamadı. Okuduğu Ünal Aysal mektubu büyük alkış aldı; çünkü Aysal gerçekten de hiçbir karşılık beklemeksizin kulübüne çok önemli katkılarda bulunurken genel kurul süreci içinde bir bölümü düpedüz iğrenç denebilecek suçlamalarla karşılaşıyordu. Bunları yapanlara göre onun gerçek niyeti G.Saray'ı bu şekilde borçlandırarak ele geçirmeye çalışmaktı. Ancak Divan Kurulu üyelerinin Ünal Aysal'ın iyi niyetine inandıkları, alkışlarla görüldü. Başkan Canaydın da, Aysal'dan her zaman büyük yardım gördüklerini ve buna müteşekkir olduklarını özenle vurguladı. Sonuçta toplantıya damgasını vuran kişilerden biri de kendi orada bulunmasa bile Ünal Aysal oldu."


Ahmet Çakır (ZAMAN)

Posted: Fri Mar 17, 2006 2:19 pm
by Bulut Gundogdu
‘Yalan söylüyorlar’

Özhan Canaydın ve ekibini “Süper başarısız” olarak tanımlayan Yiğit Şardan çok ağır konuştu: “İcraat değil, geyik yaptılar. Bu yönetim Galatasaray’ı felakete götürüyor”

Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın bir konuştu, pir konuştu. Kendinin ve yönetiminin icraatlarını anlatan Canaydın’ın FANATİK’e yaptığı açıklamalar camiaya bomba gibi düşerken, buna karşılık, Mehmet Cansun’un yönetimindeki Yiğit Şardan’dan sert tepki geldi. Mevcut yönetimi “süper başarısız” diye niteleyen Şardan’dan bomba gibi eleştiriler...

Önce borçlara bakalım. Büyük zorluklarla 30 milyon dolara kadar çıkmış banka borcunu, eski yönetim 6 milyon dolara kadar indirdi. Canaydın döneminde ise yeniden 30 milyon dolara kadar çıktı. Bir de 20 milyon dolarlık borçlanma yetkisi aldılar. Banka bulurlarsa borcumuzu 50 milyon dolarlara taşıyacaklar. Borcu çözdük diyorlar. Ama kredi ile çözdüler. Buna karşılıkta Sportif A.Ş’nin gelirini temlik ettiler. Geleceği ipotek altına aldılar. Galatasaray’ın bütçesi açık veriyor. Bütçesi açık bir kurumun açığını banka borcu ile kapamak Türkiye’nin küçük bir gerçeğidir. Açığı kapamadıktan sonra borç ödenemeyecek noktaya gidecektir. Galatasaray’ın başına gelen budur. Bu yönetim Galatasaray’ı felakete götürüyor.”

“Bunlar mı dünya starı”
“Biz futbol takımının maliyetlerini yarı yarıya indirmiştik. Hatta daha fazlasını indirmiştik. Bunlar tekrar yükseltti. Bir önceki sene ben Ümit’e ne veriyordum, şimdi ne veriyorlar. Bizim gönderdiğimiz adamı, daha fazla ödeyerek geri aldılar. Üç tane star dediler. Felipe, Pinto, Ümit Davala’yı aldılar. Bunlar mı dünya starları. Dünya starı Ortega ve Hagi’dir. Eğer bunları getiriyorsan başka. Ama sen bunu da yapamadın.”

“İşsiz Terim’i getirmek mi başarı?
“En büyük icraatın Fatih Terim’i getirmek diyorsun. Senin bir antrenörün vardı. Gayet başarılıydı. Gönderdin. Saygıyla karşılıyorum. Ama siz o anda çalışmayan bir antrenörü Galatasaray’ın başına getirdiniz. Bu adam zaten Galatasaray’a malolmuş, camiadan yetişmiş bir adam. Onun Galatasaray’a gelmesi nasıl oluyor da büyük bir başarı onu anlayamadım. Üstelik Milan’ın verdiği paranın yakını bir para ödüyorsun. Lucescu’ya verdiğin paranın bir misli fazla. Bir milyonluk hoca gönderdin, iki milyon dolarlık hoca getirdin. Zaten bu paraya dünyanın en iyi antrenörlerini getirirsin. Terim’i 500 bin dolara getiriyorsan ben buna başarı derim. Demek ki bu da bir başarı değil.”

“Cansun Yönetimi mayısta başlıyordu”
“Gelelim stat konusuna. Cansun yönetimi stadın yapımına mayıs ayında başlıyordu. Yüzde 5 Eximbank kredisi ile çelik bir stat yapacaktık. Toplam maliyeti 38 milyon dolar olacaktı. Şimdi ise ilk projeyi yapacağım diye tutturuyorsun ki, o projede bir çok aksaklık olduğunu Galatasaraylı önde gelen mimarlar söyledi, biz değil. Üstelik daha pahalı. Bir türlü kredi bulamadılar. Şu anda buldukları şirketle yapacakları anlaşma inanılmaz kötü şartlardan oluşuyor. Bu yüzden söyleyemiyorlar. Kıvranmalarının asıl nedeni koşulların fevkalade elverişsiz olması. Ayrıca içlerine de sinderemiyorlar.”

“Büyük fırsat tepiyorlar”
“Kuruçeşme Adası ile ilgili olarak bizim yaptığımız anlaşmayı gözardı ediyorlar. Hiç ilgilenmiyorlar. Gerekli izinler için hiç bir başvururda bulunmadılar. Olayı donduruyorlar. Oysa bu proje bize büyük paralar kazandıracaktı. İstanbul’un yeni simgesi ada olacaktı. Bu fırsatı tepiyorlar. Yapımcı şirketi soğutuyorlar.”

“Bunlar futbol takımı yönetimi”
“Bunların Galatasaray’dan tek anladıkları futbol takımı. Bunlar Galatasaray Futbol takımı yönetimi, Galatasaray Yönetimi değil. Galatasaray yöneticisiysen bütün bunları düşüneceksin. Bunların icraatten anladıkları ne biliyor musunuz? Üç saat birisiyle Galatasaray geyiği yapmak! Köln’den bir Galatasaraylı arıyor, saatlerce konuşuyorlar. Onların anladığı icraat bu. İcraat demek sabah 9 dan gece 11 e kadar mesaisini vermek değildir. Onun verimini vermek önemlidir.”

“Yabancılara ne diyeceksin”
“Şimdi AIG’ye gelelim. AIG senin yabancı ortağın. Ama sadece senin tek yabancı ortağın o değil ki. Kaç tane var. Senin hisselerini satın alan adamlar var. Hisselerinin yüzde 70’ini yurt dışına sattın. Şimdi ise bütün yabancı yatırımcılar çok rahatsız oldu. Sen önümüzdeki yıllarda daha çok gideceksin yurt dışına. Çok kredi arayacaksın. Sen yabancı ortağını yönetimden attın derse nasıl izah edeceksin. Kimseye anlatamazsın. İstenilen yanlış değil, biçim yanlış. Uzun vadede büyük zararları olacak. bunun bedelini gelecek yönetimleri belki kendileri ödeyecek. Bu Türkiye adına talihsizlik.”

“Canaydın megaloman”
“Bu yönetim bir konuda çok başarılı. Süper başarısızlığı, süper başarı olarak gösteriyorlar. Şu anda öyle bir durum varki başkanımız Beşiktaş Başkanı’na televizyonda kız arıyor. Diğer iki başkanının hamisiymiş gibi davranabiliyor. Diğer başkanlarda buna tölarans gösteriyorlar. Bu tarafı harika. Başkanımız öyle bir hava yaratmış ki, sokakta çıplak dolaşsa, bütün Galatasaraylılar başkanın bir bildiği vardır diye düşünecekler. Kimse bakın başkan çıplak demeyecek şekilde bir hava yarattı. Sizin köşenizde bu okul müdürü kim diye yazıyorsunuz. O okul müdürünü herkes biliyor. Başkan da çıplak bunu kimse söylemiyor. Ama ben bunu söylüyorum. İkincisi Özhan Canaydın megalomandır. Herkesten herşeyi daha iyi bilir ve en üstün Galatasaraylı olduğunu düşünür. İşin komiği buna çevresindekileri de inandırmıştır.”

“Muhalefet ederiz yemek de yeriz”
“Bana kızacaklarsa kızsınlar, bana darılacaklarsa darılsınlar. Ben doğruları söyleyeceğim. Bundan sonra da muhalefet yapacağım. Bakıyorum 6 aydır kimse Galatasaray’da muhalefet yapmıyor. Galatasaray kendi içinde her zaman tartışarak doğruyu bulmuştur. Bu yüzden biz diğer kulüplerden farklıyız. Kimse itiraz etmiyor. Herkes öyle mi başkanım diye kabul ediyor. Bu kadar yanlışa rağmen herkes yönetimi çok başarılı görüyor. Biz Galatasaray kültüründen geldik. Muhalefet ederiz, ama aynı masada oturup yemek yeriz. Bu ayrı konu. Ama yanlışlıkları da söylemek zorundayız. Bundan onların gocunmaması gerekir. Bizde demokrasi vardır. Demokrasiyi içimize sindirdik.”

“Gelsinler yüzleşelim”
Biz çok önemli bir başlangıç yapmıştık. Hem dizginlere asılmıştık, hem de sportif başarıyı sağlamıştık. bunu devam ettirmek gerekirdi. Organizasyon ve iyi bir tranfser politikası yapmak lazımdı. 9 aydır paraları ödememişiz. Yalan söylüyorlar. Bizim dönemimizde 24 milyon milyon dolar ödedik bir önceki dönemden 9 milyon dolar borç vardı onları temizledik. Bir kuruş yoktu. Sıfır gelir vardı. Aleni olarak yalan söylüyorlar. Açsınlar hesapları yüzleşelim.

“Elinde sihirli değnek mi vardı”
Sayın Canaydın, Galatasaray için yalan söylemem diye geldi. Şimdi herkesin gözünün içine bakarak yalan söylüyor. Basketboldan geliyorum dedi, ilk icraatı bunları kapatmak oldu. Biz geçen yıl biz sadece 125 bin dolar alarak şubeyi çevirdik. Geçen yıl sanki onlar gelince takım şampiyon olmuş gibi konuşuyorlar. Acaba sayın Canaydın’ın elinde sihirli değnek mi vardı? Ondan önce alınan puanlar ne olacak?”
Usenmedim arastirdim. Aklimda kalmisti Yigit Sardan'in Canaydin baskan olduktan kisa bir sure sonra böyle bir röportaj verdigi. Tarih 13 Eylul 2002. O dönemlerde Özhan Canaydin. Fatih Terim'i getirmenin gaziyla, gundeme gelen transferlerle muthis insan, super baskandi. Tum Turkiye'nin takdirini topluyordu sayginligiyla, tavirlariyla. Iste o zamanlar köyun delisi gibi ortaya cikan Yigit Sardan bugun Galatasaray'in baskan adayi. Yaptigi öngörulerinin ne kadari gerceklesmis, felaketi cok önceden nasil yorumlamis takdiri sizlere birakiyorum.

Posted: Fri Mar 17, 2006 7:24 pm
by Ozan Ersoy
Hadi bakalim... Unal Aysal Haznedaroglu'nu destekleme karari almis... Tokoz de bunlarla birlesiyor sanirim.

Dengeler degisiyor

Bir yandan uzun seneler Divan Kurulu baskanligin yapmis ve arkasina milyarlarca dolar cash parasi olan ama derin GS'i "eyvah GSimiz elden gidiyor" diye uc bucuk attiran birini (UA) almis bir aday,

diger yandan...

Tamamen siyah at Tribun cocuklari (YS, MC, BE, AA)....

diger yandan....

koca kulubu itin kicina sokmayi becermis ama imzasi olan 60 milyonun derdinde ve de camianin onemli iki ismini (AP, MS) arkasina almayi becermis bir aday

oteki yandan...

kotu is yapmayacagi bilinen ama kimseye heyecan vermeyen ve bu is icin cok yaslandigi dusunulen baska bir aday...

ha bir de

zevzekligi ve deri pantalanu ile camianin saklabani olmayi becermis bir baska aday..

Bundan iyi eglence olur mu?

Ozan Ersoy

Posted: Fri Mar 17, 2006 8:10 pm
by Tolga Girici
Ozan Ersoy wrote:Hadi bakalim... Unal Aysal Haznedaroglu'nu destekleme karari almis... Tokoz de bunlarla birlesiyor sanirim.

Dengeler degisiyor

Bir yandan uzun seneler Divan Kurulu baskanligin yapmis ve arkasina milyarlarca dolar cash parasi olan ama derin GS'i "eyvah GSimiz elden gidiyor" diye uc bucuk attiran birini (UA) almis bir aday,

diger yandan...

Tamamen siyah at Tribun cocuklari (YS, MC, BE, AA)....

diger yandan....

koca kulubu itin kicina sokmayi becermis ama imzasi olan 60 milyonun derdinde ve de camianin onemli iki ismini (AP, MS) arkasina almayi becermis bir aday

oteki yandan...

kotu is yapmayacagi bilinen ama kimseye heyecan vermeyen ve bu is icin cok yaslandigi dusunulen baska bir aday...

ha bir de

zevzekligi ve deri pantalanu ile camianin saklabani olmayi becermis bir baska aday..

Bundan iyi eglence olur mu?

Ozan Ersoy
Iyi ozetlemissin abi. Camia hic bu kadar bolunmemisti. Yalniz Unal Aysal ciddi bir sekilde destegini koyacaksa dengeler degisir. Mesela ben bu durumda Yigit Sardan ve grubunun Haznedaroglu'nun etrafinda birlesmesi daha iyi olur diye dusunmeye basladim.

Posted: Sun Mar 19, 2006 10:53 am
by Hasan Tezcan
Aysal: Taraf tutmayacağız

Neden acaba?

Posted: Mon Mar 20, 2006 12:43 am
by Mustafa Dogan
Büyük Başkan TV8'deki spor programının konuğu. Çok önemli açıklamalar yapacak:

"2002 seçimlerinde bir grupla yarıştık, sonra yine bu grupla yarıştık. Bu grup reformist görünerek tribünleri etkiledi. Zamanla çoğaldılar. Büyük bir anti-propaganda oldu bize karşı. Biz seçimlerde hep doğruyu buduk. Takım önde gidiyor lider, protestolar var. Ama mutlaka birileri bunun analizini yapacaktır. Çoğunu seviyorum, münakaşa ediyorum, abilik yapıyorum. Bunlar zaman içinde anlaşılır."

Bu lafı, "Tribünler neden boş?" sorusuna cevap olarak söyledi :)
Bakalım daha neler söyleyecek...

"Başımı 4 sene zorluklardan kaldıramadım, bu zorluklar içinde, birkaç maç yüzünden şampiyonluklar kaçırdık. Hakemlerden yakınacak değiliz ama bugünki hakemi sorarsanız, buna isyan etmemek imkansız! "

Bakın bu cümleleri başka yerde bulamazsınız, her kelimeyi sizin için elcağazımla yazıyorum, istifade edin diye :)

"Fatih Hoca zamanının çoğunu, Floryada altyapıdaki futbolcularla geçirdi."
Fatih Hoca altyapıyla çok ilgilendi biliyorumda, keşke A takımlada ilgilenseydi biraz... :)

Levent Tüzemen içinde Riberry ve Müşteri kelimeleri geçen bir soru sordu:

"Riberry olayı bizi çok üzdü. Bir by-pass yapıldı. Direniyoruz, hergün fiyatı yukarı çıkarıyorlar.. Riberry çok dengeli bir futbolcu değildi, Marsilyada da düşüş içinde.."

Levent Tüzemen zor sorular soruyor be! Şaşırdım yani...

Lucascunun gönderilişiyle ilgili olarak:
Sinan Engin: "Başkan lucescuyu gönderdiyse doğrudur" dedi, gülerek...Lucescuyu yakından tanıdığı ve sevdiği(!) için..

Başkan Rivaya 40 bin kişilik üsttü kapalı stat, Seyrantepeyede ev yaptı... Biraz karıştırıyor, maalesef...

Posted: Mon Mar 20, 2006 3:19 am
by Cengiz Akgun
Eger kongredekiler inek degilse Canaydin bir daha ba$kanlik yuzu gorememeli. Ama dedim anahtar kelime "eger". Benim bu konudaki $uphem yuksek. Mooo sesleri gelmeye ba$ladi bile.

Posted: Mon Mar 20, 2006 3:53 am
by Murat Kara
GS camia olarak tarihi bir yol ayrimina geldi yine. Sardan kazanirsa GS iyice sirketlesip, uzun vadede liseli kimligine ve geleneklerine elveda demek durumunda kalacak. Baska birisi kazanirsa (Canaydin, Yalman, vs) burokratik yapilanma bir sure daha devam eder ama sonunda bir daha geri donmemek uzere cope gider. Sardan veya ona benzer birisi kazanir bir sonraki secimi.

Sardan kazanirsa ileride olacak olan simdi olur. Parasal olarak daha fazla hasar yapilmamis ve duzgun bir yonetim sekline donulmus olur. Ote yandan sirketlesince, tamamen paraya indeksli hesap kitaba dayali yonetim sekli olacagi icin GS'nin diger kluplere gore daha insancil ve kulturlu gorunen yanlari biter. Bana kalirsa GS'nin bu yani bir yanilsama. Her ne kadar bu kultur altinda gaz ekonomisi calisiyor gorunse de (futbolcularin biraz da bu kulturden dogan gaza gelerek basarili olmalarindan bahsediyorum), boyle bir yontemle basarilar surekli olamaz.

Yani yukari tukursen biyik, asagi tukursen sakal. Su anda Sardan tipi birisinin kazanmasi daha anlamli elbette. Cagin kosullari icabi, kultur multur cope, paralar cebe olacak. Tabii Sardan gorundugu gibi oturakli bir yonetim kurup, soylediklerini yapabilirse. Yanina Cansun'u kurtarici olarak almasi hic de iyiye isaret degil ama. Cansun'un sadece halkla iliskiler muduru rolunu ustlenirse ve ipler Cansun'un elinde olursa durum farkli olur. Sardan gecende LigTV'de konusurken, herkesin duymak istediklerini soyluyordu. 6 ay icersinde halka acilip, klubu dar bogazdan cikartacakmis.

Bir de yonetim seklini duzelteyim derken, klubun sahipligini kaptirmak da var. Chelsea'nin basina gelenler herkesin azinda tuhaf bir tat birakti ama endustri haline gelen bir sporda, baska sey beklemek hayalperestlik olurdu.

GS de bu tasli yollara girince bakalim geriye ne kalacak 25 milyonluk taraftardan...

Posted: Mon Mar 20, 2006 4:00 am
by Tolga Girici
soru: dort yillik icraatiniz nedir?
canaydin: borclari bir sayfada aciklanabilir hale getirdik.

canaydin'in dun boyle bir diyaloga imza attigi soyleniyor, ne kadar dogrudur bilmem :)

Posted: Mon Mar 20, 2006 10:36 am
by Murat Kara
Canaydin ilk is basina geldiginde, ne bu birader klubun icinde kimin cirit attigi belli degil diyerek, isleri duzene sokmak icin geldim demisti. Alti ay filan gectikten sonra da klubun gorunur, gorunmez butun borclarini bir bir saptadik ve gorduk ki gercek borc Cansun yonetiminin iddia ettiginden cok daha fazlaymis demisti.

Ben de isin aslini fazla bilmedigim icin o siralar, hah soyle disiplinli birileri geldi basa artik at oynatma devri biter herhalde, bakalim ne olacak diye beklemeye baslamistim. Gerci takimi o yil sampiyon yapmis bir TDyi (Lucescu'yu) kulagindan tuttuklari gibi attiklarinda kizmistim ama yeni olduklari icin kredi vermek gerekir boyle ani degisikliklere.

Simdi cok net anlasiliyor artik Canaydin'in bir burokrattan fazla bir sey olmadigi. Iyi kulisci olmasi da bundandir. Boyle tiplerin kafalari muhasebeye, kendi cikarlarini korumaya filan cok iyi basar ama yaraticilik ve is bitiricilik gibi ozellikler samanliktaki igne gibidir. Bakalim kuliscilik bu sefer kurtaracak mi durumu.

Kulisci-reklamciya karsi diye bir Brezilya dizisi yapmak da mumkun aslinda.

Posted: Mon Mar 20, 2006 10:53 am
by Hasan Tezcan
Galatasaray’a Seyrantepe şoku

MALİYE Bakanlığı’ndan, Galatasaray’a Seyrantepe şoku. Edinilen bilgiye göre Maliye Bakanlığı,
kulübe gönderdiği yazıda, Seyrantepe’nin üst kullanım hakkından vazgeçilmesini istedi. Maliye
Bakanlığı’nın ayrıca İstanbul Defterdarlığı’nı da devreye sokup, G.Saray’ın Seyrantepe’deki
haklarının elinden anılması için girişim başlattığı öğrenildi.


Hic sok olmadim.

Posted: Mon Mar 20, 2006 2:10 pm
by Mustafa Dogan
Tolga Girici wrote:soru: dort yillik icraatiniz nedir?
canaydin: borclari bir sayfada aciklanabilir hale getirdik.

canaydin'in dun boyle bir diyaloga imza attigi soyleniyor, ne kadar dogrudur bilmem :)
Doğru, 2500 kalem borcumuz oldu, bunları azalttık, şahıslara 3-5 milyar borcu olması GS'nin itibarını zedelerdi, bunları banka borcuna cevirdik türünden laflar etti.

Seyrantepeyle ilgili olarakta çok iddialı laflar ett. 30 yıllık üst kullanım hakkını 'Başbakanında sözlü ikrarıyla' aldık bu çok önemli çok büyük bir olaydır falan dedi ama şu şok haber neyin nesidir anlamadım. Neyse bir iki gün içinde gene bir kanala çıkacaktır, sorarlar mutlaka!

Posted: Tue Mar 21, 2006 3:57 am
by Mustafa Dogan
Ahmet Çakar Canaydını başkan ilan etti... :)

Posted: Tue Mar 21, 2006 5:19 am
by Mustafa Dogan
Yiğit Şardan habertürkteki Şeref Tribünü programına katılacaktı.. Hastayım gelemem demiş.. Ve Ali Dürüstle yemeğe gitmiş.. Olay doğruysa bu Şardan şapşal demektir...

Posted: Tue Mar 21, 2006 5:56 am
by Mustafa Dogan
Adnan Polata göre; "Bazıları zoraki, bazıları reklam için, bazılarıda Riva ve Seyrantepe projelerinde ciddi ekonomik ışıkgördükleri için başkan adayı oldu"

AP, başkan adaylarından birinin "100'er bin toplasak 35-40 milyon eder ama bu parayla takım başarılı olursa bu durum Canaydına yarar" dediğini iddia ediyor...

Siyasi seçimlerde bile bu kadar iğrençlik mevzu bahis olmuyor be.. Bu ne kokuşmuşluktur.. 'Biz her türlü kavgayı yaparız,s eçim bitincede kol kola yemeğe gideriz biz Galatasaraylıyız ' diyorlar bide.. Kokuşmuşlar..