Page 2 of 3

Posted: Wed Apr 25, 2007 6:43 pm
by Can Baysan
Muhtemelen Vakit gazetesinin azmettirdiği hainler yine işbaşında...

Hükümet, şeriatçı terör örgütlerinin sırtını sıvazlamaktan derhal vazgeçmelidir. Ne var ki bunun vebalini yine "Kemalist komploculara" (!) atacaklar gibi gözüküyor...

Geçmiş olsun Kerem Ağabey...

Posted: Wed Apr 25, 2007 6:54 pm
by Alpay Dedeoglu
Kerem cok gecmis olsun.

Gene basladilar Turkiye ustunde oyunlar oynamaya.
Her zamandan cok birbirimizi dinleyip anlamaya ve uzlasmaya
ihtiyacımız var ki karisikliktan medet umanlari safdisi birakalim.

Posted: Wed Apr 25, 2007 7:07 pm
by Niyazi Gunay
Kerem Bey size, babaniza ve ailenize gecmis olsun...

Posted: Wed Apr 25, 2007 7:07 pm
by Tolga Girici
Ben Kerem Abi'nin Erdogan Tezic'in oglu oldugunu bilmiyordum. Neyse ki bir sey olmamis. Cok cok gecmis olsun.

Icisleri bakani Abdulkadir Aksu suikastleri kinamaktan baska ne yapar acaba? Son 15 yilda bir kac partiden icisleri bakani oldu, o her basa geldiginde bu tur girisimlerin sayisi artti.

Posted: Wed Apr 25, 2007 8:54 pm
by Cengiz Akgun
Cok yazik. Cok uzgunum. Kerem Tezic'in $ahsinda babasina layik gorulen bu hunharca hareketi burdan telin ediyorum. Ne yazik ki boyle bir $ey bekleniyordu. Gecmi$ olsun.

Posted: Wed Apr 25, 2007 9:13 pm
by Mehmet Marsan
Tezic ailesine buyuk gecmis olsun.

Posted: Wed Apr 25, 2007 9:40 pm
by Kenan Atak
Arkadaslar arayan soran herkese tesekkur ederim. Gerci verilmis sadakamiz varmis diyecegim ama bu hayati boyunca ekmegini bilgisinden kazanmis, yillarca gerek genc yasta voleybol milli takim kaptanligi gerekse yillardir ogrenci yetistirerek mesleginde son derece saygin bir yere gelmis ve son derece onurlu bir yasam surmus, ekmegini sadece bilgisinden kazanmis ve kimseyi bugune kadar incitmemis babama bu saldirinin bile dusunulebilmis olmasi sokunu ustumden atmama engel olmuyor. Cok uzgunum gercekten zorbalik hep baskin cikiyor zorbaligi bile bile tesvik eden ve hedef gosterenlere ofkem sonsuz.

Posted: Wed Apr 25, 2007 11:22 pm
by Murat Gökcigdem
Saygideger yuksekogretim Kurulu Baskanimiza ve Turkiye
Anayasasini her zaman on plana cikarip ilkelerini koruyan bu degerli buyuyumuze yapilan cirkin saldiriyi nefretle kiniyorum.

Kerem sana ve ailene buyuk gecmis olsun.

Eskiya yakalanmis galiba ama olay Turkiye Cumhuriyitine yonelik oldugu icin gercek faillerin ortaya bir an cikarilmasi ve provokasyonlarin arka planinda kimlerin oldugu ogrenilmesi Turkiyenin iyiligine ant icmis insanlarin mutlak gorevi olmasi lazim!

Posted: Wed Apr 25, 2007 11:24 pm
by Selcuk Samli
Kerem Bey,

Babaniza,size,ve ailenize gecmis olsun.

Posted: Thu Apr 26, 2007 12:21 am
by Ozgur Huseyinoglu
Murat Gokcigdem wrote:Saygideger yuksekogretim Kurulu Baskanimiza ve Turkiye
Anayasasini her zaman on plana cikarip ilkelerini koruyan bu degerli buyuyumuze yapilan cirkin saldiriyi nefretle kiniyorum.

Kerem sana ve ailene buyuk gecmis olsun.

Eskiya yakalanmis galiba ama olay Turkiye Cumhuriyitine yonelik oldugu icin gercek faillerin ortaya bir an cikarilmasi ve provokasyonlarin arka planinda kimlerin oldugu ogrenilmesi Turkiyenin iyiligine ant icmis insanlarin mutlak gorevi olmasi lazim!
Murat Agabey ozetlemis benim duygularimi da, gecmisler olsun Kerem.

Posted: Thu Apr 26, 2007 1:17 am
by Murat Kara
Sana ve babana gecmis olsun Kerem.

Posted: Thu Apr 26, 2007 10:14 am
by Soner Özaltındere
Öncelikle Kerem arkadaşımız çok geçmiş olsun. Ükemizin birliği, beraberliği ve bütünlüğünün sorgulanır, ulusalcılığın altının oyulur ve tu kaka edilir olduğu bu günlerde maalesef devletin hemen hemen tüm kurumları parsellenmekte ve ele geçirilmektedir. Demokrasi kisvesi altında aşırı sağ ve sol grup ve kişilerin sanki bundan otuz yıl öncesini andırıcasına neredeyse her gün yeni bir katliamına tanık oluyoruz. Şimdiye kadar alışık olmadığımız şekilde devletin,milletin ve ülkenin temsil makamı olan Cumhurbaşkanlığının, yaşam biçimini aday olduğu makamla bağdaştıramadığımız ve ülkesini mahkemeye vermeyi göze alabilmiş birine hediye edilmeye çalışıldığını görüyoruz, yaşıyoruz. Eğer bütünün %65'inin verdiği oyların %35'ini alabilmiş bir grubun son beş sene içerisinde yaptıkları ve ülkenin bugün geldiği nokta demokrasinin gerekleri ise ben demokrasiye olan inancımdan bugünden itibaren vazgeçiyorum.

Posted: Thu Apr 26, 2007 1:53 pm
by Osman Kiciman
Avrupa ve Amerika'da demokrasi kısmına takılmamak elde değil. Gerçekten var mı? Ya da dünyada genel anlamıyla demokrasi var mı? Misal Amerikanın orta doğu politikaları demokrasi sınırlarında mıdır? Savaşların sonuçları demokratik midir? Savaşların çıkma sebepleri gerçekten o ülklere özgürlük getirmek için midir? Siyasi, ticari ve askeri nüfuz sahibi olmak o ülkelere daha fazla demokrat olup diğer ülkelerin geleceğini belirleyebilme hakkı verir mi? Vermeli mi? Dünyada buyuk kartellere yaptırım uygulayabiliyor musunuz? Globallesme adı altında buyuyen pazarı buyuk firmaların domine etmesini engelleyebiliyor musunuz?

Neyse ben sorulardan anlayacağınız üzere demokrasiye, hukuka inancını yitirmiş bir bireyim. Bu durumda seçimlerin de pek bir anlamı kalmıyor gözümde...

Demokrasi dediğinizde sizin yaptığınız illegal aksiyonları gizleme, kılıfına uydurmaktan ibaret bir araca dönüşmüş.

Posted: Sat Apr 28, 2007 1:19 am
by Tolga Girici
Genelkurmay bir iki saat once cok sert bir uyari gecmis. Asker karismadan su sureci atlatabilsek iyi olacakti. Muhtemelen pazartesi gunu erken secim karari alinir. Haziran'da secim yapilabilir. Muhalefet (ozellikle CHP) bu kadar kotu durumdayken secim sonuclari su anki tablodan pek farkli olmaz diye dusunuyorum.
Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde bugün gece saat 23:10'da yayınladığı açıklamanın tam metni şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.

Bu bağlamda;

Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.

22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.

Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.

Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.

Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.

Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.

Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.

Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.

Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur."

Posted: Sat Apr 28, 2007 1:26 am
by Ali Gursel
Tolga Girici wrote:Genelkurmay bir iki saat once cok sert bir uyari gecmis. Asker karismadan su sureci atlatabilsek iyi olacakti. Muhtemelen pazartesi gunu erken secim karari alinir. Haziran'da secim yapilabilir. Muhalefet (ozellikle CHP) bu kadar kotu durumdayken secim sonuclari su anki tablodan pek farkli olmaz diye dusunuyorum.
TSK Gul'un adayligini veto etti resmen, daha da ileri adim atmaktan cekinmeyiz diyerek. Sanirim tek care erken secime gitmek, artik baska aday gostermek mumkun degilmis.

AKP oylar bende, ne istersem yaparim zihniyetine gitmemeliydi Cumhurbaskanligi seciminde, yine beceremeyip su demokrasiyi bir hafif mudahele yasiyoruz. Trabzon'da oldurulen papaz, Dink cinayeti, Malatya'da kitabevinde olanlar ve YOK baskanina saldiri olaylari arka arkaya eklenince endise ve tansiyonun artmis olmasi bir yere kadar dogal.

Fazla buyumeden hallolmasini diliyorum. Bence de erken secim olacak, ama sistem yara almis olarak tabii. Ondan sonra cikan tablo ne olursa olsun birlestirici bir kisi cumhurbaskani olur umarim. Amerikalilarin cok iyi yaptigi bizim ise pek beceremedigimiz bir sey var, compromise/uzlasma isi. Keske buraya gelmeden dusunulseydi bu is. RTE'nin hala bu isi hafta sonunda yumusatarak Pazartesi borsalarin acilisina ve normal hayata donuse dek etkisini azaltma sansi var, cok iyi liderlik vasfi ve donus yapabilme yetenegi olmasi lazim, gorecegiz.

Neyse, kisilerin hayatlari kisa, toplumlarin hayatlari uzun.

Ali