SL 3. ön eleme 2. ayak: S. Bukres-Galatasaray 1-0

[Murat Uludağ]

İlk 2 maçta hoca göndermek ne kadar kolay. ondan sonra oluşacak olan yıkıntıyla kim uğraşacak. bu saaten sonra kimi getirecek bir de bu açıdan düşünüyor muyuz acaba?

Tamam Skibbe'nin bazı hataları olabilir (diziliş ve oyuncu değişikliği) ancak bu demek değildir ki Skibbe sezon boyunca aynı hatalarında ısrar etsin. Sizler çok daha iyi biliyorsunuzdur ki her hocanın kendine göre temel dayanakları vardır. Allah aşkına Steau maçında kaç tane şuursuz top şişirme gördünüz? Kayseri maçında veya ilk maççta Sabri kaç defa hücuma top şişirdi?

Daha önce de söylediğim gibi belkide Skibbe, hakikaten '0' yetenek bir adam. Taktik-teknik bilgisi bir tarafa oyuncu yönetiminden de anlamıyor. Ancakhiç bir şey bilmese de saygıyı hak ediyor. En azından şu dönemde biraz daha sağduyu diyorum ben. En azından sezon ortasına kadar dayanalım. Bakarsınız taşlar oturdukça herşey çok daha güzel olur. Medya yeteri kadar üzerine gider siz merak etmeyin ama bari taraftar sahip çıksın taraftarı olduğu kulübün antrenörüne...

Daha önce de aynı içerikte iki yorum daha yazmıştım. belki Skibbe gitsinciler arttıkça bir kaç tane daha yazacağım.

[Mehmet Gorgen]

İlk 2 maçta hoca göndermek ne kadar kolay. ondan sonra oluşacak olan yıkıntıyla kim uğraşacak. bu saaten sonra kimi getirecek bir de bu açıdan düşünüyor muyuz acaba?

Tamam Skibbe'nin bazı hataları olabilir (diziliş ve oyuncu değişikliği) ancak bu demek değildir ki Skibbe sezon boyunca aynı hatalarında ısrar etsin. Sizler çok daha iyi biliyorsunuzdur ki her hocanın kendine göre temel dayanakları vardır. Allah aşkına Steau maçında kaç tane şuursuz top şişirme gördünüz? Kayseri maçında veya ilk maççta Sabri kaç defa hücuma top şişirdi?

Daha önce de söylediğim gibi belkide Skibbe, hakikaten '0' yetenek bir adam. Taktik-teknik bilgisi bir tarafa oyuncu yönetiminden de anlamıyor. Ancakhiç bir şey bilmese de saygıyı hak ediyor. En azından şu dönemde biraz daha sağduyu diyorum ben. En azından sezon ortasına kadar dayanalım. Bakarsınız taşlar oturdukça herşey çok daha güzel olur. Medya yeteri kadar üzerine gider siz merak etmeyin ama bari taraftar sahip çıksın taraftarı olduğu kulübün antrenörüne...

Daha önce de aynı içerikte iki yorum daha yazmıştım. belki Skibbe gitsinciler arttıkça bir kaç tane daha yazacağım.

Skibbe hemen gitsin'ciler buraya...
1- Mehmet Görgen

Biz ayrı takılalım Yok mu benden başkası?

[Alpay Dedeoglu]

Ben Ozanla cok tartistim, sert tartistim, artik birbirimizi iyi tanidigimizdan ve karsilikli niyetimizi karakterimizi iyi bildigimizden, ayni fikirde olmasak bile argümana dayali tartismaya calisiriz. Daha once de belirttigim gibi Ozanda bir eski GS sporcusu ve spor ve takim yonetiminden kisisel sportif gelisim konusuna kadar bircok konuda cok bilgili. Konuya yaklasirken empati yapip kendini GS yoneticisi ve antrenoru konumunda goruyor. Yani eldeki malzeme ne, sartlar ne, ve ne yapilmaya calisiliyor ilk once goz onune aliyor. Tabii her biri isin basarilmasini isteyen kisi gibi iyimser , vede GS klubu bunyasindeki yonetici , sporcu ve antrenorlere minimum saygi gosterilmesini istiyor. Bu yuzden mesnetsiz hic bir bilgiye dayanmaksizin elestirene, ki bu ozellikle kisisel tatmin icin olursa, kiziyor. Kahve muhabbetine tahammulu yok, Aptalliga tahammulu yok, bel alti vurulmasina tahammulu yok ve kelimeler arkasinda gizli kotu niyete tahammulu yok. Turkceye ve Cumhuriyet kazanimlarina oldukca bagli. Tabiiki artik biraz yaslansa bile hafiz iyi , daha onceden soyleneni ve yazilani aklinda tutuyor, celiskiyi cat diye soyluyor. Aptal yerine kondugunu hissediyor ve sinirleniyor.
Muhendis keskinliginde kirmizi cizgileri vardir, ya beyazdir, ya siyah.
Ister bunu bir insani defo olarak yorumlayin , isterse benim yaptigim gibi guvenilirlik ve rasyonalite(akilcilik).

Bana da Mustafa Denizli gibi kahve yorumu yapip sig dusunuyorsun dedi , Kewell korner atsin diye halbuki o iceride kafa vurarak daha basarili olurdedi . Orada ona bicimsel olarak ayni sekilde sende GS spikeri sisman cocuk gibi ille herseyde bir hikmet ariyorsun diyede cevap verebilirdim. Hayir oyle olmadi. Ben ne dedim? Hayir , bu adam hareket halinde topa iyi kafa vuruyor, iceride kalabalikta kafa vuramaz, halbuki atisi kendi kullansa Lincoln'e gore daha sert ve kuvvetli atis yaptigindan oturu bizim uzun adamlar daha cok gol atar.
Oda cevap verdi, evet ya bunu hic dusunmedim , hakli olabilirsin, ama adamin dizi cok yuk bineceginden bu atislar simdilik riskli. Zaten bizim uzunlarda cok basarili degil bu konuda biraz kisirlar
Biz bir konuda gayet medeni ve yapici fikir alisverisinde bulunduk. Okuyan kendi cikarimini yapar

Simdi gene beni elestiriyor, GS antrenorune lakap takip (sfenks) terbiyesizlik yapiyorsun diyor. Tamam ama ben onu asagilamak icin degil, GS'ye zarari olacak bir eksikligini buyutec altina almak icin yaptigimi soyluyorum.

Simdi bir daha elestiriyor, adamin ozel hayatina girmissin diye. Bende diyorumki hayir, ben sadece bu durumlarin GS icin olan etkisini ve adamin kisisel bazi defolari gostermesi yonunu vurguladigimi yaziyorum.


Arguman esliginde yaklasim ve akilcilik demekteyim en son.

[Murat Kara]

Baba sen ne yaptin ?

Uzuluyorum ben boyle gereksiz kavga dogus cikinca. Ama hayatta hic bir sey ogrenmediysem, tek birsey ogrenmisimdir: kulaga gore zurna vermek lazim. Koca kulakli olanlara sivrisinek bile yetiyor ama kulagi minicik olanlara borazan bile yetmiyor bazen. O nedenle boyle siddeti yuksek laflar etmek gerekebiliyor. Icinde hakaret oldugunu ise dusunmuyorum. Alinganlik ve kusup gitmek kardes gibidir o nedenle boyle bir genelleme yapmak mumkun.

[Murat Kara]

Arguman esliginde yaklasim ve akilcilik demekteyim en son.

Alpay, bireylerin zaman zaman anlasamamasi ve zaman zaman anlasmasindan dogal birsey olamaz. Ancak her iki durumda da kisileri incitmeden, yapici olmak gerekir. Senin verdigin ornekler de hep yapici ornekler.

Ancak soyle bir okuyuver son 24 saat icersinde yazilanlari. Inanilir gibi degil. Ya da aslinda belki inanilir gibi ama ben cok safim. Gecmiste olan onca gurultuden sonra, ayni seylerin hala gundeme gelmesi gercekten cok sasirtici ve hic gerek yok.

Ama senin dedigin gibi yapici degil de, bireylere isim vererek varan yikici yaklasim terkedilmedikce bu isin cozumu yok. Bunun da onune kin tutmayarak gecilebilir sadece.

Elbette Ozan'dan bahsediyorum. Bu kadar zeki, belli konularda bilgili birisi ister istemez forumda bir agirliga sahip oluyor. Ayrica foruma da cok sey kattigina inaniyorum. Hic birsey yapmasa, zaman ayirip detayli analizler yaziyor. Dogru ya da yanlis ama ciddiye alarak emek veriyor ve bunun karsiligini da bir cok kisinin saygisini kazanarak aliyor.

Ancak o agirligi kaldiracak olgunluga da erismesi lazim. Ben sahsen gecen zaman icinde olanlardan sonra Ozan'in oldukca olgunlastigini dusunuyordum. Ama simdi olanlar beni sasirtti ve biraz da hayal kirikligina ugratti. Umarim yine cekip gitmez kizip ve alinganligin yerini hosgoru alir.

Tabii benim bu foruma pek katkim olmuyor ama boyle burnumu sokmadan da duramiyorum iste.

[Alpay Dedeoglu]

Hasan Tezcan bu forumu hepimize birakti, admin yok cunku hepimiz akli basinda insanlariz.

Rica edegim...

Ben bu kismi tam anlamadim. Karambole geldi soramadim. Hasan Tezcan gecici olarak yok herhalde degilmi?

[Murat Gökcigdem]

Dusuncemi tam aciklayamadim.

Hasan Tezcan aramizda oldugu anlarda bile bu forum hepinizindir diyerek butun okuyucularin bu sitenin kalitesine ve forumun positif akisina sahip cikmasini arzu etmistir.

Hasan'nin su an bazi kisisel isleri ile ugrastigini tahmin ediyor ve vakti gelince aramizda olacagini tahmin ediyorum sevgili Alpay.

[Murat Kara]

Kalli guzel yazmis.
------------------------------

Galatasaray'ın geçen sezonki teknik direktörü Feldkamp, Sarı kırmızılıların Şampiyonlar Ligi'nden elenmesinin ardından yazdığı yazıda geçtiğimiz yıl Isaksson ve Mehmet Yıldız'ı almaları için yönetime yalvardığını ama dinletemediğini ifade etti.

İşte Kalli'nin Zaman Gazetesi'ndeki yazısı: "Yazık oldu. Hem de çok yazık. Şampiyonlar Ligi eleme maçında Romanya gibi bir ülkenin şampiyon ekibine karşı mücadele verileceği anlaşılamamış gibi göründü. Futbolcular ve teknik ekibin her iki maça da iyi hazırlanmadıkları ortaya çıktı. Oysa Galatasaray için çok önemli olan bu maça Ocak 2008'den itibaren hazırlanılmalıydı. Galatasaray yönetimi mutlaka benim bu yöndeki çığlıklarımı hatırlıyordur. Ocak 2008'de, "Bu takıma bir kaleci lazım. İsveç kalecisini alalım. Bu takıma bir orta saha gerekli. Sivas'tan Mehmet Yıldız'ı mutlaka transfer edelim." diye adeta yalvarmıştım. Özellikle deplasmanda kaybedilen maçta orta saha ve sağ kanatta Galatasaray etkisiz kaldı. Hele Linderoth'un pozisyonu çok yanlıştı. Linderoth, tam sağlığına kavuşmuş olsa bile bu pozisyonda oynatılmaz.

Şampiyonlar Ligi ön turunda elenmek Galatasaray için yerinde sayma değil, bir geriye gidişin habercisi. Bu moral ve çevre şartları ile UEFA Kupası'nda neler yapabileceği de soru işaretleri ile dolu. Bükreş karşısında alınan yenilgi uluslararası arenada önemli bir imaj ve 15 milyon Euro'nun kaybı anlamına geliyor. Ligde şampiyon olmuş bir takımı çalıştıran antrenör olarak benim üzüntüm oldukça büyük.

Galatasaray, bu tarihî maça son dört haftada değil bu yılın ocak ayından itibaren hazırlanmalı idi. Avrupa'da başarı getirecek bir takım için takımı her geçen dönemde güçlendirecek isimlerle takviye yapmak gerektiğini yönetime söylüyordum. Yeni transferlerden Meira asla Song'dan çok çok üstün bir isim değil. Ancak yerini doldurabilen bir isim. Birkaç gömlek üstün demek Song'a haksızlık olur. Hakan Şükür sonrası takıma gelen Kewell da gözle görülür bir güçlenme değil. Futboldan anlayanlar bunu net olarak söyleyebilmeli.

Galatasaray'ın elendiği bir ortamda Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde yeniden tek başına Türkiye'yi temsil etmesi önemli bir başarı. Onları asla kıskanmıyorum. Sadece eski bir Galatasaray antrenörü olarak biraz üzülüyorum. Fenerbahçe bu hamlesi ile yeniden ekonomik yönden Galatasaray'ın önüne geçme fırsatı yakaladı. Şampiyonlar Ligi'nden gelecek paralarla rahatlayacak. Ve bu paralarla olumlu yönde güçlenmesini takıma da yansıtacak.

Galatasaray adına şimdi masada ağır bir fatura duruyor. Umarım bu kaos günlerinden bir an önce kurtulup, ligde ve UEFA Kupası'nda taraftarını daha fazla üzmezler."

[Ufuk Sezekkaplan]

Kritik bir esikteyiz, bunu kastetmek istiyoruz.

Yahu ne kritik esigi. Ruya gorenler ile ruya orenler aslinda birbirlerinin gozlerini boyuyorlar. !

Galatasaray futbol kulubunun icinde bulundugu durumu kastetmistim.

Forumun ic dinamikleri, bircok kisi gibi beni de ilgilendirmiyor.

[Murat Kara]

Kritik bir esikteyiz, bunu kastetmek istiyoruz.

Yahu ne kritik esigi. Ruya gorenler ile ruya orenler aslinda birbirlerinin gozlerini boyuyorlar. !

Galatasaray futbol kulubunun icinde bulundugu durumu kastetmistim.

Ben de Ben su anda gelecege ait hic bir isik goremiyorum. Biraz transfer yaparken uslup duzelmesi goze carpiyor hepsi o. O da goz boyama. Daha ihtiyac duyulan yerlere transfer yapamadilar. Gidip stoper aldilar ve diger stoperi sag bek yaptilar, iki tane sol acik oldu, kova kaleci ile sezonun en onemli macina ciktilar, vs, vs, vs.

[Cengiz Akgun]

Polat'in basin toplantisinda soyledigini inceleyip kendimce bir cevap vereyim. Gerci benden once davrananlar olmus.

Dün akşam aldığımız netice beklemediğimiz bir neticeydi. Bunu başarısız bir netice olarak algılıyorum. Bu neticeyle taraftarlarımızı ve camiamızı üzdük. Onlardan özür diliyoruz. Galatasaray'ım yarısı kadar olmayan bir takıma elenmek bizi üzdü. Başarısızlıkta sorumluluk yönetimindir, bu sorumluluğu üzerimize alıyoruz. Benim için de bu netice sürpriz oldu. Bundan sonraki hedefimiz Kadıköy'de final oynamak.

Futbol bu, ne getirir ne götürür bilinmez ama bunun için gayret göstereceğiz. Üstelik Kadıköy'de final oynamak da bizim için çok anlamlı olur.

Elbette sorumlulugu kabul etmek guzel. Kadikoyde oynanam temennisi de iyi bir hedef. Bukres'e yamuk bir hakaret. Yarim marim mali goturduler Adnan. Hala kendini kandirmadan edemiyorsun. Ne luzumm var bu lafa. Madem Bukres'e giciklandin adini anmana luzum yok. "Daha iyi oldugumuzu saniyordum ama yanilmisim. Elendik. FB'ye Sampiyonlar liginde basarilar diliyoruz" desen kuculmez buyursun.

Simdi UEFA kupasi finali filan guzelde ortada bos laf oldugu da ortada. Hedef bundan sonrasi icin olabileceklerin en guzeli, bunu anladik ama dun ucakta donerken "bu elenis bize mali acidan buyuk bir meblaya mal oldu ve bundan daha onemlisi prestij konusunda buyuk bir hayal kirikligina ugratti. Mactan hemen sonra Teknik heyete talimati verdim. Size de soyluyorum. Hedefimiz belli. Bu hedefi yakalayamama durumunda olacak mali zarardan butun teknik heyetile birlikte tum futbolculari da sorumlu tutacagim. Bu hedefe ulasmak icin teknik heyetten plan ve program istedim. Bu plana uymayanlar, uyamayanlar ve bu planda istenilen potansiyele ulasamayanlarin aramizda yeri yok. Bunu boylece bilesiniz " diyebildin mi? Diyemedi isen ne icin oradasin? Lafla peynir gemisi yurumuyor.

Arkasindan bir soru soruluyor. Skibbe basinda da elestirildi diye. Buna cevap:


Ortada Şampiyonlar Ligi'yle ilgili bir başarısızlık olduğu bir gerçek. Ancak biz teknik direktörümüzün arkasındayız. Ama eleştirileri de doğal karşılıyoruz

Olmasi gereken guzel bir cevap. Arkasindan "Transferin geç yapılması elenmenizde etkili oldu mu?" şeklindeki soruyu ise Polat şöyle cevapladı:

Önemli transferler yaptık, bunları gerçekleştirmek de zaman alıyor. 3 ay sürdüğü bile oluyor. Şartları zorladık. O yüzden de zaman aldı.

Sorunun cevabi bu degil. "Evet etkili oldu malasef zamaninda istedigimiz futbolculari alamadik. Aldiklarimiz da bekledigimiz kisa bir sure icinde tam bir verim veremediler. O yuzden elendigimizi dusnuyorum. " demek bu kadar zor mu?

Başkan Polat, Lincoln'ün performansı ile ilgili soruya ise soyle bir cevap vermis

Lincoln'ün potansiyeli çok yüksek, onun bu potansiyelini biliyoruz biz. Ancak kapasitesini sahaya tam olarak yansıttığını kişisel olarak düşünmüyorum

Peki neden Lincoln bunu yansitmiyor? Lincoln'un kendisine bir ceki duzen vermesinin zamani coktan gelip gectigine gore, yansitmasi icin bir seyler yapman gerektigini sen de biliyorsun. O zaman elbette ne yapacagini herkezin onunde aciklaman gerekmese de "Kendisine bir an evvel durumunu istedigimiz seviyeye getirmesi icin cok kisa bir sure daha verecegiz. Eger kendisinin bir takim sikintilari varsa ben bunlari cozmeye hazir oldugumu ve klubun butun imkanlarini seferber edecegimi kendisine bildirdim. Butun umidimiz kendine yakisan bir forma cok kisa surede girmesidir. Giremedigi takdirde yapilmasi gerekeni once teknik heyet sonrada elbette biz yonetim kurulu olarak yapacagiz" diye Lincoln efendinin kalbine biraz korku salsaydin ya. Uc ay sonra Xmas diye eve gidip sallana sallana gelecegini herkez biliyor. Bak adam beni neden islikliyorlar filan demis. O hala bu isi kivirdigini saniyor.

[Mehmet Cirak]

Guzel yazmissin Cengiz Agabey de, bu salak basinin agzina da fazla yem vermeye gelmez. Cok durust aciklamalar da yapmasina gerek yok, bu sefer yonetimle Skibbe arasinda problem var gibi cok yazi okuruz.

Ayrica eminim hem teknik kadronun, hem de futbolcularin kulaklari cekilmistir, raporlar istenmistir (bu rapor isteme isine de hep gulmusumdur, neyin raporuysa). Ama salak gazeteciye "herkesin kulagini cektik" dersen neler atilir tutulur az cok kestirebiliriz.

Bu UEFA finalini SS'de oynama hikayesi de aptal/ezik taraftarini agzina bal calma. Turkiye'de isler boyle yuruyor, arada bir ara gazi vermezsen taraftarin seni yuhaliyor, futbolcuyu yuhaliyor. Bazen boyle laflar edeceksin ki buyuk baskan sifatini alabilesin. Bak Aziz baskan ne zorluklardan gecti bu gibi taktiklerle. Uzaga gitmeye gerek yok aslinda, bizim Canaydin bile uzun sure karnimizi doyurdu ayni sekilde.

[Ozgur Huseyinoglu]

Ufuk'un yazdigi hesap, forumun ic dinamik tartismalarindan bayilmis olanlar, lutfen bu yaziyi atlasin.

Kullenmekte olan konuyu tekrar canlandirmak istemiyorum ama, benim icin, hayatimda ve bu forumda da iliskide oldugum insanlarda en onemli karakter eksikligi, kusuru olarak gordugum samimiyetsizligin aleni sekilde şakşaklandigini gorunce, sessiz kalamadim, ozurlerimle...

***

Bunun sonunun ne olacagi belli. Sumuklu salyali aglayip, kapiyi carpip gidecek ve sonra kapiyi biraz aralik gorunce tipis tipis geri gelecek ve ortam yoklamaya baslayacak bir sonraki 'gol' icin. Bizleri bunlari soyleme asamasina getirip sonra bizi suclamak da cabasi.

Elbette Ozan'dan bahsediyorum.

Ne kadar samimiyetsiz, iki yuzlu birisin yahu?! Tutup basliklar aciyorsun, "Ozan nerde, foruma geri donsun" diye, forumun bir dolu katilani benzer laflar ediyor actigin baslik altinda, sonra da, "kapiyi biraz aralik gorunce tipis tipis geri gelecek" diye davranis seklini asagilar konusuyorsun.

Boyle bir yandan sosyalist, humanist, halk/insan dostu geciniyorken, bir yandan kisilerin kavgalarini/cekismelerini keyifli bulmak, insanlari kendince asagiliyor, alay ediyor olmak nasil yaman bir celiskidir bilemiyorum. Savunucusu oldugun degerlere, samimiyete onem veren insanlar nezdinde nasil zarar verdigini bir bilsen?!

Actigin basliga verdigin cevabina inanmistim o an icin ("Ozan'in geri donmesini istemek icin illa ondan hoslaniyor olmam lazim degil" gibisinden birseyler soylemistin). O fikrine saygi gosterirdim ama, ondan sonra boyle tutup da, yukarda biraktigim yerler gibi donek, iki yuzlu laflar edeceksen, ilk tespitim olan samimiyetsizliginde ne kadar hakli oldugumu kanitlamis oluyorsun bana, sagolasin...

[Celal Gürcüoglu]

Galatasaray elendi; bayram erken başlayabilir!

İki gün önce Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne veda etmesinin ardından üzülenlerin ve sevinenlerin çetelesi tutulacak olsa açık ara sevinenlerin önde olduğu görülür. Çünkü burası Türkiye'dir ve burada insanlar sevmediklerinin mutlu olmasını asla istemezler.

Büyük diye anılan; ancak yaptıkları ve ettikleri ile bu unvanı hak etmeyen üç eski İstanbul kulübünün birbirlerinden günahları kadar bile haz etmedikleri bilinmeyen bir sır değil. Ancak ne hikmetse o kulüplerin taraftarları da uzunca bir süredir karşılıklı olarak yurtdışı maçlarında dahi gönül verdikleri takımlarının haricindeki Türk ekiplerinin elenmesini istiyor. Avrupa Kupası maçları öncesinde taraftar sitelerine göz gezdirdiğinizde 'Hadi Steau, bugün Partizan'lıyız!' gibi dileklerin, temennilerin yer aldığını görmek üzücü. Müsabaka oynanırken işlerin sarpa sardığı anlarda yazılıp çizilenler ise insanın kanını donduracak seviyede incitici, hakaret sözcükleri içeriyor.

Öte yandan iyi sonuç alındığında yapılan değerlendirmeler insanı neşelendiriyor! Örneğin Fenerbahçe'nin Partizan'ı devredışı bıraktığı maçın ardından Maldonado için yapılan kimi yorumlar mizah sınırlarını zorluyor. Geldiği günden beri Şililiye tabiri caizse acımadan sallayan yaşını başını almış bir yazar 'Birkaç maç sonra Maldonado çok daha iyi olacak.' diye yorum yapabiliyor. Oysa Partizan maçına kadar hemen her hafta 'Maldonado hemen gönderilmeli ve yerine kaliteli bir oyuncu alınmalı.' diye akıl verip duruyordu.

Bu arada Aurello konusunda gerekeni yapan, onurlu duruş sergileyen Fenerbahçe'yi de kutlamak gerek. Nedense oynadığı dönemlerde gereğinden fazla abartılan, hali hazırda da abartılmaya devam edilen Aurello, geri getirilmeye çalışılıyordu. Aurello'nun can-ı gönülden mücadele etmesini takdir etmeden geçmek mümkün değilse de Sarı-Lacivertli formayla futbol piyasasında tanınan sıradan bir Brezilyalının kulübünün yaptığı cazip teklife sırt çevirip gittikten sonra aradığını bulamayınca geri dönmek istemesine karşın Fener yönetiminin kamuoyu baskısına direnerek son noktayı koymasını saygıyla karşılıyoruz. Fenerbahçe'nin bu noktada ona ihtiyacı olup olmaması önemli değildir; önemli olan yapılması gerekenin yapılmasıdır.

Emre Belezoğlu konusuysa can sıkmaya devam ediyor! Son senelere bakıldığında New Castle forması altında büyük yeteneğine karşın yeterince oynamayışının sebebi umalım ki Fener formasını son maçta giyemeyiş nedeniyle aynı değildir. Çünkü eğer aynıysa Fenerbahçe'nin bir değil iki orta saha oyuncusuna birden ihtiyacı olacak demektir.

1980'li yıllarda büyük atak yapan Romen futbolunun lokomotifliğini bilindiği gibi Hagi'li, Boloni'li, Camataru'lu, Lacatuş'lu, Petrescu'lu, Piturca'lı Steau Bükreş yapmış ve Avrupa'da finaller oynamış, Barcelona'yı İspanyol seyircisi önünde dize getirerek kupa kazanmıştı. Romanya futbolu bilindiği gibi son senelerde yeniden kımıldanmaya başlamışken, Steau kısa süre önce yarı finale dek yükselmişken Galatasaray sanki mahalle takımına elenmiş gibi yaygara çıkaranlar ya gündemi takip etmiyor veya kötü niyet taşıyor! Galatasaray'ın elenmesi büyük sürpriz değildir; ne var ki kaleci problemi görülerek alınan De Sanctis'in ve büyük golcü Milan Baroş'un iki Steau maçında sahada olamayışı büyük hatadır. Bu arada golün ofsayt olduğu da unutulmamalı.

Fenerliler, Beşiktaşlılar, Skibbe'ye kızanlar, 'Ben dememiş miydim?' demeyi sevenler, mevcut yönetime bir şekilde diş bileyenler derken görünen o ki 'Galatasaray'ın elenmesi hayli Türk vatandaşını sevindirdi! Artık utanır mıyız, sevinir miyiz; orası yoruma açık!

FATIH URAZ

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino ... slayabilir

[Kenan Atak]

Ozgur'un bahsettigi insanlardaki samimiyetsizlik benim de dikkatimi cok cekiyor. Kendisinden hic beklemedigim kisilerden akil almaz laflar ve eylemler gormek cok hayal kirikligina ugratiyor beni. Ayrica bir cift lafim Murat'a, insanlari hangi hakla ve neye dayanarak yargiliyoruz insan bilinci birinci sinif bir ontoloji ve sadece kisi kendisi tam olarak kavrayabilir kendi bilincinden geceni. Bir insana bu kadar agir laflar soylemek kufurden beter zaten kufurun bence insani rencide edici bir yani yok ama bu yaptigin ayip otesi. Eger burda keyif alarak yazisacaksak bunun tek ama tek sarti var, o da kimse haddini asarak baskasina ve baskasinin yorumlarina dil uzatmayacak.