Page 11 of 95

Posted: Sun Mar 25, 2007 3:13 pm
by Savas Macun
Herkese selamlar.Ayri dustuk ayri kaldik.Subat basindan bu yana yogun bir is ve tatil gezisi nedeniyle "fanatik" postlarima ara verdim, kaldigimiz yerden devam ederiz ama hala Fener damarlarim cosmadi.

Urdun'de kalmistik.Avustralya ile devam edelim.Istanbul'dayken raki masasinda gidermiyiz gitmezmiyiz diye karar alindi ve 10 gun Avustralya ve Yeni Zelanda gezilerine iki cift arkadasimizi ikna ettik.10 gunluk Aussie gezisini Gold Coast ve Sydney diye bolduk.

Gold Coast, Sydney'e kara yoluyla 1000 km, ucakla 1 saat mesafede kitanin guneydogu yakasinda.En yakin sehir Brisbane o da arabayla 1 saat.Animal Planet'i seyredenler bilir hatta gectigimiz aylarda tum TV'lere de yansidi merhum Crocodile Hunter Steve Irwin'in meshurlastirdigi Australian Zoo'nun mekanidir Brisbane.Oraya gelicem daha sonra.

Gold Coast, Amerika'da yasayanlarin Florida ile karsilastirabilecegi bir mekan ama guney amerikalisiz olani.Purosuz ve Tropicana'siz olanida.Surfculerin mekani, dalgalar vahsi.Upuzun bir sahil seridi dusunun belki 50-60 km hatta fazlasi.Girintisi cikinsitisi yok.Cok guzel kumsallari ve gunesi var.Yalniz cocuklu ailelere deniz acisindan tavisye edemem cunku saka degil ama iki arkadasimizi nerdeyse sakayla karisik denize kurban veriyorduk.Anlatayim;

Daha otellere yerlestik, mayolari giydik hemen denize kostuk.Icimden ulan dedim herkes kumelenmish sekilde denizde yuzuyor ne ish acaba diye gecirirken "no swimming danger" tabelalari gozume ilishti ve anlam veremedigim bayraklar her yerde.Tabii bizden tezcanli iki yurdum insani arkadasim denize daldi ama onlar tek baslarina kalabaliktan uzakta.Neyse bir anda tepemizde helikopter geldi ve karadan lifeguard'lar olay mahalline usustu.Bir farkettim ki bizden bir tanesi cebellesiyor, neyse aninda denize girdi lifeguard ve surfuyle bizimkini karaya cekti.

Megerse o bayraklarin arasinda yuzmek lazimmis, cunku 1 metre bile olmayan derinlikte o kadar degisik akimlar var ki, ayagininiz altindan kum cekiliyor ve kuyuya duser gibi kaybolabilirmishsiniz.Bizim yazlikta ole vukuatlar olurdu aman dikkat derlerdi.Gercekten de suyun kuvvetini bu kadar hissetigim bir yer gormedim.

Yalniz bu arada insan hayatina verilen oneme dikkat cekmek isterim, helikopter megerse gonullu olarak yapiyor sponsorlari sayesinde.Bankanin ismi kocaman ustune yaziyor.Onemli degil sonucta bir insan hayatina hizmettir.

Bol bol deniz mahsulu yendi, palamutun kilo fiyatina istakoz yedik.Australin Lobster tail meshurmus, bir amerikali Italian-Amerikan gourmet benden istemisti gecenlere NZ'yi ziyaret ettiginde, Ozan'a havale bu konu.4 kisilik bir deniz mahsulu tabagi istedik, ben diyeyim 8 siz diyeyin 16 kisilik.Heryerimiz kabardi butun gece tabii hanimlar da az yiyince.Bu arada yemegin en guzel tarafi da midye idi.Soya sosunda buharda mi artik yoksa tencerede mi kaynatilmis ve sarimsakli.Ve bu 4 kisilik tabagin fiyati ne kadardi biliyormusunuz, turk parasiyla 100 YTL .Icinde kalamar,karides tava,balik tava,midye,istridye ve karides kokteyl.4 kisi icin hesapta ama tum masa 7 kisiydi ve doyardik 1 tanesiyle.

Oteller luks degil, genelde serviced apartments.Bu tarz ulkelerde kacak isci olmadigi ve isci maliyetleri de yuksek oldugu icin lukse alismis arkadaslar hayal kirikligi yasamadi degil.Oyle belboy, 24 saat reception namevcut.Tabii Marriot, Conrad gibi oteller de var ancak onlarin da disaridan oyle asiri luks goruntusu yoktu.Hatta bir gun Palazzo'ya gittik, cok reklami yapilan Versace'nin oteli.Orasi da ayniydi ama mimarisi ve lobisi cok guzeldi.Ve en guzeli neydi biliryomusunuz, somuru yok.Muhtemelen Istanbul'da bir Ciragan'da bir su parasina cikolatali suffle yiyebiliyor ve kahve icebiliyorsunuz.Affordable kisacasi.Diyorum ya Istanbul'da olsa kapisinin onunden gecmek cesaret ister.Zaten arkadaslar sasirdi, heryerde fiyatlar en fazla yuzde 20-30 civarinda degisiyor ne is dediler.

Kaldigimiz apartman dairesi cok eskiydi, herhalde 1970'den beri boya gormemis civi cakilmamis ama hic onemi yoktu cunku tum gece okyanustaki dalga sesiyle uyuyor sabah onun goruntusuyle uyaniyorsunuz.
Eh saray yavrusunda olsaniz ayni keyfi alamazsiniz benim gozumde.

Gene florida karsilastirmasine gelecek olursak etrafta su parklari, warner bros stuidolari ve six flags tarzi eglence parklari her yasa hitap ediyor.1 gun boyle birini secip cocuklar gibi eglendik, 4.3 G force yasamis olduk.

Australian Zoo tam bir hayalkirikligi oldu bende.Bizim Auckland Zoo megerse supermis.Tek ilginc yani koalalar ve besleyebildiginiz kangurular var.Ve heryerde Stewe Irwin'in ismi ve onun pazarlanisi. Bunu yadirgadim.Cok buyuk bir mekana da yayilmamis hatta simdi yeni yeni genisletiyorlar parki.Tabii kendisinin yaptigi Crocodile show devam ediyor, onu da boyle ufacik bir stadda, tenis courtvari bir stadda yapiyorlar.

Gene Australia'da dikkatimi ceken cok italyan var ve heryerde italian restoranlari bulmak mumkun.Calisanlarin ve isletenlerin hepside Italian.Auckland'da agzimiza layik bir Italian bulamadik, bir napolili abi disinda becerebilene de rastlmadik ama Gold Coast'da ve Sydney'de bolca italyan yeme luksune sahip olduk.

Neyse gunes,deniz,deniz mahsulu,italyan,G-Force ve koala kankalarimi birakip Sydney'e gectik.

Oper House'daki opera faciasinin, Turk restoran arayislarinin, Darling Harbour gezilerininin ayrintisi yarina artik.

Selamlar
Savas

Posted: Tue Mar 27, 2007 1:35 pm
by Mehmet Gurdal Cetin
Uzun Gaziantep-Kayseri-Konya maratonu basliyor, neredeyse Nisanin tamami yollarda gececek.

Donunce Mayis basindaki Tayland ve Malezya fuarlari ilginc olacak.Hic oralara gitmemistim.

Gidenleriniz varsa ve Bangkok ve Kuala Lumpur hakkinda bilgi verebilirseniz cok sevinirim.

Herkese iyi gunler,

Posted: Tue Mar 27, 2007 2:26 pm
by Savas Macun
Mehmet Gurdal Cetin wrote:Uzun Gaziantep-Kayseri-Konya maratonu basliyor, neredeyse Nisanin tamami yollarda gececek.

Donunce Mayis basindaki Tayland ve Malezya fuarlari ilginc olacak.Hic oralara gitmemistim.

Gidenleriniz varsa ve Bangkok ve Kuala Lumpur hakkinda bilgi verebilirseniz cok sevinirim.

Herkese iyi gunler,


Bangkok'a uzun zaman once gitmishtim.Sehri bolen bir nehir var, mutlaka bir tekne gezintisi yapip zengin ve fakirin nasil bir arada yasadigini gormek lazim.Ayrica kedi baliklari mi neydi ismi unuttum onlari da beslemek hos oluyor.Sehirden 1 saat uzaklikta botanik bir bahce var, rose garden olabilir ismi atiyor da olabilirim.Ama turistleri goturdukleri yer, devasa bir yer.Iki tane Budha temple gezilmesi lazim, bir tanesi galiba dunyanin en buyugu o da buyuk bir temple icinde.Digeri de som altindan yapilmis ufak olani, hatta yillar once calmaya kalkmislardi da agirligindan dolayi kadiramadilar onu.Bu iki heykelin oldugu budha temple gezilmeli kesinlikle.Gene night market tarzi bir yerleri var,gorulebilir.Yalniz havasi kokuyordu, daha ucaktan inmeden koku hemen farkediliyor bu da palmiye ozu yagini her yerde kullandiklarindan dolayi imis.Birde unutmadan gene sehrin uzaginda ormanin icinde bunlara ozgu olan ufak teknelerle pazar yerleri geziliyor.Cok ilginc.Arabayala falan gidilmiyor, zaten pazar yerleri de buyuk cardaklarin icinde nehrin ustunde.Birde miden kaldirirsa yol kenarinda ishporta kizarmis muz yiyebilirsin.Bayagi guzel oteller vardi ve temizdi hatirladigim.Bol bol tropikal meyva sulari icmeli,ama mide yanmasin dikkat.

Kuala Lumpur'u cok gezmedim ama kisaca Petronaslar, altindaki buyuk ve shik mall.Icinde F1 teknolojisinin sunuldugu buyuk bir sergi/muze var.Oteller temiz genelde.Night market dedikleri taklitlerin satildigi bir pazar yeri var gene ama Bkok daha ilginc.Altyapisi cok gelismis bir sehir, ozellikle otobanlar dikkati cekmisti.Tabii petrolleri var bu yuzden de zenginlik goze carpiyor.Yalniz insanlari suratsiz, bunu da 1960 dan beri kopek gibi calismalarina bagliyorlar, camiilerinin mimarisi de ilginc gelecektir.taylandda insanlar daha sicakkanli.Burda sanki komunist rejim gibi.Eger yemek sorunu cekersenz KL'de Equatorial hotel'in altinda bir bistro var, menusu cok genis ve yemekleri guzel.Ozellikle caniniz corba cekerse minestrone'u tavsiiye ederim.

Iyi eglenceler
Savas

Posted: Fri Mar 30, 2007 12:27 pm
by Osman Kiciman
Etnik, rock ve elektroniki harmanlayan benzersiz Ingiliz grubu Ozric Tentacles yarın ilk kez Istanbul'da sahne alacak!

http://www.bigglook.com/biggistanbul/ku ... 86&aa_id=2

Maalesef gidemiyorum :cry:

Posted: Thu Apr 05, 2007 2:27 am
by Cengiz Akgun
Bu da bir site. Fotoraflarla Turkiye:

http://www.pbase.com/dosseman/root&page=1*

Posted: Tue Apr 10, 2007 11:41 am
by Osman Kiciman
Malum buranin eski yazarlarindan Oray Egin diye bir zatı muhterem var. Bu arkadas genc yasta kose yazari olmus ve su anda da zırtapoz bir yarismanin juri uyesi.

Ben de arada bir zaplarken karsima cikinca genelde kaciyordum amma gecen Inci Cayirli adindaki Turk Sanat Musikisi ile istigal eden yasli ve basli diger bir juri uyesi hanimefendi ile devam edegelen tartismada ekranin karsisina adeta civilendim :shock:

Bu nasil terbiyesiz bir insan musveddesidir yahu! Kadina neler dedi! Dondum eskilere, eksi sozluk'e ve son yazdigi Aksam'daki yazilarina. Hayatimda bu kadar saga sola, ona buna laf sokmaya calisanini gormedim. Kendine bile muhalif biri midir? Bir de cocuklugu Amerikanyada mi gecmis bunun? Bu kadar kotu bir sive olamaz!

Sanaldan da olsa taniyan cimbom org'cularin gorusunu almak isterim hakkinda...

Posted: Tue Apr 10, 2007 12:11 pm
by Ufuk Sezekkaplan
Aslinda ben bircok konulardaki yazilarini ve bakis acilarini severim ama varos kulturu ile cok icli disli oldugu haller haric. Medya dedikodularini iyi yazar, medya cevresini cok iyi bilir. Gecen sene Ali Atif Bir'le ciddi polemik yasamislardi ve onun aslinda ipligini pazara cikarmisti. Hatta Ali Atif Bir'in Hurriyetten atilmasinda birinci amil olmustur diyebilirim.

Polemik yasayip da puskurttukleri arasinda Balcicek Pamir, Iclal Aydin gibi sonradan gorme yazarlar ve Zulfu Livaneli gibi sol arabeskciler de var.

Cok onyargili olma, tv programinda gorundugunden daha birikimli biridir (ben tvde hic goremedim). Ha bir de escinsel oldugu soylenir ki bu konuda ustu kapali olarak Ali Atif Bir'le ciddi dovusmuslerdi.

Posted: Tue Apr 10, 2007 5:01 pm
by Cengiz Akgun
Bu adamin vaktiyle i$i olmadiginda burada ko$e yazarligi yaptigini bende hayal mayal hatirliyorum. Bu i$e nasil kalki$tigini ise Hasan bilir. Genelde bu adami cimbom.org'un yonetimi ile alakali ki$iler arasinda ki$isel olarak taniyan oldugunu ben sanmiyorum. Olsa kulagima ya da gozume gelirdi.

Posted: Tue Apr 10, 2007 5:29 pm
by Hasan Tezcan
Cengiz Akgun wrote:Bu adamin vaktiyle i$i olmadiginda burada ko$e yazarligi yaptigini bende hayal mayal hatirliyorum. Bu i$e nasil kalki$tigini ise Hasan bilir. Genelde bu adami cimbom.org'un yonetimi ile alakali ki$iler arasinda ki$isel olarak taniyan oldugunu ben sanmiyorum. Olsa kulagima ya da gozume gelirdi.
Staff sayfasi guncellesecek söz Cengiz abi :) Oray Egin'i kastediyorsun
galiba. Cok eskilere dayanir. Bir sure köse yazarligi yapti, bir katkisi oldu
sayfaya.

Bir katkida bulunmak isteyen herkese buyur dedim/derim. Bu site ne amacla
kuruldu giriste yazili. Teklifim aciktir.

Posted: Tue Apr 10, 2007 7:12 pm
by Cengiz Akgun
Hasan Tezcan wrote:
Cengiz Akgun wrote:Bu adamin vaktiyle i$i olmadiginda burada ko$e yazarligi yaptigini bende hayal mayal hatirliyorum. Bu i$e nasil kalki$tigini ise Hasan bilir. Genelde bu adami cimbom.org'un yonetimi ile alakali ki$iler arasinda ki$isel olarak taniyan oldugunu ben sanmiyorum. Olsa kulagima ya da gozume gelirdi.
Staff sayfasi guncellesecek söz Cengiz abi :) Oray Egin'i kastediyorsun
galiba. Cok eskilere dayanir. Bir sure köse yazarligi yapti, bir katkisi oldu
sayfaya.

Bir katkida bulunmak isteyen herkese buyur dedim/derim. Bu site ne amacla
kuruldu giriste yazili. Teklifim aciktir.
Ben de niye buyur dedin diye soylemedim. Herhalde buradaki tarti$mayi begendi ve burada staj yapti. Sonrada Ak$am'a kapagi atti. Ben bir ara okuyordum onu Ak$amda. Ne zaman ona buna sata$ti ve ne zaman hicbir anlami olmadan Isvec'e gidip Nobel odulu konusunda kim nerede ne yedi ne yapti kimle kim dost gibi dedikodu yazarligina soyundu ve orada bitti benim icin. ko$e yazarligi bu demek degil. Boyle $eyler Amerikada supermarketlerde dedikodu dergisi olarak cikan Hollywood'da kim kimle yatiyor gibi zirvalaiklarin konu yapildigi yerler.

Posted: Wed Apr 11, 2007 12:19 am
by Osman Kiciman
Hasan Tezcan wrote: Staff sayfasi guncellesecek söz Cengiz abi :) Oray Egin'i kastediyorsun
Sevgili Hasan,

O sayfayi bugun farkettim. Cok nostaljik birsey. Yenileme yapilsin ama o sayfada bir sekilde korunsun derim. Internette 10 yillik mazi, muazzam bir miras :shock:

Posted: Thu Apr 12, 2007 1:08 pm
by Ismail Gezer
İbrahim Toraman beni de kandırdı


Hafta sonu en çok “tıklanan” haberlerden biri, "İbrahim Toraman’ım” diyerek, internet üzerinden kızları kandıran S.A. hakkındaydı... Adamın biri, bu yolla tanıştığı kızlardan pahalı hediyeler istiyormuş. “Bunu yapana da, bunu yiyene de yuh!” demek işten bile değil. Değil ama konunun bir gazete haberi olarak karşıma çıkması “hayatın bir cilvesi” dedim ve ibret olsun diye, başıma gelenleri itiraf etmeye karar verdim:

İki sene önce, gene bu zamanlar. Mevsimlerden gene bahar, içim gene kıpır kıpır... Fakat, gittiğim salondaki spor hocalarından başka “sevgili adayı” yok etrafta. Yirmili yaşlardaki o masumlardan uzak durmaya çabalıyorum (tamamen onların iyiliği için)... Fakat bunun ne kadar emek gerektiren bir durum olduğunu ancak yaşayan bilir, sevgili Göz/Eye okurlarım!

Neyse, sırt kaslarımı çalıştırdığım zorlu bir zamanda telefonuma o abuk mesaj geldi: “Milli takım kampına 2 gün geç katılcam, hocayla fena kapştk”... Sekizerden dört setlik bacak hareketlerini de bitirip saunaya inerken aynı numara, arıyor bu sefer: “Meraba? Ben yannışlıkla size mesaj attım...” Fesüphanallah, “evet yanlış mesaj. Olur öyle, problem değil” deyip kapatmaya çalışıyorum ama “Kimle görüşüyorum acaba?” diye diretiyor karşıdaki... “Ya kim olduğum ne fark eder, problem yok” deyip kapattım.

Fakat telefon durmuyor! “Sesinizi bir yerden tanıyorum, n’olur söyleyin! Kimsiniz siz?” diyor şimdi de... “Kimsiniz demek için kendini tanıtman gerektiğini bilmiyor musun sen?” diye azarlayınca bombayı patlattı bu: “Ben İbrahim Toraman’ım!” İyi de tanımıyorum ki ben... İlk ve tek “futbolcu fetişi”m Prekazi’dir benim. Üstüne de tanımam.

Meğer bir reklam filminde oynuyormuş bu arayan arkadaş (boya reklamı). Hani Beşiktaş formalı olan... “İyi, n’apalım?” dedim. Dedim ama görsel hafıza yüksektir bende: “Hani şu esmer, hani şu vahşi olan mı?” diye dürttü şeytan...

Her araştırmacı gazeteci gibi Google’a baktım: 81’li!.. “Çüşş” dedim. Fakat durmadan arayıp mesaj atıyor bu “Toraman”... Gece. Gündüz. Maçtan önce. Maçtan sonra. Deplasmanda. Kampta. Falan filan. Utanarak söylüyorum: Sıkı bir Gaassaray’lı olarak, Beşiktaş-Rize maçı bile seyrettim o ara! Ama benim Toraman da “profesyonel”di yani... Mesela tekme yedi di mi maçta, “bileğim feci ağrıyor” diye arıyor maçtan 40 dakka sonra!

Neyse “İbrahim Toraman sahte İbrahim Toraman’ı yakalattı” haberi, benim için manevi değer taşıyor, anlayacağınız...

“Benim Toraman”, habere konu olan S.A. değil, Beşiktaş kulübünün orta kademe idarecilerinden biriymiş. Yani sadece işsiz güçsüz, ipsiz sapsız adamlar değil, “normal hayat”tan birileri de böyle bir sahtekarlığa soyunabiliyor... Hatta, benimle bayağı bir “telefon sevgililiği” yaşayabiliyor! İsmini vermeyeceğim ama ben o “hasta” Toraman’ı getirtip, cezasını kendi ellerimle verdim. Yüzünü de bir daha görmedim.

Buradan gerçek İbrahim Toraman’a ve Türk polisine de teşekkür ediyorum... Bu “vatan hainleri”ne göz açtırmayalım arkadaşlar! Kadın - erkek ilişkileri kariyerimdeki bu “kara leke”, bütün genç kızlara ders olsun. Siz siz olun, bu “aptal sarışın”ın düştüğü tuzağa düşmeyin. Bundan böyle Cosmopolis-POLİS elele... Sahte Toraman’lar hapise!

Sevim GÖZAY
AKŞAM
:D:D:D

Posted: Fri Apr 13, 2007 7:09 pm
by Alpay Dedeoglu
Oray Egin meselesi cok enteresan. Gazeteci olarak duyulmaya
basladiginda ben bu ismi bir yerden diyordum, fakat nereden cikaramamistim. Simdi anlasildi. Bastaki columnistlerdenmis demekki.

Ayni zamanda yazmadik. O gitmis, ben baslamisim gibi bir sey olmus.
Butun bunlardan habersizken baslayip gazetede hala
Oray Egini okurum. Cok sivri dilli. Populer kultur, sanat(ozelikle edebiyat,
sinema vs...), sosyete, gece alemleri, mekanlar konulu yazilari bes para etmez. Yalniz Turk basini ve kisileri hakkinda yazdiklari enteresan ve cesurdur.İpliklerini pazara cikarir. Futbol yazilarida fena degil. Cok sporcuyla roportaj yapma gecmisi var. Emre Belezoglunu mesela cok korur. Serdar Turguta gore ugrasmasi zor insan. Engin Ardica buyuk saygisi vardir. Bazi yazilarinda cok ustu kapali escinsel lobiciligi yapar.
Aksam gibi muhafazakar sayilan bir gazetede cok marjinal bir insan. Serdar Turgutun marjinalite denemelerinden ama tuttu. Bildigim kadariyla bir Fransiz koleji mezunu (GS Lisesi degil, saint'lilerden biri). Amerikada cok uzun kalmis, simdiki aksani bundan. Mekani Cihangir bildigim kadariyla. 32. gun ekibindemis yani haberciligi ve arastirma gazeteciligi var. Bir de gezi yazilari iyidir, tabii bunda kendi ifadesine gore Serdar Turgutun onu basindan yollamak icin oraya buraya uzun yollamasininda etkisi var.

Osman kardesim yetti mi bu kadar bilgi?

Posted: Fri Apr 13, 2007 8:34 pm
by Osman Kiciman
Yetti yetti :) Bu arada Egin'i en cok Ufuk'la Alpay'ın okudugunu da anlamis olduk :wink:

Aslinda kisa bir sure Aksam okudugumda ben de yazilarina goz gezdirmistim ama genel olarak haberleri kendim yorumlamayi sevdigimden pek kose yazari okumuyorum. Son donemde Yilmaz Ozdil'i pek kacirmiyorum ama...

Tabi yazarligi ile juri terminator'lugunu ayri degerlemek lazim; En genc yazar olmanin otesinde en azindan 10 kusur yildir cimbom org'la baslayan bir yazarligi var(mis). Inci Cayirli ile olan polemiginde bunlari soyleyebilir, ben dunku cocuk degilim diyebilirdi. Ama o ne yapti? Annesinden yasli bir hanim efendi ile agiz dalasina girdi. Bir hafta once kupasinda Reha Muhtar vardi, idoluymus :? Cayirli ile atistiktan sonra ise Cayirli’nin surekli Hocam, ustadim dedigi Munir Nurettin kupasi ile gelmis. Raiting yalamaligi, ya da program formati ne deseniz deyin! Muhalif kisiligini kullanmak istemisler, o da tepe tepe kullandiriyor. Yazik bundan sonra, 10 yillik yazarligi ile degil terbiyesizligiyle anilacak...

Posted: Tue Apr 17, 2007 1:04 am
by Tolga Girici
Radyo Klas adli bir radyoda Yavuz Seckin var, ayni zamanda Avrupa Yakasi'nda Sertac'i oynuyor. Taklit konusunda cok yetenekli, Ilker Yasin, Aziz Yildirim, Mustafa Topaloglu taklitleri cok iyi. asagidaki adresten dinleyebilirsiniz:

http://www.yavuzseckin.com.tr/saka.asp

Orhan Gencebay-Aziz Yildirim diyalogu cok iyi.