forum.cimbom.org

Doktor, hastabakıcısı temel'i yanına çağırdı ve dedi ki.. "bak oğlum temel. yarın ava gidiyorum, ama muayenehane de kapansın istemiyorum. sen hastalarla ilgilen. ben arada seni arar, durumu kontrol ederim".. "doktor bey, hiç merak etmeyin" dedi, temel. doktor ertesi gün akşama doğru telefon etti.. "temel, ne var ne yok?.." "doktor bey, bugün üç hasta geldi .. ilkinin başı ağrıyordu, aspirin verdim." "harikasın temel" dedi, doktor.. "ikincisinin midesi yanıyordu.. talsit çiğnettim.." "bravo.. bravo temel.. müthişsin!.. ya üçüncüsü?.." "doktor, sizin masada oturuyordum. kapı çarparak açıldı, içeri fırtına gibi bir kadın girdi.. alev alev yanıyor gibiydi. hızla soyundu, sutyen ve külotunu da çıkardıktan sonra muayene masasının üzerine yattı ve bağırdı: 'bana yardım et doktor. beş yıldır erkek yüzü görmedim.." "eeee.. sen ne yaptın, temel?.."
"gözüne visine damlattım doktor!.."

...
...
By now, the drinkers at Gertrude’s bar had moved on to another establishment and were demanding government help to allow them to keep on drinking. They blamed Gertrude for making it too easy to drink for free and for selling them overpriced booze.

But of course, at the end of this saga, all these bail-outs had to be paid for - so the government increased taxes on non-drinkers. It was at this point that I realised the story couldn’t possibly be true.

Bu hikayeyi yazan sahis amerikadaki (ingilterede farkli degil saniyorum) mortgage sisteminin iflasini sadelestirmeye calismis ama bu olayi daha basarili yapan animasyonlari da unutmamak lazim, asagidaki link son derece basarili bir ornek (gerci sorumsuz aileleri temsil eden slide gibi bazi bolumler tepki almadi degil):

http://www.crisisofcredit.com/

Asagidaki hikayenin fikra degil, Kibrista gecen gercek bir hikaye oldugu
yazilmakta:

Yasli bir amca, eseginin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
bunu gören trafik polisleri, amcaya takilmak isterler ve durdururlar.

polis: be amca, necin dakman golani?
(golan: emniyet kemeri.)

amca: dakmam be iste!

polis: e bak gördün mu, simdi ceza keseceyik.

amca: kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
polis: peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?

amca: ???

polis: yani cezayi sana yazarsak bes milyon ödeycen, esege üç milyon
ödeycen.

amca: bana kes o zaman.

polis: neden sana keseyon amca?

amca: onun sicili temiz kalsin, polis yapcez onu !!!!

Gercek hikayeyse hic sasirmam ben de daha once duydum, Kibris agziyla cok iyi yazmissin Alpay.

Alpay Dedeoglu wrote:Asagidaki hikayenin fikra degil, Kibrista gecen gercek bir hikaye oldugu
yazilmakta:

Yasli bir amca, eseginin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
bunu gören trafik polisleri, amcaya takilmak isterler ve durdururlar.

polis: be amca, necin dakman golani?
(golan: emniyet kemeri.)

amca: dakmam be iste!

polis: e bak gördün mu, simdi ceza keseceyik.

amca: kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
polis: peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?

amca: ???

polis: yani cezayi sana yazarsak bes milyon ödeycen, esege üç milyon
ödeycen.

amca: bana kes o zaman.

polis: neden sana keseyon amca?

amca: onun sicili temiz kalsin, polis yapcez onu !!!!

Alpay Dedeoglu wrote:Asagidaki hikayenin fikra degil, Kibrista gecen gercek bir hikaye oldugu
yazilmakta:

Yasli bir amca, eseginin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
bunu gören trafik polisleri, amcaya takilmak isterler ve durdururlar.

polis: be amca, necin dakman golani?
(golan: emniyet kemeri.)

amca: dakmam be iste!

polis: e bak gördün mu, simdi ceza keseceyik.

amca: kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
polis: peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?

amca: ???

polis: yani cezayi sana yazarsak bes milyon ödeycen, esege üç milyon
ödeycen.

amca: bana kes o zaman.

polis: neden sana keseyon amca?

amca: onun sicili temiz kalsin, polis yapcez onu !!!!

harika, çook güzel..

Bu fikra galiba eskiden burada yazilmisti:

Dört samimi arkadaş ayni arabada yolculuk ederken trafik kazasında
ölürler. ölenleri aşağıda karşılayan azrail- "türk cehennemine mi avrupa
cehennemine mi gitmek istersiniz?" diye sorar.- "fark nedir?" diye
sorarlar. azrail - "avrupa cehenneminde her gün bir kepçe, türk
cehenneminde her gün bir kova bok yersiniz" der.
üç tanesi "biz türk doğduk, türk ölürüz" der. bir tanesi ise uyanıktır,
avrupa cehennemini seçer.
ve aradan epey zaman geçer avrupa cehennemindeki adam artik kepçe kepçe
yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek
için ziyarete gider. oysa onlar sen şakrak gülerek karşılarlar onu.
dayanamaz sorar: - "ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova
bok yiyip nasıl bu kadar neşeli oluyorsunuz?"

- "oğlum oğlum" derler, "burası türk cehennemi, "bir gün bok olur kova
olmaz, bir gün kova olur bok olmaz, bir gün görevli işe gelmez, bir türlü
tahsisat çıkmaz. 3 aydır bir bok yediğimiz yok!"

Madem Kibris sivesinden konu acildi, Murat Fahrioglundan affimi isteyerek Kibrislilari cok cok kizdiran Ata Demirerin ''Kiprisli Nadir'' tiplemesi:

http://www.youtube.com/watch?v=F-ZAlKoQz5Y&hl=tr

Alpay Dedeoglu wrote:Madem Kibris sivesinden konu acildi, Murat Fahrioglundan affimi isteyerek Kibrislilari cok cok kizdiran Ata Demirerin ''Kiprisli Nadir'' tiplemesi:

http://www.youtube.com/watch?v=F-ZAlKoQz5Y&hl=tr

Bayagi guzel yapmislar, ben gosterildiginde gorememistim iyi olmus. Ata Demirer %80 benzetmis, diger %20'ye hafiften Turkiye'nin bazi diger bolgelerinden baska siveler karisiyor ama yine de ben begendim. Kibrislilari niye kizdirdi anlamadim neticede guzel Kibris reklami olmus iste. Kibrislilar biraz hassas olur belki ondan, ben 18 yil Kuzey Amerikada yasadigim icin herhalde hassasiyet biraz torpulenmis.

Ben burdaki Turkiye'li ogrencilerime Istanbul sivesi ile konustugum icin bazilari benim Kibris'li oldugumu anlamiyor ama onlarla kendi Kibris sivemi konusamiyorum, otomatik olarak degisiyor.

Kibris espirileri olusmasi bence cok guzel bir olay.

Not: Alpay'in yazdigi fikranin en sonuna ufak bir duzeltme yapayim, "yapcez" degil "yapacayik" olmasi lazim

Su alttaki fikrayi, Avrupa Birliginin Türkiyenin Birliğe üyeliği icin öne sürdükleri, diğer adaylara zorunlu tuttuklarinin aksine daha ikiyüzlü ve, zor ,adil olmayan koşullarina gönderme yapmak icin anlatirlar:

hitler üç esir yakalamis, ingiliz, fransiz ve bir yahudi. "size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis. ingiliz'e sormus "titanik kaç yilinda batti?" ingiliz hemen cevap vermis "1912" diye. hitler göndermis ilgiliz'i. fransiz'a sormus bu kez: - "titanik'te kaç kisi öldü?" fransiz cevap vermis- "1050". "tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.ve yahudi'ye dönmüs;
"say lan isimlerini!"

Artik asagidaki klibide müzik sanat basligina koysaydim,
Keremi iyice delirtirdim.

http://www.yazburaya.com/mustafa-topalo ... pricedency

Yarın aksam Moskova'ya ucuyorum.Bu konuda gitmeden kisa bir animi anlatayim dedim.

Kayseri'den makineci bir abimiz Rusya'ya gitmis. Geldiginde bu olay konusuluyordu.

Abi otele giriyor, sonra aksam lobide ickilerini yudumlarken Kayseri'den bir arkadasi ariyor;

Konusma uc asagi bes yukari soyle : (isimler degistirilmistir)

-Ahmet abi napiyon?
-İyiyim be Hasanim lobide oturduk bir seyler iciyoruz
-Abi oralar nasil ? (ici gidiyoo hipnenin )
-Ulan Hasan otel rus dolu be !! (Rusya'nin baskenti Moskova'dalar)
-Yapma yaa !! (bak cingoz nasil anladi ince espriyi )
-Valla kardesim her yanimiz rus dolu, Laleli'de bile bu kadar rus yoktur. (gunun yaran yorumu bu )
-Abi Marin prenses'te bir Olga vardi, Rusya'ya donmus gorursen selamimi soyle beni cok sever cok harbi kizdir ,sana kiyak gecsin
-Tamam kardesim Aleykum Selam ( ) Gorursem soylerim.

Simdi ben bu adamlarla is yapmaya calisiyorum ve bu adamlarin milyon dolarlari var

Birgün nasrettin hocanın kazana ihtiyacı olmuş.

Nasrettin hoca komşusundan kazanı almış ve işi

bitince geri getirmiş.Nasrettin hocaya kazan

yine lazım olmuş ve yine getirirken içine küçük

bir kazan koymuş.Sonra komşuya geri getirmiş.

Komşu küçük kazanı görünce hocaya: bu ne diye

sormuş.Nasrettin hoca demişki senin kazan

doğurdu.Sonra kazan "Nasrettin" hocaya bir

daha lazım olmuş.Hoca bir daha kazanı almış

ama geri getirmemiş.Komşu kazanı merak edip

"Nasrettin" hocanın evine gitmiş.Kazanı sormuş.

Nasrettin hoca demişki senin kazan öldü.

Komşu demişki inanmam.Nasrettin hoca

sen kazanın doğurduğuna inanıyorsunda öldüğüne

,niye inanmıyorsun öldüğüne demiş.

Bir demet Selçuk Erdem karikatürü:

http://web.cs.hacettepe.edu.tr/~abc/fun ... lcukErdem/

Bir makine, bir elektronik bir de insaat mühendisi sohbet ediyorlarmis. makineci, 'bence tanri kesinlikle makine mühendisi' demis.
'neden' demis digerleri.
'su vücuda,eklemlere, iskelet yapisina bakin.ne kadar iyi tasarlanmis, mafsallar, kemik yapilari falan.
tanri kesinlikle makineci' demis.

elektronik mühendisi, 'hayir bence tanri elektronik mühendisi' demis.
'neden' demisler. 'e baksaniza su sinir sistemine, beyne. muazzam bir elektronik yapi bu demis. yok yok, tanri bir
elektronikçi' demis.

insaat mühendisi,' bence tanrii insaat mühendisi' demis.
'ne alaka lan' demis digerleri.
'düsünsenize lan, sirf ekonomik olsun diye, zevk merkezinin ortasindan atik su hatti geçirmek kimin aklina gelir',
'üstelik mimariyi de bozmadan..'

Bu bir fikra degil ama fikradan beter
son 15 dakikadir guluyorum, agzimi kapatamadim bir turlu.

Bu adam dunyayi yonetti.

http://supak.com/bush.htm

En feci yaranlardan bir iki tanesi;

"Do you have blacks, too?"—To Brazilian President Fernando Cardoso, Washington, D.C., Nov. 8, 2001

"Wow! Brazil is big." — after being shown a map of Brazil by Brazilian president Luiz Inacio Lula da Silva, Brasilia, Brazil, Nov. 6, 2005

"I heard somebody say, 'Where's (Nelson) Mandela?' Well, Mandela's dead. Because Saddam killed all the Mandelas." — on the former South African president, who is still very much alive, Washington, D.C., Sept. 20, 2007

"I remember meeting a mother of a child who was abducted by the North Koreans right here in the Oval Office."—Washington, D.C., June 26, 2008